YENİ HİKAYELER İLERLEYEN MESAJLARDA !
NOT : HİKAYELER ALINTI İLE YAYINLANDIGINDAN İERLERİNDE SAMA OLANLAR OLABİLİR. HİKAYE BAŞLIĞINI BELİRTMENİZ HALİNDE SİLİNECEKTİR. NOT 2 : AYNI HİKAYEDEN İKİ KEZ PAYLASILMIS OLABİLİR , BİLDİRİN SİLELİM.
YENİ HİKAYELER seafoodplus.infoA
Bataklıkta Uyanan Gen
yıllarıydı. Pazarcılık yapan bir arkadaşımın başından enteresan bir olay gemiş. Arkadaşım, bir akşam st evinde otururken kapı alınıyor. Bir arkadaşı ağabeyinin askerden gelmek zere olduğunu ve birlikte karşılamaya gitmek istediğini sylyor. Arkadaşım da hazırlanarak iniyor ve birlikte yola ıkıyorlar. O zaman yan tarafı bataklık olan bir yol vardı. Yolda ağabeyinden bahsediyorlar. Adam, "Burası daha kestirme" diye onu bir başka yola ekiyor. Tam o sırada akşam ezanı okunmaya başlayınca adam kayboluyor. Arkadaşım uyanıyor, kendini dizlerine kadar bataklığın iinde buluyor, ok korkuyor. Doktorlara, cinci hocalara gitti. -drt ay kadar tedavi grd.
Cin Kılığına Girmiş Bir Kei Grdnz m?
Olay, bir kyde geiyor. Kylnn biri, sabaha doğru bir işini halletmek zere at arabasıyla komşu kye gidiyor. İşini halledip kye dnerken yolda meleyen bir keiye rastlıyor. 'Herhalde kydeki birine aittir, kamıştır' diyerek arabasının arkasına alıyor. Bu arada enteresan bir gelişme oluyor. At, bir trl gitmiyor. Dehliyor, kırbalıyor, ama at bir adım dahi atmıyor. Aklına birden kei geliyor adamın. Arkasına dndğnde keinin kıpkırmızı ve ışıldayan gzleriyle karşılaşıyor. Hemen dua okuyor, can havliyle keiye bir tekme atarak yere dşryor. Kei dştkten sonra at zembereğinden boşalmış yay gibi yerinden fırlıyor. Adam kendini eve zor atıyor. Ertesi gn kyller olayın olduğu yere gidiyorlar. Tekerlek izleri keinin alındığı yere kadar normalken, arabaya alındığı yerde derin tekerlek izleri olduğunu gryorlar ve sonra yine normal tekerlek izleri Adam, o gn bugndr, yanına kimseyi almadan ky dışına ıkmıyor.
Cinlere Namaz Kıldıran İmam
Tokat'ın bir Kazasında anlatılan bir hikaye halk arasında cinlerin grnebilir olduklarına bir rnek olarak anlatılıyor. Hikaye şyledir: Ulucami imamı, bir sabah namazını kıldıktan sonra dua etmek iin arkasını dndğnde hi tanımadığı bir grup tuhaf insanla karşılaşır. Alnından soğuk terler akan imam, cesaretini toplayarak, onlara kim olduklarını, nereden gelip nereye gittiklerini sorar. Aralarından biri hocaya, "Biz Oğlan Deresi'nde yaşayan Mslman cinleriz. Oğlan Deresi'nden Gvercinlik alı'na gelin gtryoruz. Geerken, sabah ezanı okunduğunu duyunca namaz kılmak iin camiye geldik." diyor. Oğlan Deresi ve Gvercinlik alı. cinlerin yaşadığına inanılan iki yerdir.
oban Kpeği
Akrabamın anlattığına gre obanın biri varmış. Bu adam, geimini yetiştirdiği koyunlardan sağlıyormuş. Tabii bu adamın bir de kpeği varmış. Koyunlara bekilik eden bu kpek, koyunları sabah ıkarıp otlatmaya gtryormuş. Akşam olunca da eve getiriyormuş. Adam, kpeğinden ok memnunmuş. Adamın bir tek merak ettiği birşey varmış, o da kpeğinin koyunları akşam eve getirdikten sonra yemeğini bitirip ortadan kayboluşuymuş. Adam, en sonunda şphelenip kpeği takip etmeğe karar vermiş ve ertesi gn adam, kpeği koyunları eve getirdikten sonra yemeğini vermiş ve izlemeğe başlamış. Kpek, yemeği bittikten sonra ormana doğru gitmeye başlamış. Adam, takip ederken kpeği gzden kaırmış. Ertesi gn yine takip etmiş, bu sefer daha yakın olarak. Kpek, uzak bir yol aldıktan sonra bir mağaraya girmiş. Adam dayanamayıp arkasından mağaraya girmiş ve ne grsn: cinler! Kpeğine, "Hoşgeldinnn kara oğlannn!" dediklerini duymuş. Adam, hemen oradan kamış. Ertesi gn, kpek koyunları otlatmaya geldiğinde adam, kpeğe "Hoşgeldin kara oğlan." dediğinde, kpek deliler gibi koşmaya başlamış ve bir daha geriye dnmemiş.
l Cini
Arkadaşlar, bu anlatacağım hikaye bir kitaptan alıntıdır. Sizi temin ederim ki gerektir Bir tccar gurubu, mallarını satmak iin develerle l gemekteydiler. Vakit akşam olunca ln aşağı yamalarında bir yerde konaklamaya karar verdiler ve adırlarını kurdular. l iyi bildiklerinden nerde konaklayacaklarını ve nerede su olduğunuda iyi biliyorlardı. İlerinden biri, arkadaşlarına dnerek, "Şu tepenin arkasında su var. Ben, biraz su alıp geliyorum." diyerek aralarından ayrıldı. Aradan belli bir sre geti ki ne gelen var ne giden. İlerinden bir diğeri, "Ben ona bakmaya gidiyorum. Başına bir iş gelmiş olmasın." diyerek tepeyi aştı ve gzden kayboldu. Bir sre sonra o da geri dnmeyince, diğerleri de gittiler; fakat giden geri dnmyordu. En sonunda kervanda bulunan gen ve gl bir tanesi, yanına kılıcını ve bir arkadaşını alarak tepeyi aştı. Arkadaşı, ''Aman Ya Rabbi!'' dedi. ''Bir kadın var ırılıplak ve ok gzel. Bizim arkadaşlar da orada eğleniyorlar. Ben de yanlarına gidiyorum.'' dedi ve hızla gzel kadının yanına koştu. Gen ve gl olan onun peşinden ağır adımlarla gidiyor ve onu engellemeye alışıyordu. Adam, kızın yanına vardığında herkesin paralanmış ve organlarının etrafa saılmış olduğunu grd. O gzel, ıplak bayan da baş ularında oturuyor ve cesetlerini kemiriyordu. Adam, yle korkmuştu ki bir anda dizlerinin zerine dşt. Bunu farkeden kız, arkasını dnd. Ağzının kenarları kanlı, gzleri ateş kızılıydı. Tırnakları ise bir deveninki gibiydi.. Uzun saları adamı ensesinden kavradı ve bir hamlede eliyle ciğerini skp yanına bıraktı.. Kuvvetli olan, bu vahşet sahnesi karşısında sanki kılıcını kaldıramaz duruma gelmişti.. Sonra kız, gzlerini ona dikti. Ayakları yere basmıyor ve inanılmaz hızlı hareket ediyordu. Yaşadığı şoktan eli ayağı tutmaz duruma gelen gen, son sz olarak kendisine yaklaşan cine karşı Allah'a dua etti. Elinde birdenbire bir dua belirdi.. Gen, hızla duayı okudu. Duayı okumasıyla birlikte gkten bir yıldırım indi. Kıza yle bir arptı ki; kız, avret yeriden alnının atısına kadar yarıldı.. Gen, şok ierisinde kervana dnd ve elindeki kağıtta yazan duayı kervancıbaşına gsterdi. Olan biten herşeyi de anlattı. Kervancıbaşı, pek dini btn bir insandı.. l cinlerini de duymuş olacaktı; ama inancı ve bilgisi zayıf gencin ona sorduğu soru farklıydı.. "Ey kervancıbaşı, bu dua nedir neyin nesidir?" Kervancıbaşı, duayı grnce gzleri faltaşı gibi aılıverdi.. "Ey gen insan, işte kasların ve genliğinin yetmediği bu hususta sana yardımcı olan dua, bir Kur'an ayetidir. Bu, Bakara Suresi 'nci ayettir. Yani Ayet El Krsi!"
Flaşı Patlatan Genci Cin arpıyor
Getiğimiz gnlerde Web sitelerinde dolaşan bir Cin resmiyle karşılaşanlar şaşkınlığa dştler. Bu bir şaka mıydı yoksa gerek miydi? Cin resmini yayınlayan dergiye gre olay şyle gelişti: Birleşik Arap Emirlikleri'nde tatil yapan bir grup Suriyeli gen, kamp kurdukları bir dağın eteğinde duydukları rktc bir ses zerine gittikleri mağarada Cin olduğunu sandıklan esrarengiz bir varlıkla karşılaştılar. Genler, mağaranın kapısında rastladıkları yaşlı adamın. "Bu ses, şeytani bir cinin sesidir ve o, bu mağarada yaşıyor, mağaraya girmeyin!" uyarısını dinlemeyerek mağaraya giriyorlar. Mağarada dolaşan meraklı genlerden biri. nn grmek iin fotoğraf makinesinin flaşına basmasıyla birlikte yere yığılıyor. Korku ve panik ierisinde dışarıya fırlayan arkadaşları polise haber veriyorlar. Mağaraya giden polis, gencin cesediyle karşılaşıyor. Daha sonra gencin lm nedeni 'kalb durması" olarak kayıtlara geiyor. Ancak, gencin makinesinden ıkan filmde ilgin bir grnt bulunuyor. Fotoğraf, web sitelerinde dolaşıma aılan "Cin"di. Pakistan'da okuyan bir grup Trk ğrenci, olayı yaşayan ğrencilerle karşılaştıklarını, ğrencilerin olayı doğruladıktarını, Amerika ve Avrupa'da laboratuvarlarda incelenen fotoğrafın montaj ya da başka bir teknik hileyle gerekleştirildiğinin kanıtlanmadığını anlattıklarını aktardılar. Drt yıl nce bir mağarada bir can feda edilerek ekilen bu esrarengiz fotoğraf, cinlerin varlığı ve resmedilebilir varlıklar olup olmadığı konusunu yeniden tartışmaya atı.
Gece Ormanda
Yaşlı bir kadın, hava karardıktan sonra misafir olarak gittiği kyden kendi kyne gitmek zere yola cıkmış. Ormanda tanımadığı başka bir kadınla karşılaşmış. Esrarengiz kadın, yaşlı kadına, a olup olmadığını sormuş. Yaşlı kadın, a olduğunu soylemis. Bunun zerine esrarengiz kadın, ormanda bir kutlama olduğunu ve istiyorsa gelebileceğini sylemis. Yaşlı kadın da kabul etmiş ve beraber ormanın iine dogru ilerlemeye baslamışlar. Kutlama yerine geldiklerinde, ortada byk bir ateş ve bir sr yemek varmış. Yaşlı kadını baş kşeye oturtmuşlar ve ona yemek ikram etmişler. Kadın, yemeği yemeden nce besmele ekmiş ve sonra etrafına baktığında herkesin yok olduğunu, byk ateşin yerinde kller oldugunu grmş.
Gzmzdeki Perde
Başımdan geen ilgin bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir gece ryamda beyaz salı bir kadın, "Seni oglumla evlendirecegim." dedi ve gitti. Ben de uyandım, umursamadım; ama daha sonra bu ryayı defalarca st ste grnce korkmaya ve endişelenmeye başladım. Her gzm kapattıgımda, o kadın geliyor ve "Seni oğlumla evlendireceğim." diyor ve gidiyordu. Ben, ok korkmuştum artık anneme babama anlattım. Babam da ''Benim tanıdığım bir hoca var, ona sorarım.'' dedi. Sonra babam sormuş, hoca da, ''Kızınla evlenmek istiyorlar.'' demiş. Babam, "Kim evlenmek istiyor kızımla?" diye sorunca hoca da, ''Bunların kim olduğunu sana syleyemem. Sylersem, beni bu gece dvmeye gelirler.'' demiş. Babam, bunu bana anlatınca korkum daha da arttı. "Neler oluyor!" diye soruyordum kendime. Sonra, bir gece ryama o kadın geldi ve yine ''Seni oğlumla evlendireceğim.'' dedi. Sonra oğlu geldi, ''Bak, oğlum budur.'' dedi. Ben, oğlunu grnce, ryamda ağlamaya başladım ve yine uyandım. Kalktım, babama anlattım. Babam da, ''Bu byle olmaz, ben yine hocaya sorayım.'' dedi. Sonra hocaya sormuş. Hoca da, ''Kızını yanıma getir.'' demiş. Neyse, babamla yanına gittik. Eline bir kağıt aldı ve ''Bu kagıda iyice bak; ama gzn bir yere dik ve oraya dikkatlice bak.'' dedi. Ben de baktım ve o beyaz salı kadını grdm. Hoca: ''Grdğn kadın bu mu?'' dedi. ''Evet'' dedim. Sonra hoca kağıdı aldı ve yırttı. ''Bu kadın kim?'' dedim. Hoca, ''Zamanı gelince syleyeceğim.'' dedi. Bir ay kadar sonra dayımın oğlu beni istemeye geldi, beni dayımın oğluyla nişanladılar. Sonra yine ryamda o kadın geldi. Bana, ''Sen evlenemezsin, sen oğlumunsun.'' dedi ve elimdeki nişan yzğn ıkarttı. Uyandığımda yzk elimdeydi. Sakinleşmeye alıştım. Aradan bir ay geti ve nişan bozuldu; nk dayımın oğlu, yani nişanlım trafik kazasında ld. Kazadan altı aya yakın zaman geti, herşey dzene girmeye başlamıştı ki yine o ryalar başladı. Ben de gece yatağıma geldiğimde ryamda o kadının geleceğini, aynı szleri syleyecegini biliyordum. Yatağıma uzandım, gzm kapattım. ''Gel oğlunla evlenmeyi kabul ediyorum.'' dedim. Daha fazla dayanamayacaktım. Sonra uyudum ve kadın geldi. Bana ''Senin gz perdeni kaldıracağım ve bizi tam olarak greceksin.'' dedi. Elini gzlerimin zerinde gezdirdi. Olanları babama anlattım ve tekrar hocaya gittik. Hoca bana, ''Kızım, sana cinlerin rzgarı değmiş ve senle evlenmek istiyorlar.'' dedi. Dua etti ve bana muska verdi. ''Boynunda taşı.'' dedi. Gece yatmak iin odama gittim. Tam yatağıma uzandım, tepemde bir bayan grdm, yataktan fırlayarak kalktım. Bana, ''Korkma, ben boynunda taşıdığın muskanın iin burdayım.'' dedi. Ne kadar dua etsem de gitmedi. Olanları babama anlattım, babam da hemen hocaya gitti. Hoca, olanlara şaşırmış. Benim hibir şey grmemem gerektiğini sylemiş. O bayanı her zaman grmeye başlamıştım ama eskisi kadar korkmuyordum. Ryalarımda rahatım artık. Beş ay geti ve ben bunları yazıyorum. Bunları yazarken bile o bayanı gryorum.
Hi Ayakları Ters İnsan Grdnz m?
Edirnekapı Erkek ğrenci Yurdu'nda kalan bir ğrenci sabah erken saatlerde hamama gidiyor. Hamamda birka kişi yıkanıyor. ocuk, bir sre sonra evresine bakıyor, kimse kalmamış; ama yan taraftaki bolmden hl grltler geliyor. "Hamamın kapanmasına daha var demek ki." diyerek yıkanmaya devam ediyor. Yan taraftaki grltler giderek artınca merak edip bakıyor. Grdğ manzara karşısında ocuğun aklı başından gidiyor. Sekiz-on kadar tuhaf adam, birbirlerine su serperek, eğleniyorlar. Adamların ayakları ise ters. ocuk, korkuyla hamamdan kaıp merdivenlere yneliyor. İkinci katın merdivenlerinde dşyor. kişi, ocuğu kaldınp, "Ne oldu?" diye soruyorlar. O da hamamda grdğ tuhaf adamlardan sz ediyor. "Hepsinin de ayaklan tersti." diyor. Bunun zerine kişi birbirine bakıyor ve glmseyerek, "Nasıl yani, bizimkiler gibi mi?" diye ayaklarını gsteriyorlar. ocuk, o gn apar topar yurttan ayrılıyor.
Mezarın stndeki Tuvalet
Şimdi, şehrin birinde bir ev varmıs. Ev sahibi, kiralık baska yerde yaşarmış; yani o evde yaşamıyomuş. Ev, dışardan bakılınca cok gzelmiş. Her zaman orap değistirir gibi evden de kiracı değişirmiş. Evin sahibi, sorar kıracılara, "Neden gidiyorsunuz efendim? Evimi mi beğenmediniz yoksa rahatsız eden birilerimi var?" Kiracılar, "Yok efendim, ev gzel de işte, evde huzur yok." demişler. Ev sahibi, "Nasıl yani huzur?" demis. "Evde birilerı dolasıyor. Geceyarıları ilgin giden birşey var. Tuvaletten falan acayip acayip sesler geliyor." demişler. Ev sahibi, anlamamış. "Nasıl yani?" demiş. Onlar da, git kendi gznle gr." der. Ev sahibi, birgn gider bakar, birşey yok. İki gn gider bakar, birşey yok. Anlayamamıs durumu. Sonrasında bir kiracı daha gelir eve. Anlaşırlar ev sahibiyle, tamam der. Ama ev sahibi, nceki olan olayları sylemez. kiracı da hocaymış. Yani, din hakkında bilgisi okmuş. Gece olur, hoca yatağa yatar. Uykuya dalar. Geceyarısı, acayip sesler duyar. Uyanır, ıkar bakar, ses tuvaletten gelırmiş. Hoca, tuvalete dogru gıderken orda bir adam ıkar karşısına. Hoca, tabii korkmaz. Hocaya sadece şu kelimeyi syler: "Mezarımın stnden tuvaleti kaldırın." "Ne tuvaleti, ne mezarı?" derken, adam kaybolur. Hoca, dşnr ve tuvaletin altında mezar olduğunu anlar ve yarına tuvaletı oradan kaldırır. Artık huzur, yerini bulmuştur.
Nasıl, Byle mi?
Daha o zamanlar, fazla korkmazdım cin hikayelerinden. Yanılmıyorsam orta ikinci sınıftayım. Hep olur ya hani, yurtta anlatılır zellikle gece yarılarından sonra. Bizi de uyku tutmamıştı o gn. Herkes bildiğini anlatıyordu. Geceleri bizim yurt ok sessiz olurdu… Bir tıkırtı. rpermiştim. Anlatılan hikaye şyleydi: Bir ocuk, zemin katta banyo yapar ve birini grr. Grdğ kimseye yurtta daha nce hi rastlamamıştır. Selam vermek istemiştir ama o da ne?? Arkadaşının bacakları tersti. Bildiğine gre cinler, insan kılığına girdiği zaman bacakları ters olur. O korkuyla merdivenlerden avazı ıktığı kadar bağırarak hocam hocam diyerek koşar ve hocayı bulur. der ki ‘Hocam, hocam…’ ‘Evladım, ne oldu niye bu kadar telaşlısın?’ ‘ Hocam, aşağıda ayakları ters olan birini grdm.’ Hoca, hi tavrını bozmaz ve soğuk bir sesle ğrenciye dnerek ‘nasıl byle mi?’ (hocanın ayakları terstir.)
Oğlak Olayı
Kkken Kıbrıs'ta idim. Bir gece teyzemlerde kaliyordum. Evin yanında koyunlar iin bir ahır vardı. Gece, ''mee mee'' sesiyle uyandık. Teyzem, diğer teyzeme koyunlardan birinin dışarıda oldugunu soyledi. O da "Sakın bakma ona, kapat pencereyi!" dedi. Sonra ne konustular bilemiyorum; ama sabah olduğunda "Oglaktı o!" filan diyordu. ok iyi bilirim, eskiden Kıbrıs'ta oğlak olayları cok olurdu. Yani bu ismi nerden bulup da koymuslarsa Dip notta verilen bilgiye gre, bu oğlak yada koyun kılığına giren cinmiş. Buna benzer bir olayı ben de duymuştum.
Samsun'daki Esrrengiz Olay
Samsun Orman İşletme civarındaki derenin yanında mağara vardır. Orda başımıza ok acayip bir olay geldi. 3 kişiydik. Bir mddet getikten sonra, arkadaşım Serkan mağaranın girişinde uuşan ışıklar grdğn syledi. Mağaranın iinden sesler gelmeye başladı. Arkadaşım Hakan hi tereddt etmeden mağaraya girdi. Hava iyice karardı ve yatsı ezanı okundu. Hakan mağaranın iinde akmak yakarak biraz da olsa etrafı aydınlattı. Daha sonra Hakan mağaradan ığlıklar atarak, ''Kaın, abuk kaın!'' diyerek ıktı. On metre gidip durdu ve bana, ''mer, mağaranın iine ışık tut!'' dedi. Ben, Serkan'la beraber yaklaşıp akmağı yaktım. Birdenbire iri yapılı, beyazımsı bir varlık bize doğru yrmeye başladı. Beyazımsı varlık zerimize bizim hızımızda geliyordu. Ne yaklaşıyordu ne de uzaklaşıyordu. Ama yerden tahmini 30 cm kadar havada geliyordu. Ben, arkaya baktığımda hala peşimizdeydi. Daha sonra evlere yaklaştığımızda peşimizdeki varlığın yok olduğunu fark ettik.
Harfli
Bazı insanlar vardır, cinlerin varlığına inanmazlar. İnanmadıkları gibi bir de dalga geerler. Ben de bunlardan biriydim, t ki bu olay başıma gelene kadar. Ramazan ayındaydık ve ben bir cemaat evinde kalıyordum. Bu evde sesli bir şekilde mzik dinlemek yasak olduğu iin kulaklıkla mzik dinliyordum. Evimizde son zamanlarda hep cinlerden bahsediyorduk. Ablamız onlardan bahsetmememizi sylemesine rağmen, onu dinlemeyip ''Kuran okunan yere gelemezler.'' diyorduk. stelik dalga geip arkadaşlarla birbirimizi korkutuyorduk. Bir gece btn arkadaşlar odalarına ekilmişlerdi. Ben ise kulağımda kulaklık, arkadaşımla birlikte oturma odasında oturuyorduk. Bir ara arkadaşım, telefonla konuşmak iin odasına geti. Ben, odada tek kalmıştım. Yzm balkona doğru bakıyordu. Bir ara balkon kapısının nndeki perdenin oynadığını grdm. Kapıya doğru baktım, balkon kapısı kapalıydı.Sonra gzlerimi kapatıp mzik dinlemeye devam ettim.O sırada balkon kapısı aılmıştı ve perde havalanıyordu. Arkadasımın balkona ıktığını dşndm ve arkadaşıma seslendim. Ses gelmemişti. Ayağa kalktığımda balkon penceresinden siyah birşeyin bana baktığını grdm. Korkun birşeydi. Pencereden bana bakıyor ve perdeyi aralıyordu. Sanki ieri girmeye alışıyordu. Benim ığlıklarıma arkadaşım kosarak geldi ve ben donakalmıştım. Konuşamıyor, dua edemiyordum. O siyah varlığı grdğmde besmele ekmeye alıştım fakat olmadı. Hibirşey syleyemiyordum. Btn arkadaşlarım başıma toplanmışlardı. Kuran okudular ve ben kendime geldiğimde herkes halsilasyon grdğm zannediyordu. Ta ki balkonun kapısını onlar da aık grene kadar. Sizlere tavsiyem, varlıklarına inanın ve yanınıza yaklaşamayacaklarını dşnmeyin. onlar her an yanınızda olabilirler.
Yılında Muğla niversitesi'nde Yaşanan Bir Olay
Ben de size başımdan geen bir olayı anlatacağım. senesinde Muğla niversitesi'nde okuyordum ve niversitenin bahesindeki yurtta kalıyordum. niversite, şehirden 10 dakikalık bir mesafede, ykseke bir alana kurulmuştu. Kız ve erkek yurdu yanyana uzanıyordu. Kız yurdundan bir arkadaşım vardı.Gerek ismini buraya yazmıyacağım. Kendisinden Sibel diye bahsedeceğim. Yurta srekli garip olaylar oluyor. Geceleyin derinden gelen tefli algı sesleri duyuluyor; ama nereden geldiği anlaşılamıyırdu. Srekli kafayı yiyenler ıkıyordu. Odalar, 6 kişseafoodplus.info'in oda arkadaşı her gece uykusundan, "Geldiler, geldiler!" diye ığlıklar atarak uyanıyordu. Ryasında insana benzeyen ama bacakları kei bacağı gibi olan kişilerin onu uyandırdığını sylyordu. Kız, artık uyku uyuyamıyordu. Altı -yedi gndr uyumamıştı. Ne zaman gz kapaklarını indirse, o adamlar onu kolundan tutup karanlık bir imenliğe doğru ekiyorlardı. Mzik sesleri, en ok Sibellerin odasından duyuluyordu. Tam da sabah ezanı zamanı. Gnn ilk ışıklarla aydınlanmaya başladığı alaca karanlıkla da kayboluyordu. arşamba akşamı saat civarında, Sibel'in arkadaşı, "Geldiler!" diye ığlık atarak yurdun nc katından aşağı atladı ve ld. Bu olay Hrriyet Gazetesi'nde yurtta intihar diye de ıkmıştı. Bunu niversitenin byk bir kısmı ve ben grdm; nk ikinci ğretimler o saate dersten ıkıp durağa doğru yurtların nnden yryordu. Bu olay arkadaşımı ok sarstı. Uzun sre kendisine gelemedi. Yurtta cuma gnleri banyo gnnr. Saat 22'de başlar ve 23'te su soğuduğu iin kendiliğinden biter. Sibel, saat 23'te banyoya gitmiş. Uzun bir koridor gibi ve sağlı sollu duş blmeleri var. Yalnız kapısı yok, girişler perdeli. Sibel de benim gibi ikinci ğretim. Su bitmesin diye hemen yurda geliyor. Odaya gidiyor kimse yok. Hemen malzemelerini alıp banyoyo gidiyor. Banyoda 3 kabin dolu. 8 sağda 8 solda toplam 16 kabin var. Sibel de birine giriiyor ve duş alıyor. Su ılımış bile. Hızlıca banyo yapıyor. Yavaş yavaş, diğer kabinlerden gelen su sesleri kesiliyor. Su, buz gibi oluyor. Sibel, havluya sarılıp ıkıyor. Son kabinden hala su sesi geliyor; ama su buz gibi olduğu iin Sibel, herhalde aık unutulmuştur diye kabine gidiyor ve perdeyi aıyor. Şok oluyor; nk belden aşağısı kei bacaklı olan bir kız yıkanıyor. Sibel, "İmdat!" diye bağırarak odasına koşuyor. Odada diğer bir arkadaşı banyodan yeni ıkmış kurulanıyor. Olanları ona anlatıyor kız arkadaşı anlamsızca glmeye başlıyor ve "Byle mi?" diyerek birden havlusunu aıyor. Sibel, dona kalıyor; nk onun da bacakları kei bacağı gibi!.. ığlıklar atarak televizyon odasına kuşuyor. Diğer kızlar, onu sakinleştirmeye alışıp odasına ve banyoya bakıyorlar; ama kimse yok. Daha sonra Sibel'in oda arkadaşı, diğer arkadaşlarıyla birlikte sinemadan geliyor. Son iki derse girmeyip sinemaya gitmişler ve daha yeni gelmişler. Kız arkadaşım, bundan sonra okulu bıraktı ve memleketi olan Manisa'ya giti.
Cin Efsanesi
Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız ğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin ağırmaya karar vermiş. Bir odaya toplanıp başlamışlar seansa. Cin ağırmadaki en nemli husus da, cini geri gndermekmiş. Kızlarımız cini ağırıp bi gzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile gemişler, glmekten yerlere yuvarlananlar olmuş. İşleri bitince cini gndermek istemişler; ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından yle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf grltler gelmeye başlamış. O aralarda da bir sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar, korku iinde grltleri yurt idaresine haber vermiş. Yine sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış; ama bi'şey bulunamamış. Herkes, tekrar odasına ekilmiş. Ancak o tuhaf grltler, hala devam ediyomuş. Bu kez, polis ağırılmış. Btn kızlar dışarı ıkarılıp bir de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiii bi'şey bulunamamış. Bu esrarengiz grltler durmuyomuş. Cin ağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa, yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o ıkarıyor olmasın bu grltleri?" demiş. Aynı cini tekrar ağırmaya karar vermişler. Evet, gerekten de nceki cin kendisiyle alay edildiği iin gitmemiş ve cini kim ağırdıysa ancak o ikna edip gnderebilirmiş. Cini ağıran grubun başındaki kız, panik olmuş. ok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gn, bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler ğrenerek cini gndermeye alışmış. Ama o grltler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o gnlerde Gazi Yurdu'nun st katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu syleniyormuş.
Cinle Tavla
niversiteye giden bir gen kız varmış. Birgn okuldan ıkışta arkadaşları, "Ruh ağıralım, cin ağıralım." demişler ve kızı ikna etmişler. Kızımız, burada arkadaşlarının şakasına kurban gideceğini dşnmektedir. Klasik, bildiğimiz gibi fincana parmaklarını koyuyor kişi ve "Ey ruh, geldiysen 3 defa vur." ile başlıyorlar. Gerekten 3 defa vuruyor. Kız, inanmıyor halen. Sonra, "Buraya gelirsen sana sorular sorabilir miyiz?" falan diyip ikna edip odaya getiriyorlar. Herkes, onla korka korka konuşuyor. Sıra kıza geliyor. "Sen bana birşey sormayacak mısın?" diyor. "Ben, bunların baştan beri oyun olduğunu biliyorum ve gerekte de yle birşey yoktur." diyor kızımız. "İyi, senle karşılaşacağız." dedikten sonra merasim bitiyor ve herkes, o akşam dağılıyor. Akşam 11'de ıkıyorlar. Kız, halasının evine gittiğinde saat 12 oluyor. Halası, ona yemek hazırlıyor. Yemekten sonra da halasını da onu da uyku tutmuyor ve gece 3 'e kadar tavla oynuyorlar. Sabah 11'de kız uyanıp telefonunu aıyor kız. Babası, 10 dakika sonra arıyor. "Kızım btn gece nerdesin sen?" "Baba, halamla akşam ge saatlere kadar oturduk." "Kızım, yalan syleme! Dn akşam saat 11'de halan hastalandı. Onu geldik aldık. Gece 3'te halan vefat etti" Kız, tabii gece kiminle tavla oynadığını , "Yeniden grşceğiz." diyen kişiye ait olduğunu anlıyor
oban
Bykbabam kyde oturduğu iin, kyde her zaman olan şey ahır veya ağıldır. Bunları da otlatmak iin bir obana ihtiya vardır. Birgn, bykbabam bir oban almış yanına. oban da kamburmuş. "Sen, bu işi yapamazsın." "Yaparım." der demez bykbabam bunu yanına almış. Bykbabam, bunu işe aldığının 7. gnnde, bu oban ryasında aynen şimdi anlatacaklarını grmş.. 7 tane cin, bizim evin tam ortasında "arşambadır arşamba arşambadır arşamba" diye kendi kendilerine oynuyorlarmış.Bizim oban da, onlarla beraber oyuna katılıp "arşambadır arşamba." diye oynamış. Cinlerin arasından birisi, demiş ki: "Bu, bizim szmz dinliyor. Buna bir iyilik yapalım." demiş. Diğer cinler de "Tamam." der demez cinlerden biri, bu obanın kamburunu dzeltmiş. Dzeltir dzeltmez, oban uykudan kan-ter ierinde kalkıyor ve bir de bakıyor ki kamburu yok. ok seviniyor tabii garibanım Kamburu yok oldu ya, bunu anlatıyor işte bykbabama. Ertesi gece, bu oban tekrar yatağına yatıyor. Aynı ryayı tekrar gryor. Fakat bu sefer cinler, o gnn perşembe olmasına rağmen yine,"arşambadır arşamba arşambadır arşamba" oynuyorlarmış. oban, yine girmiş aralarına ve aynen şyle demiş: "Tamam, dn arşambaydı ama bugn perşembe. Hadi, perşembe diye oynayalım." Cinler, hi oralı bile olmadan, "arşambadır arşamba arşambadır arşamba" diye oynamaya devam etmişler. oban iyice ısrar edince byle yapalım diye, cinlerden biri aniden adamın yanına gelmiş ve,"Demek sen bizim dediğimizi demezsin ha! Al sana bir mahluk!" deyip tekrar eski haline, yani kambur haline getirmiş. Tabii sabah kalktığında da aynı eski haline dnmş.
Evliyanın Yumruğu Sert Olur
Başımdan geen ilgin olayı sizlerle paylaşmak istedim. 6 sene nce, askeriyede alışıyordum. Bir akşam greve gittik. Grev yerim, Bingl -Stlce Ky yakınında bir tepe. Ben, her zamanki gibi ncydm. Aralardan indik. Ben nden, yaklaşık 4 saat yrdk. Ortalık bayağı kararmıştı. Blk komutanımıza sorduğumuzda bize bir aıklama yapmıyordu. Neyse, vara vara bir tepeye vardık. Ben giderken bir duvar yakınından getiğimi iyi hatırlıyorum. Neyse, biraz oturup mevzilerimizi yaptık. Daha sonra her mevziye 2 kişi gelecek şekilde girdik. Sayımız az olduğu iin diğer arkadaşlarımı zor gryordum. Aralar bayağı aıktı. Gece saat nbeti geldiğinde, arkadaşim beni uyandırdı. Ben de kalktım, nbet yerine gittim. Nbet yeri de mevzinin yaklaşık 7 metre falan uzagındaydı. Dedim kendi kendime, "Bir tuvalet ihtiyacını greyim." Neyse, onu hallettim geri geldim. Hava da esiyor diye kafamı taşın arkasına biraz eğdim. Sen misin başını eğen! Bana bir taş mı yoksa yumruk mu, ne olduğunu anlayamadiığım sert bir sey, fena vurdu. Bir sıradım, arkama bir baktım kimse yok. Gece grşle diğer arkadaşlara bakıyorum, onlar uyuyor. Tek tek, herkese sordum; kimse birşey bilmiyor. Kaş yarık, surat kan iinde, blk komutanına olayı anlattım. Bana neler yaptığımı sordu. Ona sadece kk tuvalet yaptığımı, sonra da nbet yerine dndğm anlattım. Bana, "Nereye?" dedi. Ben de gsterdim. Bana bir gld. "Sabah, anlarsın" dedi. Sabah oldu, bir de ne greyim: nmzde kocaman bir Yatır! Eski ismi tekke denilen, eski evliya mezarı gibi birşey. Meğer, her sene insanlar oraya adak kesmek iin gelirmiş. Biz de emniyet iin gitmişiz. Tabii bu arada benim kaş, oldu yumruk gibi şiş. Anladım ki dnya boş değil.
Falcı
yazında gerekleşmişti. Ben, bu tarihte Erdek'te bir otelin barında alışıyordum. Bu nedenle geceleri ge yattığım iin ğlen kalkıyordum. Yine byle gece, ge saatlere kadar alıştığım bir gnn ertesi, ğlen saat 4 gibi kalktım ve her zaman yemek yediğim yer olan otelin karşısındaki bfeye gittim. Orada otelin gvenliklerinden biriyle karşılaştım ve beraberce bir masaya oturduk. Yemeğimizi yerken yanımıza benim arkamdan biri yanaştı ve aynen şu cmleyi syledi: "Falına bakmamı ister misin?" Ben, bu lafın bana sylenmediğini dşnerek tostumu yemeğe devam ederken sesinden kadın olduğunu anladığım o şahıs aynı soruyu tekrarladı: "Falına bakmamı ister misin?" Bunun zerine dayanamayıp arkamı dndm. Ben de herkes gibi, dndğmde o tipik falcı kılığındaki birini greceğimi sandığımdan hızlı ve sinirli bir dnş yaptım -ki bunun bir diğer nedeni o gne kadar fala inanmıyor olmamdı-. Kadınla gz gze geldik ve kadın az nce sorduğu soruyu benim ona herhangi bir şey sylememe fırsat vermeden yineledi: "Falına bakmamı ister misin?" Ben de zerimde neden olduğunu bilmediğim o bir anlık şaşkınlığı atarak hızlı bir şekilde, “Hayır!” diyerek arkamı dndm. Bunun zerine yanımdaki gvenlik arkadaşımın kadına, "Benim falıma bak." dediğini duydum. “Duydum” diyorum; nk o saniye arası, sanki yaşanmamış gibi geliyordu. Arkadaşım, kolumu tutarak benim de baktırmamı, parasını kendisinin vereceğini syledi. Ben de gayri ihtiyari, sanki bunu yapınca rahatlayacakmışım gibi kafamı olur anlamında salladım. İşte tam bu sırada falcı kadın, arkadaşıma onun falına bakmayacağını syledi ve benim yanıma gelerek sanki bir “Rıdvan” (cennetin bekisi) gibi tepemde dikildi. Bunun zerine ben de ne istediğini, istediğinin para mı olduğunu sordum. Falcı kadın, aynen şunları syledi: "Falına bakıcağım!" Ben de sanki bu bir oyunmuşasına, "Niye?" dedim. Kadın, buz gibi donuk sesiyle, “nk az nce istediğini syledin." dedi. Az nce kaynağını bilmediğim, o irkilme sebebim gibi grnen kadın, bana bir anda ekici gelmeye başladı. Aklımdan "Neden olmasın ki, ne kaybedersin ki zaten." denen o en tehlikeli dşnce geti. Falcı kadına, “Tamam.” dedim. Kadın, hi duraksamadan yanıma oturdu ve kafasını yere doğru eğerek bana sağ elimi uzatmamı syledi. Ben de biraz yaramazlık olsun diye aklımdan sol elimi uzatmak geiyordu ki, falcı kadının ağzından beynimdeki tm kanı donduran şu szler dkld. “Sakın ha, yanlış elini uzatmak gibi haylazca bir şey yapma!” İşte o an kendimi fel olmuş gibi hissettim. Oradan gitmek istiyordum; ama mmkn değildi. Ayaklarım, sanki yere mıhlanmış gibiydi. Ben, bu korkuyla karışık durumda sağ elimi kadına uzattım. Kadın, parmaklarımın arasına bir bezden sıktığı sıvıyı srd ve sağ elimi sol elimle kapattı. Sonra sanki bana acırmışasına baktı. Ardından elimi atı ve bir şeyler mırıldanmaya başladı. Bir an sustu ve bana kelimelerine hi aralık vermeden şunları syledi: “Bir kağıt alacaksın ve bu seni byk bir topluluğun iine sokacak. 3 gn ierisinde ok sevdiğin iki insanı kaybedeceksin. Şu an sıkıntıların var; ama yarın bunların hepsi sona erecek. Annen, ok uzaklardan bir haber alacak." Ve en son sylediği sz ise şuydu: "2 abinden byk olanı, kk olanından daha uzak bir yere gidip sizden ayrılacak." Olayın hikaye kısmını geerek size o hafta olan olaylardan bahsedeyim. 2 gn sonra niversite sınav sonu kağıdım geldi ve ben artık bir kalabalığın iinde olmaya hak kazanmıştım. Bundan bir gn sonra, kuzenimin intihar ettiği haberini aldık ve aynı gn dayım, kalp krizinden ld. Ortanca abim, aniden askere gitmeye karar verdi ve diğer abim de niversite iin Avusturalya'ya gitti. Ben, bu olayın zerinden yaklaşık 3 yada 4 ay sonra tesadfen tekrar Erdek'e gittim. Aklıma bu kadın geldi ve aramaya karar verdim. Ancak tm aramalarım boşa ıkmıştı ki, son bir kez uğradığım benzin istasyonundakilere sorarken birisi bana, o kadını tanıdığını ancak o kadının yaklaşık 3 sene nce ldğn syledi. Benim o anki halini tarif edemiyeceğim iin bu tarifi size bırakıyorum. Daha sonra adama olayı anlattıseafoodplus.infoın bana inanmamış olduğunu anlasam da, kadının yaşadığı yeri bilip bilmediğini sordum. Bana kadının evini tarif edebileceğini syledi. Ben, tarif doğrultusunda eve gittim. Ancak gittiğim yer, bir ev değil harabeydi. Yanmış, yıkık dkk iinde, şarap ienlerin olduğu yıkıntı bir yerdi. Ben, evin iine girdim, biraz dolaştım. İerde şarap ien insanlara byle birini grp grmediklerini sordum. Kimse grmediğini syledi. Ben de midimi kesmiş evden tam ayrılacağım sırada, az nce ıktığım merdivenlerin stnde kadının benim elimin stne sıktığı bezi grdm. Diyeceksiniz ki aynı bez olduğunu nerden biliyorsun. nk o gnden sonra, sağ elimdeki koku hi ıkmadı!
Garip Yılbaşı
yılının yılbaşı gecesiydi. Gayet soğuk bir havada eve doğru gidiyordum. Markete uğradım. İki, erez, sigara aldım. Yolda yrmeye başladım. Yola şyle bir baktım, son derece ıssız ve sessiz oldugunu grdm. O anda bir şeyler olacağını sanki anlamıştım. Yolun iki yanı agalarla evriliydi. Son hızla yolda yrmeye basladım. Karımın işyerinden arkadaşları, ailesiyle yılbaşı kutlaması yapacaktık. O insanları sevmiyordum. Zorla ayaklarım beni eve gtryordu. Misafirlere katlanmamın tek sebebi, yılbaşını mutlu bir şekilde geirmek istememdi. Yolda hızlı bir şekilde ilerlemekteydim. Yol, ok karanlıktı. Ansızın silah patlaması gibi bir ses geldi. Yukarıya baktım. Parlak bir ışık, sanki her saniye byyerek zerime geliyordu. Ben de giderek klyordum sanki. Ve o ışık bir an snd. Kurtuldum diye rahatladım, koştum eve doğru. Bir de ne greyim: Saat, sabaha karşı 5 olmuş. Hanım, beni kapıda karşıladı. Kan-ter iindeydim. sanki kıtalar arası koşmuş gibiydim. Hanım, cilveli bir sekilde, "Nerdeydin,sabaha kadar bekledim. ok meraklandım." dedi Bu olay, bir sredir kafamı karıştırıyor. Size yazayım dedim.
Gece Gelen
74'e 4 askerliğimi Kıbrıs'ta yaptim. Askerliğimin bitimine 5 ay ya vardı ya yoktu. Saat 24 devriye nbetim vardı. Tamer Onbaşı'yla nbet yerlerini gezerken, bakım adırının ordan alarm verildi. İki nobeti de son gaz tabur binasına koşuyordu. Ani mdahele mangası, biz ve nbeti komutanlar da hemen olay yerinde bittik. İlk başta Rumlar sızma yapti zannettik, nk tam sınırdaydik. Fakat hc birsey yoktu ortada. Askerler cağrıldı. İkisi de adırda uyuduklarini itiraf ettiler; ama uyandirilis sekilleri ilginti. adırın taşlandığını, dışarı ıktıklarında da taşların hala arkalarından atıldığını ve metre koştuktan sonra nlerine bir kadın yerde bagdas kurmuş, feryatlar iinde, "Yavrum, yavrum" diye bağırdığını ifadelerinde sylediler. Daha sonra duyduklarım, daha da urperticiydi. Bunun ilk defa olmadığını, nbet esnasında uyuyanların birok kez bu şekilde uyandırıldıklarını ok komutandan duyduk
Kahverengi Pijamalı Adam
Bunu bana teyzem kendi anlatmıştı.Dedem ldkten (daha doğrusu gmldkten) sonra, teyzemler komşularıyla ona Kur'an okuyorlarmış. Bu arada bir komşusu, dua ederken karşı koltuğa bakıyormuş. Teyzem de bir yandan dua okuyup, bir yandan etrafına bakıyormuş. Teyzemin komşusu, dua ederken birden donakalmış. Kadın, koltukta geri geri gidiyormuş ve bembeyaz kesilmiş. Teyzem, duayı bitirdikten sonra kadının yanına gidip ne olduğunu sormuş; fakat kadın konuşamıyormuş. Teyzem, kadını drttğ anda kadın duayı bitirmiş. "Amin." deyip yzn sıvazlamış ve hemen ağlamaya başlamış. Teyzem, kadına "Niye ağlıyorsun?" dediğinde kadın, şok edici cevabı vermiş: ''Koltukta kahverengi pijamalı bir adam oturyordu, o da dua ediyordu. Adam, duayı bitirip kafasını kaldırınca baban olduğunu anladım.'' demiş. Kadın, devam etmiş: ''Kafasını kaldırdığında glmsyordu. Sonra bir anda kayboldu.'' Dedem, hastanede diyalize bağlı yaşıyordu ve son sz ''Diyaliz.'' oldu. Hastanedeyken srekli kahverengi pijama giyerdi. Teyzemin komşusu ise, dedemin ziyaretine hi gitmemişti.
Mezar Ziyareti
Bundan bir yada iki ay nceydi. Mersin'de oturduğumuz iin Mersin`in yerlileri olarak yaz geldi mi yaylaya gideriz ki serin havalarda rahat olalım diye. Bu yaz, yine yaylaya gitmiştik. Bizim ev, Namrun(amlıyayla)'da ve en guzel yerinde. Yalnız tek kt yanı, evin yanında bir mezarlık vardı ve bazı geceler, mezarlığa bazı insanlar gelirdi. Olaylar şyle başlamış: Bundan yıllar nce, bir araba dolusu gen, srat denemeleri yaparken nlerine bir-iki ocuk ıkmış. E, bunlara arpmışlar. Fakat ani manevra yaptıkları iin, hem ocuklar lms, bunlar da yol dışına ıkıp bir ağaca arpmışlar. Bu genler, birer yıl arayla lmşler. Her yıl, her ay, kazanın gerekleştiği gn ve saat vakti gelince, mezarlığa gelirlermiş. Bunları bana kyn imamı anlattı. Yine bir gece, onları izliyordum ve birinin bana baktığını hissettim. Perdeyi hemen kapadım ve yatmak icin karımın yanına gittim. Ertesi gn, arabamın camının kırık olduğunu grdm. Ama hi bir yerde, cam parası yoktu. Ertesi gece, yine izledim ve bu sefer iki tanesi bana bakıyordu. ok korkmuştum . lenlerin ruhları iin Fatiha okudum, dua ettim olmadı. Sabah kalktığımda, arabamın stnde bir hırka buldum. Bu, o gn kazada len cocuklardan birine aitmiş. Aradan bir ka gn geti ve mezarlığa gittim. Mezarlarının zerinde iki tane kutu vardı. Birinin stnde benim arabanın kırılmış camları, birisinde ise benim salarım. Bu olayı hocaya anlattım. "Oğlum, sen byk gnah işlemişsin. Bu yaptığına kızmış olacaklar' dedi. Eve gittigimde, grdklerim beni dehşete dşrd. Arabamın el freni ekilmis ve mezarların zerine itilmişti. Kapıların kilitli olduğundan adım gibi emindim. Anahtarlar cebimdeydi ve camları yaptırmıştım. Arabamsa, o iki ocuuun mezarlarının stnde duruyordu. O gnden sonra, bir daha ailemle oraya gitmedim
Mezardan Gelen Ses
Bir aile; anne, baba, bir kız ve erkek, bunlar evlerinin yanması sonucu lmşler. Hepsini aile olarak yan yana gmmşler. Fakat her geceyarısı, mezarlıktan ilgin sesler geliyormuş. Bu, orada yaşayan birok kişi tarafından duyulmuş, Sonra ilerinden bir tanesi, o seslerin nerden geldiğini anlamak iin geceyarısı mezarlığa gitmiş. Yine başlamış sesler. Sanki kavga sesleri gibiymiş. Adam, seslerin geldiği yne gitmiş ve sesler, o ailenin mezarından geliyormuş.Sonra mezarı kazıp bakmaya karar vermiş. Halk, mezarı atıklarında ok ilgin bir manzarayla karşılaşmışlar. Annenin olması gereken yerde kız, erkek ocuğun olması gereken yerde de baba yatıyormuş. Herkes şaşırmış. Bunları yine eski yerlerine koymuşlar ve mezarı kapatmışlar. Fakat kavga sesleri, bitmek bilmiyormuş. Tekrar aıp bakmışlar, yine aynıymış manzara bu kez Dzeltmemeye karar vermişler. Sadece mezar taşlarının yerlerini değiştirmişler. O gnden sonra, bir daha hi ses gelmemiş.Oradaki halka gre o sesler, o ailenin yaptığı yer kavgasının sesleriymiş
Mezarlıktaki Gelin
Bir akraba dnnden dnen Kemal ve arkadaşı Recep, 20 Kasım akşamı, yaklaşık sularında, şehir mezarlığından otomobille geiyorlardı. Her iki tarafı mezarlık olan, dar bir yoldu getikleri. Aniden soldaki duvarın stnden, arabanın nne beyaz bir şey atladı. İki arkadaş, bunun beyaz bir kpek olabilecegini dşnd. Ancak normal şartlarda ona arpmaları gerektiği halde, her ikisi de arpma sesi duymamış ve ok şaşırmşlardı. Arabayı durdurup arkalarına baktılar ama hibir şey grmediler. Her ikisi de, garip bir şeyler olduğunu fark etmişlerdi. Mezarlıktan ıkmalarına ok az kalmıştı ki, aracı kullanan Recep, bir ığlık attı. Dikiz aynasından bakıyordu. Bunun zerine arkaya dnp bakan Kemal, arka koltukta oturan gelinlik giymis bir kadın grd. Kadın, sessizce iki arkadaşı izlemekteydi. Byk bir korkuya ve telaşa kapılan arkadaşlar, mezarlıktan nasıl ıktıklarını ve arabadan nasıl indiklerini hala hatırlamıyorlar. n cama yapışmış bir şekilde arabayı durdurdular; fakat kadın artık orada değildi. Bunun zerine olayı araştırmaya başlayan Kemal, aynı gn len bir kadın olduğunu ğrendi. Kadın, yakın bir kyde yapılan dğnnden dnerken, trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Ve ldğnde zerinde gelinliği vardı. len kadının yakınlarını ziyaret eden Kemal, kadının aynı kadın olup olmadığını ğrenmek istedi. Gittiği evde kendisine bir fotoğrafı gsterildi. Fotoğraftaki kadın, o gece otomobilin arka koltuğunda grdg kadındı. len kadının yakınları da olaya şaşırdılar. Bir daha o mezarlıktan geemeyen Kemal ve arkadaşi, olayı bir sre daha irdelemelerine rağmen, o gn len kadının neden onlara gzktğn ğrenemediler
Misafir Cinler
ok gzel birgnd. En sevdiğim arkadaşlarımı evime ağırmıştım. "Beraber ay ieriz, oturup dertleşiriz." diye dşnmştm. Beklemeye başladım. Tabii boş durmuyordum. Mzik dinliyor, gnn keyfini ıkarıyordum. Olacaklardan habersizdim. Her zamanki gibi, fondaki mzik her ne kadar hareketli de olsa iimde birşeyler oluyordu. Gndzd ama karanlıklar hissediyordum. Kapı alındığında korkmadım desem yalan olur. Gelenler onlardı: arkadaşlarım. "En sonunda geldiniz." deyip eve konuk ettim onları. Bir kenara oturdular. Glp eğleniriz diye gelmişlerdi; ama suskunlardı. Konuşturmak iin ok alıştım ama abalarım boşunaydı. İeceğimiz bir bardak ayın bizi neşelendirebileceğini dşnp oradan ay getirmek zere ayrıldım. Garipti; nk birbirleriyle bile konuşmuyorlardı. İimi tarifsiz duygular kapladı. Neler oluyordu acaba? Yanlarına aylarla geldiğimde ikisi birden bana yle bir baktılar ki, gzlerinde nefret vardı. Havayı dağıtmak istedim yine sustular. Tam o esnada arkadaşım, ayını upuzun tırnaklarıyla karıştırmaya başladı. Tırnaklarını grdğm an, stme sanki kaynar sular boşandı. Korkuyordum nasıl uzaklaşabilirdim (Cinler insan kılığına girdiklerinde ya tırnakları uzun olur yada vcutlarının bir blm farklı olur) Son ırpınışlarımdı. Kamalıydım. Tam o esnada, bugne kadar sesine sinir olduğum kapı zili, bana en gzel şarkılar gibi gelerek aldı. "Msadenizle" diyip kapıya yneldim. Sessiz durmaları, beni korkutmuştu; ama kapıyı amak son aremdi. Kapıya yneldim. Kapıda abim vardı. Hızla olayı anlattım. "Hadi gidelim. abuk olmalıyız, kamalıyız." dedim. "İerde cinler var." "Nerden anladın?" dedi. Kısaca nemsemeyerek, "Uzun tırnakları vardı." dedim. Abim, hızla yksek sesle tırnaklarını gsterip, "Byle mi!" dedi. O anda bayılmışım. Sonra geciken arkadaşlarım geldiğinde beni ayıltılar.
Onunla Karşılaşmak İstemezsiniz
Haziran ayının başında bir olay yaşadım. Tam olarak ne olduğunun yorumunu hala yapmadım; ama benzer olay yaşayan biriyle karşılaşmak isterdim. O gn, her zamanki gibi bykannem ve dedeme gitmiştim. Akşam st eve gitmek iin kalktım. Dedem, eski tip asansrn kapısını amak iin anahtar aramaya koyuldu. Sabredemedim, en st kattan merdivenlerden indim. Birinci kat merdivenlerine geldiğimde inerken apartmanin tamamen cam kapısında dıştan ieri doğru bakan ftr şapkalı bir adamın durduğunu grdm. Olağan bir şekilde ilerleyip kapıyı aıp ikacaktım; ama adam yerinden kımıldamıyordu.ekilip bir trl yol vermedi. Dndm baktım. Adamın arkasından batan gneşin kuvvetli ışığında yzn gremedim. Sadece slieti gzkyordu ve olduka iri yapılıydi. Kenara ekilip bekledim girsin de ben ıkayım diye, gene ekilmedi. Kt niyetli veya bana şaka yapan biri mi olduguna karar veremedim. Adını koyamadığım bir şekilde, sanki iim şyor ve rperiyordum. Geri dnyormuş gibi yaparak bir st katta beklemeye başladım. Eve ıkıp dedemi de zmek istemiyordum. Adam en az on dakika aynı noktada kımıldamadan durdu. Sonra kapıyı atı, ieri girdi. Ben de durduğum yerden eğilirsem yukardan grebiliyordum. En sonunda gidiyor diye sevindim. Bir baktım ki adam robot gibi yryor. Asansrn nne geldi. Aynı şekilde hi kıpırdamadan on dakikada orada durdu. Ne oldugunu anlayamıyordum. Yukardan eğilerek kaamak bakışlarla inceliyordum. Yaz olmasına rağmen kışlık elbise ve şapka vardı. Ayakkabıları bağcıklı, subay ayakkabısı şeklindeydi. Şapkadan yzn gremiyordum. İki basamak indim ve iyice eğilip yzn grmeye alıştım ve şok oldum. Gzlerini gremedim ama yz porselen tabak gibi beyaz ve parlaktı. Artık panik oldum. Adam, o anda elini robot gibi yavasa kaldırdı, asansrn dğmesine bastı. Oh! Gidiyor derken elektrikler kesildi. Adam, birden merdivenlere yneldi, ben de yukarı doğru fırladım. heyecandan hızlı ıkamıyordum. Kesildim. Bana yetiştiğini grnce telaşlandım ve merdivenden yuvarlandım. Hi gzm amadan bir sre oturdum. Yanıma geldiğini hissettim. Ağlamak istiyordum. Birden elektrik geldi. Gzm atım, kimse yok. nnde oturduğum kapının ardında bir kpek havlıyor, karşi kapıdan anne-ocuk sesleri geliyor. Daha nce hi ses olmadığını fark seafoodplus.info gn tekrar geldim. Dedem, balkonda yarım saatten fazla beklediğini, ama benim ıktığımı grmediğini, merdivenlerden seslendigini ama cevap alamadığını syledi. Ona dış kapıda duran şapkali biri olup olmadığını sordum. Bulundugu noktadan tm kapı grnr; ama hi kimseyi grmediğini syledi. Ben de normal bir olayı kendim değişik yaşadım diyerek yıllarca kimseye anlatmadım. Yıllar sonra bir kitapta, aynı bu şekilde giyinmiş beyaz yzl, robot gibi yryen , gelince elektrik kesintisi olan varlıkların insanları ziyaret ettiklerini okudum. Bunun yle bir olay oldugunu zannediyorum. Bir daha olmadı.
Otostopu
Adamın biri, bir cumartesi gecesi evine dnyomuş. Birden yaşlarında sevimli bir kızın yolun kenarında otostop yaptığını grmş. Adamın da aynı yaşlarda iki kızı varmış. Hemen arabayı kızın yanına yanaştırmış, “Gece yarısı byle ıssız bir yerde n’apıyosunuz Allah aşkına? Bu saatte otostop mu yapılır?” demiş. Kız, “Uzun hikaye. Rica etsem beni evime gtrr msnz? Buraya ok yakın. Bu iyiliğinizi mr boyu unutmam.” diyerek arka koltuğa oturmuş. Kızın zerinde cicili bicili, hoş bir elbise varmış. Evinin adresini vermiş. Gerekten de yakınmış ev. Adam eve vardığında nnde durmuş, “İşte geldik kk hanım.” diyerek arka koltuğa dnmş; ama arkada hi kimse yokmuş. Gzlerine inanamamış tabii. Hemen arabasından inip evin kapısını almış. Beyaz salı, ok yorgun grnen yaşlı bir kadın amış kapıyı. Adam heyecanla, “Bana inanmayacaksınız ama yoldan kk bir kız aldım. Bana buranın adresini verdi ama tam geldiğimizde” Yaşlı kadın, adamı susturmuş: “Biliyorum, biliyorum.” demiş. “Sonra da ortadan kayboldu değil mi? Bu başımıza ilk defa gelmiyor. Her cumartesi akşamı, aynı şey olur” Meğer, kız bir cumartesi gecesi diskodan dnerken trafik kazası geirmiş ve oracıkta lmş. Şimdi her cumartesi gecesi, kazada ldğ yerden otostop yapıp evine gelmek istiyomuş; ama bunu bugne kadar başaramamış. Kadın bunları anlatırken adamın gz piyanonun zerindeki kızın fotoğrafına ilişmiş. Evet, kız aynı kızmış ve zerinde de aynı elbise varmış.
ller Sayılmaz
Birgn, niversiteli beş kız, cin ağırmaya karar verirler. ağırmak iin hazırlıklar tamamdır. Seans başlar, cin gelir. Neyse, ertesi gnlerde bu cin onlara musallat olur. Kızların gitmediği hoca kalmaz. Birgn, bir hoca tavsiyesiyle cini tekrar cağırırlar. Kızlardan birini dolaba saklarlar. Cin'e, "Ka kişi olduğumuzu bilemezsen peşimizi bırakacaksın." derler.(dolaptakiyle 5 kişidirler) Cin, "4" der. Kızlar, sevinirler. "Bilemedin. Bir arkadaşımız dolapta." derler. Cin'in yanıtı: "Arkadaşınızı heba ettiniz Peşinizi bırakmayacağım." der. Kızlar, "Nasıl yani?" derler. Cin, "ller sayılmaz. 4 kişisiniz." Kızlar, dolabı actıklarında o kızın kafasız bedeniyle kaşılaşırlar. Cin ise hepsine iğren oyunlar dzenlemektedir. Hepsi de tımarhanede, korkun bir sekilde hayatlarını kaybederler
Siste nmze ıkan Kediler
Genken, anneannemin evinde kedi ruhları grrdm. Benim de Yoda isminde bir kedim vardı ve birbirimize ok yakındık. Birka yıl nce, Cadılar Bayramı'nda Yoda, o zamanlar ki erkek arkadaşım Jeff ve ben, bazı arkadaşlarımızı grmek iin Kuzey’e gidiyorduk. Jeff, yolun yarısında kedim yznden mola vermek zorunda kalınca ok kızmıştı ve Yoda da arabadan kamaya alışmıştı. Yoda, ikinci kez kamayı deneyince Jeff onu serte yakalayıp arabanın iine atmıştı. Ne yazık ki Yoda’nın burnu, hafif de olsa yaralanmıştı. Jeff’e bu davranışından dolayı ok kızmıştım. Yoda da ben de kızmış olsak da Kuzey’e doğru yolculuğumuza devam edecektik. Hava ok karanlıktı ve her yer sis iindeydi. Yolda giderken birden karşımıza yolun ortasına oturmuş kediler ıkıverdi. Hareket etmiyorlardı ve biz de mecburen durmak zorunda kaldık. Jeff, onların yanından her seferinde gemeye kalktığında kedilerden bir kaı arabanın nne ynelip tekrar yola oturdular. Jeff, kere benzeri denemelerde bulundu; ama sonu hep aynıydı. Sonunda Jeff, yksek sesle, “Tamam, mesajı aldım.” diye bağırdı. Yola baktık. Kediler yolda değillerdi Taksici
Bir gece Ali adındaki bir taksici, ekmek parasını kazanmak iin ge saatlere kadar alışmış. tane mşterisini istedikleri yerlere bırakmış. Fakat o gece hava olduka yağmurluymuş. Ali, tam eve gidecekken kaldırımda bir kadın grmş. Ali de kadını evine bırakmak iin arabasına almış. Daha sonra Ali Kadına şyle sylemiş: "Sizi nereye bırakmamı istersiniz?" Kadın ise: "Hayalet Kasaba." demiş. Ali de biraz dşnmş. İinden ’’Bu kasaba yıllar nce bir depremde yıkılmıştı. Peki bu kadını oraya nasıl bırakacağım?’’ diye geirmiş. Daha sonra kadının gzlerine bir bakmış. ok şaşırmış; nk kadının gzleri kırmızıymış. Kadının bir cin olduğunu anlamış ve iinden Kelime-i Şahadet getirmiş. Cin ise bunu anlayıp hemen Ali’ye, ‘‘Dur!’’ emri vermiş. Ali ise, arabayı durdurup kadına: "Niin arabayı durdurmamı istediniz?" demiş. Kadın ise: "Ben bir cinim. Sana bir uurumu, Hayalet Kasaba olarak gsterecektim. Sen de lecektin. Ama iinden Kelime-i Şahadet getirip beni etkisiz halde bıraktığın iin lmeyeceksin." demiş ve oradan uzaklaşmış.
Undula Mezarlığı
Olay, geen yzyılın başlarında, Basmalkap'ın cra bir kasabası olan Undula'da gerekleşmiştir. Undula'nın bildiğiniz taşra kasabalarından bir farkı yoktur. Halk gndzleri rutin işleriyle uğraşır. Akşamları herkes evlerine ekilince ortalık sessizleşir. ok sıkıcıdır. Kış, dişlerini gstermeye başlamıştı. Hava rzgrlı ve yağmurluydu. O gece, kasabanın barı tenhaydı. Demircinin kalfası Bot Mandaval, iki gen arkadaşıyla bir kşede oturmuş piyizleniyordu. Ordan burdan konuşuyor, ara sıra da glşyorlardı. Gece ilerledike, mevzular tkendi. Geyik faslı başladı. Genler, cesaret konusuna girmişlerdi. Mandıracının oğluyla, kumaşının tezgahtarı birbirlerine girmişti bile! O arada Bot, biraz sonra geleceğini syleyerek kalktı gitti. Az sonra elinde demir bir kazık ve ekile dnd. ''Bakın! Ben şimdi gidip bu kazığı Bady Badala'nın mezarına akıp geleceğim!'' dedi. Aklınca en cesaretlinin kendisi olduğunu ispat edecekti. Yaşlı Bady Badala, geen hafta lmşt. Bot, ona her zaman şakalar yapar, ok kızdırırdı. Undula Mezarlığı, kasaba dışında, insanların gndz bile mecbur kalmadıka gemedikleri, uğursuz saydıkları bir yerdi. Arkadaşları, Bot Mandaval'ı gitmemesi iin caydırmaya alıştılarsa da fayda etmedi. Bot, pardessn giydi, ekile kazığı alarak yola ıktı. Yağmur hızla yağıyor, rzgr ıslık alarak esiyordu. Bot, mezarlığa yaklaştıka korkmaya, kalbi kt kt atmaya başlamıştı. "Neden bu işe kalkıştım!" diye kendi kendine kızıp kfrediyordu. Bir an nce şu kazığı akıp hemen bara dnmekten başka birşey dşnmyordu. Daha geen hafta geldiği iin mezarın yerini kolayca buldu ve aceleyle kazığı mezara aktı. Bu arada arkadaşları, Bot'un mezarlığa gidemeyip, yarı yoldan geri dneceğini konuşup glşyorlardı. Ama aradan epey zaman geip de Bot'un hala gelmemesi zerine endişelenmeye başladılar. Bot, kazığı aktı ve hemen arkasına dnp oradan uzaklaşmak istedi. Ama o ne! Yerinden kıpırdıyamıyordu. Bady'ye yaptığı tatsız şakalar hızla aklından geti. Bady, Bot'u sımsıkı tutmuş bırakmıyordu. Bot'un kalbi patlamalı motor gibi atıyordu. Korkudan dnp arkasına da bakamıyordu. Şafak skyordu. Bardakilerin merakı had safhaya gelmişti. Erken kalkmış kasabalılarla mezarlığın yolunu tuttular. Kasabalılar, nce mezarlıkta kimseyi gremediler; ama Bady Badala'nın mezarına yaklaştıklarında karşılaştıkları manzara korkuntu. Zavallı Bot Mandaval'ın gzleri yuvalarından fırlamış, yerde cansız yatıyordu. Uzun sre tırmalamaktan toprakta ukurlar oluşmuştu. Evet, Bot kazığı akmıştı akmasına ama aceleden pardessnn eteğini de beraber !!!
Cinli Ev
Birgn, işten eve geldiğimde annemi ağlarken grdm. "Hayırdır anne, ne oldu?" dedim. Bana, "Kardeşin Kardeşine bak, delirdi sanki" diye korku dolu gzlerle bakınca yerimden fırlayıp kardeşimin bulundugu odaya girdim. Bana tuhaf gelen hibir şey fark etmedim. "Ahmet, birşey mi var kardeşim?" dedim. Bana, "Hayır abi, gayet iyiyim." dedi. Ben de fazla stne gitmek istemedim.
Ertesi gn yine eve geldiğimde, merdivenleri ıkarken sanki bizim evin kapısı uzaklaşıyormuş gibi tuaf bir korkuya kapıldım. Tam ne oluyor diye dşnrken, annemin ığlığını duydum. Hızlı adımlarla evin kapısına ulaştım. Elimi cebime atıp anahtarlarımı bulmaya alıştım. Birden ierden annemin hıkırığının dışında, hırıltılı ama insana ait olamayacak bir ses duydum. Bunu duyunca, evde biri acaba anneme mi saldırıyor diye dşnp eve hışınla girdim. Annem ve kk kardeşim, holde bana bakıyorlardı. "Anne, ne oldu?" dedim. "Yine Ahmet ıldırdı. Kk kardeşin Fsun'la bana saldırdı." ok sinirlenmiştim. Ya annem bana yalan sylyor, yada kardeşim delirdi diye dşnmeye başladım. Annemin suratına tekrar baktığımda, korku dolu gzlerle yine karşılaştım. Fsun da ok korkmuştu; ama hala şaka yapılıyor sanmıştı. (Fsun 5 yaşında)
Sinirlenmiştim. Tam hızla Ahmet'in bulundugu odaya girecekken, Ahmet birden kapıda belirdi. (İnanırmısınız, ufak kardeşimden ilk defa rkmştm.) Bana bakıyordu sanki dşmanca. Sonra arkasını dnp odasına girdi. Peşinden gidip "Ahmet!" dediğimde tekrar bana bakıp, "Beni rahat bırak abiiiiiiii!" diye bağırdı. Sinirlenmiştim. "Seni ldrrm oğlum! Babam, az sonra gelecek. Ya anlatırsın herşeyi yada ok fena olacak. Babama anneme saldırdığını sylerim." "Tamam abi ama bana biraz zaman ver. Sana herşeyi anlatacağım." dedi. İlk defa kardeşimin bana yalan syledigini hissettim.
O gece, herkes yatmıştı. Ben de kardeşimi izlemeye başladım. Odasına gittim, baktım uyuyordu. Tam arkamı dnmştm ki, sanki iimden bir ses, "Kardeşin sana bakıyor!" dedi ve aniden dndm; ama bakmıyordu. Sonra, "Lan oglum, manyak mısın!" dedim kendi kendime. O gece yattım ama ne yatış! Sabaha kadar uyuyamadım. Sanki gzm kapatınca Ahmet yanımda Acıyorum. "Yok arkadaş, bu byle olmuyacak." dedim. "En iyisi mi, yarın tm gnm kardeşime ayırayım, onu sesizce takip edeyim." dedim.
Sabah olmustu. Ben, erken kalktığım iin, anneme, "Ben, saat 10 gibi dnerim." deyip ıktım. Ahmet de uyanmıştı. Bana candan yakın olan kardeşim, şimdi ok uzaktı. Yanıma bile gelmedi. Tam ıkarken, "Gece iyi uyudun mu?" dedi. irkilmiştim. Ona bakmadan hemen ıktım ve kahveye gittim.
Saat 10'a gelince eve hızlı adımlarla vardım. Sessizce mutfağa girdim; nk ordan kardeşimin odası gzkyordu. Beni grmesin diye, daha nceden mutfağın perdelerini sıkı sıkı rtmştm. Sadece minik bir delik kalacak şekilde bırakıp, odayı tamamen grr bir haldeydi. Kardeşim, odadaydı ve tek başına kanepeye oturmuş, dizlerini ovuyordu. Sonra birden durdu. Benim de kanım sanki cekiliyor gibi hissetmeye başladım. Sonra birden gz gze geldik. Aman Allah'ım! Minicik delikten baktığımı hissetmişti.
ıldıracak gibi oldum. Hızlıca odasına girdim. Gzm dnmşt. "Lan noluyor!" dedim, hi tepkime yok! Ona dokununca, kaskatı oldugunu hissettim. Anneme, "Anne, koş!" dediğim anda, elimi yle bir tuttu ki kırılıyor sandım. Sonra hırıltılı bir sesle, "Seni ldreceğim!" dedi ve yere dşt. Sallanıyordu yada titreme gibi birşeydi. Sesi değişmişti. ıglık mıydı yoksa hırıltı mı, anlayamamıştım.
Annem, koşa koşa ieri girdi. "Ahmet, oglum! Ahmet'im!" Ben, donmuş gibiydim. Sanki ayakta ylece kalmıştım. Annem bana, "Oğlum, tut! Kendine zarar verecek!" diye bağırdıgında kendime geldim. Annemle bile tutamıyorduk sanki kardeşimi. Sonra birden kaskatı durdu. Sanki kilitlenmiş gibiydi. Kafası geriye dşmş, gz simsiyaha dnşmş gibiydi. Sanki, parmakları dnmş, kırılmış gibi duruyorlardı. Bir noktaya bakıyordu.
Annem, "Dokunma!" dedi ve dua okumaya başladı. O arada bir defter fark ettim. Elime aldım. İini aınca değişik bir yazı stili ile birşeyler yazılı olduğunu grdm. Sonra, insana ait olamayacak bir sesle Ahmet bana birden, "Sakın dokunma!" diye bağırdı. Defter, elimden dşt. Korkmuştum. Bana saldıracak sandım. Nefes alıp verişi değişmişti. Bana bakıyordu. Gzlerinin beyazlığını fark edemiyordum. Sonra kafasını sağa sola savurmaya ve garip ses yada cığlıkla, "Abi niye baktın, abi niye baktın!" diye habire birşeyler sylyordu. Birden kaskatı kesildi. Kolunu yavaşca kaldırdı. İşaret parmagı ile pencereyi gsterdi. Sonra bana bakarak, "Geliyor, geliyor!" diye ağlamaya başladı. "Ne geliyor, neeeeeeeeeee!" diye bağırdım.
Annem, durmadan sureler okuyordu. Birden, "Allahu ekber, Allahu ekber!" diye hoca ezan okuyunca, kardeşim iyice ıldırdı. Sara kırizine benzer gibi yere dşd. Sarsılıyordu. Hoca, her "Allahu ekber!"deyişinde kardeşim cığlık atıyordu. Ve bayıldı. Annemle ben, şok iindeydik. "Ne yapabiliriz, ne!" diye dşnmeye başladık. "Babama syliyelim." dedim. Annem, "Onun inancı yok ki, inanmaz!" "Anne, inanmıyor da bu ne! Hadi gstersin doktorluğunu!" dedim. ıldıracağım!
Sonra kardeşim, "Abi, abi" demeye başladı. "Ahmet'im, canım kardeşim! Ne oluyor sana? Ne olur syle!" "Abi, ben yatakta değil miydim? Ne işim var burda? Bana ne olmuş ki???" dedi. "Hatırlamıyor musun?" dedim, "Hayır." dedi. "Abi, annem niye ağlıyor, niye abi?" dedi. O sırada kapı sesi duyuldu. Babam gelmişti.
"Anne, babama herşeyi anlatalım. Saklama!" O gece babamla konuşmaya karar verdik. Tuhaf olan şey, Ahmet hibir zaman babamın yanında garip olmuyordu. Gayet normaldi. O gece, babam viskisini yudumluyor, hasta raporlarını inceliyordu. Kapıya vurdum, yanına girdim. "Ne oldu Murat?" dedi. Babama, "Ahmet" dedim. Ama bir kere nefes alıp verdim. (Babamla sakin konuşmak istiyordum. Yaşım 25 olmasına rağmen, hala ondan ekiniyordum.) Babama, "Seninle birşey konuşmak istiyorum." dedim. O, "Şimdi olmaz. nemli bir ameliyatım var ertesi gn. Raporları incelemem gerek!" dedi; ama ben anlatmaya kararlıydım. "Ahmet" dedim. "Ltfen baba, sadece dinle. ok nemli" deyince, "Tamam, ama kısa tut!" dedi. Babam, sakindi. Bugnki tm olanı biteni anlattım. Beni sakince dinledi. Sonra birden, "Hadi ordan, ben yle şeylere inanmam! Tamam, bu kadar yeter! ık dışarı, alışmam gerek!" dedi. ok sinirlenmiştim. Tam kapıya ynelmiştim ki, Ahmet'in odasından korkun bir ığlık ykseldi. Evin ışıkları gidip gidip geliyordu. rknt. Ev, sanki kolonlardan atırdıyordu. Dnp babama baktım. "Buyur baba, hadi aıkla bu olayı." dedim. "Kt bir rya grmştr." dedi. Sonra Ahmet'in odasına yneldik. Babama, "Peki ışıklar niye gidip geldi?" dedim. Bana,"Bu kadar salak olma. yzyılda yaşıyoruz." dedi.
Ahmet'in odasına yaklaştıgımızda, acık olan kapı birden kapandı ve ierden kilitlendi. Babam, "Neler oluyor byle!" dedi. Sonra kardeşimin ığlıkları odadan ykselmeye başladı. Babamı ilk defa paniklemiş grdm. Bana, "Kapıyı kır!" dedi. "Kır şu kapıyı, ne bakıyorsun!" Kapıyı kırdım.
İeri girdiğimizde, Ahmet duvarın kşesine gemiş, sırtı bize dnk oturuyordu. Hırltılı hırıltılı, "Sizi ldrecem, sizi ldrecem!" diyordu. Annem de gelmişti. Kadıncağız, sesli olarak sureler okumaya başladı. Babam, "Ne yapıyorsun sen!" dedi. Ahmet, sureleri duyduka cığlık atıyordu. Sonra sırtının stne yere dşt. Ağzından kpkler geliyordu. Babam, "Sara krizi geiriyor." diye yanına gitti. Ben, Ahmet'i tutmaya alışıyordum. Krizi gemişti. Uyandı. "Baba, abi Ne oluyor? Ne işim var benim yerde!" diye ağlamaya başladı. Babam bana, "Sen, bu gece kardeşinle yat. Yarın, bie psikoloğa gsteririz." dedi. Babama, "Baba, bu piskoloktan te!" dedim. Bana, "Konuşma, ne o zaman syle!" dedi. Onunla tartışmaya giremezdim. Herkes odadan cıktı. "Ahmetim, canım kardeşim. Ne oluyor sana!" "Abi, bana birşey mi oluyor?" dedi. Unutmuş gibiydi. "Tamam, birşey yok." dedim; ama unuttugunu sanmıyordum. "Hadi gel, yatalım." dedim. Kardeşimi koynuma alarak yattık ve konuşmaya başladık. Ben, ona, "Hani bana herşeyi anlatacaktın." deyince, "Abi, sana herşeyi sylemek isterim; ama sylersem beni ldreceklerini sylediler." "Kim onlar, kim?" dedim. "Ltfen abi, beni zorlama!" dedi. Yatmadan nce okulda grendigim duayı okudum. "Ah!" dedim. "Neden daha nce annemi dinleyip Kur'an grenmedim ki!" diye iimden geirdim.
Kardeşim, uyumuştu; bense hala dşnyordum. Bir ara gzm kapattım. Odada sanki hafif bir rzgr estiğini hissettim. Korkuya kapılıp hemen sağa sola dikkat kesildim. Kardeşimin yere dştgnde işaret etigi pencere tarafına baktım. "Acaba aık mıydı?" diye. Aık değildi.
Odada sağı solu inceleye inceleye, aklıma gzel şeyler getirmeye calışarak ve yine sağa sola bakarak tam uyuyacaktım ki bir şey dikkatimi ekti. Kardeşimin duvarda bir resmi vardı. Gzel bir resim Hep bir noktaya bakıyor gibi durur, yani yatarken gzlerine bakıyor gibi gzkmez; ama sanki beni izliyor gibiydi. Rahatsız olmuştum. Kalktım, resmi kaldırdım. Tekrar kardeşimin yanına yatarak bildigim duayı daha ok tekrar tekrar okudum.
Oda sessizdi. Gzm kapadım. Sonra kapının aıldığını hissettim. Yine dikkat kesildim. Kapı ynne baktım. Kapı, gercekten aıktı. Sonra yine dua okumaya basladım. Korkmuyacaktım; nk gc kudreti sonsuz olana (Allah'a) sıgınmıştım. İnancım, o gece doruk noktasındaydı. İimden bir şey, "Sakın korkma!" diyordu. Sonra gzm yumdum. Ayak tarafımda bir ağırlık hissettim. Sanki yatağa biri ıkmıştı. Yavaş yavaş gğsme doğru ıkıseafoodplus.info korkmuyacaktım. Sonra bedenimi sıkıştırdığını hissettim. Gzm atım ama kafamı eviremiyordum.
Birden, "Senden değil, seni Yaratan'dan korkarım." dedim. Bunu deyince ağırlık sanki iyice arttı. İimden, "Ltfen anne gel, ltfen anne gel!" diye ağlamaya basladım. Evet, iimden ağlıyordum. Sonra kapı aıldı. Ağırlık kayboldu. Kafamı kaldırdım ki annem. "Anne, anne! İyi ki geldin." dedim. Annemde ise hi ses yok. "Anne," dedim. "Oğlum, sen istersen odana ge. Ben, kardeşinle kalırım." dedi. "Yok, ben kalırım." dedim. "Oglum," dedi. "Hemen kalk!" Şyle bir anneme baktım; ama aman Allah'ım! "Annem olamazsın sen! Nesin sen? Kimsin sen?" Ses ıkarmadı. ylece bakıyordu. Ayakları tersti. Dua okumaya başladım. Sonra nasıl oldu anlamadım, bir şekilde kayboldu.
Kardeşimi o gece yanlız bırakmamam gerektiğini anlamıştım. Ne yapmam gerektiğini dşnrken uyuya kalmışım. ok ilginti. Ryamda, uzun karanlık bir koridorda yryorumdum. Sonra nmde Ahmet'in olduğunu fark ettim. Ona doğru koştuka, o uzaklasıyordu. "Ahmet, dur! Ahmet, dur kardeşim!" diye bagırıyordum. O, "Abi, yardım et abiiiiiiiiiiiii!" diye birden kayboldu. Ben, daha hızlı koşmaya basladım. Yetişemiyecegimi anlayınca durdum. İimden bir şey, "Geriye dn!" diyordu. "Geriye dn" Nefes nefese idim. Dnnce Ahmet birden boğazıma sarıldı. Sıkıyordu. Resmen boğuluyordum. Gzlerimi atığımda Ahmet'in beni boğuyor olduğunu ve annemin beni hıkırıklar iinde kurtarmaya alıştığını fark edince, Ahmet'i stmden attım. Bana bakarak glyordu. "Seni boğacağımı syledim, seni boğacağımı syledim!" diye glyordu.
Duvara doğru dnerek duvarı tırnakları ile kazımaya başladı. Bunu grnce stne atladım. Anneme, "Onu yatağa bağlayalım." dedim. Annem'le kardeşimi yatağa bağladık. Kardeşim, iyice ıldırdı. Bana, "Pis homo, pis homo! Sakın hocayı getirme, sakın! Yoksa seni becim!" diyordu. Nerden anlamıştı hocayı?
Babam, sabah erken gitmişti işe. Saat gibi ameliyata girecekti. Gitmeden anneme, "Ahmet'i hastaneye getir. Onu psikoloğa gsterelim." demiş. Anneme, "Ben şimdi geliyorum." diye evden ıktım. Bir hoca bulacaktım. Arkadaşımın tavsiyesi ile bir hoca buldum. Ona her şeyi anlattım ve bizim eve getirdim. Beraber merdivenleri cıkarken, hoca dua okumaya basladı.
Annem, bizim geldiğimizi grdğ iin kapıyı aık bırakmıştı. Biz kapıya yanaşınca, kapı birden kapandı. Annem, kapıyı tekrar atı. Ben, ieri girdim; hoca ise girmedi. Bana bakarak, "Ben, ilk etapta giremem." dedi. "Neden?" diye sordugumda, "Bu ev, hi hayırlı değil. Size burayı kim ve ne zaman sattı?" "Ne alakası var!" dedim. "Size burayı satan kişinin başına da aynı olaylar gelmişti." "Peki sen nerden biliyorsun?" dedim. "Satan şahıs, ok ucuza sattı." ve hi bir şey demedi. Bana, "Beni sana kim nerdi?" dedi. "Arkadaşım Dursun." dedim. "O zaman ara Dursun'u!" "Niye ki?" dedim. "Sen, ara Dursun'u!" Aradım. "Ya Dursun, bugn yanına ugradım ya," "Alo, evet dinliyorum seni" "Bana bir hoca bul diye." Dursun, birden telefonda glmeye başladı. Bana, "Sen itin mi?" diye sordu. "Hayır, ne alakası var! Şimdi dedim ya!" "Arkadaşım, beni geen sen memleketime ugurlamadın mı?" deyince şok geirdim yani. "Sen hala gelmedin mi? Evet, o zaman ben kimle konuştum?" derken, "Ooooo, hadi işim var. Bitince ararım." deyip suratıma kapattı telefonu.
"Neler oluyor?" diye dşnrken, hoca hızla kardeşimin bulundugu odaya girdi. Ben, donakalmıştım. "Sen Sen kimsin o zaman!" diyebilmişim sadece. Hoca girince kardeşim, "Sen, sen! Seni tanıyorum!" diye korkun bir ığlık attı. Hoca, kardeşime, "Yaradan Rabb'in adına! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Seni zavallı!" dedi ve sureler okumaya başladı.
Ben, hl neler olduğunu zememiştim. Bu şahıs, kimdi? Sonra kardeşimle konuşmaya başladı. "Bu insanları rahat bırak!" dedi. Kardeşim, "Abi, abi! ıkar onu odadan!" diye ağlamaya başladı. Ben, hala telefonun şokunu yaşıyordum. Sonra bu şahıs, bana, "Hadi kardeşini sıkı tut!" dedi. Annemi de ağırdı; ama tutmadan nce abdest almamızı istedi. Aldık. Yani annemin bana gsterdiği şekilde. Sonra kardeşimin yanına gittik. Hoca, baş ucunda Kur'an okumaya başladı. Bize, "Hadi, şimdi tutun!" deyince, annemle ben hemen tuttuk. Kardeşim, ığlık atıyordu. Gzleri, siyahla kan kırmızısı şeklinde değişip duruyordu.
Sonra yatağı sallanmaya başladı. Odadaki gardrop kapakları aılıp kapanıyordu. Mutfaktan tabak kırılma sesleri geliyordu. Lambalar aılıp kapanırken, bizim bulundugumuz odadaki lamba ise patladı. Sonra ani bi sessizlik oldu. Kardeşim, bayılmıştı. "Bitti mi?" dedim, hoca olarak getirdiğim şahısa dnerek. "Hayır, burada kaldığınız srece hi bitmez." dedi.
"Sizden nce, burda bir aile yaşardı. ok gzel bir aileydi. Sonra kk oğullarında paranormal bir durum meydana geldi. Başlangıcında, oğulları gece su imeye kalkmış. Koridorda yrrken, şu an bulunduğumuz odanın kapısı acılmış. O zaman, bu odayı sadece misafirler iin kullanırlarmış. ocuk, kim atı diye ieri girdiğinde, kapı birden kapanmış ve ocuğun ierden ığlığı ykselmiş." "Ve sonra?" dedigimde, "Tamam, bu kadar. Sonrası sondu zaten." dedi.
Bana, "Sen, Kur'an bilir misin?" "Hayır!" dedim. "Ya sen teyze?" dedi. Annem, "Biraz" dedi. Bana dnerek, "Niye ğrenmedin?" dedi. Cevap veremedim. "Hayır ve şerrin Allah'tan geldiğini biliyor musun?" dedi. "Evet." dedim. "Babanın inancı nasıl?" diye sorunca yine cevap veremedim. Bana, "İşte, sizin zayıf halkanız bu!" dedi. "Burdan gn iinde taşının, yoksa ailenizden biri zarar grecek." dedi. "Ne! Taşınmak mı! Babama bunu nasıl kabul ettiririm?" diyince, "Bu, beni ilgilendirmez." dedi. Kapıya doğru yneldi. Gidiyordu. Sonra bana dış kapıdan bakarak, "Hani su imeye giden ouk vardı ya" Hibir şey diyemedim. Sadece, "Evet?" şeklinde kafamı salladım. "O, bendim." deyip hızla uzaklaştı.Hızlıca ayağa kalktım. Kapıya koştum. Daha sorularım bitmemişti. Ama o oktan gitmişti.
O gn hoca yle diyince, annemle, "Artık bu evde kalamayız." diye konuştuk. Kardeşim de kendine gelmişti babamı zor bela ikna ettik. Hem de tam da nc gnde. (burda, babamın başına bişey geldi ve şimdi dini btn bir insan oldu) Ve o evden taşındık. Aradan yıl gemişti. Birgn, o mahalleye işim dşmşt. gittiğimde, "Eve de bakayım." dedim. Kocaman bir bahesi vardı. Ev, katlıydı. Babam, orayı bir mtahite vermişti. Yıkılsın, evler yapılsın diye; ama mtahitin yıkım işlerinde hep aksilikler olmuş. İşcilerden biri, aklını kaırmış, biri de ağır yaralanmıştı. Mtahit de yıkamıyacagını anlayınca, o ev ylece kaderine terk edilmişti.
Bahe kapısına kilit vurmuşlardı ve "İeri girmek tehlikeli ve yasaktır!" diye bir tabela asılıydı. Evin bahcesine bakarak geerken, evin kapısının aralandıgını grdm. Ev, sanki beni cagırıyordu. Arkama bakmadan dnp gittim ve bir daha o mahalleye, hatta o evin bir mil yakınına bile yaklaşmadım.
Bir Cin ağırma Hikyesi
14 yaşımdayken birgn İsvire'de arkadaşlarla cin ağıralım dedik ve bu konu hakkında bir sr bilgi edindik. Yaklaşık 1 hafta sonra, ilk seansı denedik ve başarılı olduk. Bu seanslar, ok heyecanlı olmaya başladı ve biz bunu srekli tekrarladık Ben, bu konuyla arkadaşlarımdan daha fazla ilgilendiğim iin onlara daha da yakınlaşmak istedim! nceleri başarılı olamadım ve cinlere inancım azaldı. Derken, 15 yaşlarımda bu olayları ryamda yaşamaya başladım ve gerek hayata geti. Yavaş yavaş sevmediğim insanlara kk zararlar gelmeye başladı. Artık birşeyler olmadan nce, hissedebiliyordum bu da beni ok mutlu ediyordu ve ben, gittike kendimi onların yanında hissetmeye başladım! 16 yaşımda, Trkiye'ye temelli dnşmde onlar da benimleydi. Bu şekilde ok gzel ve ilgin yıllar geirdim ve 18 yaşıma geldiğimde bir radyoda DJ'likle uğraşıyordum. Bir gece nbeti sırasında, yine yalnız değildim; ama bu defa bunu hissetmek, bana mutluluk vermiyordu. Aksine huzursuz olmaya ve boğulmaya başladım. Bir ses geirmez stdyoda, ilgin bir şekilde birinin nefesini ensemde hissettim ve tylerim rperdi. Hatta ilk defa korktum! Tm bunların yorgunluktan ve uykusuzluktan olabileceğini dşnerek mutfağa bir bardak su almaya gittim. Tam arkamı dnp ışığı sndrrken, biri arkamda adımı fısıldadı ve o an korkudan kanımın ekildiğini hissettim. En kts de, radyonun olduğu binadaki daireler işyerleriydi ve gecenin saat da benden başka hi kimse yoktu! Tam bu sırada, bu dşncelerimden sıyrılmamı sağlayan ikinci ve daha şiddetli bir sesle irkildim ve stdyoya kaıp (belki aptallık ama) kapıyı kitledim! Yerime oturdum, suyumu itim ve mziği sonuna kadar atım; ama yine de bu durumdan kurtulamadım, nk bu defa omzuma bir el hissettim!!! Dona kaldım Hi kıpırdamadan korkarak karşımdaki aynadan arkamda olup bitenleri kestirmeye alıştım ve grdklerim beni dehşete dşrd!!! Arkamda bir takım glgeler yer değiştirip duruyordu sanırım tane! Panik halinde radyodan resmen kaarak ve ağlayarak aşağı indim. Tek dşndğm, motoruma atlayıp ordan uzaklaşmaktı; ama motoru alıştıramadım! Bir ka kez denedikten sonra başardım ve sratle eve gittim. Tam eve yaklaşırken motor birden durdu. Motorun sesini duyan kpeğim ,koşarak geldi ve beni tanımamış gibi davranıp (ki bu hi yapmadığı bişey) katı! Ağlayarak hızla eve girdim. Annem byk bir panikle uyandı ve sonra bir ka arkadaşımı gecenin saat nde panikle eve ağırdım. O gece hi birimiz uyumadık ve yalnız olmadığım iin kendimi daha iyi hissettim. Ertesi gn farklı farklı hocalara gittik ve yapılması geteken ne varsa yaptılar. Ama tm bunlar yetmedi ve peşimi bırakmadılar ve en kts artık onlara alışmaya başlamıştım! Sonra sadece birisini ok net bir şekilde bulunduğum her ortamda grmeye başladım! Bir bayandı ve srekli karşımda, yanımda, hep yakınımda bir yerlerde oturup glerek beni izliyordu! Onun varlığı, artık bana korkudan ok rahatsızlık vermeye başlamıştı. nk; elini tuttuğum veye dokunduğum kızların o an ya burunları kanıyordu, ya dşp bir yerlerini incitiyorlardı, ya da bir yerleri ağrıyordu! Byle devam edemeyeceğimi dşnp onu ciddiye alıp dinlemeye karar verdim. Bu arada tekrar hocaya gidip bu konuyu danıştım ve benzer olaylarla karşılaşan insanlarla grştm. Onun beni rahat bırakması iin tek bir isteği vardı o da; cinsel beraberlik! Ama ben bunun yalan olduğunu ve bir kez beraber olduktan sonra mr boyu onun esiri olacağımı ğrenmiştim! Srekli beni tahrik ediyordu ve kendime zor engel oluyordum. Bu sırada bana yardımcı olan bir hocanın tavsiyesiyle istanbul da bir medyuma gittim. 3 gn, onun evinde kaldım ve ok değişik yntemler uyguladı. Sonu mu: Bu başımdan geen olayı kız arkadaşımla beraber hem de hi bir yerine bir şey olmadan sizlere aktarabildik! Tek tavsiyem hayatınızı daha heyecanlı kılabilmek iin bu olaylarla ilgilenmeyin. nk kaybettiğiniz şey yine kendi hayatınız!!!!
Bir Ruh ağırma Daveti
Merhabalar. Sizlerle bunda 18 yıl nce liseye giderken arkadaşlarımla beraber yaptığımız bir daveti ve sonrasında yaşadıklarımızı anlatmak istiyorum. O zamanlar ilk yarı yıl tatili yaklaşıyordu. Dersler boş getiği iin oğumuz okulu kırıyorduk. 6 arkadaş birinin evinde toplandık 4 kız, 2 erkek olarak. Arkadaşımızın annesi, bizi rahatsız etmemek iin başka bir yere gitti. Ev, bize kaldı. Bir sre muhabbetten sonra konu filmlere oradan da ruh ağırma olaylerına geldi. Daha nce İran'da yaşamış ama Trkiye'ye yerleşmiş olan Gita adındaki arkadaşımız bize nasıl ruh ağırılacağını, orada insanların yaptığını ve herşeyi sorup cevabını alabileceğimizi syledi. Ben, bu işlerle ilgilenmeme rağmen arkadaşlarım bilmediği iin işi makaraya aldıseafoodplus.infoğer arkadaşım da aynı benim gibi yaparak işi şakaya vurdu. Fakat kızlar, "İlla ki yapalım." diye ısrar edince, "Tamam." dedik. Gita'nın istediği malzemeler masaya kondu (Davet yntemini anlatmayacağım). Hepimiz masanın etrafına oturup el ele tutuştuk. Gita bazı şeyler syleyip daha nce hazırladığımız malzemelerle davete başladı. Biz tabii hala işi şakaya vuruyoruz. Derken bir sessizlik kt stmze. Herkes el ele tutuşmuş sanki ağırlaşmıştı. Ama kızlardan bazıları resmen titriyordu. Yaklaşık yarım saat sonra masanın ortasında duran ayna sanki kararmaya başladı. herkes biribirine bakıp, "Tansiyonum falanmı dşt?" diye dşnd. Daha sonra aynada resmen dumanlar belirmeye başladı. Bu arada ığlıklar koptu tabii. Ama Gita, seansı bırakırsak başımıza bela olacağını syleyip devam etmemezi sağladı. Aynada birimiz dışında hepimiz dumana benzer grnt gryorduk. Yalnız ev sahibi olan arkadaşımız, glmeye başladı. yle bir glyordu ki, biz "Aklını kaırdı" dedik. Herkes de renk bembeyaz oldu. "Ya bize gele gele bu ocuk mu geldi!" deyince bizde iyice film koptu. O, aynada bir ocuk grp duyuyordu ama biz sadece duman gryorduk. Sonra konuşmaya başladı onunla. "Adın ne? Ben hangi okula gidiyorum? Tayfun beni seviyor mu?" falan. Yanındaki kıza dnp, "Baban iş iin İzmire gidecek bu akşam." dedi. Kız dondu kaldı. Bana, "Kimyadan zayıf alacaksın." dedi. Kısaca, herkese bişeyler syledi. Sonra da "Şimdi gidecekmiş; ama sonra yine gelecekmiş." dedi ve seans bitti. Hepimiz şok olmuş bir vaziyette "ya sen bizi kandırdın değil mi" falan dedik. O da bir sr yeminler etti ve ok eğlendiğini anlattı. Sabah okulda buluştuk. Kız arkadaşımızdan biri, "Babam akşam iş iin İzmire gitti " deyince şok olduk. Ben o gn kimya sınavından zayıf aldığımı ğrendim. Diğer sylediği şeyler de ıktı. Bu sefer, biz ona yalvarmaya başladık, bir daha ağıralım diye. Onbeş gn sonra aynı grup yeniden ağırdık. Ama ilgin olan, sadece soruları o sorarsa varlık cevap veriyordu. Seanslar byle devam etti. Biz, sınıftaki diğer arkadaşlardan iyice kopmuştuk. Her fırsatta "Ne soracağız, ne yapıcağız?" diye toplanıp dşnyorduk. Birka seans sonra, varlık beni ve bir arkadaşımızı bundan sonraki seanslarda olmamamızı istemedi. Sebebini hi sylemedi. Birka ay sonra diğer arkadaşlarımızı da istemedi ve seans yapma olayımız bitti. Ancak O arkadaşımız srekli grşyordu. Hatta o varlığın srekli onun yanında olduğunu ve onu koruduğunu sylyordu. Kızın bakması, yrmesi değişmişti sanki. Birgn, dersin ortasında kalkıp yandaki ocuğa, "Sen, benim iin nasıl byle dşnrsn!" dedi ve saldırdı. ocuğun hibirşeyden haberi yoktu. Disipline verdiler ve uyarı aldı. Yine birgn, dersini yapmadı diye ğretmen ona kızdı. O da ğretmene, "Akşam, kocan eve gelmedi diye hırsını benden mi alıyorsun!" dedi. ğretmen, dondu kaldı. Yine disipline verdiler. Bir hafta uzaklaştırma cezası aldı. Dndğnde tamamen değişmişti. Hikimseyle konuşmuyordu. Sadece boşboş oturuyordu. Ailesini okula ağırdılar ve konuştular. Psikoloğa gtrdler. Daha kt oldu. En kts de bizi dşman ilan etti. İnsanların sırlarını aığa ıkarmaya başladı: Herkes ondan nefret ediyordu. Birgn, "Siz bu servise binin, hepinize soracağım." dedi. Yolda servisin tekerleği patladı, duvara arptık. Birka kişi, hafif yaralandı. O kız, sanki tam bir şeytan olmuştu. O zamanlar ğrendiğimize gre evde anne ve babasına da byle tehditler savurup korkutuyormuş. Aileside aresiz kalmış. Doktorlar bir are bulamamış. Okulun kapanmasına birka gn kala, ailesi okuldan kaydını aldı. Taşınıyorlarmış. Zaten okula da gelmiyordu o aralar. Sebebini ve onu sorduğumuzda annesi, geen gece, "Bu akşam ben uacağım. Bana o zaman inanacaksınız!" dediğini ve nc kattan aşağı atladığını, bacaklarının ve kollarının kırıldığını, herkesin dilline dştklerini, o yzden de taşındıklarını syledi. İşte birebir yaşadığım bir olay. Arkadaşımın şimdi nerede ve ne yaptığını bilmiyorum. Davet yapmadan nce bir kez daha dşnn.
Cinle Dalga Geme
17 yaşındaydım ve annemin memleketi olan Giresun'daydık. Dnd Abla, o sıralarda 22 yaşında falandı (annemin amcasının kızı). O'nu her gece cinler dverdi ve zerinde taşıdığı Kurn'ı ikarması iin baskı yaparlardı. Birlikte yatıyorduk onlarda kaldığım zamanlarda; ama sabahları vcudunun her yerinde morluklar oluyordu. Bendeyse hibir şey olmuyordu ve hibir şey de hissetmiyordum Bir gece, Dnd, ablası, ablasının akrabası Emine ve onun nişanlısı, epey ge saate kadar oturduk. Dnd'nn annesi ise saat 11 gibi yattı, uyudu başka odada. Biz, hala sohbet ediyorduk. Saat, gece olmuştu.. Ben, cin cagirmayi nerdim. Bu, onlara da cazip gelmiş olacak ki kabul ettiler. KİKİ adında kibrit cinini hepiniz duymuşsunuzdur. Bir kutudan 4 tane kibrit p aldık ve cin cağirdık dualarla. Bu islerden ok iyi anlıyordu Dnd. Sorular soruyorduk. Kibritler de sağa sola hareketle bize cevap veriyordu. Ben, yaşımın da kk olmasından dolayı bayağı zirvalamaya baslamıştım. Cinle dalga geiyordum. Yanımdakilerse iyice korkmuşlardı benim cine ileri geri konuşmamdan! Beni srekli, "Sus!" diye uyarıyorlardı. Neyse, bir mddet sonra ışık, kendiliğinden kapandı. Kalktım, dğmesine bastım, atım. Arkamı dndm ki tekrar "attt!" diye dğmeden kapandı ışık.. Bulunduğumuz oda ky evi oldugundan, mutfak ve oturma odası bir kullanılan bir oda.. Mutfak dolabı, zangır zangır titremeye ve tabaklar birer birer yere dklmeye basladı.. Hepimiz, korkudan sapsarı olmustuk. TV aık değildi. Birden TV aıldı. O zamanlar, sadece TRT 1 gsteriyordu ky yerinde. Bilmediğimiz yabancı kanallar, fişek gibi aılıp kapanıyordu.. Biz, bin bir dua okuyarak cini gndermeye alışıyorduk. Artık yorulduk ve kibrit plerini masanın zerine bıraktık. Aman Allah'ım! Cin, gitmemişti, ve masanın zerindeki kibrit pleri, kendiliğinden hareket ediyordu. Dnd'nn akrabası olan kadın, bayıldı bayılacak Saat olmuştu artık ve Dnd'nn akrabası olan Emine'nin nişanlısı eve gidecekti. Ky yerlerini bilirsiniz. Acayip sessiz ve rktc olurlar. Evine gidecegi yol da ormanın iinden geen ve derenin oldugu bir yer. Neyse, bu ıktı gitti ve biz, cini gndermek iin uğraşmaya devam ettik.. Tabii ki başaramadık. yle kızdırmışım ki onu, her yeri darmadağın etti diyebilirim Ve işin ilgin yani, yan odada yatan yengemin ıt bile duymamış olmasıydı.. Sabah ezanı okunurken, hepimiz korkudan ve uykusuzluktan uyuyakalmışız.. Yengemin sesiyle uyandık. "ORTALIGIN HALİ NE BYLE!" diye soruyordu. Ona anlattık. O da rperdi ve kızdı bize.. Emine'nin nişanlısı da ertesi gn geldi ve gece eve gittiği yolda, onu taşlamıştı cinler. Bu taşlar, pek bir yerine isabet etmemişse de, omzuna ve alnına arpmış ve olduka morarmıştı.. Aynı gece, ben anneannemin evine gittim yatmaya ve o gece Dnd Abla'mı da ok sıkıştırmışlar ve acayip dvmş cinler. Kız, gnlerce vcudu ve yz morluklar ierisinde gezmek zorunda kaldı Komşumuz olan bir hocaya olanları anlattık! Hoca bile dehşete kapıldı ve cinin, beni yaşım kk olduğu iin affettiğini, yoksa yetişkin bir insanın cinle o şekilde dalga gese arpılacağını, ağzının burnunun ters dneceğini syledi
Evde Tek Başına
Bu hikayeyi bana kuzenim anlattı. Geen yaz, başından gemis ve benim haricimde kimseye anlatamamıs, inanmazlar diye… Halamlar, yani kuzenimin ailesi Ankara’da, Ayrancı’da 6 katlı bir apartmanın en st katındaki dairede yaşıyor. Yaz tatili iin ailesi Bodrum’a gitmiş ve kuzenim de final sınavlarından sonra onlara katılacakmış. Evde yalnız kalmaktan korktugu iin en yakın kız arkadaşını beraber kalmak iin eve davet etmiş; ama arkadaşının ailesi buna karşı ıkmış, 2 kız tek başlarına bir evde kalamazlar diye. O da mecburen katlanmış evde kalmaya ve de sınavlarına alışmaya. Evdeki 2. yalnız gecesiymiş. Erkenden yatağına yatmış ve odasındaki televizyonu da aık bırakmış. Reha Muhtar’ın sesi kulaklarında ınlayarak uykuya dalmış. Bir ara bedeni hafife sarsılarak uyanmış ve hemen ardından gecenin sessizliği yırtan uğursuz ezan sesi ile irkilmiş. Gzleri hala kapalıymış. Ezanı okuyanın srekli olarak “Cin, cin el-Allah” dediğini farketmiş ve odasında ufak bir ses duymuş, imamın bağırışına karışan… Televizyonun sesidir diye aldırış etmemiş ve tekrar uyumaya alışmış. Ses tekrarlanınca ve bu sefer ona biraz daha tanıdık bir ses olarak gelince, annesinin sesi sanmış. Evde kendisinden başka kimse olmadığını hatırladığı anda gzlerini amış ve de kapkaranlık odaya korku ile bakmış. Sese bir kez daha kulak vermis ve duydugu sey, ufak bir kiz ocuğununkini andıran ve arada bir yaşlı bir kadının sesine dnşen, kesik ve kısık fısıltılarmış. O an, sırtından soğuk terler dklmş ve odasında başka bir varlığı hissetmesinin ona verdigi rperti ile tyleri diken diken olmuş. Yerinden kalkmaya alışmışsa da, kıpırdayamamış. ığlık atmış ama kendi sesini duyamamış. Sadece odasındaki o fısıltılar ve mırıldanmalar daha da glenerek, yzne dogru yavaş yavaş yaklaşmış. Artık kalbini saran dehşete ve kendisini fel eden, şimdiye kadar hi hissetmedigi kadar gl olan bu korkuya dayanamayacağını dşndğ anda, alan kapı zili ile kendine gelmiş. Onun ıglıklarını duyan komşularının geldiğini dşnerek rahatlamış. Hemen yataktan fırlayarak, kapalı olan televizyonunun nnden geip odanın ortasında bir ara durmuş ve karanlığa bakakalmış. Olanlara inanamıyormuş ve de sadece ok kt bir kabus grdğn dşnerek, rahatlamıs. Birden, apartmanın iinde koşuşturma sesleri duymus. Bu sesler, kafese tıkılmış bir hayvanın ordan kurtulmak iin delice koşarken ıkardığı toynak seslerini andırmış ona. Bu sesler, yavaş yavaş azalmış ve sonunda etraf, huzur dolu bir sessizliğe brnmş. Tam odasına geri dnecekken, sokak kapısından gelen şiddetli ve inatı tekme sesleri ile istemeden de olsa kapıya ynelmiş. Kapı deliğinden bakmış nce, ama apartmanın ii zifiri karanlıkmış. Işığa basmış ama kapı nnde kimsecikler yokmuş. Komşular gitti heralde diye dsnms ve de kapıyı yavasa amış… Ve grdğ sey, hemen nnde duran ve ona kızgın gzler ile bakan kıllı bir kei olmuş. Neye uğradığını şaşırarak korkuyla yerinden zıplamış ve de başından aşağı kaynar sular dklerek, o an bilincini kaybederek bayılmış. Uyandığında ise yatağındaymış. Odasındaki garip kokuya aldırmayarak, mutfağa gidip, kendine bir kahve yapmak iin doğrulmuş yatağından. Yatak altındaki terliklerini ararken, kendi kendine glmş boşu bosuna korktuğu iin… Terliklerini bulmuş, onları giymek iin ayağa kalktığı anda ise, kulaklarını tırmalayan “ONLARI GİYMEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!” diye bağıran bir cırtlak ses, onu tekrar bilinsiz bir uykuya daldırmış, gerisini hatırlamıyor…
Hasan Amca ve Cinler
İzmir'in Bergama Semti'nde, yılında, o dnem bağlarda alışan Hasan adında dedemin bir arkadaşı olayı yaşayan şahış.. 4 tane ucuğu varmış zamanında. Bağlarda alıştığı iin de eve uzak olduğundan dolayı, alıştığı bağın hemen nndeki ufak ker*** bir evde uyuyomuş. O dnemlerde, genelde insanların geimi ya ttn kırmak, ya da bağ bahe işleri. Kıt kanaat geiniyolarmış. Gecenin bir vakti, dedemlerin kapı alınıyor. Şaşırıyorlar, "Kim bu saatte?" diye. Dedem, kapıyı amış; gelen Hasan Amca Kendi evi uzak olduğundan dolayı sanırım, ilk aklına gelen yer dedemgilin evi olmuş. Acayip perişan bir haldeymiş. O yaştaki adam, ağlıyomuş kapıda. ok korkmuş. Neyse, ieri buyur etmişler. Anlatmaya başlamış. Uyurken, gremediği ama hissettiği birşey ona dokunmuş ve kk ker*** evde adını slemiş. O da ok korkmuş, kamış. Dedem, inanmamış haliyle. Daha sonra, beraber gitmişler. Zorla gtrmş bizimkiler, "Yoktur yle birşey." diye. Gidip bakıyorlar, hi kimse yok etrafta. Yalvarmış resmen, "Sizin bahede de yatarım; ama burda kalmayım!" diye.O geceyi bizimkilerde geirmiş. Daha sonraki gecelerde de aynı olay tekrarlanmış. Korkudan sanırım, deliriyor adam. Hemen hastaneye kaldırıyorlar. nk yaz gn, kazaklar falan giyiyomuş. Birka hafta sonra, dedemlerin kapı yine alınıyor gece. Dedem aıyor kapıyı. Karşısında en yakın arkadaşı. Hastaneden katığını dşnyor. Dedeme garip bi ses tonuyla, "Gel," diyor, "Gidelim." Korkup kapıyı kapamış dedem de. nk yzndeki ifadeyi hi beğenmemiş. Birka gn sonra, hastaneden lm haberi geliyor. Neden ldğn bilmiyorum. Bergama'da, Ulucami'de naaşını yıkarlarken, imamın dediği olay ilgin. Kolunda arap hafleriyle yazılmış bir iz farkediyorlar.. Dedeme sylyolar. Zaten en son gece eve gelenin de ne olduğunu hep sormuştur kendisine herhalde. Daha sonra bir ok gece, dedem ryalarında arkadaşını gryor. Dedem, vefat etmeden nce bana anlatırdı bunu. Ben de tırsardım. Şimdi ne zaman gecenin bir yarısı kapı alsa, bu olay aklıma gelir.
Garip Bir Hikaye
Bu olayın tm tanıklarıyla ayrı şehirlerde ve farklı zamanlarda grşme olanağım oldu. Hepsi de, harfiyyen aynı şeyi anlattı bana. Ben de aynı garip olayı, olayın şahitlerinden birisinin ağzıyla size aktarıyorum; Babamız, evimizden uzaktaydı. Evimizde srekli bir tedirginlik ve huzursuzluk vardı. Yedi kardeştik ve ky evimizde biz kızlar, annemizle birlikte aynı odada uyuyorken, abilerimiz yan odada uyuyordu. Ben, o devirde 13 yaşındaydım. Evimizin odası beyaz kireti. Geceleri korkmayalım diye, bir gaz lambası, kısık ateşte srekli yanardı. Ancak duvarlar beyaz olduğundan, az ışık da olsa odada herşey seilebiliyordu. Ben, iki kız kardeşimle yer yatağında yatıyordum. Annem, divanda yatıyordu. Yatağa gireli bir ka saat olmasına rağmen, ben uyuyamamıştım. Tavana bakıyordum. O sırada odamızın kapısı aıldı. İeri kafasında şapka bir adam girdi. (Bu şapka dediği şey, rg bere) Babamız evde olmadığı iin, dayım kymze gelerek sık sık bizde kalırdı. "Yine ge vakitte dayım geldi." diye dşndm. Ardından adamın arkasından odaya bir kadın girdi. Adam nde kadın arkada, gaz lambamızın asılı durduğu duvara yrdler. Adamda pantolon yerine, aşağıdan iple bağlanmış bir kapri vardı. Kadın, beyaz bir elbise giymişti. Siyah saları beline kadar arkadan uzanıyordu. Hi konuşmadılar ve lambanın yanında durdular. Her ikisi de bir sre lambanın fanusundan ieri baktılar. O anda, her ikisinin de yzn net olarak grdm. Bu kişileri tanımıyordum. Dayım olmadığını anladığım da ok korktum. Heyecandan dilim tutulmuştu. Ardından adam, gaz lambasının ışığını biraz atı. Herşeyi artık daha net seebiliyordum. Işığı atıktan sonra, yine adam nde, kadın arkada yryerek odanın duvarından dışarı ıktılar. İşte o anda, “Anneee !!!” diyerek sessizce ağlamaya başladım. Annem, hızla ellerimi tuttu. “Korkma kızım sende grdn m?" dedi. Olaya odada bulunan annem, ben ve ablam, aynı anda şahit olmuştuk. Annem, sonra bizi şyle teskin etti. “Kızlarım!!! korkmayın, bunlar bize zarar vermek iin gelmedi. Hanemizin ışığını arttırdılar. Herşey daha iyi olacak.” O gece korkuyla biribirimize sarılarak uyuduk. Annem, o gaz lambasını korkudan bir daha sndremedi. Onu yanık bir şekilde vitrinin zerine koydu. Lamba, orada kendi kendine gazı bitene kadar yandı. Lambayı sndrmememiz iinde bize tembihte de bulundu. Sanırım, evimize gelenlerin atığı ışığı sndrmeye korkmuştu…Bu olayı kimseyle paylaşmadık. Aile sırrımız olarak uzun sre iimizde yaşattık… Bu olayı, olayın tanıklarına ayrı zaman ve mekanlarda sordum. Hepsi, yaşanan bu olayı aynen teyit etti. Yaşları şu anda epey ilerlemiş bu sıradan kadınların, aradan yıllar getikten sonra byle bir hikaye uydurmalarının hi bir anlamı olmayacağı kanaati bende oluştu. Hatta, olayı duymuş olmama epey şaşırdılar. Sanırım, birbirlerine ok iyi tembihlemiş olacaklar veya bu sır dolu olayı unutmak istemelerinden de kaynaklanıyor olabilir. Genelde, olayı anlatışları yorumdan uzak, kısa ve zd. Bu tip olayı anlatanların heyecanla, ballandırarak bezedikleri cmleler kurmadılar. "Yaşandı bitti! zerinde durmuyoruz." havasındaydılar. Tm bu izlenimlerim, bana bu olayın gerekliliği konusunda daha da inandırıcı dşnmeme neden olmuştur.
Mezarlıktaki Heykel
Gen kızlar, korkun efsanelerin oğunda başroldeler. İngiltere’de yaygın olan bir hikayede anlatıldığına gre, bir grup kız, bir gece korkun hikayeler anlatıyorlarmış birbirlerine. Laf dnp dolaşmış ve gece mezarlığa girip giremeyecekleri tartışmasına dnşmş. Kızlardan biri, “Girmek ne ki, sabaha kadar bile otururum ben orada.” demiş. Yaparsın, yapamazsın tartışması srerken, korkmayacağını syleyen kız, zerine montunu alıp fırlamış dışarı. Giderken de, “Sabah beni mezarlıktan almaya gelirsiniz. Herhalde gndz vakti korkmazsınız di’mi?” demiş glerek. Kızlar, engellemeye alışmışlar ama nafile, dnmemiş sznden cesur kızımız. Evde kalan kızlar, sabahın ilk ışıklarıyla arkadaşlarının yanına yani mezarlığa gittiklerinde, onu yanında mermer bir heykel olan bir mezarın zerinde bulmuşlar. Kız, gzleri prtlemiş bir halde cansızmış ve mezardaki heykelin elleri kızın boynundaymış. Sonradan ğrenmişler ki, mezarın sahibi, nişanlısı son anda evlenmekten vazgetiği iin intihar eden bir genmiş. Heykel, l kadınlardan intikamını işte byle, kızı ldrerek almış.
Musalla Taşı
Kymz, Tipi Ky I Anadolunun en eski kylerindendir. Kymzn mezarlığı, evimizin tam karşisındaydi. Komşumuzun bize, "Orada garip seyler grdm,." demesi, bizi ne kadar rktse de inandırmıyordu. Ta ki Burak arkadaşımın snnet gecesine kadar. Birden, arkadaşımın hediyesini evde unuttugumu farkettim. Gece, garip olayların olduğunu bildigim iin, eve gitmeye korkuyordum. Eve yaklaştığımda, bazı ığlıklar duymaya basladım. Musalla taşının zerinde garip ışık bzmelerinin daire biiminde dndgn grdm ve birden at sesleri gelmeye basladı. İleriye dogru baktığımda, atin zerine binmiş bir gelinin hızla musalla taşına doğru geldigini grdm. Gelin, bir sre musalla taşının etrafında dolaştıktan sonra, mezarlığa girerek ağıt yakmaya basladı. Ben, bu arada korkudan ne yapacağımı şaşırdım. Daha sonra, bir dğn alayının gelip gelini alarak oradan hızla uzaklaştığını grdm. Ben de dğn yerine koşup olanları dedeme anlatmaya basladım. Dedem, bana inanmadı. Ertesi sabah, mezarlığa bakmaya gittiğimde, bir gelin duvağını bir mezara baglı olarak seafoodplus.info duvaği dedeme gsterdigimde, dedemin ağladığını ve bu duvağın savaşta, gelinken sehit olan ablasına ait oldugunu ve mezarınsa sevdiğine ait oldugunu syledi. Birka yıl sonra, Akşehir Gl'nn taşmasıyla kymz sel altında kaldi. Bir daha byle bir olay grlmedi.
len Babaanne
Liseli bir gen kız, babaannesiyle yasamaktadır. Birgn, okuldan eve gelir. Babannesi, salonda oturmaktadır. Babannesi, gen kıza bakar ve kendisine su getirmesini ister. Kız da mutfağa doğru yrrken, telefon alar ve arayan babaannesidir. Komşuya gittiğini, yarım saate kadar geleceğini syler kıza ve kız hayretle sorar: "Babanne, sen evde değil misin? Burda, sana ok benzeyen biri var." der. Babannesi kıza, "Senden su mu istedi?" diye sorar ve kız, "evet!" der. "Derhal ona suyu ver ve evi 5 saniye iinde terket!" der. Kız, şaşkınlık iinde mutfağa gider ve suyu verip evi terkeder. Arkasına dnp baktığında, ev yıkılmıştır ve len, kızın babannesidir
Allahsız Osman
İstanbul'da 'l yıllar O zamanın nl kabadayılarından Ustura Kemal ve arkadaşları, Karacaahmet Mezarlığı'nın karşısında bir evin bahesinde ilingir sofrası kurmuşlar. İki masası muhabbeti tm hızıyla devam ederken, laf dnp dolaşıp mezarlık ve l konusuna gelmiş. İinde zırnık Allah korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği iin lakabı Allahsız Osman olan bir kabadayı, "Ulan l ne ki be?! Sen sağ olanlardan kork, lden kimseye zarar gelmez" demiş. Ustura Kemal da muhabbeti koyulaştırmak iin, "Ulan Osman, madem lden korkmuyosun, gel şunu iyiden iyiye ispatla bize!" diye dalga gemiş.
Allahsız Osman, bunu nasıl yapacağını sorunca; Ustura Kemal, "Aha şu karşıdaki Karacaahmet mezarlığını gryosun. Madem Allah'a inanmaz ve lden korkmazsın, bu gece 12'de mezarlığa girip sana vereceğimiz kazığı mezarlığa iinde bi yere ak. Sabah biz gidip, kazığın orada olup olmadığına bakarız. Eğer orada bi kazık varsa seni takdir ederiz" demiş. Allahsız Osman, aslında, gece mezarlığa girmek bir yana, yanından geerken bile trk syleyen bir adammış. Ama yiğitliğe leke sremeyeceğinden, "Peki ama siz de benimle gece gelip, mezarlık ıkışında bekleyeceksiniz." demiş. Zaten bu konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyomuş, gece yarısı kalkıp Karacaahmet Mezarlığı'na gitmişler.
Osman, gece karanlığında mezarlığın byk kapısından ieri girmiş. Herkesin Allahsız Osman olarak bildiği o cesur (!) kabadayı, mezarlığın iinde salavatlar getirerek bi elinde kazık, bir elinde eki ilerlemiş. Bir mezarın yanına geldiğinde alelacele eğilip kazığı yere akmış. Korktuğu iin de hemen oradan uzaklaşmak istemiş. Ama birşey, giydiği setrenin, (o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca eteği olan bi tr giysi) ucundan tutmuş. Allahsız Osman vargcyle, "İmdaaat! Ulan yardım edin. l beni tutuyooor!" diye feryat etmiş; ama kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. Bağıra ağıra mezarın zerine yığılıp, kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş. Uzunca bir sredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları, Allahsız Osman'ın kendilerine oyun oynayıp, mezarlığın teki kapısından ıktığını dşnp dağılmışlar. Ertesi sabah ise, Ustura Kemal ve arkadaşları kazığın akılı olup olmadığına kontrol iin Karacaahmet Mezarlığı'na gelmiş. Bi bakmışlar ki, Allahsız Osman, kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa akmış durumda, bir mezarın zerinde cansız yatıyomuş. A-N-N-E
Anlatacağım olay başımdan getiğinde, Bursada Milli Piyango Anadolu Lisesinde lise 1. sınıf okumaktaydım. 7 kişiden oluşan bir arkadaş gurubumuz vardı. Yediğimiz itiğimiz ayrı gitmez ve ne yaparsak hep beraber yapardık. Okulda canımız ok sıkıldığında kimin evi boşsa o arkadaşın evine gider ve akşam okul ıkış vaktine kadar orada vakit geirirdik.
Birgn gene, "Okuldan kaıp ne yapalım?" derken; S. isimli arkadaş, evlerinin boş olduğunu, ailesinin Rusya'dan gelen akrabalarını almak iin İstanbul'da olduklarını syledi. Ve en erken 1 gn sonra geleceklerdi. Biz, her zamanki gibi makarna, patates vs. alıp onların evine gittik.
Yemek yeme faslı falan bittikten sonra oturup televizyon izliyorduk. Hepimiz, sıkılmıştık ve yapacak bir şeyler arıyorduk ki, arkadaşlardan biri, cin ağırmayı nerdi. İhtiyacımız olan şeylerse bir kahve fincanı ve alfabenin harflerini yazacağımız kağıt paralarıydı. Geniş bir tepsinin zerine btn bir alfabeyi dairesel şekilde kağıt paralarına yazdık ve fincanı ortasına koyduk. Yapmamız gereken, okumasını sylediği duaları okuyup cinle sohbet etmeye başlamaktı. Bu gibi olaylara o gne kadar kesinlikle inanmadığımdan dolayı ben hala işin ciddiyetinde değildim ve zaten bilmediğim iin dua okumadım.
7 kişi birden parmağımızı fincanın stne koyup duaları okuduk sonra, cine, "Geldin mi?" diye sorduğumuzda, fincan, "Evet." yazısına doğru kaydı. Ben, hala inanmıyordum; ama ortam bozulmasın diye hibir yorum da bulunmuyordum. Yaklaşık yarım saat boyunca,"cin" e eşitli sorular sorduk ve kimi zaman gldğmz, kimi zaman inanmadığımız cevaplar aldık. Ama btn glşmelerimiz ve eğlencemiz, dehşet anını yaşadıktan sonra ortadan kayboldu! "Cin" , sorularımızdan birini cevaplarken, birden fincan tepsinin ortasına geldi. defa dairesel bir hareket yaptıktan sonra, sırasıyla "A", "N", "N", "E" harflerine gitti. Hibirimiz bi anlam veremedik. Ancak saniye sonra evin kapısı aılıp seafoodplus.info annesi eve geldiğinde hepimiz şok olmuştuk!
Gece Mzik Dinlerken
Geici bir sre iin annemin babaannesinin şehir iindeki eski evine taşınmıştık. Evin bulunduğu blge, diğer binaların arka kısmında kalıyordu ve evin n tarafı bahe olmakla birlikte yan tarafındaki okulun bahesine bitişik olarak bir duvarla ayrılıyordu. Okulun bulunduğu blge, uzun zaman nce mezarlıkmış. Kentleşme bydke, mezarlığı taşıyıp okul kurma kararı alınmış. Fakat "Sarı Kız" isminde bir yatırın mezarını bir trl kaldıramamışlar. Buna yeltenen makinaların her biri muhakkak arızalanıyormuş. Bundan dolayı kaldığımız evin bahesinden hemen ıkışında sol tarafta bu yatırın mezarı vardı. Temiz kalpli insanların bu yatırı gece yarısı saatlerinde blgesinde bulunan eski bir eşmeden takunyalarıyla giderek su aldığını grdğ sylenir. Topuklarına kadar uzun sarı salarıyla gen bir kız grnmnde olduğunu duymuştum. Bu yatırın eve yakın olmasından rahatsızlık duyuyor ve geceleri evde rahat olamıyordum. Zamanla bir şey olmadığını grmş ve rahatlamıştım haliyle. En byk zevklerimden biri de mzik alarken uyumaktı. Tarkan'ın ilk kaseti ıkmıştı ve ''Asla'' isimli parasından ok hoşlanıyordum. Kaseti aldığımın ilk gecesiydi. Ve o şarkıyla uyumak zere teybimi hazırlamış ve stelik eğer uyuyamazsam tek kaset yetmez diye dşnerek ikinci bir kaset koymuş ve continue play durumuna yani ilk kaset bitince ikinci kasete başlaması iin hazırlamıştım. civarı yatağıma uzanarak mzikli dşncelerle uyumaya alışıyordum. Hava biraz soğuk olduğu iin yorganıma iyice gmlmştm. Uykunun o ince izgisine gelmiş ve mzikten dolayı iyice gevşemiştim. Artık uyku moduna getiğimi dşndğm bir anda, teybimden "ıt ıt" diye bir ses geldi. Bu ilk kasetin bittiğine işaretti. Fakat sessizlik olmamıştı; yani alan para, yarıda idi. Buna anlam veremeyerek gzlerimi amıştım. Yanılmış olabilirdim. "İkinci kaset başlamalıydı bu sırada" diye dşnrken tekrar "ıt ıt" diye gelen iki sesle ikinci kasetinde başlamadan nce kapandığını hissettim. Yıllardır kullandığım teybimi iyi tanıyordum. Bu şekilde kapanmasına mekanik olarak imkan yoktu -ki elektrikler gitmiş olsa bile otomatik olarak kapanmazdı-. Bu anlam veremediğim olaya karşı yatağımdan doğrularak yavaşa teybimin olduğu tarafa bakmaya alıştım. İerisi loş olduğu iin teybimi seemiyordum. Anlam veremediğim bu olaya karanlığın iinde ylece bakakalmıştım. İimde kt bir his belirmişti ve korktuğumu hissederek kımıldayamıyordum. Nitekim annemler de hemen yan odamda uyuyorlardı. Bu, bana az da olsa cesaret veriyordu. Fakat odada yalnızdım. Bu olanlar, bir ka saniye ierisinde oluyordu. O doğrulmuş halimle yatağımda tuhaf bir sallanma olduğunu sezmiştim. Hafif bir biimde sağa ve sola sallanıyordu bedenim. kalp atışlarımı da duyuyordum. Bu sallantı kalp ritmlerimdenmi kaynaklıydı zemedim. Evin tavanı ahşap malzemedendi ve tam stmden başlayarak gittike glenen bir gmbrt diğer odalara kadar hızla ilerledi. Bu an, şok anımdı. Bir veya iki saniye gmbrtnn dinmesini bekledim. Ne annemlerin varlığı ne de yatağımdaki sallantı aklımdaydı. Mantıksız olaylar st ste geliyor ve canıma okuyordu. Tm bedenim kaskatı olduğu halde beynimden bir-iki saniye iinde sayısız dua dkld. İşe yaramış mıydı bilmiyorum; ama o gmbrt geri dnmemişti. Bundan istifade ederek yatağımdan dualarla birlikte fırlamamla hibir şey gremediğim o karanlık iinde lambayı yakmamı sağlayacak olan dğmeyi tek hamlede tokatlamıştım. Florasan olduğu iin iki saniye daha beklemem gerekiyordu. İki gn gibi geen o iki saniyeden sonra gz kırparak florasanın yanmasıyla ierini net olarak grebildim. Odamda hibir tuhaflık yoktu. Kalp atışlarımın grltsnden başka bir ses var mı, yok mu anlayamıyordum. Bir cesaret daha gstererek bilinsizce kapımı aarak hemen yan odadaki annemlerin odasının kapısını araladım. Odamın ışığından yansıyan ışıkla annemin uyuyan yzn grdm. Uyanmamışlardı. Hemen odaya daldım ve birka saniye başlarında sağa sola bakındım. Annem, tavşan uykusu olan biriydi ve benim odadaki varlığımı hissederek gzlerini atı. Ne olduğunu sordu. O gmbrtye uyanmamış olması, hayret verici birşeydi benim iin. Anlaşılan benden başka bunu duyan olmamıştı. Annemi odama ağırdım ve ondan nce giderek az da olsa rahatlamış biimde teybimi inceledim. Herşey normaldi. Beni asıl hayrete dşren iindeki kasetin durumuna baktığımda iki kasetinde hi ilerlememiş gibi en başında sarılı biimde durduğunu grmem oldu. Kendimden kuşku duydum. Anneme de hibir şey ispat edemedim. Annemin yorumu, gece tavan arasında dolaşan kediler hakkında oldu. Ben de o gmbrty bir kedinin yapabilmesi iin ancak drt bacağını ve kuyruğunu altından toplayarak deli gibi poposu stnde zıplayarak ilerlemesi gerektiğini syledim. Bir kedinin işi olamazdı. Sanırım başka gler tarafından uyarılmıştım. Kısık bile olsa mzikten rahatsız olan komşularım vardı. O evden taşındıktan sonra da mzik dinleyerek uyumayı denesem de uyuyamadığımı grdm. Bir zevkimden daha mahrum bırakılmıştım.
"Gizli İlimler" Kitabı
Dershaneden tanıştığım Ramazan adında ok samimi bir arkadaşım vardı. Ramazan, bana birgn, "Bizim kye gidelim. Sana ky gezdireyim Hem de ailemle tanışırsın." derdi. Ben de, "Tamam. Msait bir zamanda evden izin alır gideriz." demiştim.
Neyse, SS sınavına yirmi gn kala, yorgunluğumuzu atmak iin kendi kendimize tatile girmeye, gezip eğlenmeye karar vermiştik. Ramazan, "Fırsat, bu fırsat," dedi. "Git babana durumu anlat". Ben de durumu babama aıkladım. "Arkadaşımın kyne gitmek iin bana izin verir misin?" dedim. O da, "Tamam, -drt gn birlikte gezebilirsin." dedi.
Ramazan’ı buldum ve kylerine gittik. İşte, ailesiyle tanıştık. ay filan itik derken; Ramazan, "Gel dışarı ıkalım." dedi. Biraz gezdikten sonra tekrar eve dndk.
Ramazan’ın ailesi biraz zengindi. Bahelerinde iki tane ev vardı. Evin birisi eski, diğeri yeni, yani oturdukları evdi. Ramazan, "Gel eski eve girelim, Eski eşyalara bakalım." dedi. Neyse, girdik eve. Eski gaz lambalarına, akmaklara, tfeklere baktık. Girdiğimiz odada eski kırmızı koltuklar, eski bir vitrin, dolaplar sandıklar vardı. Bir ka eşyaya da baktıktan sonra, sandıklara geldi sıra. Ramazan ve ben, ayrı birer sandık aldık. Atık sandıkları İkimizinkinden de kitaplar ıktı. Kitapları karıştırırken ilerinden bir kitap gzme arptı. Kitabı elime aldım zor ıkardım sandıktan. Adeta dklyordu. Kitabın kalınlığı cm vardı. Yeşil ciltli ve başlığı "GİZLİ İLİMLER" adlı bir kitaptı.
Kitabı aldım ve koltuğa oturdum. Karıştırmaya başladım. Kitabın ieriği cinler, ruhlar, dualar vb. korkutucu kavramlar. Kitabı okurken başım ağrımaya başladı. "Ramazan, bana bir hap bul, dayanamayacağım." dedim. Neyse, kitabı okuyorum Hem korkutuyor, hemde heyecan veriyor. Bu arada Ramazan da başka şeylerle uğraşıyor. Kitap, cin ağırmadan ruh ağırmadan filan bahsediyordu. Bir saat kadar kurcaladım kitabı. Son sayfasına baktığımda, korkudan lecektim. Ne mi yazıyordu? "Bu kitabı okurken başınız ağrıyabilir" yazıyordu. Bir titreme geldi bana. Geriye yaslandım. Kulaklarıma uğuldama geldi. Ramazan'a gsterdim kitabı. O da inceledi. "Başınız ağrıyabilir." yazısını ona da gsterdim. Hayret etti. Kitapta yazanlardan, "Ruh ağırmayı yapalım." dedi. Ertesi gn, şehre dnp yapacaktık. Akşam oldu, yatma vakti geldi. zerimdeki yorgunluk gitmemişti. Ben, uyuyamadım. Korkuyordum. Ramazan, uyumuştu. Onu kaldırdım. "Ben uyuyum, sonra sen uyu." dedim. Işığı filan yaktırıp başımda beklettim. Ben uyuduktan sonra o da uyumuş. Sabah olunca şehre dndk. Bizim evde kitabı atık, tekrar inceledik. Kitapta yazan "Ruh ağırma"yı yapacaktık. Ramazan, "Yalnız ikimiz olmaz. Bir ka kişiye de syleyelim." dedi. Bir arkadışımıza daha syledik. Kitabı atık. Ruh ağırmayla ilgili gerekli eşyaları temin ettik. Eşyalar ise; yemek tepsisi byklğnde cam parası ve iki adet metal kapaktı. Karanlık bir odada cam parasının zerine kapakları koyduktan sonra iki kişi parmağını koyacak diğer kişi kitaptaki duayı okuyacaktı.
Kitap; yapılacakların aklı bilinci yerinde, korkusu olmayanların yapmasını sylyordu. Gelecek ruhun sylediklerimizi veya soracaklarımızı yapacağını, daha sonra itaat etmeyip bizi korkutacağı syleniyordu. rnek olarak da; "Mesela, gece yolda gidiyorsunuz. Bir adam grdnz. Adama doğru yaklaştığınızı farz edin. O, adam değil aslında ruhtur. O da sizi korkutacaktır." diyordu. Yani en sonunda kafayı bozdurur, diye yazıyordu. Onun iin ok tereddtteydik. Neyse, arkadaşlar, "Yapalım." dedi. Akşam, bizim evde toplandık. Işıkları kapattık. Eğer ruh gelirse, ya niversiteyi kazanacak mıydık yada SS soruları ne diye soracaktık. Cam parasını yere koyduk. Kapakları da koyduk. Ramazan ve ben de parmaklarımızı kapaklara koyduk. br arkadaşımız da kitaptaki duayı okumaya başladı. Korkudan terlemeye başladık. br arkadaşımız kekeleyerek konuşmaya başladı. Yapamadık. Korkuyu yensek yapacaktık. Bir de karşımıza ne ıkacak, onu da bilemiyorduk. Başaramadık. Ertesi gn, kitabı Ramazan’a verdik, "Git, gtr." diye. "Ben, gtremem; sizde gelin." dedi. Biz de, "Gelemeyiz, sen gtr." dedik. Sonra, Ramazan Kye gitti. Annesinin anlattığına gre, Ramazan, eve gelmiş ve eski eve ıkmış. Uzun bir sre gelmeyince o da meraklanmış, gidip bir bakayım demiş. Sonra gitmiş. Bizim Ramazan, odanın ortasında kitap nnde diz kmş ve gzleri kapalı bir şekilde duruyormuş. Annesi, "Ramazan!" diye seslenmiş. Hi ses ıkmamış. Bir ka dakika sonra, annesi Ramazan’ın aklını yitirdiğini anlamış. Evet Ramazan, aklını yitirmişti. Bu basit bir şey değil; koca bir insan telef olmuştu.
O gnden sonra benimde uykularım bozuldu. ay uyuyamadım. SS yi de kazanamadım. Ara sıra Ramazan’ın yanına gidiyordum. Derdinin devasını kimse bulamamıştı. Sizlere tavsiyem; birgn, olurda "Gizli İlimler" adı altında bir kitap grrseniz yanına bile yaklaşmayın
Kara Kei
Kapı komşumuz Hsn bey amca anlatırdı Urfa'da ki kylerinde bir zamanlar ok garip olaylar olmuş. Hala bu rktc olayların devam edip etmediğini bilmediğini ama yine de emin olmadığını sylerdi bize. nk kyyle tm ilişkisini koparmıştı. Aklımda kaldığı kadarıyla bu olanları sizinle paylaşmak istiyorum. Kylerinin adı "Karakei", nam-ı diğer "Cinli Ky". evre kasaba ve kylerin insanları, cinlerin musallat olduğu bu kyden ve orada yaşayan kyllerden olabildiğince uzak durmaya alışırmış.
'l yıllarda Karakei'nin ok dindar birisi olan obanı İbrahim bir gn sry salmış otlağa ve de oturmuş bir ağacın altına. Rehavet basmış ve de uyuya kalmış. Esen hafif rzgar onun suratını yalayıp gemiş, o esnada birka hınzır kıkırdama duymuş. Hemen gzlerini amış. Grdğ şey evresinde toplanmış ve başında bekleyen, ona sinirli sinirli bakan ve bağırıp ağırarak ağıza alınmayacak kfrler savuran koyun srs olmuş. Hızla ayağa fırlayarak kye doğru koşmuş. Bir yandan da omzunun stnden arkasına bakıyormuş, korkudan tir tir titreyerek. Kan-ter iinde evine varmış ve ev ahalisine soluk soluğa olanları anlatmış. Tabii ki kimse ona inanmamış. Geri o zamanlar "Gul Yaban"i rivayetleri ok yaygınmış ama yine de İbrahim'in anlattıklarını ok sama bulmuşlar. Hatta onun delirdiğini sanmışlar.
Olay bir sre sonra unutulmuş. oban, Hsn bey amcanın dedesiymiş. İbrahim, bir daha o otlağa gidememiş ve artık hibir koyuna bakamıyormuş. Bir gece, tuvaleti geldiği iin evden ıkmış ve ertesi sabah boynu derece dnmş ve de gzleri ıkartılmış bir vaziyette, yerde yatarken bulunmuş. Bir ka kpek, obanın bomboş olan gz oyuklarını yalıyormuş ve de kalan et paralarını kemiriyormuş. Tabiatı ile herkes onu kpeklerin paraladığını dşnmş.
obanın oğlu Hseyin, bir ka yıl sonra evde yalnız kaldığı bir zaman, namaz kılmaya karar vermiş. 2. rekatının ortasında, ev hafiften sallanmaya başlamış. Adam, yine de devam etmiş namaz kılmaya. Bu sırada evde başka birşeylerin varlığını sezmiş. Onu ziyarete gelenlerin, etten kemikten olmadıklarını hissetmiş ve de onları gremediği iin de korkusu ikiye katlanmış. Dualara devam etmiş, belki bu ifritler, iblisler gider diye; ama her ne kadar Allah'a sığındıysa da varlıklar gitmemeye kararlıymışlar. Secdeye vardığı anda stne ağır bir şey atlamış ve de sırtına binmiş. Hseyin, durmadan Kelime-i Şehadet getirmiş ve her Allah dediğinde, stndeki şey daha da bir bastırıyormuş. Adam, yz tamamen seccadeye yapışmış bir halde dualar okuyormuş. Kendi arkasından gelen bazı koşuşturma ve de kağıt yırtılması sesleri duymuş. Ayağa kalmak istediyse de yapamamış, yerinde doğrulamıyormuş bile. Artık o kadar ağlamasının ve yalvarlarının ardından sırtına ok sert bir tekme yemiş ve onların gittiğini hissetmiş. Bu olayı, akşam zeri ailesine anlattığı zaman herkes ona inanmış, nk bir iki dakika nce her zaman evlerinin duvarına asılı ılan Kuran-ı Kerim'i parampara bir halde dışarıdaki tuvalette bulmuşlar. Btn kye ve de evre kylere bu olay yayılmış ve ky bundan sonra "Cinli Ky" diye anılmış. Ama bu tip olaylar artık olmuyormuş. Hseyin'de bu hadiseden sonra bir daha ağzına "Allah" lafını almamış. 10 sene sonra, Hsn bey amca 6 yaşındayken, babası Hseyin yatağında l bulunmuş. Gzleri korkudan faltaşı gibi aılmış ve de vcudu kaskatı kesilmiş. Kyn imamı gelmiş cesede bakmaya ve dualar okuyup fledikten sonra, adamın lmeden nce fel geirdiğini ve de btn ayak parmaklarının kırıldığını farketmiş. Ondan sonra btn eve ve de ev halkına okuyup flemiş ve de gitmiş. Hseyin'in nasıl ldğ anlaşılamamış, zira o gece yanında kimse yokmuş. Yalnız, Hsn bey amca, o gece babasının odasından bazı homurtu ve mırıldanmalar geldiğini duymuş ama nemsememiş.
Hsn bey amca bydkten sonra Ankara'ya taşınmış, evlenip ocuk oluğa karışmış. Dindar ve ok iyi bir insandı, hepimiz onu ok severdik. Bazı tuhaf hareketleri oluyordu ara sıra ama hi gzmze batmıyordu. Hsn bey amcayı geen baharda gmdk. lmeden nceki gece tuvalete kalkmış ve ertesi sabah, yan daireden gelen ığlıklar ile uyandık. Onu salonun ortasında elleri kolları arkasına bağlı bulduk. Allah rahmet eylesin.
Ruh ağırma
Bu olayı anlatırken hala daha tylerim kalkıyor ve ağlamamak iin kendmi zor tutuyorum. Fakat bunu bilmenizi isterim ki benim başımdan byle bir olay geti ve ben bu olaydan sonra bir daha ruh ağırmamak zere yemin ettim! İsteyen inansın istemeyen de inanmasın birini inandırmaya da zorlamıyorum zaten!! Adım belli, adresim belli, saklamıyorum onlar da yayınlansın!
Bundan beş altı yıl nce, ben daha o zamanlar yaşlarında iken, bir yaz gn aynı mahhallede oturduğum bir arkadaşımın evinde kişi ruh ağırmak iin taplanmıştık. O zamanlar da bu ruh ağırma olayları ok moda idi. Herkes birbirine hikayeler anlatıyor, ruh ağırıyor, başından geenleri anlatıyor ve oğu zaman da korkutmak iin kafadan atıyordu. Yani şahsen ben hi inanmıyordum. Bir ok defa da ruh ağırmıştık ve hepsi fiyasko idi. Hatta bir oğunda aramızdan birini kurban belirleyip onu korkutuyorduk. Ortada bir şey yokken ruh gelmiş gibi yapıp o seilen arkadaşımızı korkutmak iin ruh ağırıyorduk.
Herneyse, fakat bu son ruh ağıracağımız zaman gerekten aramızda, ne seilmiş bir kurban, ne de numara eken biri vardı! Saat gecenin yd ve arkadaşımızın anne ve babası uyuyordu. Biz de evin oturma odasına tam teşkilat yerleşmiştik. Gerekten herkes o ortamdan biraz da olsa rkmşt ve herkes cidden ruh ağırmak istiyordu. Derken hazırlıklar bitmiş ve Klasik ruh ağırma olayı başlamıştı. zerinde harfler ve birtakım gerekli yazılar falan bulunan byk karton kutu, zerinde okunmuş fincan, dualar falan işte herşey hazırdı ve herşey ciddi bir şekilde yapılıyordu. Ben de biraz gerilmiştim artık nk herşey gayet ciddi ve bilinli idi. Ne kadar da inanmasam byle şeylere gene de ya gelirse diye bir heyecan vardı iimde. Artık ruhun gelmesini bekliyorduk. Herşey yapılmış, ruh belirlenmiş, dualar okunmuş, herkesin işaret parmağı fincanın zerinde bir hareket bekliyorduk. 10 dakika gemeden fincan kıpırdamaya başladı. O anda herkes bir birine su atmaya başladı, parmağınla kıpırdatma şu fincanı, ben kıpırdatmıyorum ya gerekten kim kıpırdatıyor gibisinden ama kimse kıpırdatmıyordu! Derken sorular başladı ve fincan bize bu soruları cevaplıyordu. Yanıtların hepsi doğruydu! En son artık yle sorular soruyorduk ki aramızdaki şahısların bilemeyeceği trden şahsi sorular, fakat onları da biliyordu! ok korkmuştuk!
Evin sahibi olan arkadaşımızın byle şeylere ok zaafı vardı ve ocuk birden ağlamaya başladı! Bu arada belirteyim ruh ağıranların ben dahil hepsi erkek. ocuk ok kt olmuştu ve kurban olarak seilenin kendisi olduğunu sanıp bize yalvarıyordu. Artık oyun oynamamızı, ok korktuğunu, bu kadarın aşırı olduğunu syleyip duruyodu ve ağlıyordı! İşte o an korkum 2 ye katlanmıştı. Atık ruhu gndermeye alışıyorduk ama o da gitmiyordu. Ruh gitmeden de fincanı kaldıramıyorduk. Ev sahibi arkadaşımız git gide fenalaşıyordu ve resmen ağlıyordu haykıra haykıra, benim de gzlerimden yaş gelmedi desem yalan olur yani!! yle bir an oldu, arkadaşımız dayanamadı artık ve herkese kfrederek fincanı kaldırdığı gibi pencereden dışarı yola fırlattı. Fincan kırılmıştı. Bylelikle ruh ağırma olayı da bitmişti tabii ama herkesin iinde bir endişe vardı ve o arkadaşımıza ne yapıyorsun sen gibisinden bakıyorduk endişeli gzlerle. Ev sahibi arkadaşımız hala daha svyord ve siz arkadaş değilsiniz diye hem bize hem de ruhlara kadar svyordu. Allahtan anne babası grltye uyanmamışlardı. Bizde daha fazla grlt rezalet ıkmadan yavaş yavaş evlere dağılmanın iyi olacağını anlamıştık. yle byle herkes kendi evine gitti ve yattık uyuduk.
Ertesi sabah kalktığımda mahallede bir bağırışmanın olduğunu duydum. Bu sesler ruh ağırdığımız arkadaşımızın evinden geliyordu. Herkes ağlıyor, bağırıyor ve sağa sola anlamsızca koşuyordu! Ben resmen şok olmuştum! Ruh ağırdığımız evde oturan o arkadaşımızın babası uyurken sabaha karşı kalp krizi sonucu vefaat etmişti!!
Siyah Şey
Yaklaşık 6 sene nce, 15 yaşındaydım ve arkadaşlarla her zamanki gibi evin nnde oturup muhabbet edecektik. Aşağı indiğimde bir ocuğu korkutuyorlardı. Ben de buna katıldım ve, "Bu apartmanda gizlice biri ld. Biz de onu duvarların arasına gmdk." dedik. Ruhunun hep gezindiğini ve herkesin ok korktugunu da sylemiştik. Tabii ocuk aklıyla inandı buna. Biz de bunu korkutmaya calışıyoruz Bunlar, evin arkasında yrrlerken; ben, dışarı ıkardığım mzik setinin kolonlarıyla mikrofondan ıkardığım garip garip sesleri aşağıdakilere dinletiyordum. ocuk, ylesine korkmuştu ki, bunu bilmeyen başka ocuklar da buna inanmaya baslamıştı. Biz de bunun devam etmesi iin yan bloğun bodrum katına bir yer hazırladık. Sanki bir insan ls varmış gibi duruyordu. Arkadaslar da duvarların arkasından yerlere camlar atıyor; ierde, ıkan sesler yankılanıyodu. Artık btn mahallenin ocukları buna inanmıştı. Hepsi de, "Olamaz byle birseş!" diyordu. Sonunda bir aksilik cıkmadan akşamı getirmiştik. Bu arkadaslardan bir gurubu, yine aşağı ineceklerdi. İnanmışlardı ama gece ne olacagını merak ediyolardı. Biz, bunların gece oraya gideceğini ğrendik ve arkadaşlarla birşey yapamayacağımız iin kara kara dşnmeye başladık. nk oyunumuz ortaya ıkacaktı. ardakta oturuyorduk. O sırada, kapkara birşey nmzden geti. Biz, "Ya kedi, ya kpek" dedik bunun icin. En sonunda karar aldık. Gizli saklanma yerimize gidecektik. Burası, boş bir evdi. Apartmanın zemin katı panjurundan giriyorduk. Eve girdik. Işıkları amaya alıştık; ama yanmadı ve birden nmzden yine o siyah sey geti. İnanamamıştık. Kedi değildi. Kpek olsa saldırırdı. ok rkmştk. O sırada, ığlıklarla arkadaslar bizi aramaya basladılar. Biz, bize bir oyun oynadıklarını dşndk. Fakat, oyun degilmiş Aşağı indiklerinde, bodrumun ışık alan camları kırılmaya baslamış ve duvarların iinden sesler gelmeye baslamış. Biz de buna inanmayıp aşağı indik. Grdğmğz şey, sonunda bizi de korkutmuştu. Orada, birşeyler fazlaydı ve bunu bir insan, bizden habersiz yapamazdı. Anahtarlar da bizdeydi.
Oradaki masa ve bıak Resmen kanlıydı ve o sırada ieriden yine o siyah şey dışarı ıktı. Artık altımıza kaıracaktık. Katık En iyisi, herkesin evine gitmesiydi. Evlerimize dndk. Ben, durmadan dua ediyodum. En sonunda, anneannem bizde kaldığı icin salonda yatacağımdan, eşyalarımı aldım ve salona gittim. Uyumak icin gzlerimi kapadığımda hep bir ses duyuyordum. Bunlar, sanki birinin bana doğru yrdğ ve yaklaştığı ayak sesleri gibiydi. Gzm atım ve sesler kesildi. Tekrar gzm kapadığımda, yine bir şeyler yaklaşıyor gibiydi. Hemen gzm atım. Dayanamıyordum ığlık atacaktım En sonunda bildiğim btn duaları okudum ve uyudum. Fakat are etmedi. Resmen iimden bir ses, "Kesinlikle dua etme ve gzn ama!" diyordu. Dayanamamıştım. Birden cıglık atarak kalktım ve ieriye koştum. O gn, abimin yanında yattım. Ertesi gn uyandığımda, buluşma yerinde birşeyler olmustu. Sabah, o ışık girmeyen evde onlarca gz ve insan glgeleri grmşler, sesler duymuşlardı. Hepimiz de delirmiş gibiydik. İyileşene kadar cıkamadık bir yere. Sonradan, bu oyunu yaparken birilerinin ruh ağırdııını grendik. Bir daha byle birşey yapmamaya kendime sz verdim
Yardımsever Zenci
Olayın getiği yer, Beyoğlu, Asmalımescit Sokak, 50 numaralı evdir. Olayın getiği tarih, yılları arası; olayın kahramanı ise, bu yazarın (Giovanni Scognamilla) bykannesi, adı ile Mariana Filipucci. Ailenin olduka dar bir gelirle yaşamakta olduğu o yıllarda (Birinci Dnya Savaşı ncesi ya da başlangıcı) bir kış sabahı evin geniş avlusunu sprmekte olan, kara kara dşncelere dalmış bykanne Mariana st kat merdivenlerinden birinin inmekte olduğunu, yaklaştığını grmş, dnmş bakmış ve hayretler iinde kalmıştı. Merdivenlerden inen ve yaklaşan, evde hi grmediği bir zenciydi, alımlı, kır salı ve fesli. "Bir paşa gibi giyinmiş, sırmalarla sslenmişti" diye anlatırdı bykanne. Zenci nnde durmuş, eğilip selam vermiş sonra da redingotunun cebinden bir kese ıkatıp Mariana’nın eline bırakmış ve kapıdan ıkıp gitmişti. Bykanne, hayretten dona kalmış, bir sre sonra kendine gelmiş, keseyi atığında ise iinin altınlarla dolu olduğunu grmşt. Tam o sırada, sokaktan kızı (annemiz) Elisabetta gelmiş; bykanne de sormuş ona sokakta byle bir zenciyi grp grmediğini. Hayır, kızı byle bir kimseyi grmemişti, ne o ne de başka birileri. Sanki birden cisimlenmiş, bykannenin parasal sorunlarını bir ırpıda halletmiş ve de kayıplara karışmıştı. Kesin olan bir şey varsa o da o gn, o evde herhangi bir zencinin kalmadığı, daha nce ve daha sonra hi gelmediği grnmediğidir. Ancak o evde, drt-beş yıl sonra, bir ruh ağırma seansı esnasında bacaklı yuvarlak bir masanın drt kat merdiven boyunca indiği seansa katılanlar tarafından grld!
Baba, stm rt
Bu olay Bursa’da olmuş. 17 yaşında bir gen kız aniden lmş. Aile, perişan olmuş ama n’apsınlar, kızı defnetmişler tabii. Aradan birka gn gemiş. Baba, kızını ryasında grmş. Kız srekli titriyomuş ve, "ok şyorum baba. Yalvarırım stm rt!" diyomuş. Adam, sabah kalktığında rya aklına gelince hngr hngr ağlamış. "Gl gibi evladımı kaybettim. Ryama giricek tabii." diye dşnmş. Karısının zlmemesi iin de ona hibir şey sylememiş. Ama ertesi gece, sonraki gece, daha sonraki gece, hep aynı rya: "ok şyorum baba. N'olur stm rt!" Baba, bir gece yine aynı ryayı grrken kan ter iinde uyanmış. Dayanamamış. Karısının, "Nereye bey bu saatte?" demesine aldırmadan sokağa fırlayıp soluğu mezarlıkta almış. Kızının mezarına gelince ne grsn? Mezar aık ve bomboş! Adam, ne yaptığını bilmez bir halde mezarlık bekisinin kulbesine ynelmiş. Allahım, o an grdğne yrek dayanmaz. Beki, resmen kıza tecavz ediyomuş! Meğer bu aşşağılık herif her zaman, yeni gmlen llere belli bir sre bunu yaparmış.
Cin Fikirli Mahkum
Amerika'da, mebbet hapis cezasına arptırılan bir adam, sabah akşam hapishaneden kamanın yollarını dşnyomuş. Birgn bahede volta atarken, gardiyanların bir tabutu cenaze arabasına yklediğini grnce, nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası, byk bir cezaevi olduğu iin her hafta mutlaka kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bir gn, tabuta konularak kaırılması karşılığında epey yklce para teklif etmiş. Gardiyan, korktuğundan başta biraz mızırdanmış; ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş. Gardiyan, adama; gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede, adam tabutun iine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan ıkaracakmış.
Plan aynen uygulamaya konmuş. Kama ateşiyle yanıp kavrulan mahkum, lye aldırmadan sıkış tepiş tabutun iine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yklemişler ve mezarlığa gtrp laf olsun diye yapılan bir dini trenle gmmşler.
Mahkum, tabutun iinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu ıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit getiği halde, gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bir zaman geip de hl gelen olmayınca, bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim ıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor akmağını ıkarıp yakmış. Tabutun stn incelerken gz bir an yanındaki lye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset, anlaşmayı yaptığı gardiyanmış!
Ermiş
Daha henz 9 yaşımdaydım. Fal, ruh, cin, şeytan vb. gibi şeylere inanmazdım. Yeni inşaa edilmiş bir eve taşınmıştık; ama nedense bir trl gece banyodan ve sokak kapısından garip sesler geliyordu. Taşındıktan bir hafta sonra, seslerin nereden kaynaklandığını anlamak iin ben, banyo; abim ise, sokak kapısının nnde bekliyordu. Fakat hi bir şey gzkmyordu. Ama ses vardı. Evimize hoca ağırdık. Dua okudu ve bize banyoya 1 kova su, takunya ve havlu bırakmamızı syledi. "Neden?" diye sorduğumuzda ise, hibir şey sylemedi. Hocanın dediklerini aynen uyguladık. O gece, ryama garip şeyler girmişti. Beyazlar iinde, elinde bir asa, yaşlı biri; el hareketiyle kızgınlığını anlatıyordu. Sabah kalktığımızda su bitmiş, takunyalar ve havlu ıslaktı. En ilgin olanı ise, kapının kilidi aıktı. Hocayı tekrar ağırdığımızda bize evin yapıldığı konumda ok ama ok eskiden bir mezar olduğunu syledi ve ryama giren kişinin bir ermiş olduğunu syledi. Banyoda ise abdest almış. Ertesi hafta evden taşındık ve şu an orada hi kimse oturmuyor. Ve tam 17 yaşındayım.
Falcının Cini
Bu olay, annemin ve annemin arkadaşının başından geti. Bunların ikisi, fal dşkndr. Onlar bize geldiklerinde, annem bakar; biz onlara gittiğimizde de, o, anneme bakar. Tabii bunlar fal dşkn ya. Birgn, bir falcı kadına gittiler. Fal baktıracaklar. Biz de her zamanki gibi evdeyiz. Onların gelmesini bekliyoruz. Aradan bayağı saatlar getikten sonra, kadının neler anlatıklarını bize sylediler. Akşam oldu. Tabii, biz de yataklarımıza yatacağız.
Ertesi gn annem, bize, "Gece, birtakım sesler duydunuz mu?" diye sordu. Biz de, "Hayır, duymadık." dedik. Annem, dn gece bizim hırsız alarmının aldığını duymuş; ama alarmı amadığından emindik. Annem de emindi. Biz, o gn annemin arkadaşına oturmaya gittik. Hep beraber oturmuş muhabbet ediyorduk. Annem, birden o gece duyduğu sesi anlattı.
Annem hepsini anlattıktan sonra, arkadaşı da bize, o gece kapı zilinin aldığını anlattı. Kocasına, "Kapı alıyor, a." demiş. Kocası da, "Samalama, almıyor. Yat, uyu!" demiş Ama biz bunları duyunca, hepimiz bir sre şoka girdik. Kısa bir sre, kimse kimseyle konuşmadı.Annemler tekrar falcıya gittiler ve başlarına gelen bu olayı anlattılar. Falcı kadın, iyi erkek cinin onları beğendiğini ve bu yzden onlarla birlikte eve gittiklerini sylemiş annemlere. Falcı kadın, "İyi ki, size kadın cin peşinizden gelmemiş. Dua edin." demiş Annemler de, meraklı tabii. "Neden?" diye sormuşlar. Kadın da onlara, "Eğer kadın cin gelseydi, siz, şu anda yaşamazdınız." diye cevap vermiş İster inanın, ister inanmayın; ama cin diye birşey var. Bundan eminim
Lanetli Cinler
Başımdan geen garip; ama gerek olan bir olayı sizinle paylaşmak istiyorum. Henz ocuktum. 12 yaşındaydım. Ablamla aynı odayı paylaşıyorduk. Byk bir oda ve karşı, karşıya yataklarımız, bir de byk bir penceremiz vardı. Bir gece uyurken, bir el beni drtkledi. Ben de bilinsiz, uykulu uykulu gzlerimi aıp, hemen pencereye doğru baktım ve siyah bir glge şeklinde bir cisim grdm uzun kulaklı. Ablamın ayağının ucunda oturmuş, dışarıyı seyrediyordu. Baktım ablam uyuyor. Aklıma bir şey gelmeden, korkumdan gzlerimi yumdum. Yorganı ektim, Kur'an okumaya başladım uyuyana kadar.
Sabah olup bitenleri anneme, babama, ablama anlattım. Annem, "cin, şeytan" diye ok korktu. "Hocaya gtrelim." dedi. Ama babam, bana inanmadı ve, "Ağa glgesidir." dedi. Halbuki, boş bir baheye bakıyor odamız ve ağa falan da yok.
İkinci gn; ben, annem, ablam ve kundaktaki kardeşim Ozan, bizim odada yere yatak serdik ve uyuduk. Yine bir el beni drtkledi ve benim gzlerim, yine cama gitti. Yine aynı şeyi grdm ki, Ozan hemen ağladı ve ağlamasına annem gece lambasını atı. Ama o, kaybolmuştu. Olaylar, bymeye başladı. Yatağımda uyuyorum. Uyandığımda kendimi bahede, salonda, damda, annem'le babamın arasında buluyorum. Ama birgn uyandığımda, ağzım yamulmuştu!!! Sanki yanağım, fel olmuştu. hissetmiyordum, oynatamıyordum. Yanağım ve ağzım resmen yamulmuştu ve benden korkmaya başladılar, "Seni cinler arptı!" diye Annem, beni doktora gtrd. Doktor, ok şaşırdı. Yanağıma tam 15 gn, elektirik verdiler ki dzeldim. Eve geldim ve o gece yine beni uyandırdılar; ama bu defa lanetli cinler değil, aynı şekilde bir cisim. Ama nur gibi, ışık gibi. Ben, yine korktum.
Ertesi gn annem, beni babamdan habersiz bir hocaya gtrd. Btn bu olanları anlattım ve bana cinlerin iliştiğini, beni yanlarına almak, lanetlendirmek istediklerini syledi. Başaramayınca (Kur'an okuduğum iin) bana tokat vurduklarını; ama son grdğm şeyin beni koruması iin Allah'ın gnderdiği bir melek olduğunu syledi. Byk bir Kur'an getirdi ve elini başımın stne koyarak okumaya başladı.O gnden sonra da, hibir şey grmedim ve onların lanetinden kurtulduğum iin mutluyum. Ayrıca Kur'an'ın, ayetlerin ne kadar nemli olduğunu da anlamış oldum. Şimdi, 19 yaşındayım ve ayet okumadan yatmam
Siyah Pardesl Adam
Bundan 4 sene nce, kardeşim, 5; bense, 14 yaşındaydım. Bir akşam, kardeşim benim yanımda yatmak istedi. Bir trl uyutamadım. Sonra bir baktım ki uyumuş. Saat, 'ye geliyordu. Bense kız arkadaşımla mesajlaşıyordum. Bir ara kardeşim, uykudan uyandı ve bana dnp, "Sen, beni ocuk parkına gtrmyon!" deyip yanımdan kalktı ve annemle babamın odasına yneldi. Bense şaşkındım. Aslında hep gtrrdm; ama ryasında ne grdyse "Neyse," dedim. "Devam edeyim, kız arkadaşımla mesajlaşmaya." Kardeşim, yatak odasının kapısını aar amaz, "Annnneeee!" diye bir ığlık attı Bense şoktaydım Kardeşim, dnd ve yorganımın altına girip, "Abi, ierde bir adam var!" dedi Ben, o an ne diyeceğimi dşnrken; bir anda, annem geldi odaya Dili, bir trle dnmyordu. Bana birşeyler anlatmaya alıştı; ama anlamadım Arkasından babam da gelip anneme bir tokat attı, kendine gelsin diye Annem, babamla yalnız konuşmak istediAma, ben de neler olduğunu ğrenmek istedim Ben, annem ve babam, oturma odasına getik. Annem, anlatmaya başladı
Kardeşimin ığlığından sonra annem, gzlerini atığında, babamın yanında uzun boylu, siyah pardesl bir adamın, babamın boğazını sıkar şekilde orda durduğunu grmş Babam, inanmadı; ama bense, şoktaydım hl nk biraz nce kardeşim, bana aynısını anlatmıştı. Şimdi annem de anlattığında, ıkmaz bir sokaktaydım sanki ve o gnden sonra ben, 4,5 ay, ışıksız yatmadım İşte bu kadar. Kusura bakmayın. Almanya'da yaşadığım iin, Trkem biraz kt. | < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir > |