Birçok insan için karında ağırlık hissi oldukça tanıdık bir durumdur. Bu his, sıradan bir karın ağrısından oldukça farklıdır ve kişiye ciddi şekilde rahatsızlık verir. Karında ağırlık hissinin farklı nedenleri olsa da bu şikayetin altında çoğu zaman bazı olumsuz yaşam alışkanlıkları yatmaktadır. Ancak her iki durumda da mutlaka sorunun çözümüne yönelik hareket edilmelidir. Aksi takdirde uzun vadede devam eden sindirim şikayetleri, çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıklarına sebebiyet verebilir.
Peki, neden karnımızda ağırlık hissi yaşarız? Sağlıklı bir vücutta tüketilen besinler, midenin kasılması sonucu sindirilerek bağırsağa aktarılır. Ancak midede gereğinden fazla yiyecek bulunduğunda mide bu işlevini yerine getiremez ve yiyecekler sindirilemediği için son hedefine hareket edemez. Buna ek olarak, midede uzun süre sindirilemeyen besin parçaları nedeniyle gaz oluşabilir. Bütün bunlar ise karında şişkinlik ve ağırlık hissi gibi hoş olmayan bir duyguya neden olur.
Karında ağırlık hissinin en sık rastlanan nedenleri ağır yiyecekler veya aşırı yemek tüketimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu his kısa süre içinde geçse bile yaşandığı süre boyunca kişiye ciddi şekilde rahatsızlık verebilir. Eğer siz de karında ağırlık hissini sık sık yaşıyorsanız, bunun sebepleri şunlar olabilir:
Karında ağırlık hissini ortadan kaldırmak için yemeklerden hemen sonra bol miktarda su veya başka içecekler içmemekte fayda vardır. Çünkü bu, gıdaların sindirim sürecini yavaşlatır ve midedeki yükü arttırarak organların daha fazla yorulmasına neden olabilir.
Karında ağırlık hissinin nedenlerini anladıktan sonra dilerseniz bir de bu histen nasıl kurtulabileceğimize bir bakalım. İşte karında ağırlık hissinden kurtulma yolları.
Hazımsızlık, şişkinlik, geğirme, mide yanması,midede ağrı, karın bölgesinde rahatsızlık, bulantı, kusma, kilo kaybı, kilo artışı gibimide şikâyetleri, erişkin nüfusun neredeyse tamamında görülüyor. Türkiye’de hastaneye yapılan başvuruların yaklaşık yüzde 15’i,mideye ait olduğu düşünülen şikâyetler nedeniyle gerçekleşiyor. Doç. Dr. Serdar Akça, “Hastalar mideyle ilgili olarak en çok karın ağrısı ve hazımsızlık şikâyetleriyle doktora başvuruyor” diyor.
HASTALIKLAR VE BAŞLICA BELİRTİLERİ
En sık rastlanan mide rahatsızlıkları arasında ülser, reflü ve gastrit bulunuyor. Mide stromal tümörleri ve dumping sendromu gibi hastalıklar da ender görülen mide rahatsızlıkları arasında yer alıyor. Mide hastalıkları ile ilgili olan ağrı genellikle üst karın bölgesinde hissediliyor. Yanıcı veya kazınma hissi şeklinde görülebildiği gibi, bazen de dolgunluk hissi yaşanabiliyor. Doç. Dr. Akça,mideyle ilgili başlıca hastalıkların, kendilerini hangi belirtilerle ele verdiklerini şu şekilde özetliyor:
ONİKİ PARMAK BAĞIRSAĞI ÜLSERİ: Oniki parmak bağırsağı ülserinde yanma ve kazınma hissi şeklinde ağrı görülüyor. Bu durum hasta açken artış gösterip, yemekle birlikte düşüşe geçiyor. Ağrı, hastayımide kazınması hissiyle uyandırabiliyor. Bu ülser, sigara içenlerde ve erkeklerde daha sık görülüyor. ‘Peptik ülser’ olarak da adlandırılanmide ve onikiparmak bağırsağı ülserleri, mevsimsel dalgalanma gösteren ve bahar aylarında daha fazla görülen rahatsızlıklar. Bu artışın, çevresel nemve ışık faktörlerinden kaynaklandığı düşünülüyor. Ülser olmadan hazımsızlık çeken bir grup hastada isemevsimsel gıda tüketiminin (bahar aylarında daha fazla tüketilen çiğ sebze vemeyvenin) hazımsızlığa yol açtığı ileri sürülüyor. Peptik ülser genç erkekleri daha fazla etkilerken, ağrı kesici kullanan orta yaş üstü kadınlar da risk altında bulunuyor.
GASTRİT: Özellikle bazı yiyecekler tüketildikten sonra ortaya çıkanmide yanması,midede ekşime, gaz ve şişkinlik şikâyetleri daha çok gastritte ortaya çıkıyor. Gastrit tanısında biyopsinin büyük önemi var. Gastrit her yaşta görülebiliyor ve cinsiyet ayırt etmiyor. Ancak ağrı kesici kullananlarda görülme sıklığı artıyor.
ÜLSER: Acıkınca artan,midede yanma ve kazınma hissi ile ortaya çıkan ağrı ülsere işaret ediyor. Ülser hastaya çok sayıda rahatsızlık verip;mide kanaması,midede delinme gibi şikâyetlere yol açıyor. Bu hastalık, doğru tanı ve tedaviyle engellenebiliyor.
REFLÜ: Kişinin yemekten sonra veya öne doğru eğildiğinde yediklerinin ağzına gelmesi ya da göğüs arkasında yanma hissetmesi, reflü hastalığını düşündürüyor. Reflü, çok yaygın ve masumbir hastalık olarak görülürken; kontrol altına alınamayan bir grup hastada, özellikle yemek borusununmideyle birleştiği yerde, kanser riskinde artış söz konusu olabiliyor. Bu sorunun fark edilerek önlenmesimümkün. Reflü hastalığı her yaşta görülmekle birlikte yeni doğan bebeklerde, kilo fazlası olanlarda ve 40 yaşını aşmış kişilerde daha fazla gözleniyor.
BESLENME ÖNERİLERİ
Uzun zaman aç kalmayın, az ve sık yemek yiyin, yemeklerinizi iyi çiğneyin.
Tahıl tüketiminizin (ekmek, makarna, pirinç, patates, vb.) yeterli olmasına dikkat edin.
Tereyağı ve kuyruk yağı gibi doymuş yağlar yerine zeytinyağı gibi doymamış yağları tercih edin.
Aşırı miktarda kırmızı et tüketmeyin. Protein ihtiyacınız için tavuk, balık ve kurubaklagil yiyin.
Yeterli miktarda süt ve süt ürünü tüketin.
Şekerden, şekerli içeceklerden ve şerbetli tatlılardan uzak durun.
Tuzu azaltın.
Kızartma ve mangaldan kaçının. Haşlama yiyeceklere ağırlık verin.
CEYDA ERENOĞLU- GAZETE HABERTURK- HT MAGAZİN
Yayınlanma: 14 Nisan
Birkaç saat yemek yemediğinizde acıkmanız normal. Ancak, mideniz yemekten sonra da sürekli bir guruldama durumundaysa nedeni sağlığınızla ilgili sorunlar olabilir…
Nedeni diyabet olabilir mi?
Vücudunuz yiyecekteki şekeri, glikoz adı verilen yakıta dönüştürür. Ancak şeker hastası iseniz glikoz hücrelerinize ulaşamaz. Bunun yerine vücudunuz size, çok fazla idrara çıkmanız ve daha fazla yemek yemeniz gerektiğini söyler. Bu nedenle özellikle Tip 1 diyabetli insanlar fazla miktarda yemek yemelerine rağmen kilo verebilirler. İştah artışına ek olarak diyabetin diğer semptomları, aşırı susuzluk, bulanık görüş, uzun süre sonra iyileşen kesikler, karıncalanma, yorgunluk, el ve ayaklarda ağrıdır.
Düşük kan şekerine dikkat!
Hipoglisemi, vücuttaki glikoz çok düşük seviyelere düştüğünde ortaya çıkan bir durumdur. Bu açıdan diyabetli insanlar risk altındadır ancak hepatit, böbrek bozuklukları, adrenal veya hipofiz bezlerinizdeki sorunlar gibi sağlık sorunları da buna neden olabilir. Ağır vakalarda ise hipoglisemi hastaları sarhoş gibi görünebilir, konuşmaları farklılaşabilir ya da yürümekte zorluk çekebilirler. Diğer semptomlar arasında ise kaygı, çarpıntı, soluk cilt, titreme, terleme ve ağızda uyuşma yer alır.
Stres
Endişeli veya gergin olduğunuzda, vücudunuz kortizol olarak adlandırılan stres hormonu salgılar. Bu sırada da açlık hissi yükselir. Stres altındaki birçok insan yüksek şeker ve yağ oranına sahip gıdaları tüketmek ister. Diğer semptomlar arasında ise öfke patlamaları, yorgunluk, baş ağrısı, uyku sorunları ve mide bozukluğu bulunur.
Tiroit habercisi
Tiroit, boynunda yer alan, kelebek şeklinde bir bezdir ve vücuttaki her organın işlev görme hızını kontrol eden hormonları üretir. Tiroidiniz çok hızlı çalışıyorsa bu durum hipertiroit habercisi olabilir. Genişletilmiş bir tiroit bezinin yanı sıra hipertiroit belirtileri hızlı nabız, sinirli olmak, normalden daha fazla ter, kas güçsüzlüğü, susuzluktur.
Hamile misiniz?
Birçok anne adayı hamileyken iştahında büyük bir artış olduğunu fark eder. Bu, vücudunuzun bebeğin yetişmesi için yeterli miktarda besin aldığından emin olma yoludur. Çoğu kadın hamileliğinin ikinci ve üçüncü haftasında gr, ilk üç ayında toplam gr alır. Hamile olmanızın diğer işaretleri şöyle sıralanabilir: Adetsiz bir dönem, sık sık tuvalete çıkma dürtüsü, mide bulantısı, büyüyen göğüsler.
Neler yiyorsunuz?
Gıdaların tümü bizi aynı şekilde doyurmaz. Protein içerikli besin grubundan süt ürünleri, yağsız et ve balık açlığı en iyi bastıran alternatiflerdir. İyi lif kaynakları meyveler, sebzeler, tam tahıllar ve kuru baklagiller ise içerdikleri lif nedeniyle tokluk sağlar. Hamur işleri, beyaz ekmek, pek çok ambalajlı yemek ve fast foodlar ise liften yoksundur fakat yağ ve sağlıksız karbonhidrat oranları yüksektir. Bu besinlerden tüketirseniz, yemekten sonra kendinizi tekrar aç hissedip daha fazla yemek yiyebilirsiniz.
Diyet içecekler acıktırır
Birçok kişi kilo vermek için şekersiz içecekler tüketir. Ancak bu içeceklerin içindeki sahte şeker, beyninize yakıt için kullanabileceği kaloriyi beklemesini söyler. Vücudunuz da bu kaloriyi bulamadıkça acıkırsınız ve vücudunuz size bunun yerine yiyeceklerden kalori almanızı söyler. Diyet içecekler sizi acıktırmanın dışında baş ağrısına, şeker tüketme isteğine neden olur ve kilo aldırır.