kreşe başlamak için ideal yaş / Bakıcı, Kreş, Oyun Ablası - en uygun kreş yaşı | Kadınlar Kulübü - Kadın Sitesi

Kreşe Başlamak Için Ideal Yaş

kreşe başlamak için ideal yaş

Kreşe başlamak için ideal yaştan değil;
ideal dönemden bahsetmek gerekir Çünkü çocuğun kreşe gitmesini anneler-
🐞 İşe başlama durumu
🐞 Artık evde "oyalayamama" durumu
🐞 Evdeki şartlarına bağlı olarak  ( kardeş seafoodplus.info) artık büyüdüğünün düşünülmesi
🐞 Televizyon ve tabletlere aşırı bağlanma gibi sebeplerle "döneme" bağlı olarak düşünmektedirler. 
Buradaki dönem; içinde bulunulan şartların yaşandığı dönem ve çocuğun içinde bulunduğu gelişim dönemi olarak da düşünülebilir. 

🐸 Çocuğunuz 3 yaş altında ise bu benmerkezci döneminde birebir ilgilenecek kişi önerilmektedir. Ancak saatlik oyun grupları ile, onun akranları ile paralel oyun oynama becerisini gözlemleyebilirsiniz. (Yani aynı mekanda aynı materyallerle ancak arada sosyal iletişimleri olmadan) zamanla birlikte oyuna dönüşünü gözlemlemeniz saha kolay olacaktır. 

Neden 3 Yaş? 
Çocukların bireysellikten çıktıkları, sosyal çevrenin farkında olduğu ve iletişim, paylaşım için bir yetişkin yerine artık arkadaş istediği dönemdir. Çünkü 3 yaşından sonra şunlar gelişmektedir: 

🌸 Grup oyunlarında yer alabilir, 
🌸 Sırasını bekleyebilir
🌸 Sebep-sonuç ilişkisi gelişmeye başladığından kuralları daha kolay benimseyebilir
🌸 Gelişmiş hayal gücü ile oyunlarında arkadaşlara da yer verir. 
🌸 Küçük kas gelişimi ve dikkat süresi masabaşı etkinlikleri yapabilecek düzeye erişmiştir. 
🌸 Önceden oyunlarında yetişkinleri tercih ederken artık arkadaş istemektedir. 

🌟İşe başlamak zorunda olan anneler için zorunlu tercih kreş olacaksa, yaşları henüz küçük olduğu için, öğretmenlerin kolaylıkla kontrol edebilmesi açıdından öğretmen başına düşecek çocuk sayısı az olan okullar tercih edilmelidir. 

Özge SEL

Özge SELÇUK BOZKURT
Çocuk Gelişimi ve Özel Eğitim Uzmanı
(Gelişimsel ve Pedagojik Danışman)
Oyun Terapisti

 

Türkiye'de yaş aralığındaki çocuklar kreşe niçin az gönderiliyor?

Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre, yaş aralığında kreş ve benzeri kurumlara kayıt oranında en alt sırada yer alıyor. Belçika ve Danimarka’da yüzde 60’ların üzerinde olan bu oran, Türkiye’de yüzde 0,9.

Türkiye'de kreş çağındaki çocuk sayısı, TÜİK'in sonu verilerine göre 9 milyon bin düzeyinde. Öte yandan, TÜİK’in hazırlamış olduğu Aile Yapısı Araştırması, 1 milyon bin kadının çocuklarına baktıkları için iş gücü piyasasına hiç girmediklerini tespit ederken, 1 milyon bin kadın ise çocuk bakımı nedeniyle işten ayrılmış.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer’in soru önergesine cevaben Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un açıkladığı rakamlara göre, sadece 2 bin çocuk bakanlık desteğiyle ücretsiz olarak kreş, gündüz bakım evi ve çocuk kulübünden yararlanabilirken, devlete ait bu kurumlarda sadece çocuktan birine yer var.

Özel kreş ücretleri yüksek

Özel kreşlere asgari ücretle çalışan kadınlar çocuklarını gönderemezken, bir işverenin kreş açması için ise kadın personelinin olması gerekiyor. Ekonomik krizle birlikte hanelerin alım gücünün azalması ise, kreş ödemelerinin aile bütçesiyle orantılı olarak yapıldığı Avrupa ülkelerinin aksine, kreş maliyetini karşılama güçlüğü sebebiyle kadınları evde çocuk bakmaya yöneltiyor.

