KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “seafoodplus.info” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, seafoodplus.info web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.
Adet döngüsü, üreme çağındaki kadınlarda ayda bir kanama gerçekleşmesi ile yenilenen biyolojik bir döngüdür. Kadın vücudu her ay bir tane yumurta hücresi üretir ve rahim iç tabakasını hamilelik için hazırlar.
Döllenmenin gerçekleşmemesi halinde adet kanaması gerçekleşir, döllenmeyen yumurta hücresi ile rahim iç tabakaları vajinal kanama yoluyla dışarı atılır.
Bu süreç tamamen hormonal dengenin denetiminde ilerlediğinden, hormon düzeylerinin kandaki değişimi ile birlikte adet kanaması öncesinde kadında gerginlik, sinirlilik gibi durumları içeren premenstrual sendrom yaşanabilir.
Ortalama bir adet döngüsü 28 gün sürer. Fakat döngünün süresi her kadında farklı olduğundan gün aralığındaki adet döngüleri normal ve sağlıklı kabul edilir. Döngü süresindeki birkaç günlük değişiklikler genellikle normal kabul edilir.
Fakat 25 günün altındaki adet döngüsü sık adet görmeyi, döngünün 35 günün üzerine çıkması ise adet gecikmesini ifade eder. Kadınların başına sıklıkla gelen bir durum olduğundan ve her zaman bir hastalığa bağlı olarak görülmediğinden yılda iki defaya kadar normal kabul edilir.
Bunun dışında sürekli olarak adet gecikmesi sorunu yaşayan kadınlar ise mutlaka bir jinekoloji uzmanına başvurmalı ve detaylı muayeneden geçmelidir.
Adet gecikmesi, doğurganlık dönemindeki kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen bir sorundur. Mevsim değişiklikleri, geçirilen hastalıklar, kullanılan ilaçlar, stres ve çevresel birçok etken adet gecikmesine neden olabilir.
Bu nedenle kadınlarda yılda 2 kez adet gecikmesinin yaşanması normal olarak değerlendirilmektedir. Fakat adet gecikmesinin sürekli olarak tekrarlaması genellikle jinekolojik bir hastalığı veya hormonal düzeni etkileyen herhangi bir sağlık sorununu işaret eder. Adet (regl) gecikmesine yol açabilecek birçok sağlık sorunu mevcuttur.
Kadınlarda menstrual siklusun düzenli şekilde devam etmesi için beyinde hipotalamus adlı bölgeden hipofiz bezine bir uyarı yapılır ve FSH ve LH adlı iki hormon üretilerek kana geçirilir.
Hipofiz bezinde üretilen bu hormonlar yumurtalıklarda folikül gelişimini uyarır ve yumurtlamanın gerçekleştirilmesini sağlar.
Yumurtalıklarda gelişen foliküller östrojen ve progesteron hormanlarını üretir, bu hormonlar ise rahim iç tabakasının gebeliğe hazır hale gelecek şekilde kalınlaşmasını sağlar.
Yumurtlamanın gerçekleşmesinin ardından gebelik oluşmamış ise yumurtalıklardaki corpus luteum adlı sarı cisimden progesteron hormonu salgısı durdurulur ve bu hormonun düzeyindeki ani düşüş adet kanamasını başlatır.
Rahim iç tabakasındaki dökülmeyle başlayan kanama ile birlikte vücut yeni bir menstrual döngüsüne başlar. Bu mekanizma içerisinde yer alan herhangi bir hormon, salgı bezi veya organa ilişkin bozukluk adet gecikmesine yol açabilir.
Kadınlarda ilk adet döngüsü genellikle yaşlarında başlar. Ergenlikle birlikte başlayan adet kanamaları başlangıçta düzenli olmayabilir.
Bir süre sonra herhangi bir sağlık problemi bulunmayan genç kızlarda adet kanamaları düzene girer. yaşlarından sonra adet kanamaları zamanla düzensizleşir ve bir süre sonra tamamen kesilir.
