Giriş Tarihi: Son Güncelleme:
Kıyamet ile ilgili ayetler ve mealleri, kıyamet hakkında incelenebilecek en önemli rehberdir. Buna ek olarak kıyamet ile ilgili hadisler de rehber olarak karşımıza çıkar. Kuranda kıyamette neler olacak, Kuran'da kıyamet alametleri ile ilgili ayetler neler gibi sorular, pek çok müslümanın yanıtını merak ettiği sorular arasında yer alır. Bu soruların yanıtlarını ve kıyamet ile ilgili ayetleri sizler için bu yazımızda derledik.
Kıyamet, hesap ya da mahşer günü; dünyanın sonunun geleceğine ve tüm insanların mahşerde toplanarak hesap verileceğine inanılan zamandır. Pek çok dinde bu kavram bulunur. Kıyamet gününden sonra ise ahiret hayatı başlar. Bu konudaki ayetler şu şekildedir:
En'am Suresi, ayet: De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti Kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
Araf Suresi, ayet: Hani Rabbin, Ademoğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı: "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" (demişti de) Onlar: "Evet (Rabbimiz'sin), şahid olduk" demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: "Biz bundan habersizdik" dememeniz içindir.
Nahl Suresi, ayet: Kıyamet gününde kendi günahlarının tümünü ve bilgisizce saptırdıklarının günahlarının bir kısmını yüklenmeleri için. Bak, ne kötü yük yükleniyorlar.
İsra Suresi, ayet: Biz, her insanın kuşunu (işlediklerini, yaptıklarını) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde onun için açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız.
Meryem Suresi, ayet: De ki: "Kim sapıklık içindeyse, Rahman (olan Allah), ona süre tanıdıkça tanır; kendilerine va'dedileni -ya azabı veya kıyamet saatini- gördükleri zaman artık kimin yeri (makam, mevki) daha kötü, kimin askeri- gücü daha zayıfmış, öğreneceklerdir.
Taha Suresi, ayet: "Şüphesiz, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir. Herkesin harcadığı çabanın karşılığını alması için, onun (koşup haberini) neredeyse gizleyeceğim."
Hac Suresi, 7. ayet: Gerçek şu ki, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.
Rum Suresi, ayet: Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (mü'minlerle kafirler birbirlerinden) ayrılırlar.
Ahzab Suresi, ayet: İnsanlar, sana kıyamet-saatini sorarlar; de ki: "Onun bilgisi yalnızca Allah'ın Katındadır." Ne bilirsin; belki kıyamet-saati pek yakın da olabilir.
Diğer bazı ayetler şunlardır:
Bakara, 85,, ,
Al-i İmran, 55, 77, , , ,
Nisa, 87, , ,
Maide, 14, 36, 64
Nahl, 27,
İsra, 58, 62, 97
Araf, 32,
Kehf, 21, 36,
Yunus, 60,
Hud, 60, 98, 99
Taha, , ,
Hac, 1, 9, 17, 55, 69
Furkan, 11, 69
Kasas, 41, 42, 61, 71, 72
Ankebut, 13, 25
Rum, 12, 55
Zümer, 15, 24, 31, 47, 60, 67
Mü'min, 32, 46, 59
Fussilet, 40, 47, 50
Şura, 17, 18, 45
Zuhruf, 61, 66, 85
Casiye, 17, 26, 27, 32
Kıyamet Suresi, 6
Hz. Peygamber'in kıyamet hakkında söylediği hadisler şu şekildedir:
"Müslümanlardan iki grup aralarında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir."
"Kıyamet kopmadan önce gece karanlığının parçaları gibi fitneler olacak. (O vakit) kişi mü'min olarak sabaha erer de kâfir olarak akşama kavuşur. Mü'min olarak akşama erer, kâfir olarak sabaha kavuşur. Birçok kimseler azıcık bir dünyalık mukabilinde dinlerini satarlar."
"Güneş, battığı yerden doğmadıkça kıyamet kopmaz. Batıdan doğunca, insanlar görür ve hepsi de iman eder. Ancak, daha önce inanmamış veya imanın sevkiyle hayır kazanamamış olan hiç kimseye bu iman fayda sağlamaz."
"Kıyamet Allah Allah diyen bir kimsenin üzerine kopmayacaktır."
"Zaman yakınlaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bu yakınlaşma öyle olur ki, bir yıl bir ay gibi, ay bir hafta gibi, hafta da bir gün gibi, gün saat gibi, saat de bir çıra tutuşması gibi (kısa) olur."
ARKADAŞINA GÖNDER
Kıyamet İle İlgili Ayetler – Kuran’da Kıyamet Alametleri İle İlgili Ayetler Neler, Hangi Surede Geçiyor?
Kuran'da geçen kıyamet alametleri nelerdir sorusu son günlerde en çok merak edilen konulardan biri. Son dönemde hem ülkemizde hem de dünyada pek çok felaket gerçekleşti. Bu felaketler ise akıllara dünyanın sonuna doğru gerçekleşmesi beklenen kıyamet alametlerini getirdi. Peki, kıyamet alametleri nelerdir? Kuran'da geçen kıyamet alametleri nelerdir? Kıyamet ile ilgili hadisler nelerdir? Peygamberimiz kıyamet alametleri ile ilgili ne söyledi? Kıyamet ne zaman kopacak? Kıyametin zamanı bilinebilir mi? İşte Kuran'da geçen kıyamet alametleri
Giriş Tarihi: Güncelleme Tarihi:
KIYAMET NEDİR? KIYAMET ALAMETLERİ NELERDİR?
KUR’AN-I KERİM’DE ‘KIYAMET’ NASIL GEÇER?
KIYAMETLE İLGİLİ BAŞVURULACAK KAYNAK
KIYAMET NE ZAMAN KOPACAK?
KUR’AN’DA GEÇEN KIYAMET ALAMETLERİ
Kuran ayetlerinde kıyamette olacaklar ile ilgili anlatılanlar dışında halk arasında yaygın olan ve bazı hadislere dayanan kıyamet alametleri ve hikayeleri tamamen uydurma inanç ve kabullere dayanmaktadırlar. Ne bu tip olaylar gerçekleşmektedir ne de böyle bir olaya ihtiyaç vardır. Pek çok Kuran ayetinde zaten kıyametin yaklaşarak geldiği ifade edilir. Kıyamet için alamet aramak yerine kıyamet kopmadan önce bu dünya hayatımızda hayra ve barışa yönelik işler ile uğraşmak haramlardan uzak durmak ve Allahın emirlerini yerine getirmek gerekir. Ne yazık ki sayısız uydurma alamet ile insanların kafaları karıştırılmakta ve dine hizmet edildiği düşünülmektedir. Her insan öldüğünde kendi kıyameti kopmuş demektir çünkü tekrar bu dünyaya dönüp yapmış olduğu hatalarını düzeltebilme şansına sahip değildir. Kıyamet konusunda Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize isimli kitabımızdan ilgili bölümü sizlerle paylaşıyoruz.
KIYAMET GELMEZ DİYENLER
İnkarcılar O saat bize gelmez dediler. De ki: Hayır, duyu organlarıyla algılanamayanları bilen Efendime andolsun ki, o mutlaka size gelecektir
34 Sebe Suresi 3
Eğer kendisine dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırsak der ki: Bu benimdir! O saatin geleceğini de sanmıyorum. Efendime döndürülsem bile, muhakkak Onun katında benim için daha güzel şeyler vardır. İnkarcılara biz elbette yapmış olduklarını haber vereceğiz ve elbette o çetin azabı onlara tattıracağız.
41 Fussilet Suresi 50
Kitabımızın ilk üç bölümünde Evrenin nasıl başladığını inceledik. Bu ve bundan sonraki bölümde ise Evrenin sonunu (kıyameti) Kuranın anlatımlarından inceleyeceğiz. İddia ediyoruz; bütün insanlık tarihinde, Kuranın Evrenin başı ve sonu hakkında verdiği bilgileri bu kadar ayrıntılı ve tam doğru olarak anlatan ikinci bir kitap, ikinci bir kaynak kesinlikle gösterilemez. Bu konudaki bilimsel bilgilerin bulunmasından önceki Dünyanın tüm iddialı kaynaklarını tarayın. Kuranın bu konudaki benzersizliği ortaya çıkacaktır. Hatta Evrenin başlangıcı ve Evrenin sonunun ikisinin birden değil, herhangi birinin bile Kurandan daha iyi anlatıldığı ikinci bir kaynak yoktur. Kuran delillerini göstereceğini söylemişti. İşte Allahın kitabı, işte delilleri! Hem de Evrenin başlangıcı ve Evrenin sonu gibi iki çok çok önemli konuda. Samimi olarak delil arayanlar için bunlar yeterli delil değil mi?
İnsanlar kendi zaman dilimlerine hapsolmuş bir bakış açısıyla Evrene baktıklarında; her şeyde sabit, değişmez, statik bir yapının olduğunu zannedebilirler. Peygamberimizin geldiği dönemde Dünyanın ve Evrenin sonunun geleceğinin söylenmesi inanılmaz bir iddiaydı. Dünyanın Evrende uçan bir cisim olduğunu bilmeyen o devrin insanları, ayaklarının altında sapasağlam gözüken Dünyanın, bir gün gelip de yok olacağının söylenmesine inanamadılar ve itiraz ettiler. Hele hele, tüm Evrenin de Dünya gibi yok olacağının söylenmesi Allahın kitabına inanmayanlara, Allahın gücünün bunları gerçekleştireceğine akıl erdiremeyenlere, imkansız gözüküyordu. Bu bölümün girişinde alıntıladığımız iki ayet, Peygamberimizin döneminde kıyamete, yani Dünyanın ve Evrenin son bulacağının söylenmesine yapılan itirazları anlatmaktadır.
Günümüzde Evren ile ilgili bilgilerin artması sonucunda Kuranın, Evrenin ve Dünyanın sonunun geleceğine dair iddiasının doğruluğu tartışılmaz bir şekilde kabul edilmiştir. Artık hiç kimse kalkıp da Dünyanın sonunun gelmeyeceğini iddia edemez. Hiçbir şey olmasa bile Güneşin enerjisini tüketmesi sonucunda Dünyamızın sonunun geleceği kesindir. Evrenin sonunun da geleceği kesindir, fakat bunun nasıl gerçekleşeceği, hangi şekilde bu sonun oluşacağı ve ne zaman olacağı tartışmalıdır. (Bundan sonraki bölümde de Evrenin sonunun nasıl olacağını Kuran ayetlerine dayanarak tartışacağız.)
örneğin keşfedilen termodinamiğin kanunları Evrenin sonunun geleceğini (kıyametin geleceğini) göstermektedir. yılında Alman fizikçi Hermann Von Helmholtz, termodinamiğin ikinci yasasına dayanarak Evrenin bir gün öleceğini gösterdi. İkinci yasa en basit anlatımıyla ısının sıcaktan soğuğa doğru aktığını belirtir. Bir sobanın odayı ısıtması, elimizdeki çayı soğumaya bırakışımız, hep bu yasanın işleyişiyledir. Helmholtz, Rudolf Clausius ve Lord Kelvinin çalışmaları termodinamikte tersine çevrilemez değişimi tanımlayan entropi adlı bir niceliğin kabul edilmesini sağladı. Sıcak bir kütlenin soğuk bir kütleyle temas ettiği basit örneğimizde entropi, ısı enerjisinin sıcaklık derecesine bölümü olarak tanımlanabilir. Evrende toplam entropi hep artar. Dünyamızı ısıtan Güneşte bunun örneğini görebiliriz. Güneşin ısısı Evrenin soğuğuna akar, ama bu süreç tersine döndürülemez.
DİN VE FELSEFE AÇISINDAN TERMODİNAMİK KANUNLARI
Peki bu süreç sonsuza dek sürebilir mi? Cevap hayır olacaktır. Sıcaklık tek bir sıcaklık derecesine ulaşınca termodinamik denge olarak adlandırılan sabit bir hal oluşur. Güneşte ve daha pek çok yıldızda, ısının akışı milyarlarca yıl sürebilir, ama bitmez tükenmez değildir. Bir zaman dilimi sonucunda termodinamiğin kanunları Evrendeki hareketin durmasını mecbur kılmaktadır. Bu yasalar bizi iki sonuca götürür:
1 Evrenin bir başlangıcı vardır.
2 Evrenin bir sonu olacaktır.
Tarih boyunca tek Allaha inanan tüm dinler bu iki iddianın savunucusu olmuşlardır. Kuran bu iki iddiayı savunurken hem Evrenin başlangıcı için, hem de sonu için mucizevi açıklamalar yapar. (Kitabın ilk 3 bölümünde Evrenin başlangıcı ile ilgili mucizevi açıklamaları okuduk) Tarih boyunca maddeyi ilahlaştıranlar ise maddenin sonsuzdan beri var olduğunu ve sonsuza dek var olacağını söylemişlerdir. Yani hem yaratılış fikrine götüren başlangıcı, hem de dinlerin tarifi olan kıyameti inkâr etmişlerdir (Alıntıladığımız iki ayette Peygamberimizin dönemindeki itirazlar görülüyor). Astrofiziğin ilerlemesiyle Evrenin başlangıcı ve sonu olduğu anlaşılınca fikirlerini buna uydurmak isteyen ateistler olmuştur, ama bilimsel bir gerçek olarak Evrenin başı olduğu ve sonu olacağı anlaşılmadan önce ateistlerin bunları red ettiği apaçıktır. Bilimsel bilgilerin günümüzde tüm ortaya koyduğu verilere rağmen, birçok ateist hâlâ Evrenin başı olduğunu ve sonunun geleceğini red etmeye çalışmaktadır.
Termodinamiğin yasaları, dinin iddiasını, felsefe tarihinde dinle paralel şekilde Yaratıcının Evreni yarattığını, Evrenin başı ve sonu olduğunu söyleyenleri doğrulamış, karşıtlarını yalanlamıştır. Bu bulgular tek Allaha inanan 3 büyük dinin bu önemli konudaki tezlerinin bilim tarafından doğrulanması demektir. Evren eğer sonsuzdan beri var olsaydı, termodinamiğin kanunlarına göre sonsuz zamanda, Evrende tüm hareket durmuş olacaktı. Evrende hareketin var olması, Evrenin sonsuzdan beri var olmadığını ve Evrenin bir başlangıcı olduğunu göstermektedir. Şu anda Evrende hareket olduğuna ve Evrende bir başlangıç olduğuna göre, kıyamet başka hiçbir şekilde kopmasa bile termodinamiğin kanunlarına göre kopmalıdır. Fakat görülen odur ki Evrenin kıyametinin kopması için termodinamiğin yasalarının gerçekleşmesine gerek kalmayacaktır. ( bölümde bu konuya yine döneceğiz)
YILDIZLARIN VE GÜNEŞİMİZİN ÖLÜMÜ
Yıldızlar söndürüldüğü zaman
77 Mürselat Suresi 8
Kuranın indiği dönemde insanlar yaygın olarak yıldızların ışığının sonsuza dek sürecek bir özelliğe sahip olduğunu sanıyorlardı. Bu yüzden yıldızların iç yapısının ve yıldızların enerjilerinin tükeneceğinin bilinmediği bir dönemde, Kuranın, yıldızların varlıklarının son bulacağını söylemesi mucizevi niteliktedir. Yıldızlar ışığın kaynağı olduğu için, ayette yıldızların söndürülmesinden bahsedilmesi de önemlidir.
Gezegenler saçıldığı zaman
82 İnfitar Suresi 2
Ayetlerde yıldızların söndürülmesinden bahsedilirken, ışığın kaynağı olmayan gezegenlerin ise dağılıp saçılmasından bahsedilir. Kuranda yıldız kelimesi Arapça necm olarak geçerken, gezegen kelimesi ise kevkeb olarak geçer. Gezegenler merkezi bir yıldıza tabi oldukları için, bu yıldızın hayatı son bulup ışıkları söndürülünce gezegenler de yörüngelerinden, rotalarından çıkarlar, yani dağılıp saçılırlar. (Bazı çevirmenler kevkeb ve necm kelimelerinin her ikisini de yıldız diye çevirip aradaki farka dikkat etmemişlerdir.) Gezegenler ışığın kaynağı olmayıp yansıtıcıdırlar, bu yüzden gezegenlerin söndürülmesi mümkün değildir. Kuran mucizevi özelliğini her ifadesinde göstermektedir.
Güneş dolandığı zaman
81 Tekvir Suresi 1
Ayette geçen tekvir fiili sarığın başa dolanmasında kullanıldığı gibi, yuvarlatmak, dürmek, katlamak, büzmek anlamlarına gelir. Ayet kıyametin anlatıldığı bir tablo içinde Güneşin nasıl son bulmaya gittiğini anlatmaktadır. Tüm yıldızlar gibi Güneşimiz de hidrojen atomunu yakıp enerjisini elde eder, böylece ısı ve ışık saçar. Hidrojeni helyuma dönüştürme süreci, hidrojen atomunun bitmesiyle durur ve yıldızlar da ölür. Güneşimizin de eğer başka bir etken olmazsa bile sırf bu sebeple öleceği kesindir. Yıldızlar ölürken
Güneşimizin, “Kırmızı Dev” olup ölmesi beklenmektedir. büyüklüklerine göre Kırmızı Dev, Resim bir yıldızın “Kırmızı Dev” aşamasını temsil ediyor. Beyaz Cüce veya Karadelik aşamalarına geçerler. Güneşimizin büyüklüğü sebebiyle önce Kırmızı Dev olup sonra ölmesi beklenmektedir. Güneş tarih boyunca insanların gözünde o kadar büyütüldü ki, Kuranın indiği dönemde Güneşi tanrı sayanlar vardı. Kıyametin kopacağını anlamanın önemi burada da görülmektedir. Kıyametin kopacağını anlamayıp Güneşi tanrı ilan edenler, Evreni ve Dünyayı sonsuza dek var olacak sanıp, buna göre reenkarnasyonla, sonsuza dek Dünya içinde ruh göçüne inanan çoktanrıcı, ortak koşucu dinler üretenler olmuştur. Kıyametin kopacağının anlaşılması, Güneşi tanrılaştıran anlayışları veya reenkarnasyonla sonsuza dek hayatın devrinin Dünya içinde olacağını söyleyen anlayışları çürütmüştür. Kuranın anlattığı ahiret inancıyla kıyametin kopması bir sistemin aşamaları olarak birbiriyle ilintilidir. Kıyametin kopacağının gerçekliğinin anlaşılması, Kuranın anlattığı ahiret inancını da güçlendirmektedir.
O saatin yaklaşarak gelmekte olduğuna şüphe yoktur. Ve Allah mezarlardakileri diriltecektir.
22 Hac Suresi 7
Kuranın kıyametteki yokoluşta Güneşin ve Dünyanın sonundan bahsetmesi ve günümüzde de Güneşin ve Dünyanın bir gün yok olacağının anlaşılması, Kuranın mucizesini ortaya koyar. Kuranın indiği dönemdeki astronomi bilgisiyle bunların bilinmesine imkan yoktur.
Kuranın vahyedildiği dönemde yaşayan Müslümanlar tüm bu saydıklarımızın bilimsel olarak mümkün olduğunu anladıkları için değil, Evreni yaratan Allaha, tüm Evreni yok etmenin ne kadar kolay olduğunu kavradıkları için inanmaktadırlar. Günümüzdeyse Kuranın; yıldızların, Güneşin, Dünyanın sonunun geleceğini söyleyen açıklamaların doğruluğu anlaşılmış bulunuyor. Bir gün yok olacak Güneşe tapanlar artık yoklar, bakalım bir gün yok olacak maddeye tapanlar ne zaman yok olacaklar.
SULARIN KAYNADIĞI DEPREM
Yeryüzü sallanıp sarsıldığında
56 Vakıa Suresi 4
Kurandaki kıyamet sürecini başlatan saatin gelmesiyle ilgili tüm açıklamalar, bu süreçte yeryüzünde büyük bir deprem olacağını göstermektedir. Kuranda bu sallantının çok şiddetli olacağı açıkça söylenir. Dağları unufak edecek bu sallantının, insanlarda büyük bir paniğe yol açacağı Kuran ayetlerinde anlatılır. Ayrıca denizlerin durumu şöyle anlatılır:
Denizler kaynatıldığı zaman
81 Tekvir Suresi 6
Denizler fışkırtılıptaşırıldığı zaman
82 İnfitar Suresi 3
Gerçekten de dağları unufak edecek bir depremde, mağmadaki kızgın lavlar yeryüzünün birçok noktasından fışkıracaktır. Denizlerin olduğu yerlerden fışkıracak mağma, denizlerin suyunu kaynatır, fışkırtıp taşırır. Hayatında belki de hiç deprem görmemiş Hz. Muhammedin –deprem görse bile şiddetli bir depremde mağma tabakasının fışkırıp denizleri kaynatabileceğini bilmesine olanak yoktur. O dönemin insanlarından mağma tabakasındaki potansiyeli ve bu potansiyelin denizleri çok rahat bir şekilde kaynatabileceğine dair bilgileri bilmesini bekleyemeyiz.
Yabani hayvanlar bir araya toplandığı zaman
81 Tekvir Suresi 5
Kuran kıyametin büyük depreminde yabani hayvanların bir araya toplanmasına dikkat çekmiştir. Günümüzde de deprem öncesi ve deprem sonrası hayvanların hareketleri bilim adamlarının dikkatini çekmektedir. örneğin bir depremde Seattle Woodland Hayvanat Bahçesinde fillerin deprem öncesi garip hareketleri, gorillerin kafeslerinde kendilerini yerden yere attıkları tespit edilmiştir. Depremler ve hayvanların depremlere karşı garip reaksiyonları araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Kuranın bu konudaki ayetini okuduktan sonra, biz bu araştırmaların derinleştirilmesinin faydalı olacağını sanıyoruz.
3 Yer dümdüz edildiğinde
4 İçinde olanları dışa atıp boşaldığında
84 İnşikak Suresi 34
İnşikak suresinden alıntıladığımız ayetlerde de yeryüzünün iç kısmındakilerin dışarı çıkmasına işaret edilmektedir ki; bu da mağmanın kıyametin depreminde birçok yerden fışkıracağına dair açıklamamızı desteklemektedir.
Kuran, insanoğlunun zihnini yeryüzünün başına gelecek en ciddi olaya çevirmesini istemektedir. Bilimin ilerlemesi, Kuranın bahsettiği kıyametin kopacağını, Dünyanın ve Evrenin sonunun geleceğini ortaya koymaktadır. Artık hiç kimse yıldızlar sonsuza dek var olacak, Güneşin ışığı hep parlayacak, bu Evren, bu Dünya hiç yok olmayacak diyemez.
Hiçbir bilimsel bilginin olmadığı dönemde Kuran bunları söyledi ve yine haklı çıktı. Aynen Kuranın dediği gibi Evrende kıyametin kopacağının belirtileri zaten mevcuttur.
O saatin kendilerine ansızın gelmesini mi bekliyorlar? Onun belirtileri zaten gelmiştir. O onlara gelip çattıktan sonra ibret almaları neye yarar?
47 Muhammed Suresi 18