yeşil koku oyunu / Waldorf 3 Parça Kök Ağacı Yeşil Eğitici Ahşap Oyuncak Fiyatı | Unigo

Yeşil Koku Oyunu

yeşil koku oyunu

İdeen Welt Koku Kesesi Kalp Şekilli Yeşil 3'lü

Kurumsal Fatura

Son 1 ürün

Tahmini Kargoya Teslim: 9 gün içinde

  • 15 gün içinde ücretsiz iade. Detaylı bilgi için tıklayın.
  • Bu ürün Pastel Global tarafından gönderilecektir.
  • İncelemiş olduğunuz ürünün satış fiyatını satıcı belirlemektedir.
  • • Koku keseciği gerçek lavantalı • Malzeme: % pamuk • Dolgu maddesi: 4 gram lavanta, pamuk
  • Bu üründen en fazla 15 adet sipariş verilebilir. 15 adetin üzerindeki siparişleri Trendyol iptal etme hakkını saklı tutar.
  • Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten az stok bulunmaktadır.
  • Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.

ÜRÜNÜN TÜM ÖZELLİKLERİ

Ürün Değerlendirmeleri

Henüz Yorum Yazılmamış.

Ürün Bilgileri

İdeen Welt Koku Kesesi Kalp Şekilli Yeşil 3'lü

  • İncelemiş olduğunuz ürünün satış fiyatını satıcı belirlemektedir.
  • • Koku keseciği gerçek lavantalı • Malzeme: % pamuk • Dolgu maddesi: 4 gram lavanta, pamuk
  • Bu üründen en fazla 15 adet sipariş verilebilir. 15 adetin üzerindeki siparişleri Trendyol iptal etme hakkını saklı tutar.
  • Kampanya fiyatından satılmak üzere 5 adetten az stok bulunmaktadır.
  • Bir ürün, birden fazla satıcı tarafından satılabilir. Birden fazla satıcı tarafından satışa sunulan ürünlerin satıcıları ürün için belirledikleri fiyata, satıcı puanlarına, teslimat statülerine, ürünlerdeki promosyonlara, kargonun bedava olup olmamasına ve ürünlerin hızlı teslimat ile teslim edilip edilememesine, ürünlerin stok ve kategorileri bilgilerine göre sıralanmaktadır.

Beşi Bir Yerde Oyun

Oyunları hiç düşündünüz mü, kaç duyumuza aynı anda hitap ediyor? Görme ilk aklınıza gelen değil mi? Rengarenk animasyonlar, objeler, konfetiler, rozetler gibi. Peki, duyma? Trink trink trink kazandığınız altınların sesleri ya da bir gergin geri sayım müziği, sizde ve daha önemlisi bilinçaltınızda acaba nasıl bir etki bırakıyor? En önemlisi ise dokunma! Telefonlarımızdaki ve konsol oyunlarının “joystick”lerindeki titreşimler bizi tam olarak odaklamıyor mu? Üç duyumuz da oyunlarda oldukça aktif gibi; tat ve koku için denemeler olsa da bu iki duyuyu “şimdilik” dijital ekranlarda kullanamıyoruz. Biz öncelikle bu üç duyu olmak üzere beş duyumuzun da kullanıldığı ve yüz yüze açık veya kapalı alanlarda oynanabilen oyunlara bir göz atalım. 

Dokunma duyumuzun yoğun kullanıldığı oyunlar:

Katılımcılar rastgele alanda gezinirken eğitmenin “Dur” yönergesi ile oldukları yerde dururlar ve gözlerini kapatırlar. Eğitmen, katılımcıların arasında gezinerek birinin kafasına sessizce dokunur. Kafasına dokunulan kişi “Hayalet” olur ve gözlerini açar. Hayaletin amacı herkese dokunarak kendi tarafına çekmek; yani onları da “Hayalet” yapmaktır. Bunu şu şekilde yapabilir: Bir kişinin arkasına sessizce gider ve içinden 5’e kadar saydıktan sonra o kişinin omzuna sessizce dokunur. Dokunulan kişi gözlerini açar ve hayaletin tarafına geçer. Eğer hayalet, içinden 5’e kadar sayarken, dokunmayı planladığı kişi arkasında biri olduğunu hissederse “Arkamda hayalet var.” der. Gerçekten hayalet varsa kurtularak oyundan çıkar. Bir kişinin en fazla iki yanlış tahmin hakkı vardır; iki kere arkasında hayalet olmadığı halde “Arkamda hayalet var.” diyen katılımcılar oyundan yanarak çıkar. Hayaletin dokunduğu herkes hayalet olur ve oyunda diğer kalanları da hayalet yapmaya çalışır. Herkes hayalet olana kadar oyun devam eder; ya da doğru tahmin eden son kişi oyunu kazanır.

Not: Eğer bu etkinlik açık havada yapılıyorsa dış çevre sesleri de oynanabilirlik açısından göz önüne alınmalıdır.

Katılımcılar iki gruba ayrılır. Her iki grup da arka arkaya sıralanır. En ön sırada yer alan katılımcıların önüne eşit mesafe uzaklıkta bir nesne yerleştirilir. Örneğin bir adet karton bardak, bir adet pet şişe. Her iki gruptaki katılımcılar bir eliyle arkasındaki, diğer eliyle önündeki kişinin elini tutar. Hiçbir katılımcı arkasına bakmamalıdır, herkes sadece önündekinin ensesine bakar ve birbirleri ile tek iletişimleri el ele tutuşmaktır. Eğitmen her iki grubun en arka sırasında, ortaya geçer. Sadece en arkadaki kişiler eğitmene bakabilir. Eğitmen sessizce 1’den 3’e kadar eliyle sayar. Sıraların arkasındaki katılımcılar 3’ü gördükleri anda önlerindeki kişinin elini sıkarak akımı başlatırlar. Böylelikle herkes bir önündekinin elini sıkarak akımı devam ettirir. En öndeki kişiler, eli sıkıldığı an ortada duran nesneyi kapmaya çalışırlar. Nesneyi önce kapan kişi grubuna 1 puan kazandırır ve sıranın en sonuna geçer. Oyun bütün grubun bu şekilde tekrarı ile devam eder.

Not: Eğitmenin yönergesini beklemeden akımı başlatan grup kaybetmiş sayılır ve puan karşı tarafa geçer.

Çeşitlendirme: Eğitmen 3’e kadar saymak yerine arka sıradaki katılımcılara ufak bir nesne de gösterebilir. Örneğin yüzük, para. Katılımcılar nesneyi görür görmez akımı başlatabilir.

Görme duyumuzun yoğun kullanıldığı oyunlar:

 

Katılımcılar çember olur. İçlerinden bir gönüllü seçilir ve çemberin dışına çıkarılır (Açık alanda oynanıyorsa gruptan uzak bir yere gider). Geride kalanlar arasından bir lider seçilir ve o kişi belirlediği herhangi bir hareketi yapmaya başlar. Çemberdeki herkes hareket lideri ile aynı anda hareketi yapar. Dışarıda bekleyen (veya uzaklaşan) kişi içeri girer ve çemberin ortasına geçerek herkesi gözlemlemeye başlar. Hareket lideri, yaptığı hareketleri belli aralıklarla değiştirir; o değiştirdikçe çemberdeki herkes değiştirir; lider hangi hareketi yapıyorsa aynı hareket yapılır. Ortadaki kişi herkesi gözlemleyerek hareket liderini bulmaya çalışır. Burada önemli nokta, hareket lideri olan kişinin kendini belli etmeden oyunu sürdürmesidir. Aynı şekilde çemberdeki katılımcılar da hareket lideri olan kişiyi açık etmeden hareketlerini ona uydurmaya çalışmalıdır. Oyun bu şekilde farklı hareket liderleri seçilerek devam eder.

Katılımcılar arasından bir gönüllü seçilir. Bu kişi grubun geri kalanının karşısına konulan bir sandalyeye oturur ve sandalyenin altına bir anahtar konur. Eğitmen, sandalyeye oturan kişinin bir kral olduğu, geri kalan kişilerin halk olduğu ve özgürlüklerini geri kazanmak için sandalyenin altındaki anahtarı almaları gerektiği yönergesini verir. Kral gözlerini kapatarak hızlıca “davul zurna ” der (burada söyleyeceği cümle değiştirilebilir, kral hikâyesiyle bağdaşan bir cümle de kullanılabilir) ve hemen gözünü açar, o bunu söylerken karşısındaki katılımcılar kral olan kişiye doğru hareket eder. Ancak kral gözünü açar açmaz herkes olduğu pozisyonda hareket etmeden donmak zorundadır. Kral gözünü açtığı anda hareket ettiğini gördüğü kişiyi sıranın en sonuna gönderir. Halk olan katılımcılar bu şekilde krala yaklaşarak sandalyenin altındaki anahtarı almaya çalışır. Kral da anahtarı halka vermemek için hareket edenleri tespit ederek kendinden uzaklaştırmaya çalışır.

İşitme duyumuzun yoğun kullanıldığı oyunlar:

Katılımcılar çember olur. İki gönüllü çemberin içine girer (Çemberin içinde oynama sebebi belirli bir alan tanımlaması yapmaktır; geniş alanlarda bu oyunun oynatılması güçlük yaratabilir. Yine de eğitmen, bu etkenleri göz önüne alarak oyunu uyarlayabilir). Birinin gözleri kapalı olur, diğerinin açık ve çemberin ortasında sürekli hareket halinde olurlar. Gözleri kapalı olan kişi diğerine “Neredesin” diye sorar, gözü açık olan “Buradayım” der. Gözleri kapalı olan kişi “Buradayım” sesini takip ederek karşındakini yakalamaya çalışır. Gözü açık olan kişi neredesin sorusuna buradayım cevabını verirken diğer taraftan yakalanmamaya çalışır, yakalandığı an rolleri değişirler. Bu oyun birkaç farklı gönüllü ile tekrarlanabilir.

Katılımcılardan bir kişi dışarı çıkar (Açık havada oynanıyorsa uzak bir yere gider). Geri kalan katılımcılar arasından bir gönüllü seçilir. Grubun tamamı aynı kelimeyi veya cümleyi söylerken bu gönüllü kişi gruptan farklı bir şey söyler. Örneğin grubun tamamı aynı anda “Sarı, sarı, sarı” kelimesini aralıksız söylerken, gönüllü kişi grupla eş zamanlı olarak “Yeşil, yeşil, yeşil” kelimesini tekrar eder. Dışarıdaki katılımcı geri geldiğinde farklı kelimeyi/cümleyi söyleyen kişiyi dinleyerek bulmaya çalışır.

Çeşitlendirme: Kalan katılımcılar kendi aralarında gruplara ayrılır. Eğitmen bir kelime belirler ve her gruba bu kelimenin bir hecesini verir. Her grup sadece bu heceyi aynı anda söyler ve dışarıdan gelen katılımcı her bir grubu dinleyerek, heceleri birleştirerek belirlenen kelimeyi bulmaya çalışır. Örneğin; kelime “Metaksis” seçilmiş olsun. 1. grup sadece “Me”, seafoodplus.info “Tak”, seafoodplus.info “Sis” hecelerini aynı anda söylerler. Dışarıdan gelen kişi bu kelimeleri dinleyerek birleştirdiğinde “Metaksis” kelimesini bulur.

Tat alma duyumuzun yoğun kullanıldığı oyun:

Gurme

Ebe olan oyuncuların gözleri bağlanır. Gözlerinin tamamen kapalı olduğundan emin olunduğu zaman, 6 ya da 8 bardak (imkanlara göre arttırılabilir) farklı içeceklerle doldurulur. Oyuncuların yalnızca tadına bakarak bardaklardaki içeceklerin ne olduğunu anlamaları istenir. Her oyuncunun 2 yudum hakkı vardır, bildiği sayı kadar puan verilir.

Çeşitlendirme: Daha büyük yaş gruplarında ya da yetişkinlerde oyunu zorlaştırmak ve heyecanı arttırmak için, tek yudum hakkı verilebilir ya da belirlenen kısa süre içerisinde hızlı karar vermeleri istenebilir.

İçeceklerden yayılan koku ve bardakların ısısı (sıcak-soğuk içecekler) oyunculara ipuçları verir.

Koklama duyumuzun yoğun kullanıldığı oyun:

Burun Buruna

Tabaklara kimyon, nane, adaçayı, kekik gibi baharatlar ya da yiyecekler konur. Oyuncular kokularından tabaktakilerin ne olduğunu anlamaya çalışır. Oyuncu sayısı ve süreye göre tabak sayısı belirlenir.

Çeşitlendirme: Çocuklarda iki kez koklama hakkı verilirken, daha büyük yaş gruplarında tek hak verilerek rekabet artırılır. Her oyuncunun bireysel olarak oynadığı oyunda, her bir oyuncu doğru tahmini kadar puan alır. Oyun, gruplar şeklinde oynanırsa, tek seferde doğru tahmin yapan oyuncu 2 puan kazanır. Oyuncu ilk tahmininde başarısız olursa, arkadaşlarına bir soru sorma hakkını kullanır ve yiyeceğin türünü sorar. Örneğin “Meyve mi?” sorusuna arkadaşları sadece “Evet/Hayır” şeklinde cevap verebilirler. Doğru tahmin ederse 1 puan almaya hak kazanır.

Oyun Oynayarak Gelişiyoruz! 

Gördüğünüz gibi dokunma, görme, işitme, koklama ve tatma ile sinir sistemini besleyen duyular uyarılır ve harekete geçirilir. Beş duyunun yanı sıra denge, hareket ve beden farkındalığı ile bilişsel, duygusal, sosyal gelişim desteklenir. Oyunlar sayesinde duyusal girdi çeşitliliği sağlanmış olur. Oyunun orta yerinde ya da oyunlaştırma sürecinde yol alırken birdenbire “aaaa şöyle yapalım” diyen, gözleri parlayan tiplere şaşkın şaşkın bakmayın lütfen! Açılan tüm duyularla hayal gücü ve yaratıcılığın arttığını, keşifte keyifle zirvelerde olunduğunu anımsayın 🙂 “Oyun mu oynuyorsunuz yani?” demeyelim; ceplerini nelerle doldurduklarına bakalım…

Burada aslında 5 duyumuzu da aynı anda kullanabileceğimizle ilgili oyunlar paylaştık. Bazılarında uyulması gereken kurallar vardı bazıları sadece serbest yaratıcılık oyunlarıydı. Play ve Games kelimeleri Türkçede aynı anlamda kullanılır: Oyun. Ancak “play”de daha çok yaratıcılık ön planda iken “game”de kurallara uyum ve hedefler öne çıkmaktadır. Bir oyunda ayrıca eğitsel bir amaç varsa bu da aslında “eğitsel oyun” olur. Bu oyunlarda ekstra kuralları oyunculara göre değiştirerek geride kimseyi bırakmadan herkesin oynayabildiği bir süreç tasarladığımızda, mesela Jenga’da takım görevlerinde iyi olanlarla kötü olanları eşleştirdiğimizde de oyunlaştırma yapmış oluyoruz ve “AKIŞ”a geçerek hedefi tam onikiden vuruyoruz! Oyunlaştırma sistem ve mekanikleri sayesinde tam odağa geçiyoruz. Hedefimiz net. Üzerimizde hissettiğimiz bir baskı yok ve orada olmayı, mutlu olmayı kendimiz seçiyoruz. Bir de üzerine geri bildirim alıyorsak işte tüm duyular ve benliğimizle “oradayız”. Görünmez duvarlarla çevrili olduğumuz o atmosferde, başkalaşıma geçiyoruz. Görüp, dinleyip dokunabiliyorken buruna gelen tarifi zor o hoş kokular ile tadına doyum olmaz bu lezzet, o an bize eşlik ediyor. 

Sonuç olarak; yaratıcılık, duyular, düşünme, eğlenme, deneyimleme kavramları oyunun ta kendisini oluşturuyor; oyun ise hayatın kendisini…

Bol oyunlu yıllara! (Oyuna gelmeyin; oyun oynayın!)

Bu makale Gamfed Türkiye Gönüllülerinden Filiz Pekgüzel’in katkılarıyla yazılmıştır.

 

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir