namazı cem etmek nasıl olur / İki namazı cem etmek .:.: www.ailevekadin.com :.:.

Namazı Cem Etmek Nasıl Olur

namazı cem etmek nasıl olur

Cem-İ Takdim Nedir, Nasıl Yapılır Ve Kılınır? Cemi Takdim İçin Nasıl Niyet Edilir

Haberin Devamı

Namaz, edası ile mükellef olunan bir ibadettir. Her Müslümanın namaz hakkında tüm ayrıntıları bilmesi namazın sıhhati bakımından önemlidir. Namazda cem-i takdim meselesi de böyle bir konudur.

Cem-i Takdim Nedir, Nasıl Yapılır ve Kılınır?

Namaz ibadeti İslamiyet'te üzerinde ehemmiyetle durulan çok mühim bir ibadettir. Namazın bir edebi ve farzı vardır. Mümin namaz kılarken bunlara azami özen göstermekle yükümlüdür. Müslümanların ilk sorguya çekilecekleri konu namazları olacaktır.

Allah'u Teala insanlara namaz kılmalarını emretmiştir. Kuran'da birçok ayette namaz konusu yer almaktadır. Bu ayetlerden bir kısmı şunlardır: "Şüphesiz ki, namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar..." ( Ankebut Suresi; 45 ), "Namazlara, özellikle orta namaza devam ediniz..." ( Bakara Suresi, 238. Ayet ), "Eğer tövbe ederler, namazı kılarlar, zekatı verirlerse onları serbest bırakın..." ( Tevbe Suresi, 5. Ayet )

Haberin Devamı

Farz namazlarının vakitleri vardır. Bu vakitler girdiğinde her Müslümanın farz namazlarını ifa etmesi zorunludur. Fakat İslam, kolaylık dinidir. Bazı zorunluluk hallerinde mazeret durumlarında cem-i takdim imkanı bulunmaktadır.

"Cem etmek" sözlük anlamı itibariyle birleştirmek, öne alarak birleştirme demektir. Cem-i takdim ise Hac vazifesi yapılırken Arafat'ta öğle namazı ile ikindi namazını, öğle vaktinde ard arda kılmak demektir. Hanefi mezhebi müellifleri bunun dışında cem-i takdim usulünü kabul etmemektedirler.

Yani henüz vakti gelmemiş olan ikindi namazının öğle vaktinde ve öğle namazı ile birleştirilerek kılınmasına denir. Vakit namazlarının ikisini bir arada kılmak bazı zorunlu hallerde mümkündür. Sabah namazı cem edilmez, diğer vakit namazlarını cem etmek sair müelliflere göre imkan dahilinde bulunmaktadır.

Cemi Takdim İçin Nasıl Niyet Edilir?

Cem-i takdim etmek isteyen mümin buna niyet eder. Niyet, hangi namazı kılacağını kişinin içinden geçirerek buna karar vermesidir. Vakit namazı ile birlikte cem edilecek namaz için de niyet edilerek kamet getirilir, önce vakit namazı devamında yine kamet getirilerek öne çekilen namaza niyet edilerek kılınır.

Haberin Devamı

Kaynaklar: namaz.diyanet.gov.tr/namaz-rehberi

webdosya.diyanet.gov.tr/namaz/Namaz_İlmihali

“Diyanet’e Soralım”da Namazların Cem Edilmesi konuşuldu…

“Diyanet’e Soralım”da Namazların Cem Edilmesi konuşuldu… 

Diyanet TV’de ekranlara gelen “Diyanet’e Soralım” programında “Namazlar nasıl cem edilir?” sorusuna Diyanet İşleri Başkanlık Müşaviri Zeki Sayar tarafından cevap verildi. 

Vatandaştan gelen dini sorulara cevap verilen ve Diyanet TV'nin en çok izlenen programlarından “Diyanet'e Soralım”da ibadetlerden iman inanç esaslarına kadar konular hadis ve Kur'an ışığında yer veriliyor.

