mr robot ilk bölüm / Mr. Robot 2. sezon 1. bölüm incelemesi - Mr. Robot İncelemeleri

Mr Robot Ilk Bölüm

mr robot ilk bölüm

Mr. Robot: Tsunaminin Öncü Dalgaları

Amerikan dizi sektörü ürettiği yapımlarla tüm dünyanın gündeminde kalmaya devam ediyor. Hollywood ile gelen teknik üstünlükle beraber, sinemaya göre daha özgür şekilde işledikleri hikayeleri aynı potada eritmeyi başaran yapımcılar seyirciyi kendilerine hayran bıraktırıyorlar. Büyük başlı bazı baba dizilerin yavaş yavaş sezon finali yaptığı bir dönemden geçerken, eldeki iyilere sarılmak ve yeni keşifler yapmak kaçınılmaz oldu. Bu noktada geçtiğimiz günlerde ABD’de yayınlanmaya başlayan Mr. Robot dizisi arayışta olan dizi severler için bulunmaz bir nimet. Eğer toplumla bir alıp veremediğiniz var ise, sisteme dair ters giden bir şeyler olduğunun farkında olduğunuz halde harekete geçemeyenlerdenseniz, bu yeni diziden çok büyük keyif alacaksınız demektir.

Dizinin ana karakteri Elliot, sorunlu bir aile geçmişi olan, konusunda uzman bir siber güvenlik yazılımcısıdır. Sıkıcı işine gidip, mutsuz bir şekilde hayatını sürdüren bir kişi gibi gözükmektedir dışarıdan bakıldığında. Fakat bu genç adamın içinde sakladığı gizli bir alt kimliği daha vardır. Eliot, yazılımsal anlamda sahip olduğu bilgileri, internetin derin sularında gezip, kötüleri tespit edip, onları cezalandırmak ve adaleti sağlamak için kullanmaktadır. Çocuk pornosu ile ilgilenenleri polise teslim eden, kadınları aldatanların foyalarını ortaya çıkaran asosyal bir tiptir. Elliot, dünyanın işleyiş sistemini kavrayabilmiş, tüm hayatın çok belli grupların elinde ve kontrolünde olduğunu kavradıktan sonra duygusal bir çıkmaza girmiştir. Hiç arkadaşı olmayan, çocukluk arkadaşı ve aynı ofiste çalıştıkları Angela dışında konuştuğu bile kimse olmayan Elliot, dünya genelindeki büyük adaletin sağlanması için kendisine gelen bir fırsatı değerlendirmeye karar verir ve dizi de buradan sonra akar.

Komplo teorilerine ilgisi olan kişiler inanır ya da inanmaz ama çeşitli söylentiler işitmişlerdir. Dünyanın işleyiş prensiplerine dair büyük resme baktığınızda mutlak kontrolün, çok küçük grupların, bazı ailelerin elinde olduğuna dair oldukça çok söylenti var. Özellikle Zeitgeist serisinde üstünde durulan Rothschild Ailesi ve dizideki göndermelerin işaret ettiği Rockefeller Ailesi bu söylentilerin, teorilerin sıklıkla beraber anıldığı ailelerdendir. Bu teoriye inanan kişiler bu ailelerin çok büyük şirketler aracılığı ile global anlamda insanlar üzerinde etki sahibi olduğuna, onları yönlendirdiklerine, şekillendirdiklerine inanırlar. Bu ailelerin gerçekten bazı noktalarda çok güçlendikleri, bazı noktalarda soyutlaştıkları bilinen bir gerçektir. Fakat yazımızın amacı dizi olduğu için bu ailelerin yapılarını sorgulamakan ziyade E Corp’u sorgulamak daha doğru olacaktır. Elliot’un zihnini yönlendirdiği için Evil (Şeytan) Corp olarak gördüğü ve okuduğu şirket, dünyanın bütün ülkelerinde hizmet vermekte olan uluslararası bir holdingdir. Anlatılanlardan çıkardığımız kadarıyla E Corp, bünyesinde teknoloji firmaları yanında bankaları ve akla gelebilecek her alanda şirketiyle faaliyetlerine devam etmektedir. Dünya üzerinde tüketim yapan insan sayısının yüzde 70’ine dair  banka ve kimlik bilgilerine sahip olan bu holding, günümüz teknolojisinde normal ve beklenildiği şekilde bütün verilerini dijital ortamda barındırmaktadır. İşte bu noktada seafoodplus.info dijital Robin Hood’çuluk nasıl olur, insanlar borçlarından nasıl arındırılır, kayıtlar nasıl ortadan kaldırılır ile birlikte kontrolü elinde tutanlara nasıl darbe indirilir, daha doğrusu bütün bunlar yapılabilir mi bunu irdeliyor. Ve ilk bölüm itibariyle gönül rahatlğı ile söyleyebilirim ki yaptığı şeyi muhteşem şekilde yapıyor ve yapacağının da sinyalini veriyor.

İlk bölüm daha ilk sahnesiyle, kısa bir monolog sayesinde çok yüksek bir ilgi seviyesinden başlıyor. Alt metinler, hepimizin günlük alışkanlıklarına, uğraşlarına dair söylemler yoğunlaşma kat sayılarında artışlara sebep oluyor. Bir yandan kendinizi görüyorsunuz bir yandan da ‘evet ben de bundan aslında çok rahatsızım’  diyorsunuz. Hepimiz internet kullanıyoruz ve günlük hayattaki kimliklerimiz dışında bir sanal kimliğe sahibiz. İnternet sayfaları arasında gezinirken sadece kendimizle baş başa olduğumuzu zannediyoruz fakat aslında gerçekten öyle miyiz? Ya sizin gördüğünüz her şeyi başkaları da görseydi, ya sadece telefon numaranız sayesinde bütün kişisel bilgilerinize ulaşılabildiğini bilseydiniz, yine de bu kadar rahat ve özgürce hareket eder miydiniz? İşte dizi bu soruyu sordurtuyor insana ve tuhaf bir korku hissi yaşatıyor. Son yıllarda gümbür gümbür, korkusuzca kapitalizm eleştirisi yapan eli yüzü düzgün iş sayısı hem televizyonda hem sinemada bir hayli azalmışken, Mr. Robot bu noktada da duruşunun ne olduğu belli ediyor. Bu gün pek çok kişinin hiç tanımadan saygı ve sevgi duyduğu, ‘başarılarını’ övdüğü Steve Jobs’un; aslında küçük çocuk işçiler üzerine kurulu oldukça acımasız bir tüketim imparatorluğu sisteminin lideri olduğunu söylemek pek kolay bir şey değil. Mr. Robot eğer ilk bölümdeki çizgisini ve duruşunu koruyabilirse sadece dizi anlamında tutulmaktan öteye geçip, insanların hayata karşı duruşlarını etkileyip, eyleme geçme gibi dürtülerini de tetikleyebilir.

Teknik anlamda oldukça tatmin edici bir işle karşı karşıya olduğumuzu söylememe gerek yok artık herhalde. Çünkü bu gün ABD topraklarında orta sınıf bir iş bile ışık, ses, kadraj, kamera, görüntü yönetimi konusunda pek çok ülkenin üstünde bir standarta sahip. Bu noktada kurgu oldukça belirleyici oluyor benzerler arasından sıyrılmak konusunda. Mr. Robot da özellikle ilk bölüm itibariyle çember bir kurgu tercih etmiş – ki bu şekilde gönülleri bir kez daha fethettiğini söyleyebilirim – ve açıldığı sahneyle kapanarak sonraki bölümlerle ilgili yüksek bir beklenti yaratmıştır. Kendinizi gizli anarşist olarak tanımlıyorsanız, gezegen üzerinde birilerinin elindeki hamur olduğunuza inanıyorsanız, içinizde harekete geçmeyi bekleyen bir şey var ise Mr. Robot tam sizlik bir iş. O taraklarda bezim yok diyen salt dizi sevdalıları için de dizinin, Dexter’ın dijital versiyonu olduğunu söylemek yeterli merakı yaratır kanımca. Teknik detaylar üzerinden şekillenen yapısından ötürü bazı terimler ve siber olayları seyirci olarak yakalayamama ihtimaliniz olsa bile bütün içinde kalabiliyorsunuz.

Mr. Robot bir tsunaminin öncü dalgaları gibi…

Devrime hazır mısınız…

kaynağı değiştir]

[5]

Kaynakça[değiştir

Mr. Robot

Mr. Robot, Sam Esmail tarafından kaleme alınmış Amerikan psikolojik gerilim-dram televizyon dizisi.

Dizinin baş karakteri Elliot Alderson (Rami Malek), sosyal anksiyete bozukluğu, çoklu kişilik bozukluğu, klinik depresyon, şizofreni ve uyuşturucu bağımlılığı ile boğuşan bir siber güvenlik uzmanı ve hacker'dır. Elliot, "Mr. Robot" (Christian Slater) lakabıyla tanınan bir anarşist tarafından "fsociety" adlı hacktivist gruba katılmaya davet edilir. Grubun amacı, dünyanın en büyük şirketler topluluğu olana E Corp'un finansal verilerini şifreleyerek tüm borç kayıtlarını yok etmektir.

Dizinin ilk bölümü 27 Mayıs 'te VoD servisleri üzerinden yayımlandı. Dizi, 24 Haziran 'te USA Network kanalında yayımlanmaya başlandı. İkinci sezon 13 Temmuz 'da, üçüncü sezon 11 Ekim 'de yayımlanmaya başlandı. Dizinin 13 bölümden oluşan dördüncü ve son sezonu 6 Ekim 'da yayımlanmaya başlandı.

Eleştirmenlerin büyük beğenisini kazanan Mr. Robot, En İyi Drama dalında Altın Küre Ödülünün sahibi oldu ve altı Emmy Ödülüne aday gösterildi.

Konusu[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.