nevâl es saadavi / Mısırlı Feminist Yazar Nevâl es-Saadavi Hayata Veda Etti - Son Dakika Türkiye ve Dünya Haberleri

Nevâl Es Saadavi

nevâl es saadavi

Feminist romancı Saadavi Mısır’daki kadın mücadelesini anlatıyor

Ocak tarihlerinde Ortadoğu’da çatışmaların durmasını isteyen bir grup gazeteci Mısır&#;ı ziyaret ettik. Sivil toplum kuruluşlarıyla ve önde gelen kanaat önderleriyle görüştük. Hüsnü Mübarek&#;in Cumhurbaşkanlığı dönemiydi, ülkede askeri rejim vardı. Bu arada İpek Çalışlar&#;la birlikte Naval El Saadavi ve eşi Şerif Heteta ile uzun bir görüşme yaptık.

40 yıldır birlikte olan çift, Kahire&#;nin yoksul semtlerinden birindeki apartman dairelerinde bizi kabul ettiler. Bize evlerinin Nil nehrine bakan salonunda çay ve kek ikram ettiler.

İkisi de doktor, ikisi de yazar olan Mısır&#;ın tanınmış iki muhalifi iki yıl önce bir gazete haberi nedeniyle dini otorite tarafından boşanmaya mahkûm edilmişlerdi. Ancak, ünlü çift, &#;Boşanmıyoruz ve Mısır&#;ı terk etmiyoruz&#; demeye devam etti.

Neval El Saadavi, yılında Kahire yakınlarında bir köyde doğmuş. 10 yaşındayken kendisinden çok yaşlı bir adamla evlendirilmek üzereyken onun üzerine kaynar çay dökmüş ve böylece ilk isyanı ile kaderini değiştirmiş.

Psikiyatri tahsili

Saadavi, Kahire Üniversitesi’nde psikiyatri okuduktan sonra Sağlık Bakanlığı&#;nda kamu sağlığı yöneticiliğine getirilmiş. Sağlık adı altında bir de dergi çıkarmaya girişmiş. Kadın ve cinsellik; kadın sünneti üzerine makaleleri nedeniyle bakanlıktaki görevine son verilmiş. Enver Sedat onu yazdığı bir makale yüzünden hapse attırmış, ancak bir ay sonra Sedat bir suikastta öldürülünce Saadavi salıverilmiş.

Önce romancı 

Saadavi, “kötü” diye tanımladığı iki evlilik yapmış. Üçüncü eşi Şerif Heteta ile yaptığı evlilikten duyduğu mutluluğu kitaplarına da yansıtmış. Saadavi hem roman hem de denemeleriyle yurtdışında da tanınan bir yazar olarak öne çıkıyor. Kendisini tanımlarken “Önce romancı, sonra aktivist, daha sonra da psikiyatrım”, diyor. Eşi Şerif Heteta uzun yıllar Asya ve Afrika&#;da görev yapmış, Uluslararası Çalışma Örgütü&#;nde doktor olarak çalışmış. Neval El Saadavi&#;nın kitaplarını Arapçadan Batı dillerine çeviren de çoğu kez o. Şerif Heteta geçmişte Komünist Partisi üyesi olduğunu söylüyor. Şimdi küreselleşme karşıtlarıyla birlikteymiş. O da geçmişte hapis yatmış.

İkisi de muhalif

Neval El Saadavi ve Şerif Heteta, Mısır&#;ın iki ünlü ismi. İkisi de doktor, ikisi de yazar ve ikisi de muhalif. Kahire’nin Yabancılar Mahallesi olarak bilinen yoksul semtlerinden birinde Nil Nehri’ne bakan bir apartman dairesinde yaşıyorlar. Kendileriyle randevulaştıktan sonra kent merkezinden yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuk sonunda verdikleri adrese ulaştık. Kapıdaki gençler bizi görür görmez onları aradığımızı tahmin edip bize yardımcı oldular. Bize kapıyı Şerif Heteta açtı. Üzerinde hırkası, günlük kıyafetiyle evine buyur etti. Neval geliyor, dedi. Beş dakika içinde de kitaplarından ve resimlerinden çok iyi tanıdığımız Neval El Saadavi yanımızdaydı. Balkonundan Nil&#;i gören küçük salonlarında Neval El Saadavi&#;nin demlediği çayı içerken kendilerinden Mısır&#;daki son durumu öğrenmeye çalıştık.

Hâlâ evliler

İlk sorumuz “hâlâ evlisiniz değil mi” oldu&#; Ünlü karı koca iki yıl önce bir gazete haberi nedeniyle dini otorite tarafından boşanmaya mahkûm edilmişlerdi. Mısır’da çiftlerden biri din dışı ilan edildiğinde karısına ya da kocasına boşan diyebilen bir sistem var. Muhaliflere uygulanan bu baskı daha önce de Profesör Nasr Ebu Zeyd ve karısına yöneltilmiş, Nasr Ebu Zeyd ve eşi Mısır&#;ı terk etmek zorunda kalmışlardı.

Hâlâ birlikte olduğunuza göre boşanma dayatmasında bulunanlar maksatlarına ulaşamamışlar.

HETETA &#; 40 yıldır birlikte yaşıyoruz, bizim evliliğimizde bir sorun yok. Ama, bizi boşanmaya zorladılar. Hac zamanıydı, Neval gazetelerden birine bir mülakat verdi. Daha çok kadınlara ve sosyal sorunlara ilişkindi konuşması. Hac&#;la ilgili sorular sormuşlardı. Hac ritüellerinden söz ederken &#;Kara taş öpülüyor. Bu ritüel İslam&#;a aykırı. Çünkü Muhammed Peygamber taşa tapamayız demişti biçimindeydi, yanıtı. Ancak, burada sansasyonel gazetecilik devreye girdi. Haftalık bir gazete 6 Mart tarihli birinci sayfasını bu konuya ayırdı. Başlık da şöyleydi: ‘Neval El Saadavi Hac&#;a karşı çıkıyor.’ Yayının ardından, bütün fanatik gruplar ve müftü deklarasyonlar yayımlamaya başladı.

“Boşanmıyoruz”

Neval&#;ın aleyhine bir kampanya açıldı. Kafası kesilmeli diyorlardı. Bir hâkim de onu din dışı ilan etti. Ve iyi bir Müslüman olarak bana onunla evli kalmamam bildirildi. Skandal böyle başladı. Bizi boşanmaya zorladılar ama çok büyük bir destek gördük. Davaya pek çok avukat gönüllü geldi. Mısırlılara ek olarak, Tunuslu, Faslı, Lübnanlı, İtalyan ve tabii Arap avukatlar&#;

SAADAVİ &#; Boşanmıyoruz ve Mısır&#;ı terk etmiyoruz dedik. Zor durumda kaldılar. Daha önce de Nasr Ebu Zeyd’le kansına benzer bir şey yapmışlardı. Onlar ülkeden ayrılmışlardı. Kısa süre önce döndüler.

Kadın sünnetini erkek sömürgeci güçlerden, Amerika&#;dan ve George Bush&#;tan bağımsız olarak düşünmediğini söyleyen Saadavi nedenini şöyle açıklıyor: &#;Çünkü Amerika yıllarca köktendinciliği teşvik etti. Bu yüzden Amerika ile kadın sünneti arasında doğrudan bir bağ vardır. Mısır&#;daki sivil toplum kuruluşları asla bu bağları kurmazlar. Esas tehlike aradaki bağda yatmaktadır.&#;

İslami evlilik yasası

Ceza hukukunda laik, medeni hukukta ise şeri hükümler geçerli&#; Sebebi?

HETETA &#; Mısır&#;da dini hiyerarşi geleneksel anlamda her zaman güçlü oldu. Ancak Mısır İngiliz sömürgesi olduğu yıllarda, burjuva kesim Batı&#;nın etkisi altında kaldı. Hukuk sistemi ve yargı sistemi Avrupa, İngiltere ve özellikle Fransa&#;dan etkilendi. Esas olarak Fransız hukuk sistemini benimsemişiz. Ne var ki yeterli ölçüde laik değildik. Kitle hareketi kişisel yasalarda ve aile yasasında değişikliği zorlayacak ve gerçekleştirecek kadar güçlü değildi. Çünkü dinin esas etkili olduğu alan buydu. Kadınları ilgilendiren yasalar geleneksel biçimde kaldı. Bazı yönlerden modernleşirken bazı yönlerden geleneklere bağlı bir yapı korunmuş oldu. Gelenekler de kadın-erkek ilişkileri ve aile üzerinde etkiliydi… Sonunda bu çok acayip ikili sistem yürürlükte kaldı. Kişisel hayatımız din adamlarının elinde, kamusal hayatımız ise laik sistemle yürüyor.

İslami yasaların değiştirilmesinden söz etmek tehlikeli mi?Parlamentoda bu tür bir faaliyet yürütüldüğü oluyor mu?Daha laik bir hukuk sistemi için çaba gösteriliyor mu?

SAADAVİ&#; Elbette&#; Arap Kadınları Dayanışma Birliği bunun için çok uğraştı. Tabii çok uğraşıyoruz. En temel sloganlarımızdan biri de laik evlenme yasası. Şu anda İslami evlilik yasası geçerli. Poligami serbest. Benim kocam bir başka kadınla evlenebilir ve hiçbir neden olmadan beni boşayabilir. Bence bu yasa çürümüşlüğün göstergesi. Çünkü bir erkeğin birden fazla kadınla evlenmesini ahlaksız buluyorum.

HETETA &#; Arap Kadınları Dayanışma Birliği ve diğer baskı grupları bu evlilik yasasını değiştirmek için çok uğraştı. Ama bizim esas sorunumuz İslami köktendincilik. Bütün partiler, hatta Meclis&#;teki kadınlar bu meseleyi gündeme getirmekten kaçınıyor. Çünkü hepsi yeniden seçilmek istiyor. Bu yüzden kişisel hakları düzenleyen yasaları değiştirmek için uğraşmıyorlar. Böyle bir cesaretleri yok.

Bir parlamento üyesiyle tartışmamı hatırlıyorum. Şöyle diyordu: Ben bu yasaların değişmesinden yanayım. Ama asla bunu kamuoyu önünde dillendiremem. Çünkü, bu yasalar değişsin dediğim zaman, bir daha seçilemeyeceğimi biliyorum. Bu meseleyi gündeme getirdiklerinde, ülkedeki genel atmosferle ters düşeceklerini ve oy yitireceklerini düşünüyorlar.

Devlet Başkanı Mübarek&#;in önemli bir kadın hakları savunucusu olduğunu söylüyorlar. Ne diyorsunuz?

SAADAVİ &#; (Kahkahalar atıyor&#;) Çok modern, hatta post moderndirler.. Cihan Sedat ya da Suzan Mûbarek&#; Çok da konuşurlar. Kadın meselelerinden de konuşurlar. Ama asla hiçbir şeyi eleştirmezler. Kadının kurtuluşundan ve Amerikan tipi hayat tarzından, Dünya Bankası&#;ndan bol bol söz ederler.

Sıra erkek sünnetinde

Sizi en çok kadın sünneti üzerine yazdıklarınızla tanıdık…

SAADAVİ &#; Ben kadın sünnetini gündeme getiren ilk Mısırlı doktorum, yarım yüzyıldır bu konuyu yazıyorum. Şimdilerde erkek sünnetini de yazmaya başladım. Kadın sünnetini 2 yıl önce yasakladılar. Halbuki ben bu yüzden yılında işimi kaybetmiştim. Ama kadın sünnetini 35 yıl sonra Sağlık Bakanlığı yasakladı. Bedelini biz ödedik. Mübarek şimdi konuşuyor. Kadın sünnetini ben erkek sömürgeci güçlerden, Amerika&#;dan ve George Bush&#;tan bağımsız olarak düşünmüyorum. Çünkü Amerika köktendinciliği yıllarca teşvik etti. Sovyetler Birliği ile kavga etmek için. Yeşil Kuşak politikasını düşünün. Bu yüzden Amerika ile kadın sünneti arasında doğrudan bir bağ vardır. Usame bin Ladin&#;i de Amerika yetiştirmiştir. Ancak Mısır&#;daki sivil toplum kuruluşları Amerika ile köktendincilik arasında bu bağları katiyen kurmazlar. O zaman onlar sahtedir. Çünkü esas tehlike aradaki bağda yatmaktadır.

HETETA &#; Onlar daha çok kendileri için eşitlik arıyorlar. Zenginler için eşitlik arıyorlar. Kadınların çalışma alanını genişletmek ve parlamentoya daha çok kadın sokmak istiyorlar. Yanı orta sınıf kadını için eşitlik istiyorlar. Bu da kötü bir şey değil. Ama, aile içinde kadının erkekle eşitliği için çaba harcamıyorlar. Bütün kadınların eşitliğini düşünmüyorlar. Kamusal yaşam içinde eşitlik aramıyorlar. Yani sınırlı bir reform peşindeler.

Yeni neslin durumu ne?

SAADAVİ &#; Bugün meşru siyasi partilerin tamamı hükümet tarafından yutulmuş durumdadır. Demokrasi olmadığı için&#; Bütün Arap dünyası diktatörlükler tarafından yönetiliyor. Bu yüzden politika yapılamıyor. İsyan eden hapse atılıyor, dergisi kapatılıyor. Bir de NGO&#;lar var… Onlar da daha çok araştırma işlevini üsleniyor. Aile içi şiddet, kadın sünneti gibi konulara eğiliyorlar. Ama politikadan söz edemiyorlar. Çünkü kapatılmak istemiyorlar.

ABD&#;nin Ortadoğu politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

HETETA &#; Biz Batı Asya, Kuzey Afrika gibi terimleri kullanmayı tercih ediyoruz. Ortadoğu demiyoruz. Buradaki ABD politikası çok çelişmeli. Çifte standartlı bir siyaset izliyor. Üst sınıf kadınların modern olmasını istiyorlar.

Köye yöneliş

Siz şimdi ne yapıyorsunuz?

SAADAVİ &#; Ben şimdi doğduğum köye yöneldim. Şehir yerine köyümde yaşamaya karar verdim. Köyüm Kafr Tahla&#;ya yıllarca uğraşıp çok büyük bir kütüphane kurdum. Bilgisayarlar, görsel ve işitsel sistem de yerleştiriyorum. Bir kültür merkezi yaptık. Bir tiyatro kurdum. Çocuklar ve genç kızlar için. Benim köyümde eğitim oranı zaten çok yüksekti. Kahire&#;ye bir saat uzaklıkta bir köy. Orada Neval el Saadavi’nin kadın ve erkek dostları var.

Neden tutuklanmıştınız?

SAADAVİ -Beni yazdığım bir makale yüzünden hapsettiler. Tek bir makale yüzünden. Ve bu makale, uygulanan politikaları bile eleştirmiyordu, sadece politikalardaki çelişkiyi, ekonomimizi nasıl tahrip ettiğini, zenginle fakir arasındaki açığı nasıl büyüttüğünü ve köktendinci hareketi nasıl cesaretlendirdiğini gözler önüne seriyordu.

kaynağı değiştir]

'te yayınlanan bir röportajda Saadavi "kadınların ezilmesinin temelinde dini tutuculuk tarafından desteklenen evrensel post-modern kapitalist sistem yatıyor" dedi.

'te müslümanların Mekke'ye ve Suudi Arabistan'a haccı sırasında izdiham denilen şeyde yüzlerce insan öldü.

Saadavi bu konudaki düşüncelerini şu sözlerle dile getirmiştir. Hac'ın uygulama biçimini değiştirme ve insanları daha küçük gruplarda gezdirme düşüncesi hakkıda konuşuyorlar, yaşanan eziyetten bahsediyorlardı çünkü insanlar şeytan taşlamak için kavga ediyorlardı. Neden şeytanı taşlama gereği duyorlardı, neden o siyah taşı öpmek istiyorlardı? Ama kimse bunları söylemez, medya bunu yayınlamaz. Dini eleştirme konusundaki isteksizliğin sebebi nedir? Dini eleştirmeyi reddetme özgürlük değil bu. Sansürdür.

Hacc'daki siyah taşı öpmek gibi geleneklerin islam öncesinde pagan kökenine ait olduğunu söyledi.

Eşi müslüman kendisi ateist olan Saadavi, evliliklerini onaylatmak için beş ay boyunca mahkemede mücadele etmek zorunda kaldı.

Peçelenme[değiştir

T.C. ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BÖLÜMÜ UYGULAMALI ELEŞTİRİ FİNAL ÖDEVİ NEVAL EL SADDAVİ’NİN “KAHİRE SAÇLARIMI GERİ VER” ADLI ESERİNİN FEMİNİST ELEŞTİRİ KURAMI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ PELİN BİLEKLİ YRD. DOÇ. seafoodplus.infoAH DOULATABADİ ESKİŞEHİR NEVAL EL SADDAVİ’NİN “KAHİRE SAÇLARIMI GERİ VER” ADLI ESERİNİN FEMİNİST ELEŞTİRİ KURAMI BAĞLAMINDA İNCELENMESİ seafoodplus.infoş Feminist sanat ve edebiyatın önemli yazarlarından olan Neval El Saddavi içinde büyüdüğü toplumun bozuk düzeninin nedenlerini göstermek, göstermekle de kalmayıp bu bozuk düzeni düzeltmek için yıllarca edebiyat eserleri aracılığıyla sesini tüm dünyaya duyurmuştur. “Neval El Saddavi Mısırlı feminist yazar, aktivist ve psikiyatristtir. Nil Nehri kıyısındaki Kafr Tahla köyünde doğmuştur. İslam'da kadının yeri üzerine pek çok kitap yazmıştır. Saddavi tüm dünyada feminist ve aktivist kişiliği ile tanınmaktadır. İslamiyet’te kadın başlığı altında birçok kitap yazan yazar ülkesinde kadın sünnetini engellemek amacıyla eylemlerde bulunmuş, bu eylemlerden ötürü hapse girmiştir. Kahire'de ve ülkesinin kırsal kesimlerinde doktor ve psikiyatrist olarak görev yapan Saddavi, eserlerinde Arap toplumunda kadının konumlanışını eleştirel bir dille ele almış ve bunu değiştirmeye çalışmıştır. Neval El Saddavi, uluslararası birçok ödüle sahip olmuş ve uluslararası ve ulusal birçok konferensa katılmıştır.”1 Eserleri pek çok dile çevrilmiş olan yazar bu eserinde de yine bir kadını baş kahraman olarak seçmiştir. Romanın baş kahramanı dokuz yaşındayken ailesi içinde erkek kardeşi ve kendisi arasındaki farklılıkları hissetmeye başlar. Bu his bir yanılsama ya da bir kıskançlıktan ziyade anne ve babasının davranış biçimleriyle desteklenen erkek kardeşin kayırılarak, kız çocuğunun yaptığı her hareketin mercek altında incelenmesinin fark edilmesidir. Anne rolü kızına karşı son derece otoriter olmakla birlikte kızına sürekli “kız” diye hitap eden, bozuk çarkın içinde kendini sadece çocuklarına bakmak ve kocasını memnun etmek için biçimlendirmiş şekilde karşımıza çıkıyor. Ağabeyi her konuda ondan daha özgürdür. Odasını toplamak, yemek pişirmeye yardım etmek, misafirler geldiğinde hizmette bulunmak, sokakta arkadaşlarıyla oynamak ve vakit geçirmek için izin istemek gibi kaygıları yoktur. On yaşına geldiğinde vücut hatlarının ortaya çıkmasıyla ve regl olmasıyla birlikte annesinden ve büyükannesinden evliliğe yönlendirme konusunda baskı 1 seafoodplus.info%C3%A2l_es-Saadavi. görmeye başlamaktadır. Evliliğe ve annesinin baskılarına olan nefreti onu ders çalışmaya ve öğrenmeye itmiştir. Bu yüzden doktorluk mesleğini seçerek bir yandan bütün topluma bir başkaldırış sergilemiştir. Bu meslek onu kadın ve erkeğin arasındaki uçurumları en aza indirme konusunda bir mıktanıs gibi çekmiş ve tüm gençliğini öğrenmeye adamış, kadınlığını mesleğiyle ötelemeye çalışarak bir genç kadın olarak toplumda kendini ispat etmeye çalışmıştır. Hatalı bir evlilik geçirip ardından bilime olan inancını ve tanrısallaştırdığı bilimin aslında onu hapsettiğini fark ederek kadın olma yolculuğuna tekrardan geri dönmeye çalışarak yaşamadığı duygu ve hisleri en baştan öğrenerek irdelemeye çalışmıştır. Hayatında birçok başarı elde edip hala huzursuz olan kahraman sonunda aradığı gerçek aşkıyla tanışır. Hayatına giren adamlardan çok farklı olan bu adam açık görüşlü ve entelektüeldir. Onu sadece kalbi ve aklına olan hayranlığıyla hayatında konumlandırır. Yemek yapmak, evi temizlemek ve evde oturup çocuk bakmak gibi rutinlerden ziyade aralarındaki “sevgi” bağını kutsallaştırmaya çalışmaktadır. Feminist eleştiri kuramı bağlamında değerlendirdiğimiz eserde yazar doğup büyüdüğü toplumun sorunlarına ışık tutmak, onları bir kadın gözüyle eleştirerek bir kadın olarak toplumda yer bulmanın, bir kimlik sahibi olmanın zorluklarını irdelemektedir. Eserin kadın merkezli olarak ilerlemesi dönemin sorunlarını anlamada büyük bir etki olarak görülmektedir. Yazar, konuşamayan kadınların sesi olarak eserlerinde onlara hayat vermektedir. Okur merkezli kuramlar sınıflamasına giren feminist edebiyat eleştirisi, kültür ve edebiyattaki yerleşik, özellikle ataerkil bakış açısını yansıtan değerleri, kalıpları sorgular ve işin öteki yüzüne dikkat çeker. “Feminist edebiyat kuramı, ’lı yıllarda güçlü bir şekilde yeniden gündeme gelen feminist yaklaşımın edebiyat alanında sesini duyurması sonucu oluşur. Önceleri ataerkil düzende kadının “öteki” olarak algılanışı ve aşağılanışının edebî yapıtlarda da sürdürüldüğünü ortaya koymayı hedefleyen bu eleştiri kuramı, zamanla amaçlarını çoğaltmış ve edebiyat dünyası sınırları içinde kadına ilişkin başka sorunların da altını çizmeye başlamıştır.”2 seafoodplus.infoğerlendirme ve Analiz Neval El Saddavi bu eserinde kadın olmanın zorluğu ve toplumda kadına olan bakışın eksik ve trajik yönlerini vurgulamıştır. Kadın küçük yaşta karşılaştığı zor hayat deneyiminde başta erkekleri ve evliliği düşman kabul etmiş ve kendi varlığını 2 Berna Moran, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İletişim Yayınları, İstanbul, , s. bulma, kadın olmanın çaresizliğini bastırma yolunda verdiği savaşta erkeklerin eksik yönlerini aramaya başlamaktadır. Eserde bu iç savaş şu şekilde göze çarpmaktadır; “Allah beni niçin şu güvercin gibi havada uçabilen bir kuş değil de, bir kız çocuğu olarak yaratmıştı? Belki de Allah, kuşları kızlara tercih ediyordu. Ama erkek kardeşim de uçamıyor ve bu beni biraz olsun avutuyordu. Bütün özgürlüğüne rağmen uçamama konusunda onun da benden farklı olmadığını kavramıştım.”3 Kadın olma yolculuğuna henüz on yaşındayken dışarıda oyun oynama esnasında regl olarak başlayan kadın kahraman, içinde bulunduğu dönemin bakış açısıyla annesinin baskılarının evlilik yönünde sürmesiyle içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştır. O bu ergenlik psikolojisiyle ve bedenindeki değişimlerle mücadele ederken, annesinin onun gelişimine sevinmesinin tek amacının evliliğe hazır hale geldiğini düşünmesiyle daha travmatik bir serüvene doğru ilerlemektedir. Çünkü onu toplumdan arkadaşlarından ve aile bireylerinden dahi uzaklaştıran bu değişimler kimliğini arama yolculuğunda önüne büyük bir set çekiyordu. “Kızların olgunluğa erişmelerinin tek yolu böylesine pis bir olaya mı bağlıydı? Bir insan günlerce, iradesi dışında gerçekleşen bir kas hareketinin insafına sığınarak yaşayabilir miydi gerçekten? Allah kız çocuklarından hakikaten çok nefret ediyor olmalıydı ki, başlarına böylesine bir laneti sarmıştı. O’nun her konuda erkekleri kayırdığını düşünüyordum artık.”4 Kısa geçen çocukluğunun özlemiyle hayatına devam etmeye çalışan kadın kahraman üzerinden yazar, büyüdüğü toplumun kanayan yarasını gözler önüne sermektedir. Çünkü kadınlık Arap toplumunda hiç de kolay olmamakla birlikte bu eserde anlatılan olayların bir çoğuna toplumdaki binlerce kadının maruz kaldığı yansıtılmak istenmiştir. Yazar aynı zamanda bir psikiyatristtir. Meslek hayatı boyunca ona gelen kadın hastalarından yüzlercesinin yaşadığı olaylara şahitlik etmiştir. Bu eserde de diğer eserleri gibi yarı otobiyografik kabul edebileceğimiz gerçek olayların yansımalarını sunmaktadır. Sade ve net bir dille anlatılan olaylardan Arap kadınlarının çektiği zorlukları anlamamızda bize son derece çarpıcı bilgiler sunmaktadır. Çocukluğun o güzel rüyasından küçük yaşta uyandırılmaya çalışılan kadın kahraman alışmaya çalıştığı bu dönem esnasında başka travmatik olaylarda yaşamaktadır. 3 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. 3. 4 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. 4. “Yanıma yaklaşan kapıcının gözleriyle dişlerinin, kara yüzünde parladığını gördüm; onun tahta sırasında tek başıma oturuyor, gözlerimle sokakta oynayan ağabeyimin ve arkadaşlarının hareketlerini izliyordum. Birden adamın galebeyasının sert kenarının bacağıma sürtündüğünü hissettim ve elbiselerinin tuhaf kokusunu aldım. Tiksintiyle yanından uzağa çekildim. Tekrar yaklaştığındaysa, bakışlarımı oynayan ağabeyime ve arkadaşlarına kilitleyerek korkumu gizlemeye çalıştım, ama sert, kaba parmaklarının bacağımı okşadığını ve eteğimin altına doğru hareket ettiğini hisseder hissetmezi panik içinde yerimden sıçrayıp hızla ondan uzaklaştım. Kadın olduğumu bu korkunç adamda fark etmişti! ”.5 Kadın kahramanın bu bozuk düzende ilk başkaldırışı annesine karşı olmuştur. Annesinin baskı ve ısrarlarıyla şekillendirmeye çalıştığı hayatında ilk defa kendi kararını vermenin hazzını duyan kadın kahraman belki de bulunduğu toplumda birçok kadının gösteremediği cesareti göstererek annesine karşı gelmiştir. “Hayatımda ilk defa evden annemin izni olmadan çıktım. Bu kışkırtıcı hareket sanki bana apayrı bir güç katmıştı, ama sokaktan aşağı yürürken kalbim yine de güm güm atıyordu. Sonra yürürken gözüme bir tabela takıldı: ‘Kadın Berberi’. İçeri girmeden önce sadece bir saniye duraklayacaktım. Uzun saçlarımın keskin makasların ağızlarında kıvrım kıvrım oluşunu ve sonra yere düşüşünü seyrettim. Annemin bir kadını taçlandıran gurur kaynağı dediği şeyler bunlar mıydı? Bir kadının tacı sırf böyle bir kararlılık anından dolayı yere düşüp paramparça olabilir miydi? İçim, kadınlığa karşı büyük bir horgörüyle dolmuştu: Kadınların geğersiz ıvır zıvır şeylere inandıklarını o anda kendi gözlerimle görmüştüm. Ve bu horgörü bana yeni bir güç kazandırdı. Emin adımlarla tekrar eve doğru yürüdüm ve yeni, kısacık kesilmiş saçlarımla annemin önünde dimdik durdum. ”6 Yazar burada bu tip olayları yaşayan kadınların tıpkı saatli bir bomba gibi isyan etme eşiğinde olduğunu göstermek istemiş ve belki de bir kısmının eserdeki kadın kahraman gibi başkadırıda bulunduğuna şahit olmuştur. Sonuçta kendisi de aynı toplumda yetişmiş ve bütün bu zorluklarla aynı ölçüde mücadele etmeye devam etmektedir. Yazarın hayatına ve diğer eserlerine baktığımızda da aynı yansımaları görmekteyiz. Feminizm açısından kadınların kendi kendisini yazması ve kendi dilini oluşturması bir zorunluluk olarak görülür. Çünkü erkeklerin dilinde kadınlar iyi ve kötü hususiyetleri aynı anda taşır. Mesela kadınlar doğallık, namus, ulus, maneviyat, ev gibi en temel değerlerin işaretiyken güçsüzlük, duygusallık, yapaylık, tutarsızlık, baştan çıkarma, delilik gibi bozulmanın ve genel olarak tehlike arz eden şeylerin simgesi de oluverirler. Bu saçma ikiliğe bir son vermek ise kadınların yazması ile mümkün olacaktır. 5 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. 5. 6 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. “Feminizmin en temel saptamalarından biri, kadınların erkekler tarafından yapılmış bir dil içinde yaşamak zorunda olduklarıydı. Bunun en azından bir anlamı, kadınların sessizliğinin, sürekli olarak onlar hakkında ve onlar üzerinden, onların dolayımıyla konuşan bir dil tarafından tanımlanması ve güvence altına alınmasıdır.”7 Kadın kahraman ilk zaferini annesine karşı vermiş olmanın gururuyla kendini eğitime adayarak evlilikten, kadınsal hislerden kaçmak istemiştir. İkinci zaferini ise doktorluk mesleğine borçludur. Çünkü tıpta kadın ve erkek ayrımı olmaksızın, insan olmak ve yaşatmak söz konusuyken, toplumdaki ayıp ve utanç verici kabul edilen bir takım olaylar karşısında kadın bir doktor olarak ikinci başkaldırısını yapmaktadır. Çünkü hasta bir adam ya da kadın doktorun karşısında muhtaç ve aciz bir sokak hayvanından farksızdır aslında. Bütün ayıplar ötelenerek geri savrulurken, kadın kahraman böylelikle bir kadın olarak akıl ve zeka sahibi bir birey olduğunu kanıtlama fırsatı yakalamıştır. Aslında yazar erkek ve kadın arasındaki farkın, erkeğin zeka olarak üstünlüğünün kabul edildiği tezini de çürütmek olarak bu satırları kaleme aldığını varsayabiliriz. Çünkü bilgi, akıl ve zeka gerçekten bir kadın için güçlü bir silahtır. “Çocukluktan itibaren kendini Tanrı olarak düşünecek şekilde yetiştirilmiş ağabeyim gibi erkekler ile annem gibi zayıf ve etkisiz kadınlardan oluşmuyor muydu bu toplum? Bu tür insanlar, bir erkek hakkında onun kaslar, damarlar, sinirler ve kemiklerden yapılmış bir karışım olmasından baş ka hiçbir şey bilmeyen bir kadının varlığına nasıl inanabilirlerdi? Bir erkek vücudu! Onu yiyecekle doldurmak için sı- cak mutfakta buram buram terleyen, gece gündüz zihinlerinde onun hayaletini taşıyan annelerin ve küçük kızların korkusu. İşte bu vücut, şimdi çirkin ve paramparça olarak, önümde çıplak biçimde uzatılmış, yatıyordu. Hayatın annemi bu kadar çabuk yanıltacağını; aynı hayatın bir gün, göğüslerime bakıp bende onlardan başka bir şey görmeyen bu sefil erkeklerden intikamımı bu şekilde almamı sağlayacağını rüyamda bile göremezdim. İşte, burada oklarımı tam onun göğsüne saplıyordum. Çıplak vücuduna bakıyor ve onu elimdeki neşterle lime lime doğrarken midemin bulandığını hissediyordum. Bu bir erkek vücudu muydu; dış tarafı kıllarla kaplı, içi çürüyen ve kokan organlarla dolu, beyni yapışkan bir beyaz sıvının içinde yüzen ve kalbi kıpkırmızı kanlar içinde olan? içiyle dışıyla ne kadar da çirkindi akla gelebilecek en çirkin şeydi! “8 Kadın kahraman yaşadığı zorlu hayatta ilk kocasıyla tanışmasına kadar zaferler kazanmış olsa da çocukluğunda içine düştüğü hayal kırıklıkları peşini bırakmamıştır. İlk kocası onun aklına ve zekasına olan hayranlığıyla ilk başta övgülerle gönlünü çalmaya çalışsa da, kadın kahraman kadar mücadele içinde bir 7 Jale Parla, “Kadın Eleştirisi Neyi Gerçekleştirdi?”, içinde Kadınlar Dile Düşünce, İletişim Yayınları, İstanbul, s. 8 8 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. hayat yaşamamış, her şeyi annesi tarafından karşılanan bir adam figürü olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlangıçta mantıklı görünen bu karakter ilerleyen dönemlerde kadın kahramanı doktorluk mesleğinden alıkoymak için girişimde bulunur. Burada birçok defa erkek figürünün erkekliğini, evin reisi oluşunu ve toplumdaki konumunu vurgulayarak kadını geri plana itme çabası görülmektedir. Bir dahi olan kadının karşısında aşağılık psikolojisi ve toplum içinde yetiştirilmiş egoist erkek formunu içinde bir yerlerde sakladığı yerden yeniden ortaya çıkarmıştır. Yazar aslında burada da topluma bir özeleştiri göndermektedir. Erkeklerin kadınlar üzerinde baskı kurma çabasının her alanda olduğunu (iş, evlilik, para kazanma, çocuk bakımı, ev işleri v.s) yansıtmaktadır. "Ben erkeğim." "Eee?" "Reis benim." "Neyin reisi?" "Bu evin ve onun içindekilerin, sen dahil." İlk isyan işaretleri kendisini gösteriyordu: Benim karşımdayken hissettiği zayıflık, onun içinde beni kontrol altına alma arzusu doğurmuştu. "Her gün dışarı.çıkmanı istemiyorum," dedi. "Eğlenmeye çıkmıyorum. Çalışıyorum." "Senin erkekleri muayene etmeni ve onları soymanı da istemiyorum." Bir adamın bir kadın üzerinde denetim kurma çabasında en çok kafayı taktığı zayıf nokta buydu: Kadının başka erkeklerden korunması gerekliliği. Erkeğin kendi kadınına duyduğu kıskançlık: Erkek aslında kendisi adı na korkar, ama kadın adına korktuğunu iddia eder; onu mülkiyetine almak ve onun etrafında kalın duvarlar örmek için korunması gerektiğini öne sürer. "Senin muayeneden gelen gelire ihtiyacın yok," diye ısrar ediyordu. "Ben para için çalışmıyorum. İşimi seviyorum." "Kocan ve evin için özgür olman gerekiyor." "Ne demek istiyorsun?" "Muayenehaneni kapat." 9 Kişinin özgürlüğüne, yaşam haklarına, karşısındaki insana da seçme özgürlüğü tanıyan bir çerçevede saygı gösterilmesi son derece önemlidir. Kişisel üstünlük kurmak isteyen kişinin, bulunduğu toplulukla sağlıklı bir iletişim içinde olması düşünülemez. Evlilik ilişkilerinde de aynı durum söz konusudur. 9 Neval El Saddavi, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, , s. seafoodplus.infoç Bu çalışmada, feminist edebiyat eleştirisi bağlamında Arap toplumundaki kadın figürlerinin romana yansıyan biçiminden hareketle kadın kahramanımızın özne olma veya olabilme problemi üzerinde durulmuştur. Böylece romanda yer alan maceranın içinde kadın kahramanın psikolojik açıdan içinde bulunduğu tüm toplum kadınlarını yansıttığı açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Mısırlı feminist yazar Neval El Saddavi, romanlarında ezilen Arap kadınlarının toplum içindeki yerlerine ve kimliklerini bulma yolculuklarına genişçe yer vermektedir. ”Kahire Saçlarımı Geri Ver” adlı romanın konusu, kendi yolculuğuna henüz dokuz yaşındayken başlamış olan kadın kahramanın, çocukluğunda erkek kardeşiyle arasındaki farkları hissetmesi ve bunun izlerinin bütün hayatına yansıması etrafında dönmektedir. Kitapta kadın kahramanın hayatı altı bölüme ayrılmakta ve her bölümde farklı yaş grubu içinde bulunduğu döneme ait olaylar anlatılmaktadır. Kadın kahraman dahil hiçbir karakterin isminin verilmemesi aslında yazarın burada toplumun her kesiminden, her hangi birinin hikayesini anlatmış olabileceği kanısına varmamızı sağlamaktadır. Bu yüzden de isimlerinin herhangi bir önemi yoktur. Önemli olan sistem çarkının dönmesidir. Eser yazıldığı dönemde defalarca sansüre uğramış ve daha sonrasında yazarın asıl nüshaları kaybetmesiyle eksik olarak yayınlanmıştır. Okuma esnasında bu ayrıntı dikkat çekmektedir. Çünkü roman içinde kopukluk ve sıçrayışların olduğu göze çarpmaktadır. Kendi büyüdüğü toplumu ele alan yazar diğer eserlerinde de benzer kadın figürleri kullanmasından ötürü en hacimsiz eseri kabul edebileceğimiz bu eserinde kendisini tekrar etmektedir. Toplumun bozuk düzenine bir eleştiri ve aynı zamanda otobiyografik bir anlatı olarak kabul edebileceğimiz bu eserde yazar feminist kimliğini keskin hatlarıyla ortaya çıkartmaktadır. KAYNAKÇA El Saddavi, Neval, Kahire Saçlarımı Geri Ver, Everest Yayınları, İstanbul, Moran, Berna, Edebiyat Kuramları ve Eleştiri, İletişim Yayınları, İstanbul, Parla, Jale, “Kadın Eleştirisi Neyi Gerçekleştirdi?”, içinde Kadınlar Dile Düşünce, İletişim Yayınları, İstanbul, seafoodplus.info (Erişim Tarihi: 25 Aralık, )

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir