kocamın ailesi 15 bölüm izle / Kocamın Ailesi 15 Bölüm Fragmanı (Yeni Bölüm) - Dailymotion Video

Kocamın Ailesi 15 Bölüm Izle

kocamın ailesi 15 bölüm izle

Yarg&#x; Bölüm - 15 Bölüm full izle

Yargı dizisi Bölümde Ceylin, cinayet şüphelisi olarak cezaevine giriyor! 9 Ocak Pazar günü yayınlanan Yargı'nın yeni bölümünde neler oldu? Yargı bölümüyle HD kalitede Kanal D'de! Yargı'nın bölümü izleyiciler tarafından merakla bekleniyor. Yargı heyecanla beklenen Bölümünde yaşanan olaylara ve yeni bölüm, TV yayınından hemen sonra tek part ve HD kalitede burada! Yargı Bölümde neler yaşandı? Yargı Bölüm full izle! Yargı dizisi Bölümde neler oldu? Kaan Urgancıoğlu ve Pınar Deniz'in başrollerini paylaştığı Yargı dizisi full bölümleriyle Kanal D'de!

Yargı'nın 9 Ocak Pazar günü yayınlanan Bölümde Ceylin, cezaevine girerken Ilgaz, şok bir karar alıyor! 

Ceylin’in tutuklu yargılanma kararı Ilgaz’da ve Erguvan ailesinde şok etkisi yaratmıştır. Ilgaz hala Ceylin’in suçsuz olduğuna inansa da Ceylin bir türlü parçalarını kafasında birleştiremediği anlar konusunda büyük kararsızlık ve tutarsızlıklar yaşamaktadır.

Yekta Tilmen, oğlu Engin’in ölümüyle birlikte tüm gücünü seferber ederek apaçık bir savaş ilanında bulunmak üzeredir. Engin üzerinden çıkarılan bu adalet savaşı yeni ortaklıklar ile birlikte pek çok sürpriz cepheleşmenin de habercisidir.

Duyguları ile adalet arasında sıkışıp kalan Ilgaz, bu ikileminin yanı sıra artık yeni bir sorun ile de boğuşmak zorundadır. Ceylin’i kurtarmak için tam gaz giden gerçek suçluyu bulma arayışı onu hayatında hiç daha önce karşılaşmadığı bir konumda bırakacaktır.

Yargı yeni bölümleri ile her pazar akşamı saat ’de Kanal D’de…

Yargı Episode 15 Summary

The fact that Ceylin will be hold in pre-trial detention shocks Ilgaz and the Erguvan family. Even if Ilgaz still believes that Ceylin is innocent, she is still confused about the scattered pieces of scenes on her mind.

Yekta Tilmen is about to declare war because of the death of his son, Engin, with all his power. This war of justice, which was waged because of Engin, is the harbinger of many surprising confrontations along with new alliances.

Ilgaz, who is stuck between his feelings and justice, has to struggle with a new problem besides this dilemma. The search for the real murderer, which he goes on doing at full speed, will leave him in a position he has never been before.

Yargı returns every Sunday at 8 pm on Kanal D!

Kocamın Ailesi

Oyuncu Karakterler Bölüm sayısı Hakkında Gökhan AlkanTarık Uygun - Engin Ar5 yaşında evlatlık verilmiş, Almanya’da bir ailenin yanında büyümüş, tıp okumuş ve Türkiye’ye dönüp cerrah olmuş. Yakışıklı, sevecen, büyük gönüllü ancak aile özlemiyle dolu bir genç adam. Yeliz KuvancıGüneşTarık’ın okul arkadaşı Cücü’nün kuzeni. Canlıya saygı duyan adalet duygusu gelişmiş bir veteriner. Hiç evlenmemiş ancak ailesindeki tüm kadınlar kocalarının aileleri yüzünden boşanmış. Aileci, elinden iş gelen eğlenceli bir genç kadın. Ayşenil ŞamlıoğluMukadder ArZafer’in karısı. Çocuklarının annesi, iyi kalpli, duygularını saklamayı başaramayan, sevgi ve saygı dolu bir kadın. 25 yıl önce oğlunu kaybetmenin acısıyla yaşamakta ve bir gün Engin’ine kavuşacağından emin. Erman OkayZafer ArHikmet’in ortanca oğlu. Aile işi olan pastaneyi devralmış işletiyor. Duygularını belli etmeyen ancak dünya iyisi bir baba. Kayıp oğullarını aramayı ailenin kadınlarına yasaklamış, ailesinin geri kalanını daha fazla üzmemek için. Durul BazanCüneyt/CücüTarık’ın Almanya'dan okul arkadaşı, sıkıcı, kendi doğrularından taviz vermeyen orijinal bir tip. Tarık’ın tek dostu, Tülay’a isteği var. Başak’ın da katılımıyla aşk üçgeni doğması imtihal Yeşim SalkımŞeniz ArSefer’in karısı. Çok güzel ve alımlı. Herkese nazik ve saygılı davransa da kendi içinde hesaplaşmaları olan bir kadın. Tüm derdi Ar ailesi. Yıldız KültürHikmet ArAr ailesinin babaannesi. Ailenin en büyüğü. Çocuklarının ve gelinlerinin annesi. Hayatta en büyük derdi 25 yıl önce kaybettiği torununu ölmeden önce bir kere bağrına basmak. Inançlı ve geleneksel değerleri olan bir kadın Füsun KostakTülay ArZafer’le Mukadder’in büyük kızı. 2 senelik bir üniversite bitirmişse de genç yaşta aşık olduğu Hakan’la evlenip mütevazı bir hayat yaşamış ev hanımı. Hayatı ailesinden ibaret. Hakan'ı patronu ile birlikte yakalayınca ondan boşanmış. Tek dayanağı ailesi ve kızı Pelin. Seçil Buket AkıncıMiray Ar( bölüme kadar Miray karakterini Seray Kaya canlandırmıştır.) Zafer’le Mukadder’in ortanca kızları. Ağabeyinin kaybından kendini suçlayan bu yüzden de ailenin erkek evlat ihtiyacını karşılamak için erkeksileşmiş kızları. Bitirim, cesur bir kız. Erkeklerle ve kadın zevkleriyle işi olmaz, ağaç oyma işi yapar. 8 aylık doğmasaymış, ağabeyi kaybolmayacakmış. Makyajla yakından uzaktan alakası yoktur. Ailesine çok önem verir ve ilerleyen bölümlerde Fatih ile sevgili olmuştur. bölümde yurt dışına okumaya gider. Buse ArslanGülay ArZafer’le Mukadder’in en küçük işveli kızları. Güzellik merkezinde çalışıyor, bakımlı, iyi giyinmeyi, şık yerlerde gezmeyi seven bir genç kız. Bahadır ilk sevgilisi ancak kendisini aldattığı için erkeklere inancını yitirmiş ve tüm erkekleri eğlenmek için etrafına topluyor. Onlardan hediyeler kabul edip, keyifli vakit geçiriyor ancak asla yanına fazla sokmuyor. Aslında gerçek aşkı bulmak istiyor. Cengiz BozkurtDilaver ArHikmet'in Ankara'dan gelen yeğeni. Tıbbi malzemeler satmaktadır. korkuları olan biridir. Ahmet KayakesenFatih SaraçlıYonca’nın patronu. Biraz duruk bir tip olmakla birlikte iyi eğitimli, zeki, insanların zaaflarını kullanmayı becerebilen ancak ilişki kurma konusunda beceriksiz, empatik olmayan bir genç. İleride Miray’la bir ilişki yaşayacak. Zuhal YalçınEsmaCan'ın delidolu annesi. Sıkıntıya gelemeyen, oğluna meftun bir anne. Gerektiğinde kızını acımasızca yermekten çekinmeyen, dobra bir kadın. Emekli Coğrafya öğretmeni. Beren GökyıldızPelin OkayTülay’la Hakan’ın 6 yaşındaki çok bilmiş kızları. Kenan BalSefer ArHikmet'in en büyük oğlu. Sürekli yurt dışındadır. bölüme kadar hiç çıkmamıştır. Çok disiplinli bir insandır. Herkesten sakladığı gerçekler vardır. Kadir KandemirHakan OkayTülay’ın dikiş tutturamayan eski kocası. Lise mezunu yıllarca ıvır zıvır işlerde çalışıp ailesini geçindirmeye çalışırken garson olarak girdiği lüks bir restorantın müdürü oluyor ve hayat standardı değişiyor. Melisa DoğuFuldenHakan'ın patronu ve yeni karısı. Zengin, güçlü ve Hakan’a takıntılı derecede bağlı bir kadın. İstediklerini elde etmek için üstüne basmayacağı kimse yok. İleriki bölümlerde hakanla evlenmişlerdir. Muharrem GülmezAzizSefer Ar’ın sağ kolu olan Aziz, ketum, ağır başlı, gizemli, az ve öz konuşan ağır bir adamdır. Sevdikleri için gözünü budaktan esirgemez, acımasız görünüşünün altında güçsüze karşı vicdan sahibidir. Anlaşmazlığa düştükleri için Sefer ile yollarını ayırmışlardır. Çok yaşamış, az konuşan, soğukkanlı, sabırlı ve oldukça güçlü bir mizaca sahip olan Aziz, Sefer’le birlikte çalıştığı yıllar içerisinde hem itibar hem de erk sahibi olmuştur. Ortaokul mezunu olmasına rağmen uzun yıllar yurtdışında yaşadığından, vizyonu gelişmiş, adap erkan sahibi, olaylara dışarıdan bakmayı becerebilmiş biri haline gelmiştir. Kaan KüçükBekiMiray'ın arkadaşı. Miray'ı sevmektedir. Pastanede çalışmaktadır. Miray'ın dostluğunu kaybetmemek için onu sevdiğini söylememiştir. Zeki EkerKamil hocaMahalledeki cami hocası. Aynı zamanda Gazanfer'in akıl hocası.

Anneci bir erkekle bir &#;m&#;r nasıl ge&#;er?

Haberin Devamı

Neden benim oğlum annesini aramak istediği zaman arayamıyor, annesinin enfes yemeklerinden yemek istediği zaman rahatlıkla gelemiyor, istediği hediyeyi alamıyor? Bu onun en doğal hakkı değil mi? Bu hakkını iki günlük gelin nasıl elinden alabiliyor?

Aklım almıyor, mantığıma sığmıyor, düşündükçe sinirleniyorum ama küçük oğlum abisi gibi değil, öyle eşinin eline ipleri vermez annesini üzmez eminim.

'ANNESİ İLE BİR AY AYNI ODADA UYUDUK'

Hande N. (51)

Ben bu konuda o kadar çektim ki hangi birini anlatsam bilemiyorum. Ama öyle bir anım var ki "Böylesini ilk defa duyuyorum" diyeceksiniz.

Eski eşim annesine o kadar düşkündü ki işten eve dönerken önce annesine uğrar, eve ne alıyorsa aynısından ona da alır, hafta sonları uzun uzun annesiyle vakit geçirirdi. Yani ajandasında ilk sırada hep annesi vardı, vakit kalırsa bizimle de arada ilgileniyordu. Bunda babasının vefatının payı yüksekti tabii ama önceden de böyle yapışık ikiz gibilermiş, babanın vefatından sonra iyice ayrılmaz olmuşlar.

Kayınvalidemin bize aldığı evde oturuyorduk, onun bize sağladığı imkânlarla tatile gidiyorduk dolayısı ile her tatilde çanta gibi onu da yanımızda taşıyorduk. Yani benim eşimle baş başa yaptığım tek tatil balayımızdı. Orada bile her gün annesi ile konuşmuştu.

Buraya kadar bir nebze olsun yaşadığımız normal gelebilir ama son olay pes artık dedirtti. 

En son tatil yaptığımız yaz, kayınvalidem ve kardeşinin ortaklaşa kullandığı yazlıklarına bir aylığına gitmiştik. Sponsorumuz da tabii ki bizimle geldi, ben artık teslim olduğum için eşimle annesi gelmesin diye hiç tartışmadım bile.

Biz o yazlıkta ilk defa kalıyorduk ama kayınvalidem daha önce defalarca kardeşi ve ailesi ile gidip kalmıştı. Ama ne hikmetse bizimle ilk defa gittiğinde gece çok korktuğu için odamıza gelmek istedi. Evet, yanlış duymadınız korktuğu için bir ay boyunca her gece bizim odada kaldı. Şu detayı da mutlaka vermem gerekir. Bizim yattığımız odada bir tane açılınca yatak olan kanepe verdi. Yani planlanmış bir şey olduğu apaçık belliydi. Eşime bu düşüncemi söylediğimde beni kötü niyetlilikle ve fesatlıkla suçladı. Yani yine suçlu ben oldum.

İnsan yetişkin oğlu ve gelini ile aynı odada uyumak ister mi? Bu normal mi? Hadi kadın yaşlı bunu istiyor, senin hiç mi aklın yok ve annene "Olmaz öyle şey" diyemiyorsun. Gerçi annesi bizim odaya gelmese kesin o annesinin yanına gider yatardı, eminim.

Bunun gibi pek çok olay yaşadım evliliğim boyunca. Zaten bu şekilde evliliğimizin çok uzun sürmeyeceği belliydi, birkaç yıl daha can çekişti ve sonra annesi ile oğluna mutluluklar dileyerek hayatlarından çıktım.

‘TEHLİKENİN FARKINA VARDIM VE NİŞANI ATTIM’

Funda V. (42)

Benim eski nişanlımın annesi ile ilişkisi ilk zamanlarda bana çok güzel gelmişti. Tüm kardeşler annelerinin üzerine titriyor, acayip saygılı davranıyor, el üstünde tutuyorlardı. O da çok sevimli, naif biriydi. Flört ettiğimiz dönemde iki kez görüştük aslında. Annesi benimle tanışmak istemişti ben de seve seve kabul ettim. Meğer bu tanışma bana onay vermesi içinmiş sonradan anladım. Yani annesi beni beğenmese zaten benden ayrılacakmış. 

Müstakbel kayınvalidem neyse ki beni sevmiş de onay vermiş. Çok kısa bir süre sonra ailelerimiz tanıştı ve nişanlanmaya karar verdik. Nişan öncesinde yavaş yavaş kendini göstermeye başladı ve o naif tatlı kadının içindeki gizli şeyler ortaya çıktı.

Nişan töreninin her detayına karışmaya başladı, evlenince oturacağımız evden, düğün tarihine kadar pek çok konuda benden fazla söz sahibi gibiydi. 

Sevgilimle nişan kıyafeti bakmaya gideceğimiz gün bir baktım ki beni almaya annesi ile gelmiş: müstakbel kayınvalidem ön koltuğa kurulmuş kraliçe gibi. Tabii yanında sevgilime bir şey söyleyemedim ama mesaj gönderdim. O da 'sakin olmamı, annesinin de çok heveslendiğini' söyledi. "Yaşlı kadın, ilk defa oğlu evleniyor" diye anlayışlı olmaya çalıştım ama giydiğim her elbiseye "Yok bu çok açık, yok bunun rengi güzel değil, yok bu kilolu gösterdi" diye bahane bulup kendi beğendiği elbiseyi almamı söyledi.

İşin tuhaf tarafı sevgilimin zevkini çok iyi bilirim, annesinin beğendiği kıyafeti asla beğenmezdi ama o da onun beğendiğini almam konusunda ısrarcı oldu. İlk kavgamızı orada ettik ve benim en büyük orada kararlı bir duruş sergilememek oldu. 

Tatsızlık çıkmasın diye kendi istediğim elbiseyi bırakıp onun istediği elbiseyi aldım ve o çatlaktan su sızmaya başladı. Sonunda kavga kıyamet nişanı yaptık ama tam da hanımefendinin istediği gibi oldu.

Sevgilimle ne zaman annesinin bu baskın tavırları hakkında konuşsam hep annesinden tarafta oluyordu. Ev tutmak için gezinmeye başladığımızda kendi oturduğu apartmanda boş olan bir daireyi görmemizi istedi. Gelinlik modellerine benden önce bakmaya başlamıştı bile. Her konuda söz sahibiydi ve asla susmuyordu.

Bize evlenmeden önce fragmanı izlettiği için filmin sonunu görmeye başlamıştım. Bir kere aynı apartmanda yaşamak benim daha başlamadan sonumu getirirdi, bunu çok net görebiliyordum. Tıpkı nişandaki gibi diretti ama bu sefer taviz vermedim. Nişan elbisesini bir gece giyip çıkaracaktım ama evlilik böyle bir şey değildi. Annesinin sözünden dışarı çıkmayan ana kuzusu bir adamla evlenmek istemediğimi çok net biliyordum ve o gün net tavrımı koyarak büyük bir yanlışın kıyısından döndüm. Tehlikenin farkına varıp nişanı attım ve hayatta verdiğim en doğru kararı verdim.

Nişanlım çok yalvardı yakardı ama onun değişeceğine asla inanmadım ve vaatlerine kanmadım. Zaten onun, annesi karşısında bu acizliği, pısırıklığı beni kendinden o kadar soğuttu ki arkama bakmadan kaçabildim. Şimdi ben de evliyim o da evli. Kayınvalidemi çok seviyorum ve değer veriyorum, çünkü çok sınırlarını bilen "Gelinim mutlu olsun ki oğlum da mutlu olsun" diyen bir kadın.  

'BENİM KAÇAMAĞIM KARIMDAN GİZLİ ANNEMİ ZİYARETE GİTMEK'

Erkan Ç. (45)

Ben annemle eşim arasında o kadar çok kalıyorum ki evliliğimdeki en büyük sıkıntım diyebilirim yıldır evliyim, evlendiğimiz günden beri aynı muhabbet… Başımda gardiyan gibi; sürekli annemin etkisinde kaldığımı söyleyip duruyor, beni kontrol ediyor.

Annemler bize çok yakın oturuyorlar ama sadece hafta sonları görebiliyoruz birbirimizi. Ben bazen eşime haber vermeden gidiyorum çünkü söylesem hem gelmek istemiyor hem de benim gitmeme izin vermiyor. Kendimi kapana kısılmış gibi hissediyorum.

Milletin kocası dışarıda kaçamak yapar benim kaçamağım da ailemi ama en çok da annemi ziyarete gitmek. Bana bu çok tuhaf geliyor. Evlendim diye annemi ikinci plana atmak zorunda mıyım? Tabii ki onları özlüyorum ve vakit geçirmek istiyorum. Yani eşime olan sevgimle aileme olan sevgim kıyaslanamaz ki, ikisi bambaşka şeyler.

Hafta sonları annemlere gidelim dediğimde "Anne bağımlılığından bir kurtulamadın, ne kadar ana kuzusuymuşsun" diyor. Anneyi özlemek, ana kuzusu olmak mı?

Ben annemim evine gidince onlarla birlikte vakit geçirmekten, yemek yemekten çok mutlu oluyorum ama eşim bir saat zor duruyor, tahammül edemiyor benim de keyif almamdan rahatsızlık duyuyor. "Sen anneni görünce kendini kaybediyorsun, huyun suyun değişiyor" diyor. Evet, artık eskisinden daha az gördüğüm için daha çok özlüyorum, bana kendimi özel hissettirdiği için uzun uzun vakit geçirmek istiyorum. Keşke eşim de böyle hissettirse ve kendi evimize de böyle koşa koşa gitsem.

'ANA OĞUL BİRBİRLERİNE DOYSUNLAR DİYE ARADAN ÇEKİLDİM'

Derya L. (48)

Ben 5 yıl evli kaldım, evli olduğum süre boyunca resmen iki kişi ile evliydim, o yüzden bana bu süre çok daha uzun geldi. Ben hayatımda böyle bir ilişki görmedim. Biz de annemizi seviyoruz, sayıyoruz, biz de bir annenin evladıyız ama onların ilişkisi bambaşka. Bunun adı sevgi değil, saygı değil, bağlılık değil; bu bildiğin hastalıklı bir ruh hali.

Eşim babasını çok erken yaşlarda kaybetmiş, annesi de tek oğluna sıkı sıkıya sarılmış ama oğlunun hayatını mahvetti haberi yok. Hadi evlenene kadar el bebek gül bebek baktınız birbirinize ama evlendikten sonra bir özel hayat olur, bir çekirdek aile ile özel vakit geçirmek olur, maalesef bizde böyle şeyler olmadı. Utanmasa bizimle balayına bile gelecekti. Hatta utanmadı ama yüz bulamadı diyelim.

Kocam resmen annesine bağımlı küçük bir çocuk gibi, evlenirken bana "Annemi yalnız bırakmaya gönlüm razı olmuyor" demişti, ben de yufka yürekli olduğum için "Tabii gelir istediği zaman neden yalnız kalsın" demiştim. Kendi evini kapatmadı ama resmen bizimle yaşamaya başladı.

Sonra eşimle aramızda kavgalar başladı doğal olarak. Eşim sanki benim değil annesinin kocası gibiydi. Akşam diz dize sabah diz dize… "Çok özlüyorum sizi" diye bir geliyordu bize, gitmek bilmiyordu. Hayır, gelse de sessiz sessiz otursa yine iyi ama hiç çenesi durmuyordu ki. Temizliğimi beğenmez, yemeğimi beğenmez, kocama ilgimi beğenmez, "Bir tane mi beğenilecek bir şeyim yok benim?" derdim.

Eşim için de öyleydi. Her şeyin en güzeli annesinin yaptığıydı, onun dediği kuraldı. "Aman üzülmesin, aman gücenmesin" diye diye ancak 5 yıl dayanabildim. 

Yine bize geldiği bir gün sinirlerimi altüst etti ve beni ağlattı. Eşim beni teselli etmek yerine annesi üzüldü diye bana bağırınca artık daha fazla debelenmenin faydasının olmayacağına karar verdim. O gün boşanmaya karar verdim ama yine bir yılı buldu resmi olarak boşanmam. Şimdi geriye dönüp baktığımda bu yaşadıklarıma nasıl katlanmışım diye kızıyorum kendime.

Siz siz olun evlenmeden önce koca adayınızın annesi ile ilişkisini çok dikkatli bir şekilde irdeleyin. Saygıyı, sevgiyi bağımlılıkla ve hastalıklı anne-oğul ilişkisi ile karıştırmayın.

* * * * *

--Peki, yetişkin bir erkeğin annesine çok düşkün olması her zaman bir sorun mu? 

--Neden bazı erkekler annesi ile eşi arasındaki ilişkiyi sağlıklı yönetemiyor?

--Erkek çocuklarını yetiştirirken nelere dikkat etmeliyiz?

Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu, yetişkin bir erkeğin anneye çok düşkün olmasının her zaman problem oluşturmayacağını, aksine annesine, ailesine güçlü bağları olan erkeklerin sevgilisine/eşine de bağlı olacağı izlenimini verdiğini ancak anneye düşkün olmanın o erkeğin hayatında duygusal zorlanmalara, davranışlarında mecburiyetlere ve diğer ilişkilerde bozulmalara neden olduğunda bir sorun haline dönüştüğünü ifade etti.

‘Evli bir erkeğin her gün annesini araması, her kararı ona sorarak alması normal mi?’ diye sorduğumuz Topçu, bu sorumuza şöyle yanıt verdi:

“Annesini aramadan duramamak, huzursuzlanarak her gün aramayı görev gibi görmek kişinin hayatını gölgeleyen bir durumdur. Danışarak fikir istemek ile anneden bağımsız karar alamamak arasında fark vardır. Yetişkin bir birey olarak annesine sormadan hayatında karar almakta zorlanan erkeklerin ayrışma problemi olduğu düşünülebilir. Anneden onay alma ihtiyacı sadece 'iyi çocuk' olduğunda sevgi alabildiği anne ilişkisiyle şekillenir ve öğrenilmiş bir davranış olarak sürekli doyurulmaya çalışılır.”

Peki neden bazı erkekler annesi ile eşi/sevgilisi arasında kalıyor? Neden bu süreci sağlıklı yönetemiyorlar?

Topçu, yetişkinlerin sağlıklı ilişkiler kurmasının bebeklik döneminden hatta anne karnından başlayan güvenli bağlanma biçimine dayandığını, sağlıklı ve güvenli ayrışmanın ancak güvende hissettiği ilişkilerin varlığıyla mümkün olabileceğini söyledi ve ekledi: “Annesi ile partneri arasında kalan erkeklerin kaygılı bağlanma biçimlerine sahip olduğu ve kendi ilişkisel sınırlarını belirlemekte zorlandığını düşünebiliriz.”

‘ARADA KALAN EŞİNİZE SUÇLAYICI YAKLAŞMAYIN’

Böyle bir durumda partnere karşı nasıl davranılması gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunan Topçu, “Suçlayıcı yaklaşmak karşı tarafı daima savunmada bırakır. Arada kalınan durumlarda sadece kadın değil erkek de zorlanıyordur ve bu bölümün altı çizilmelidir. Yaşamında her iki tarafı da memnun etmeye çalışan, sıkışan ve kimseyi memnun edememenin büyük yorgunluğunu yaşayan erkeklerin önce kendileri için bu durumun içinden çıkılması gerektiğini fark ettirmek işlevsel olabilir.” dedi.

‘ANNEYE BAĞIMLI ERKEK HENÜZ GÖBEK BAĞI KESİLMEMİŞ GİBİDİR’

Anne bağımlısı olan erkekler düzelebilir mi yoksa umutsuz vakalar mı?

“Annesi ile bağımlı ilişkisi olan erkeklerin henüz göbek bağı kesilmemiş gibi bir durum söz konusudur. Bu göbek bağının güven içinde sağlıklı biçimde kesilmesi mümkündür” diyen Topçu, bu durumun altında yatan anneyi memnun ve mutlu etme çabasının gözden kaçırılmaması gerektiğini özellikle vurguladı.

Topçu, erkeğin bu davranışının altında yatan duyguyu şu sözlerle anlattı:

“Annesine bağımlı olan ve kendi özgürlüğü de kısıtlanan erkekler bunu bilinçaltına dayanan sebeplerle yapar. Bu durumun yanı sıra baba figürü de oldukça önemli rol oynar. Çocuğun aşırı korktuğu veya yaşamında eksik kalan baba figürü de anneye fazlaca yakınlaşma hatta yapışmaya neden olabilir. Çocukluk döneminde yetişkinlik yaşamına ve ilişkilerine olumsuz etki edebilecek bu faktörler kişinin isteği doğrultusunda psikoterapi süreciyle çalışılması ve değişimi mümkün olan durumlardır.”

Klinik Psikolog Ebru Özkurt Topçu, ileride böyle sorunlarla karşılaşmamak için erkek çocuklarını yetiştirirken dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı:

--Hamilelikten itibaren bebeğinizin istendiğini, sevildiğini hissetmek ve hissettirmek önemlidir. Çocukluk dönemlerinde anne çocuk ilişkisinin koşulsuz kabul ve sevgiye dayandırılması, annenin kendi yokluğunu bir ceza unsuru olarak kullanmaması gerekir. 

--Çocuklar anne ile ilişki biçimini yaşamındaki tüm diğer ilişkilere kopyalar. Anne olarak kişisel problemlerin çocuğa yansıtılması, onu dert ortaklığına mecbur bırakması çocuğu annesini sürekli mutlu ve memnun etme çabasına sürükler. Bunun çocukluk döneminde yaşanması bilinçaltında ilişki biçimini ve çocuğun ilişkilerde alacağı rolleri kodlar. 

--Annesinin mutsuz olması çocuğu da mutsuz eder bunu değiştirmek için çocuk yaşlarda büyük çabalar başlar. Anneyi mutlu etmek için her dediğini yapmak, hiç itiraz etmemek, hep sessiz kalmak, babaya öfkeli, tepkili olmak gibi çözümler üretir ve “kurtarıcı” rolünü üstlenir. 

--Bir çocuğa taşıyabileceğinden fazla duygusal yükler vermekten kaçınılmalıdır. Babanın da çocuğun gelişiminde etki sahibi olduğu unutulmadan iletişimde olması sağlanmalıdır. Baba ile çocuğun vakit geçirmesi önemsenmeli, korkunun hâkim olmadığı sağlıklı bir ilişki kurulmalıdır. Anne ve diğer tüm ilişkilerinde bağımlı değil bağlı olabilmesi için bağ kurma ihtiyacı da ayrışma ihtiyacı da özenle desteklenmelidir.

#Anneci Erkekler#Anne D&#;şk&#;nl&#;ğ&#;#Anneci Erkek

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Deprem Korkusu Öyle Bir Şey Yaptırdı Ki, Gören Bir Daha Bakıyor

Açıklama

Yükleyen:İhlas Haber Ajansı

Yüklenme Tarihi: 24 Haziran -

Hatay’da yaşayan Şabanoğlu ailesi, deprem korkusu nedeniyle yan yana bulunan 3 evin üzerine kurdukları çadırlarda uyuyorlar. Görenleri hayrete düşüren dam üzerindeki çadırlar, ilginç görüntü oluşturdu.

Kahramanmaraş merkezli depremler de en büyük yıkım Hatay’da meydana geldi. Depremin derin yaralar açtığı Antakya ilçesinde vatandaşların deprem korkusu hala devam ediyor. Güzelburç Mahallesinde yaşayan Şabanoğlu ailesi de deprem korkusu nedeniyle evde uyumaya cesaret edemeyince çözümü ilginç bir şekilde buldu. Aile, yan yana bulunan 3 evin üzerine de kurdukları çadırda uyuyorlar. Görenlerin dikkatini çeken dam üstündeki çadırlar, dikkat çekiyor.



“İçimizdeki korku daha gitmedi”

Depremin üzerinden aylar geçmesine rağmen hala korku içinde yaşadıkları belirten Ayfer Şabanoğlu, “Depremde evlerimizin hepsi yıkıldı. Bu binayı evlatlarımız için yaptırmıştık, deprem olunca bize kaldı. Deprem korkusundan dolayı hala evlerde kalamıyoruz. Hep çadırda kalıyoruz, korkudan evde kalamıyoruz. İçimizdeki korku daha gitmedi. Tehlikeli değil, düşersek zaten üstte kalacağız diye kafamızda yer ettik. Toprakta çok haşere var, çocuklar korkuyor diye de koyduk” ifadelerini kullandı.



“Fotoğraf çekiyorlar ve ilginç karşılıyorlar”

Evlerinin üzerine kurdukları çadırları gören vatandaşların ilginç karşıladıklarını ifade eden Efe Şabanoğlu, “Burası Antakya ilçesi, Güzelburç Mahallesi depremden dolayı hala korku var içimizde o yüzden evlerde kalamıyoruz. Bizde çadırları yere koymamak için çadırları yukarı koyalım dedik. O yüzden böyle bir şey yaptık. Fazladan da çadır koyduk eşyaları koymak için. Hala korku var, evlerde yatamıyoruz. Görenler gelip, sorup fotoğraf çekiyorlar ve ilginç karşılıyorlar. Absürt olmadı aslında yerden daha iyi” dedi.



“Bina çökerse biz üstte kalacağız”

Binanın çökme durumunda üstte kalmış olabilmenin içlerini ferahlattığını ve dam üstündeki çadırda rahatlıkla uyuyabildiklerini ifade eden Aylin Şabanoğlu ise “Bu fikri kocam ortaya attı, balkona çıkalım dedi. Yerde cesaret edemiyor, bizim çocuklar. Haşere de var yerde. Hala tedirginiz. Dün akşamda yine deprem oldu. Eve geçemiyoruz, biz burada eşyalarımızı ve yataklarımızı koyduk. Çocuklarımızı korumak için yukarıda kalıyoruz. Bina çökerse biz üstte kalacağız, onun için böyle bir fikir aldık. Geceleri rüzgar oluyor ama evden daha iyi, evde uyumaya cesaret edemiyoruz” şeklinde konuştu.

Etiketler:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir