Yiyeceklerin sindirimini salayan barsaklar, ikinci beynimiz olarak tanmlanr. Sadece besinlerin sindiriminde deil bilinmeyen pek çok konuda rol oynar. Baklk sistemine güç veren hücrelerin neredeyse %70’lik bir ksm barsaklarda bulunur. Psikolojiden de etkilenen barsaklar, eer siz mutluysanz hzl bir ekilde çalr. Kendinizi kötü hissettiiniz günlerde barsaklarnzda durgunluk ve tkanma yaanr. te bu balanty kurabilen barsaklar vücudun ikinci beyni olarak bilinir.
Zaman zaman barsaklarda enfeksiyon yaanr. Barsak enfeksiyonu brahim Saraçolu gibi uzmanlarca gündeme gelen bir salk sorunudur. Bakteri ve virüsten dolay oluan bu hastalk toplumda skça görülür. Barsaklarda iltihap olutuunda doktorunuz size barsak enfeksiyonu tansn koyar. Medikal ve bitkisel destekle barsak enfeksiyonu iyiletirilir. Çeitli nedenlerden ötürü meydana gelen barsak enfeksiyonuna çözüm aryorsanz; aradnz yantlar bu sayfada bulabilirsiniz.
Barsak enfeksiyonu ne iyi gelir diyenler, bu satrlardaki faydal bilgileri aman kaçrmasn!
Limonlu Suyun Faydalar Nelerdir?
Sarmsan Faydalar Nelerdir? Sarmsak Yutmann Faydalar
Zencefil Faydalar, Çayndan Macununa Mucize Etkileri
Zerdeçaln Faydalar Nelerdir? Hiç Duymadnz ifal Özellikleri
Baln Faydalar, Kalori ve Besin Deerleri, yisi Nasl Anlalr?
Nane Çaynn Faydalar – Baharat Olmann Çok Ötesinde 7 ifal Özellii
Patates Suyunun Faydalar, Zayflatan Etkileri – Hiç Duymadnz!
Keten Tohumu Faydalar Nelerdir? Ne e Yarar? Zayflatr M?
Yourdun Faydalar, Suyunun Faydalar, Yourt Yemenin Faydalar
Kuru Soann Faydalar Nelerdir?
Her enfeksiyon kendine has baz belirtiler ile kendinden haber verir. Eer barsak enfeksiyonundan üpheleniyorsanz listedeki belirtilerin sizde olup olmadn kontrol edebilirsiniz. Barsak enfeksiyonu yaayan kiilerde u belirtiler meydana gelir:
Barsak enfeksiyonu çeitli nedenlerden dolay oluur. Her insanda farkl sebepler görülebilir. imdi barsak enfeksiyonuna neden olan faktörleri inceleyelim:
Barsak enfeksiyonunu alacanz tedbirler sayesinde önleyebilirsiniz. Hayatnzdaki alkanlklarnz biraz deitirdikten sonra barsaklarnda enfeksiyon riski kalmayacaktr. Önerilerimiz ise öyle olacak:
Huzursuz Barsak Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi
Kabzla Annda Çözüm! Barsaklarnz Yumuatacak 10 Yiyecek
Evde 5 Doal Barsak Temizleme Kürüyle Toksinlerden Hemen Arnn
Barsaklar Ne Çaltrr? Annda Etki Eden 10 Doal Yiyecek ve çecek
shal Yapan Yiyecekler, çecekler Barsaklarnz Rahatlatan 10 Çözüm
Midede yaşanan her sıkıntı mide ağrısı olarak kabul edilmektedir. Zaman zaman herkesin yaşadığı bu ağrı kişiden kişiye ve ağrının türüne göre değişmektedir. Eğer ağrı şiddetli değilse zararsız olarak kabul edilir ancak ihmale gelmeyecek hastalıklardan bir tanesidir. Reflü, gastrit, ülser, mide ekşimesi, gaz çıkarma, şişkinlik, ağız kokusu gibi belirtiler mide ağrısına işaret eder. Bunlara doğal çözümler olduğu gibi ilaç içerek de tedavi edilmesi gereken durumlar oluşabilir. İlaç içimine mutlaka doktor karar vermelidir. Isı uygulamak, çeşitli bitkisel çaylar, dinlenmek gibi çözümler mide ağrısına iyi gelen çözümler arasında yerini alır. Buna göre; mideyi rahatlatan şeyler nelerdir? Mide ağrısı nasıl geçer? Mide ağrısına ne iyi gelir?
Bol su tüketmek
Vücudun en önemli ihtiyaçlarından biri olan su tüketimi her derde devadır. Besinleri sindirmek ve kolay emilimi açısından su tüketimi oldukça önemlidir. Susuz kalmak, vücudu her türlü tehlikeye sokar.
Papatya çayı
Papatya çayı, anti enflamatuar özelliği sayesinde mide ağrısını azaltır. Kasların gevşemesine yardımcı olarak krampları engeller.
Zencefil
Mide problemleri için en önemli bitkilerden bir tanesi zencefildir. Aynı zamanda hazımsızlık giderci de olduğu için doğal bir çözümdür. Mide kaslarının gevşemesine yardımcı olurken yiyeceklerin daha hızlı sindirilmesini de sağlar. Mideyi rahatlatır.
Nane
Nane hem ağız kokusu hem de mideye iyi gelen bir bitkidir. Ağrı giderici olarak bilinir. Geleneksel bir tedavi yöntemi olarak da kabul edilir. Nane yaprakları gaz ve ishali de tedavi eder. Her açıdan sağlıklı bir bitkidir.
Alkol ve sigaradan uzak durmak
Stres, alkol ve sigara mide rahatsızlıklarını arttırır. Bu nedenden ötürü zararlı alışkanlıklardan uzak durulması gerekmektedir.
Limon suyu, karbonat ve su karışımı
Limon suyu biraz karbonat ile suya atıldığında sindirimi hafiflettiği ve kişilere iyi geldiği söylenir. Hazımsızlık ve gaz problemlerini gidermektedir.
Karanfil
Karanfil hem ağız kokusunu hem de midedeki gazın azaltılmasında kişilere yardımcı olur. Sindirim salgılarını yumuşatır ve besinlerin kolay sindirilmesini sağlar. Bulantı ve kusmayı da azaltmada etkili bir yöntemdir.
Civanperçemi
Midedeki asidi alan civanperçemi mide ağrısına iyi gelir. İçerdiği polifenollar ve laktonlar sayesinde sindirim sistemine etki eder ve asit salgılanmasını azaltır. Mideyi rahatlatır.
Meyan Kökü
Mide iltihabını önler, diğer bitkisel yöntemlerde olduğu gibi mideyi rahatlatır.
Mide Ekşimesine Ne İyi Gelir? Mide Ekşimesi Neden Olur Ve Nasıl Geçer?Eğer kişiler şiddetli mide ağrısı çekiyorsa bu ihmale gelmeyecek bir durumdur ve mutlaka doktora başvurulması gerekir. Mide hassas bir organdır. Bu sebepten ötürü dikkatli davranılması ve ihmal edilmiyor olması gerekir.
Mide ağrısının birden fazla sebebi olabilir. Hazımsızlıktan ciddi bir ülsere dönüşme olasılığı bile bulunur. İşte mide ağrısı nedenleri;
Mide ağrısına iyi gelen besinler;
Mide hassas bir organdır. Dolayısıyla dikkat edilmesi gerekir. Yenilen içilen besinlerden tutun da stres bile mideyi etkileyebilir. Bu sebepten ötürü sağlıklı bir yaşam sürmeli, düzenli spor yapılmalı ve stresten uzak durulmalıdır. Bunlara rağmen mide şikayetleri devam ediyorsa mutlaka bir doktora görünülmeli ve tedavi uygulanmalıdır.
Doktora gidilip ilaç içildiği halde mide ağrısı geçmiyorsa ciddi bir problem var demektir ve bunun uzun çaplı araştırılması gerekir. Başka hastalıkların habercisi olabileceği için bu durum ihmal edilmemelidir. Düzensiz yemek alışkanlıkları, hormonal sıkıntılar, psikolojik etkenler, alkol ve sigara tüketim, gibi durumlar mide ağrısının geçmemesine neden olabilir. Bu gibi etkenlerin de azaltılması gerekmektedir.
Mide ağrısı yaşayan kişiler iç hastalıkları, dahiliye ya da gastroenteroloji kliniklerine başvurabilirler.
KULLANICILARIN MERAK ETTİĞİ DİĞER SORULAR
Son yıllarda mevsim geçişlerinde daha sık görülse de özellikle yazın pek çok kişiyi acil servise götüren bir salgın mevcut. Karın ağrısı, ishal ve kusma gibi şikayetlerle kişiyi yatağa yatıran mide-bağırsak enfeksiyonu aşırı sıcaklarda bir artış gösteriyor. Uygun olmayan ortamlarda saklanan veya açıkta uzun süre bekletilen yiyecekler mide-bağırsak enfeksiyonunun en büyük nedeni olarak görülüyor. Sıcak ortamda mikroorganizmalar kolayca çoğalarak gastroenterit adı verilen mide-bağırsak enfeksiyonuna yol açabiliyor. Enfeksiyon çoğunlukla hafif seyrederek birkaç gün içinde kendiliğinden geçebiliyor ancak kusma ve ishalin şiddetli olduğu vakalarda vücuttan su ve elektrolit kaybı geliştiğinden hastaneye gitmek gerekiyor. Mide-bağırsak enfeksiyonu sizi de yakalamadan önleminizi alın.
Mide bağırsak enfeksiyonlarının pek çok nedenleri vardır. Bunların büyük bölümünden basit önlemlerle korunabilirsiniz. İşte mide bağırsak enfeksiyonu risleri ve korunma yolları.
Enfeksiyonlardan korunmak için en önemli kural; sık sık elleri yıkamak. Ellerden yiyeceklere bulaşan mikroorganizmalar sindirim sisteminde enfeksiyonlara yol açabiliyor. Tuvaletten, ev ve bahçe işlerinden, evcil hayvanlara dokunduktan sonra mutlaka ellerinizi yıkayın. Gıda maddelerine dokunmadan önce de ellerin yıkanması çok önemli. Eller en az 30 saniye bol sabunlu suyla, parmak araları dahil ovularak yıkanmalı.
Açıkta satılan yiyecek ve içeceklerden, son kullanım tarihi geçmiş ürünlerden, pastörize olmayan süt ve süt ürünlerinden uzak durun. Gıdaları buzdolabı dışında uzun süre bekletmeyin. Çiğ sebze ve meyveleri bol ve temiz suyla yıkayın. Özellikle açık büfe servis yapan yerlerde açıkta uzun süre bekletilen soslu, mayonezli ve kremalı yiyecekler önemli enfeksiyon kaynağı olarak karşımıza çıkabiliyor.
Özellikle sular, yaz aylarında enfeksiyonların bulaşmasında önemli bir yer tutuyor. Musluk suyu ve denetimsiz içme sularından uzak durun. Zorunlu hallerde suları kaynatarak için. Serinlemek için içeceklerinize eklediğiniz buzlara dikkat edin; zira buzlar bile önemli bir enfeksiyon kaynağı olabiliyor. Müesseselerde buzların musluk suyundan hazırlanması, ayrıca buz makinelerinin günlük olarak temizlenmemesi buzdaki enfeksiyon tehlikesinin en büyük nedenlerinden biri.
Yaz sıcağında serinlemek için girilen havuz ve kirli denizler de enfeksiyon nedeni olabiliyor. Özellikle havuzların temizliğinin uygun koşul ve sıklıkla yapıldığından emin olun. Kalabalık ve temizliği yeterince yapılmayan havuzlar gözün yanı sıra mide-bağırsak enfeksiyonları açısından da risk oluşturuyor. Su yutmamaya dikkat edin.
Mide-bağırsak enfeksiyonlarına zemin hazırlayan önemli faktörlerden biri de tuvaletler. Tuvaletlerin temiz olması, özellikle mide-bağırsak enfeksiyonu şikayeti yaşayan kişilerin kullandıkları tuvaletlerin düzenli olarak temizlenmesinde özen gösterilmesi, ortak havlu kullanımından da kaçınılması çok önemli.
İshal düzelene kadar yağsız ve az posalı diyet yapın.
İshal süresince yağsız çorbalar, yağsız peynir, yoğurt, patates haşlaması, elma, şeftali, muz ve havuç gibi besinler tüketin.
Bu dönemde kepek ekmeğinden, yağlı ve şekerli gıdalardan, baharatlardan, bol posalı sebze ve meyvelerden uzak durun.
Halk arasında ishali azalttığı sanılan kuru kahve ve çay tüketiminden kaçının! Çünkü kahve ve çay vücuttan sıvı kaybına neden oluyor. Bol bol su içmeye özen gösterin.
Yapılan en önemli hatalardan biri de; hekime danışmadan ishal kesici ilaçların kullanılması. İshal kesici ilaçların bilinçsizce kullanılması, bağırsak hareketlerini yavaşlatarak sindirim sistemindeki zararlı mikroorganizmaların atılımını durduruyor ve bağırsak hastalığını daha da ağırlaştırabiliyor.
Uzun süren, tedaviye yanıt vermeyen, kanlı ve sümüklü ishallerde altta yatan bir bağırsak hastalığı olabileceğinden mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurun.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Crohn Hastalığı ve ülseratif kolit mide-bağırsak kanalının süreğen (kronik), tekrarlayıcı hastalıklarıdır ve genel olarak inflamatuvar bağırsak hastalıkları olarak adlandırılırlar. Sanayileşmiş toplumun bir yan ürünü olarak tanımlanan bu hastalıkların tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıklıkları, son yıllarda önemli artış göstermektedir.
Crohn ve ülseratif kolit hastalarına multidisipliner ve bilimsel bir yaklaşımla, konusunda uzman gastroenterolog, radyolog, patolog, cerrah ve hemşirelerden oluşan bir ekiple ayaktan ve yatarak tanı ve tedavi imkanı sunmaktayız.
Merkezimizde inflamatuvar bağırsak hastalığı tanısı, deneyimli ekibimiz tarafından en son teknolojik yöntemlerle konulmaktadır. Bugün dünyada uygulanan her türlü medikal ve cerrahi tedavi seçeneği eşzamanlı olarak hastalarımıza sunulmaktadır.
Ülseratif Kolit Nedir?
Kalın bağırsağın iç yüzeyini döşeyen tabakanın (kolon mukozası) iltihabidir. Mukozada iltihap ve kanayan yaralara (ülser) yol açar. Hastaların hemen hepsinde bağırsağın son bölümü (rektum) hastadır. Hastaların bir kısmında bağırsağın daha büyük bölümü, bazı hastalarda da tüm kalın bağırsak hastadır. Yani hastalığın tutulumu hastadan hastaya değişir.
Hastaların bir kısmında başlangıç döneminde kabızlık olabilirse de, genellikle ishal vardır. Diski kanlıdır. Kanla birlikte mukus denilen parlak, kaygan barsak salgısı ve cerahat de diski içinde görülür.
Ülseratif kolit süreğen bir hastalıktır, yıllarca devam eder. Tedavi ile hastanın yakınmaları bağırsaktaki hastalık hali düzelir. Ancak zaman zaman tekrarlamalar gösterir. hastanın ilaçlarını doktor kontrolü altında önerilen sürede ve bazen sürekli olarak kullanması gerekir.
Ülseratif Kolitin Nedenleri Nedir?
Hastaligin nedeni bugün için bilinmemektedir. Gidalarimizla mide-barsak kanalina giren çesitli maddeler, bakteri toksinleri ve virüsler hastaligin ortaya çikmasinda rol oynayabilir. Ancak sorumlu hiçbir gida maddesi veya mikroorganizma bulunmus degildir. Etken ne olursa olsun, bu zararli faktöre karsi barsak mukozasinda yanit olarak iltihap hücreleri artar, inflamasyon ve ülserler gelisir.
Ülseratif Kolitin Belirtileri Nelerdir?
1. Kanli ishal,
2. Makattan kan ve sümüksü madde gelmesi,
3. Karın ağrısı,
4. Halsizlik yorgunluk,
5. İştahsızlık ve kilo kaybi,
6. Kansızlık, solukluk,
7. Bazı hastalarda, gözde kızarıklık ve yanma, eklemlerde ağrı, ciltte döküntüler ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar.
Ülseratif Kolit Tanısı Nasıl Konulur?
Hastanın hikayesinde kalın bağırsaktan olan kanama, birlikte olan ishal ve karin ağrısı Ülseratif kolit olabileceğini düşündürür. Yapılan diski ve kan tetkikleri ile bağırsak enfeksiyonu olmadığı anlaşıldıktan sonra tanıyı kesinleştirmek için kolonoskopi yapılması gereklidir. kalın bağırsaklar ve ince bağırsağın son bölümü kolonoskopi adi verilen optik ve bükülebilir bir aletle ayrıntılı olarak görüntülenebilir. bağırsak kanalı biyopsi alınmasına duyarlı olmadığı için hasta hiç bir şey hissetmeden hasta bölgelerden parça alınabilir. Bu parçaların patolojide değerlendirilmesi ile tanı konulmaktadır.
Ülseratif Kolit Nasıl Tedavi Edilir?
Nedeni tam bilinmeyen, kronik bir hastalık olmasına rağmen Ülseratif kolit hastalığı günümüzde basari ile tedavi edilebilmektedir. Tedavide sürekli doktor kontrolünde olmak esastır. Ülseratif kolit tedavisi hastalığın şiddetine ve etkilediği barsak alanına göre hekim tarafından planlanmalıdır. Genellikle ağızdan alınan haplar (Salozoprin EN tb, Salofalk tb, Asacol tb, Pentasa tb ) ve makattan verilen lavmanlar ile tedaviye başlanır. Bu ilaçların yetersiz kaldığı ya da hastalığın en basından şiddetli seyrettiği olgularda tedaviye ağızdan veya damar yolu ile kortikosteroid ilaçlar eklenmektedir. Gereğinde ağır hastalar hastanede yatırılarak damar yolundan beslenmelidir. Kimi ağır kolitlerde tedaviye bağışıklığı baskılayan ilaçlar verilebilir. Bazı durumlarda ise hastalar ancak cerrahi yolla tedavi edilebilmektedirler. Kortikosteroid ilaçlarla tedavi süresi asla 3 ayı geçmemeli ve hastalar asla ilacı aniden kendileri kesmemelidir. Ülseratif kolitte hastalığa bağlı yakınmalar geçtikten sonra Salofalk, Asacol ve salozopyrin gibi ilaçlar ile idame tedavisine devam edilmesi önerilir. Kimi zaman kortikosteroid ilaçlara dirençli ya da bağımlı hastalarda immunomodülatör (immuran, 6-merkaptopurin) ilaçlar ya da yeni biyolojik tedaviler uygulanabilir. Bu sayede hastalığın tekrar alevlenmesi engellenebilir. hastalığın tümüyle ortadan kalkması kalın bağırsağın tamamının cerrahi (total kolektomi) olarak çıkarılması ile mümkün olmaktadır.
Ülseratif Kolitte Diyetin Faydası Var Mi?
Ülseratif kolit hastalarında herhangi özel bir diyet uygulamasının faydalı olduğu ya da her hangi bir gıdanın Ülseratif kolitte zararlı olduğu bilimsel olarak gösterilememiştir. Toplumda (% ) sıklığında görülen süt tahammülsüzlüğü (laktoz intoleransi) zaten var olan ishale katkıda bulunabilir. Bu durumlarda süt ve süt ürünlerinden uzak durulması veya marketlerde bulunan laktazlı sütlerin tüketilmesi önerilebilir. Aspirin ve romatizma ilaçları Ülseratif koliti alevlendirilebileceğinden bu ilaçların kullanımından kaçınılmalıdır. Genel olarak temiz, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmesi yeterlidir.
Ülseratif Kolit Kansere Neden Olur Mu?
Ülseratif kolit varlığında hastalığın yıllarından itibaren kalın barsak kanseri gelişim riski normal popülasyona göre artmıştır. Bu risk artısı hastalıkla geçen süreye ve Ülseratif kolitin kalın bağırsağın ne kadar bir bölümünü etkilediğine bağlı olarak değişmektedir. Ancak, Ülseratif kolit hastalarında kalın barsak kanseri gelişiminden evvel kalın barsak yüzeyinde displazi adi verilen bir takim öncü değişiklikler olmaktadır ve bu değişiklikler erken dönemde yapılan kolonoskopi ve biyopsi ile saptanabilmektedir. İste bu nedenden ötürü Ülseratif koliti olan hastalar eğer tüm bağırsağı tutan hastalıkları var ise 9. yıldan sonra, sadece kalın bağırsağın sol tarafını tutan hastalıkları var ise yıldan sonra yıllık tarama kolonoskopileri yaptırmalıdır. Öncü lezyonlar saptandığında kanser gelişmeden kalın bağırsağın cerrahi olarak çıkarılması mümkün olmaktadır.
Ülseratif Kolit Hayatımı Nasıl Etkiler?
Yapılan çalışmalar Ülseratif kolitli hastaların yasam sürelerinin normal popülasyondan farkı olmadığını göstermiştir. Bir baksa deyişle Ülseratif kolit ömrü kısaltmamaktadır. Hastalar genellikle kontrollerini ve tedavilerini aksatmadıkları sürece normal hayatlarını sürdürebilirler. Ülseratif kolit hastalığı ve hastalıkta uygulanan tedavilerin çoğu anne-baba olmaya engel yaratmamaktadır. Sadece kadınlarda kalın bağırsağın tam çıkarılmasının (total kolektomi ve pos oluşturulması) gebe kalma sansını azalttığı bilinmektedir. Bu nedenle doğurgan yastaki kadınlarda cerrahi kararı alınmadan önce iyi düşünülmelidir.
Ülseratif Kolit Hastalıgının Cerrahi Tedavisi Nasıl Yapılır?
Ülseratif kolit için günümüzde geçerli tedavi yöntemi kalın barsak ve rektumun tamamen çıkarılmasına dayanan ameliyattır (Total proktokolektomi). yılı baslarına kadar bu ameliyatın uygulanmasından sonra hastanın ince bağırsağının karnına bağlanması zorunlu oluyordu (ileostomi). Son yıllarda ince bağırsağın son kısmından rezervuar (depo) kapasitesi olan pos yapılmaya başlandı (Ileal pos). Böylece hastanın normal yoldan tuvalet ihtiyacını yapması mümkün olmaktadır. Restoratif proktokolektomi ameliyatı uygun hastalarda Crohn hastaları, kronik konstipasyonu olan hastalar ve bazı kanser kanser hastalarında uygulanabilir. Laparoskopik yöntemle bu ameliyat yapılabilir, böylece çok daha az iz kalir ve böylesi büyük bir ameliyatın hasta üzerinde yarattigi kötü etkiler en aza indirilmiş olur.
Crohn Hastalığı Nedir?
Crohn hastalığı sindirim sistemini oluşturan ağız, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklardaki bir veya birkaç bölümü tutabilen, tutulan bölümde kalınlaşma ve ülserler oluşturan bir hastalıktır. Bağırsaktaki kalınlaşma bu bölgelerde darlıkların oluşmasına yol açabilir. Hastalıklı alan birkaç santimetre uzunluğunda olabileceği gibi bir metreyi asan uzunlukta da olabilir. Ağızdan anüse kadar bağırsağın herhangi bir yerini tutabilirse de en sik ince bağırsağın son bölümü ve kalın bağırsakta hastalığa neden olmaktadır. Anüs bölgesinde “fistül” olarak isimlendirilen, iltihabin aktığı delikler bulunabilir. Crohn hastalığı uzun süreli, süreğen ancak tedavisi mümkün bir hastalıktır. Kimi yönleri ile Crohn hastalığına benzeyen ancak yalnızca kalın barçakta tutulum yapan Ülseratif kolit ile birlikte inflamatuvar bağırsak hastalıklarının önemli bir kimsini oluştururlar.
Crohn Hastalığı Kimlerde Görülür?
Hastalık yüksek sosyoekonomik gruplarda ve kentsel bölgelerde yasayanlarda daha sik olarak görülür. Anne-babadan çocuğa doğrudan geçiş olmamakla birlikte inflamatuvar barsak hastalığı (Crohn hastalığı ve Ülseratif kolit) olanların akrabalarında bu hastalıklardan birinin görülebilme sıklığı % 5 ile % 20 arasında değişmektedir.
Crohn Hastalığı Neden Olur?
Yoğun araştırmalara karsın, Crohn hastalığının nedeni halen bilinmemektedir. Bulaşıcı hastalık değildir. Hastalıklı kişiden sağlıklı kişiye geçmemektedir. Günümüzde kabul edilen görüşe göre, genetik olarak hastalığa yatkın bireylerde bilinmeyen çevresel veya mikrobik bir faktörün gastrointestinal kanalda anormal bir iltihabi yanıtı tetiklediği ileri sürülmektedir. Etken ne olursa olsun, bu zararlı faktöre karsı barsak mukozasında cevap olarak iltihap hücreleri artar, inflamasyon ve ülserler gelişir.
Bugün için tedavide kullanılan ilaçlar; hastalığın nedeni bilinmediği için, sebebe yönelik değil, iltihabin gerilemesini sağlayan anti-inflamatuvar ilaçlardır. Sigara içmenin, romatizmal ilaç ve aspirin kullanımının, hormonsal değişiklerin ve enfeksiyonların Crohn hastalığının alevlenmesine neden oldukları iyi bilinmektedir.
Crohn Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Crohn hastalığı bulguları tutulan yere ve hastalık aktivitesine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Sik görülen bulgulara göre sıraladığımızda;
1. Karin ağrısı,
2. İshal , kalın barsagin tutulduğu hastalarda diski ile kan gelmesi,
3. İştahsızlık, kilo kaybı,
4. Halsizlik yorgunluk, ateş (hastalığın aktif döneminde),
5. Kansızlık, solukluk,
6. Barçakta ciddi daralmanın oluştuğu hastalarda bulantı, kusma, şişkinlik, ağrı, ve kabızlık,
8. Ağızda yaralar, gözde kızarıklık ve yanma, eklemlerde ağrı, ciltte döküntüler ve karaciğer fonksiyon testlerinde bozukluklar,
9. Hastaların bir kısmında bağırsaklar ile diğer organlar, cilt veya makat arasında kanalların açılması (fistüller), buralardan akıntıların gelmesi ve makatta sislikler (abse) ve yaraların olması
Crohn Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?
Sıklıkla haftalar-aylar süren karin ağrısı, ishal, kilo kaybı yakınmaları olan hastada Crohn hastalığından şüphe edilir. Basit kan tetkikleri kansızlık ve iltihaplanmanın bazı bulgularını gösterebilir. Daha ileri tetkikler ince ve kalın bağırsak filmleridir. Tanı için en önemli tetkiklerden biri kolonoskopi adi verilen bükülebilir cihazlarla kalın bağırsağın ve ince bağırsağın son kimsinin incelenmesidir. Bu inceleme sırasında tanıda önemli olabilecek biyopsiler alınarak patolojik inceleme için gönderilebilir.
Mide- bağırsak kanalı biyopsi alınmasına duyarlı olmadığı için biyopsi alınma işlemini hasta hissetmez. Alınan parçaların patolojik açıdan mikroskop ile değerlendirilmesi hastalığın tanınmasını sağlar. Ayrıca ince barsagin radyolojik tetkiki, karin bölgesinin bilgisayarlı tomografisi ve manyetik rezonansı da (MR) tanıya yardımcı olan tetkiklerdir.
hastalığın bütün bulguları ayni anda görülmeyebilir. Bazen gizli kansızlığa bağlı sadece halsizlik ve yorgunluk yakınmaları ya da eklemlerde simseler ile başlayabilir. bazı hastalarda hastalığın ilk başlangıcı apandisit semptomlarına benzer ve tanı apandisit düşünülerek yapılan ameliyat sırasında konulur.
Crohn Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?
Crohn hastaliginin tedavisi hastaligin siddetine ve hastaligin tutulum yerine (ince bagirsak, kalin bagirsak, makat vb.) göre belirlenir. Genellikle agizdan alinan ilaçlar ile tedaviye baslanir. Bu ilaçlarin yetersiz kaldigi veya hastaligin en basindan siddetli seyrettigi olgularda tedaviye agizdan veya damar yolu ile kortikosteroid ilaçlar eklenmektedir. Kortikosteroidler çok etkili olmakla birlikte yüksek dozlarda ve uzun süre kullanildiginda yüzde sisme, kan basincinda artis, kan sekerinde yükselme, kemiklerde kalsiyum kaybi gibi istenmeyen etkilere yol açmaktadir. Bu nedenle ilacin olumlu etkisi saglandiktan sonra ilaç dozu haftalar/ aylar içinde kademeli olarak azaltilir veya tamamen kesilir.
Bagisiklik sistemini etkileyen Azathioprine (Imuran) gibi ilaçlar uzun dönemde hastaligin aktiflesmesini önlemek için kullanilmaktadir.
Son yillarda kullanima giren 2 ayda bir damar yolundan yapilan infliximab ve cilt altina yapilan adalumimab adli ilaçlar Crohn hastaliginin tedavisine önemli katkida bulunmaktadir. Ayrica son yillarda yeni farkli biyolojik ajanlarda yavas yavas kullanima girmeye baslamislardir. Ilaçla tedavinin yetersiz kaldigi durumlarda cerrahi tedavi gerekmektedir.
Crohn Hastalığında Diyet
Diyetin hastalıkta önemli bir rolü olmadığına inanılır. Ancak hastalığın aktif olduğu dönemlerde fazla posalı besinlerden (çiğ sebze ve meyveler gibi) kaçınmak uygun olur. Crohn hastalarında normal kişilere oranla laktoz intoleransinin (süte tahammülsüzlük) daha fazla olduğuna inanılır. Bu nedenle hasta eğer bir büyük bardak süt içtikten sonra karin ağrısı, gaz, ishal veya şişkinlik gibi şikayetler tanımlar ise süt ve süt ürünlerinden kaçınması uygun olur.
Crohn hastasının dikkat etmesi gereken bir konu da sigaradan kaçınmasıdır. Sigara Crohn hastasında, hastalığın şiddetlenmesine ve kontrolünün güçleşmesine neden olmaktadır.
Genel olarak temiz, dengeli ve sağlıklı beslenmeye dikkat edilmesi yeterlidir.
Önemli Notlar