Misak-I Milli Kararları Nelerdir?
Sınırlar
Mondros ateşkesi imzalandığı sırada Türk askerinin koruduğu ve Türk nüfusunun çoğunlukta olduğu yerler vatan toprağı olarak kabul edilir, bir bütündür ve parçalanamaz. Bu kararlar daha önce Erzurum Kongresi'nde alınmış Milli sınırlara son şekil verilmiştir.
Boğazlar
İstanbul ve Marmara'nın güvenliği sağlandığı takdirde Boğazlar uluslararası ticarete açılacaktır. Siyasi ve askeri bağımsızlık boğazlar maddesi ile vurgulanmıştır.
Azınlık hakları
Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışılmasına sebep olan azınlık hakları burada devreye girerek, azınlık hakları komşu ülkelerdeki Müslümanların hakları kadar olacaktır şeklinde değiştirilmiştir. Uluslararası eşitlik ilkesine dayanan bu durum Avrupalıların iç işlerimize karışmasını engellemek ve bağımsızlığımıza görgü düşürmeyi engellemek amacıyla yapılmıştır.
Kapitülasyonlar:
Kapitülasyonlar Osmanlı Devleti'nin çok uzun yıllar sömürülmesine neden olmuş, siyasi ekonomik ve mali gelişmemize engellemiş hukuki olarak da hakimiyetinizi sınırlamış imtiyazlar olduğu için kapitülasyonlar kabul edilemez kararı alınmıştır. Burada kapitülasyonların kaldırılması amaçlanmış, ilk defa kapitülasyonlara karşı çıkılmış, bağımsızlık haklarından ve egemenlik haklarından taviz verilmeyeceği vurgulanmıştır.
Halk Oylaması Yapılacak Yerler
Arapların durumu: Arapların oturduğu bölgelerde bölgenin geleceği ile ilgili kararını halk oylaması belirlemelidir. Batı Trakya bölgenin geleceğini yine halkın kendi kararını bırakılmıştır. Elviye-i selase kendi istekleriyle Türkiye katılmış olan Kars, Ardahan ve Batum’da gerekirse halk oylamasına başvurulmalıdır. Halk oylaması yapılacak yerlerde alınan kararlar Wilson ilkelerine uygun alınmıştır. Bu bölgelerde halkın çoğunluğu Türk ve Müslüman olduğu için oylamanın sonucunda lehimize sonuç çıkacağı düşünülmüştür. Halk oylaması sonucu halkın verilecek vereceği karara saygı duyulacağı gösterilmiştir.
Misak-I Milli'nin Sonuçları
Misak-ı Milli kararlarının ilan edilmesinin ardından İtilaf Devletleri hükümete ve meclise baskı yapmış ve alınan kararların değiştirilmesini istemiştir. İstekleri kabul edilmeyen İtilaf Devletleri 16 Mart 'de İstanbul'un resmen işgal ederek Mebusan Meclisini dağıtmıştır. Bu sırada mecliste bulunan milletvekili ve aydın kişileri tutuklayarak sürgün etmiştir. İtilaf devletlerinin Mebusan Meclisi'nin dağıtması; halkın iradesini yok saydıklarını göstermiştir. Aynı zamanda olumsuz gibi görünen bu durum saltanat ve halifelik yanlısı olan vatandaşların ulusal mücadeleye yönelmesini sağlamış Ankara'da TBMM'nin açılmasına zemin hazırlamıştır.
Misakı Milli nedir? Irak'ın Musul'un kentinde bulunan terör örgütü DAEŞ'ten temizlemek için başlatılan operasyonlarda Türkiye'nin yer alıp almaması gündemin birinci maddesi oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasında gündeme getirdiği Misakı Milli sınırları vurgusuyla, Türkiye'nin bu operasyonda yer alması gerektiğini ifade etti. Peki Misakı Milli sınırları nelerdir, Misakı Milli kararları nelerdir? İşte ayrıntılar
1- Misakı milli sınırları;
2- Günümüz Türkiye sınırları;
MİSAKİ MİLLİ KARARLARI NEDİR?
1. Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş bölgeler kesin Türk yurdudur, parçalanamaz.
2. Kars, Ardahan ve Batum'da (Elviya-i Selase) gerekirse referanduma gidilecektir.
3. Araplar kendi geleceklerini kendileri belirleyecektir. (Arapların çoğunlukla yaşadığı yerlerde referandum yapılacaktır.)
4. Batı Trakya'nın geleceği referandum ile belirlenecektir.
5. İstanbul, Marmara ve Halifenin güvenliği sağlandığı takdirde, Boğazlar trafiğe açılacaktır.
6. Azınlıklara, diğer ülkelerdeki Türk azınlığa tanınan haklar tanınacaktır.
7. Siyasi, mali ve adli gelişmemizi engelleyen sınırlamalar kabul edilemez. (Kapitülasyonlar)
Erdoğan: Misak-ı Milli'yi anlarsak sorumluluğumuzu anlarız
Bu kararlar ile, Milli mücadelede hedefler ve vatan sınırları (Misak-ı Milli Sınırları) kesin olarak belirlenmiştir. Son Osmanlı Meclis-i Mebusan'ın aldığı en önemli karardır. Bu kararlar meclis onayından geçtiği için resmiyet kazanmış kararlardır. Meclis-i Mebusan; kongre kararlarından etkilenmiştir.
Üniversitelerimizin belirli alanlarda uzmanlığa yönelmelerini sağlamamız gerekiyor. Yaşadığımız tecrübeler bize, üniversitelerimizde yeniden bir yapılanmaya ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Görünüşte demokratik olan rektörlük seçimleri, üniversitelerde kızışmaları, kırgınlıkları artıran bir işleve dönüştürülmüştür. Rektör adaylarının belirlendiği sistem sorun haline dönüşnüştür. Bu sistemden vazgeçilmesi, hem ülkemizin yararına olacaktır diye düşünüyorum. Aynı şekilde Yüksek Öğretim sistemimizin genel olarak yeni bir yapılanmaya gitmesi gerekiyor.
Başbakan Yıldırım: Musul'daki harekata TSK da katıldı
Başbakan Binali Yıldırım, AK Parti Grubu olarak, anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini içeren tekliflerini Meclise getireceklerini bildirdi.