muhakemetü l lugateyn / The Journal of Academic Social Science

Muhakemetü L Lugateyn

muhakemetü l lugateyn

Muhakemet&#;ül Lugateyn-Ali Şir Nevaî

Muhakemet’ül Lugateyn (anlam: İki dilin karşılaştırılması) Uygur dilbilimcisi Ali Şir Nevaî tarafından Çağatay Uygurcası ile yazılmıştır.

Ali Şîr Nevâî&#;nin Muhâkemet-ül-Lugateyn adlı eseri, bu günkü yazımızla küçük boy bir kitabın 50 sayfasını ancak doldurur. Fakat hacim bakımından küçük olan bu kitap, muhtevasının değeri ile deryalar kadar büyüktür.

İki dilin yargılanması, karşılaştırılması, muhakeme edilmesi demektir. Özbek dilbilimcisi Ali Şir Nevaî tarafından Çağatayca ile yazılmıştır.

Nevaî, edebî dil olarak Çağatayca&#;nın Farsça&#;ya nazaran üstün olduğuna inanmış ve Aralık &#;da tamamlanmış Muhakemet&#;ül Lugateyn&#;de de iddiasını savunmuştur. Özellikle Türk dilinin hayvan isimleri ve fiil zenginliği yönünden Farsça&#;dan daha üstün olduğunu gösterir.

Ali Şir Nevaî bu eserde yeryüzündeki başlıca dilleri Arapça, Hintçe, Çağatayca ve Farsça olarak sayar. Arapça&#;nın en üstün ve Hintçe&#;nin en değersiz dil olduğunun bilinen bir gerçek olduğunu ifade ettikten sonra, geri kalan iki dil arasında hangisinin daha üstün olduğunu çeşitli delillere dayanarak münakaşa eder. Sonuç olarak Çağatayca&#;nın Farsça&#;dan daha üstün bir dil olduğunu ispat eder.

Nevaî, eserinde birçok defa Türkçe kelime haznesinin Farsça&#;ya nazaran daha zengin, güzel ve esnek olduğunu düşündüğünü dile getirmektedir.

Birçok Çağatayca kelimenin üç, dört ya da daha fazla anlamı vardır, lâkin Nevaî&#;nin dediğine göre Farsça&#;da böyle bir esneklik yoktur.

Türkçe lehçelerinde ördek manasını taşıyan dokuz tane kelime vardır, ki bu da Türkçe lehçelerinin kapasite bakımından üstünlüğünü gösterir. Farsçada ise Nevaî&#;nin dediğine göre ördek için sadece bir kelime vardır.

Eserin yazılmasının önemli bir sebebi, o dönemde Türk aydınları arasında Farsça kullanımı yönünde yaygın bir özenti olmasıdır. Şiir yazmaya müsait bir dil olması sebebiyle Farsça rağbette idi. Muhakemet&#;ül Lugateyn bu bakımdan gerçekten etkili olmuş ve Ali Şir Nevaî&#;den sonra Çağatayca&#;ya rağbet artmış, özellikle şiir büyük gelişme göstermiştir.

Muhâkemet-ül-Lugateyn&#;den bazı cümleler:

&#;&#; Nazım bahçesinin şakrak bülbülü, Nevaî mahlasını alan Ali Şir (Allah günahlarını yargılasın ve ayıplarını kapatsın) şöyle arz eder:

&#;Söz bir incidir ki onun denizi gönüldür ve gönül bütün anlamları kendisinde toplar. Nitekim denizden cevherleri dalgıçlar çıkarır ve onlara mücevherciler katında değer biçilir. Gönülden söz incileri çıkarma şerefine erenler de (dalgıçlar da) bu işin mütehassısıdırlar. O inciler bu mütehassıslar ağzında canlanır, nisbetlerine göre yayılır ve ün kazanırlar. İnciler değer bakımından çok farklı olurlar. Bir tümenden yüz tümene kadar (bir liradan binlerce liraya kadar) olanları vardır. Elden ele geçen ucuz incilerle, sultanların kulaklarına küpe olan incilerin değerleri bir mi?

&#;&#; Şöyle bilinir ki, Türk Fars&#;tan daha keskin zekalı, daha anlayışlı, daha saf, daha pek yaratılışlıdır. Fars ise ilimde ve gayret sarfıyla elde edilen bir anlayışta daha olgun ve derin görünüyor. Bu hal Türklerin doğru, dürüst, temiz niyetinden, Farsların da fen ve hikmetinden belli oluyor&#; Ve lakin, Türk ve Fars dilleri arasındaki kusursuzluk veya noksanlık bakımından çok büyük farklar vardır. Söz ve ibarede, kelimelerin anlam ve kavramında, Türk Fars&#;tan üstündür. Türkün öz dilinde öyle incelikler, güzellikler, sanatlar vardır ki inşallah yeri gelince gösterilecektir&#; &#;

&#;&#; Türkün Fars&#;tan daha üstün, daha kabiliyetli, daha açık ve parlak olduğunun şundan kuvvetli delili olur mu: Bu iki milletin gençleri, ihtiyarları, büyükleri, küçükleri arasında kaynaşma aynı derecededir. Alış-verişleri, işleri, güçleri, düşüp kalkmaları, oturup durmaları, birbirinden hiç farklı değildir. Aynı hayat şartları içinde yaşarlar&#; Böyle olduğu halde Türklerin hepsi Farsça&#;yı kolayca öğrenir ve konuşur. Oysa Farsların hiç biri Türkçe konuşamaz. Yüzde, belki binde biri Türkçe öğrenir ve konuşursa da, onun Türk olmadığı daha ilk sözünden belli olur&#; Türkün Fars&#;tan kabiliyetli olduğuna bundan daha kuvvetli tanık olamaz ve hiçbir Fars bunun aksini iddia edemez&#; &#;

&#;&#; Fars dili yüksek ve derin konuları anlatmada yetersizdir. Çünkü Türkçe&#;nin oluşumumda ve konularında pek çok incelik, özgünlük vardır. İnce farklar, en uçucu kavramlar için bile kelimeler yaratılmıştır ki bilgili kimseler tarafından açıklanmazsa kolay anlaşılamaz. &#;

&#;&#; Türkün bilgisiz ve zavallı gençleri, güzel sanarak, Farsça şiirler söylemeğe özeniyorlar. İyi ve etraflı düşünseler, Türkçede bu kadar genişlikler, incelikler, derinlikler ve zenginlikler durup dururken, bu dilde şiir söylemenin ve sanat göstermenin daha kolay, şiirlerinin daha beğenilir olacağını anlarlar.

Muhakemetü'l Lugateyn, yüzyılda Çağatay şairi ve bilgini Ali Şir Nevai tarafından yazılmıştır. Nevai, eserde, Arapçanın üstünlüğünü belirttikten sonra Türkçenin Farsçadan üstünlüğünü kanıtlamaya çalışır. Bu üstünlüğü de daha çok hayvan adları ve fiil zenginliği ile ispatlama yoluna gider.

Şair, Türkçenin Farsçadan üstün olduğunu kanıtlamanın yanında o zaman bir özenti olan Farsça ile şiir yazmanın önüne geçmek için de eseri kaleme alır. Bu eserle birlikte Türk diliyle şiir yazma yönünde büyük ilerleme kaydedilir.

Muhakemetü'l Lugateyn'de, Türkçenin Farsçaya nispetle esnek bir dil olduğu dile getirilir. Türkçede birçok kelimenin üç, dört ya da fazla anlamı olduğu belirtilir. Farsçanın böyle bir özelliğinin olmadığı örneklerle açıklanır. Ali Şir Nevai buna örnek olarak "ördek" kavramını verir. Bu kavram, Türkçede dokuz farklı kelime ile dile getirilebildiği halde Farsçada böyle bir özelliğin olmadığını, Farsçada "ördek" kavramını karşılayan yalnız bir sözcüğün olduğunu söyler. 

Bütün hayatını Türkçenin tanıtımına vakfeder. 

Muhakemetü'l Lugateyn'in Özellikleri

  • Eserin adı "iki dilin karşılaştırılması" anlamına gelir.
  • Eser, hacim bakımından küçük muhtevasıyla bir denizi andırır.
  • Ali Şir Nevai eserde, yeryüzündeki başlıca dilleri Arapça, Hintçe, Farsça ve Türkçe olarak sayar.
  • Muhakemetü'l Lugateyn, Çağatay Türkçesi ile yazılmıştır.
  • Dil bilgisi kitabı şeklinde olan Muhakemetü'l Lugateyn'de Türk kültürü, sosyal, siyasal ve ekonomik yaşantısı ile ilgili önemli bilgiler de yer alır.
  • Ali Şir Nevai, eserde çağdaşlarının Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir.

Muhakemetü'l Lugateyn'den (Kısaltılmıştır)


Ana dilim üzerinde düşünmeye koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu âlemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı.

Bu âlemin bahçesine daldım, gülleri güneşler gibiydi. Her yanında göz görmedik, el ayak değmedik neler neler vardı! Ama bu tılsımın yılanları pek korkunç, bu güllerin dikenleri pek yamandı. Bunları görünce düşündüm ve dedim ki:

Demek bizim Türk ozanları bu korkulu ve üzüntülü şeylerden çekindikleri için Türkçeyi bırakıp boşlamışlar ve böyle göçüp gitmişler!..

Fakat ben, bu âlemden vazgeçmedim. Korkmadım, yılmadım, güçlükleri yendim, çetinliklerle savaştım; emeklerimi esirgemedim. Bu âlemin aydınlık alanlarında, ilhamımın şahlanan atını koşturdum. Sınırsız uzaylarda hayalimin hırçın kuşunu havalandırdım.

()

(İ. Rafet Işıtman Çevirmesi, TDK, )


Ana dilim üzerinde düşünmeye koyuldum: Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin âlemden daha yüksek bir âlem göründü. Bu âlemin süsler, bezekler içinde enginleşen göğü, dokuz gökten daha üstündü. Bu erdemler, yücelikler hazinesinin incileri, yıldızlardan daha parlaktı.

Bu âlemin bahçesine daldım, gülleri güneşler gibiydi. Her yanında göz görmedik, el ayak değmedik neler neler vardı! Ama bu tılsımın yılanları pek korkunç, bu güllerin dikenleri pek yamandı. Bunları görünce düşündüm ve dedim ki:

Demek bizim Türk ozanları bu korkulu ve üzüntülü şeylerden çekindikleri için Türkçeyi bırakıp boşlamışlar ve böyle göçüp gitmişler!..

Fakat ben, bu âlemden vazgeçmedim. Korkmadım, yılmadım, güçlükleri yendim, çetinliklerle savaştım; emeklerimi esirgemedim. Bu âlemin aydınlık alanlarında, ilhamımın şahlanan atını koşturdum. Sınırsız uzaylarda hayalimin hırçın kuşunu havalandırdım.

()

(İ. Rafet Işıtman Çevirmesi, TDK, )

Ayrıca bakınız

Muhâkemetü'l-Lugateyn

Muhâkemetü’l-Lugateyn (محاكمة اللغتين Muḥākemetü’l-Luġateyn; anlamı: İki Dilin Karşılaştırılması), yüzyılın edebî şahsiyetlerinden ünlü Ali Şîr Nevâî tarafından Çağatay Türkçesi ile yazılmış bir eserdir. Nevâî, edebî dil olarak Türk dilinin Farsçaya nazaran üstün olduğuna inanmış ve Aralık 'da tamamlanmış Muhâkemetü’l-Lugateyn'de de iddiasını savunmuştur. Ünlü eserinde iki dilin karşılaştırmasını söz varlığından örneklerle yaparken Farsçaya üstünlüğünü kanıtlamaya çalıştığı kendi dilini Türkî, Türkçe şeklinde beyan etmiştir.[1][2] Özellikle Türk dilinin hayvan isimleri ve fiil zenginliği yönünden Farsçadan daha üstün olduğunu gösterir.

On beşinci yüzyılda Çağataycanın (Çağatay Türkçesinin) klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şîr Nevâî, önemli bir kişidir. Nevâî öncesinde ve Nevâî’nin çağında, Timurlular devletinde Türkçe yazan sanatçılar azdır. Nevâî; Türkçeyi edebî dil olarak kullanmayan, Farsça yazan çağdaşlarına çatar. Çağdaşlarının Farsçanın karşısında edebî dil olarak Türkçeyi yetersiz görmelerini eleştirir, eğer emek verilirse Türkçenin de Farsça kadar hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunun görüleceğini belirtir. Bu görüşleri, Muhâkemetül-Lugateyn'de görülür.[3]

Ali Şîr Nevâî, bu eserde yeryüzündeki başlıca dilleri Arapça, Hintçe, Türkçe (bugünkü algıyla Çağatayca) ve Farsça olarak sayar. Arapçanın en üstün ve Hintçenin en değersiz dil olduğunun bilinen bir gerçek olduğunu ifade ettikten sonra geri kalan iki dil arasında hangisinin daha üstün olduğunu çeşitli delillere dayanarak münakaşa eder. Sonuç olarak Çağataycanın Farsçadan daha üstün bir dil olduğunu ispat eder.

Nevâî, eserinde birçok defa Türkçe kelime haznesinin Farsçaya nazaran daha zengin, güzel ve esnek olduğunu düşündüğünü dile getirmektedir. Örnek olarak:

  • Birçok Çağatayca kelimenin üç, dört ya da daha fazla anlamı vardır lakin Nevâî'nin dediğine göre Farsçada böyle bir esneklik yoktur.[kaynak belirtilmeli]
  • Türk lehçelerinde ördek manasını taşıyan dokuz tane kelime vardır ki bu da Türk lehçelerinin kapasite bakımından üstünlüğünü gösterir. Farsçada ise Nevâî'nin dediğine göre ördek için sadece bir kelime vardır.[kaynak belirtilmeli]

Eserin yazılmasının önemli bir sebebi, o dönemde Türk aydınları arasında Farsça kullanımı yönünde yaygın bir özenti olmasıdır. Şiir yazmaya müsait bir dil olması sebebiyle Farsça rağbette idi. Muhâkemet'ül-Lugateyn bu bakımdan gerçekten etkili olmuş ve Ali Şîr Nevâî'den sonra Türk diline rağbet artmış; özellikle şiir, büyük gelişme göstermiştir.

Kaynakça[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.