Doğurganlığın son bulduğu bu dönem menopoz olarak adlandırılır. Bu iki durumun haricinde düzenli olarak adet gören kadınlarda yılda iki kezden fazla adet gecikmesi söz konusu ise detaylı bir sağlık muayenesi yapılarak sorunun nedeni tespit edilmelidir.
Tüp bebek yaptıran hastalarımızın hikayelerini izlemek içintıklayın.
Cinsel birliktelikte bulunan doğurganlık çağındaki kadınlarda adet gecikmesinin en önemli nedeni hamileliktir. Adet gecikmesi aynı zamanda hamileliğin ilk ve en önemli belirtisi olarak kabul edilir.
Gebelik planlayan kadınlarda adet kanamasındaki gecikmenin hamileliği işaret ediyor olma olasılığı daha da yükselir. Normal şartlarda adet kanamasında 7 güne kadar bir gecikmenin bulunması normal olarak kabul edilir.
Gecikmenin 7 günden uzun sürmesi halinde ise aktif cinsel yaşantısı olan kadınlarda öncelikle hamilelik testi yapılmalıdır.
Gebelik testi için eczanelerde kolaylıkla bulunabilen ve ev ortamında yapılabilen idrar testleri tercih edilebilir. Bu testler tamamen idrardaki Beta-HCG hormonu düzeylerini ölçerek gebe olup olmadığınız hakkında bilgi verir.
Küçük de olsa bir yanılma payı bulunduğundan daha kesin sonuç veren kan testlerinin tercih edilmesinde yarar vardır. Gebelik testi sonucu pozitif olan kadınlar hamilelik takibi için doktorlarına başvurmalıdır.
Gebelik testi sonucu negatif ise adet gecikmesine herhangi bir sağlık sorununun neden olup olmadığının araştırılması için jinekolojik muayene yaptırılmasında fayda vardır.
Adet gecikmesi yaşayan kadınların merak ettiği konulardan bir tanesi de gebelik testinin ne zaman yapılması gerektiğidir. Adet döngüsü düzenli olmayan kadınlarda cinsel ilişkinin üzerinden 21 gün geçmesinin ardından gebelik testi gerçekleştirilebilir.
Bunun haricinde adetin 7 güne kadar gecikmesi normal kabul edildiğinden döngünün 35 güne ulaşması ve halen kanamanın başlamamış olması durumunda da hamilelik testi yapılabilir.
Aktif cinsel yaşamı olmayan veya gebelik testi negatif olarak sonuçlanmış olan kadınlarda adet gecikmesinin nedeni hamilelik değildir. Bu durumda gecikmenin nedenine yönelik ileri araştırmalar yapılmalıdır.
Yılda iki defaya kadar olan gecikmelerde genellikle stres, mevsim değişimi, iş değişikliği, ortam değişikliği, yeni bir ilaca başlamış olma gibi nedenler rol oynar. Bunların dışında adet gecikmesinde rol oynayabilecek bazı sağlık sorunları şunlardır:
Yukarıdaki durumlar adet gecikmesine neden olabilecek sağlık sorunlarından bazıları olup adet gecikmesi yaşayan kadınlarda bunlardan herhangi birinin söz konusu olabilme ihtimaline karşı, detaylı bir jinekolojik muayenenin yapılmasında fayda vardır.
Adet kanamasının yaklaşması ile birlikte kadınlarda birtakım belirtiler görülebilir. Bunlar arasında göğüslerde şişkinlik, hassasiyet, duygu durumu değişiklikleri, sinirlilik hali, lekelenme şeklinde kanama, karın ve bel bölgesinde kramplar gibi semptomlar yer alır.
Bunlardan bazıları hamilelik belirtileri arasında da yer alır. Adet belirtileri ile hamilelik belirtileri arasındaki en temel fark ise karın ağrısıdır.
Adet belirtisi olan karın ağrısı daha şiddetli ve karnın alt bölgesinde veya belde hissedilirken hamilelikte midenin alt kısmındaki kramplar şeklinde görülebilir.
Mide bulantısı, adet öncesinde çok nadir olarak görülür ve hamilelikte çok daha yaygındır. Adet öncesi dönemde ortaya çıkan belirtiler hormon seviyelerinin değişimine bağlı olarak ortaya çıkar.
Adet kanamasının başlaması ile birlikte bu belirtiler hafifler ve son bulur. Adet olamıyorum çok sinirliyim, adet olamıyorum hamile de değilim gibi yakınmaları olan kadınlarda eğer bir önceki adetin ilk gününün üzerinden 35 gün geçmişse bir jinekoloji uzmanına başvurmak gerekir.
Yapılacak sağlık kontrolleri sonucunda adet gecikmesine neden olan faktörler belirlenebilir. Pek çok nedeni olabilse de regl (adet) kanamasındaki gecikmenin her zaman bir nedeni olmak zorunda değildir.
Bu nedenle bu sorunu yaşayan kadınların yersiz endişelere kapılmak yerine bir sağlık kuruluşuna başvurmaları en doğru seçenek olacaktır.
Eğer siz de adet gecikmesi sorunu yaşıyorsanız ve adet olamıyorum neden diye merak ediyorsanız bir kadın hastalıkları uzmanına muayene olmanızda fayda vardır.
Yapılacak muayeneler sonucunda menstrual döngüdeki aksaklıklara neden olan bir hastalığınız söz konusu ise erken dönemde teşhis edilmesini sağlayarak tedavinize bir an önce başlayabilirsiniz. Randevu talepleriniz ve tüm sorularınız için 39 49 numaralı telefondan bize ulaşabilirsiniz.
Aklınıza takılan tüm sorularınız için Umut Ol Umut Bul Facebook grubumuza üye olabilirsiniz.
En şüphe uyandıran hamilelik belirtisi adet (regl) döneminde adet görmemektir. Ancak bulantı, yorgunluk, artmış vajinal akıntı veya göğüslerde gerginlik hissi de hamileliğin belirtileri arasındadır. Bunun dışında gebeliğin yeni oluştuğu dönemde de kadınların vücudunda bazı değişiklikler meydana gelir. Pek çok kadın bu dönemde hamile olduğunu tahmin edebilir.
Hamilelik belirtileri nelerdir ve nasıl olur?
En yaygın erken hamilelik belirtileri şunlardır:
Ek belirti ve semptomlar da şunları içerebilir:
(Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Hamilelik belirtileri ne zaman başlar?
Adet gecikmesi olduktan sonra ancak hamilelik belirtileri başlasa da birçok anne adayında gebelik belirtilerinin başlaması biraz daha ileri zamanda yaklaşık gebelik haftalık olduğunda olur. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
Kasık ağrısı gebelik belirtisi midir?
Erken gebelik belirtilerine baktığımızda; aslında kasık ağrısından ziyade; regl döneminde ki rahim krampları ve rahatsızlık benzeri bir durum oluşabilir. Ancak rahimde kramp olması mutlaka gebelik vardır anlamına gelmez. Bazen yumurtalık kistleri, miyomlar ve enfeksiyon gibi durumlarda da rahim bölgesinde kramp olabilir. Eğer kişilerde kasık ağrısı yaşanıyorsa; bunun mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Eğer kişi gebeyse ve kasık ağrısı varsa; bu durumda dış gebelik, boş gebelik veya düşük yapıyor olabilir. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
En erken Hamilelik belirtileri ne zaman ortaya çıkar?
En erken adet gecikmesini takiben başlar. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
Beyaz akıntı hamilelik belirtisi midir?
Çoğu kadında hamilelik boyunca vajinal akıntı artar. Lökore adı verilen bu akıntı ince, beyaz ve hafif kokulu veya kokusuzdur. Hormonların hamilelik sırasında dramatik bir şekilde artması, vajinal dokuda bazı değişikliklere sebep olur. Vajinal akıntı hamilelik boyunca artarak oldukça ağır hale gelebilir. Akıntının yüksek asitliğinin, zararlı bakterilerin büyümesini baskılamada rol oynadığı düşünülmektedir. Vajinal akıntı ayrıca vajinal enfeksiyonun bir işareti olabilir. Vajinal akıntınız yeşilimsi, sarımsı, kalın ve sevimsiz, kuvvetli kokuysa veya vulvada kızarıklık, kaşıntı veya tahriş eşlik ediyorsa, vajinal enfeksiyonunuz olabilir. Bu sebeplerden dolayı, hamilelikte akıntı var ise mutlaka doktorunuza bildirmenizi tavsiye ederiz. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Gebelik belirtileri ilk hafta nasıldır? 7 günde ortaya çıkan hamilelik belirtilerine örnekler
Adet gecikmesi, göğüs ağrısı ve meme hassasiyeti, lekelenme tarzında kanamalar, baş dönmesi, yorgunluk ve uyuma isteği, mide ve sindirim problemleri, bulantı sayılabilir. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
İdrar rengi hamilelik belirtisi midir?
Hamilelik sırasında, idrara çıkma dahil vücudun birçok işlevi değişir. İdrardaki değişiklikler hamileliği gösterebilir ve hamilelik sırasında sağlık sorunları konusunda sizi uyarabilir. Pek çok kadın, ilk olarak idrarla evde gebelik testi yaptıklarında hamile olduklarını keşfedeceklerdir. İdrarınızdaki değişiklikleri izlemek, bu değişiklikleri doktorunuza bildirmek ve uygun idrar tahlili testleri yaptırmak, hamilelik sırasında sizin ve bebeğinizin sağlıklı kalmasına yardımcı olabilir. Hamilelik sırasında, dolaşımdaki kan hacminde genel bir artış olur ve bu kanın yaklaşık yüzde 25'i böbreklere yönlendirilir, bu da böbreklerinizden çok fazla sıvı işlendiği anlamına gelir. İdrar rengi ve kokusu aynı zamanda hamile iken sağlığınız hakkında çok şey söyleyebilir. İdrarınız daha koyu ve daha konsantre görünüyorsa, susuz kaldığınızın bir işareti olabilir. Hamile kadınların normalden daha fazla su içmesi gerekir ve idrarınız size yeterince sıvı alıp almadığınızı söyleyebilir. Gebe kaldığınızda, hamilelik hormonları idrar kokusunun değişmesine neden olabilir. Güçlü bir idrar kokusu aynı zamanda bir idrar yolu enfeksiyonunu da gösterebilir. Öte yandan kadınlar, artan koku alma duyuları nedeniyle hamilelik sırasında doğal olarak oluşan amonyak benzeri idrar kokusunun daha fazla farkında olabilirler. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Yüzde yüz hamilelik belirtisi olan durumlar nelerdir?
Yüzde yüz hamilelik belirtisi olan bir bulgu aslında yoktur çünkü ilk gebelik belirtileri hem görülecek bir adette hem de birçok hastalıkla karışabilir. Adet gecikmesi, bulantı ve kusma en yaygın belirtiler olsa da buna sebep olan başka durumlar da olabilir mutlaka ayırt edilmesi gerekir. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
Karın ağrısı hamilelik belirtisi midir?
Gebelikte karın ağrısından ziyade erken haftalarda karında şişkinlik daha çok beklenir. Özellikle barsak hareketlerinde azalma, hem fazla şişkinlik hem de kabızlık yapabileceğinden hamileleri yoran semptomlardan bazılarıdır. Ancak karın ağrısı şiddetli durumlarda; karın içinde yer alan bütün organlardan kaynaklanabileceği için ihmal edilmemesi gereken bir belirtidir. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Enteresan ve tuhaf gebelik belirtileri neler olabilir?
Her insanın gebelik ve gebelik hormonlarına olan tepkisi tamamen farklıdır. Bazı hastalar aşırı bulantıdan nerdeyse hastanede yatacak duruma gelirken bazı hastalarda hiç bir bulgu da olmayabilir. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
Göğüs ağrısı hamilelik belirtisi midir?
Göğüs ağrısı hamilelik belirtisi değildir. Göğüs ağrısı, karın ağrısı, kasılmalar, vajinal kanama veya sıvı sızıntısı, yardım almanızı söyleyen tehlike işaretleridir. Bu durumlarda mutlaka bir sağlık merkezine başvurmalı veya doktorunuza haber vermelisiniz. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Evde hamile olduğumu nasıl anlarım?
Evde gebe oluğunuzu öncelikle adet gecikmesi ve yukarıda saydığımız şikayetler ortaya çıktığında şüphelenip evde yapılan kolay ve hızlı testlerle gebe olduğunuzu anlayabilirsiniz. Testler çift çizgi görüldüğünde veya sayılan şikayetler hissedildiğinde en yakın zamanda bir kadın doğum uzmanını ziyaret etmelisiniz. (Op. Dr. Öznur Dündar Akın)
Baş ağrısı gebelik belirtisi midir?
Baş ağrısı ilk etapta bir gebelik belirtisi olarak düşünülmemelidir. Baş dönmesi daha sık rastladığımız gebelik belirtilerinden birisidir.
Yine de hamilelikte yaşanan yoğun hormonal değişiklikler hafif baş ağrılarını tetikleyebilir. Susuz kalma veya yeterince uyumamak da baş ağrısı sıklığına katkıda bulunabilir. Ayrıca, kan damarlarınız genişledikçe ve kan basıncınız düştüğünde, baş dönmesi veya baş dönmesi hissedebilirsiniz. Bu tip durumlarda mutlaka tansiyonunuzu ölçtürmeyi ihmal etmeyin. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Üşüme hamilelik belirtisi midir?
Üşüme, titreme ve ateş gebelikte beklediğimiz belirtilerden değildir. Bu belirtiler genellikle enfeksiyon varlığında kendilerini gösterirler. Mutlaka doktor kontrolü olması gereklidir. (Prof. Dr. Hüseyin Cengiz)
Genellikle "Hamile miyim?" gibi iki kelimelik bir soruyla başlayan macera, pek çok kişi için hayat boyu süren bir deneyime dönüşüyor. Peki hamilelik test haricinde nasıl anlaşılır?
Bilim haberleri sitesi Live Science, uzmanlara ve araştırmalara dayanarak hamile olduğunuzu anlamanızı sağlayacak 12 erken belirtiyi derledi:
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Adet gecikmesi
Hamilelikte ilk ipucu genellikle adet gecikmesi oluyor. Ancak bunun başka nedenleri de var. Örneğin bir kadının adet döngüsü düzensiz olabilir. ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne göre aşırı egzersiz, çok fazla kilo almak veya vermek, stres, hastalık ve emzirme adet gecikmesine yol açabiliyor. Ancak emziren kişilerin de hamile kalabildiğini unutmayın.
Yorgunluk
Hamileliğin ilk üç ayında yorgunluk çok yaygın görülüyor. Chicago'daki Prentice Kadın Hastanesi'nde ebe olan Lia Moss, bunun sebebinin büyük ihtimalle hamileliğin erken dönemlerinde progesteron hormonunda yaşanan artış olduğunu belirtti.
Amerikan Hamilelik Derneği'ne göre, kadınlar gebe kaldıktan bir hafta sonra normalden daha halsiz ve uykulu hissedebiliyor.
Hamileliğin erken dönemlerinde vücudun daha yorgun hissetmesinin sebebi, kan hacminin gelişen plasentaya ve fetüse besin sağlamak için artması. Zira bu durum kadının kalbinin daha fazla çalışmasına sebebiyet veriyor.
Öte yandan 'de hakemli bilim dergisi BMC Pregnancy and Childbirth'de yayımlanan bir araştırma, yorgunluğa rağmen gebeliğin erken dönemlerinde uyku problemlerinin yaygın olduğunu ortaya koymuştu.
