mahmut kanka naptın / Nassin Eyisin Naptin Nettin Dedi Naber Dedim Iyidir Mp3 indir

Mahmut Kanka Naptın

mahmut kanka naptın

1 MUSTAFA: KARAKTERLER Mustafa Semiha Ümran Gülşah Oğuz Ak Sakallı Dede Bilgiç Dede Hikayeci Şaman YAN KARAKTERLER: Engin Mahmut Semiha nın babası Saffet Bey Raziye Gülsüm Otobüs Şoförü Yunan Flaks Askeri ÖN OYUN KARAKTERLERİ: Paris Helena Akhillus Akhalı Menelaous Odysseus 1

2 SAHNE I. 1. Bölüm ( M.Ö Dekor eski Yunanistan Athena tapınağı yakınları, sütunlarla çevrili bir manastır, zemin altından, girişten içeri bakıldığında Athena heykeli. Paris Athenaya dua etmektedir.) Paris 16 yaşında genç bir yiğit, Bilmez ki aşkı bilmez ki sevdalanmayı. Herkes gibi o da dua eder, Ama aşkın gözü kördür derler. Helana adındaki buğday saçlı deniz gözlü bir güzel, Paris Erosun okuna maruz kaldı aşık oldu o güzele, Bilmezdi ki 10 yıldır süren Yunan kavimleri arasındaki savaşın kendisinden dolayı çıkacağını. Bilmezdi ki Helena nın evli olduğunu. E! Boşuna demiyorlar Aşk bu otoda konar çiçeğe de diye. ( Paris Tapınaktan çıkar, tapınak yakınlarında Helana ile karşılaşır, Helenadan etkilenir ve Helenanın ismini öğrenmeye hevesli olup onunla konuşmaya çalışır. Helena Tokasını düşürür. Dekor Dar antik Yunan sokakları.) PARİS: Pardon. Bakar mısınız? HELENA: Evet? PARİS: Tokanızı düşürdünüz de ( Paris yerden tokayı alır, temizler, Helena ya uzatır.) HELENA: Teşekkür ederim. ( Gülümser. Tokayı alır. ) PARİS: Bu güzelliğin altında yatan ismi öğrenebilir miyim acaba? HELENA: Helena. PARİS: Sizi daha önceden buralarda göremedim. Buralı değilsiniz galiba? HELENA: Evet ben buralı değilim Troya kralı Akhalı Menelaouse un eşiyim. Troya da yaşıyorum. ( Paris gülümser ve ayrılırlar ortamdan ) 2

3 2. Bölüm ( Dekor; karanlık tozlu bir yer altı savaş odası. Masada, masa üstünde harita, haritanın üstünde piyonlar, Sandalyede oturan Akhillus ) Paris aşık olmuş bir kere. Gönlü Helana Helena diye atar. Helena nın da kendi ülkesinin düşmanı olan Troya kralının karısı olduğunu öğrenince, Hemen Akhillus un yanında almış soluğu. Akhillus gaddar Yunan savaşçısı planlarında hep Troya var. Eline geçince bu fırsat hemen değerlendirmiş tabi. Paris in gönlü halen daha Helena da YUNAN FLANKS ASKERİ: ( Elinde mızrakla, Akhillus un karşısına çıkar. ) Efendim! sizi görmek isteyen birisi var. AKHİLLUS: ( Sert bir tonla. ) Gelsin! ( Yunan flanks askeri Paris i Akhillus un huzuruna çıkarttır. ) PARİS: Yüce savaşçı, Yüce kahraman Akhillus Selam sana! AKHİLLUS: Ne istiyorsun? PARİS: Yüce savaşçı, Yüce komutan! Sizin Troya yı fetih etmek istediğinizi işittim. Size yardımcı olabilirim. Savaş araçlarında uzman bir arkadaşım var Odysseus. O size bu konuda yardımcı olur. Benimde sevdiğim bir kız var Helena! AKHİLLUS: ( Yerinden kalkar.) Troya Demek senin sevdiğin kızın adı Helena öylemi? Hani şu Domuz herif Akhalı Menelaouse nin karısı Helena ha? PARİS: Evet yüce komutan! Sizde böylelikle Yunan kavimlerini birleştirip bu 10 yıldır süren savaşa son verirsiniz. Yunanistanın İmparatorluğunu ve Tanrıların güvenini alıp Olimposta yeriniz olur. AKHİLLUS: ( Yunan flanks askerine dönerek.) Bana derhal Odysseus u bulup getirin derhal! ( Yunan flanks askeri Odysseus u bulup getirir.) AKHİLLUS: Söyle bakalım Odysseus Troyayı nasıl fetih edebilirim? ODYSSEUS: Yüce komutan! ( Masaya yaklaşır piyonları alır eline ve ortaya tahta bir at koyar) Troyayı içerden fetih edecez 3

4 PARİS: Peki ya Troya kralı olayı anlarsa? ODYSSEUS: O anladığı an şehirde bayrağımız dalgalanacak! AKHİLLUS: ( Yunan flanks askerine dönerek ) Derhal devasal bir tahta at hazırlayın! Askerlere de söyleyin hazırlıklarını bitirsinler! Troyaya gidiyoruz! Akhillus ile Odysseus hazırlamış bir tahta at, Hediye edeceklermiş Troya kralına. İçinden asker çıkacakmış gün batımında. Sabah olunca Paris Helenayı kaçıracakmış. Ama Paris bilmiyormuş ki Akhillus un gönlüde Helena da 4

5 3.Bölüm ( Dekor; Sahil, kum, kum üstünde devasal tahta bir at, atın içinde askerler ve akhillus, atı çeken bir kaç tane büyük baş hayvan ve köleler, atın önünde yunan flanks askeri.) Gemilerle gelmişler Troya ya bugünkü Çanakkaleye. İndirmişler devasal tahta atı içindeymiş Akhillus ve askerleri Paris geride kalmış kıyada bekliyormuş atın içeri girmesini Ama bilmiyormuş ki Akhillus un planları farklı. Gece savaşlar olmuş ortalık kıyamet Gün doğmuş Torya düşmüş. Ya Paris? Helena? Bakın ne olmuş YUNAN FLANKS ASKERİ: ( Kale kapısını vurur ) Açın kapıyı! Kralımız Akhillus tan size hediye getirdik. ( Kapı açılır ve devasal at içeri girer. ) AKHALI MENELAOUS: Vay be! Demek o Akhillus bozuntusu bize hediye getirmiş öylemi? ( Helenaya dönerek ) Bak Helena adam olmaz dediğimiz Akhillus bizi düşünmüş hahahahaaa! HELENA: Kralım, hediyeyi kabul edelim ayıp olmasın. AKHALI MENELAOUS: Derhal atı şehrin merkezine getirin gerçi bundan kıl kapmaya başladım ama neyse dur bakalım Güzel Helenamın isteği için kabul ediyorum asker! Yoksa senin kralın yalan hahahahahaaa! YUNAN FLANKS ASKERİ: ( Yardımcılarına dönerek ) Atı içeri getirin! ( At içeri girer, şehir merkezine konur. Gece olur. Dekor; geniş bir meydan, evlerle çevirilidir.) YUNAN FLANKS ASKERİ: Efendim! Vakit geldi artık Troya bizimdir çıkabiliriz! AKHILLUS: Saldırın! İleri! ( Devasal atın altından bir merdiven açılır, askerler ve Akhillus iner, Dekor; Savaşan askerler, kan ve kılıç sesleri.) AKHALI MENELAOUS: ( Birden uykusundan uyanır, balkondan şehrin meydanına bakar.) Yüce Zeus adına baskına uğradık! Askerler saldırın! Şehri savunun! Troya düşmemeli! ( Helenayı uyandırır ) Derhal askerle git! Sağ kurtulmanı istiyorum. 5

6 HELENA : ( Akhalı Menelaous u öper ve ayrılır ) Seni seviyorum. ( Akhalı Menelaous un askeri Helenayı kaçırtır, Paris Helenayı kaçırmaya çalışan iki Troyalı askere kılıcını çeker ve öldürür. Parisin arkası dönüktür dekor; Sahil kumluk.) HELENA: ( Şaşırmış bir şekilde ) Ne yaptığını zannediyorsun sen? Bana dokunacak olursan ( Hançerini çıkartır.) Tanrı Athena adına seni burada gebertirim! ( Paris arkasını döner.) PARİS: ( Dalga geçer bir tavırla ) Beni de mi öldüreceksiniz? Güzel bayan? HELENA: Sen! O tapınaktaki. Ne işin var burada? Üstelik daha adını tanımıyorum. Beni ne cüretle kaçırmaya çalışıyorsun? Bu ne saygısızlık böyle! PARİS: Benim adım, Paris. Senin için buradayım. Sana Yunanistan da söyliyememiştim ama ben senden hoşlanmıştım. Seni seviyorum Helena! HELENA: ( Düşünür ve kararını verir.) Bende seni seviyorum ( Helena Parise sarılır, öpüşürler. Helenala birlikte Yunan gemilerine doğru kaçmaya başlarlar.) ( Akhalı Menelaous sarayından kaçmaya çalışırken Akhillusla karşılaşır. Dekor; Troya saray kapısı, yerde ölü askerler, kılıçlar, mızraklar, kalkanlar.) AKHILLUS: Akhalı Menelaous! ( Bağırır. ) Senin canını almaya geldim pislik! AKHALI MENELAOUS: Alda görelim o zaman korkak domuz! ( Akhalı menelaous kılıcını çeker Akhillus a saldırır uzun süre dövüşürler sonunda Akhillus kılıcını Ahhalı menelaous un kalbine saplar. Akhalı menelaous yere yavaş yavaş düşer ve yerde kalır.) AKHİLLUS: ( Tükürür. ) İşte pislik herif ait olduğun cezayı aldın hahahaha! ( Yunan Flanks Askerine dönerek ) Helena adlı güzeli istiyorum! Derhal bulup getirin! YUNAN FLANKS ASKERİ: Efendim! Paris onu kaçırdı. Sizde Yunanistandan çıkmadan evvel böyle bir emir vermemiştiniz. AKHİLLUS: ( Bağırır. ) Emirlerime itaatsizlik ha? Öylemi asker? ( Kılıcını çeker, askerin boynuna yerleştirir ) Eğer bu kılıç boynuna geçmesini istemiyorsan benim dediğimi derhal yap ve Parisi canlı olarak önüme getir. Kafatasından şarap içmek istiyorum anladınmı beni! Şimdi yıkıl karşımdan! YUNAN FLANKS ASKERİ: ( Korkmuş bir şekilde. ) Emredersiniz efendim! 6

7 ( Yunan Flanks Askeri arayıp durur ve sonra Akhillus Paris in izini bulur. Geminin dışından bağırır. Dekor; eski yunan gemisi.) AKHİLLUS: ( Bağırır. ) Paris! Canını alacam pislik herif! Helena benim anladınmı! ( Geminin içinde; karanlık tozlu bir bölümdür dekor.) HELENA: Paris kaç seni seviyorum ama kaçman lazım Akhillus seni öldürür kaç! PARİS: Korkma aşkım! Ben Akhillus un defterini dürecem! ( Gemiden dışarı çıkar. ) PARİS: ( Kendi kendine. )Akhillus seni büyük bir komutan olarak, bir kral olarak görüp sana değer verdim meğer hepsi yalanmış ( Geminin zemininde yatık olan sadakla yayı alır, yaya oku takar ve Akhillus a bağırır.) Akhillus! Geber! ( Oku filatır.) ( Akhillus tam baktığı sırada ok kalbine saplanır ve hemen yere yığılır ölür. ) Paris yiğitçe çekti yayı fırlattı oku Akhillus a Oldu Troya ve Teselya kralı Tarıların yerinde saygı gördü. Veziri oldu Odysseus günün gün etti. Eşi oldu buğday saçlı, deniz gözlü güzel Helena. Yunan flanks askeri aşık olanları uyarmak için yemin etti! Kendi eceliyle öldü Yunan flanks askeri. Akhillus un savaş stratejileri ünlü oldu 7

8 SAHNE II. 1. Bölüm ( Dekor; kahvehane ortamı, masalar, büyük boy televizyon, sandalyeler, televizyonda maç, sesli ortam, masa üstünde çerezler, bira bardakları, 3 kişi masada oturmaktadır. Hikayeci şaman karakteri dış ses olarak verilecektir.) Mustafa aştan gol yemiş bir daha aşık olmaya istekli olmayan arkadaşımız. Fanatiktir, holigandır, krodur ama yontulmamış bir odundur. Kim derdi ki bir gün Mustafa da aşık olacak diye Bizim üç kafadar maç izlerler, bilgiç dedeleri akıl hocasıdır. ( Mustafa, Engin, Mahmut, masada oturmakta ve maç izlemektedirler.) MUSTAFA: Kanka şu Drogba var ya süper adam ya, aha pası verdi Sabri at lan Sabri lan senin atacağın topu Sabri Neyse ne diyordum, Drogba süper bi herif ya ENGİN: Kanka öylede Drogbayı pasla beslemezsen herif atamaz ki. MAHMUT: Evet hacı doğru söylüyorsun valla. ( Televizyonda maçı izlerken gol olur. Hep bir ağızdan bağırırlar.) MUSTAFA: ( Bağırarak yerinden fırlar ) Goooolll! Attık bu ya bu! MAHMUT: Hacı kim attı golü? ENGİN: Kanka Drogba attı golü işte. MUSTAFA: Aklıma geldi beyler maça gelmeden evvel bilgiç dede çağırdı. çiğ köfte hazırlamış yanında da şalgam var ve rakıda var isteyen istediğini içer beyler. Maçtan sonra gidelim olmazsa? ENGİN: Kanka maç bitsin bakarız işim olmazsa gelirim. MAHMUT: Bana uyar kanka. ( Maç biter, Kahvehaneden çıkarlar.) 8

9 ( Dekor; balkon, mangal, masa, sandalyeler, çiğ köfteler masanın üstünde, şalgam suları pet şişe içinde, büyük boy rakı, bardaklar, çatallar, bıçaklar, tabaklar masanın üstünde, yeşilliklerde mevcuttur.) BİLGİÇ DEDE: Hoş geldiniz beyler, Şerefler sabahlar ve huzur getirdiniz. MUSTAFA: Hoş bulduk bilgiç dede Engin gelemedi ama Mahmut ile geldik. Senin çiğköftelerden bahsedince Mahmut dayanamadı. ( Gülümser.) BİLGİÇ DEDE: Sende hoş geldin evlat. MAHMUT: Teşekkür ederim bilgiç dede sizin gibi bir hayat tecrübesi fazla olan bir kişi ile tanışmak benim için büyük bir şeref verin elinizi öpeyim. ( Elini öpmek için elini almaya çalışır, bilgiç dede geri çeker ) BİLGİÇ DEDE: Berhudar ol yavrum! Ama ben kimseye elimi öptürtmem bilesin! Gelin geçin masaya hep beraber olsun. ( Masaya geçerler ) BİLGİÇ DEDE: E anlat bakalım torun neler oluyor hayatında, sınav çalışmaların nasıl gidiyor? MUSTAFA: Valla nasıl gitsin dede ( Tabağına çiğ köfte alır, bardağına da şalgam alır.) tam gaz çalışmaya devam, Mahmut benim hem iyi bir arkadaşım hem de rakibim elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. BİLGİÇ DEDE: ( Bardağına rakı alır, Biraz çiğköfte alır.) Aman torun, aşk meşk faslına kapılma yoksa senide kalbini de alır bir çöplüğe atar. Şimdi ki kızların hiç biri güvenilir değil torun aman ha! MUSTAFA: Bilgiç dede ben bıraktım öyle işleri meraklanma. ( Gülümser ) BİLGİÇ DEDE: İyi o zaman torun. Yoksa gönlün olur bir atık su deposu, atsan atamazsın satsan kimse almaz MUSTAFA: Şerefine bilgiç dede bu arada çok güzel olmuş çiğköftelerin eline sağlık. BİLGİÇ DEDE: Afiyet olsun torun. MAHMUT: Kanka kalkalım saat geç oluyor biraz test çözüp yatacam yarın erkenden dershanede olmamız gerekiyor. MUSTAFA: Çok doğru söylüyorsun kanka hadi kalkalım. ( Bilgiç dedenin elini sıkar.) Sonra görüşürüz dede her şey için teşekkürler. 9

10 BİLGİÇ DEDE: Rica ederim torun. Bir daha ki sefere uzun vadeli kalacaksın bilmiş ol! Seninle de tanıştığıma memnun oldun genç adam ( Mahmut a dönerek.) MAHMUT: O şeref bana ait bilgiç dede. ( Bilgiç dede geçirir kapıya kadar, Mahmut ve Mustafa gider.) 2. BÖLÜM: ( Dekor; dershane ortamı, sıralar, sandalyeler, kalemler masanın üstünde, kitaplar ve testler masanın üstünde, tahta, öğretmen kürsüsü.) Gün geldi çattı derslerle uğraşan Mustafa birden kalbine yenik düşmek üzere Demiştik başında gönül otada konar boka da diye ( Saffet bey sınıfa girer. ) SAFFET BEY: Günaydın çocuklar bugünkü matematik konusunda mutlak değerleri işleyeceğiz ( konuyu anlatmaya başlar.) ( Sınıfa geç gelen Semiha, Gülşah, Ümran olurlar.) ÜMRAN: Hocam kusura bakmayın geç kaldık. SAFFET BEY: Tam zamanında geldiniz kızlar, daha yeni başlamıştım derse buyurun. ( Ümran, Semiha, Gülşah yerlerine otururlar. Semiha Ümranlar aynı yerde oturur, Gülşah ise arkalarında.) Mustafa dersle alakadar olurken bir anda kafasını sağ doğru çevirdi. Bu da ne buğday saçlı, deniz gözlü güzel! Eros un okuyla sanki vuruldu! O an işte düşündü aşk diye bir şey var diye. Ama bilgiç dedesinin dediği aklına geldi. Sustu 10

11 ( Teneffüs olur, Mustafa Ümranla Semiha nın arkasına oturur, Semiha ya açılmak için Ümranla yakınlık kurmaya başlar.) MUSTAFA: Hangi okuldansınız? ÜMRAN: Arel üniversitesi, Siz? MUSTAFA: Trakya Üniversitesi. Bölüm nedir? ÜMRAN: Ben, Semiha, Gülşah aynı bölümdeniz hatta aynı okuldanız, çocuk gelişimi. Sizin? MUSTAFA: Otomotiv. Çocuk gelişiminde zorlandığınız yer herhalde drama bölümleridir. ÜMRAN: Benim baktığım çocuklar genellikle altlarına doldukları için drama yapmaları imkansız çünkü üç yaş grubuna bakıyorum. SEMİHA: Ay evet ya, drama eğitimini vermek çok uğraştırıcı bir şey bende 5 yaş grubuna bakıyorum. MUSTAFA: Bende bu sizin drama eğitimini aldığım tiyatro derslerinden biliyorum. Ben tiyatro sinema ile uğraşıyorum da. SEMİHA: Aa ne güzel.( Gülümser. ) ÜMRAN: Bende tiyatro ve sinemaya merakım var. Bizim yaptığımız bir skeç vardı okulda ben orada nasıl bi karakter olduğumu kendim bile çözemedim yani anlayacağın. ( Ders zili çalar Saffet bey sınıfa girer. ) Mustafa çıkışı zor bekledi. Hemen gidip yakınlarına başak saçlı, güzel kızı anlatmak istiyordu. Ama kız konusunda açılmakta tereddüt ediyordu. Daha önceden yaşadıkları onu aşktan soğutmuştu. Bu güzel ise aşka tekrar bağladı onu Bilgiç dedesi çağırdı Mustafa yı çıkışı zor bekledi. ( Çıkış zili çalar, ) MUSTAFA: Mahmut. MAHMUT: Buyur kanka? MUSTAFA: Kanka bilgiç dedeme gideceğim. İstersen sende gel. 11

12 MAHMUT: Hacı, ben test çözeceğim, sonra gelirim senle kanka. MUSTAFA: İyi sen bilirsin. ( Bilgiç dedenin balkonu; yere oturmaktadırlar.) BİLGİÇ DEDE: Hoş geldin torun. Hayırdır? MUSTAFA: Dede sen demiştin ya aşk diye bir şey yok diye, ben aşık oldum dede. BİLGİÇ DEDE: Torun sen ne yaptın! MUSTAFA: Ama dede saçları buğday rengi, vurdu beni ahu güzel. BİLGİÇ DEDE: Torun bak! Bu konu beni aşar. Sana dediğimi düşün! MUSTAFA: Dede sen bana yardımcı olamayacaksın anlaşıldı. ( Kalkar. ) Ben gidiyorum dede hadi eyvallah. BİLGİÇ DEDE: ( Kalkar. ) Torun sana söylediklerimi kulak ardı etme sakın ha! ( Mustafa gider. Mustafa evine gelir, dekor; kilim, çalışma masası, bilgisayar ve bilgisayar masası, yatak, komedin. ) ( Mustafa nın telefonu çalar. ) MUSTAFA: ( Telefonunu açar. ) Alo? OĞUZ: Kardeşim nasılsın? MUSTAFA: Ooo Kanka nasılsın? OĞUZ: İyidir koçum. Sende ne var ne yok? MUSTAFA: Kanka bildiğim gibi dershane, dersler, testler koşuşturmaca. Sen neler yapıyorsun. OĞUZ: Bende ne yapayım koçum, tahsilât, çek senet işleri uğraşmaca. Benim sana sorduğum konu başka koçum. MUSTAFA: Anlamadım kanka? OĞUZ: Koçum aşk meşk işleri nasıl gidiyor. Ben seni bilirim, MUSTAFA: Aslında var kanka, nasıl açılacağım diye tereddüt etmekteyim. OĞUZ: Koçum, çok kolay manitanın nelerden hoşlandığını öğren, sonrası için benle gene paslaş koçum. 12

13 MUSTAFA: Tamam kanka yarın öğrenirim o zaman. Görüşmek üzere kanka hadi iyi geceler. OĞUZ: İyi geceler koçum. ( Oğuz telefonu kapatır. Mustafa yatar. Rüya halinde: dekor; sisli bulutlu beyaz bir ortam. Elinde bastonu ile ak sakallı dede gelir. ) AKSAKALLI DEDE: ( Elinde bastonu ile gelir.) Mustafa! Oğlum! Ben kimim biliyomusun? MUSTAFA: ( Şaşırmış bir durumda. ) Aksakallı dede? Senin rüyamda ne işin var? AKSAKALLI DEDE: Mustafa sen tam bir hayvansın! Lan kalk bana bira getir. Sana Semiha ya açılma konusunda tüyolar vereceğim MUSTAFA: Ama rüya ortamındayız? Birayı nereden bulacağım ben? AKSAKALLI DEDE: Çok konuşma zibidi! Neyse şimdi kulaklarını aç ve beni dinle! Ümrandan uzak dur! O seni paçandan aşağıya almak istiyor. Semiha meselesine gelince, Odunlaşma, nazik ol, sevdiği çiçeği öğren, şiir yaz, birde hediye al! Hatunlar böyle şeylere hayır diyemez! MUSTAFA: ( Sevinçle ) Peki, tamam aksakallı dede. AKSAKALLI DEDE: Ben şimdi gidiyorum Mustafa! Diğer rüyalarında buluşmak üzere hadi eyvallah Ertesi sabah Mustafa gitmiş öğrenmiş Semiha nın hangi çiçeklerden hoşlandığını, Kasımpatı, gül, papatya Akşamına hemen gitmiş şiirini, çiçeğini, hediyesini almış. Dershanenin yolunu tutmuş 13

14 3.Bölüm: ( Dekor; dershane ortamı, sıralar, sandalyeler, kalemler masanın üstünde, kitaplar ve testler masanın üstünde, tahta, öğretmen kürsüsü. Teneffüstür.) MUSTAFA: Semiha, bana iki dakikanı ayırabilir misin? SEMİHA: Tamam. ( Mustafa sıranın altından hazırladığı hediyeleri alır.) MUSTAFA: Semiha, öncelikle sana aldığım hediyeleri vermek isterim. ( Çiçeği uzatır.) SEMİHA: Teşekkür ederim. Ama anlayamadım bu çiçek neyin nesi? MUSTAFA: Çiçeğe iliştirmiş olduğum şiiri oku ne demek istediğimi anlarsın zaten. ( Semiha şiiri açar ve okumaya başlar, şiirden etkilenir.) MUSTAFA: Ben senin gözlerine vuruldum! Seni seviyorum Semiha. SEMİHA: Ya kusura bakma Mustafa, ben böyle flört işlerine karşıyım. MUSTAFA: ( Üzgün, cebinden aldığı kolyeyi çıkartır. ) Senin güzelliğine güzellik katması için sana bu kolyeyi aldım sana yakışacaktır. SEMİHA: Mustafacım, ben dediğim gibi hediyelerini kabul edemem böyle şeylere karşıyım dedim. Lütfen ısrar etme. MUSTAFA: Ama Semiha SEMİHA: ( Sinirlenir. ) Eh yeter be! Sana olmaz dedik ya niye ısrar ediyorsun! ( Çiçekleri alır Mustafa nın kafasına geçirir. ) Sanırım ne delmek istediğimi anlattım herhalde ( Sınıfa girer. ) MUSTAFA: Bu kız beni seviyor bana aşık. E ne demişler büyük aşklar nefretle başlarmış hehehehe ( Sınıfa girer. ) Mustafa saf bir insan olduğunu da ekleyelim. Ama Semiha istemiyor. Acilen Mustafa önünü görmeli. Yoksa görmeyecek mi? Bakalım hep beraber izleyelim 14

15 ( Mustafa gider. Mustafa evine gelir, dekor; kilim, çalışma masası, bilgisayar ve bilgisayar masası, yatak, komedin. ) MUSTAFA: Oğuz u aramalıyım. Bakalım Oğuz bana ne diyecek? ( Telefonla arama yapar. ) OĞUZ: Buyurun? MUSTAFA: Kardeşim nasılsın? OĞUZ: Oooo Mustafa Bey? Nasılsınız? MUSTAFA: İyidir kanka sen nasılsın? OĞUZ: Bende iyim koçum? Ne yaptın manitacılık işlerini? MUSTAFA: Ya kanka dediğin gibi yaptım hatta rüyamda aksakallı dede bile birkaç taktik verdi onu da yaptım. Gene de tutmadı. OĞUZ: Oğlum! Formasyonunu değiştir den oyna koçum! MUSTAFA: Kanka nasıl yapacağım? Formasyonumu?. OĞUZ: Kanka Gülşah ile görüş, o sana yardımcı olur. Koçum. MUSTAFA: Peki tamam kanka. Yani diyorsun ki kaleyi içten fetih et. OĞUZ: Aynen koçum. Çok doğru anlamışsın MUSTAFA: Ben ne diyeyim? Gülşah a? OĞUZ: Koçum, Gülşah a diyeceksin ki! Gülşah ben Semiha dan hoşlanıyorum. Bana bu konu hakkında yardımcı olabilirsen sevinirim diyeceksin! Anladın mı koçum! MUSTAFA: Anladım kanka çok sağol. OĞUZ: Bunun kankisi felan varmı? MUSTAFA: Var kanka. Neden sordun? OĞUZ: Dikkatli ol kanka çünkü bazı durumlarda sevdiğin kıza yanaşmaya çalışırken yanında da promosyon usulü kankisini de verirler dikkat aman ha! MUSTAFA: Tamam kanka anladım çok sağol. Şimdi ben kapatıyorum sonra görüşürüz tamam mı? OĞUZ: Tamam koçum! Sonra görüşürüz. Kendine iyi bak. MUSTAFA: Eyvallah kanka sağ olasın. 15

16 ( Rüya halinde: dekor; sisli bulutlu beyaz bir ortam. Elinde bira şişesi ile ak sakallı dede gelir. ) MUSTAFA: Ak sakallı dede? Bu ne hal? AKSAKALLI DEDE: ( Serhoş bir halde )Kafam yerinde alaturka oldum oynamadan duramam! Kafam. Öhöm ne var lan zibidi? MUSTAFA: Aksakallı dede ben seni bu halde görmeye alışık değilim ya! AKSAKALLI DEDE: Çok konuşma hergele! Şimdi ne yaptın anlat bana? MUSTAFA: Ne yapayım dede gezdim tozdum dolaştım eğlendim çalıştım. AKSAKALLI DEDE: Onu demiyorum lan zibidi! ( Bağırır. ) Kız işini ne yaptın hıyar! MUSTAFA: Dede dediğin gibi sevdiği şeyleri öğrendim. Çiçekleri aldım şiiri yazdım hediye aldım verdim. Ama çiçeği kafama geçirdi. Birde bağırdı. Galiba beni seviyor. AKSAKALLI DEDE: Mustafa sen tam bir hayvansın! Ulan armut. Kız istememiş seni sen bana rakı getir hemen halledeyim işini diyorum oğlum sana! MUSTAFA: Ama aksakallı dede rüya ortamındayız nasıl getireyim sana rakıyı ya? AKSAKLLI DEDE: Siktir git lan zibidi herif yürü! Mustafa uyandığı gibi hemen Semiha nın kankilerinden Gülşah ile görüşmüş. Mustafa önünü görmeye başlamış MUSTAFA: Lan hikayeci şamanmısın şımarmısın sana ne lan ayarlarım ayarlamam kızı senin yüzünden oluyor her şey zaten! Mustafa, Mustafa, Mustafa. Topu inşata kaçan Mustafa Aşk nedir bilmezsin bana gelir çatarsın Devam et lan oynamaya Hadi len! MUSTAFA: Hadi len! 16

17 ( Dekor; dershane ortamı, sıralar, sandalyeler, kalemler masanın üstünde, kitaplar ve testler masanın üstünde, tahta, öğretmen kürsüsü. Teneffüstür.) MUSTAFA: Gülşah bana bi beş dakikanı ayırabilirmisin? GÜLŞAH: Tabi Mustafa? Hayırdır? Ne oldu? MUSTAFA: Gülşah anlasan, anlasan sen anlarsın benim halimden. GÜLŞAH: Hayırdır Mustafa? MUSTAFA: Ya Gülşah ben Semiha yı seviyorum, ona açıldım ama bana karşılık vermedi. O da yetmedi. Çiçekleri kafama geçirdi. GÜLŞAH: Sorun bu mu? Dostum. Ben senin işini hallederim merak etme! MUSTAFA: Onsuz yapamam ben Gülşah. GÜLŞAH: Dostum ikna etmeye çalışacağım ama kabul eder mi etmez mi bilemem? MUSTAFA: ( Sevinir. ) Çok teşekkür ederim. Gülşah. GÜLŞAH: Rica ederim. Gülşah anlatmış gitmiş bahsetmiş durumu Semiha ya Semiha önce kabul etmemiş sonra ikna etmiş. Semiha Mustafa ya aşık olmaya başlamış Ama aralarında bi kara kedi girmiş. Gülşah dayanamamış ve Ümrana da durumu bahsetmiş Ümran Semiha nın sevincini kıskanıyormuş Mustafa nın işi çok zor 17

18 ( Bilgiç dedenin balkonu; yere oturmaktadırlar.) MUSTAFA: Bilgiç dede, ben bugün buğday saçlı kız hakkında önemli şeyler kat ettim. BİLGİÇ DEDE: Anlat torun! Neler oldu. MUSTAFA: Bilgiç dede, önce gittim kıza açıldım. Sonra kafama çiçek yedim. Sonrada hehe. Kankisi ile görüştüm. O da kızla konuşacakmış kesin oldu benim iş dede BİLGİÇ DEDE: Torun ahh ( Ayağa kalkar. ) Hayatta iki şeyden korkacaksın! Bir, arkadaşlarının güvenilir mi olduğuna, ikicisi ise aşka çünkü bu ikisi seni klozete atar üzerine sifonu çeker. Aman ha torun! MUSTAFA: Bilgiç dede meraklanma bunun kankisi güvenilir bir insandır. BİLGİÇ DEDE: Fazla güvenme torun! Sana bir hikaye anlatayım da dinle! Günlerden bir gün uzak bir ülkenin kralı varmış. Bu kral o kadar insanlara güveniyormuş ki kimse düşman değilmiş ona göre Bir gün o krallığa düşman olan başka bir krallık var oluvermiş. O kralın işlerine karışmış. Saraya casus ve suyikastçi sokmuş. O kralı öldürme emrini verdirmiş. O kralda maalesef ölmüş. Şimdi ne demek istediğimi anladın mı? Torun. MUSTAFA: Anladım dede. Çok iyi anladım. Meraklanma ben kral gibi saf ve salak değilim hehehe BİLGİÇ DEDE: Gene dikkatli ol torun! MUSTAFA: ( Kalkar. ) Ben gideyim artık dede. Sonra gene görüşürüz. BİLGİÇ DEDE: Tamam torun. Hadi eyvallah Ayrılmış bilgiç dede nin yanından, Düşünmeye başlamış derin, derin Aklında sadece tek isim. Semiha 18

19 4. Bölüm: ( Dekor; dershane ortamı, sıralar, sandalyeler, kalemler masanın üstünde, silgiler masanın üstünde, deneme sınavına hazırlık. Mustafa orta sıranın önünde Raziye ile oturmaktadır. Telefonunda kulaklık takılıdır.) Dershanede işler karışmış, Mustafa nın arkadaşı Engin başka bir sınıftan olan bir kızı sevmiş. Kız onu reddetmiş. Silahla gelmiş kızı da kendini de vurmuş Herkes korkmuş Mustafa ile Semiha birbirlerini seviyormuş. Bir sorun varmış. Semiha Mustafa gibi safmış. Mustafa ise Semiha yı gönlünün sultanı olması için bekliyormuş. Oğuz un ise Gülşah tan haberi varmış. ( Saffet Bey sınıfa girer, elinde denemeler ve optik kağıtları vardır.) SAFFET BEY: Arkadaşlar, bugün deneme sınavı olacağız. Biliyorsunuz ki geçen hafta olanlardan sizin moraliniz kırılmasın. Şimdi denemeleri ve optikleri dağıtacağım. Süreniz üç saat. ( Mustafa nın telefonu çalar, kısık sesler konuşur.) MUSTAFA: Alo? OĞUZ: Koçum nasılsın? MUSTAFA: Teşekkür ederim kanka sen nasılsın? OĞUZ: Bildiğin gibi koçum. Bu aralar biraz tehdit telefonları almaktayım. MUSTAFA: Hadi ya. OĞUZ: Valla. Sen onu bunu boş ver de ne yaptın hatun işini koçum. MUSTAFA: Kardeşim dediğin gibi hallettim Gülşah bitirdi işi atık Semiha ile çıkıyorum hehehe. OĞUZ: Yapma ya. Sevindim valla. MUSTAFA: Bu arada kanka Gülsüm diye bir kız arkadaşım var o da üç dört gün sonra gelecek istersen sende gel onunla tanıştırayım. OĞUZ: İyi olur koçum. Ne zamandır. Çıldırmaktayım. Öhöm. Yani aşk aramaktan. Biliyorsun işimiz başımızdan aşkın. 19

20 MUSTAFA: Bilmez miyim kanka. ( Raziye denemeye başlamıştır. Birden dikkati dağılır. Mustafa yı uyarır.) RAZİYE: Mustafa. Kapat şu telefonu ya! Car car car bune ya! OĞUZ: O kim lan? MUSTAFA: Kanka kusura bakma kapatmak zorundayım deneme sınavındayım da. OĞUZ: Önemli değil kanka sonra görüşürüz o zaman hadi eyvallah. ( Telefonu kapatırlar.) SAFFET BEY: Arkadaşlar, yarın hep beraber pikniğe gideceğiz ona göre kendinizi hazırlayın. ( Dershane biter herkes hazırlanırken. ) SEMİHA: Kafana çiçeği geçirdiğim için özür dilerim beni affedebilecek misin canım? MUSTAFA: Semiha tatlım, ben sana aşığım biliyorsun. Gözlerinin uğruna yakarım dünyaları bilesin! SEMİHA: ( Gülümser.) Aşkım seni çok seviyorum. MUSTAFA: Bende seni çok çok çok çok seviyorum. ( Mustafa ile Semiha dershaneden çıkacakken. ) SEMİHA NIN BABASI: Lan zibidi herif! Çekil kızımın yanından. Ümranın dedikleri doğruymuş demek. O kızın peşini bırak lan! SEMİHA: Baba lütfen yapma bildiğin gibi değil. SEMİHA NIN BABASI: Bilmeme gerek yok. Görünen köy kılavuz istemez. Sende yürü asabımı bozma! ( Mustafa ortamdan kaçar, Semiha babası ile gitmektedir.) Gülşah durumu Semiha ya anlatmışken Ümran a da anlattığını belirtmiştik. Ümranında Semiha yı kıskandığını da anlatmıştık. Ümran, Semihanın babasına durumu anlatmış. Ama Semiha nın durumdan haberi yokmuş. Hiçbir zamanda bilmemiş 20

21 ( Ertesi sabah, Dekor; Otobüs içidir. ) SAFFET BEY: Herkes tamam mı? OTOBÜS SOFÖRÜ: ( ağzın da sigara ile. ) Saffet bey gidelim o zaman herkes bindiyse. SAFFET BEY: Tamam kaptan. Gidebiliriz. ( Yola çıkarlar, Mustafa, Semiha ile oturmaktadır. Otobüs ün benzini bitmek üzeredir. ) SAFFET BEY: Şoför bey, benzin mi? Bitiyor. OTOBÜS ŞOFÖRÜ: Çok biliyorsan kullan! Hayret bir şey ya! Lan otobüstekiler inin lan aşağıya itin otobüsü lan! Elli saattir arabayı kullanıyorum beynim piç gibi olduğu amına koyayım inin lan! Şerefsizler! SEMİHA: ( Mustafa ile konuşmaktadır. ) Aşkım sen bu otobüsü tek başına itersin biliyormusun? MUSTAFA: Aşkım ben herkül gibi adamım tek başıma kaldırım otobüsü. SEMİHA: hehehe OTOBÜS SOFÖRÜ: ( Dikiz aynasından arkaya bakar. ) Lan çifte kumrular ayrılın lan otobüsümde bi de sevişseydiniz. Hayret bir şey İnin lan aşağıya geldik. ( Otobüs piknik yerine gelmiş, dekor; piknik alanı. Semiha ile Mustafa ağaçlık altında oturmaktadır. ) SEMİHA: Aşkım benim gözlerimle senin gözlerin aynı. Çocuklarımız olursa bizim gözlerimizde olur mu? MUSTAFA: Bebeğim olmaz mı? Ama benim isteğim senin gibi güzeller güzeli prenses bir kızımız olsun. SEMİHA: Aşkım ya ben seni yerim şirin pandam benim. ( Gülümser ) MUSTAFA: Tabi şimdi okul işlerimiz var ondan sonra askerlik. Kaderimizde ne olacak bilemiyoruz ki SEMİHA: Aşkım, bebeğim ben seni beklerim merak etme. Sensiz olmaz bu hayatta asla. ( Birbirlerine yaklaşırlar, öpüşürler. Mustafa nın dudağında ruj izi kalır. ) 21

22 Mustafa ermiş muradına. Ümran kıskanıyormuş Semiha yı. Herkes burada hikayenin bittiğini sanır. Ama hikaye burada bitmez. Demiştik Ümran Semiha nın mutluluğunu kıskanıyormuş 22

23 5. Bölüm: ( Dekor; kilim, çalışma masası, bilgisayar ve bilgisayar masası, yatak, komedin. ) Her şey çok güzel gidiyordu Mustafa ya göre. Ama bu mutluluk çok uzun sürmeyecek. Ümran Semiha nın mutluluğu ile Mustafa nın mutluluğunu kıskanıyor. ( Mustafa nın telefonu çalar. ) MUSTAFA: Alo? ÜMRAN: Mustafa sen misin? MUSTAFA: Benim. Siz kimsiniz? ÜMRAN: Sen ne yapmaya çalışıyorsun! Semiha benim sekiz yıllık arkadaşım. Sen ne hakla Semiha ile çıkarsın ne yapmaya niyetin var senin? MUSTAFA: Ümran! ( Bağırır.) Beni delirtme! Sen ne hakla kafa tutarsın bana, ayrıca sen Semiha nın avukatı mısın? Ne cüretle beni ararsın? ÜMRAN: Sen benim arkadaşımla çıkamazsın tamamı? Derhal ayrılacaksın yoksa sonu çok kötü olur! MUSTAFA: Sen beni tehdit edemezsin! Ayrıca sana giren çıkan ne? ( Mustafa, telefonu Ümranın suratına kapatır. Oğuzu arar. ) MUSTAFA: Kardeşim nasılsın? OĞUZ: İyidir koçum sende ne var ne yok? MUSTAFA: Biraz kötü kanka. OĞUZ: Ne oldu lan? MUSTAFA: Sorma ya. Ümran aradı, bana sayıp dökmeye başladı. Belli ki Semiha dan beni uzaklaştırmaya çalışıyor. OĞUZ: Koçum, ben bir hafta sonra oradayım. Eğer ki senin iş sarpa sararsa ben Semiha ile konuşurum meraklanma şimdi kapatmalıyım geldiğimde ayrıntılı şekilde konuşuruz tamamı? MUSTAFA: Tamam kanka görüşürüz. ( Telefonu kapatır. Rüya halinde: dekor; sisli bulutlu beyaz bir ortam. Elinde bira şişesi ile ak sakallı dede gelir. ) 23

24 MUSTAFA: Aksakallı dede neredesin? ( Aksakallı dede, başucunda şarap şişesi, sızmış bir halde yerde yatar. ) MUSTAFA: Aksakallı dede kalk. AKSAKALLI DEDE: Kim lan o? Lan hayvan Mustafa sen mi geldin? MUSTAFA: Evet aksakallı dede ben geldim. AKSAKALLI DEDE: ( Yarı uykulu durumda. ) Eee? Ne yaptın manita işini? MUSTAFA: Dede sorma ya. Tam oldu çıkıyoruz derken. Ümran devreye girdi işler altüst oldu. Şimdi ben ne yapmalıyım? AKSAKALLI DEDE: Lan zibidi Mustafa! Şimdi kulaklarını aç beni iyi dinle. Kankin olacak o Gülsüm karısına söyle buraya gelsin! Ona durumu anlat. Bir daha da benim yanıma gelme! Yeter be! Eli boş geliyorsun. Ben alemlere akacam şimdi defol uyuya cam ben. MUSTAFA: Teşekkür ederim aksakallı dede çok sağol. AKSAKALLI DEDE: Afiyet olsun. Sabah olmuş, Mustafa uyandığı gibi Gülsümü aramış. Amacı belli Semiha yı tekrar elde etmek istiyormuş. Sevmek ya da sevilmek. Mustafa veya Semiha Ümran anlatmış konuştuklarını Semiha ya Semiha nın da tavrı değişmiş. ( Dershane kantini, oturaklar, masalar, pencereler açıktır. ) (Gülsüm masada oturmakta karşısında ise Mustafa. ) MUSTAFA: Dershaneyi bulabildin iyi güzel ya. GÜLSÜM: Buldum hacı. Ee anlat bakalım nedir bu mesele? MUSTAFA: Ya sorma kanki ya. Semiha adında sevdiğim bir kız var. Ama şimdi beni sevmiyor. GÜLSÜM: Hacı, anlıyorum. Kesin onun kankisi aranı bozdu bunda adım kadar eminim hacı. MUSTAFA: Nereden anladın kanki? GÜLSÜM: Anlamama gerek yok olay bariz açık ve net. Senin mutluluğunu kıskanmış. Hacı Semiha yı sana tekrar bağlıyabilirim. 24

25 MUSTAFA: Kanki lütfen. Ben onsuz yaşayamam ( Semiha, Ümran, Gülşah kantine gelir O sırada dışardan korna sesi gelir. Siyah bir araba, arabadan takım elbiseli, iki koruma ile Oğuz iner. Camdan Mustafa Oğuz u karşılar. Oğuz kantine çıkar. ) MUSTAFA: Kardeşim hoş geldin sonunda geldin. Şükür kavuşturana ( sarılır. ) OĞUZ: Of be koçum be özlemişim seni. Bakayim sana. Biraz kilomu aldın ne. ( Mustafa, Gülsüm, Oğuz gülüşürler. ) MUSTAFA: Tanıştırayım. Bu Gülsüm. Benim ortaokuldan kankim. OĞUZ: Memnun oldum hanımefendi. ( Kızın elini öper. ) GÜLSÜM: O şefer bana ait beyefendi. ( Ümran, Semiha, Gülşah ayrı bir masaya otururlar. ) MUSTAFA: İşte o Gülsüm, Ümran. GÜLSÜM: Meraklanma ben şimdi halledecem. ( Gülsüm Ümranın yanına gider. Tartışırlar, sonrada kavga ederler, Semiha korkar Mustafa nın yanına oturur. Gülşah Gülsüm ile Ümranı ayırmaya çalışır. ) OĞUZ: Semiha sen misin? Güzel bayan? SEMİHA: Evet? OĞUZ: Semiha. Bak kızım. Ben Mustafa yı çok iyi bilirim. Bizim yediğimiz ve yemediğimiz ayrı gitmemiştir. O yüzden şanslısın. Bu çocuk karşılıksız sever. Sen sadece sevildiğinin kıymetini anla. Ne demek istediğimi bir düşün Gülsüm Ümranın gözüne yumruk atmış. Ümranın gözü morarmış Ümran ağlayarak dershaneden çıkmış. Çıkışta, Oğuza düşman olan bir grup mafya dershane çıkışına pusu kurmuş. Ümranı Oğuzun kız arkadaşı zannetmişler. Kanaşlinkoflarla iki el ateş edip Ümranı öldürmüşler Gülşah, Semiha, Mustafa, Oğuz, Gülsüm camdan bakmışlar. Dershane herkes camdan bakmış. Birde ne görsünler. Ümran kanlar içinde yerde. Hemen ambulans çağrılmış. Hasta haneye götürülmüş. Hastanede Ümran ölmüş 25

26 ( Mahmut kantine çıkmış. ) MAHMUT: Mustafa. Nerdesin kanka, MUSTAFA: Mahmut buradayım kanka ( İşaret eder. ) MAHMUT: Müsait değilsen sonra konuşalım deneme sınavı sonuçları açıklamışta kanka. MUSTAFA: Sonra bakarız kanka, öncelikle tanıştırayım, Gülsüm, Oğuz arkadaşlarım. MAHMUT: Memnun oldum Benim adımda Mahmut. MUSTAFA: Arkadaşlar, dershaneden çıkışta Bilgiç dedem gidelim. ( Oğuz, Mahmut, Gülsüm, kabul ederler. ) SEMİHA: Mustafa ben gelemem kusura bakma. MUSTAFA: Tamam Semiha, sen Oğuz un dediklerini düşün. SEMİHA: Tamam ( Mustafa, Gülsüm, Oğuz, Mahmut bilgiç dedenin evine gelirler, balkonda masada oturmaktadırlar. ) BİLGİÇ DEDE: Torun, neler yapıyorsun? Arkadaşların kimler? MUSTAFA: Arkadaşım Mahmut u biliyorsun. Oğuz, İlkokuldan çok samimi olduğum arkadaşım, can dostum. Gülsüm, benim ortaokuldan arkadaşım ama kankim. BİLGİÇ DEDE: Memnun oldum gençler. OĞUZ: Bende memnun oldum Bilgiç dede. GÜLSÜM: Bende. BİLGİÇ DEDE: Anlat bakalım torun, neler yaptın? MUSTAFA: Dede, tam her şey yolunda giderken senin dediğin söz çıktı. Kankisi kızın aramı bozdu. Ama şimdi nalları dikti eşek cennetine gitti hehehe BİLGİÇ DEDE: Ne yaptın torun sen? Nasıl oldu bu iş? OĞUZ: Benim yüzümden bilgiç dede, ben mafya babasıyım da. Bana düşman olan bir mafya pusu kurmuş galiba. 26

27 BİLGİÇ DEDE: Oğuz Mustafa nın başına bir iş gelirse? OĞUZ: Meraklanma bilgiç dede Mustafa nın canı benim canımdır. MUSTAFA: Son hadde kadar güvenim sonsuz dede. MAHMUT: Millet sıkıldım ya içim karadı hadi kalkalım. GÜLSÜM: Daha yeni geldik Mahmut. Oturuyoruz. ( Bilgiç dede yemek hazırlar, yemekler yenir. Saat geç olur, ortamdan ayrılırlar. ) 27

28 6. Bölüm: ( Dekor; dar sokaktır. Sokakta Mustafa geçmektedir. ) Ümran ölünce Ümranın ailesi durumu öğrenmiş. Ümranın ailesi Kastamonu nun aşiretinden Brus Leeler miş. Ümranın ölmesini Mustafa ya bağlamışlar. Bu durumu da Semiha nın babasına anlatmışlar. Semiha da öğrenmiş. Hemen silahlar alınmış Mustafa nın gideceği yola pusu kurmuşlar. Saklanmışlar duvar arkalarına ( Mustafa kulağında kulaklık rahat bir şekilde yürümektedir. Elinde kanaşlinkoflu dört kişi gelir ikisi Mustafa nın arkasına, ikisi de önünde belirir. Silahların hedefinde Mustafa vardır Semiha koşarak duruma müdahale etmeye çalışır. ) SEMİHA: Durun! Her şeyi öğrendim Mustafa nın hiçbir suçu yok. Biz birbirimizi seviyoruz. Durum lütfen! MUSTAFA: Semiha git! Ölmeni istemiyorum aşkım kaç! SEMİHA: Seni bırakmam Mustafa anlıyormusun bırakamam bizim geleceğimiz var. ( Mustafa nın önüne geçer. ) Mustafa yı öldürmek istiyorsanız ilk başta beni öldüreceksiniz ( Önde duran silahlı adamlar ateş ederler iki kurşun Semiha nın kalbine ikisi de omzuna saplanır. ) MUSTAFA: ( Semiha eline yığılır. Onu tutar. Yere yatırır. Yaralarını tutar. Eli kanlıdır. Bağırır. ) Hayır. Katiller. Semiha konuş benimle aşkım lütfen konuş benimle aşkım ne olur. SEMİHA : ( Kısık ve kesik kesik bir ses tonu ile. ) Seni seviyorum Mustafa ( Ölür. ) MUSTAFA: ( Bağırır. ) Semihaaaaa hayır. ( Ağlar. Ayağa kalkar. Kalktığında önden iki kişi kalbine ve başına ateş eder. Arkadan iki kişi ise sırtını hedef alır. Yavaş yavaş yere yığılır. Mustafa da ölür. ) Mustafa, Mustafa, Mustafa Aşkın ne hale getirdi seni abe Mustafa. Kurşunları yedin. hastaneye kaldırıldın yoğun bakımdasın. Semiha öldü Mustafa. Gene yalnızsın. Öl be Mustafa yaşamak sana haram 28

29 ( Dekor; Hastane ortamı, Yoğun bakım. Camdan bilgiç dede, Gülsüm, Oğuz, Raziye, Saffet Bey, Mahmut, Semiha nın babası, Gülşah bakmaktadırlar. ) Polisler sormuş olayın nasıl olduğunu. Oğuz anlatmış durumu. Sonra Gülsüm Gülşah ı sıkıştırmış Gülşah pişman bir şekilde ağlamış. Durumu anlatmış Oğuz a Gülşah. Oğuz hemen adamlarını toplamış, Brusleeleri öldürmüş. Polise teslim olmuş. Oğuzla Gülsüm arasında bir aşk doğmuş BİLGİÇ DEDE: Ah be torun ah! Sözümü dinlemedin. Aşk yalandır. Torun aşk yalan. MAHMUT: Kankam düzel lütfen sana ihtiyacı var sınıfın kalk hadi koçum ha gayret. RAZİYE: ( Ağlar. ) Mustafa çok pişmanım keşke sana kapat telefonu demeseydim SAFFET BEY: Hadi koçum Mustafa kalk ne olur SEMİHANIN BABASI: Mustafa beni affet ne olur. Kızım öldü. Ama seni kaybedemem kızımdan sen yadigar kaldın bana hadi yiğidim hadi aslanım kalk ( Ağlar. ) GÜLŞAH: Çok pişmanım dostum kalk hadi ( Ağlar. ) 29

30 (Rüya halinde: dekor; sisli bulutlu beyaz bir ortam. Elinde bastonu ile ak sakallı dede gelir. ) MUSTAFA: Çok karanlık ortam. Ne oldu bana? Başım çok kötü ağrıyor. Sanki üzerimden tır geçmiş gibi AKSAKALLI DEDE: ( Bastonunu yere vurur. ) Mustafa lan zibidi. Gene mi sen? Ne oldu yaralandın mı? MUSTAFA: Aksakallı dede bana yardım et. AKSAKALLI DEDE: Yardım edemeyeceğim Mustafa kusura bakma. Yaşasan bile normal bir insan gibi olamayacaksın. ( Birden Yunana Flanks Askeri ortaya çıkar. Elindeki mızrağı aksakallı dedeye doğru atar. Aksakallı dede ölür. ) YUNAN FLANKS ASKERİ: Mustafa! Aşık olmayacaktın! Sevmeyecektin. Sana çoğu kez uyarmaya çalıştım. Bilgiç deden seni uyardı. Önüne engeller çıkardım gene akıllanmadın. Ama her şey buraya kadar. Hoşça kal gittiğin yerde benden selam ilet hahahaha! ( Elindeki mızrağı alır Mustafa ya atar. Mustafa nın kalbine gelir Mustafa rüya halinde ölürken. Gerçek hayatta makineye bağlıdır. Birden makine ölüm düdüğünü çalar. Mustafa nın dostları hep birlikte ağlar. ) Her şeyi anlattık her şeyi bildiniz. Mustafa karakteri siz olabilirsiniz. Aşık olduğunuzda dikkatli olun. Siz de Brusleeler gibi bir aile ile karşılaşmayın. Zira sevgi tektir. Aşk tektir. Kalbin sultanı tektir. Aşk bu ota da konar boka da deyip zamana bırakmayın. Önünüzde kaçırabileceğiniz çok şey olabilir Size gelen teklifleri reddetmeyin. Sevgiyi gelecek gibi görün. Ona saygı duyun. Bu gece barda gönlüm hovarda çalsın sazlar oynasın kızlar. Demeyin. Aşka tutunun. Sevin Sevilin. Öpün, Sarılın Onun kıymetini bilin. O sevgi sizin içinizde SON... 30

31 A.İstemihan ÇETİNKAYA (0537)

Oyun – Kadınlarla Tanışma kitabındaki genel mesajlaşma prensipleri (toplam 13 prensip) alınmıştır.

Genel mesajlaşma prensipleri 1. bölüm burada.

Mesajlaşma prensibi 6 : İyi çocuk olmayın.

Mesajlaşırken “empatik” davranmaktan ve sanki kadın ile ilişki içindeymiş gibi davranmaktan kaçının. Bu sizin “iyi çocuk” olduğunuzu gösterir ve iyi çocuklar sona kalırlar.

Bu kadını tanımıyorsunuz ve tanısanız bile, sizin şu anki işiniz hemen her beta uydu erkek gibi telefon ve mesajla ona terapist olmak değil. Özellikle de size yalan söylüyorsa ve siz hala empati kurma ayağındaysanız geçmiş olsun: Siz bir sünepesiniz ve bunu ona bağırıyorsunuz.

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.” (Muhtemelen yalan).
Erkek: “Anlıyorum. Kolay gelsin, çalışma yaşamı sonuçta.” (Yanlış)

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Gerçekten mi? Ne oldu?” (Yanlış tabii)

Yeri gelmişken söyleyeyim, özgüvensiz olduğunuzu belirtir şeyler yazmaktan da kaçının. Bunun yerine daha yaramaz çocuk modunda olun:

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.”
Erkek: “Bu içip rahatlamaya ihtiyacım var demek değil mi? Tamam, çıkıp bir şeyler içelim.”

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Bir şeyler içelim o zaman. 3 biranın çözemeyeceği şey yok :)”

Yürüdüğünüz bir kadına mesaj üzerinden iltifat etmeyin. “İyi tatiller” ya da “iyi eğlenceler” gibi dileklerden de kaçının.

“İyi tatiller” demek yerine “güneş kremi sürmeyi unutma” deyin. “İyi yıllar” yerine “bu seneki yeni yıl hedeflerini de aksatma” deyin.

“İyi eğlenceler” yerine “arkadaşların seni bıraktığında, gecenin 2’sinde bana sarhoş sarhoş mesaj atma ha :)”

Diliniz genellikle konuşmayı ileri taşıyacak şekilde olsun ve mümkün olduğunca aynı fikirdeyim tarzında şeylerden kaçının:

Örnek:
Kadın: “Bugün hava çok güzel.”
Erkek (Yanlış) : “Evet çok güzel.” (iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru) : “Tam çıkıp parkta dolaşmalık ;)” (piç erkek modu)

Örnek:
Kadın: “Bugün öğle yemeğinde tavuk döner yedim.”
Erkek (Yanlış): “Afiyet olsun, tavuk döneri çok severim.” (Bu ne lan seviyesi iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru): “Et döner > Tavuk döner” (piç erkek modu)

Mesajlaşma prensibi 7 : Yarı ukala eğlenceli, yarı normal.

Mesajlaşma yarı ukala eğlenceli ve yarı normal olmalı. Eğer sürekli ukala eğlenceli davranır, sürekli espri yapar ve dalga geçerseniz, sulu görünürsünüz ve kadın sizi ciddiye almaz. Eğer sürekli normal mesajlaşırsanız, sıkıcı olursunuz ve çekingen görünürsünüz.

Mesajlaşmanın en büyük avantajı, yazacağınız mesajı düşünmeye vaktinizin olması. Mesajı göndermeden önce istediğiniz kadar değiştirebiliyorsunuz. Bu nedenle, eğer fazla sıkıcı olmaya başladığınızı düşünürseniz ukala – eğlenceli bir şeyler yazmayı düşünecek vaktiniz var. Aynı şekilde fazla ukala – eğlenceli olduğunuzu görünce durma şansınız da var. Cevap vermeden önce beklemekten ve düşünmekten çekinmeyin.

Mesajlaşma prensibi 8 : Emoji ve GIF kullanın ama abartmayın.

Bazı yerlerde erkek emoji kullanmaz gibi kurallar görüyorum. Mesajlaşmada duygu aktarımı zor olduğu için emoji kullanmalısınız ama,

  • Emoji kullanımında aşırıya kaçırmayın.
  • Öpücük, kalpli gözler, patlıcan, gibi emojilerden uzak durun.
  • Ard arda emojiler dizmeyin, örneğin 5 tane ard arda alkış emojisi atmayın.

Aynı şekilde dozunda kullanıldıklarında, GIF’ler de oldukça etkilidirler.

Mesajlaşma prensibi 9 : Sexting yapmayın.

Gerçek hayatta yatmadığınız bir kadınla Sexting yapmayın! Sexting karşı taraftan geliyorsa bile uzak durun. Sexting sanal mastürbasyondur ve sizin aranızda olabilecek gerçek seksin ihtimalini azaltır. Birçok erkek aşırı aç olduğu için mesajlaşmada sexting yapmaya çalışır ama tek başardıkları şey, kadını korkutup kaçırmaktır. Ya da kadın sexting yapsa bile, adamın açlığını hissedeceği için adama soğuyacaktır.

Bazı kadınların sizinle mesajlaşırken tek amacı, sanal olarak tatmin olmaktır ve gerçek hayatta buluşmaya niyeti yoktur. Sexting kısmına girmeyerek bu kadınlara boşa zaman harcamanın önüne geçebilirsiniz. Ayrıca bir kadın sizinle sexting yapıyorsa, başkasıyla da yapıyor olma ihtimali yüksektir ve bu kadınların paralel yazıştığı erkek sayısı çok olduğundan, sizinle buluşup sexting kısmını gerçeğe dönüştürme ihtimali azdır.

Mesajlaşma prensibi 10 : Kadınla çerçeve savaşına girmeyin.

Bazen kadınlar sizi denemek için tartışma çıkarabilirler veya size kafa tutabilirler. Ya da sizi tahrik edecek şeyler yazabilirler. Bunları kavgaya veya güç savaşına çevirmeyin. Şunu unutmayın: kadının yazdığı her şeye cevap vermek zorunda değilsiniz!

Böyle bir durumda yapmanız gereken şey, kendi çerçevenizi korumak için birkaç cevap yazmanız ama eğer kız hala size meydan okuyorsa onu orada cevapsız bırakıp birkaç gün sonra yoklama mesajı atın ya da onunla dalga geçin ve (kovuldun gibi bir şeyle bitirin).

Örnek:
Kadın: Kanka ne haber?

(Biraz geç cevap vererek …)
Erkek :Aradığınız kankaya şu an ulaşılamamaktadır, sizi yakışıklı lorda bağlıyoruz!

Kadın : Hahahah … Kanka sen mi yakışıklı lordsun?

Erkek : Lordum diyeceksin.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Bunun için seni cezalandıracağım.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Kovuldun.

Kadın : Hahaha … Kankalıktan mı?

(Bu aşamada cevap vermenize gerek yok. Kız meydan okumadan geri adım atmıyorsa, onu orada o haliyle bırakın.)

Mesajlaşma prensibi 11 : Her defasında bir konuya odaklanın.

Mesajlaşırken bir mesajdan diğerine konudan konuya atlamayın. Bunu zaten siz yapmayın ama karşınızdakini de yönetin. Bazı kadınlar bir mesajda bir konu açıp sizin cevabınızın hemen ardından tamamen başka konuyla ilgili soru sorarlar.

Örnek:
Önce yanlış mesajlaşma:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi 😉 Cumartesi koca bir köpeği gezdirdim.”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi 🙂 Ne cins köpekti?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂 Kocaman bir doxin :D”

Burada erkek konseri ya da Cumartesini seçip tek konu üzerinde gitmeli. Bir sürü şeyi aynı anda konuşmaya çalışmak yorucu, karmakarışık ve yönetmesi zor bir şey. Şimdi doğru mesajlaşmaya bakalım:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi ;)”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi :)Sen daha eğlenceli bir şey mi yaptın?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂

Mesajlaşma prensibi 12 : Sürekli düz cevap vermekten kaçının.

Kadın size bir soru sorduğunda, sürekli olarak düz cevaplar vermeyin. Sürekli olarak düz cevaplar vermeniz, konuşmayı sıkıcı yapacağı gibi, sizi de kolay kontrol edilebilen bir iyi çocuk gibi gösterir.

Örnek:

Kadın: “Arkadaşlarınla yemek nasıldı?”

Erkek (Düz cevap) : “Çok iyiydi. Adamları ne zamandır görmüyordum. Yeniden görüşmek iyi oldu.”

Erkek (Eğlenceli cevap) : “En lezzetli hamburgeri ben yedim. Sakalımda hala birkaç parça hamburger ekmeği var :)”

Mesajlaşma prensibi 13 : Buluşun!

Kadının mesaj arkadaşı olmayın! En fazla bir veya iki gün, toplasan maksimum 20-30 mesajdan sonra buluşma davetini yapın. Buluşmayı hemen 2-3 gün sonraya ayarlayın ve ondan sonra mesajlaşma sıklığını azaltın.

Mesajlaşma prensibi 14 : Mesajlaşmada duygu, metinden önemlidir.

Kadınlar bir iletişimde anlamdan çok duyguya önem verirler. Mesajlaşmalarda ne yazdığınızdan çok, mesajlarda heyecan, eğlence gibi duygular var mı onlara dikkat edin. Sıkıcı olmamak, doğru yazmaktan daha önemlidir. Fazla endişeli ve muhtaç bir şekilde yazmak, yanlış şeyler yazmaktan daha yıkıcıdır.

Aynı şekilde kadının yazdıklarından ziyade ne kadar istekli olduğuna, size ne kadar yatırım yaptığına (örneğin sizinle mesajlaşma başlatmıyorsa, size istekli cevap veriyor olsa bile pek yatırım yapmıyor demektir), feminen ve uysal olup olmadığına dikkat edin. Bunu yaparsanız, zamanla hızlı bir şekilde, bir kadının yatırım yapmaya değecek veya değmeyecek olduğunu anlama konusunda bir içgüdü geliştirirsiniz.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

bazen insanın kardeşi gibi gördüğü kızdır. kız güzel ise sonradan aşık olma ihtimali de vardır dikkat edilmelidir...

kanka da olsa kıskançlığın dibine vuran kankadır. hep kendini düşünür erkek bireyin sevgili yapma eylemlerini sabote eder.kendisi erkeklerle sürter.
(bkz: hassiktir diyoruz hassiktir)

genelde erkek arkadaşın kız arkadaşıdır. güzelde kızdır. erkek arkadaşa yanlış olmasın ayağına kanka muhabbeti yapılır.

göt ayağı kanka ayağıdır. yanlış okumadınız.

freud un bir erkek yatmak istemediği bir kızla yakın olmak istemez sözünü hatrlatır içgüdüsel de olsa bu budur.

sevgili yaptığında bitecek kankalıktır.

evlerden uzak olması gereken kankadır.

biri kankanızı yan odada bağırta bağırta öperken elinizden hiçbirşey gelmeyecek olması öngörüsü ile konuyu kapatıyorum.

içirilince yatağınıza girecek hanım kızımız.

gaylerin en yakın arkadaşı. sağlıklı erkekler ise başkasının seks yaptığı kızla yakınlık kurmazlar. eğer kurarsa şöyle bir şey olur:

- ay cansu naaaabeeeeeeeer?
+ sorma berke yaaaa dün mahmut ağır kaydı, dizlerim hala tutmuyo
- beni ne zaman tanıştıracaksın şununla??
+ ay dur manyak elimden mi alacaksınnnnnn

fröyde göre cinsel arzu beslediğimiz kişidir cinsellik bulmadıklarımızı uzaklaştırıyormuşuz. tabi bu erkeğe göre tanım oldu.

alış verişte erkeğin yanın da bulunması gereken kişi.

genelde evlenilir bunlarla. çünkü her derdinizi dinlemekten anneniz gibi olmuştur. bir yerden sonra bakarsınız ulan bunca vefasız kadınla oldum da şu kız hiç aklıma gelmedi.

çok güzel sevişemese de çok güzel bir eş olur size.

kiz ya da erkek kankadir. arada kankaliktan baska duygusal bir bag yoktur, baska baglar olabilir.

laf hic dolandirmadan konusulur, rahatsindir. guzel insandir.

uludağ sözlük bünyesinde yazarlar tarafından üzerine çokça fanteziler kurulan kişi.

Sözlük abazanlarının başlık kaynağı olan zavallı kızdır.

''Size inanamıyorum. Gerçekten size inanamıyorum. Bunu nasıl yaptınız? Açelya'nın bunca şey yaşadığını bizden nasıl saklarsınız? Sizin kafanızda var mı? Siz çocuk yaşınızla, bacak kadar boyunuzla...'' Bacak kadar boy mu? ''ne halt yediğinizi sanıyorsunuz?'' Polisin karakolda çektiği sorgu yetmediği gibi şimdi de salonda eniştem tarafından sorguya çekiliyorduk. Bu oldukça sıkıcı...

''Baba...''

''Bana baba deme!''

''Ne diyem? Mahmut mu diyem?''

''Ulan...'' Eniştemin bıyık altından güldüğünü görebiliyordum. Sonuçta pek de suçlanacak bir şeyimiz yoktu. Hele benim hiç yoktu. Ben masum tarafım şimdi Allah var!

Eniştem ve teyzem karşımdaki koltuğa oturdular. Belli ki öğüt vereceklerdi. Öğütleri sevdiğim pek söylenemez. Umarım uzun sürmez.

''Bakın çocuklar,'' diye başladı eniştem. ''Biz artık dört kişilik bir aileyiz. Aile demek, birlik olmak demek, sevginin saygının birliğin bir yuvada toplanması demek... Her evin bir reisi aynı zamanda dişi kuşu vardır. Reis aileyi geçindirir, dişi kuş da yuvayı yapar. Biz neden aileyiz? Birbirimizi korumak için... Sizin bu yaptığınızın yanlış olduğunu hepimiz biliyoruz. Tabii ki medeni bir şekilde bunun cezasını çekeceksiniz.''

''Ne? Ama baba...''

''Ne ama baba, ne? İkiniz de cezalısınız.''

''Of, bu gerçek olamaz! Biz dünkü çocuk muyuz, baba? Neredeyse reşidiz.''

''Zaten bugün yaşananlarla dünkü çocuk olmadığınızı kanıtladınız. Alayım o telefonları!''

''Enişte, ciddi misin?'' dedim şaşkınlıkla. Telefonla ne alakası var ki? Zaten cama kuş çarpsa telefonumuzu isteyecekler. O kadar batıyor yani.

''Ciddiyim tabii ki. Bir hafta telefon yok. Sadece okula gidip geliyorsunuz, o kadar. Şimdi odanıza...''

Telefonumu istemeye istemeye vererek odama çıktım. Bu da ne! Odamın haline bak! Of, ağlamak istiyorum!

''Serkan!'' diye çığlık attım. Merdivenlerden koşarak yanıma geldi.

''Ne oldu?''

''Bu odamın hali ne?'' dedim ağlamaklı sesimle. Yorgan, çarşaf, kitaplarım, sandalye... Hepsi birbirine karışmıştı.

''Tamam, sen odama git. Ben halledip geliyorum.'' Hiç itiraz etmeden topallaya topallaya aşağıya, Serkan'ın odasına, indim. Onun da odası pek düzenli sayılmazdı çünkü odanın ortasında sandalye, ip, koli bandı... Oha! Demek kızı burada tuttular. Sayemde iyi macera yaşadılar, ha!

* * *

Masanın üzerinde masum masum duran Notebook'u alarak karıştırmaya başladım. Bir sürü gereksiz dosya vardı. Facebook hesabına girdiğimde de on beş mesajla karşılaştım. Yuh! Hepsi de kız... Aa, Ekin'den mesaj geldi.

''Kanka, ne yaptın?'' Cevap versem mi acaba? ''Oo, çevrimiçi ama cevap vermiyor.'' Aa, ergen! Şuna bak! Dayanamayarak cevap verdim.

''Ne yapayım ya... Babamla annem her şeyi öğrendi. Telefonu aldılar. Bir hafta cezalıyız.''

''Ceza mı? Bu devirde ceza mı kaldı ya?''

''Babam işte...''

''Ee?''

''Ne ee?''

''Başka?''

''Açelya'yı mı soruyorsun?''

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir