meryem suresi arapça yazılışı ve okunuşu / KUR'AN-I KERİM | Sayfa | Meryem Sûresi

Meryem Suresi Arapça Yazılışı Ve Okunuşu

meryem suresi arapça yazılışı ve okunuşu

Meryem Suresi Okunuşu - Meryem Suresi Meali, Arapça Yazılışı, Türkçe Anlamı Ve Tefsiri

Meryem Sûresi Türkçe Anlamı ve Meali

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

1. Kâf Hâ Yâ Ayn Sâd.

2. Bu, Rabbinin, Zekeriya kuluna olan merhametinin anılmasıdır.

3. Hani o, Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.

4. O, şöyle demişti: "Rabbim! Şüphesiz kemiklerim gevşedi. Saçım sakalım ağardı. Sana yaptığım dualarda (cevapsız bırakılarak) hiç mahrum olmadım."

5,6. "Gerçek şu ki ben, benden sonra gelecek akrabalarım(ın isyankâr olmaların)dan korkuyorum. Karım ise kısırdır. Bana kendi tarafından; bana ve Yakub hanedanına varis olacak bir çocuk bağışla ve onu hoşnutluğuna ulaşmış bir kimse kıl!"

7. (Allah, şöyle dedi:) "Ey Zekeriyya! Haberin olsun ki biz sana Yahya adlı bir oğul müjdeliyoruz. Daha önce onun adını kimseye vermedik."

8. Zekeriyya, "Rabbim!" "Hanımım kısır ve ben de ihtiyarlığın son noktasına ulaşmış iken, benim nasıl çocuğum olur?" dedi.

9. (Vahiy meleği) dedi ki: Evet, öyle. (Ancak) Rabbin diyor ki: "Bu, bana göre kolaydır. Nitekim daha önce, hiçbir şey değil iken seni de yarattım."(2)

Zekeriyya, "Rabbim, öyleyse bana (çocuğumun olacağına) bir işaret ver", dedi. Allah da, "Senin işaretin, sapasağlam olduğun hâlde insanlarla (üç gün) üç gece konuşamamandır" dedi.

Derken Zekeriya ibadet yerinden halkının karşısına çıktı. (Konuşmak istedi, konuşamadı) ve onlara "Sabah akşam Allah'ı tespih edin" diye işaret etti.(3)

12,13, (Yahya, dünyaya gelip büyüyünce onu peygamber yaptık ve kendisine) "Ey Yahya, kitaba sımsıkı sarıl" dedik. Biz, ona daha çocuk iken hikmet ve katımızdan kalp yumuşaklığı ve ruh temizliği vermiştik. O, Allah'tan sakınan, anne babasına iyi davranan bir kimse idi. İsyancı bir zorba değildi.

Doğduğu gün, öleceği gün ve diriltileceği gün ona selâm olsun!

16, (Ey Muhammed!) Kitap'ta (Kur'an'da) Meryem'i de an.(4) Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail'i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü.

Meryem, "Senden, Rahmân'a sığınırım. Eğer Allah'tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)" dedi.

Cebrail, "Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim" dedi.

Meryem, "Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?" dedi.

Cebrail, "Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir" dedi.

Böylece Meryem, çocuğa gebe kaldı ve onunla uzak bir yere çekildi.

Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. "Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitmiş olsaydım!" dedi.(5)

Bunun üzerine (Cebrail) ağacın altından ona şöyle seslendi: "Üzülme, Rabbin senin alt tarafında bir dere akıttı."

"Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün."

"Ye, iç, gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görecek olursan, "Şüphesiz ben Rahmân'a susmayı adadım. Bugün hiçbir insan ile konuşmayacağım" de.

Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: "Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!"

"Ey Hârûn'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi."

Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. "Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?" dediler.

Bebek şöyle konuştu: "Şüphesiz ben Allah'ın kuluyum. Bana kitabı (İncil'i) verdi ve beni bir peygamber yaptı."

"Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti."

"Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı."

"Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).

Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.

Allah'ın çocuk edinmesi düşünülemez. O, bundan yücedir, uzaktır. Bir işe hükmettiği zaman ona sadece "ol!" der ve o da oluverir.

Şüphesiz, Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse (yalnız) O'na kulluk edin. Bu, dosdoğru bir yoldur.

(Fakat hıristiyan) gruplar, aralarında ayrılığa düştüler.(9) Büyük bir günü görüp yaşayacakları için vay kâfirlerin hâline!

Bize gelecekleri gün (gerçekleri) ne iyi işitip ne iyi görecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.

Onları, gaflet içinde bulunup iman etmezlerken işin bitirileceği o pişmanlık günüyle uyar.

Şüphesiz yeryüzüne ve onun üzerindekilere biz varis olacağız, biz! Ancak bize döndürülecekler.

Kitap'ta İbrahim'i de an. Gerçekten o, son derece dürüst bir kimse, bir peygamber idi.

Hani babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?"

"Babacığım! Doğrusu, sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy ki seni doğru yola ileteyim."

"Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan Rahmân'a isyankâr olmuştur."

"Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum."

Babası, "Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer vazgeçmezsen, mutlaka seni taşa tutarım. Uzun bir süre benden uzaklaş!" dedi.

İbrahim, şöyle dedi: "Esen kal! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Şüphesiz O, beni nimetleriyle kuşatmıştır."

"Sizi ve Allah'tan başka taptıklarınızı terk ediyor ve Rabb'ime ibadet ediyorum. Rabbime ibadet etmekle de mutsuz olmayacağımı umuyorum."

İbrahim, onları da onların taptıklarını da terk edince, ona İshak ile Yakub'u bağışladık ve her birini peygamber yaptık.

Onlara rahmetimizden bağışta bulunduk. Onlar için yüce bir doğruluk dili var ettik (güzel bir söz ile anılmalarını temin ettik).

Kitap'ta, Mûsâ'yı da an. Şüphesiz o seçkin bir insan idi. Bir resûl, bir nebî idi.(10)

Ona, Tûr dağının sağ tarafından seslendik ve kendisi ile gizlice konuşmak için kendimize yaklaştırdık.

Rahmetimiz sonucu kardeşi Hârûn'u bir nebî olarak kendisine bahşettik.

Kitap'ta İsmail'i de an. Şüphesiz o, sözünde duran bir kimse idi. Bir resûl, bir nebî idi.

Ailesine namaz ve zekâtı emrederdi. Rabb'inin katında da hoşnutluğa ulaşmıştı.

Kitap'ta İdris'i de an. Şüphesiz o, doğru sözlü bir kimse, bir nebî idi.

Onu yüce bir makama yükselttik.

İşte bunlar, Âdem'in ve Nûh ile beraber (gemiye) bindirdiklerimizin soyundan, İbrahim'in, Yakub'un ve doğru yola iletip seçtiklerimizin soyundan kendilerine nimet verdiğimiz nebîlerdir. Kendilerine Rahmân'ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.

Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.

60, Ancak tövbe edip inanan ve salih amel işleyenler başka. Onlar cennete, Rahmân'ın, kullarına gıyaben vaad ettiği "Adn" cennetlerine girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O'nun va'di kesinlikle gerçekleşir.

Orada boş söz işitmezler. Yalnızca (meleklerin) "selâm!" (deyişini) işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da vardır.

İşte bu, kullarımızdan Allah'a karşı gelmekten sakınanlara miras kılacağımız cennettir.

(Cebrail, şöyle dedi:) "Biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdekiler, arkamızdakiler ve bunlar arasındakiler hep O'nundur. Rabbin unutkan değildir."

(Allah) göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu hâlde, O'na ibadet et ve O'na ibadet etmede sabırlı ol. Hiç, O'nun adını taşıyan bir başkasını biliyor musun?

İnsan, "Öldüğümde gerçekten diri olarak (topraktan) çıkarılacak mıyım?" der.

İnsan, daha önce hiçbir şey değil iken kendisini yarattığımızı düşünmez mi?

Rabbine andolsun, onları şeytanlarla beraber mutlaka haşredeceğiz. Sonra onları kesinlikle cehennemin çevresinde diz üstü hazır edeceğiz.

Sonra her bir topluluktan, Rahman'a karşı en isyankâr olanları mutlaka çekip çıkaracağız.

Sonra, oraya girmeye en lâyık olanları muhakkak ki en iyi biz biliriz.

(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

Sonra Allah'a karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada diz üstü çökmüş hâlde bırakırız.

Âyetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okunduğu zaman, inkâr edenler, inananlara, "İki topluluktan hangisinin bulunduğu yer daha hayırlı meclis ve mahfili daha güzeldir?" dediler.

Biz onlardan önce, mal-mülk ve görünümü daha güzel olan nice nesilleri helâk ettik.

(Ey Muhammed!) De ki: "Kim sapıklık içinde ise Rahmân onlara, istenildiği kadar süre versin! Nihayet kendilerine vaad olunan azabı, ya da kıyameti gördüklerinde kimin yeri daha kötüymüş, kimin taraftarları daha zayıfmış bilecekler.

Allah, doğruya erenlerin hidayetini artırır. Kalıcı salih ameller, Rabbinin katında sevap bakımından da daha hayırlıdır, sonuç itibari ile de.

Âyetlerimizi inkâr edip "Bana elbette mal ve evlat verilecek!" diyen kimseyi gördün mü?

Gaybı mı görüp bilmiş, yoksa Rahmân'dan bir söz mü almış?

79. Hayır! (İş onun dediği gibi değil). Biz, onun söylediklerini yazacağız ve azabını arttırdıkça arttıracağız!

Onun (ahirette sahip olacağını) söylediği şeylere biz varis olacağız ve o bize tek başına gelecek.

Onlar, kendileri için kuvvet ve şeref (kaynağı) olsunlar diye, Allah'tan başka ilâhlar edindiler.

Hayır! İlâhları, onların ibadetlerini inkâr edecekler ve kendilerine düşman olacaklar.

Kâfirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi?

Ey Muhammed! Şu hâlde, onların azaba uğramalarını istemekte acele etme. Biz onlar için ancak (takdir ettiğimiz günleri) sayıp durmaktayız.

85, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Rahmân'ın huzurunda bir elçiler heyeti gibi toplayacağımız, suçluları da suya koşan susuz develer gibi cehenneme sevk edeceğimiz günü düşün!

Rahmân'ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır.

Onlar, "Rahmân, bir çocuk edindi" dediler.

Andolsun, siz çok çirkin bir şey ortaya attınız.

90, Rahman'a çocuk isnat etmelerinden dolayı neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak, dağlar yıkılıp çökecektir!

Hâlbuki Rahmân'a bir çocuk edinmek yakışmaz.

Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman'a kul olarak gelecektir.

Andolsun, Allah onları ilmiyle kuşatmış ve tek tek saymıştır.

Onlar(ın her biri) kıyamet günü O'na tek başına gelecektir.

İnanıp salih ameller işleyenler için Rahmân, (gönüllere) bir sevgi koyacaktır.

Ey Muhammed! Biz, Allah'a karşı gelmekten sakınanları Kur'an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.

98. Biz onlardan önce nice nesilleri helâk ettik. Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun?

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi T&#;rk&#;e Okunuşu, Arap&#;a Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Haberin Devamı

Ve kane ye'müru ehlehu bis salati vez zekati ve kane ınde rabbihı merdıyya

Vezkür fil kitabi idrıse innehu kane sıddıkan nebiyya

Ve rafa'nahü mekanen aliyya

Ülaikellezıne en'amellahü aleyhim minen nebiyyıne min zürriyyeti ademe ve mimmen hamelna mea nuhıv ve min zürriyyeti ibrahıme ve israıle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayatür rahmani harru süccedev ve bükiyya

Fe halefe mim ba'dihim halfün edaus salate yettebeuş şehevati fe sevfe yelkavne ğayya

İlla men tabe ve amene ve amile salihan fe ülaike yedhulunel cennete ve la yuzlemune şey'a

Cennati adninilletı veader rahmanü ıbadehu bil ğayb innehu kane va'dühu me'tiyya

La yesmeune fıha bükratev ve aşiyya

Tilkel cennetülletı nurisü min ıbadina men kane tekıyya

Ve ma netezzelü illa bi emri rabbik lehu ma beyne eydına ve ma halfena ve ma beyne zalik ve ma kane rabbüke nesiyya ( Ayet secde ayetidir.)

Rabbüs semavati vel erdı ve ma beynehüma fa'büdhü vastabir li ıbadetih hel ta'lemü lehu semiyya

Ve yekulül insanü e iza ma mittü le sevfe uhracü hayya

E ve la yezkürul insanü enna halaknahü min kablü ve lem yekü şey'a

Fe ve rabbike le nahşürannehüm veş şeyatıyne sümme le nuhdırannehüm havle cehenneme cisiyya

Sümme lenenzianne min külli şıatin eyyühüm eşeddü aler rahmani ıtiyya

Sümme le nahnü a'lemü billezıne hüm evla biha sıliyya

Ve im minküm illa varidüha kane ala kabbike hatmem makdıyya

Sümme nüneccillezınet tekav ve nezeruz zalimıne fıha cisiyya

Ve iza tütla aleyhim ayatüna beyyinatin kalellezıne keferu lillizıne amenu eyyül ferıkayni hayrum mekamev ve ahsenü nediyya

Ve kem ehlekna kablehüm min karnin hüm ahsenü esasev ve ri'ya

Kul men kane fid dalaleti felyemdüd lehür rahmanü medda hatta iza raev ma yuadune immel azabe ve immes saah fe seya'lemune men hüve şerrum mekanev ve ad'afü cünda

Ve yezıdüllahüllezınehtedev hüda vel bakıyatüs salihatü hayrun ınde rabbike sevabev ve hayrum meradda

E fe raeytellezı kefera bi ayatina ve kale leuteyenne malev ve veleda

Ettaleal ğaybe emittehaze ınder rahmani ahda

Kella senektübü ma yekulü ve nemüddü lehu minel azabi medda

Ve nerisühu ma yekulü ve ye'tına ferda

Vettehazu min dunillahi alihetel li yekunu lehüm ızza

Kella seyekfürune bi ıbadetihim ve yekunune aleyhim dıdda

E lem tera enna erselneş şeyatıyne alel kafirıne teüzzühüm ezza

Fe la ta'cel aleyhim innema neuddülehüm adda

Yevme nahşürul müttekıyne iler rahmani vefda

Ve nesukul mücrimıne ila cehenneme virda

La yemlikuneş şefaate illa menttehaze ınder rahmani ahda

Ve kalittehazer rahmanü veleda

Le kad ci'tüm şey'en idda

Tekadüs semavatü yetefettarne minhü ve tenşekkul erdu ve tehırrul cibalü hedda

En deav lirrahmani veleda

Ve ma yembeğıy lir rahmani ey yettehıze veleda

İn küllü men fis semavate vel erdı illa atir rahmani abda

Le kad ahsahüm ve addehüm adda

Ve küllühüm atıhi yevmel kıyameti ferda

İnnellezıne amenu ve amilus salihati se yec'alü lehümür rahmanu vüdda

Fe innema yessernahü bi lisanike li tübeşşira bihil müttekıyne ve tünzira bihı kavmel lüdda

Ve kem ehlekna kablehüm min karn hel tühussü minhüm min ehadinev temeu lehüm rikza

Meryem Suresi Arapça Yazılışı

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali

Meryem Suresi Okunuşu ve Anlamı - Meryem Suresi Türkçe Okunuşu, Arapça Yazılışı, Fazileti ve Diyanet Meali


Meryem Suresi Fazileti

Bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak bazı tefsirlerde yer alan, “Meryem sûresini okuyan kimseye Zekeriyyâ, Yahyâ, Meryem, Îsâ, İbrâhim, İshak, Ya‘kūb, Mûsâ, Hârûn, İsmâil ve İdrîs’i inkâr eden veya tasdik eden, dünyada Allah’a dua eden ve etmeyen kimselerin sayısının on katı sevap verilir” şeklindeki hadisin (meselâ bk. Zemahşerî, II, ) sahih olmadığı anlaşılmaktadır (Muhammed et-Trablusî, II, ).

Meryem Suresi Konusu

Sûre genel olarak tevhid inancının doğruluğunu ve peygamberlik müessesesinin gerçekliğini ispatlamayı hedeflemektedir. Bu cümleden olarak sûrede yahudilerin Hz. Meryem ve oğlu Hz. Îsâ hakkındaki iftiralarının reddedilmesi, Zekeriyyâ aleyhisselâma –ihtiyar olmasına rağmen– oğlu Yahyâ’nın verilmesi, Hz. Meryem’in –Allah’ın bir mûcizesi olarak– Hz. Îsâ’yı babasız dünyaya getirmesi, Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ, Hz. Hârûn ve diğer bazı peygamberlerin hak dine davet yolunda harcadıkları çaba dile getirilmektedir.

Meryem Suresi Tefsiri

Bazı sûrelerin başında bulunan bu harflere “hurûf-i mukattaa” adı verilmektedir (bilgi için bk. Bakara 2/1).

Zekeriyyâ aleyhisselâm, İsrâiloğulları’na gönderilmiş son peygamberlerden biridir. Ancak kendisine müstakil bir kitap verilmemiş, Hz. Mûsâ’nın şeriatıyla amel etmiştir. Kaynaklarda, Hz. Meryem’in teyzesinin kocası ve Beyt-i Makdis’in yöneticisi olduğu, Tevrat nüshalarını yazarak çoğalttığı bildirilmektedir (bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/).

Duanın, emreder gibi ve yüksek sesle değil, mütevazı bir şekilde alçak sesle ve yalvarıp yakararak yapılması onun âdâbına daha uygun olduğu için alçak sesle dua ettiği belirtilen Hz. Zekeriyyâ, kendisinden sonra akrabalarının toplum önderi olma ve Allah’ın dinini yayma hususunda zaaf göstereceklerinden endişe etmiş; bu sebeple de duasında kendisine ve Ya‘kub (İsrâil) soyuna halef ve mirasçı olmak ve davetini sürdürmek üzere iyi ahlâklı, yetenekli ve âdil insan olacak bir halef lutfetmesini Allah’tan niyaz etmiştir. Zira o, bütün olumsuz şartlara rağmen Allah’tan ümit kesilmemesi gerektiğini biliyordu.

Halef” diye tercüme ettiğimiz velî kelimesi, kişinin “yakını, dostu, arkadaşı, yardımcı ve destekçisi” demektir (aynı zamanda Allah’ın isimlerinden olan velî kelimesinin diğer anlamları için bk. Bakara 2/; Mâide 5/51; En‘âm 6/14; A. Saim Kılavuz, “Velî”, İFAV Ans., IV, ; Hamza Aktan, “Velâyet”, İFAV Ans., IV, ).

“Yakınlar” anlamı verdiğimiz mevâlî kelimesi mevlâ kelimesinin çoğulu olup “kişiye vâris olan yakın akrabaları” mânasına gelir. Hz. Zekeriyyâ, halef istemesinin gerekçesini de açıklarken, övünmek veya faydalanmak için değil, dini tebliğ etmek gibi yüce bir gaye için halef istediğini ifade etmiştir. Başka âyetlerde bildirildiğine göre Zekeriyyâ şu duaları da yapmıştır: “Rabbim! Bana tarafından temiz bir nesil ihsan eyle. Kuşkusuz sen duayı işitensin!” (Âl-i İmrân 3/38). “Rabbim! Geride kalanların en hayırlısı sensin, yine de sen beni yalnız (çocuksuz) bırakma! “ (Enbiyâ 21/89).

Bazı tefsirlerde Zekeriyyâ’nın hem mülküne hem de ilmine ve peygamberliğine mirasçı olacak sâlih bir çocuk istediği söylenmişse de Hz. Peygamber’in, “Biz peygamberler miras bırakmayız, bıraktığımız sadakadır” (Buhârî, “Humus”, 1; “Megâzî”, 14, 38) anlamındaki hadisi dikkate alındığında peygamberlerin mal ve servetleri için mirasçı istemeyecekleri anlaşılır. Hz. Zekeriyyâ’nın “Tarafından bana yerimi alacak bir halef ver; o, Ya‘kub hânedanına da vâris olsun” ifadesi de bu mânayı destekler. Burada Ya‘kub hânedanına vâris olmaktan maksat onların mallarına mirasçı olmak değil, Hz. Ya‘kub’un soyu olan İsrâiloğulları’nın misyonuna, peygamberliğin geride bıraktığı geleneğe ve ahlâka vâris olmak ve onların gittiği doğru yolu takip etmektir.

İbn Âşûr’a göre âyetlerin zâhirinden peygamberlere mirasçı olunabileceği anlaşılmaktadır. Ona göre başka bir âyetteki (Neml 27/16) ifade bu anlamı desteklemektedir ve yukarıdaki hadiste Resûlullah bütün peygamberleri değil, sadece kendisini kastetmiştir (bk. XVI, 66). Nitekim Hz. Ömer de “Resûlullah bu sözüyle kendisini kastediyor” demiştir (Buhârî, “Fardu’l-humus”, 1).

Yüce Allah, Hz. Zekeriyyâ’nın duasını kabul etti ve Yahyâ adında bir oğlunun olacağını ona müjdeledi (krş. Enbiyâ 21/90). Âyette geçen “semiyy” kelimesi hem “isimlendirilmiş” hem de “benzer” mânasına gelir. Birinci mânaya göre âyet Yahyâ adının daha önce kimseye verilmediğini ifade eder; ikinci mânaya göre ise, Yahyâ’nın benzeri bir oğulun kimseye verilmediği anlamına gelir. Tefsirciler, böyle bir anlayış Yahyâ’nın, kendisinden önceki Hz. İbrâhim ve Hz. Mûsâ gibi büyük peygamberlerden de üstün olmasını gerektireceği için birinci mânayı tercih etmişlerdir (Şevkânî, III, ). Bununla birlikte Yahyâ’daki bazı özellikleri birlikte taşıyan bir peygamber daha önce gelmemiştir. Bu özellikler, onun ihtiyar bir baba ile kısır ve yaşlı bir anneden dünyaya gelmesi, Yahyâ adının ondan önce hiç kimseye verilmemiş olması, çocukluğunda ona “hikmet” (peygamberlik veya kutsal kitabı anlama yeteneği) verilmesi (bk. âyet 12) şeklinde açıklanmaktadır. Bir başka âyette efendi ve peygamber olarak nitelenmiş; haramdan sakınmada güçlük çekmemesi için Allah ona özel bir lutufta bulunmuş, onu iffet ve zühd sahibi kılmış, Hz. Îsâ’nın risâletinin müjdecisi olmuştur (bk. Âl-i İmrân 3/39). Bununla beraber bu meziyetler onun mutlak mânada en üstün peygamber olduğunu değil, anılan niteliklerden dolayı farklı olduğunu ifade eder.

Meryem Suresi Kaç Sayfa?

Meryem Suresi sayfada başlayıp sayfada bitmektedir.

Meryem Suresi Kaçıncı Sayfada?

Meryem Suresi sayfadadır.

Meryem Suresi Ne İçin Okunur?

  • Bir hadisi şeriften nakledildiğine göre; Meryem Suresini okumakta devamlılık gösteren herkes bu dünyadan, bu surenin bereketinin vesilesiyle; can, mal ve evlat açısından tamamen ihtiyaçsız olmadan gitmez.”
  • Devamlı okuyan kişi Allah’ın izni ile fakirlikten kurtulur.
  • Kolay doğum yapmayı isteyen kimseler bu sureyi devamlı okumalıdır.
  • Hayırlısı ile hamile kalmak isteyen kişiler bu niyet ile düzenli olarak bu sureyi okumaya devam etmelidir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir