kıl dönmesi nüks / Kıl dönmesi hakkında bilmeniz gerekenler - Sağlık Haberleri

Kıl Dönmesi Nüks

kıl dönmesi nüks

Kıl Dönmesi Nüksü Engellenebilir Mi?

Kıl Dönmesi Nüksü Engellenebilir Mi?

Kıl dönmesi, genelde kıl yoğunluğundan dolayı oluşmakta ve en sık kuyruk sokumu bölgesinde görülmektedir. Sessiz ilerleyen bir hastalık olduğu için korunmak akla gelmez ve genellikle hastalık ortaya çıktıktan sonra fark edilebilir. Kıl dönmesi operasyonu olduktan sonra kişisel hijyeninize dikkat etmezseniz kıl dönmesinin tekrarlamasına engel olamazsınız.

Kıl dönmesi ile ilgili ilk belirtiler arasında olan apse oluşumu nükste de görülmektedir. Bu durumda apse antibiyotik veya cerrahi boşaltma gibi bir teknikle uzaklaştırılır.

Ailesel yatkınlık sebebiyle ailede bir kişide çıktığında diğer kişilerin bölge hijyenine dikkat ederek kıl dönmesi hastalığından korunması mümkün olabilir.

Kıl dönmesinden korunmak ve tekrarlamasına engel olmak için dikkat edilmesi gereken hijyen kuralları:
-Kuyruk sokumu bölgesi her banyoda liflenmeli ve bol suyla yıkanmalıdır.
-Her dışkılama sonrası taharetlenme işlemi kuyruk sokumunu içerecek şekilde yapılmalıdır.
- Özellikle çok kıllı kişiler baş ve sırttan dökülen kılların kıl dönmesine dönüşme ihtimalini azaltmak için kıllardan arındırılmalıdır.

Gerek hastalığın ortaya çıkışında gerekse tekrarlamamasında dikkat edilecek en önemli şey temizliktir. Burada en uygun yaklaşım, ameliyatınızı gerçekleştiren cerrahtan bir randevu alarak ona muayene olmaktır.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yasir Gözü

seafoodplus.info

Kıl Dönmesi Tedavisinde Ameliyata Alternatif Tedavi Yöntemleri Var Mıdır?

Evet kıl dönmesi tedavisinde ameliyata alternatif lokal tedavi yöntemleri vardır. Bu konudaki ilk bilimsel makale yılında Klaas tarafından yayınlanmıştır. Armstrong ve Barcia ise, yılında ABD ordusunda kıl dönmesi sorunu olan ve ameliyatsız yöntemle tedavi ettikleri askerin sonuçlarını yayınlamışlardır. Kıl dönmesi apsesi durumunda halk arasında kara merhem diye bilinen pomadın (ham petrol özelliğindeki karışımın sülfürik asit ile muamele edilerek suda çözünür hale getirilmiş şekli) sürülmesinin etkili olduğu, ancak geçici bir çözüm ürettiği bilinmektedir.

seafoodplus.info Tekniği

Kıl dönmesinin ameliyatsız tedavisinde ‘’Bascom tekniği’’ veya ‘’sinüsektomi’’ olarak adlandırılan bu teknikte lokal anestezi ile kıl kesesinin olduğu küçük bir alan çıkartılır ve bazen fistüller arasındaki ilişkileri kesmek gerekebilir. Bu teknik, ilk olarak yılında Bascom tarafından tanımlanmış olup, tekrarlama oranı hayli düşüktür. Soll ve ark. yılında İsviçre’de hasta üzerinde gerçekleştirdikleri çalışmada ortalama yıllık takip ile % 10 civarında nüks oranı belirlediklerini bildirmişlerdir.

seafoodplus.info Tekniği

Bu teknik İngilizce kaynaklarda ‘’Fistula laser closure’’ veya kısaltılmış adı ile ‘’FILAC’’ olarak veya ‘’Laser ablation of the fistula tract’’ yada kısaca ‘’LAFT’’ adlandırılmaktadır. Lazer ile fistül kapatılması tekniği ilk olarak yılında Almanya’da Arne Wilhelm tarafından makat fistülü tedavisi için tanımlanmıştır. Buradaki ana mantık, boşluğun adeta silikon ile dolgu yapar gibi, lazer ile yakılarak kapatılmasıdır. Lazer 1, nm dalga boyunda ve 13 watt gücünde olup, kıl dönmesi boşluğu yolunun fırça ile temizlendikten sonra ince bir kürdan çapında olan lazer çubuğu ile fistül tünelinin o dairesel olarak (radyal fiber ile) yakılarak fistül yolunun kapatılmasıdır. Bu teknik komplike olmamış olgularda rahatlıkla lokal anestezi ile % 10 civarında nüks oranı ile uygulanabilmekte ve işlem sonrası ağrısız, daha çok yanma hissi ile seyretmekte ve sonuçları gayet iyi olan güncel bir tekniktir.

3.Gümüş Nitrat Tekniği

Kıl dönmesinin lokal tedavisinde en sık olarak gümüş nitrat, fenol ve fibrin yapıştırıcı gibi kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddeler fistül girişlerinden içeriye verilir ve işlem ortalama dakika içinde tamamlanır. Haftalık veya iki haftalık kontrollerle ortalama hafta içinde % 20 civarında nüks oranı ile iyileşme olması beklenir. Bazı cerrahlar hangi yöntemle tedavi edilirse edilsin, kıl dönmesi (pilonidal sinüs) hastalığının 40 yaştan sonra kendiliğinden gerileyeceğine inanırlar, bu nedenle komplike hastalık olmadıkça ameliyat önermezler.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Öncesinde Hangi Konuda Dikkatli Olunmalıdır?

Kan sulandırıcı ilaçlar (Aspirin®, Coraspin®, Ecoprin®, Dispril®, Coumadin®, Heparin®, Plavix®, Pradaxa® vb.), romatizma ve ağrı kesici ilaçları, insülin, demir ilacı veya antibiyotik kullanıyorsanız doktorunuzu uyarınız. Kan sulandırıcı ilaçların işlemin gün öncesinden kesilmesi gereklidir.  Ayrıca mutlaka alerjileriniz konusunda doktorunuzu uyarınız. Sıklıkla, kan sulandırıcı ilaçlara, işlemden gün sonra tekrar başlanılabilir, ancak bu konuda mutlaka doktordan onay almak gerekir.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi Sonrasında Ne Zaman İşe Geri Dönülebilir?

Hastalar ameliyatsız kıl dönmesi tedavisi sonrasında derhal işlerine geri dönebilirler. Bu işlemin, Diş Doktorunda lokal anestezi ile uyuşturma ile yaptırılan bir işlemden pek bir farkı yoktur. Ameliyatsız kıl dönmesi tedavisinin avantajı, işten geri kalmaya neden olmamasıdır. Belirgin bir ağrı yaratmaz ve basit ağrı kesici haplar ile işlem sonrasındaki ağrı kontrol altına alınabilir.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisinin Avantajları Nelerdir?

  • Genel anestezi (narkoz) gerektirmemesi
  • Muayenehane koşullarında uygulanabilen bir girişim olması
  • İşlem sonrasında yatak istirahati gerektirmemesi
  • Nüks oranının düşük olması ve nüks ederse aynı yöntemle tedavi edilebilmesi
  • Çok az bir kesi izi kalması, kozmetik sorun olmamasıdır.

Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisinin Sonuçları Nasıldır?

Kıl dönmesinin ameliyatsız tedavisi, uygun koşullarda deneyimli ellerde yapıldığında gayet olumlu sonuçlar alınabilmekte ve nüks veya tekrarlama oranı % 20 civarında olmaktadır. Hasta birkaç kez üst üste hekime yara bakımı amaçlı gitmelidir.

Burada ameliyatsız tedavi ile ‘’kıl dönmesi’ne son’’,  ‘’kıl dönmesi için kesin çözüm’’,  ‘’kıl dönmesi için garantili tedavi’’,  ‘’kıl dönmesi’ne paydos’’, ‘’ kıl dönmesi için kesin tedavi’’ gibi bir gerçek maalesef mümkün değildir. Bu konuda bir Genel Cerrahi Uzmanı’na başvurmak gerekir. Yalnız bağırsak ve makat hastalıkları üzerine hizmet veren cerrahlar, kolorektal cerrahi ve proktoloji uzmanı olarak adlandırılır.

Kıl Dönmesinin Nüks Etmesini Önlemek İçin Pratik Öneriler Nelerdir?

  • Hekimin önerdiği şekilde, hastalar temizlik ve yara bakımını yapmalı
  • Yara veya kıl giriş delikleri iyileştikten sonra, kuyruk sokumu oluğu her gün yıkanıp silinerek boşta gezen kıllar temizlenmeli.
  • Çok kıllı olanlar, kuyruk sokumu oluğunu, haftada bir kez kıl dökücü krem ile veya cımbızla temizlemeli, kaba etlerini genişçe tıraş ettirmeli.
  • Lokal tedavi sonrasında lazer epilasyon ile kılların uzaklaştırılması, nüksü önlemede en etkin önlemdir.

Kıl Dönmesi Sorununda Lokal Tedavilerin Yan Etkileri Var Mıdır? 

Kıl dönmesi tedavisinde fenol ve gümüş nitrat; labirent dışında kaçmadığı sürece yan etki oluşturmaz, ancak labirent dışına kaçtığında birkaç gün içinde aynı yerde ağrı ve akıntı yaparsa da tedavisi lokal anestezi altında pansumanla sağlanır.

Kıl Dönmesinde Lokal Tedavinin Avantajları Nelerdir?

  • Genel anestezi (narkoz) gerektirmemesi
  • Muayenehane koşullarında uygulanabilen küçük bir girişim olması
  • İşlem sonrasında yatak istirahati gerektirmemesi ve işten geri kalma olmaması
  • Nüks oranının düşük olması ve nüks ederse aynı yöntemle tedavi edilebilmesi
  • Çok az bir kesi izi kalması, kozmetik sorun olmaması.

 

Prof. Dr. Korhan TAVİLOĞLU
Proktoloji Uzmanı

 

Kaynaklar

  1. Horesh N, Meiri H, Anteby R, et al. Outcomes of laser-assisted closure (SiLaC) surgery for chronic pilonidal sinus disease. J Laparoendosc Adv Surg Tech A Mar 9. doi: /lap Online ahead of seafoodplus.info: 
  2. Algazar M, Zaitoun MA, Khalil OH, et al. Sinus laser closure (SiLaC) versus Limberg flap in management of pilonidal disease: A short term non-randomized comparative prospective study. Asian J Surg May 6:S(21) doi: /seafoodplus.info
  3. Meinero P, La Torre M, Lisi G, et al. Endoscopic pilonidal sinus treatment (EPSiT) in recurrent pilonidal  disease: a prospective international multicenter study. Int J Colorectal Dis (). seafoodplus.info
  4. Andersson RE. Coloproctology Less invasive pilonidal sinus surgical procedures. seafoodplus.info
  5. Kalaiselvan R, Bathla S, Allen W, et al. Minimally invasive techniques in the management of pilonidal disease. Int J Colorectal Dis ). seafoodplus.info
  6. Wysocki AP, Doll D. Missing points in pilonidal disease. Dis Colon Rectum ;  4 pe doi: /DCR
  7. Lund J, Tou S, Doleman B, et al. Fibrin glue for pilonidal sinus disease. Cochrane Database Syst Rev Jan 13;1:CD doi: /CDpub2.
  8. Wilhelm A. A new technique for sphincter-preserving anal fistula repair using a novel radial emitting laser probe. Tech Coloproctol ; 15 (4):
  9. Armstrong JH, Barcia PJ. Pilonidal sinus disease. The conservative approach. Arch Surg ; –
  10. Bascom J. Pilonidal disease: origin from follicles of hairs and results of follicle removal as treatment. ; 87 (5):

 

KIL DÖNMESİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Bu güne değin en fazla uygulanmış olan tedavi şekli radikal cerrahidir. Cerrahi tedavi şeklileri çoktur ve hemen hepsinde sağlam çevre doku ile birlikte hastalıklı dokular genişçe çıkarılır, yara açık bırakılarak 1 ila 3 ay süren, genelde hastane ortamında yapılması gereken günlük pansumanlarla kapanması beklenir. Yahut zamandan tasarruf hedeflenmişse,çeşitli kapalı teknikler uygulanır. Kapalı yöntemlerden Limberg'in tarif ettiği, genel veya spinal anestezi altında, hastalıklı bölgeyi genişçe çıkarıp, kaba etler arası oluğu da düzleyeyecek şekilde, yandan doku kaydırılması yani flep rotasyonu yöntemi en çok tercih edilmiş radikal bir yöntemdir. Ancak bu yöntemde flep altına gün süreli vakumlu dren yerleştirilmesi dikiş hattının intergluteal oluk içine asla denk düşürülmemesi veya oluk içinde deri kıvrımı bırakılmaması, 2 - 3 günü hastanede olmak üzere ,genelde yüzüstü olmak üzere,7 ila 15 gün süre ile yatak istirahati şarttır. Bir hafta on gün süre ile o bölgeye su değdirilmemesi ve terletilmemesi. Değilse erken yara komplikasyonları riski %15'i ve bunlara bağlı nüks(hastalık tekrarı) riski %10'u hatta %20’yi bulmaktadır. Bu nedenle alternatif yöntem araştırmaları devam etmiş ve Fenol uygulaması, fistül ve sinüslerdeki kılların basitçe ve sık sık temizlenmesi, kistin lokal anestezi ile basitçe çıkarılması gibi alternatif tedaviler önerilmiştir. Ancak Grade 4 veya 5’e ulaşmış hastalarda geniş cerrahi çıkarımlar ve geniş serbest veya rotasyon greftlemelerine devam edilmektedir. Bu safhaya ulaşmış hastalarda tercihimiz,lokal anestezi altında,ilgili trakt ve abseli odakları basitçe açarak kürete edip sekonder iyileşmeye almaktıseafoodplus.info durumda genelde dikiş kullanılmadığı için,yatak istirahatı, su ve terden sakındırma şartı yoktur ve yaralar da evde yapılabilecek basit pansumanlarla, haftada, sorunsuzca iyileşmektedir. Bizim halen derecelerine göre tecih ettiğimiz tedavi yöntemlerimiz şöyledir: Kıl dönmesinde alternatif tedavi olarak muhtelif araştırmacılar tarafından da 'ten beri zaman zaman uygulanmış, bazen başarılı, bazen de başarısız bulunmuş tedavilerden biri olan, esasta SKLEROTİK (fibrotik doku oluşturarak sertleştirici), kısmen de LİTİK (eritici) bir kimyasal ajan olan %80 FENOL ile 'ten itibaren, 15 yıl süre ile literatürdeki original yönteme sadık kalarak çalıştıkilk yıllarda, kıl fistülleri ve sinüsler kürete edilmeden sadece FENOL enjeksiyonu ile yaptığımız tedavilerde,original çalışmadakine benzer şekilade başarımız %80'de kalınca yöntemi modifiye ettik. Yönteme kıl fistüllerini fenol injeksiyonundan 1 gün sonra kürete ettik, başarımız ancak %85'e yükseldi. Başarının yine de sınırlı kalmasının nedeni, Fenol'ün, abseli veya kalın duvarlı kıl kistlere etki edememesi, bazen kıl giriş deliklerinin, Fenolün koterize edici etkisinin zayıf kalıp, yeterince koterize edilememesi sonucu kapanamaması ve bu noktalardan yeniden kıl girebilmesi idi. İlaveten orijinal yönteme sadık kalma adına, kıl gişlerine eksizyon veya dikiş uygulamamız, kronik enfeksiyon nedeni ile bazı hastalarda kıl giriş noktalarında oluşan retraktif (çekinti) çukurlarını cerrahi olarak düzeltmeyip olduğu gibi kıl, hav, ter, kir tutmaya müsait, potansiyel çukurlar halinde bırakmamız olmalı diye düşündük.


UYGULADIĞIMIZ BAŞARILI TEDAVİ METODLARI

1-DOĞRUDAN KÜRETAJ VE KIL GİRİŞLERİNİN MİKROEKSİZYONU

2-KIL KİSTLERİNİ EKSİZYONU

3-KRONİK HİDRADENİTİK FİSTÜLLERİN VE ABSELİ ODAKLARIN İNSİZE EDİLİP AÇIK BIRAKILMASI

4-BENGİSU PLASTİ

1-DOĞRUDAN KÜRETAJ VE KIL GİRİŞLERİNİN MİKROEKSİZYONU

Ocak 'ten Ağustos 'ya kadar pilonidal sinüs tanılı, yaklaşık hastaya gümüş nitrat yerine POVİDON İYOD enjekte ederek ayni seansta kist veya trakt içine yönelik hızlı dezenfeksiyon ve peşinden lokal anestezi altında, doğrudan küretaj uyguladık. İyileşme hızı, akıntı vs gibi iyileşme süreçleri Gümüş nitrat grubunun hemen hemen aynısı oldu. Üstelik yöntem tek bir seansta bitirilebilmekte, yine ortalama 1 hafta içinde sonuç alınabilmekte, hemen hemen hiç ağrı olmamakta, iyileşme ortalama 10 günde olabilmektedir. Bu arada hasta yine işine devam edebilmektedir. Yaraya su değdirilmemelidir. Küretajlarda yara enfeksiyonu %9 oranında görülmüş olup, bunlar 2 ila 14 günde iyileşmişlerdir. Dolayısı ile son yıllarda bizler gümüş nitrat yerine doğrudan küretaj ve pit eksizyonun tercih eder olduk.

KÜRETAJ İŞLEMİNDEN SONRA NÜKS İHTİMALİ VAR MIDIR?

Her işte olduğu gibi başarı, detaylarda gizlidir. İşin püf noktalarını iyi bilmek, titizlik, yakın ilgi, hasta ve hekim işbirliği başarıyı belirleyen başlıca faktörlerdir. Sadece sinüs, fistül ve labirentleri kıldan arındırmak yetmez. Yeni kıl girişimlerine yol açacak mikro girişleri asla gözden kaçırmamak, en küçük şüphe arz eden yani dibinde gizlenmiş bir kıl girişi bulunabilecek fossaları, çukurları yine aynı seansta, lokal anestezi altında, küçük plastik cerrahi düzeltmeler yapılabilir. Hastaları tek yönteme fikse etmemeli, gerekiyorsa küçük cerrahi düzeltmelere ikna etmeli. Kurallara uyulursa, Mayıs tarihinde Selçuk Üniversitesi'ne 40 th Europian Surgeons of Surgical Resarch Congress'de sunduğumuz tebliğde de arz ettiğimiz gibi 1.müdahalede başarımız %95 kadardır.Nüks eden vakalarda bunun sebebi tedavi sırasında, başlangıç halinde olup henüz içine kıl girmemiş veya o an için bazı girişlerin epitelize olup geçici olarak kapanmaları nedeni ile gözden kaçmış pitzler (minik kıl girişleri) ve bunların ileriki günlerde faaliyete geçmeleri veya daha sıklıkla hastaların tembihleri unutarak kaykılık veya uzun oturma, araba sürerken veya uzun otobüs yolculuklarında, koltuğu arkaya yatırma gibi alışkınlılarını değiştirememeleri, hijyene dikkat etmemeleri olmaktadır. Cerrahi veya tıbbi tedavilerde, sosyal hayatta ve bilimsel bütün branşlarda olduğu gibi % başarı şansı yoktur. Kusursuz ne insan, ne de yöntem vardır. Ancak yılmadan ideali aramak vardır. Başarı tek taraflı olamaz, hastanın da bazı kurallara uyması gerekir.

KÜRETAJ İŞLEMİNDEN ÖNCEKİ VE SONRAKİ VAKALAR

VAKA NO

VAKA NO

VAKA NO

İÇERİDE KIL KALIP KALMADIĞINDAN NASIL EMİN OLABİLİRİZ? İÇERDE KIL KALIRSA HASTALIK NÜKS EDER Mİ?

Teorik olarak küretaj yolu ile sinüs veya fistüller içinde hiç kıl veya iltihaplı granulasyon dokusu kalmaması gerekir. Dolayısı ile bundan emin olana kadar mükerrez kez, kürete hiç bir kıl ve daha doğrusu hiçbir iltihabi granulasyon dokusu takılmayana kadar küretaja devam edillir ve ayrıca povidon iyod ve serum ile yıkama yapılır.

Mevcut enfeksiyonun veya yeni bir enfeksiyonun ve akıntının önlenmesi için, sinüs ve fistül ağızlarına suda eriyebilir antibiyotikli bir pomad ve ayrıca kanlı sıvı birikimini önlemek ve bunun için de sinüsler veya fistüller içinde potansiyel boşluların oluşumunu engellemek için bölgeye baskılı, sıkı tampon uygulamalıayrıca ağızdan sistemik baskılayıcı antibiyotik verilmeli.

Küretaj ile temizlenen boşluklarda sıvı birikimine izin verilmemeli yoksa bu sıvılar içinde enfeksiyon yeniden alevlenebilmektedir. Bununla beraber ,nadir de olsa,bir iki hafta sonrasında,bazı sinüslerden veya fistüllerde,birkaç gün süre ile,geçici olarak iltihabi bir alevlenme, buna bağlı ağrılı şişlik,küçük bir apse veya iltihabi akıntı seafoodplus.info, içerde kıl kalmasından ziyade fistül veya sinüs duvarının derinliklerine kadar geçebilmiş bakterilerden kaynaklandığını, yoksa lokal(topikal) antiseptikler ile bakterilerden arındırılmış residüel kılların, enfeksiyon veya apse yapmayacağına inanıyoruz. Nitekim bazen, özellikle kıllı hastalarda acilen yapılan ameliyatlarda, örneğin karın içine illa ki bir kaç kaçabilmekte ve bunların hiç bir sorun oluşturmadığını bütün cerrahlar bilmektedir. Ayrıca bilinen bir kural da şudur ki, insanın kendi dokusu kendine zarar vermez tepki oluşturmaz velev ki kıl bile olsa.

Pilonidal sinüste apse veya enfeksiyon oluşturan asıl faktör bakterilerdir. Kılın rolü,ciltteki pitz denilen mikrodeliklerden geçmek ve yürümek ve sırtına takılmış veya bulaşmış bakterileri içeriye taşımaktır.Kıl,aslında sahibine zarar vermez (NB).Bu görüşümüzün delilleri şunlar olabilir:

1-Bazı hastalarda,veya başka nedenlerle yapılan rutin muayenelerde kuyruk sokumunda sinüsler içinde akıntı oluşturmadan ,uzun süre,kişiyi rahatsız etmeden ,belki senelerce,sessizce duran kıl yumaklarını sıkça tespit etmemizdir.

2-Pilonidal sinüs yüzünden oluşmuş apseler, içteki kıllara ulaşılıp ayıklanmadan, sıklıkla cerrahi drenaj yapılıp, lokal veya sistemik antibiyotik tedavisinden sonra olayın sıklıkla bir kaç ay süre ile pekala yatışıp kaldığını gözlüyoruz ta ki yeni, kontamine kıllar sinüs veya fistüllerin içine girene kadar.

3-Kuyruk sokumuna dikkatli hijyen uygulayan,yeni kıl girişini olabildiğince engelleyebilen kişilerde,aylar,hatta yıllar boyu akıntı veya apse olmayabilmektedir.

4-Saçlarımız ve kıllarımız ta cilt altına kadar uzanmış kökleri ile ömür boyu sorunsuz durabilmekte ve pek çok yararlı fonksiyon görmektedirler. Bu damarasız, kansız, sinirsiz aksesuarlarımızı atmak için vücudumuz herhangi bir tepki vermemektedir.

5-Daha ilginci, muhtelif ameliyatlarda dokuların derinliklerinde, organların arasına, içinde kalmış temiz kıllar sorun teşkil etmemektedir. Kaldı ki metodumuzda uygulanan işlemler rötüş kabilinden mikroişlemler olduğu için operasyon sonrası olabilecek muhtemel enfeksiyon da küçük olmakta ve temizlenmesi ve tedavisi de dk da mümkün olabilmektedir. Oysa klasik, eski yöntem tedavilerinde nükslerin ve enfeksiyonların sıklıkla orijinal hastalık kadar veya ondan daha büyük olduğu ve hayli sıkıntı çekildiği unutulmamalıdır.

Pilonidal sinus sürecinin şematik resmi

KIL DÖNMESİNDE KÜRETAJ VE DİĞER SAYDIĞIMIZ YÖNTEMLERİN KLASİK TEDAVİYE GÖRE AVANTAJLARI NELERDİR?

1- Narkoz, yani genel anestezi gerektirmeyen, konservatif , pratik ve diğer yöntemlere göre hayli küçük bir operasyondur, bir mikro cerrahidir veya hiç olmazsa küçük bir cerrahi yöntemdir.

2- Hastanede veya evde yatmayı, istirahati, tahlil, tetkik ve ön hazırlık gerektirmeyen, aynı gün muayenenin hemen ardından uygulanabilen bir tedavi yöntemidir.

3- Nüks ihtimali çok düşük olup nüksetse bile aynı yöntemle, hem de çok daha kolay bir şekilde tedavisi kesinliğe kavuşturulabilir.

4- Müdahaleler iz bırakmaz ve çok iyi estetik sağlar,çünkü diğer cerrahi yöntemlerin aksine derinlere,hele hele kemiğe kadar hiç inilmezherhangi bir doku çıkarımı olmaz,dolayısı ile,derinlerde büyük hematom, seroma ve bunlara bağlı ciddi apseler, akıntılar, bunlara bağlı çöküntü ve çekintiler, yani nükslere sebep olabilecek zeminler oluşmaz, yani orijinal anatomi bozulmaz. Anatomi baştan bozuksa bile, ek bir plastik yöntemle, anında düzeltilerek orijinal fizyolojik anatomi elde edilir.

5- Hastaların bu alternatif müdahale için hekime, yarımşar saatten üçer gün arayla 2 veya 3 kez uğraması yeterlidir işten,okuldan ve hatta yolculuktan alıkoymaz.

2-KIL KİSTLERİNİN EKSİZYONU

Pitlerden kıllar, cilt altında akıntısız, absesiz kist oluşturmuş ise, ilgili kistin, çevre dokulara dokunmadan cm lik kesiden bir zar kese halinde sökülüp çıkarılması birkaç dakikalık bir işlemdir. Böyle bir kistin duvarına saplanmış kılların gümüş nitrat veya küret ile tamamen sükülmesi genelde zor ve uğraştırıcı olacağı için,lokal anestezi ile eksize edilevermesi çok daha kolay ve mantıklıdır.

Kistenfekte veya abseli ise, mg İV Dormicum ve Rapifen ve lokal anestzi altında abse , tepe noktasından boşaltıılıp dezenfekte edilir. Aynı seansta kıl giriş noktası yani ilgili pit bulunup buranın diş eğesi ile törpülenmesi veya sütüre edilmesi veya mikro eksizyon yapılıp drenaja bırakılması ve böylece olayın tek seansta bitirilmesi mümkündür.İşin püf noktası,yeni kıl girişlerini önlemektir. Böylesine pratik uygulamaları hastalar daha kolay benimsmekte,ertesi gün işlerinin başına dönebilmekte,pansuman için kez gelmeleri yeterli olmaktadır. İkinci bir müdahale ,hele hele radikal bir ameliyat hiç gerekmemektedir.

3-KRONİK HİDRADENİTİK FİSTÜLLERİN VE ABSELERİN İNSİZE EDİLİP AÇIK BIRAKILMASI(LAY-OPEN)

Kronik Hidradenitis ve multiple kronik abse durumunda gümüş nitrat veya fenol yetersiz kalacağından bunların yine İ V Dormicum ve Rapifen eşliğinde yine lokal anesyezi ile insize edilip içerdeki kıllar ve pyojenik granulasyon dokuları kürete edilir ve poşlar dezenfekte edilip içine antibiyotikli pomad ve yara dudaklarının arasına, yara çukuruna ve kenar raflarının altına pamuk destek konulması yeterlidir. Pamuk tarafımızdan veya hasta yakınları tarfından günde kez değiştirilir ki ham yara yüzeyleri birbirine değmesin. Yara yüzeyleri veya kenarları birbirine değerse reenfalamasyon, prematür iyileşmeler olur ki, iş uzar. Bu şekilde sekonder iyileşmeye bırakılan hidradenitik tarktların hafta içinde iyileştiği görülür. Sütür konmadığı için hareket veya banyo engeli yoktur. Bu zeminlerin çabuk ve hayli düzgün şekilde iyileşme nedeni gözlemlerimizde sık sık rastadığımız üzere cilt epitelinin traktların için zaten cm ilerlemiş, kısmen iyileştirmiş olması ve fistül zeminindeki hücrelerin cilt epiteline dönüşebilme yeteneğidir.

4-BENGİSUPLASTİ

Radikal cerrahiler veya prematür iyileşmeler sonrası nükslerde sıklıkla derin fistüller ve bunların etrafında kalın sklerotik cilt ve cilt altı dokular oluşmakta anotomi de hayli bozulmaktadır. Bunlarda gümüş nitrat veya primer küretajdan sonra nüksler olabilmektedir. Çünkü oluşmuş derin retraktif fossalar içinde oluşsan hav, ter, mantar, bakteri ve kontamine kıllar, fossanın aynı noktadan delinmesine neden seafoodplus.info gibi sklerotik anatomik deformitelerin, örneğin kıl girişin vuku bulduğu retraktif fossaların cm’lik eliptik insizyonla, basitçe eksize edilip Matress sütürle kapatılması, proksimaldeki fistül çıkış orifisinin ise drenaj için açık bırakılması yeterlidir. Fistül tarktı geniş ve derin veya retraktif fossa derin ve traktın sırtında hörgüç misali sklerotik cilt oluşmuş ise Bengisuplasti uygulaması idealdir.

Şöyle ki,bu metodumuz gereği, fistül traktı, lokal anestezi altında insize edilir. Fistül traktının sert orta hat zemini yerinde bırakılıseafoodplus.infoın yan duvarı ve hörgüçün altındaki hipertrofik fibroadipö doku vertikal olarak iki portakal dilimi şeklinde eksize edilir. Elde edilen flepler,orta hattaki sert zemine ve biribirine ,oklüzyon sağlayacak şekilde,derin Matress sütürlerle dikilir. Dikişler konmadan önce orta hat zemindeki granulayonun tamamen kütrete edilmiş olması gerekir. İşlem bittiğinde,deformitenin tamamen düzeldiği, hem ideal kozmetik sağlandığı hem intertrigoya ve nüks lere yol açan derin interglutela sulkusun, retraktif fossanın ve hem de hörgüçün kaybolduğu görülecektir.

KIL DÖNMESİ (PİLONİDAL SİNÜS) MÜDAHALELERİNDEN SONRA ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

1-Operasyondan sonra ilk gün ağrılı pozisyonlardan, fazla yürümekten, koşuşturmaktan ve sportif hareketten, yaraya su değdirmekten kaçının. Yatak istirahatı şart değil, ancak rölantide kalmanız şart. Aşırıya gitmemek şartı ile günlük işlerinize devam edebilirsiniz.
2-Kontrole gelene kadar, ilk 2 gün pansumana gerek yok. İlk pansuman tarafımızdan yapılıp size gösterilecektir.
3- Üçüncü günden itibaren 1 hafta süre ile yara bölgesini günde 2 kez Biokadin veya Batticon ile hafifçe silip kurulayın ve bebe pudrası ile silin ki nemli kalmasın. Pudralamaya 2 hafta devam edin; ancak ter, kıl, hav vs birikmemesi için; 3 yıl süre ile kuru veya ıslak peçete ile bölgeyi silip temiz ve kuru tutmaya devam edin.
4-Banyo ve duştan sonra su ile birlikte o bölgeden akıp giden kılların bir kısmı olukta kalabileceği için, bölgeyi iyice silin, kurulayın, hatta oluk derin ise string, yani ipli çamaşır giyin.
5-Ömür boyu, asla kaykılık, uzun veya kuyruk kemiği üzerine oturmayın. Ya dik, ya da yan oturun ki hastalığınız nüksetmesin, hem de ilerde beliniz kireçlenmesin, ağrımasın. Özellikle şoför koltuğunu dik tutun, dik oturun, koltuklarda yayılmayın.
6- Aileden birisine, birkaç yıl süre ile sık sık bölgenin kontrolünü yaptırın. En ufak bir kızarıklık, kaşıntı, akıntı, minik bir delik gördüğünüzde bize başvurun; erken müdahale ile sorunun dakikada giderileceğini unutmayın.


REFERANSLAR

1-Maurice B.A. and Grenwood R.K.: A conservative treatment of pilonidal sinüs. Br J Surg: ,
2- Shorey, B.A.: Pilonidal sinüs treated by phenol injection. Br J Surg. - ,
3-Karidakis GE: Easy and successfull treatment of pilonidal sinüs after explanation of its causative process. Aust NZJ Surg - ,
4- Vara - Thorbeck R., Mekinassi K., Bercnid S: Phenol treatment of pilonidal sinüses. Zentrabl Chir. - ,
5- Schneider İH, Thaler K, Kökckerliğn F.: Treatment of pilonidal sinüses by phenol injections. İn J Colorectal Dis 9: - ,
6- Stansby G. Greatorex R: Phenol treatment of pilonidal sinüses of natal cleft Br. J Sung - ,
7- Çetinkaya Z, Bülbüller N, Doğru O, Çifter Ç. Çetiner, M. Akkuş MA: Pilonidal sinüsun cerrahi tedavisinde Limberg flep ile Karydakis flep yöntemlerinin karşılaştırılması. Kolon Rektum hast. Derg. 9: 26 - 29,
8- Wechselber ger G. Shoeller T.: Treatment of complicated pilonidal sinüs. Eur J Surg (Norway) Oct , (10)p
9- Hegge HG. Vas GA Patka P. Hoitsma HF.: Treatment of complicated or infected pilonidal sinüs disease by local application of phenol. Surgery , Jul , 52 - 4
Golligher j: Pilonidal sinüs. in: Surgery of the Anus Rectum and Colon, , pp -
Yabe T, Furukawa M.: The origin of pilonidal, sinüs, J Dermatol Sep: 22 (9) - 9
Stephens FO Stephens RB: Pilonidal sinüs: management objectives, Aust NZJ Surg Aug: 65 (8): - 60
Sondenea K. Andersen E. Nesvik I. Soreide JA: Patient characteristics and symptoms in chronic plonidal sinüs disease, Int J Colorectal Dis 10 (1): 39 - 42
Palesty JA, Zahir KS., Dudrick SJ, Ferri S, Tripodi G.: N: YAG Laser surgery for the excision of pilonidal cyst: a comparison with traditional techniques. Laser Surg Med , 26(4): - 5
Khamis HAG, İsam MAS, Khalil Ras., Yousif IEA, Vidya PC, Micheal S, Andrew JW: Treatment of Pilonidal Sinüs by Primary Closure with a Transposed Rhomboid Flap Compare with Deep Suturing: A Prospective Randomized Clinical Trial. Eur J Surg -
Kitchen PRB.: Pilonidal sinüs: Experience with the Karyadakis flap. Br J Surg , 83, -
Senepati A, Cripps J and Thomopson Mr.: Bascom's operation in the day surgical management of symptomatic pilonidal sinüs. Br J surg , 87 -
Bascom J: Pilanidal disease: Long term results of follicle removal, Dis Colon Rectum , - 7

Kıl Dönmesi ve Tedavisi

Kıl Dönmesi Nedir ve Ne Sebep Olur?

Tıpta bilinen adıyla ”pilonidal sinüs” olarak da bilinen, vücudun en çok kuyruk sokumunda görülen kıl dönmesi, intergluteal oluk olarak adlandırılan iki kalça arasındaki oyukta meydana gelir. Kıl dönmesi; enseden, sırttan veya saçtan dökülen kılların kuyruk sokumuna dökülüp orada toplanması ve deri altına yerleşmesidir. Burada biriken kıllar, kistik bir durumda olabilir. Genellikle kendini şişlik, akıntı ve ağrı gibi belirtilerle gösterebilir. Pilonidal sinüs hastalığı, %80 oranında erkek hastalarda rastlanır ve özellikle yaş arası genç erkeklerde, hormon aktif özellikler ve fazla kıl yapısı gereği daha sık görülebilir.

Kıl Dönmesi Vücudun Hangi Bölgelerinde Görülür?

Hastalarda görülen kıl dönmesi şikayeti, vücudun en çok kuyruk sokumu bölgesinde görülebilir. Daha sık kuyruk sokumunda görülmesinin sebebi; bu bölgenin kıllı yapıda olması, nemli-ıslak kalması ve ayrıca buradaki derinin daha ince ve enfeksiyona daha yatkın olması olabilir. Kuyruk sokumu bölgesinin, özellikle oturmaya bağlı olarak baskı altında kalması da kılların deriye yerleşmesini kolaylaştıran bir neden olarak sayılabilir. Bunun dışında kıl dönmesi, nadiren de olsa koltuk altı, göbek deliği bölgesi ve parmak aralarında da oluşabilir.

Kıl Dönmesi Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Kıl dönmesinin tedavi edilmediği durumlarda, ilk zamanlarda hastalara herhangi bir rahatsızlık vermese de ilerleyen dönemlerde iltihabik duruma dönüşebilir ve enfeksiyon oluşabilir. Kişiler bu durumu fark etmez ve bir doktor kontrolüne gitmezlerse oradaki kist büyüyebilir ve birden fazla oluk oluşumuna sebebiyet verip ağrılı-acılı kıl dönmesi komplikasyonları meydana gelebilir. Tedaviye geç kalınan durumlarda cerrahi müdahaleler ya da ameliyat kaçınılmaz olabilir. Görülme olasılığı nadir olsa da uzun süre varlığı bilindiği halde tedavi edilmeyen kıl dönmesi hastalığı, oradaki iltihabik durumun kendini sık sık tekrar etmesine ve zamanla yaraya dönüşmesine neden olabilir.

Kıl Dönmesinin Ameliyatsız Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kıl dönmesi, çok fazla ilerlemeden fark edildiği durumlarda ameliyatsız tedavi mümkün olabilir. Ameliyatsız kıl dönmesi tedavisinin ana prensibi, normal dokuya dokunmayarak, kıl keseciğinin alınarak ortadan kaldırılmasıdır. Tıpta buna drenaj tedavileri de denir. Ameliyatsız tedavilerde pilonidal sinüs kesesi, lokal anestezi ile uyuşturulur ve ilgili bölge, kıl kesesinden temizlenir. Ameliyatsız işlemlerde hasta hemen günlük yaşamına dönebilir ve pansuman, yara bakımı gibi işlemlere gerek kalmaz. Ayrıca hastalar, narkoz almadıkları için işlemleri daha konforlu geçirebilirler ve dakika gibi kısa sürelerde tedavileri tamamlanır. Ameliyatsız kıl dönmesi tedavisinde uygulanan bazı yöntemler ise aşağıdaki gibidir:

  • Fenol Tedavisi: Ameliyatsız kıl dönmesi tedavilerinde en başarılı ve en çok başvurulan yöntemlerden biri fenol tedavisidir. Fenol tedavide; iltihaplı akıntı olan delikler genişletilir, içindeki kıl yumakları ve iltihap tamamen temizlenir. Son olarak oluşan boşluğa kristalize fenol verilerek tedavi tamamlanır. İşlem lokal anestezi ile dakikada yapılır ve hasta saat gözlem altında tutularak taburcu edilir. İşlem sonrası hasta rahatlıkla hareket edebilir. Fenol tedavinin başarısının uzun sürmesi için hastanın hijyen kurallarına dikkat etmesi gerekir.
  • Lazer Uygulaması: Kıl dönmesi şikayetlerinde tedavinin başında ve enfeksiyon olmayan dönemlerinde uygulanabilen bir yöntemdir. Kesecik temizlendikten sonra ek bir kesi olmadan, mevcut fistül deliğinden lazer çubuklarıyla girilerek oluşan bölgenin yakılması işlemidir. Lokal anestezi verilerek uygulanan yöntem ile diğer tedavi şekillerinde olduğu gibi kişi, aynı gün içinde taburcu edilir ve günlük yaşamlarına devam edebilir.
  • Mikrosinüsektomi Yöntemi: Kıl dönmesinin olduğu bölgeye yaklaşık 2 cm kadar, küçük bir kesi alanı açılarak bölge temizlenir ve daha sonra estetik dikiş atılarak fissür kapatılır.
  • Gümüş Nitrat Yöntemi: Bilimsel verilere göre başarı oranı düşük olan bu uygulama, genellikle kıl dönmesinin başlarında ve hastalık ilerlemeden yapılan bir yöntemdir. Uygulama prensibi fenol tedavi ile benzer özellikler taşır. İnce bir cihazla kılların toplandığı bölgeye girilir ve ilgili alan temizlenir. Daha sonra gümüş nitrat solüsyonu ile bölge yıkanır. Gümüş nitrat tedavisinden sonra rahatsızlığın tekrar etmemesi için sorunlu bölgenin bakımının ihmal edilmemesi gerekir.

Kıl Dönmesi Komplikasyonları

Kıl dönmesi tedavi edilmezse kişilerin sosyal hayatını bozucu boyuttaki akıntılara, kendini tekrar eden apselere sebebiyet verebilir. Hastalık genel olarak kuyruk sokumunda olduğu için bazı hastalar doktor muayenesine gitmeye çekinebilirler. Böyle durumlarda kıl dönmesinin oluşturduğu oyuk genişleyebilir ve ağrı, akıntı, oturma güçlüğü gibi komplikasyonlar görülebilir.

Kıl Dönmesinde Uygulanan Cerrahi Müdahaleler Nelerdir?

Kıl dönmesi şikayetinin geç kalındığı ya da ertelendiği durumlarda cerrahi operasyonlar gerekebilir. Yüksek oranda iyileşme sağlayan ve nüks etme olasılığının düşük olduğu cerrahi müdahalelerin bazı çeşitleri bulunur. Bu ameliyatlar ise fistulotomi ve küretaj, marsupializasyon, z-plasti, V-Y ilerletme flebi, rhomboid flep, gluteus maximus myokutanöz flebi, eksizyon-primer kapama, kistotomi ameliyatı, endoskopik pilonidal sinüs tedavisi, bascom operasyonu şeklinde sıralanabilir. Yapılan cerrahi müdahalenin ardından hastalar genellikle 24 saat boyunca hastanede gözetim altında tutulur. İlk 1 hafta hastalar düzenli pansuman yaptırır ve ağrı kesici, antibiyotik türevi ilaçları kullanır. Hastalar, ameliyatlı bölgeye su geçirmeyen flasterler yapıştırmak kaydıyla banyo yapabilirler. Ameliyattan 1 hafta sonrasına kadar yara üzerine oturma durumunda konfor bozukluğu olabilir. Ağır işlerden kaçınmak uygun olur. Son olarak, atılan dikişler operasyondan gün sonra alınır ve hasta normal yaşantısına dönebilir.

Kıl Dönmesini Tedavi Etmek ve Önlemek İçin Yapılabilecekler

Kıl dönmesi hastalığının, genel temizlik kurallarına uyulduğu ve gerekli hijyenin sağlandığı durumlarda görülme olasılığı oldukça azdır. Oluşum yerleri genellikle kuyruk sokumu bölgesi olduğu için bu bölgenin özel olarak temizlenmesi zaman zaman unutulur. Özellikle erkek hastaların bu bölgenin temizliğine dikkat etmeleri gerekebilir. Kıl dönmesinin önüne geçmek için uygulanması gereken bazı yöntemler ise şöyledir:

  • Kişisel temizliğe önem vermek: Kişisel temizlik denilince el-yüz, diş temizliği akla gelse de her gün düzenli banyo veya duş yapma alışkanlığı, kıl dönmesi hastalığında alınacak en iyi koruyucu yöntemlerdendir. Özellikle kuyruk sokumu ve göbek deliği kısımlarının temizliğine önem verilmesi, fissür oluşumunun önüne geçebilir.
  • Doğru Oturma Alışkanlığı Edinmek: Yapılan bilimsel çalışmalar, dik oturma alışkanlığının omurga sağlığına iyi geldiği gibi kıl dönmesi probleminin önüne geçilmesine fayda sağladığını göstermektedir. Günlük yaşamda ve çoğunlukla oturarak çalışan ve uzun süre araç kullanan kişilerin, postür düzeltici egzersizleri yapması, kıl dönmesi oluşumunu önleyebilir.
  • Kilo kontrolü sağlamak: Özellikle obezite riski bulunan fazla kilolu kişilerde, kıl dönmesi hastalığının görülme olasılığı daha fazladır. Kilolu kişilerde kıl dönmesi şikayetleri zamanla geçse de kendini tekrar etme eğilimi gösterebilir. Bu sebeple kıl dönmesi şikayeti olan fazla kilolu kişilerin, kilo kontrolünü sağlamaları, tedavi seyrine faydalı olabilir.
  • Dar iç çamaşırı ve giysi giymemek: Vücudu sıkan dar iç çamaşırları ve dar pantolon giyilmesi, düşen kılların ilgili bölgelerde toplanmasına sebebiyet verebilir. Kıl dönmesi şikayeti olan hastaların daha rahat ve vücudu sıkmayan giysiler tercih etmeleri fissür tedavisine katkı sağlayabilir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir