TDK sözlükte yaymlanan kelimeler arasnda Kütük kelimesi de bulunur. TDK sözlüündeki bilgilere yazl kaynaklardan ulaabilmenin yan sra internetten de ulamak mümkündür. Bu hizmetten yararlanmak isteyenler, TDK sözlükte paylalan bilgiler ile kelimenin anlamnn yan sra kökenine de ulaabilir. Peki, TDK sözlükte Kütük ne demek?
Kütük TDK sözlük anlam u ekildedir:
"Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmiti." - Refik Halit Karay
"Çamlklar yaryoruz, aaçlarn kütüklerinden atlyoruz, ne bir köy ne bir ses var." - Memduh evket Esendal
"Kütüklerin üstündeki koruklara otlar trmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz." - Falih Rfk Atay
"Biraz sonra bizim kütük, kanepenin üstüne oturmu, ayaklaryla yerdeki yapraklar eziyordu." - Halide Edip Advar
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Kütük
1. isim Kalın ağaç gövdesi
2. Kesilmiş ağaç gövdesi
Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. R. H. Karay
3. Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü
Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var. M. Ş. Esendal
4. Asma fidanı
Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz. F. R. Atay
5. Resmî kayıt defteri, ana defter
6. Nüfus kütüğü
7. bilişim Bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü
8. madencilik Kütük demir
9. Görgüsüz, kaba kimse
Biraz sonra bizim kütük, kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu. H. E. Adıvar
kütük demir
Demir çelik fabrikalarında, izabe tesislerinde maden cevherinden veya hurdadan döküm sonu elde edilen ham kütle, kütük
inebolukütüğü
Karadenizde kereste taşımakta kullanılan bir tür küçük mavna
soy kütüğü
Soyağacı
Önce soyu sopu düşünüyorum, adamların soy kütüklerini artık bilmem hangi tarihe kadar çıkarıyorum. S. İleri
tapu kütüğü
Bir taşınmazın üstündeki hak ve yükümlülüklerin yazıldığı resmî kütük, tapu sicili
yarma kütüğü
Üzerinde balta ile odun yarmak için yapılan kalın kütük
a. 1. Kalın ağaç gövdesi: Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? -H. E. Adıvar. 2. Kesilmiş ağaç gövdesi: Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. -R. H. Karay. 3. Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü: Çamlıkları yarıyoruz, ağaçların kütüklerinden atlıyoruz, ne bir köy ne bir ses var. -M. Ş. Esendal. 4. Asma fidanı: Kütüklerin üstündeki koruklara otlar tırmanan bahçeyi bir daha geçiyoruz. -F. R. Atay. 5. Resmî kayıt defteri, ana defter. 6. Nüfus kütüğü. 7. bl. Bir arada işlenen ve birbirleriyle ilgili olan kayıtların tümü. 8. mdn. Kütük demir. 9. mec. Görgüsüz, kaba kimse: Biraz sonra bizim kütük kanepenin üstüne oturmuş, ayaklarıyla yerdeki yaprakları eziyordu. -H. E. Adıvar.
Makara: Kütük tükendi.
Yük kayığı.
Lahana: Kütük turşusu.
Semerin ağaç takılmadan önceki kabataslak kısmı.
1. Küspe. 2. Kalıba dökülerek tuğla biçimi verilmiş tezek.
1. Deri kazımakta kullanılan ağaç. 2. Kasap ve çapulacı tezgâhı.
Kağnı, araba tekerleği parmaklıklarının çakıldığı, ortadaki kalın ağaç.
Ailenin büyüğü.
Birbirleriyle ilişkili, düzenlenmiş bir tutanaklar topluluğu.
sicil.
Genellikle, bir yanı 15 ile 30 cm. arasında olan, dördül kesitli haddelenmiş uzun metal parça.
(coğrafya)
(tarım)
Hafif donanma sınıfından, ırmaklarda ve çıkarmalarda taşıt aracı olarak kullanılan tekne.
İki bacaklı bakırcı sandalyası. (-Maraş)
kütük, 5 karakter ile yazılır. Ayrıca, k harfi ile başlar, k harfi ile biter. Tüm karakter dağılımı ise, 'k', 'ü', 't', 'ü', 'k', şeklindedir.
kütük kelimesinin tersten yazılışı kütük diziliminde gösterilir.