Kreşlerde yaşanan çocuk kazaları ve özellikle servis araçlarında güvenlik önlemlerinin standartlaştırılmaması da aileler için endişe kaynağı oluşturuyor.

Kadınların işgücüne katılım oranının TÜİK’in son verilerine göre yüzde 28 düzeyinde kaldığı düşünüldüğünde, Türkiye’de çocuktan sadece 1’inin yaş aralığında kreşe gönderilmesi, bunun ardındaki sebeplere dair soru işaretlerini gündeme getiriyor.

Euronews Türkçe konunun taraflarına ulaşarak, söz konusu yaş aralığında çocukların kreşe gönderilme oranlarının düşüklüğünün ardındaki sebepleri ve belirleyici dinamikleri araştırdı.

"Annenin iş hayatından kopmaması için kreş şart"

Aynı zamanda Marmara Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Emel Parlar Dal, yılında doktora tezini hazırlarken oğlu Berkin’i 1 yaşında İstanbul Teknik Üniversitesi’nin kreşine veren bir anne.

“O dönemde bütçemize uygun olarak çok düşük ücretli bir kreş bulmuştuk. Eve bakıcı almak çok daha maliyetli olacaktı ve emzirme döneminde olduğum için doktora tez yazımına konsantre olmamı engelleyecekti. Bakıcıya da güvenemiyordum,” diyen Parlar Dal, temiz, profesyonel ve evine yakın bir kreş bularak iş hayatından kopmamayı başarmış.

“Erken çağda kreşe gitmek, çocuğun motor kapasitesi ve sosyal gelişimi için gerekli. Yarım gün şeklinde haftada 3 gün kreş modellerinin de yaygınlaşması lazım. Ben diğer çocuğumu da 2,5 yaşında haftada 3 gün verdim,” diye ekliyor.

Uzun süredir işsiz olan Deniz Eralp ise kızı 14 aylık olduğunda kreş arayışına başlayan bir anne. Ancak, evine yakın yerlerdeki kreşler çok pahalı olduğu için, ancak haftada bir gün 2 saatlik bağlanma atölyesine iki ay katılacak kadar bir bütçe ayırabilmiş.

“Yürümeye başladıklarında bir eğitmen eşliğinde önce anneyle haftada birkaç saat, sonra yarım gün gitmelerinin hem lohusa dönemindeki anneye hem de bebeğin sosyalleşmesi açısından faydalı olacağını düşünüyorum,” diyor Eralp.

Aile büyüklerinin bakımı tercih sebebi

Ankara’da yaşayan Muharrem Uyanık ise, çocuğunu kreşe göndermeyi reddetmiş bir baba; zira yaş aralığında aile büyüklerinden yardım istemeyi daha doğru bulmuş. Eşi de bu esnada çalışma hayatındaki yerini korumuş.

“Eşim başlangıçta kreş taraftarıydı, ancak hiçbir sevginin aile sevgisinin önüne geçemeyeceğine inandığımız için kreşe ancak 4 yaşından sonra gönderdik,” diyor.

Hilal Mutlusoy Öktem, Ankara’nın Çankaya ilçesinde orta ve orta-üstü gelir düzeyine sahip ailelerin tercih ettikleri Binbir Çiçek Anaokulu’nun kurucusu ve müdürü. yılında kuruluşundan beri yaş aralığındaki çocukların tüm çocuklara oranı yüzde 8 ila 10’u kadar olmuş.

“Bu yaş aralığındaki çocukların kreşe verilme oranının görece daha düşük olmasının sebebi, sosyolojik olarak Türk aile yapımızdan kaynaklanıyor. İnsanlar çocuklarını korunmaya muhtaç görüyorlar ve en eğitimli insanlarda bile evde bakılamayan çocuk kreşe gidermiş gibi yaygın bir algı yaratılıyor. Onun yerine çocuklarını profesyonel olmayan kişilere emanet ediyorlar,” diyor Öktem.

Merdiven-altı kreşler risk doğuruyor

Öte yandan, sektörde yaş aralığına yönelik hizmet veren kreşlerin mutlaka Aile, Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olması gerektiğine dikkat çeken Öktem, “merdiven-altı” kreşlerin doğurduğu güvenlik riskine ve buna dair çıkan haberler sebebiyle kreşlere gönderme konusunda halkın güveninin sarsıldığına değiniyor.

“Çocuğun bilişsel gelişimi açısından en önemli yaş aralığı olan yaş aralığında çocuğa pedagojik yaklaşılmaması, ileride çok büyük sorunlara yol açabiliyor. Yatılı bakıcı ile aynı evde yaşayan çocuğun zihninde evin içinde iki kadın figürü yerleşiyor; aile büyüklerine emanet edilen çocuklar çok erken yaşta televizyonda kadın programları izleyerek yemek yemeğe alıştırılıyor.”

MEF Üniversitesi Psikoloji bölümünden Melis Yavuz Müren, gerek aile büyüklerinin bakması, gerekse bir bakıcıya emanet edilmesi durumlarında ailelerin çocuklarının tek bir kişiden bakım almasının, bir kişinin pek çok çocukla ilgilenmesinden daha olumlu olacağını düşündüğünü belirtiyor.

“Kreşlerde, bakımevlerinde bir bakıcının ilgilenmesi gereken çocuk sayısı bazen fazla olabiliyor. Bu da ailelerin çocuklarının ihtiyacı olduğunda bu ihtiyacı hızlı ve güzel şekilde, sevecenlikle karşılayabilecek birinin olamayacağına inancını pekiştiriyor,” diyor Yavuz Müren.

Yavuz Müren’e göre, bağlanma teorisi bakış açısı ile çocukların 8 ay ile 1,5 yaş arasındaki dönemleri bakım verenleri ile güvenli bir bağlanma ilişkisi kurmaları için önemli bir dönem ve bu dönemde çocukların bir bakım veren -genellikle anne- ile güvenli bir bağ oluşturması, sıkıntı yaşadığında bu bakım verenin yanında olacağını bilmesi, olumsuz durumlarda yardım alabileceği bir kişinin olması ve çocuğun bu kişiye güveniyor olması ileriki sosyal, psikolojik, bilişsel ve fiziksel gelişimi için çok önemli.

“Bu ilişkinin olumlu bir şekilde gelişmesi için ise tutarlı/sabit bir bakım verenin çocuk ile ilgilenmesi, çocuğa kendini güvende hissettirebilmesi, çocuğun kaygı, stres gibi olumsuz duygularının regulasyonunda çocuğa yardım edebilmesi ve bu duygular veya olumsuz durumlarda çocuğun yanında olması, hızlı ve etkin şekilde çocuğa cevap verebiliyor olması gerekir,” diyen Yavuz Müren ekliyor:

“Tüm bunlar çocuğun bu kişi ile azımsanmayacak bir vakit geçirmesini ve bakım veren kişinin sabit olmasını gerektirir. Dolayısıyla kreş sisteminde çocuk ile ilgilenen kişilerin değişkenlik gösterebilmesi ve çocuğa zamanında cevap verememe riskinin yüksek olması, çocuğun bir bakım veren ile bu tip bir güvenli bağlanma ilişkisi geliştirmesini engeller.”

Kreşler yaş aralığı için daha cazip olabiliyor

Yavuz Müren’e göre, kreşlerde çocukların çeşitli aktiviteler yapıp yaşıtları ile zaman geçirmeleri, sosyal kuralları öğrenmelerinin avantajları ise daha çok 1,5 - 2 yaş aralığındaki çocuklara hitap ediyor, dolayısıyla yaş çocuk sahibi anneler kreşin gerekli olmayabileceğini düşünebiliyor.

“Öte yandan, kreşler, belli prensipler ve kurallara göre işliyor; yemek saati, uyku saati, oyun saati daha net ve düzenli. Bazı aileler çocukların bu düzen için 3 yaşından önce çok hazır olmayacaklarını düşünebiliyor ve bu nedenle çocuklarını ilk yaşlarda kreşe göndermek istemiyorlar. Bazı çocuklar gerçekten hazır olmayabiliyor da. Hazır olmadıklarında ise, sonrasında okul reddi gibi sorunlar yaşanabiliyor,” diye ekliyor Yavuz Müren.

"Çocuklar deneyimleyerek ve keşfederek öğrenebiliyorlar; beyin gelişimleri de en çok yaş aralığında seafoodplus.info yaş aralığında çocukların farklı ortamlara girmesi, farklı deneyimler yaşayabilmeleri beyin gelişimleri için çok olumlu iken, bu deneyimleri edinirken kendilerini güvende hissetmeleri, ihtiyaçlarına duyarlı cevap verebilecek sabit bir kişinin varlığı da önemli. Özellikle yaş aralığında kreşin ve kreşte bakım veren kişilerin çocuğun bu ihtiyaçlarına cevap verebilecek yetkinlikte olmasına dikkat etmek gerekiyor."

Kreşe başlama yaşı konusunda tereddütleriniz olması mümkün. Peki çocukların anaokuluna başlaması için uygun yaş kaçtır?

Çocuklar üç yaşından itibaren sosyalleşmeye başlar. Çocuk bu yaştan itibaren kreşe başlayabilir. Fakat kreşe başlama yaşı konusunda ebeveynlerin farklı tercihleri olabilir. Uzmanlara göre üç yaştan önce başlamak uygun değildir. Çocuklar, üç yaşına kadar birebir bakıma ve ilgiye ihtiyaç duyar. Üç yaş ise, çocukların artık çevreyi ayırt etmeye ve sosyal kimliğini kurmaya başladığı dönemdir. Eskiden 3 yaş ideal olarak düşünülmekteydi. Fakat artık pek çok ülkede kreşe başlama yaşı en az 5 olarak öngrülmektedir.

Tarihsel olarak, anaokulunun başlangıç ​​yaşı çok çeşitlidir. Son beş yılda, dünyanın pek çok yerinde ülkeler kreşe başlama yaşı olarak düşünülen yaşı değiştirdi. Artık çocukların anaokuluna başlama yaşı 5 olarak değerlendiriliyor. Fakat bunun dışında uygulamalar da var. Bazı çocuklar okumaya ve yazmaya hazırdır; diğerlerinin hareketsiz oturması ve dikkatini toplaması zordur. Anaokulu giderek akademik hale geldiğinden, küçük olmak özellikle zor olabilir.

Anaokulunu geciktirmek hem devletin öngördüğü asgari yaşın daha büyük olması hem de bazı ebeveynlerin çocuklarının okula başlaması için daha büyük olana kadar beklemeyi tercih etmeleri nedeniyle artmaktadır. Amerika Ulusal Eğitim Merkezi İstatistikleri&#;nden (NCES) elde edilen en son verilere göre, öğretim yılında çocukların sadece yüzde 6&#;sı anaokuluna 4 yaşında başladı, çocukların yüzde 42&#;si 5 ile 5½ arasında, yüzde 43&#;ü arasında 5½ ve 6 yaşlarında ve anaokuluna başlayan çocukların yüzde 9&#;dan fazlası zaten 6 yaşına basmıştı. Fakat bu uzun vadede çocuklara fayda sağlayacak mı, yoksa onları zorlayacak mı?

Neden Geciktirme Yapılır?

Aileler sadece anaokulu için endişelenmiyor. Diğer çocuklara göre kreşe erken başlayan çocukların ilkokula geçtiklerinde akranlarıyla değil de kendilerinden 6 ay ya da 1 yaş büyük olan çocuklarla aynı sınıfta olmaları onlar için zorlayıcı olabilir düşüncesindeler. Her iki endişe de -bir çocuğun anaokulunda ve ergenlikteki başarısı için- bir çocuğun anaokuluna girişini bir yıl veya daha fazla geciktirme uygulamasının yaygınlaşmasına sebep oluyor.

Ebeveynler tipik olarak çocuğu geride tutar çünkü bilişsel, sosyal veya duygusal olarak hazır olmadığını düşünürler. Diğerleri, daha büyük olmanın onu daha da ileriye taşıyacağı varsayımıyla çocuklarını erken yollamayı terich edebilir. Diğer yandan bu tutum, çocuklarının akranlarından bir adım öne geçirmek isteyen aileler arasında yaygın bir davranış olarak gözlemleniyor. Fakat bunun zararları üzerine düşünülmüyor.

Geciktirme Bir Fark Yaratır mı?

Kısa vadede, geciktirmenin anaokulları için sonuçlar ümit vericidir. NCES verilerine göre, kreşe geç gitmiş çocuklar 5 yaş ve altındaki anaokuluna başlayan çocuklara kıyasla, yılın başında ve sonunda okuma ve matematik puanlarında biraz daha yüksek puan aldı. Bununla birlikte, fark azdır ve uzun vadeli etkiler hakkında henüz veri yoktur.

Karışık Sonuçlar

Kanada&#;da yapılan bir araştırma, geciktirme yapmanın çocuğun üçüncü sınıfı tekrar etme ve onuncu sınıfta geliştirilmiş matematik ve okuma puanlarını azaltma şansı da dahil olmak üzere olumlu akademik sonuçlara sahip olabileceğini düşündürmektedir. Ek olarak, araştırmacıların tahminleri sadece anaokulunun geciktirilmesinin değil, çok erken başlamanın çocuklar için olumsuz sonuçları olabileceğini düşündürmektedir.

Bu karışık bulgular göz önüne alındığında, özellikle anaokullarının ortalama yaşı arttığından, geciktirme yapma üzerine daha fazla bilimsel çalışma yapma gerekliliği oluşturmaktadır.

Çocuk Kreşe Psikolojik Olarak Nasıl Hazırlanır?

Çocuklarda Ayrılma Korkusu 2 Yaşından Sonra Azalıyor

Çocukların ,5 yaş aralığında kreşe başlamasının normal olduğu gibi, her iki ebeveynin çalışması durumunda, çocuğun 2,5 yaşında da kreş eğitimine başlayabilir. Çocukların ebeveynlerinden ayrılma korkusunun 1, yaşlarında en üst seviyeye çıktığını ancak 2 yaşından sonra bunun azalmaya başladığını belirterek, 2,5 yaşından sonra çocukların kreşe gönderilmesinde bir sakınca olmamakla birlikte, çocukların psikolojik olarak okul öncesi eğitime hazırlanması önem taşıyor.

Çocuğa Birey Olma Bilinci Kazandırılmalı

Çocuğun yapısına göre kreşe alınma süreci farklılık gösterebiliyor. Ebeveynlerin çocuklara birey olma bilinci aşılaması ve tek başına da kendini kontrol edebileceği düşüncesini aşılaması önem taşıyor. Ev içerisinde çocukların her istediğinin yerine getirilmesi ve zorlandığı her durumda ebeveynlerinden yardım alması, kendisini geliştirememesine neden olduğu gibi, çocukta okul fobisi oluşmasına da yol açabiliyor. Bu nedenle, ebeveynlerin çocukları kendi başlarının çaresine bakabilecekleri şekilde yetiştirmeleri gerekiyor.

Beyin, Okul Öncesi Dönemde Daha Hızlı Gelişiyor

Çocukların farklı etkinliklerde yer alabildiği, sosyalleşebildiği ve kendini özgür hissettiği kreşler, çocuk gelişiminde önemli rol oynuyor. Çocukların zihinsel açıdan daha hızlı gelişmesini sağlayan okul öncesi eğitim kurumlarında çocuklara verilen eğitimin niteliğine de dikkat etmek gerekiyor. Sanat, bilim, kültür, spor gibi farklı alanlarda eğitim veren anaokulları, çocukların zihinsel açıdan daha hızlı gelişmesini sağlıseafoodplus.infolu

Öğretmene Bağlanmak Zaman Alıyor

Çocukların kreşteki öğretmenlerine bağlanmaları zaman aldığı gibi, ebeveynlerin bu konuda çocuğu desteklemesi önem taşıyor. Çocuğun kreşte geçirdiği zamanının yavaş yavaş artırılması ve sevdiği aktivitelerin yapılması, şarkıların söylenmesi ya da oyunların oynanması, çocuğun öğretmene olan bağlılığını ve sevgisini artırıyor.

Çocukların okul öncesi eğitime başlamadan önce, psikolojik olarak hazırlanması, kreşte geçirdiği sürenin yavaş yavaş artırılması, kreşteki arkadaşlarıyla kreşin dışında da bağlantı kurulması ve ebeveynlerin çocuğun çalışmalarını yüreklendirmesi, çocuğun okul sevgisi açısından büyük önem taşıyor.

Çocuğu okula hazırlamak

Kreşin Çocuğun Gelişimine Katkısı

Sağlıklı bir Sosyalleşme

Üç yaş çocuğun sosyalleşme çağıdır. Çocuklar bu dönemde daha fazla çevresel uyarana ihtiyaç duyar. Okul öncesi olarak adlandırılan bu dönem, hem duygusal hem de zihinsel yetilerin gelişimi için en uygun zamandır. Çocuklar artık farklı ihtiyaçlara göre farklı insanlarla iletişim kurmaya başlar.

Yaşa Uygun Çevre

Ebeveynlere düşen sorumluluk, çocuğun kendi yaşına uygun bir sosyal ortam sağlamaktır. Aile-akraba veya mahalle ortamı, sosyal ortam değildir. Çocuk açısından sosyal ortam, çocuğun kendi yaşıtı diğer çocuklarla birlikte zaman geçireceği ve aktivitelere katılacağı bir ortam olabilir. Kreşler, bugünün koşullarında çocuklar için en uygun sosyal ortamdır.

Ayrılma Kaygısını Gecikmeden Aşmak

Kreşe yeni başlayan bir çocuk, ilk defa ebeveynlerinden ayrı kalacaktır. Kreş ortamı, ayrılma kaygısını aşmak için güzel bir fırsat sunar. Bir çocuk anneye, babaya veya başka bir kişiye gereğinden fazla bir bağlılık içinde olsa bile, kreş ortamı çocuğun yapısını değişseafoodplus.infoşte çocuklar

Güven Gelişimi

Çocukta güven gelişimi için ebeveynle kurulan bağın önemi şüphesiz ki çok büyük. Fakat sağlıklı bir bağ ve güven duygusu, ayrı kalmayı da içerir. O halde, güven gelişimi için dengeli bir ilişki kurmak önemlidir; bir yandan yakınlık ve güven duygusu aşılamak, diğer bir yandan da uygun şekillerde ayrı kalmayı bilmek gerekir.

Yeni Şeyler Öğrenmek

Çocuk da her canlı gibi içinde bulunduğu şartlara göre öğrenir. Yani, öğrenmeye ihtiyaç duyduğu şeyi öğrenir. Kreşe devam eden bir çocuk, bilmediği insanlar arasında davranış ve iletişim becerileri geliştirme ihtiyacı duyar. Böylece, duygusal ve fiziksel yetilerini sosyal ortamda şekillendirmeye başlar.

Kreşteki çocuğun aksine, ev ortamında sürekli bakım ve ilgi gören bir çocuk ise çok fazla şey öğrenme ihtiyacı duymaz. Duygusal ve fiziksel yetilerinin en açık olduğu dönemde, bu yetileri kullanıp geliştirecek fırsattan mahrum kalır. Sosyalleşmesi de karakteri de dört duvar arasında gördüğü bir dünya üzerinden şekillenir.

Sosyalleşmenin başladığı üç yaş itibariyle kreş ortamında bulunmak, çocuğun dünyasını zenginleştirir. Bu dönemde sosyal ilişkilerin içine giren bir çocuk, yavaş yavaş özgüven duygusu geliştirir. Kreşler, bu noktada ailenin sağlayamayacağı önemli bir eğitim işlevi görmektedir.

Kreşler, çocukları okul dönemine hazırlamasının yanı sıra; çocukların sosyal, psikolojik ve zihinsel gelişimi açısından büyük bir önem taşıyor.

Sağlık Rehberi

Çocuklar 3 yaşında ilk çocukluk döneminden çıkıp, oyun çağı dönemine girmektedir. Bundan önce anneye bağımlı ve ondan ayrılmak istemiyorken artık arkadaş aramaya, hayali oyunlar oynamaya başlarlar. 3 yaşından önce, henüz dil ve motor gelişimleri üzerinde denemeler yapan çocuk, 3 yaşında bu konularda artık bir uzman haline gelmiştir. Tuvalet eğitimini kazanmıştır. Artık ondan “Ben yapacağım!” cümlesini daha çok duymaya başlamışızdır. Ayrılık kaygısı bu yaşta azalır. Kendi yaşıtı çocuklar ilgisini çekmeye başlar. Onların oyunlarına katılmaya çalışır. Denemeler yapar. Bu yaşta artık sizin oyunlarınız ona yetmemeye başlar. İşte bu yaş, bu nedenlerle tam da kreş zamanıdır, çünkü kreş artık kendi başına bir şeyler deneyebileceği, yaşıtlarıyla oyun oynayabileceği, gelişebileceği, kuralları da beraberinde öğreneceği bir yerdir.

Kreşe giderse sık hastalanır mı?

Çocuğunuzun bağışıklık sistemi 3 yaşında artık daha gelişkin hale gelmiştir. Bu nedenle enfeksiyon riski de daha azdır. Çocuğunuz ilk birkaç ay enfeksiyon geçirebilir fakat unutmayın kreşe gitmezse bu enfeksiyonlar onun karşısına ilkokulda çıkacaktır ve bu durum onun okula gidememesine ve eğitiminin aksamasına neden olacaktır. Hastalıklarla mücadelenin bu yaşta yapılması, onun ilkokulda daha az hasta olmasını sağlar ve akademik başarısının da hastalıklardan etkilenmesinin önüne geçer. Bununla birlikte göğüs hastalıkları uzmanları da çocukların kreşe erken gitmesini önermektedir. Onların bildirdiklerine göre kreşe erken giden çocuklarda alerji görülme oranları da daha az olmaktadır.

Benim çocuğum benden hiç ayrılamıyor…

Eğer böyle düşünen ve bu nedenle kreşe başlamaktan kaygı duyan bir ebeveynseniz bu durum tam da kreşe başlaması gerektiğini gösteren bir işarettir. Ayrılık kaygısı ilk belirtilerini 6 ayda gösterir. 1,5 yaşında pik yapar ve 3 yaşında azalır. 6 yaşında tekrarlayacak bu kaygı eğer 3 yaştan sonra hala devam ediyorsa çocuk-ergen psikiyatri kliniklerinde çokça görülen ayrılık kaygısı bozukluğu hastalığı için aday bir çocuğunuz var demektir. Bir çocuğun ayrılık kaygısı bozukluğu geçirmemesi için anneden ayrışması, tek başına korkularıyla yüzleşmesi gerekir. Anneden ayrışma yani başka bir deyişle kreşe gitme ne kadar erken yaşta yapılırsa, çocuğunuzun ileriki hayatında herhangi bir kaygı bozukluğu geçirme riski de azalmaktadır. Tabii bu ayrışma için çocuğun oyun çağına geçmesi beklenir. Ayrılık kaygısı yaşayan çocuğun kreşe başladığı dönemde birdenbire anneden ayrılmasını bekleyemeyiz. Bunun için olumlu pekiştirme ya da kademeli ayrışma gerçekleştirilir. Örneğin, çocuk kreşe önce sadece 1 saat sonra yavaş yavaş daha uzun süreler için götürülür, kreşteki eğlencenin tadı damağında bırakılır böylece daha çok kreşe gitmek istemesi sağlanır ya da anne başlangıçta bir süre kreşte bekler ve çocuk alıştıkça anne yavaş yavaş kreşten uzaklaştırılır. Bununla birlikte anne-çocuğun ayrılık seremonisi ne kadar uzun tutulursa çocuğun ayrılık kaygısının da o kadar uzun süreceğini biliyoruz. Bu nedenle ayrılık seremonisi olabildiğince kısa tutulmalıdır. Tabii bu ayrıştırma yapılırken evde de ayrışma sağlanmalıdır. Çocuk psikiyatristleri bebeğin 8 aya kadar anne ile aynı odada yatmasını, sonra ise kendine ait bir odaya geçmesini önermektedir. Eğer çocuğunuz kreşe gitmekten korkan, sizden ayrılamayan bir bebekse ve hala sizle yatıyorsa biran önce yatakları ve tabii ki odaları ayırmalısınız.

 

Çocuğumun tuvalet eğitimi hala yok

Üç yaşına gelmiş olan çocuğunuzun tuvalet eğitimi yoksa bunun nedeni ortaya çıkarılmalıdır. Çocuklardaki gelişme gerilikleri, kaygı bozuklukları, uygun olmayan tuvalet eğitimleri çocuğun tuvalet eğitiminin gecikmesine neden olabilmektedir. Toplumumuzda tuvalet eğitimi genel olarak 2 yaşında verilmekle beraber çocuk psikiyatrisinde 4 yaşa kadar kaka, 5 yaşa kadar çiş kaçırma normal olarak değerlendirilir. Her çocuk birbirinden farklıdır. Tuvalet eğitimi verirken çocuğun özellikleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bununla birlikte eğer çocuğunuzun tuvalet eğitimi alamamasının sebebi kaygıysa, kreş bu konuda size çok yardımcı olacaktır. Kendi gibi çocukların korkmadan tuvalete gittiğini görmek, onların bezlerinin olmadığını fark etmek, onları gözlemlemek açısından kreş çok uygundur.

Çocuğum konuşamıyor. Orada kendini daha kötü hissetmez mi?

Normal çocuk gelişiminde, 1 yaşta kelimeler duyulmaya, 2 yaşında iki kelimeli cümleler kurulmaya başlar. Üç yaşına gelen çocuk ortalama kelime bilir ve kelimeli cümleler kurabilmektedir. Konuşma gecikmesi çocuklarda orta kulak yolu iltihabından, gelişimsel konuşma gecikmesine, zeka geriliğinden, otizme kadar birçok sebeple ortaya çıkabilmektedir. Eğer çocuğunuzda bir konuşma gecikmesi tespit ettiyseniz “Nasıl olsa konuşur”, “Babası da geç konuşmuştu” gibi söylemlere bakmadan hemen bir çocuk psikiyatristine gitmelisiniz. Orada yapılacak olan muayene ve testler sonrasında hekiminiz sizin için en uygun tedaviyi söyleyecektir. Bununla birlikte çoğu zaman bu tedavinin bir parçası da çocuğunuzun kreşe gitmesi olacaktır. Çünkü kreş çocuğunuzun kendi ürettiği kelimeleri kullansa bile anlaşılamayacağı, konuşmak zorunda kalacağı ve yaşıtlarının konuştuğunu görünce cesaretinin artacağı, daha önce ebeveynlerden duymadığı kelimeleri duyabileceği bir yerdir. Kreşe gönderilemeyen durumlarda ise bu çocukların mutlaka oyun gruplarınca desteklenmesi gerekmektedir. Çünkü çalışmalar göstermiştir ki, çocuk ne kadar uyaran alırsa gelişimi de o kadar hızlanır.

Çocuğum diğer çocuklara zarar veriyor, paylaşamıyor ki…

Çocuğunuz başkalarına ve kendine zarar veriyorsa, mutlak disiplinle eğitim alması gerekir. Evde disiplinle ilgili açıklar varsa, “Sana vurana sen de vur” deniliyorsa, evde tutarsızlıklar varsa, kuralların belirgin olduğu, herkese eşit davranılan, tüm iyi davranışların pekiştirildiği bir ortam, ebeveynlere disiplini tekrar sağlamak için yardımcı olacaktır. Bu ortamların en iyisi de kreşlerdir. Birçok aile “Biz hiç yemek yediremiyoruz/uyutamıyoruz ama kreşte kendi başına yiyor/uyuyormuş, Tüm tabağını bitiriyormuş” der. Hatta annelerden “Benimle oynarken 5 dakikada sıkılır ama okulda çok uzun oynayabiliyormuş” dediklerini çok sık duyarız. Başka bir deyişle kreş; toplumsal, bilişsel, duygusal gelişim için çok elverişli ortamlardır. Çocuk oyun çağına geldiğinde kreşte evdekinden daha iyi gelişir.

Ona kreşe gideceğini söylemeli miyim?

Çocuğunuzu kreşe göndermeye karar verdiyseniz bunu ona önceden haber vermek kaygısının önüne geçmek için gereklidir. Kreşe gideceğini söylerken “Seni orada bırakacağız, orada tek kalacaksın” gibi söylemler yerine “Orada oyun oynayacaksın, yeni arkadaşlar edineceksin” demek daha uygundur. Bununla birlikte kreşi olduğundan daha iyi bir yer olarak göstermek de çocuğun kaygılarını arttırır. Kreş seçimi yapılırken, kreşin ona da gösterilmesi onun kreşi daha iyi anlamasına yardımcı olacaktır: Henüz işlem öncesi dönemde olan bilişsel gelişimi gereğince kreş ne kadar somut anlatılırsa çocuk, kreşi o kadar iyi anlayacaktır.

Kreşe başlama zamanı geldiğinde çocuğunuzun oraya alışması biraz zaman alacaktır. Bu kreşe alışma dönemi çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bazı çocuklar 1 haftada alışırken bazıları 1 ayda ancak uyum sağlayabilmektedir. Uyum sürecinin sağlıklı bir şekilde atlatılabilmesi için yapılması gereken tutarlı ve kararlı olmaktır. Anne ve babanın fikir farklılıkları çocuğu etkiler ve kreşle ilgili düşüncelerinin sağlıksız olmasına neden olur. Bir kere kreşe başladı mı artık zorunlu haller dışında geri dönüş yapılmamalıdır. Bundan sonra kreşe gideceği net bir şekilde anlatılmalı, bununla birlikte duygularına empatik olarak yaklaşılmalı, çözüm yolları birlikte konuşulmalıdır. Bir ayı geçen uyum sorunlarında yine bir çocuk psikiyatristinden yardım almakta fayda vardır. Bununla birlikte kreşe alışmış çocuklarda, kreşe gitmekle ilgili uyum sorunları tekrar görülebilir. Uzun yaz tatilleri ve/veya hastalık nedeniyle kreşe gidilmeyen günler sonrası tekrar kreşe uyum sağlamak için bir bocalama yaşanabilir. Bu dönemde de gerekli olan, kararlı bir şekilde kreşe gönderilmesi, başarılı olunamadığı durumlarda çocuk psikiyatristinden yardım alınmasıdır.

Unutulmamalıdır ki, çocuk yetiştirirken anne baba olarak görevimiz; bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran; özgüven sahibi; sorunların üstesinden kendi başına gelmeyi öğrenmiş çocuklar yetiştirmektir. Bu nedenle yapmamız gereken oyun çağına gelmiş her çocuğu kreşe göndermektir.

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir