Münâcât Nedir? Münâcât Hakkında Kısaca Bilgi (TDK), Münâcât nedir, Münâcât nasıl yazılır tdk, Münâcât anlamı tdk, Münâcât Hakkında Kısaca Bilgi,Terimleri Sözlüğü
Sizlere bu yazımızda Münâcât kelimesi hakkında bilgi vereceğiz.
Münâcât Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Münâcât:
Allaha sessizce duâ etmek, yalvarmak ve niyaz etmektir. Dua içerikli şiirlere de münacât denir.
Edebiyat ve Söz Sanatı Terimleri Sözlüğü
münacat
(Divan edebiyatı terimi) Tanrının affü mağfiretini niyaz yolunda yazılmış koşuk.
Zıt Anlamlı Kelimeler İçin Tıklayınız
Terimler Sözlüğü İçin Tıklayınız
Nasıl Yazılır Kelimeleri İçin Tıklayınız
Atasözleri ve Anlamları İçin Tıklayınız
Deyimlerin Anlamı ve Cümle İçinde Kullanımları İçin Tıklayınız
Münâcât Hakkında Bilgi, Münâcât nasıl yazılır tdk, Münâcât nedir
Münâcât (Ar. i.)
Fısıldamak, birinin kulağına bir şey söylemek. Allaha duâ etmek, yalvarmak.
Edebiyat. Allaha duâ ve yalvarmak için yazılan manzumelere denir. Az da olsa mensur münâcâtlar da vardır. Bunlara daha çok Tazarrunâme adı verilmektedir. Manzum münâcâtlar, ekseriyetle kaside olmak üzere terkib-i bend, terc-i bend, gazel, kıta ve mesnevî türünde nazmedilmişlerdir.
İslâmiyetin zuhurundan sonra ortaya çıkmış, asırlarda İran Edebiyatında ve daha sonra da Türk Edebiyatinda görülmüştür.
Divân Edebiyatı şâirleri divanlarına tevhid ve münâcâtlarla başlarlardı. Bu husus İslâmî eserlerde âdeta bir âdet haline gelmiş ve hemen hepsinde münâcât yer almıştır. Münâcâtlarda tevhidlerde olduğu gibi, âyet ve hadîslerden iktibaslar ve bunlara telmihler mevcuttur. Ana tema hemen hepsinde kısaca şudur: Allâh en büyük güç, kudret ve azamet sâhibidir. Bunun karşısında ise kullar son derece küçük, zayıf ve fakr u zaruret içindedir.
Öte yandan bestelenerek terennüm edilen münâcâtlar da vardır.
Örnek: Münâcât Fuzûlî
DİVAN ŞİİRİ
Türkler, İslamiyeti kabul ederek yalnızca dinî yaşamlarını değil, kültür, uygarlık ve zihniyet dünyalarını da değiştirmişlerdir. Bu değişimden zaman içinde sanat ve edebiyat da payını almış, toplumsal, kültürel, politik ve ekonomik realitelere bağlı olarak Türk edebiyat tarihinde divan şiiri adı verilen bir edebiyat geleneği ortaya çıkmıştır. Bu şiir geleneğinin en önemli özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
Divan Şiiri Genel Özellikleri:
1. Divan şiiri kendine özgü zevk ve anlayışların hâkim olduğu bir ortamda oluşmuştur. Bu ortam, İslami unsurlarla saltanat anlayışının bir arada düşünüldüğü Osmanlı Devletindeki saray çevresidir.
2.Bu şiir geleneğindeki şairlerin pek çoğu, Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsçayı da bu dillerde güzel şiirler yazacak kadar iyi bilen, eğitimli kişilerdir.
3.Divan şiiri soyut, yüce ve ideal olana yönelik bir şiirdir. Bu şiirlerde somut öğelerden çok, soyut öğeler; gerçek güzellerden çok, hayalî güzeller; günlük hayatın gerçeklerinden çok, efsanelerin, tarihin ve dinî öğelerin kendine özgü gerçeklikleri ağır basmıştır.
4.Divan şiiri kuralcı ve biçimci bir şiir geleneğidir.
5.Birkaç şair tarafından hece ölçüsüyle yazılan bir iki şiir dışında bütün şiirler aruz ölçüsüyle yazılmıştır.
6.Divan şiirinde ahenge büyük önem verilmiş, bunun sağlanması için şiirlerin zengin kafiyeyle yazılmasına çalışılmıştır.
7.Divan şiirinde nazım birimi (birim değeri) olarak beyit ve bent kullanılmıştır.
8.Bu şiir geleneğinde Arap ve Fars (İran) edebiyatlarında da kullanılan gazel, kaside, rubai, murabba gibi divan edebiyatı nazım şekilleri kullanılmıştır.
Bu nazım şekilleriyle oluşturulan şiirler temalarına göre şu adları almıştır:
9.Divan şiirinde düşünce ve hayaller birtakım mazmunlarla anlatılmıştır. Mazmun, belli bir kavramı düşündürüp çağrıştıran, genellikle açık istiare ve telmih sanatlarından yararlanılarak oluşturulan klişeleşmiş kelimedir. Mazmuna, imgenin divan şiirindeki karşılığı olarak da bakılabilir. Aralarındaki fark, mazmunun imgeye göre çağrışım alanının daha dar ve belirli olmasıdır. İmge mazmuna göre daha özgün, çağrışım bakımından da daha zengindir. Divan şiirinde kullanılan bir mazmun, o şiir geleneğini bilen herkese aynı
şeyleri çağrıştırır. Divan şiirindeki mazmunların çok önemli bölümü sevgililerin özelliklerini anlatmak için kullanılmıştır.
Divan şiirinde süslü anlatıma, söz sanatlarına sıkça başvurulmuş, söyleyiş güzelliğinin yakalanmasına çalışılmıştır.
Divan şiirinde çoğunlukla içki meclisleri, aşk, aşkın getirdiği çaresizlik, ulaşılmaz sevgiliye hasret gibi temalar işlenmiştir.
Divan şiirinin en önemli kaynakları Arap ve İran mitolojileri, bu milletlerin halk hikâyeleri ve edebiyat birikimleridir. Bunların yanında peygamber ve evliya hikâyeleri, Kuran, hadis ve tasavvuf da bazı şairlere kaynaklık etmiştir.
Divan şiirinde Arapça, Farsça, Türkçe kelime ve tamlamalardan oluşan Osmanlı Türkçesi kullanılmıştır.
Bu şiir geleneğinde şairler, şiirlerini divan adı verilen kitaplarda toplamışlardır.
Yüksek zümre edebiyatı, saray edebiyatı, klasik Türk edebiyatı gibi adlarla da anılan bu şiir geleneğinin ilk temsilcisi, XIII. yüzyılda yaşayan Hoca Dehhânîdir.
Gazel Örneği:
Şöyle olmış câm-ı aşk-ı yârdan mest ü harâb
Kendüsin dîvârdan dîvâra urmış âfıtâb
(Güneş sevgilinin aşkının kadehinden öylesine
kendinden geçmiş ki kendini duvardan duvara vurmakta.)
Nâfe kıldı zülf-i müşgînün görüp ser-ber zemîn
Ayagun toprağına miskînlik etdi müşg-i nâb
(Misk senin mis gibi kokan saçlarını görünce başını eğdi.
Saf misk, ayağının toprağında miskinlik edip kaldı.)
Tokınupdur bâde-i gülgûna çeşm-i rüzgâr
Sâgar üzre sanmamız peyda olur yer yer habâb
(Kadehin üzerinde yer yer kabarcıklar ortaya çıkmış sanmayın!
Gül renkli şaraba rüzgârın gözü değmiş.)
Şahne-i devrân nola çekse çevürse dembedem
iki kanludur anılmış bâde-i nâb u kebâb
(Kırmızı şarapla kebap, tanınmış iki kanlı katildir.
Devran zabıtası zaman zaman onları çekip çevirip yola getirse şaşılır mı?
NOT:Divan edebiyatı ve halk edebiyatı şiir geleneklerinde kullanılan her bir nazım şekli ve türü, süreç içinde kendi geleneğini oluşturmuştur: Gazel yazma geleneği, türkü söyleme geleneği, mâni söyleme geleneği
NOT 2:Edebiyatımızda nasıl ki halk şiiri ve divan şiiri gelenekleri oluşmuşsa Batı Etkisinde Gelişen Türk Edebiyatı Döneminde de modern şiir, saf şiir, serbest şiir gibi şiir gelenekleri oluşmuştur.