“Diyanet’e Soralım” programında Diyanet İşleri Başkanlık Müşavirleri Zeki Sayar ve Sabri Akpolat, Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Mehmet Kapukaya tarafından “Vesveseden kurtulmak için neler yapılabilir?” “Seferiliğin hükümleri nelerdir?” “İşrak ve Duha namazı arasındaki fark nedir?” “Seferi kimse, namazlarını cem edebilir mi?” “Tövbe adabı nasıl olmalı?” gibi dini sorular cevap buluyor.

“Her namazı vaktinde kılmak esastır.” diyen Sayar, “Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de belirli vakitlerde farz kılındığını ifade etmekte. Bu bakımdan her namazın kendi vaktinde kılınması esastır.” İfadelerini kullandı. 

Namazların hac ibadetini yaparken Arafat’ta ve Müzdelife’de cem edilebileceğini ifade eden Sayar, şu ifadelere yer verdi:

“Hanefi mezhebinde namazların iki yerde cem edilmesi söz konusudur. Birisi Arafat’ta öğle namazı vaktinde ikindi öne çekilerek cem edilir. Buna ‘cem’i takdim’ denir. Sonra akşam güneş batınca hacılar Arafat’tan müzdelifeye geçerler. Müzdelifede de yatsı vaktinde akşamı te’hir ederek ikisini birlikte kılarlar buna ‘cem’i te’hir’ denir. Hanefilerin dışındaki mezheplerde yolculukta veya hava şartlarının uygun olmadığı birtakım durumlarda namazların cem edilmesiyle ilgili ruhsat vardır. Vatan müdafasında, hayati bir ameliyatta, önemli sınavlarda cem etmenin ruhsatından istifade edilebilir.” 

Cem etmenin usul ve adabına dikkat çeken Sayar, şöyle devam etti:

“Cem yapmaya öncelikle niyet edilir. Örneğin diyalize giren bir hasta şöyle niyet edebilir ‘Ben öğle namazını Allah izin verirse diyalizden çıktığım zaman ikindi namazıyla cem edeceğim.’ diye niyet edecek. Diyalizden çıkınca ikindi vaktinin henüz vakti çıkmadığı zaman evvela kılamadığı öğle namazının ilk sünnetini ve farzını kılabilir sonra öğle namazının son sünnetini kılmadan ikindi namazının farzını kılabilir. Öğle namazını ikindi namazına taşıma manasında cem’i te’hir diyoruz. Akşam ile yatsıyı da aynı şekilde cem edebilir. Cem ederken namazları iki farz arasında sünnet kılınmaz.”

“Diyanet’e Soralım” hafta içi her gün saat 20.00’de Diyanet TV’de…

Namazı Cem Etmek Nasıl Olur?

İki vakit namazı cem etmek ne demektir?Nasıl cem edilir?peşpeşe olan iki namaz vakti birleştirilebilir mi?

Bazen iki namazı birleştirip bir vakitte kılmak gerekebiliyor. Ameliyattaki doktor, doğum esnasında ebe veya boğulmakta olan bir insanı kurtarmak, o saatte bir imtihanda olmak veya hasta olmak gibi bir sebeple namaz kılınamazsa, iki namazı cem etmek yani birleştirip bir vakitte kılmak bazı mezheplerde caizdir. İkindiyi öğle vaktinde, öğle ile birlikte veya yatsıyı akşam vaktinde, akşam ile birlikte kılmaya takdim ederek cem etmek denir. Öğleyi ikindi vaktinde ikindi ile veya akşamı yatsı vaktinde, yatsı ile birlikte kılmaya tehir ederek cem etmek denir. Sabah namazı cem edilmez.

Hanefi mezhebinde:
Hacılar, Arafat’ta, hutbe okuyan imamın arkasında öğle ile ikindiyi öğle vaktinde takdim ederek kılar. Çadırlarda cemaatle veya yalnız kılarken, cem edilmez. Müzdelife’de ise akşam ile yatsı, yatsı vaktinde tehir edip kılınır. Müzdelife’deki cem için cemaatle kılmak şart değil, münferit de cem edebilir. Başka yerde başka zamanlarda iki namazı cem edemezler. Ancak ihtiyaç ve zaruret olunca diğer mezheplerden birini taklit ederek kılar.

Maliki mezhebinde:
Arafat’ta öğle ve ikindi, Müzdelife’de ise akşamla yatsı imam arkasında kılarken cem etmek sünnettir. Seferde cem caiz; fakat deniz seferinde cem caiz değildir. Cem için ihtiyaç hasıl olursa, diğer iki mezhepten biri taklit edilebilir.

Mukimken de önemli bir hastalıkta, ihtiyarlıkta cem edilebilir. Ayrıca, camide cemaatle kılarken, karanlıkla beraber şiddetli yağmur ve çamur olunca, takdimle cem caiz olur; fakat evde bu caiz olmaz. Cem edince, vitir vaktinde kılınır.

Maliki’de iki namazı birleştirirken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, iki farzı peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur. Sünnet kılmak mekruhtur. Bazı âlimlere göre, düğün gibi bazı ihtiyaç hallerinde de mukimken cem caizdir. Dolgu dişi olan Hanefi, hasta iken Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit ederek cem edebilir.

Şafii mezhebinde:
Mubah olan seferde, Arafat ve Müzdelife’de, öğle ikindi ile, akşam yatsı ile cem edilir. Şiddetli yağmurda sadece camide cemaatle cemi takdim caiz, cemi tehir caiz değildir. Başka bir kavle göre de münferit kılan da cem edebilir. Bir kavle göre, hastalık halinde de, cem etmek caizdir. Bir korku sebebiyle cem caiz olduğu gibi, önemli ihtiyaç halinde mukimken de cem caizdir. İmam-ı Nevevi ve İbni Münzir de böyle demiştir. Şafii’de cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. İki farz arasında sünnet kılınırsa cem caiz olmaz, fakat abdest almak ve kamet getirmekte mahzur yoktur.

Hanbeli mezhebinde:
Arafat ve Müzdelife’de, mubah olan seferde, hastalıkta, emzikli olanda, istihaza, idrar ve yel kaçırmak gibi abdesti bozan özürlerde, abdest ve teyemmüm için meşakkat çekenlerde, âmâ olan, yer altında çalışıp da namaz vaktini anlamakta âciz olan, can, mal ve ırzından korkan, maişetine zarar gelecek olan da iki namazı cem edebilir. Soğuk, kış, yağmur, çamur, fırtınada, yatsıyı akşam ile, evde de cem caiz, öğle ile ikindi caiz değildir. Cem ederken öğleyi ikindiden, akşamı yatsıdan önce kılmak, birinci namaza dururken cem etmeyi, niyet etmek, ikisini peş peşe kılmak gerekir. Abdest almak ve ikamet okumak zarar vermez. Sünnet kılarsa cem sahih olmaz. Ağzında dolgusu olan Hanefi, hasta iken iki namazı cem için Hanbeli’yi değil, Maliki’yi taklit etmesi gerekir. Çünkü Maliki’de taklit imkanı vardır. Maliki’de taklit imkanı olmayınca Hanbeli taklit edilir.



Üye girişi

IslamKultur

Guncel

NAMAZI CEM' ETMEK NE DEMEKTİR?

Cem' kelimesi, sözlük anlamı itibariyle "iki veya daha fazla şeyi bir araya getirmek, toplamak" anlamlarına gelir. Cem'in fıkıhtaki terim anlamı ise, "birbirini takip eden iki namazın (öğle ile ikindinin veya akşam ile yatsının), bu ikisinden birinin vaktinde, birlikte ve peşipeşine kılınması"dır. Eğer bu birlikte kılma birinci namazın vaktinde ise buna cem'-i takdîm, ikincisinin vaktinde ise cem'-i te'hîr denilir.

Âlimler, hac zamanında Arafat'ta öğle ile ikindinin öğle namazının vaktinde birlikte kılınması (cem'-i takdîm) ve Müzdelife'de akşam ile yatsının yatsı namazının vaktinde birlikte kılınması (cem'-i te'hîr) konusunda görüş birliği etmişlerdir. Bu iki yer dışında iki namazı cemederek birlikte kılmanın câiz olup olmadığında ve cemetmeyi câiz kılan mazeretlerin neler olduğunda farklı görüşler öne sürmüşlerdir.


HANEFİ MEZHEBİNDE NAMAZI CEM ETMEK CAİZ MİDİR?

Hanefî mezhebinde, hac zamanında Arafat ve Müzdelife'deki cem'in dışında, iki namazın bir vakitte cemedilmesi câiz görülmez. Bununla birlikte Hanefîler'e göre yolculuk, yağmur gibi cem'i mubah kılan mazeretlerin bulunması durumunda şöyle bir cem' uygulaması mümkündür: Bir namaz (öğle veya akşam), diğer namazın (ikindi veya yatsı) vaktinin girmesine yakın bir zamana kadar geciktirilip, bu namazın kılınmasından sonra diğerinin vaktinin girmesi ve bu namazın da kendi vaktinde kılınması mümkündür. Bu uygulamada, bir namaz hemen diğerinin ardından kılındığı için buna "cem'ü'l-fiil" ve "cem'ü'l-muvâsala" denildiği gibi, bir namaz son vaktinde diğeri de ilk vaktinde olmak üzere her namaz kendi vakti içinde kılınmış olacağı için buna "mânevî cem'" ve "şeklî (sûrî) cem'" de denilir. Bu şekildeki cem', yukarıda tanımı verilen gerçek anlamda bir cem' değildir. Çünkü bu uygulamada vakit değil, fiil birleştirilmektedir.

Ebû Hanîfe, arefe günü Arafat'ta birlikte kılınan öğle ve ikindi namazının cemaatle kılınmasını şart koştuğu halde diğer mezhepler bu şartı aramazlar. Cem' ile namaz kılınırken bir ezan okunur, fakat iki namaz için ayrı ayrı kamet getirilir. Öğle namazının farzı eda edildikten sonra sünnet kılınmaksızın ikindi namazına geçilir. İkindi namazı öğle namazına tâbi olduğundan, öğle namazı herhangi bir nedenle sahih olmamışsa ikindi namazının da öğle ile birlikte iade edilmesi gerekir. Müzdelife'de ise akşam ile yatsı namazı tek ezan ve tek kamet ile kılınır. Akşamın farzı ile yatsının farzı arasında sünnet namaz kılınmaz. Arada sünnet kılınmışsa yatsı için tekrar kamet getirilir. Diğer mezheplerde cem', belirli sebep ve şartlarla câiz görülmüştür. ŞiîCa'ferî mezhebinde ise, hiçbir mazerete gerek olmaksızın iki namazın bir vakitte cemedilmesi câizdir.


İKİ NAMAZIN CEMEDİLMESİNİ CAİZ KILAN SEBEPLER NELERDİR?

Cem'i kabul edenlere göre, iki namazın cemedilmesini câiz kılan sebepler, ayrıntıdaki görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılacak olursa şunlardır:

1. Yolculuk (sefer),

2. Yağmur, çamur, kar, dolu,

3. Hastalık,

4. İhtiyaç ve meşguliyet.

1. YOLCULUK

Hanefîler dışındaki çoğunluk âlimler, yolculuğu bir mazeret kabul ederek, yolculukta cem' yapılmasını câiz görmüşlerdir. Ancak bazı ayrıntılarda aralarında görüş ayrılığı vardır. Buna göre Mâlikîler, cem' yapmanın câiz olabilmesi için yolculuğun yorucu bir yolculuk olmasını şart koşarken, Şâfiîler ve Hanbelîler, yorucu olup olmamasına bakılmaksızın yolculuğun her hâlükârda cem' için bir mazeret olduğunu söylerler. Bu noktada Şâfiîler, Mâlikîler'in ve Hanbelîler'in aksine, ayrı bir şart ileri sürerek, cem' yapmayı câiz kılan yolculuğun, herhangi bir yolculuk değil, namazların kısaltılmasını câiz kılan nitelik, süre veya mesafedeki yolculuk olduğunu söylerler. Bu arada yolculuğun türüne ve amacına bağlı olarak da bazı görüş ayrılıkları ortaya çıkmıştır. Kimi Mâlikîler, deniz yolculuğunu da sefer hükmünden istisna etmişlerdir.

2. YAĞMUR, KAR, DOLU

Yağmur, şiddeti konusundaki görüş ayrılıkları bir tarafa bırakılacak olursa, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde, yolcu olmayan (mukim) kişiler için bir mazeret kabul edilmiş ve böyle günlerde namazın cem'i belli şartlarla câiz görülmüştür. Mâlikîler ve Hanbelîler, sadece akşam ile yatsının mescidde cem'-i takdîm olarak cemedilmesini câiz görürken, Şâfiîler buna öğle ve ikindinin cem'ini de ilâve etmişlerdir. Bu ve benzeri sebepler, evde değil, sadece mescidde cemaatle birlikte cem' yapmayı câiz hale getirir. Şâfiîler, yerlerin çamurlu olmasını cem' yapmayı câiz kılan mazeret kabul etmezken, Hanbelîler bunu bir mazeret saymış, Mâlikîler ise cem'in câiz olabilmesi için çamurla birlikte zifiri karanlık durumunun bulunmasını şart koşmuşlardır.

3. HASTALIK

Mâlikîler'e göre hasta bir kişi, ikinci bir namazın vaktine kadar durumunun namaz kılamayacak derecede kötüleşeceğinden veya bayılacağından endişe ediyorsa, cem' yapabilir. Hanbelîler de hastalık sebebiyle meşakkat söz konusu olduğunda cem'i câiz görmüşler ve emzikli kadını, istihâze kanı gören kadını, özür sahibi kişileri ve her vakit için abdest almaktan âciz olan kişileri de aynı hükümde tutmuşlardır. Şâfiîler'e göre ise hastalık sebebiyle cem' câiz değildir. 4. İhtiyaç, Meşguliyet ve Sıkıntı. İhtiyaç ve sıkıntı sebebiyle cem' genelde câiz görülmemiştir. Cem' konusunda en geniş görüşe sahip olan Hanbelî mezhebinde sıkıntı ve meşguliyetin cem'i câiz kılacağı söylenmektedir. Hanbelî fakihi Ebû Ya'la'nın bu hususta getirdiği ölçü şudur: "Cumanın ve cemaatle namazın terkedilmesini câiz kılan her sebep, cem'i de câiz kılar". İbâzî mezhebine göre ise, namazın vaktinde kılınmasında sıkıntı doğuran her mazeret cem' için bir sebep teşkil eder. İbn Sîrîn, İbn Şübrüme, Eşheb gibi ünlü âlimler ve bazı Şâfiî fakihleri, bir sebep olmaksızın cem' yapılmasını da -itiyat haline gelmemesi şartıyla- câiz görmüşlerdir. Saîd b. Müseyyeb'in de bu yönde bir fetvası bulunmaktadır.


MEZHEPLERİN CEM KONUSUNDA GÖRÜŞ AYRILIĞININ SEBEPLERİ NELERDİR?

Mezheplerin cem' konusunda görüş ayrılığına düşme sebepleri üç noktada toplanabilir:

1. Namazların vakitlerini tayin eden hadisler yanında, cem' konusunda birbiriyle çelişir gözüken haberlerin bulunması. Bu durumda kimi âlimler, cem' konusundaki haberlerin, vakitlemeye ilişkin hadisleri tahsis ettiğini ileri sürerek cem'i câiz görürken, kimileri de cem' konusundaki haberleri te'vil ederek cem'e karşı çıkmışlardır.

2. Arafat ve Müzdelife'de cem' yapmanın meşrûluğunda ittifak vardır. Diğer zaman ve yerlerdeki namazın buna kıyas edilip edilmeyeceği tartışma konusu olmuştur. Bu kıyası câiz görenler, cem'i de câiz görmüşlerdir.

3. Namazların müşterek vakitleri olup olmadığı noktasındaki tartışma da, cem' konusundaki görüş ayrılığının önemli bir nedeni olmuştur. Beş vakit namazın ilk ve son vakitleri, ayrıntıdaki ihtilâflar bir yana, bellidir ve herkes tarafından kabul edilmektedir. Ca'ferî mezhebinin vakit anlayışı, Ehl-i sünnet'ten farklı olup, olağan durumlarda bile cem'e imkân veren bir şekildedir. Şiîler genelde cem' yaparak namaz kıldıkları için, onların namazı üçe indirdiği zannedilir. Burada cem'i câiz görenlerin ve câiz görmeyenlerin gerekçelerini tartışmayacağız. Hanefîler iki yer dışında cem'i kabul etmemiş, diğer mezhepler belli mazeretler sebebiyle cem'i kabul etmişlerdir. Hanefî mezhebinin görüşü, teorik olarak daha tutarlı ve savunulabilir olmakla birlikte, günümüzde cem'in yapılmasının namaz kılanlara sağlayacağı birtakım kolaylıklar bulunmaktadır. Cem' yapmak sonradan ortaya çıkmış, uydurulmuş bir uygulama değildir. Nitekim Arafat ve Müzdelife'de cem' yapılacağını bütün mezhepler söylemektedir. Bunun yanında Hz. Peygamber'in çeşitli zamanlarda ve çeşitli durumlarda iki namazı birleştirerek bir vakitte kıldığı yönünde rivayetler bulunmaktadır.

Gerek Arafat ve Müzdelife'deki cem'in, gerekse öteki rivayetlere göre çeşitli zamanlarda yapılan cem'in gerekçesi ve hikmeti namaz kılanlara kolaylık sağlanmasıdır. Hz. Peygamber'in, korku ve yolculuk durumu olmaksızın da öğle ile ikindiyi ve akşam ile yatsıyı birlikte kıldığına dair rivayetler bulunduğu gibi (Muvatta, I, 144; Müslim, "Salâtü'lmüsâfirîn", 49), bazı sahâbîlerin de cem' yaptığı nakledilmektedir. Cem'in Arafat ve Müzdelife dışında câiz olmadığını savunan Hanefîler ise büyük ölçüde, namazların belli vakitlere göre belirlendiğini bildiren âyetlere (el-Bakara 2/238; en-Nisâ 4/103) ve Cibrîl'in peş peşe iki gün Hz. Peygamber'e imamlık yaparak namazların ilk ve son vakitlerini göstermesine dayanmışlardır. Bu âyetler ve bu rivayet, her bir namazın kendine özel bir vakti bulunduğuna ve bu vaktin öncesine veya sonrasına alınmasının câiz olmadığına delâlet etmektedir. Hanefîler ayrıca, namazın kasten geciktirilerek vaktinin çıkmasına yol açmayı tehditli ifadelerle yasaklayan hadislere ve İbn Mes'ûd'dan gelen mukabil rivayetlere de tutunmuşlardır.

Namaz için özel vakitler konulmuş ve bu vakitler namazın vücûbu için sebep kılınmıştır. Kur'an'da mücmel olarak belirtilen vakitler, Hz. Peygamber tarafından belirlenmiş ve namaz vakitleri tevâtürle sabit olmuştur; tevâtürle sabit olan bir şeyi de haberi vahidle terketmek kesinlikle câiz değildir. Şu kadar ki, namaz vakitlerini fiilî olarak uygulayan ve belirten Hz. Peygamber olduğu gibi, cem'in meşruiyetini söz ve fiili ile belirten de odur. Sünnetin bir kısmı alınıp bir kısmı atılamayacağına göre, bunların arasını uzlaştırmak gerekir. Buna göre, olağan ve normal durumlar için beş vakit namazın vakitlerine titizlikle uyulması kuraldır. Ancak bazı özel durumlarda, ihtiyaç ve zaruret sahiplerine de cem' ruhsatı tanınmış olmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Cem', bir ruhsat ve kolaylaştırmadır; gerektiğinde bu ruhsattan istifade edilmelidir. Sünnî fıkıh mezheplerine göre kural, her namazın kendi özel vaktinde kılınmasıdır. Ancak geçerli bir mazeretin olması durumunda cem' yapılabilir. Namaz dinin direği kabul edildiği için, hiçbir mazeret nedeniyle terkine izin verilmemiş, fakat kılınabilmesi için birtakım kolaylıklar getirilmiştir. Bu bakımdan olağan dışı durumlarda, alışkanlık haline getirmemek kaydıyla ve belirli şartlarla cem' yapılabilir. Namazı vaktinde kılmalarında bir sıkıntı ve güçlük söz konusu olan kişilerin, kendi durumlarını yukarıdaki bilgi ve ruhsatlar çerçevesinde değerlendirerek netice itibariyle Allah'a karşı şahsî sorumluluğunu ilgilendiren bu konuda kendilerinin karar vermesi en uygun olan yoldur. Ayrıca bilinmelidir ki, cem'-i takdîm veya cem'-i te'hîr yapmak, namazın amacının gerçekleşmesi bakımından, namazın kazâya kalmasından daha uygun bir çözüm olarak görünmektedir.

CEM' YAPARKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

Sabah namazı hiçbir şekilde cemedilemez. Cem' yalnızca öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı arasında olabilir. Şayet cem'-i takdîm yapılacaksa, meselâ öğle ile ikindi, öğlenin vaktinde birlikte kılınacaksa, öğle namazına başlarken cem' yapmaya niyet etmek gerekir. Kimilerine göre, birinci namazı bitirmedikçe de niyet edilebilir. Cem'-i tehîrde ise, birinci namazın vakti içerisinde cem' yapmaya niyet etmek gerekir. Aksi takdirde, namazı vaktinden sonraya ertelemiş olur ki bu haramdır.

Cem'-i takdîmde, sırayı gözetmek (tertibe riayet etmek) gerekir. Öğle ile ikindi cem' ediliyorsa önce öğle, sonra ikindi kılınmalıdır. Cem'-i te'hîrde ise sıraya riayet edilmezse Hanbelîler'e göre sahih olur; Şâfiîler'e göre de sahih olmakla birlikte ikinci namaz kazâ olarak kılınmış olur. Cem' yapılırken, iki namazın ara vermeksizin peşi peşine kılınması (muvâlât) gerekir. Mâlikîler, birlikte kılınan iki farzın arasına nâfile katmayı dahi uygun görmemişlerdir. Şâfiî ve Hanbelîler'e göre eğer cem' birinci namazın vaktinde yapılıyor (cem'-i takdîm) ise, peş peşelik şarttır; ikinci namazın vaktindeki yapılıyor ise bu şart değildir.

İki namaz arasında verilebilecek aranın belirlenmiş bir miktarı olmayıp, abdest alacak ve kamet getirecek kadar bir süre olduğu söylenmektedir. Akşam ile yatsının cem'-i takdîm olarak birlikte kılınması durumunda vitir namazının ne olacağı konusunda da ağırlıklı görüş, bunun yatsı namazına tâbi olduğu ve dolayısıyla yatsı namazı kılındıktan sonra kılınabileceği yönündedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir