Kıvırcık ve Alman yapağı et merinosunun melezlenmesi sonucu elde edilen ve yüzde 90’ın üzerinde merinos genotipine sahip olan yerli Karacabey merinos koyunlarımız, dolgun ve derin butlarıyla ayırt ediliyor. Siz de türle ve diğer merinos koyunlarla ilgili detaylı bilgiye Tarfin Blog için hazırladığımız yazımızdan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Tarfin, tarım ve hayvancılık alanında yapacağınız girdi alışverişlerinde de avantaj sağlıyor. Örneğin, Tarfin tarafından hayata getirilen Tarfin Mobil uygulaması ile siz de girdi fiyatlarını hemen karşılaştırabilirsiniz. Üstelik, Tarfin’in Türkiye’nin dört bir yanında bini aşkın yetkili satış noktası bulunuyor. Bu adreslerden size en yakın olanı ziyaret ederek siparişinizi oluşturabilir, peşin veya hasat vadeli ödeme imkanlarından yararlanabilirsiniz. Siz de Tarfin ile girdi alışverişlerinizi ertelemeyin, Tarfin avantajlarından yararlanan on binlerce mutlu çiftçimiz arasında yerinizi alın!
Peki merinos koyunu nedir? Merinos koyununun tarihçesi günümüzden yıl öncesine dayanıyor. Frikya adı verilen Batı Anadolu bölgesine yerleşen koyunlar, kaliteli yünleriyle ile nam salıyor. Yünlü kumaşlarıyla meşhur olan şehirlerde yoğun rağbet gören merinos koyunları, Yunanistan’dan İtalya’ya, İspanya’ya kadar dünyanın birçok farklı ülkesine götürülüyor. Merinos ırkının ilk ithalatı ise yılını tarih göstererek kayıtlara geçiyor. Bursa Karacabey çiftliğinde yetiştirilmeye başlanan ve nüfusu hızla artan koyunlar, günümüzde hala varlığını sürdürüyor.
Ülkemizde merinos koyununun verimi için ıslah çalışmalarına Cumhuriyet döneminde başlanıyor. Islah edici koyun ırkı olarak Alman yapağı-et merinosu kullanılıyor. Melezleme sonucu seleksiyonla farklı merinos koyunu tipleri elde ediliyor. En yüksek genotipe sahip olan ise %90’dan fazla genotip taşıyan Karacabey merinosu oluyor. Ülkemizde merinos koyunu dendiğinde akla Karacabey merinosu geliyor. Sizlerle önce Karacabey Merinosu özelliklerini paylaşıyoruz, sonrasında diğer merinos koyunları hakkında bilgiyi yazımızda bulabilirsiniz.
Karacabey merinos koyunları, karakteristik fiziksel özellikleri ve yüksek verimleriyle diğer koyun türlerinden kolaylıkla ayırt ediliyor.
Merinos koyunlarının ırka özgü ayırıcı özellikleri de var. Bu nitelikleri inceleyerek merinos koyunlarını teşhis edebilirsiniz:
Karacabey merinoslarının canlı ağırlığı 60 ile 90 kilogram arasında değişiyor. Koyunlar bir batında kuzu veriyor. Ayrıca doğum ağırlığı - 5 kilogram arasında olan kuzular, hızla büyüyerek olgunlaşıyor.
Merinosların süt verimi de oldukça iyi. Laktasyon süt verimi 70 ile 80 litre arasında değişiyor. Laktasyon süresi ise günü gösteriyor.
Koyunların kirli yapağısı ile kilo arasında değişiyor. Temiz yapağı oranı ise %48 ile 54 arasında hesaplanıyor.
Ülkemizde varlık gösteren merinos koyunlarının başında; Karacabey Merinosu, Malya koyunu, Anadolu Merinosu ve Konya Merinosu geliyor. Yapağı verimi yüksek olan merinoslar, gerek nicelik gerekse nitelik bakımından diğer yerli koyunlardan üstün. Malya koyunu dışında diğer merinoslar ince ve uzun kuyruklu oluyor.
Yerli ırklardan daha hızlı gelişen merinosların canlı ağırlıkları da daha yüksek oluyor. Yine Malya koyunu dışında yağlı kuyruklu ırklar ile doğal olarak aşma yeteneğine sahip bulunmuyorlar. Ayrıca bu tiplerde, Orta Anadolu koşullarında uyum zorlukları meydana geliyor. Yüksek merinos genotipi bulunduran Karacabey merinosunun özelliklerinden daha önce bahsettik, şimdi diğer merinos koyunları hakkında detay paylaşabiliriz.
Siz de ülkemizdeki merinos koyunlarını inceleyerek verim beklentinize, yaşadığınız bölgeye uygun bir cins seçebilir ve koyun yetiştirmeye başlayabilirsiniz. Koyun yetiştiriciliği, türler, çiftçilik, tarımsal üretim gibi diğer konularda da Tarfin bilgilerini referans alabilirsiniz.
Teklif Verin veya Teklifler Alın!
Beğendiğiniz ilanlara uygun teklifler verebilir veya yayınladığınız ilanlar için onlarca teklif alabilirsiniz.
MESAJ ATTEKLİF VER
BU İLANIN SÜRESİ DOLMUŞTUR
İlan No:
İlan no: | |
İlan Tarihi: | 26 Temmuz |
Satış Tipi: | Toptan |
Lokasyon: | Zara - Sivas/Trkiye |
Fiyat(Adet Başına): | ,00 ₺ |
Kimden: | retici |
Yaş: | 3 Yaş |
Teslim Şekli: | Yerinde |
Satış Şekli: | Paralı Satışa Uygun Değil |
1 adet kangal koç, 2 adet merinos koç ve 7adet merinos anaç koyun ve 6 adet kuzu = toplamda 16 adet küçükbaş satılıktır
Bu işlemi gerçekleştirebilmek için üye iseniz giriş yapmanız, üye değilseniz kayıt olmanız gerekmektedir
Kullanıcı sizin tarafınızdan engellendiğinden veya kullanıcı tarafından engellendiğinizden dolayı bu işlemi gerçekleştiremezsiniz.
İlan oluşturabilmek için üye iseniz giriş yapmanız, üye değilseniz kayıt olmanız gerekmektedir
Mehmed Gökhan Polatoğlu
Anahtar Kelimeler: Türkiye, hayvancılık, merinos, sanayi, fabrika
GİRİŞ
Eski Türkçe’de uzun, ince ve dayanıklı[1] anlamına gelen merinosun yapağısı beyaz altın olarak adlandırılmaktaydı.[2] Frigler M.Ö. ’de Anadolu’da yapağısı iyi olan koyunlar yetiştirmişti. Bunların bir bölümü İtalya’ya ihraç edilirdi. Romalılar bu koyunları ıslah etti ve Yunanistan, Galya, Britanya’ya gönderdi.[3]
Ortaçağ’da Anadolu, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’dan İspanya’ya getirilen koyunlar burada “churros” ırkı koyun ile birleştirildi.[4] Escorial, Elektoral, İnfantado, Negretti, Guadluope, Paul cinsi merinoslar yetiştirildi.[5] Piére d’Aragon[6] döneminde parlayan merinos yetiştiriciliği İspanya’da üst tabakanın bir spor eğlencesiydi. Prenslerin bir kısmı iyi yapağı çıkarmak için yarışırlardı. İspanyollar ülkesinin refah kaynaklarından biri olarak gördükleri merinosun yurt dışına çıkarılmaması için direndi.[7] Merinos ilk olarak ’da İspanya prensleri tarafından Fransa’ya hediye olarak gönderildi.[8]
Fransa’da İmparatoriçe Joséphine[9] merinos ile ilgilendi ve Malmaison’da bir merinos yetiştirme tesisi kurdurdu. Almanlar XVIII. yüzyıl sonlarında sağ getirebildikleri birkaç koyun ve koç ile modern merinosçuluğun temelini attı. Bu yüzyılda denizaşırı ülkelerdeki rekabete çok gelir getiren yapağı da eklendi. Merinos yetiştiriciliği XIX. yüzyılın sonlarına doğru tüm Avrupa’da en parlak dönemini yaşadı. Macaristan, Rusya, İtalya ve Avusturya gibi birçok ülke merinos yetiştiriciliği için çalışmalarda bulundu. Özellikle Rusya’nın coğrafi koşulları koyunculuğa uygundu. Bundan dolayı merinos işi burada kısa bir sürede yayıldı. ’da Güney Rusya’daki Askanya-Nova çiftliğinde ana damızlık merinos bulunmaktaydı.[10]
Avrupa’da XIX. yüzyılda yünlü sanayide hammadde olarak özellikle merinos yapağısı tercih edilecekti. Buna bağlı olarak talep artışı olacak ve merinos koyunu yetiştiriciliğine önem verilecekti. Türkiye’de ise XIX. yüzyılda uygulamaya konulan merinos koyun yetiştiriciliği sonucu elde edilen yapağılar aynı dönemde endüstriyel dokumacılıkta kullanılmaya başladı.[11]
Sultan II. Mahmud Dönemi’nde () ordunun kıyafet ihtiyacını karşılamak üzere ’te Feshane fabrikası kuruldu.[12] Burada üretilen fesler çok kalındı ve kullanışlı değildi. Bunun üzerine Sultan Abdülmecid Dönemi’nde () Harir Nazırı Ömer Lütfi Efendi’nin kaliteli fes üretimi için İspanyol koyunu yapağısından faydalanılması gerektiği önerisi sonrası İspanya’dan Hayrabolu’ya ’de merinos koyunu[13] ve ’te Mihalıç çiftliği denilen Karacabey harasına merinos koçu getirildi.[14] Hükümet, merinos sayısını arttırmak için ’te Edirne, Selanik, Silistre, İstanköy, Vidin, Limni, Kıbrıs, Rodos, Midilli, Erdek ve Bozcaada bölgelerinden vergi almama kararı aldı.[15]
Sultan Abdülaziz Dönemi’nde () Edirne’deki Koruyu Hümayun ile Bursa’daki Karacabey Çiftliği Hümayuna merinos koç ve koyunu ithal edildi.[16] Sultan II. Abdülhamid Dönemi’nde () Uzunköprü Rauf Paşa Çiftliği için ’de Kafkasya’dan merinos koçu alındı.[17] ve [18] yıllarında Halkalı Ziraat Mektebi’ne[19] Fransa’dan “Rambouillet” [20] cinsi merinoslar getirildi.[21]
Tüm bu girişimler neticesinde merinos sürüsü seviyesine çıkarıldı. Bakım ve besleme imkânlarının yetersizliği ve çobanların bu işe olumlu yaklaşmamaları gibi nedenlerden dolayı sürü miktarı ’de ’e kadar düştü. II. Meşrutiyet Dönemi’nde () merinosculuk üzerine yapılan çalışmalar kapsamında ’de merinos koyunu ve 90 merinos koçu alındı. Ancak bunların Rumeli’deki kıvırcık koçları ile melezlenmesinden yeteri kadar verimli bir sonuç elde edilemedi.[22]
Cumhuriyet dönemi ile birlikte merinos yetiştiriciliği tekrar ele alındı. Tarım ve hayvancılık üzerine kalkınma amacı doğrultusunda ülkede yünlü dokuma sanayisini geliştirmek için bu atılması gereken bir adım olarak görüldü. Nitekim ’te İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi’nde ülkede her cins ehil hayvanın ıslahı ve çoğaltılması için çalışmalar yapılması gerektiği üzerine görüş beyan edilmişti.[23] Bu kapsamda merinos koyunu da ıslah ve çoğaltım kapsamına alındı. Bunda, Türkiye’deki koyun ırklarının yünlü dokuma sanayisine uygun nitelikte olmamasının etkisi büyüktü. Öyle ki ülkede yetiştirilen koyun cinslerinin yapağıları kalın ve az da olsa kaba idi. Bundan dolayı bu cins koyunların yünleri taranmış ince yün ipliklerin üretimi için elverişli değildi.[24] Bu yapağılar; halı, kilim, keçe ve kaba kumaş üretimine uygundu.[25] Bu nedenle ince ve sağlam kumaşlar üretmek için “kamgarn” adı verilen yüksek kalitede yün iplikler ithal edilmekteydi. Yünlü dokuma sanayisinin önemli bir bölümünü oluşturan bu ürünün yurt içinden elde edilmesi önemli bir husustu.[26]
Bu maksatla Macaristan’dan Karacabey harasına , ve yılında tarak yapağı[27] cinsi merinos koçu ve merinos koyunu getirildi.[28] Bu cins merinoslardan iyi yapağı elde edilmişti. Ancak et ve süt verimlerinin düşük olması, mıntıkadaki bakım ve yemleme koşullarına uyum sağlayamamaları, kış koşullarına karşı hassasiyetleri nedeniyle çoğunun telef olması, uyuz ve piroplazmoz hastalıklarına maruz kalmaları gibi nedenlerden dolayı tarak yapağı cinsi merinosların alınmasından vazgeçilmişti.[29]
Merinoslaştırma çalışmalarında Alman bilim adamlarından da yararlanıldı. Bunlar arasında Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü’nde ’te görev yapan Prof. Dr. W. Spöttel de yer almaktaydı. Kendisi, Alman yapağı et merinos koçları ile kıvırcık koyunlarını birleştirerek yeni melez bir ırk elde etmek üzere Karacabey harasında çalışmalarda bulunmuştu.[30] Prof. Dr. Spöttel’in kararı ile ’ten itibaren Alman yapağı-et merinosu ile kıvırcık koyununun melezlemesine başlandı. Bu maksatla Bursa, Balıkesir, Çanakkale mıntıkasına kıvırcık koyunu getirildi.[31]
Çifteler harasında numune ağılı kuruldu. Melezleme çalışmaları kapsamında haraya yılında karaman koyunu ve et merinos koçu alındı.[32] Buradan Karacabey harası ile Ankara, Bursa, İzmir, Eskişehir ve Malatya’daki devlet işletmeleri vasıtasıyla halka damızlık merinos dağıtıldı.[33] Aynı zamanda Hükümet’in merinosların dağıtımı konusunda 16 Haziran ’da çıkardığı Sayılı “Merinos Koyunlarının Tevzii Hakkında Kanun” ile İktisat Vekâleti tarafından alınan merinoslar, Vekâlet’in belirlediği bölgelerdeki yetiştiricilere bedelsiz verilebilecekti.[34]
Merinos yetiştiriciliği ve ıslahı üzerine incelemelerde bulunmak için Feshane Mensucat Türk Anonim Şirketi Müdürü Şükrü Bey, Almanya’ya ve Viyana’ya gönderildi.[35] Aynı zamanda koyunculuk üzerine eğitim vermek üzere Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü’nde yabancı bilim insanları da görev yaptı. Bunlar arasında; Ord. Prof. Dr. Richard Woltereck, Ord. Prof. Dr. Walter Gleisberg, Ord. Prof. Dr. Walter Spottel, Ord. Prof. Dr. Hans Richter, Ord. Prof. Dr. Rudolf W. Seuffert, Prof. Dr. Koegel, Prof. Dr. Beller, Prof. Dr. Gebhardt, Prof. Dr. Stetter, Prof. Dr. Sprehn, Prof. Dr. Lutz, Prof. Dr. Horn yer alacaktı.[36]
İktisat Vekili Şakir (Kesebir)[37] Bey ’da TBMM’deki görüşmelerde merinos yetiştiriciliği hakkında şunları söyledi:
“Efendim, tecrübeler henüz büyük bir fayda tespitine müsait olacak kadar ilerlememiştir. Yalnız birkaç seneden beridir ki memleketimizde merinos ırkı üzerinde çalışılmaktadır. Yarış ve Islah Encümeni’nin şayanı teşekkür yardımı ile memleketimizde iki bin beş yüze yakın merinos koç ve koyunu tedarik edilmiş, müesseselere ve koyun yetiştiricilere tevzi olunmuştur. Merinosların en büyük kıymeti yün mensucatı noktasındandır ve bilhassa yün sanayimiz için hariçten ithal etmeye mecbur olduğumuz ince yünü merinos koyunları temin etmektedir. Bunları dâhilde yetiştirmek için birkaç senelik tecrübe çok ümit veren neticeler vermiştir. Bu mesaide devam edilmek suretiyle on sene zarfında memleketimizin ince yüne olan ihtiyacını karşılayacağımızı tahmin ediyoruz. Şimdiye kadar alınmış olanlar bilhassa Bursa havalisinde teksif edilmiştir. Bursa, Balıkesir, kısmen İzmir mıntıkasındadır. Bunun haricinde olarak Ankara, Eskişehir civarında ve Sultan suyu harasında tecrübelere devam olunuyor.” [38]
Kars Mebusu Ahmet (Ağaoğlu) Bey’in merinosun doğu vilayetlerine gönderilip gönderilmeyeceği hakkındaki sorusuna İktisat Vekili Şakir (Kesebir) Bey: “… Şark havalisinde tecrübe yapılmış değildir ve çok yüksek bir iklimde bu tecrübeyi yapmayı da mütehassıslar başlangıçta tavsiye etmemektedirler…”[39] açıklamasında bulundu.
Bursa’da Koyunları Yetiştirme Cemiyeti tarafından ’de yapılan toplantıda merinos ve kıvırcık koyununun yetiştirilmesi konusunda bilgilendirilmelerde bulunuldu.[40] 5 Temmuz ’te çıkarılan Sayılı “Merinos Koyunları Yetiştirilmesi ve Islah Edilmiş Pamuk Tohumu Üretilmesi Hakkında Kanun” ile merinos koyununun ıslah ve yetiştirilmesi ile pamuk ıslahı ve tohum üretimi için bütçesinden itibaren yedi yıl boyunca Ziraat Vekâleti bütçesine lira tahsis edilecekti. Bununla merinos yetiştirme çiftlikleri kurulacaktı. Çiftliklerde yetiştirilen damızlık merinoslar, Maliye ve Ziraat Vekâleti’nin belirleyeceği bir bedelle yetiştiricilere verilecekti.[41]
Merinos yetiştiriciliği konusunda ’ten itibaren yeni bir safhaya geçildi. Böylece ithal edilecek merinos ırkının ve merinos yetiştirme bölgesinin belirlenmesi ile merinos yetiştirme teşkilâtının kurulması için çalışmalara başlandı. ’de Macaristan’dan getirilen merinosların yapağılarının verimi az ve kalitesi düşüktü. Bu nedenle uzman heyetler ülkenin ekonomik şartlarına en uygun merinos cinsi üzerine ’ten itibaren araştırmalarda bulundu. Alman merinosunun özellikleri bakımından en uygun cins olduğu sonucuna ulaşıldı.[42] Buradan “Prekos” [43] cinsi merinos getirilmesi uygungörüldü.[44]
Merinos yetiştiriciliği için Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’nin iklimi üzerine incelemeler yapıldı. Ortalama sıcaklığın °C ve en sıcak, en soğuk ay arasındaki farkın °C olduğu sonucuna ulaşıldı. Sıcaklığın sıfırın altına düştüğü gün yalnızca 67 idi. Yağmur miktarı Bursa ve Çanakkale’de mm, Balıkesir’de mm idi. Tüm bu koşullar merinos yetiştiriciliği için uygun bir ortam sağlamaktaydı. Bunun üzerine Bursa’nın Gemlik, İnegöl, İznik, Karacabey, Mudanya Mustafa Kemalpaşa, Orhaneli, Orhangazi, Yenişehir; Balıkesir’in Balya, Bandırma, Dursunbey, Erdek, Gönen, Sındırgı, Susurluk, Manyas; Çanakkale’nin Biga, Bozcaada, Eceabad, Ezine, Gelibolu, İmroz, Lapseki, Ayvacık, Yenice, Bayramiç mevkii merinos mıntıkası olarak belirlendi.[45]
Almanya’dan Türkiye’ye ’te koç ve koyun getirtildi. Alman Koyun Yetiştirme Cemiyeti’nin yardımlarıyla Karacabey harasında ana koyunluk bir “elit sürü” oluşturuldu. Harada ’ten itibaren merinosun çoğaltılması için çalışmalar yapıldı. Aynı zamanda da Bursa ve Balıkesir’deki koyun sürülerinin merinoslaştırılmasına başlandı. Merinos yetiştirme faaliyetlerinin etkili bir biçimde gerçekleştirilmesi için ’te merkezi Bursa’da olmak üzere “Merinos Yetiştirme Müfettişliği” kuruldu.[46] Bunun dışında merinos hakkında teknik eğitim almak için Bursa Karacabey Merinos Yetiştirme Çiftliği Asistanı Veteriner Hekim Cemal ile Bursa Merinos Yetiştirme Çiftliği Asistanı Hadi Bey’in Ziraat Vekâleti tarafından Almanya’ya gönderilmesine karar verildi.[47] Aynı zamanda Almanya’dan altı ve Avusturya’dan üç mütehassısın getirilmesi İcra Vekilleri Heyeti’nce ’de kabul edildi.[48]
Halkı, merinos konusunda bilinçlendirmek için ’den itibaren Beyşehir, Karacabey, Mustafa Kemalpaşa, Bandırma ve Balıkesir’de talî bölgeler oluşturuldu.[49] Bursa, Yenişehir, Mustafa Kemalpaşa ve Karacabey’deki köyde koyuna suni tohumlama yapıldı.[50] Bir kıvırcık koyunundan kg yün alınırken, bir merinos koyunu kg yün vermekteydi. Kıvırcık yapağısının kilosu kuruş iken yarım kan merinosun yapağısı kuruş ve safkan merinosun yapağısı kuruş idi.[51] Merinosun et verimi kuzularda %%62 idi. Aynı zamanda günde ortalama litre süt alınmaktaydı. [52]
Türkiye’de itibariyle koyun vardı. Bunlardan genellikle et ve süt için yararlanılmaktaydı.[53] döneminde elde edilen yapağı miktarı ortalama ton idi.[54] Yerli koyun[55] yünlerinin elyafı kısa olduğu için dokuma fabrikaları 14 numaraya kadar iplik üretebilmekteydi. Yerli ipliklerden yapılan örgüler ise kabaydı. Bu nedenle fabrikalar dışarıdan yün ipliği almaktaydı. Avrupa’da yün sanayisinin kurulu olduğu ülkeler yün ihtiyacını İspanya ve Avusturalya’dan temin etmekteydi. Türkiye’deki dokuma fabrikaları ise İspanya’dan yün getirtmekteydi.[56] Türkiye, yün ipliği için döneminde ortalama lira döviz ödedi.[57]
Merinos işi bir ana program dâhilinde yıla bölündü. Buna göre programın ilk üç yılında her türlü altyapı hazırlıklarının tamamlanması, hastalıklarla mücadele ve eleman yetiştirme çalışmaları yer almaktaydı. Uygulama aşamasında merkez Karacabey Harası ve Bursa Ziraat Mektebi olacaktı. Bilgi ve teknik işler, Yüksek Ziraat Enstitüsü tarafından gerçekleştirilecekti.[58]
Merinos sayısını kısa sürede artırmak için ilk dönemlerde suni tohumlama yapıldı.[59] Ülkedeki teknik şartların ve diğer koşulların buna uygun olmaması nedeniyle bu yöntem döneminde uygulanmaya başlayacaktı. ’den itibaren halka merinos koçu verilmeye başladı.[60] Tarım Bakanlığı, merinos ihtiyacının yalnızca ülkenin batısında ve kıvırcık koyunu ile karşılanamayacağı sonucuna ulaştı.[61] Melezleme çalışmaları ’den itibaren Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde de yapılmaya başladı. Bu maksatla merinos koçları ile akkaraman koyunları üzerine melezleme yapıldı.[62] Doğu Anadolu Bölgesi’nde koyunculuk ıslahı kapsamında ilk olarak ’de Karacabey harasından Erzurum Tohum Islah İstasyonu’na 50 Alman merinos koyunu ve 3 merinos koçu getirildi.[63]
Ülkedeki merinos yapağılarının yurt dışındakilerden farkını üreticilere ve üreticilerin elde ettikleri yapağılardan elde edilen ürünleri ilgililere tanıtmak için Türkiye’de ilk kez Bursa Merinos Fabrikası’nda 26 Haziran ’de bir “Merinos Yapağı Sergisi” açıldı.[64] Suni tohumlama işlemlerine ’da yeniden başlandı. Türkiye’deki melezlenmiş merinos sayısı ’de ’a ulaştı.[65]
I- Merinos Yetiştiriciliği ve Kurulan Çiftlikler
Cumhuriyet dönemi ile birlikte hayvancılığı geliştirmek için ıslah çalışmaları ayrı bir yöntem olarak kullanılacaktı. Bu maksatla sığır, koyun, tiftik keçisi ve at üzerine ıslah faaliyetleri gerçekleştirilecekti. [66] Koyun ıslahında özellikle merinos ırkı ön plana çıkacaktı. Burada amaç Alman yapağı-et merinosu yetiştirmekten ziyade yapağı kalitesi merinos gibi veya yakın, vücut yapısı yerli koyun cinslerinden büyük ancak merinostan biraz küçük kıvırcık cinsi kadar süt veren, ülkenin mera ve iklim şartlarına uygun bir “Türk tipi merinos” ırkı oluşturmaktı.[67] Islah çalışmalarında merinos yetiştirme çiftlikleri başat faktör olacaktı.
Merinos yetiştiriciliği için kurulan devlet çiftliklerine başlangıçta hayvancılıkla uğraşan bir kısım çiftçinin karşı çıktığı görüldü. Buna karşı uzmanlar; merinos yetiştiriciliğinin teknik bir iş olduğunu, bunun işsiz köylüye yeni bir iş sahası açacağını, yeni bir yöntem olan merinos yetiştiriciliğinin bu çiftliklerde öğretilerek zamanla birçok yerde Türk çiftçisi tarafından modern koşullarda uygulanacağını, bunun ise zamanla önemli bir gelir kaynağı oluşturacağını[68] ve bu nedenle ilk dönemlerde devlet çiftliklerinin gerekli olduğunu belirttiler.[69]
Hükümet tarafından ’te merinos yetiştiriciliğinin gerçekleştirilmesi ve yünlü dokuma sanayisinin kurulması için liralık bir bütçe tahsis edildi.[70] Merinos yetiştirme ve üretim işleri için 80 merinos koçunun pazarlıkla satın alınması 20 Nisan ’da İcra Vekilleri Heyeti tarafından onaylandı.[71] Almanya’dan ve Macaristan’dan damızlık merinos koçu satın almak için Zootekni Enstitüsü Doçenti Kadri, Karacabey Harası Müdür Yardımcısı Celal ve Pendik Bakteriyoloji Enstitüsü Müdürü Şefik Bey’den oluşan bir heyetin teşkili ve bu şahısların her birine lira döviz ödenmesine ’da karar verildi.[72] Macaristan’dan ’de damızlık merinos koyunu getirildi.[73]
Merinos koyunu çoğunlukla Çanakkale, Balıkesir ve Bursa’da yetiştirilmekteydi. Bunların yapağılarını ıslah için Ziraat Vekâleti tarafından ’te dokuz kişilik bir heyet görevlendirildi. Heyet Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’de yirmi gün araştırma yapacak ve çalışmalarını bir rapor haline getirecekti.[74] Merinos koyununun otu için Yüksek Ziraat Enstitüsü Bitki Profesörü Kravze ve yardımcısı Rauf Bey, Uludağ ve Karacabey’de çayır bitkisi üzerine incelemelerde bulunacaktı.[75]
Merinos mıntıkası olarak kabul edilen Bursa, Balıkesir ve Çanakkale’deki suni tohumlama çalışmalarını Mütehassıs Fahri Aras başkanlığındaki on beş kişilik veteriner ekibi gerçekleştirecekti.[76] Merinos yetiştirme çalışmalarının başladığı ’te yerli kıvırcık koyunu[77], merinos koçu ile aşılandı. Bu sayı ’da ’e, ’de ’e yükseldi. ’de ise koyunun aşılanması planlandı.[78]
Merinoslaştırma işinin yılda % oranında olması amaçlandı. Devlet tarafından merinos yetiştiriciliğini teşvik etmek için çiftçiye yapağının kilo fiyatına ek olarak prim ödenecek, modern ağıllar kuranlara ödül verilecek, merinos sürü sahiplerine nakdi destek sağlanacak, sergiler düzenlenecek, merinos yetiştirme bölgelerinde yonca miktarını arttırmak için yonca tohumu bedelsiz olarak dağıtılacaktı. Bu doğrultuda ’e kadar kg tohum dağıtıldı ve dekar yoncalık alan oluşturuldu.[79] Modern ağıl kuranlara , gıda teminine , sürü bakımına , kesim işlerine lira devlet desteği verildi.[80]
Köylünün elinde ’de dişi ve erkek yarım kan merinos vardı. Merinos bölgesindeki diğer merinoslar ile bu sayı dişi ve erkek olmak üzere ’e ulaşmaktaydı.[81] Aynı yıl Türkiye’deki toplam merinos koyun ve kuzu sayısı yaklaşık idi.[82]
Ziraat Vekâleti ’da kırk beş yerde suni tohumlama istasyonu açtı. Bunların on dokuzu Bursa’da, diğerleri ise Bandırma ve Balıkesir’de yer almaktaydı. İstasyonlar, üreticinin faydalanması için 3 km mesafede kuruldu.[83] İstasyonlara bir mütehassıs veteriner ve bir hayvan sağlık memuru atandı.[84] Köylüler kurulan merinos yetiştirme çiftliklerinden alınan sonuçlardan oldukça memnun kaldı ve veterinerlere başvurarak: “Aman! Koyunu aşılayın” demeye başladı.[85]
Bursa Valisi Refik Koraltan[86] Bey köylünün merinosa olan alakası hakkında şu açıklamada bulundu:
“Köylü kâfi derecede vaziyeti anlamış ve bu işe sarılmıştır. Fakat birkaç kişi için dava aksayacak değil bilâkis daha büyük bir hızla daha kuvvetli bir hamle ile yürüyecektir. Bu işte çok kazanç olduğu anlaşıldıktan ve anlatıldıktan sonra kendiliğinden herkes buna koşacaktır. Devlet, bu işi bir süs olsun diye değil köylünün çok kazanmasını temin için yapıyor. Suni tohumlama yapılırken köylü ve halkın menfaati gözetilmektedir. Artık o da bunu tamamen müdriktir. Yerli cins koyun azamî 40 kilo et verirken bunun yanı başında merinosun kilo verdiğini gören koyuncu elbette bunu tercih edecektir. Hastalığın sebebi teşrih edilmiştir. Bu gibileri merinosun faydasını bilmiyorlar. Öğretmek lâzım.”[87]
Merinos sayısını arttırmak için çeşitli yöntemler uygulandı. Bunlar arasında; yününü fabrikaya getirenlere kilo başına kuruş prim verilecekti. Kesimlik koyun ve en iyi ağıl yarışmaları düzenlenecekti. Ağıl yarışmasında birinci olanlardan Yenişehir’in Çardak köyünden İbrahim Süzen, Akçalar köyünden Mehmed Sarı ve Ayazma çiftliğinden Cemal Gökbayrak’a lira ödül verildi. Sürü yarışmasında derece alanlardan üç kişiye , üç kişiye ve üç kişiye 75 lira teşvik ödülü dağıtıldı.[88]
Tüm teşvik ve ödüllere karşın ’ten ’ye kadar geçen on sekiz yıl içinde merinos yetiştirme bölgesinde ve Türkiye genelinde merinos melezi seviyesine ulaşıldı. Bu miktar ülkenin yapağı ihtiyacını karşılayacak seviyede olmadığından dolayı merinos fabrikası için özellikle yılları arasında yapağı ithali gerçekleştirildi.[89]
I Karacabey Merinos Yetiştirme Çiftliği
Hereke ve yün-iş gibi dokuma fabrikaları yün ipliğini kendileri imal ederken diğer birçok dokuma fabrikası için gerekli olan yün ipliği yurt dışından alınmaktaydı. Bu ihtiyacı karşılamak için devlet tarafından Bursa’da ’de lira değerinde bir merinos fabrikası inşa edildi. Merinos ile uzun elyaflı pamuk üretmek için lira değerinde bir tahsisat yapıldı. Hazırlanan programla başlangıçta en kaliteli ve en ince[90] yapağıya sahip yerli koyunlar ile yurt dışından getirilen merinos yapağısı kullanılarak %30 tiftik ve kısmen saf merinos işlenecekti. Ülkede merinos türü ve yünü yeterli bir seviyeye ulaştığı zaman ithalat durdurulacaktı. Bunun için yedi yıl içerisinde fabrikanın yün ihtiyacını tamamen yurt içinden karşılanması planlandı. Bu maksatla Bursa’daki merinos yetiştirme müfettişliği ile Karacabey’deki merinos yetiştirme çiftliğinde çalışmalar yapıldı.[91]
Karacabey Merinos Yetiştirme Çiftliği ’te faaliyete geçti.[92] Çiftlik Müdürü Ekrem Bey idi.[93] Burada Almanya’dan gelen Merinos Uzmanı Baron Von Cepte[94] ile Macaristan’dan gelen Mera Uzmanı Prof. Kolbay Karoly ve yardımcısı Dory Losos görevde bulundu.[95] Çiftlikte her yıl 15 Mayıs Haziran tarihleri arasında açılacak suni tohumlama kursları vasıtasıyla otuz veteriner ve otuz sağlık memuru yetiştirilecekti. Bu kişiler faaliyete geçecek otuz istasyonda suni tohumlama üzerine çalışmalar gerçekleştirecekti.[96]
İstasyonda Almanya’dan her biri liraya getirilen[97] damızlık merinos koçu ile yerli koyunlar suni yöntemle aşılanarak yerli merinos ırkı[98] elde edildi. Bu yöntemle Almanya’dan alınan yetmiş koç, ’da on bölgedeki suni tohumlama istasyonlarında yaklaşık on bin yerli koyun ile aşılandı. Doğal yöntemde bir koç, yirmi beş koyun ile suni yolla bir koç, bin koyun ile eşleştirilmekteydi. Böylece daha az masraf ve işçilik ile daha fazla verim alınmaktaydı. Bu yöntem o dönem için dünyada yalnızca Sovyet Rusya’da ve bunun üzerine eğitim alan Türk veterinerler tarafından Türkiye’de uygulanmaktaydı.[99] Türkiye’nin her yerinden gelen veterinerler Karacabey’deki merinos kursunda eğitim almaktaydı.[] Karacabey Merinos Yetiştirme Çiftliği’nde 2 Şubat tarihi itibariyle dişi yarım kan merinos bulunmaktaydı. []
Araştırmacı-Yazar Hayrettin Ziya Taluy Bey yılında ziyaret ettiği Karacabey harasında merinoslar hakkındaki izlenimlerini şu cümlelerle aktarmaktaydı:
“… Bir uçtan öbür uca enine 18, boyuna 24 kilometre uzunluğunda ve dönüm yüz ölçümündeki harada merinoslar kırpılıyor. Elektrikle çalışan sıra sıra tıraş makineleri altına çekmişler. Bu, görülecek bir sahnedir. Yüzlerce anne içeride bağrışıyor. Yüzlerce kuzu dışarıda meleşiyor. Kırkılma bitti. Kapılar açıldı. Kalın yünlü sırtlarıyla giren analar, kılsız çıktılar… Merinos koçlarının hususiyetine şaşkınlıkla bakıyoruz. Kıvır kıvır yünleri, çiğ renkli ve kanlı gözleri, iri başlarına rağmen ince ve uzun yüzleri, hele kat kat yağlı ve katları arasındaki kılları dökülmüş enseleri, bakışları çekiyor. Ne de büyük koçlar. İçlerinden birinin kilo sıkletinde olduğunu duyunca hayretimiz büsbütün artıyor…”[]
I Bandırma Merinos Yetiştirme Çiftliği
Bandırma Merinos Yetiştirme Çiftliği ’te kuruldu.[] Bandırma’nın Edincik bölgesinde yer alan çiftlik dekarlık bir arazide faaliyetlerini sürdürdü. Çiftlikte; 41 koç, koyun, 14 erkek toklu, dişi toklu, erkek kuzu, dişi kuzu, 1 boğa, 10 inek, 8 dana, 8 buzağı, kümes hayvanı, hizmet hayvanı olarak 25 at ve 8 katır bulunmaktaydı. [] Bandırma Merinos Şefliği müdürlüğünde Fahri Savruna Bey görev yapmaktaydı.[]
Çiftlik; asgari on beş bin koyunun koç ihtiyacını karşılamak, üç yılda kırk bin koyunu aşılamak, damızlıkların verim ve kalitesini yükseltmek, her yıl yaklaşık iki yüz köylüye tane ve kaba yem desteği sağlamak, hayvan bakım, sağım, kırkım gibi bilgileri öğretmek, çayır ve meraları verimli bir hale getirmek gibi faaliyetlerde bulunulacaktı. Yetiştiricilere yılda ortalama beş yüz merinos koçunu ve iki yüz merinos koyununu 25 lira bedelle verecekti.[] Çiftlikteki damızlık koyun sayısı olup suni yöntemle gerçekleştirilen aşılama sonucu % oranında bir gebelik seviyesine ulaşılmıştı.[] Çiftlikte yılı itibarıyla elit ve muhtelif kan dereceli olmak üzere toplam merinos bulunmaktaydı.[]
I Bursa Merinos Yetiştirme Çiftliği
Bursa mıntıkasındaki kıvırcık koyunlara 1 Haziran ’dan itibaren Almanya’dan getirilen merinos koçları ile suni tohumlama yapılmaya başlanacaktı.[] Bursa’daki suni tohumlama işlerinin denetiminde Ziraat Vekâleti şube müdürlerinden Fahri Aras ve Fahri Savron beyler görev yapacaktı.[] Merinos yetiştiriciliği için ’de Bursa’da Merinos Suni Tohumlama Laboratuvarı açıldı. Burası dönemi itibarıyla Sovyet Rusya’nın ardından dünyadaki en modern laboratuvar idi.[]
Bursa Merinos Yetiştirme Çiftliği’nde 2 Şubat itibarıyla dişi, erkek safkan merinos ile dişi ve erkek yarım kan merinos bulunmaktaydı.[]
Alman Koyunculuk Cemiyeti Birliği direktörlerinden Mütehassıs Lilyantal Harada, Bursa’daki incelemelerinin ardından merinos yetiştiriciliğinin geldiği noktayı şu ifadelerle açıkladı:
“Cumhuriyet hükümetinin merinos işine verdiği ehemmiyetin burada büyük kıymetini gördüm. Kuvvetle ümit ederim ki, çok yakın bir zamanda bu metodik merinos siyasetiniz emniyetle başarılmış olacaktır. Yenişehir mıntıkasında gördüğüm ilk merinos kuzuları bana bu iş hakkında çok büyük bir itimat ve kuvvet verdi. Bu münasebetle bu işte çalışan baytar ve ziraatçı arkadaşlarımı takdir ve tebrik ederim.”[]
II. Bursa Merinos Fabrikası
Türkiye’deki koyunların yapağıları genel olarak kalın ve kaba idi. Bunlar; keçe, kaba kumaş, halı ve kilim gibi ürünlerin imalinde tercih edilmekteydi.[] Bu nedenle taranmış ince yün ipliği üretimi için uygun değildi. Bir yapağıda aranılan özellikler arasında; incelik, sağlamlık, esneklik, yumuşaklık, parlaklık, şeklini bozmaması dokuma açısından oldukça önemliydi. Merinos yapağısı bu özelliklerin tümünü taşımaktaydı.[]
Yüksek kaliteli yün ipliği olarak adlandırılan “kamgarn” ise yalnızca merinos cinsi koyundan elde edilebilmekteydi. Ülkedeki yünlü dokuma sanayisinde kullanılan kamgarn iplikler Avrupa’dan getirilmekteydi.[] Yapılan planlama ile Avusturalya’dan merinos yapağısı alınacak ve ilk olarak iplik, daha sonra yünlü kumaş imal edilecekti. İlerleyen dönemde ise merinos koyunu Bursa ve çevresinde yetiştirilecekti. Kurulacak bir kamgarn fabrikası ile ithalatın %’ini oluşturan kamgarn ipliğini yurt içinde üretmek için merinosun yetiştirilmesi ve ihtiyaç duyulan ince yün dokumaların üretilmesi planlandı.[]
Fabrika için en aşağı bir buçuk milyon merinos koyununa ihtiyaç vardı. Merinos sahası olarak kabul edilen yerler Bursa, Balıkesir ve Manisa idi. Mıntıkada merinosçuluk ’da başladı. ’dan ’e kadar yetiştiricilere ücretsiz olarak safkan koç ve dişi koyun dağıtıldı. Bunlarla şimdiye kadar yaklaşık yarım kan merinos elde edildi. Yetiştiricilere merinos koyunu dağıtılmak üzere hazırlandı.[] Türkiye’de ’de suni yolla merinos koyunu elde edildi. Böylece koyun merinosa dönüştürüldü.[]
Fabrika inşa edilmeden önce Bursa’nın merinos koyunu için uygun şartlara sahip olup olmadığı üzerine çalışmalarda bulunuldu. Bu doğrultuda öncelikle Karacabey’de tecrübeler yapıldı. ’te Bursa’ya gelen Ziraat Vekili Muhlis (Erkmen) Bey’in[] başkanlığında; merinos koyunları üzerine Ziraat Vekili eski müsteşarı Yüksek Baytar Mektebi Zootekni Muallimi İhsan Abidin, Ziraat Vekâleti Zootekni Mütehassısı Nurettin, Yüksek Ziraat Enstitüsü Zootekni Profesörü Spotel, Hıfzıssıhha Enstitüsü Profesörü Beller, Bakteriyolog Süreyya, Tahsin, Kadri, Selahattin, Paraizitoglo, Nevzat ve Necati, Karacabey Harası Müdürü Şefik beylerden oluşan bir heyet Bursa, Balıkesir mıntıkasında incelemelerde bulundu.[] Son tetkikatı İktisat Vekili Celâl Bayar[], Sümerbank Genel Müdürü Nurullah Esat ve Hereke Fabrikası Müdürü Reşat beyler yaptı.[] Şehrin, otlağı bol geniş ovalara sahip ve elverişli havası ile merinos için en uygun yer olduğu sonucuna ulaşıldı.[]
Bursa’da Başvekil İsmet İnönü tarafından 28 Kasım ’te temeli atılan[] Balkanların ve Orta Doğu’nun en büyük taranmış kamgarn iplik ve dokuma fabrikası[] 2 Şubat ’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından saat ’te açıldı. Kendisini, Fabrika Müdürü Ömer Lütfi Sugan[] karşıladı. ’a kadar fabrika içinde incelemelerde bulunan Atatürk’e bu süre zarfında fabrikadaki üretim hakkında bilgiler verildi.[] Mustafa Kemal Atatürk, incelemelerinin ardından fabrikanın hatıra defterine şunlarıyazdı:
“Sümer Bank Merinos Fabrikası, çok kıymetli bir eser olarak milli sevinci arttıracaktır. Bu eser, yurdun, hususiyle Bursa bölgesinin endüstri inkişafına ve büyük milli ihtiyacın giderilmesine yardım edecektir. Eserin başarılmasında Ekonomi Bakanlığı’nı tebrik ederim. SümerBank direktörlüğüne teşekkür ve fabrikayı gördüğüm gibi yüksek bilgi, tam düzenli idarede, direktörüne başarı te-menni ederim.” []
Başvekil Celâl Bayar 2 Şubat ’de Bursa Merinos Fabrikası’nın açılışı münasebetiyle yaptığı konuşmasında şu bilgileri paylaştı:
“… Merinos fabrikası, Hükümet’e liraya mal olmuştur. Hammadde olarak kullanacağımız eşya ve maddenin toplamı kilodur. Bu hammadde içinde henüz hiç kullanılmayan kilo tiftik de yer almış bulunmaktadır. Fabrikanın başlıca tüketim maddesi merinos yünüdür. Merinos yünü de kilodur. Fabrika üç ekiple çalışmak kudretine sahiptir. Bir ekiple beş yüz elli işçi çalışacaktır. Üç ekibe çıkınca bin altı yüz elli vatandaşa ekmek verecektir… Fabrikayı kurmak için planları üzerinde çalıştığımız zaman yarı mamul olarak hammaddesinin dışarıdan gelmesini düşünmüştük. Çünkü merinos memlekette yeterli derecede yetişmiyordu… Fakat üretici bundan zarar edecekti. Merinos bugün, memleketimizde dikkat çekici bir derecede az yetişmektedir. Fakat yılmadık, endişe etmedik fabrikayı burada kurduk. Çünkü bu muhiti Bursa’dan Çanakkale’ye uzatarak merinos mıntıkası yaptık… Merinos ikliminde Türk merinosu yetiştirdiğimiz zaman servet bu memlekette kalmış olacaktır…”[]
Bursa Merinos Fabrikası’nın makineleri Almanya’nın Deutsche Spinnereimaschinenbau A. G. İngolstadt/Oberbayern[], Siemens, Schulze, AEG ve Benhard firmalarından alındı.[] Fabrika m2 ’lik bir arazi üzerine kuruldu. eğirme ve çift büküm iğine sahipti. Bin iki yüz işçinin çalışacağı fabrikada iki ekip ile günde kg iplik imal edilecekti.[] Fabrika ülkenin yün iplik ihtiyacının yaklaşık %85’ini karşılayabilecek kapasitedeydi.[]
Fabrika, iplik ve kumaş üretiminin yanı sıra bulunduğu çevreye çeşitli sosyal imkânlar sunmaktaydı. Bu bakımdan işletme bünyesinde dokuz kişilik bir sağlık ekibi vardı. Tedaviler; röntgen, elektrokardiyografi ve diş ünitesi olduğu beş yataklı bir revir ile ultraterm, diyaterm, sonostat, enfraruj ve ultraviyole cihazının bulunduğu bir fizik tedavi bölümünde yapılmaktaydı. Bunun dışında; kreş, sinema ve sosyal tesisler yer almaktaydı.[]
Bursa’ya Mayıs ’de gelen Almanya Ziraat Vekâleti Koyunculuk Müşaviri ve Almanya Koyunculuk Birliği Başmüdürü Gumppemberg ile Almanya Ziraat Vekâleti Zootekni Şefi ve Almanya Yapağıcılık Mütehassısı, Karacabey’deki elli merinos sürüsü üzerinde incelemelerde bulundular. Daha sonra merinos fabrikasını gezdiler. Koyunculuk Mütehassısı Gumppemberg fabrika hakkındaki izlenimlerinin şu cümlelerle ifade etti: “Dünyada birçok dokuma fabrikaları gezdim. Fakat Bursa’daki kadar teknik çalışan modern ve güzel bir müesseseye ilk defa rastladım. Bu işin Türkiye’deki istikbaline büyük bir emniyet getirdim.”[]
Fabrika aynı zamanda ülke ekonomisine önemli katkılarda bulundu. Böylece yurt dışına çıkan yaklaşık liralık döviz yurt içinde kaldı. Bursa defterdarlığına yılda lira ve Bursa pazarına lira tahsis edildi. İşletmede işçiye istihdam sağlandı.[] Fabrika tarafından yılları arasında işçi ve memura lira maaş, devlete yaklaşık lira vergi ödendi. Yine aynı dönemde lira değerinde merinos yapağısı, lira değerinde yerli yapağı kullanıldı. Bu hammaddeler ile liralık kg yün ipliği büküldü, lira değerinde m. merinos kumaşı dokundu.[] Fabrikada imal edilen kumaşlar ABD ve Avrupa, iplikler ise İran tarafından tercih edilmekteydi.[] Bursa’nın dış ticaret faaliyetlerinin artması sonucu ’da lira olan ithalat miktarı ’de liraya yükseldi.[]
SONUÇ
Merinosun ıslahı ve çoğaltımı işi üzerine ilk çalışmalar XVII. yüzyılda Fransa’da kurulan merinos yetiştirme tesislerinde başlandı. Almanya’da XVIII. yüzyılda modern merinos yetiştiriciliği uygulamasının temeli atıldı. XIX. yüzyılda ise Avrupa’da yaygın bir duruma gelecekti. Bu süreçte Osmanlı Devleti idarecileri, dokumada özellikle fes yapımında merinos yapağısı kullanma gereği duydu. ’de İspanya’dan, ’te ve ’da Fransa’dan merinos koyunu getirildi. Ancak teknik personel ve bilgi eksikliği nedeniyle merinos yetiştiriciliğinden etkin bir sonuç elde edilemedi.
Yapağı özellikleri bakımından koyun cinsleri arasında ince kumaş dokumacılığına en uygun tür merinos idi. Türkiye’nin yünlü dokuma alanında ilerlemesi ve zamanla kendi kendine yeterli bir duruma gelebilmesi için yeterli sayıda merinosa sahip olması gerekiyordu. Bu nedenle merinos yetiştiriciliği çalışmaları Cumhuriyet döneminde yeniden ele alındı. Macaristan’dan , ve yıllarında ve Almanya’dan ’te çok sayıdan merinos koyun ve koçu getirildi. Yapılan bilimsel araştırmalar sonucu Alman ve Macar cinsi merinosların yerli koyunlarla melezlenmesiyle “Türk tipi merinos” koyunu elde edildi. Böylece yünlü dokuma sanayisinin ihtiyaç duyduğu hammaddenin önemli bir kısmı üretilmeye başlandı.
Kontrollü ve modern yöntemler ile üretim yapmak, yetiştiricilere eğitim vermek, maddi ve teknik destekte bulunmak için ’te merkezi Bursa olmak üzere bir “Merinos Yetiştirme Müfettişliği” kuruldu. Bursa, Karacabey ve Bandırma’da merinos yetiştirme çiftlikleri açıldı. Merinos yetiştiriciliği, yün ve ipliği dışında ülke halkı ve ekonomisi için birçok faydalar sağladı. Yün, et, süt ve yavru bakımından diğer birçok koyun cinsine göre daha verimli olan merinos ırkı, kısa bir sürede ülkenin birçok yerinde rağbet görmeye başladı. Devlet üretme çiftliklerinden elde edilen merinoslar, Türkiye’nin birçok yerine dağıtıldı. Çiftliklerde verilen kurslar ile bunların yetiştirilmesi ve bakımı öğretilerek, modern hayvancılığın tanıtılması ve tatbiki sağlandı. Ülkenin boş otlakları değerlendirildi. Çayır, mera ve kaba yem yetiştiriciliğinde önemli bir aşama kaydedildi. Merinos sayısının artmasına bağlı olarak, bu alanında veteriner hekimlere ihtiyaç duyuldu ve çok sayıda veteriner hekim yetiştirildi. Et, süt ve yün koyunculuğu gibi alanlarda sektörel üretimin artmasına bağlı olarak ülke ekonomisine de katkıda bulunuldu.
Merinos yapağısını işleyerek mamul bir madde haline getirmek için Bursa’da yılında bir merinos fabrikası faaliyete geçti. Böylece yurt içinde yüksek kaliteli yün ipliği olarak adlandırılan “kamgarn” ipliği imal edilmeye başlandı. Aynı zamanda fabrikada yılları arasında ortalama m. kumaş üretildi. Böylece yün ithali için her yıl bütçeden ayrılan yaklaşık lira yurt içinde kaldı. İki bin kişinin üzerinde işçinin istihdam edildiği fabrikanın kurulması ile şehirde ve çevre bölgelerde ticari bir hareketlilik meydana geldi. Buna bağlı olarak devlet bütçesine döneminde ortalama iki buçuk milyon lira vergi girişi sağlandı.
KAYNAKÇA
Arşiv Belgeleri
Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi (BCA)
BCA, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No: 2
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No:9
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No
, Fon No: Kutu No: Dosya NoSıra No
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No:6
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No:1
, Fon No: Kutu No: Dosya No: Sıra No:1
Türkiye Büyük Millet Meclisi zabıt Ceridesi(TBMMZC)
Süreli yayınlar
A- Gazeteler
Açık Ses
Akşam
Anadolu
Bursa
Bursa Sesleri
Cumhuriyet
İkdam
Kurun
Milliyet
Son Posta
Türk Sözü
T.C. Resmî Gazete
Türkiye Ticaret Postası
Ulus
Yeni Ses
Dergiler
Büyük Modern Türkiye
Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi
Feshane Aylık Mensucat Meslek Dergisi
İktisadî Yürüyüş
Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi
Merinos
Mensucat Meslek Dergisi
Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi
Şehirlerarası Ticari Zirai Endüstri Bülteni
TBMM Kanunlar Dergisi
Türk Coğrafya Dergisi
Türkiye İmar, Turizm ve Sanayi Dergisi
Uludağ Bursa Halkevi Mecmuası
Ziraat Dünyası
Kitaplar
Ataman, Sedat, Ekonomik ve Endüstriyel Bursa Cumhuriyet Bayramımızın 15 inci Yıldönümünde, Yeni Basımevi, Bursa,
Batu, Selâhattin, Koyunculuğun Esasları, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Yayınları, Ankara,
Batu, Selâhattin, Türkiye Koyun Irkları ve Koyun Yetiştirme Bilgisi, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Yayınları, Ankara,
Bilgemre, Kadri, Koyunculuk, Yüksek Ziraat Enstitüsü, Ankara,
ziraat Kongresi İçin Veteriner İşleri Umum Müdürlüğünce Hazırlanan Koyunculuk (Merinos, Tiftik) Raporudur, Ziraat Vekâleti, Ankara,
Bursa Merinos Yetiştirme Müfettişliği Merinos Yetiştiricilerine Merinos Müfettişliğinin Öğütleri, İl Basımevi, Bursa,
Bursa Merinos Fabrikası Hatıra Defteri, Bursa,
Cumhuriyetin Yılında Bursa İl Yıllığı, Bursa Valiliği, Bursa,
Cumhuriyetin Yılında Sümerbank , Tisa Matbaacılık, Ankara,
Çiftçi, Cemalettin Yaşar, Kuruluşunun Yılında Yüksek ziraat Enstitüsü ( ), Ankara,
Çoker, Fahri, Türk Parlamento Tarihi Millî Mücadele ve T.B.M.M. I. Dönem , III, Ankara,
Hayvancılık Sektörü Raporu, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Ankara,
Küçükerman, Önder, Türk Giyim Sanayii Tarihindeki Ünlü Fabrika Feshane Defterdar Fabrikası, Sümerbank, Ankara,
Merinos, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa,
Nazım, Ahmet, Merinos Yetiştirilmesi ve Takibi Lâzımgelen Usuller, Hilal Matbaası, İstanbul,
15 Bursa, Bursa İl Basımevi, Bursa,
Orhon, Ziya, Türkiye’de Merinos, İsmail Akgün Matbaası, İstanbul,
Öztürk, Kâzım, Türk Parlamento Tarihi TBMM-II. Dönem ( ), III, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfı Yayınları, Ankara,
Sönmez, Reşit, Koyunculuk ve Yapağı, Ege Üniversitesi Matbaası, İzmir,
Sümer Holding A.Ş. Merinos Yünlü Sanayii İşletmesi Makine ve Teçhizat Listesi, Bursa, , s
Sümerbank X uncu Yıl, Cumhuriyet Matbaası, İstanbul,
Sümerbank Bursa Merinos Fabrikası, Ulus Basımevi, Ankara,
Şahinkaya, Rezan, Türkiyenin Bursa-Balıkesir-Çanakkale Bölgesinde Yetiştirilen Saf ve Muhtelif Kan Dereceli Merinos X Kıvırcık Melezlerinde Vücut Ölçüleri ve Yapağı Özellikleri, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, Ankara,
Tellioğlu, Saip, Merinos ve Morkaramanlarla Bunların F1 ve G1 Melezleri Arasında Yapağı Özellikleri Bakımından Mukayeseler, Atatürk Üniversitesi Yayınları, Erzurum,
Türk Ansiklopedisi, III, Millî Eğitim Basımevi, Ankara,
Türk Ansiklopedisi, XXI, Millî Eğitim Basımevi, Ankara,
Türk Ziraat Tarihine Bir Bakış, Devlet Basımevi, İstanbul,
Türkiye Ansiklopedisi, Kaynak Kitaplar, İstanbul,
Türkiye İktisat Kongresi İzmir: Haberler Belgeler Yorumlar, Haz: Ahmet Gündüz Ökçün, Ankara,
TBMM Albümü , 1. Cilt: , Ankara,
Türkiye’de Tarımsal Yapılar (), Der: Şevket Pamuk, Zafer Toprak, Yurt Yayınları, İstanbul,
Yarkın, İbrahim, Koyunculuk, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, Ankara,
Makaleler
Ardel, Ahmet, “Cumhuriyet Devrinde Endüstri”, Türk Coğrafya Dergisi, S , , s
Aşkın, Yücel, “Cumhuriyet Döneminde Koyunculuk”, Cumhuriyet Dönemi Türkiye Ansiklopedisi, C 9, İletişim Yayınları, İstanbul, , s
Ataş, Musa, “Sanayi Hayatımızda Yeni Bir Hamle: Merinos Yetiştiriciliği Sür’atle İlerleyen ve Memlekete Refah Getiren Bir Gelir Kaynağı Oluyor”, Açık Ses, 27 Haziran , s
Batu, Salâhattin, “Türkiyede Hayvancılık”, Türk Coğrafya Dergisi, S , , s
Bulak, Tevfik, “Merinos Dâvamız ve Bu Yetiştirmenin İstikbali”, İktisadî Yürüyüş, Haralar Özel Sayısı, Ocak , s
Bulak, Tevfik, “Ziraat Vekâletinin Üzerinde Durduğu Bir Konu: Merinos Yetiştirilmesi”, İktisadî Yürüyüş, S, 1 Nisan , s
Cavid, Selim, “Cumhuriyet Neslinin Elinde Hızla İlerleyen Bir Müessese Bursa Merinos Fabrikası”, İktisadî Yürüyüş, S 10, 1 Mayıs , s
Karabel, Salih “X. Türk Merinos Yapağı Sergisi Münasebeti İle”, ziraat Dünyası, S , Ağustos-Eylül , s
Karaesmen, Fikri, “Merinos Koyunculuğu ve Bursa Vilâyeti”, Uludağ Bursa Halkevi Mecmuası, S 1, 2 inci kânun , s
Koyçiç, İ. H., “İdealistlerin Şaha Kaldırdığı Bir Tesis: Yünlü Sanayii Müessesi”, Türkiye İmar, Turizm ve Sanayi, S 6, , s
Özek, Ömer, “Memlekette Açılan İlk Merinos Yapağı Sergisi”, Feshane Aylık Mensucat Meslek Dergisi, S 7, Temmuz , s
Özgirgin, Meliha, “Cumhuriyetin Yılında Türkiye Yünlü Sanayii”, Sümerbank Aylık Endüstri ve Kültür Dergisi, S , s
Sugan, Ömer Lütfi, “Merinos Koyunculuğumuz”, Feshane Aylık Mensucat Meslek Dergisi, S 2, Şubat , s
Sugan, Ömer Lütfi “Merinosçuluğumuzun Gelişmesi İçin Yeni Çalışmalar”, Feshane Aylık Mensucat Meslek Dergisi, S 3, Mart , s
Taluy, Hayrettin Ziya, “Karacabey Harası”, Uludağ Bursa Halkevi Mecmuası, S 63, 2 ci Kânun-Şubat , s
Yıldırım, Seyfi, “Cumhuriyet Döneminde Türk-Macar İlişkileri Çerçevesinde İstihdam Edilen Macar Uzmanlar”, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, S 15, Bahar , s
Yiğit, Ahmet, “Edirne’de Asâkir-i Mansûre İçin Fes Üretimi”, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S 14, Sonbahar , s
Sivas’ta kent merkezinde 50 yldr hayvanclk yapan Ali Hakan Bedirhanolu Sivas’ta bir ilki gerçekletirdi. Kardeler da mevkiinde faaliyet gösteren Bedirhanolu, Sivas’n sert karasal iklimine uygun küçükba hayvan arayna girdi. Arad rk Macaristan’da bulan Bedirhanolu, De France ve Macar Merinosu rk adet koyun ve koçu Sivas’a getirdi. Sivasl yetitirici koyunlar ile Euro arasnda, koçlar ise bin ile 3 bin Euro arasnda satn ald. Sivas’taki besi çiftliinde et rk koyunlarna gözü gibi bakan Bedirhanolu, koyunlar bin ’e tamamlamay hedefliyor.
Ali Hakan Bedirhanolu, koyunlarn dünyann en iyi et rk koyunlar olduunu belirterek, “Bu koyunlar aratrdm. Dünyada en iyi üretilmi et rk olduu için bunlar getirmeye karara verdim. Ukrayna ve Macaristan’a gittim. Macaristan’da karar kldm. Macaristan’dan getirdim bunlar. lk etapta koyun getirdim. bin kapasite raporumuz var. Fiyatlar koyununa göre deiiyor. Genelde Euro ile Euro arasnda deiiyor. Koçlarn fiyatlar ise bin Euro ile 3 bin Euro arasnda. Macaristan ile aa yukar ayn iklime sahibiz. Bizim iklim e uyum salayacan düündüüm için bu rk getirdim. adet kuzumuz var. uan adet de doum yapacak hayvanmz var’’ ifadelerini kulland.
Bedirhanolu, hayvanlarn tamamnn pedigrili ve kanlar alnd için hastalklara kar dirençli olduklarn dile getirerek, “Bu hayvanlarn dier rklardan fark et rk olmas. Erkeklerin canl arl kilogram, kiloya kadar da diiler çkyor. Et rk olarak üretilen dünyann en iyi hayvanlar bunlar. Yerli Kangal rk koyunlarn kilosu kilogram civarnda oluyor. Sivas’ta tekiz. Bunu üretip çiftçilerimize satmay düünüyoruz.
Ancak bu yl uyum yl olduu için satmay düünmüyoruz. Ka dayanklln ve mukavemetini, hastalklara dayanklln ölçeceiz adet kapasite raporumuz var. Hedefimiz bu kapasiteyi doldurmak. Bunlarn tamam pedigrili hayvanlar. Ayn zamanda kanlar alnm hasta olmayan hayvanlar. Yani biz ithal ettiimizde bunlarn hem Macaristan’a hem de bizim burada Samsun’a kanlar gidiyor. Hastalk olmadna dair bütün tahlilleri yaplm bu hayvanlarn. Burada 3 bin Euro’ya kadar koç var. yi kuzu iyi koçtan olur. Onun için koça verilen para burada pahal gibi gözükse de, Pedigrili iyi bir le De France koça o paray veriyorlar” dedi.
KAYNAK:HA
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