Şişkinlik
Moss, hamileliğin ilk haftalarında kadınların karın bölgesinin daha yumuşak ve şişkin olabileceğini söyledi. Bunun nedeninin muhtemelen yine progesteron hormonundaki artış olduğunu kaydetti.
Kanama
Ebe Moss, kadınların hamile kaldıktan iki hafta sonra az miktarda vajinal kanama veya lekelenme yaşayabileceğini söyledi. Kan renginin pembeyle kahverengi arasında olabileceğini belirten Moss, hafif krampların yaşanabileceği konusunda da uyardı.
Öte yandan bazı kişiler bu yüzden adet olacağını düşünebiliyor. Ancak yerleşme kanaması diye bilinen bu durum, döllenmiş yumurtanın rahme tutunmasıyla meydana geliyor. Adet kanamasından daha kısa sürüyor ve çok daha hafif oluyor.
Memelerde hassasiyet
Hamile kaldıktan iki hafta sonra memeler, daha şişkin ve meme uçları daha hassas olabilir. Moss, buna progesteron ve östrojen hormonlarında meydana gelen yükselişin ve bu bölgeye kan akışının artmasının yol açtığını belirtti.
Hepsini göster 30
Hamile olduğunuzu anlamaya yarayacak erken bir ipucu da meme uçlarını çevreleyen bölgenin koyulaşıp büyümesi.
Sabah bulantısı
Moss, hamilelikte mide bulantısının sadece sabah değil günün herhangi bir saatinde yaşanabileceğine dikkat çekti. Hamileliğin 6. ve haftaları arasında mide bulantısı hissedilebileceğini, bazı kişilerin hafta itibarıyla rahatlamaya başlayabileceğini söyledi.
Ruh halinde değişiklikler
Hamileliğin ilk aylarında hormon seviyelerinde meydana gelen değişiklikler, vücudu ve zihni etkiliyor. Dolayısıyla hamileler duygusal gelgitler yaşayabiliyor. Moss bu konuda "Kadınların adet öncesi gerginlik sendromu gibi hissetmesi normal" dedi.
Tuvalet ihtiyacı
Kadınların ilk haftalardan itibaren hamilelik boyunca idrarını daha sık yapması gerekebiliyor. Çünkü böbrekler vücuttaki fazla sıvıyı filtrelemek için daha çok çalışıyor.
Progesteron hormonunun artması da kabızlığa yol açabiliyor. Zira böylece sindirim sistemi yavaşlatılarak fetüse daha fazla besin ulaştırılıyor. Akademik tıp merkezi Mayo Clinic'e göre egzersiz, çok sıvı tüketmek ve lif tüketimini artırmak kabızlığı hafifletebilir.
Baş ağrısı
Moss, baş ağrısının ilk üç aylık dönemde epey yaygın olduğunu söyledi. Bunun açlık veya susuzluğun bir belirtisi olabileceğini kaydetti.
Baş dönmesi
Bazı kadınlar hamileliğin ilk aylarında sersem gibi hissedebiliyor veya baş dönmesi yaşayabiliyor. Ebeye göre bu durum, kan şekerinin düşmesiyle veya susuz kalmayla ilişkili olabilir.
Gece terlemesi
Hamileliğin erken dönemlerindeki kişiler, sıcak basması veya gece terlemesinden mustarip olabiliyor. 'teki bir çalışma, kadınların üçte birinden fazlasının hamilelikte bunları yaşadığını ortaya koymuştu.
Ateş
Kaliforniya San Francisco Üniversitesi'nde akademisyen Kathy Lee, hamileliğin metabolizmayı hızlandırdığını ve bu durumun kadınların özellikle uyurken daha sıcak hissetmesine neden olabileceğini söyledi.
Bir araştırmada, hamile bir kişinin ateşinin ilk üç ayda 37,1 santigrat dereceye çıktığı ve doğumdan 12 hafta sonra 36,4 santigrat dereceye düştüğü görülmüştü.
Independent Türkçe, Live Science