koku mide bulantısı / Mideden Gelen Ağız Kokusu: Nedir ve Üstesinden Nasıl Gelinir? | Colgate®

Koku Mide Bulantısı

koku mide bulantısı

Mide Bulantısı: Nedir, Neden Olur ve Tedavisi

Sindirim sistemi, gıda tüketimi ile birlikte peristaltizm adı verilen hareketi gerçekleştirir. Yemek borusundan sindirim kanalının sonuna kadar besinlerin iletilmesini sağlayan bu hareket, besin maddelerinin emilimi için gereklidir.

Midede yer alan besin içeriği bazı hallerde ters yönde peristaltik hareket yaparak önce yemek borusuna oradan da ağıza ve vücudun dışına çıkabilir.

Mide Bulantısı Nedir?

Midede hissedilen rahatsızlık hissi ve bu hisse eşlik eden gastrik içeriği çıkarma isteği, mide bulantısı olarak isimlendirilir. 

Mide Bulantısı Neden Olur?

Birçok farklı rahatsızlık ya da duruma bağlı olarak mide bulantısı ortaya çıkabilir. Bazı duyarlı kişilerde hareket esnasındaki sinyallerin beyinde yorumlanması ile ilgili problem oluşabilir ve taşıt tutması ya da deniz tutması gibi sebeplerle mide bulantısı meydana gelebilir. 

Kadınlarda menstruasyon (adet) döngüsü sırasında vücutlarında meydana gelen hormonal değişiklikler nedeniyle mide bulantısı şikayetine sıklıkla rastlanır. Mide bulantısına ağrı ya da ateş gibi diğer belirtilerin eşlik etmesi halinde altta yatan neden dismenore, endometriozis veya premenstrual sendrom gibi diğer jinekolojik hastalıklar olabileceği için ileri araştırma gerekli olabilir.

Mide bulantısının en sık karşılaşılan nedenleri arasında sindirim sistemi ile ilgili problemler, bakteri ya da virüslere bağlı olarak meydana gelmiş enfeksiyon hastalıkları ve diğer sağlık durumları ile ilgili kullanılan ilaçlar yer alır: 

  • Sindirim Sistemi Problemleri

Bazı sindirim sistemini ilgilendiren sorunların varlığında kişide mide bulantısı oluşabilir. Reflü, mide bulantısına neden olabilecek sindirim sistemi rahatsızlıklarının başında gelir. Bu rahatsızlıkta mide içeriği özefagusa (yemek borusu) doğru hareket eder. Asitli besin içeriğinin bu hareketi sonrasında oluşan yanma hissi mide bulantısını tetikleyebilir.

Mide ve ince bağırsaklarda oluşan ülserler (yara), mide bulantısının sindirim sistemi nedenlerinden biridir. Özellikle öğünlerin sonrasında ülsere olan bölgelerde meydana gelen ağrı ve yanma hissi mide bulantısının oluşmasına neden olabilir. 

  • Virüslere veya Bakterilere Bağlı Oluşan Hastalıklar

Bakteriler ve virüsler mideyi etkileyerek bulantı hissinin meydana gelmesine neden olabilir. Bakteriler ile enfekte olan gıdaların tüketilmesi besin zehirlenmesi olarak isimlendirilen hastalık tablosu ile sonuçlanabilir. 

  • Bazı İlaçların Kullanımı Sonrası

Birçok ilacın kullanımı sonrasında yan etki olarak mide bulantısı ortaya çıkabilir. Özellikle kanser hastalarında kullanılan kemoterapi ilaçları çok güçlü bir mide bulantısı hissine neden olabilir.

Herhangi bir sağlık sorunun tedavi planlaması içerisinde hekim tarafından reçetelendirilen hiçbir ilaç, o hekimin bilgisi olmadan hastanın kendi kararı doğrultusunda kesilmemelidir. İlaçların olası yan etkileri hakkında ilacı reçetelendiren hekimden bilgi alınmalıdır. 

Bu durumlar dışında birçok farklı nedenle mide bulantısı şikayeti oluşabilir:

  • Gebeliğin erken dönemleri
  • Böbrek taşı ya da pankreatit gibi nedenlerle oluşan aşırı derecede ağrı hissi
  • Kimyasal toksinlere maruz kalma
  • Korku ve diğer duygusal stres durumları
  • Safra kesesi hastalıkları
  • Besin zehirlenmeleri
  • Bazı kokular
  • Vertigo
  • Kulak enfeksiyonu

Mide bulantısının altında yatan neden yaşa bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Yetişkinler için en sık olarak karşılaşılan bulantı nedeni viral hastalıklar, besin zehirlenmeleri, ateşli hastalıklar ve taşıt tutmasıdır. Çocuklarda ise aşırı beslenme, öksürük ve ateşli hastalıklar mide bulantısının sebebi olabilir. 

Bebeklik çağında nadir de olsa sindirim kanalında meydana gelen tıkanıklıklar sonucu bulantı ve kusma oluşabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Mide bulantısı bazı ciddi sağlık sorunlarının da belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Bu hastalıklar arasında:

  • Beyin sarsıntısı
  • Ensefalit (beyin dokusunun iltihaplanması)
  • Menenjit (beyin zarlarının iltihaplanması)
  • Sindirim kanalında tıkanıklıklar
  • Apandisit
  • Migren
  • Beyin tümörü
  • Kalp krizi
  • Karaciğer yetmezliği

Dehidrasyon (sıvı kaybı), bir diğer önemli mide bulantısı nedenidir. Bu durum için çocuklar yetişkinlere göre daha büyük risk altındadır. Çocuklarda dehidrasyona dair oluşabilecek belirtiler arasında kuru dudak ve ağız içi, göz küresi çöküklüğü ya da hızlı soluk alıp verme yer alabileceği için dikkatli olunmalıdır.

Elimizdeki bütün maddeleri birleştirecek olursak, mide bulantısı nedenleri şu şekilde toplanabilir;

  • Hareket hastalığı veya deniz tutması: Özellikle araçla veya deniz taşıtlarıyla seyahatlerde beynin çevreyi algılamasında sorun meydana gelmesine bağlı olarak mide bulantısı oluşabilir.
  • Gebeliğin erken dönemleri (özellikle ilk üç ay – trimester): Gebelik hormonu olarak adlandırılan beta-HCG hormonu, mide bulantısı hissini uyarır. Buna göre, meydana gelen gebeliklerin %50 – 90’ında bulantı; %25 – 55’inde kusma görülür.
  • İlaç kullanımına bağlı bulantı-kusma: Çeşitli ilaçlar yan etki olarak beynin kusma merkezini uyararak bulantı ve kusma davranışını tetikler.
  • Yoğun ağrı: Migren gibi yoğun baş ağrıları veya vücutta meydana gelebilecek şiddetli ağrılarda beynin kusma merkezi harekete geçerek mide bulantısı hissi oluşturabilir.
  • Duygusalstres: Psikolojik olarak yoğun stres hissedilmesi beyni olumsuz uyarması nedeniyle mide bulantısını tetikleyebilir.
  • Gıda zehirlenmeleri: Toksin veya çeşitli mikroorganizmalarla kontamine olmuş gıdaların tüketilmesi sonucu mide ve bağırsak duvarları uyarılarak bulantı ve kusma meydana gelir.
  • Enfeksiyonlar: Vücudun çeşitli bölgelerinde meydana gelen enfeksiyonlar hem mikroorganizmaların ürettiği toksinler, hem de gelişen iltihabi olaylar nedeniyle bulantı yapabilir.
  • Aşırı yeme veya belirli besinlerin tüketilmesi: Yanlış beslenme davranışlarının sonucu olarak mide cidarının aşırı yemeye bağlı gerilmesi veya mide-bağırsak sistemini huzursuz eden besinlerin tüketilmesi bulantı ve kusmayla sonuçlanabilir.
  • Kötü kokular: Ortamdan kötü kokuların alınması beyni uyararak bulantı hissi oluşturabilir.
  • Mide-bağırsak sistemi hastalıkları: Reflü hastalığı, mide ülserleri, safra kesesi hastalıkları, Crohn hastalığı gibi romatolojik temelli rahatsızlıklar, mide-bağırsak pasajının akamete uğraması, akut apandisit gibi cerrahi hastalıklar bulantı ve kusma tablosuna sıklıkla neden olur.
  • Böbrek ve idrar yolu hastalıkları: Böbrek taşları ve idrar yolu enfeksiyonları gibi rahatsızlıklar hem meydana gelen ağrı, hem de bölgede oluşan iltihabi reaksiyonlar nedeniyle mide bulantısına sıklıkla yol açar.
  • Kronik hastalıklar: Karaciğer ve böbreğin toksik maddeleri ortadan kaldırma fonksiyonunun bozulması veya çeşitli romatolojik ve hormonal hastalıklarda mide bulantısına sıklıkla rastlanır.
  • Beyin hasarı: Beyni etkileyen kafa travmaları, beynin enfeksiyona maruz kalması (menenjit vs.), beyin sıvısının miktarındaki değişiklikler gibi çeşitli nörolojik hastalıklar bulantı ve kusmaya yol açar.
  • Bulimia gibi psikolojik rahatsızlıklar: Tekrarlayan yeme ve kusma davranışı ile karakterize bulimia gibi psikolojik yeme bozukluklarında mide bulantısı izlenebilir.
  • Alkol kullanımı: Yoğun miktarda alkol alımı sonrası kanda artan alkol yıkım ürünleri karaciğer ve beyni etkileyerek bulantı ve kusma davranışına neden olur.
  • Çeşitli kanser türleri: Kanser hücrelerinin ürettiği çeşitli maddeler, yol açtığı iltihabi reaksiyonlar ve anatomik olarak meydana getirdiği bozukluklar bulantı ve kusma ile sonuçlanabilir.
  • Alerji: Vücutta gelişen ciddi alerjik reaksiyonlarda da mide bulantısı görülebilir.
  • Vertigo: Kulak dokularının çeşitli hastalıklar nedeniyle zarar görmesi, iç kulaktaki kristallerin anatomik bozuklukları, bazı nörolojik rahatsızlıklar, görme bozuklukları gibi sağlık sorunlarının yol açtığı baş dönmesi şikayeti (vertigo) mide bulantısına yol açabilir.

Mide bulantısı nasıl olur?

Mide bulantısı, mide ve bağırsak sisteminde hissedilen huzursuzluk ve kusma isteğinin oluşması olarak tanımlanabilir. Bu anlamda mide içeriklerinin dışarı çıkarılması (istifrağ) durumunun öncül belirtisidir. Mide bulantısı çok farklı nedenlerle meydana gelebildiğinden, oluş mekanizması da buna göre çeşitlilik arz eder. Bu anlamda meydana gelmesinde işleyen mekanizmalar şu şekilde sıralanabilir:

  • Mide-bağırsak sisteminin uyarılması: Mide - bağırsak sisteminde huzursuzluğa neden olan bazı durumlar (zehirlenmeler, enfeksiyonlar, tahriş edici maddeler vs.) ile mide - bağırsak pasajının engellendiği bazı anatomik sorunlar (bağırsak tıkanması, romatolojik veya enfeksiyon etkenlere bağlı iltihabi reaksiyonlar, tümörler vs.); bir savunma mekanizmasının sonucu olarak bu dokulardaki içeriklerin kısa sürede vücuttan uzaklaştırılmasına yönelik olarak bulantı isteği oluşturur ve kusma refleksini tetikler.
  • Öğürme refleksi: Özellikle ağız boşluğunun ve dilin arka kısımları ile gırtlak (larinks) bölgesinin enfeksiyonlar, iltihabi reaksiyonlar veya yabancı maddelerce uyarılması öğürme refleksini harekete geçirir ve bulantı hissine neden olabilir.
  • Merkezi sinir sisteminin uyarılması: Öğürme ve kusma reflekslerinin kontrolünü merkezi sinir sistemindeki çeşitli anatomik bölgeler üstlenir. Özellikle beyin sapındaki bazı bölgelerin çeşitli etkenler nedeniyle uyarılması (ilaçlar, zehirlenmeler, karaciğer ve böbrek hastalıkları gibi sebeplerle vücutta biriken toksik ürünler, beyin ve omuriliği etkileyen nörolojik hastalıklar vs.) bulantı ve kusma davranışına neden olur.
  • Hormonal değişiklikler: Vücudumuzda önemli görevler üstlenen çeşitli hormonların miktarlarındaki önemli değişiklikler (örneğin gebelikte artış gösteren beta-HCG hormonu veya östrojen, kortizol veya adrenalin gibi çeşitli fizyolojik hormonlar) mide bulantısı yapabilir.
  • Denge kaybı yaşanması: Vücudumuzun postür ve dengede durmasını düzenleyen sistemde meydana gelen aksaklıklar (iç kulaktaki denge organlarının düzgün çalışamaması, görmede meydana gelen bozukluklar, denge ile ilgili uyarıların iletiminde görevli sinir hücrelerinin hasar görmesi vs.) mide bulantısı ile sonuçlanabilir.

Mide Bulantısı Tanısı Nasıldır?

Mide bulantısına tanısal yaklaşımda bu şikayeti olan kişilerin sağlık kuruluşlarına başvuruları sonrasında hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayeneleri ve tıbbı öykülerinin alınması en önemli aşamalardır. Muayene ve öykü alımı sayesinde mide bulantısının altında yatan nedenin psikiyatrik, endokrinolojik (hormonal) ya da ensefalit ve menenjit gibi merkezi sinir sistemini ilgilendiren rahatsızlıklar olmadığı anlaşılabilir.

Fizik muayenenin ilk aşaması hastada mide bulantısının nedeninin elektrolit (mineraller) ile ilgili herhangi bir dengesizlik ya da sıvı kaybı olmadığı dışlanmaya çalışılır. Kişinin parmak uçları incelenir ve kendi kendine yapılan kusma işlemine dair mide asidi ile temasa bağlı oluşan nasır gibi izlerin olup olmadığı incelenebilir.

Hastanın şikayetleri ve fizik muayene bulguları ışığında hekim mide bulantısına tanısal yaklaşımın diğer aşamalarını kişiye özel olarak belirler. Genel olarak mide bulantısı tanısına basit laboratuvar testleri ve radyolojik görüntüleme yöntemleri ile altta yatan önemli bir sağlık sorunu olup olmadığının dışlanmasına devam edilebilir.

Tam kan sayımı (hemogram), elektrolitler, eritrosit sedimentasyonu, pankreas ve karaciğer enzimleri, gebelik testi, tiroid hormonları ve bulantıya neden olabilecek çeşitli kimyasallara maruziyet, hekim tarafından istenebilecek laboratuvar testleri ile değerlendirilebilir.

Radyolojik yöntemlerden karın filmi istenilerek sindirim sisteminde herhangi bir tıkanıklığın olup olmadığı değerlendirilebilir. Endoskopik girişimler ile yemek borusu ve devamında herhangi bir ülsere lezyon olup olmadığı incelenebilir. Karın ultrasonografisi (USG) ile kişide safra kesesi, karaciğer ya da pankreas rahatsızlığı olup olmadığı değerlendirilmeye çalışılır.

Mide bulantısının nedeni olarak kafa içi bir kitle ya da lezyon düşünülen durumlarda ise bir diğer radyolojik görüntüleme yöntemi olan manyetik rezonans görüntülemeye (MRI) başvurulabilir.

Mide Bulantısı Tedavisi Nasıldır?

Mide bulantısının tedavisi kişinin bu şikayetinin ciddiyetine ve altta yatan nedene bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Örnek olarak antihistaminikler ve antikolinerjikler olarak sınıflandırılan ilaç grupları taşıt ve deniz tutması gibi durumlarda kendisini gösteren mide bulantısına karşı hekimler tarafından reçetelendirilebilen ilaçlar arasındadır. Bir diğer mide bulantısı nedeni olabilen reflü hastalığında ise mide asidini düzenleyici ilaçlar fayda sağlayabilir. 

Mide bulantısı tedavisi genel olarak 2 kategoriye ayrılır. Bulantıyı ve kusmayı direkt olarak santral sinir sistemi üzerinde etki göstererek bastırmayı hedefleyen ilaçlar antiemetikler olarak isimlendirilir ve mide bulantısı şikayetine yönelik olarak kullanılabilecek ilk ilaç kategorisini oluşturur. Diğer grup ilaçlar ise sindirim sisteminin hareketlerini düzenleyici etki gösteren ve prokinetik olarak sınıflandırılan ilaçlarlardır.

İlaç tedavisi dışında hekimin bilgisi ve önerisi dahilinde gerçekleştirilebilecek bir takım mide bulantısına karşı yapılabilecek uygulamalar mevcuttur:

  • Temiz ve serin sıvı tüketmek
  • Hafif ve sade gıdalarla beslenmek
  • Kızartılmış, yağlı, baharatlı ya da aşırı tatlı besinlerden uzak durmak
  • Öğünleri küçültmek (vücut için gerekli gıdaların alınması için farklı besin gruplarından küçük porsiyonlardan oluşmuş öğünler) ve daha yavaş beslenmek
  • Soğuk ve sıcak gıdaları birbirinin ardından tüketmemek
  • Öğünün hemen sonrasında herhangi bir fiziksel aktivitede bulunmaktan kaçınmak
  • Dinlenme
  • Migren ataklarını tetikleyebilecek hızlı yanıp sönen ışık gibi çevresel etkenlerden sakınmak
  • Ortamın nem ve sıcaklığını düzenlemek
  • Parfüm ya da yemek kokusu gibi yoğun kokuların bulunduğu ortamlardan uzak durmak 

Ameliyatlardan, radyoterapiden ya da kemoterapi tedavisinden sonra kişilerde bulantı ve kusma meydana gelmesi sık karşılaşılan bir durumdur. Bu sebeplerden biri nedeniyle meydana gelen mide bulantısının kontrol altına alınmasında serotonin antagonistleri olarak sınıflandırılan ilaçlar katkı sağlayabilir. 

Mide bulantısına ne iyi gelir?

Tüm bunların yanında mide bulantısının meydana gelmeden önlenmesi ve bireysel alınabilecek çeşitli tedbirlerle giderilmesi mümkündür. Buna göre aşağıda sıralanan tedbirlerin uygulanması mide bulantısı şikayetinin ortadan kalkmasına ve sağlığın korunmasına yardımcı olacaktır:

Bulantı ile beraber yoğun kusma şikayeti varlığında mutlaka sıvı alınması gereklidir. Vücudun kaybettiği sıvının geri alınması sağlığın korunması için çok önemlidir. Ayrıca bulantı varlığında katı gıdaların alımından kaçınılarak sıvı gıdalara ağırlık verilmelidir.

Bulantı sonrası yeniden gıda alımına başlanacağı zaman muz, pirinç, tost gibi kolay sindirilebilen ve bulantıya neden olmayan gıdalar tercih edilmelidir.

Bulantıya neden olabilecek sıcak ve nemli ortamlar, deniz seyahatleri, parfüm veya pişen gıdaların oluşturduğu güçlü kokular gibi etkenlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Araç tutması durumunda, araçla seyahat öncesi bulantı ilacı kullanılması (skopolamin gibi antihistaminik ilaçlar) hareket hastalığını önleyebilir.

Beslenme alışkanlıkları değiştirilerek yeterli ve dengeli beslenmeye gayret edilmelidir. Buna göre sık ve az miktarda yenmeli, yavaş ve çiğneyerek yenmeli, yemek sonrasında yoğun egzersiz gibi davranışlardan kaçınılmalıdır. Ayrıca çok baharatlı ve fazla yağlı gıdalar tüketilmemelidir.

Mide bulantısı şikayetiniz olduğunda yukarıdaki tedbirleri uygulamanıza rağmen şikayetiniz geçmediğinde, uzman bir hekim tarafından değerlendirilmek üzere size en yakın sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. 

Hamilelik, anne adaylarında fiziksel ve psikolojik yönden birçok farklı değişimin yaşanabildiği bir süreçtir. Dünyaya yeni bir birey getirmenin sorumluluğu ile heyecan, mutluluk ve endişe gibi duygular oldukça yoğun hissedilir. Hamileler bu yeni sürece ruhsal anlamda adapte olmaya çalışırken, vücutları da gebelik hormonlarının etkisi ile aynı adaptasyonu kurmak için uğraşır.

Bu uyum sağlama çalışmaları, birçok farklı belirtinin ortaya çıkmasına yol açar. Hamileliğin ilk belirtileri arasında alışma evresinin ilk adımları görülür: Göğüslerde hassasiyet, yorgunluk, ani duygu- durum değişimleri, iştah ve kilo ile ilgili durumlar gibi. Ancak anne adaylarını en olumsuz etkileyen durumlar arasında mide bulantıları ve hamilelikte koku hassasiyeti yer almaktadır. Çünkü koku hassasiyeti, gebeliğin ilk zamanlarında oldukça sık görülen bir belirtidir.

Peki kokulara karşı oluşan bu duyarlılığın aslında sebebi nedir? Hamilelikte koku hassasiyetini önlemenin yolları var mı?

Kokulara Aşırı Duyarlılık Hamilelik Belirtisi midir?

Bazı kişilerin koku alma duyusu, diğer insanlara nazaran daha gelişmiş olabilir. Fakat genellikle kokulara duyarlılık, hamilelik döneminde çok daha sık karşılaşılan bir durumdur. Vücuttaki hormonal değişimler ve artan kan hacmi, koku reseptörlerini çok daha aktif duruma getirebilir. Böylelikle hem güzel hem de kötü kokular, hamileler tarafından daha kolay ayırt edilebilir hale gelir. Tek başına koku hassasiyeti için “Hamilelik belirtisidir.” demek doğru olmayacaktır. Ancak bu duruma iğrenme, öğürme isteği ve mide bulantısı da eşlik ediyor, rahatsızlık bu boyuta ulaşıyorsa, gebelik varlığından şüphe edilebilir. Zaman kaybedilmeden bir idrar veya kan testi yardımıyla gebelik testi yapılmalıdır.

Hamilelikte Koku Hassasiyeti Neden Olur?

Anne adayları, “hamilelikte koku duyarlılığı neden olur?” sorusunun cevabını merak edebilirler. Çünkü bu duyu sadece güzel kokuları algılarken değil, rahatsız edici kokuları da kolay algılamanıza yol açar. Bunun sonucunda mide bulantıları ve kusma isteği tetiklenebilir.

Bilimsel anlamda hamilelikte artan koku hassasiyetinin belli bir nedeni saptanamamıştır. Fakat bazı durumların koku duyarlılığını artırdığı yönünde görüşler bulunmaktadır.

  • Gebelik hormonlarının seviyesindeki artış

Östrojen, progesteron ve Beta-hCG gibi hormonlar, gebeliğin en bilinen ve en etkili hormonları arasındadır. Annenin rahmini bebeğin tutunabilmesi için hazır hale getiren de, bebeğin gelişimini destekleyen de, annelerin yaşadığı değişimlerin ana nedeni de bu hormonlardır. Aniden yükselen östrojen ve Beta-hCG hormon seviyeleri, hamile bir kadının fizyolojik belirtiler yaşamasına sebep olabilir. Özellikle östrojen hormonunun gebelikte koku duyarlılığını artırdığı düşünülmektedir. Bu nedenle bir kadın, aniden sevdiği bir kokudan bile rahatsız olmaya başladıysa bu durum gebelik hormonlarından kaynaklı olabilir.

Bir bebeğin varlığı ile birlikte anne adayının vücudundaki kan hacminde artış ve kan akışında hızlanma meydana gelir. Bunun nedeni, bebeğin ihtiyacı olan besin ve oksijenin sağlanması ve bebeğe daha kolay taşınmasıdır. Fakat bu artış ve hızlanma, aynı zamanda koku reseptörlerinin de daha duyarlı olmasına yol açar. Burundaki reseptörler hassaslaşarak kokuyu daha hızlı algılarlar. Hızlı kan akışı sayesinde sinyaller beyine çok daha hızlı ve yoğun şekilde iletilir. Beyindeki koku ile ilgili olan bölümler bu durumu daha yoğun algılar.

  • Vücudun atık maddelere verdiği tepki

Bir diğer görüş ise, tiksinme ve öğürme reflekslerinin anneye sinyal verdiği düşüncesidir. Bir anne adayının kanındaki atık maddelerin vücuttan uzaklaştırılabilmesi için vücudun işaret verdiği, bebeğe zararlı olabilecek gıdaların ve maddelerin anneye kötü kokarak anneyi tüm bunlardan uzak tutmaya çalıştığı düşünülmektedir. Sigara, alkol, yoğun baharat kokularına olan hassasiyet, bu şekilde açıklanmaktadır.

Hamilelik Belirtileri: Koku Hassasiyeti

Ne Tarz Kokulara Duyarlılık Artar?

Gebe bir kadın, özellikle hamilelik hormonlarının etkisi ile kokulara karşı çok daha hassas hale gelebilir. Güzel kokuları daha net fark edebildiği gibi normal zamanda rahatsız etmeyecek düzeydeki kokulardan bile aşırı bir rahatsızlık duyabilir.

Anne adaylarının en sık şikâyet ettiği koku türleri şu şekildedir;

  • Yemek kokuları
  • Eşyalara sinen kokular
  • Parfüm
  • Çiçek kokuları
  • Sigara kokusu
  • Ter kokusu
  • Baharatlar
  • Hava kirliliği

Normal bir kişiyi dahi rahatsız edebilecek etkide olan bu kokuların yanı sıra anne adayları için sevdikleri kokular da bu dönemde hassasiyet oluşturabilmektedir.

  • Önceden çok sevdiğiniz bir parfüm,
  • Çok sevdiğiniz bir yemeğin kokusu,
  • Sevdiğiniz diğer aromatik kokular, bu dönemde rafa kaldırılması gerekenler listesine eklenebilir.

Koku Hassasiyeti Ne Kadar Sürer?

Hamilelik belirtileri, gebeden gebeye farklılık gösterir. Her belirti her anne adayında mutlaka ortaya çıkacak diye bir kural yoktur. Bazı kadınlar özellikle hamileliğin ilk aylarını oldukça rahat geçirirken bazıları ise gebelikte koku sorununu ve buna bağlı olarak ortaya çıkan bulantıları daha yoğun yaşayabilmektedir.

Hamileliğin ilk tirmesterı, koku hassasiyetinin en yoğun olduğu dönemdir. Bu duyarlılık genellikle hamileliğin ilk günleri ile başlar ve seafoodplus.info sonra azalarak ortadan kalkar. Nadir de olsa bazı kadınların gebelikleri boyunca belirli aralıklarla koku hassasiyetinin devam ettiği de gözlemlenmiştir.

Gebelikte Artan Koku Duyarlılığı için Alınabilecek Önlemler

Çoğu hamilelikte ilk 3 aydan sonra yani birinci trimesterın bitimiyle beraber kokulara karşı duyarlılıkta azalma görülür. O vakit gelinceye kadar hamilelerin sabırlı olması gerekir. Fakat bazı günlerde bu sıkıntı, günlük hayatınızı olumsuz etkileyerek keyfinizi kaçırabilir. Gebelikte artan koku hassasiyeti, birtakım önlemler ile kısmen de olsa azaltılabilir ve rahatsızlık hissi ortadan kaldırılabilir.

Kokulara olan duyarlılığı azaltabilecek önlemler, şu şekilde sıralanabilir;

  • Bu süreçte çok kalabalık ortamlarda bulunmamaya özen gösterin.
  • Her gün düzenli olarak dışarı çıkıp temiz hava alın.
  • Bulunduğunuz ortamı, evi veya odayı sık sık havalandırın.
  • Gerekiyorsa parfümünüzü değiştirin ya da bir süreliğine rafa kaldırarak kullanmayın.
  • Aile bireylerinizden yanınızda sigara içmemeleri konusunda ricada bulunun ve sigara içilen ortamlardan uzak durun.
  • Sizi iyi hissettirdiğini düşündüğünüz aromatik yağ ve kokuları kullanın.
  • Kıyafetlerinizi daha sık yıkayın. Ancak yıkarken parfümlü deterjan ve yumuşatıcı kullanmamayı tercih edin.
  • Yemek yaparken mutfağı havalandırın.
  • Yemek yapmanıza engel olacak kadar şikâyetiniz varsa eşinizden veya diğer aile bireylerinizden destek alın.
  • Kozmetik ürünleri ve temizlik malzemelerinin esansları duyarlılığınızı tetikliyorsa, kullandığınız ürünleri değiştirin ve kokusuz ürünler tercih edin.
  • Buzdolabınızı daha sık temizleyin. Yoğun koku oluşumuna neden olan yiyecekleri buzdolabında uzun süreli muhafaza etmekten kaçının.

Hamilelikte koku hassasiyeti, çoğu zaman oldukça kısa süreli bir belirti olarak ortaya çıkar. Bu durumun geçici olduğunu kendinize hatırlatarak sevdiklerinizden size bu süreçte destek olmalarını isteyebilirsiniz.

İLK HAFTA HAMİLELİK BELİRTİLERİ – “HAMİLE MİYİM?” Konulu makalemizi okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın!

İLK HAFTA HAMİLELİK BELİRTİLERİ – “HAMİLE MİYİM?” seafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir