Bebekler dünyaya gözlerini açtıklarında hiç tanımadıkları bir ortama merhaba derler. Anne karnındaki su dolu kesenin için yalnız başına olan bebek bir anda kuru hava ve yeni insanlarla tanışır. Büyüdükçe bu ortama adapte olmaya ve alışmaya ihtiyaç duyar. İşte bu noktada etrafı keşfetmenin ve anlamanın en iyi yöntemlerinden biri ne bulursa ağzına götürmekten geçer.
Bu, birçok ebeveyn için endişe ve telaş sebebi gibi gözükse bile aynı zamanda bebekler için bir gereklilik halini alır. Bu aşamada bebekler neden her şeyi ağzına götürür, neler yapılabilir, tehlikeli yanları nelerdir gibi sorulara cevap olabilmek için bu yazıyı sizler için hazırladık. Şimdi gelin en baştan bu konuyu inceleyelim.
Bebeklerin doğumdan sonraki yaş dönemini kapsayan zaman dilimine oral dönem denir. Bu dönemde bebeklerin ağızları bir nevi onların elleri ve gözleri gibidir. Buldukları her şeyi ağzına götürerek tanımaya çalışır. Hatta daha anne karnındayken bile bazı ultrason kontrollerinde bebeğinizin elini ağzına götürdüğünü görebilirsiniz. O keşfetmek ve tanımak için bulduğu her şeyi ağzına götürmeye meyillidir. Hatta ortalama aylık olduğunda ayaklarını bile ağzına götürdüğünü görebilirsiniz.
Bu sebeple oral dönemde olan bebek için kendi bedenini, anne babasının ve çevresindekilerin bedenini, oyuncakları ve etraftaki diğer nesneleri ağız yoluyla tanır diyebiliriz. Ancak bu noktada söylememiz gereken bu davranış 2 yaşından sonra da devam edip etmediğidir. Bazı çocuklarda bu durum aya kadar devam etse de bir noktada kesilmesi gerekir.
Eğer çocuğunuz 2 yaşını geçtikten sonra da bu hareketlere devam ediyorsa bir uzmandan yardım almanız gerekebilir.
Bebeklerin her şeyi ağzına götürmesi doğal bir süreç olsa da bu hareketi yapmalarının farklı sebepleri de vardır. Şimdi gelin bu sebepleri detaylı bir şekilde gözden geçirelim:
Bebekler fiziksel gelişimleri ve değişimleri doğrultusunda buldukları her şeyi ağızlarına götürme eğilimine girebilirler.
Daha öncede bahsettiğimiz gibi bebeklerin her şeyi ağzına götürmelerinin ana sebeplerinden biri keşfetme, tanıma ve öğrenme merakıdır. Çevrelerindeki objeleri ağzına götürerek onu tanımaya dokusunu ve tadını anlamaya çalışırlar. Acaba bu yenen bir şey mi, sert mi yumuşak mı gibi sorulara bu şekilde cevap bulmaya çalışırlar. Bazı bebeklerde bu durum aya kadar devam etse de genelde 2 yaş ile biter.
Yetersiz el koordinasyonu da fiziksel gelişime bağlı olarak bebeklerin her şeyi ağızlarına götürme sebeplerinden biridir. Bebeklerin uzanma, kavrama, tutma, elden ele verme ve son olarak parmakları kullanma aşamaları sonunda el koordinasyonları gelişir. Bu sebeple parmaklarını kullanmadan önce tanımak için ağız yoluyla tanımayı tercih ederler. Bu süre zarfında ayaklarını da ağzına götürebilir. Bu hem onu keşfetme arzusu hem de bir oyun oynama şeklidir.
Diş çıkarma, bebeklerin gelişim konusundaki kilometre taşlarından biridir. Artık yavaş yavaş katı gıdaları dişlemeye hazır olan bebeğinizin bu süreçte salyası artar ve damakları kaşınmaya başlar. Kendi rahatlatmak diş çıkacak olan bölgeyi kaşımak ve masaj yapmak için tüm oyuncaklarını ağzına sokmaya çalışabilir. Ona kızmak yerine eline soğuk ve sert bir gıda verebilir ya da diş kaşıyıcısını kullanması konusunda teşvik edici olabilirsiniz.
Her ne kadar konuşması için daha zaman olsa da ağzına soktuğu cisimler sayesinde dilini, ağzını ve çene kaslarını kullandığı için bir nevi hazırlık dönemi yaşar. Bu çalışmalar ve tekrarlar sonunda ses çıkarmaya ve konuşmaya başlarlar.
Bebekler duygularını açıkça dile getiremedikleri için bunu farklı şekillerde anlatmaya çalışırlar. Emme refleksi ve ağıza götürme hareketi bu sebeple önemlidir.
Doğumdan sonraki 24 aylık sürece oral dönem dendiğini söylemiştik. Bu dönemde bebek annesini emerek ya da gördüğü cisimleri ağzına götürerek duygusal bir haz almaya çalışır. Bu sebeple çok ya da az alma duygusu yaşayan çocuklarda ileri yaşlarda psikolojik sorunlar görülme ihtimali artar. Herhangi bir oyuncağını ağzına götürdüğü için ona kızıyorsanız aslında o anda verdiğiniz tepki onun keşif ya da haz duygusuna ket vurma anlamına gelir ve bu da kişiliğini etkileyebilir.
Fazla çevresel uyaranın olduğu bir ortamda bebekler kendini rahatlatmak için ağzına bir şeyler götürüyor olabilir. Aynı şey stres içinde geçerlidir. Eğer bebeğinizin olduğu ortamda gürültü varsa ya da siz yüksek sesle eşinizle konuşuyorsanız bu bebeğinizi korkutmuş olabilir ve o da rahatlamak için bu yolu seçmiş olabilir. Bebeğinizin uyurken elini ağzına götürdüğünü birkaç kez görmüşsünüzdür. İşte bu bir rahatlama yöntemidir.
Tüm bu bilgilerin yanı sıra bebeğiniz belki de sadece beslenme isteği hakkında bilgi vermek için bazı şeyleri ağzına götürüyor olabilir.
Özellikle küçük bebekler daha nelerin yenmesi gerektiği konusunda tam bir bilgiye sahip değillerdir. Bu sebeple açlık hissiyle başa çıkmak için ağzına bir şey girmesi gerektiğine karar verdiyse ona bu konuda siz yol göstermelisiniz.
Açlığın yanı sıra demir ya da mineral eksikliği olan kişilerde görülen pika, normalde yenmeyen toprak, kağıt, metal eşyalar gibi şeyleri yeme isteği, sebebiyle bebeğiniz yenmemesi gereken bazı şeyleri yeme konusunda iştahlı olabilir. Eğer böyle bir durum varsa doktorunuzla görüşerek gerekli testlerin yapılmasını istemeniz gerekebilir.
Bebekler fiziksel ve psikolojik gelişimlerine bağlı olarak keşfetmek ve anlamak için bazı nesneleri ağzına götürüyorsa bazı konularda dikkatli olmanız gerekir. İşte bu konuda aklınızdan çıkarmamanız gereken birkaç madde:
Öncelikle bu durumun doğal bir süreç olduğunu kabul ederek işe başlamak gerekir. Sonrasında uygulayabileceğiniz yöntemler şunlardır:
Bebeğinizin evde bulduğu her nesneyi ağzına götürmesini istemiyorsanız evinizde daha önce bahsettiğimiz güvenlik önlemlerini almalısınız.
Bebekler sınırları zorlamayı sever ve doğal olarak bu davranışı yapmasını neden istemediğinizi anlamaz. Bu sebeple bebeğiniz istemediğiniz bir cismi ağzına götürdüğünde onu uyarmalı ve kararlı olmalısınız. Belli bir büyüklüğü ulaşmış bebekler için ise alternatifler üretebilirsiniz.
Kontrollü izin ise uygulayabileceğiniz bir diğer yöntem olabilir. Mutlaka o yünlü kazağı ağzına sokmak istiyorsa buna bir kere olacak şekilde sizin gözetiminizde olması kaydıyla izin verebilirsiniz.
Bebekler gördükleri hareketleri taklit etmeyi sever ve sizleri örnek alır. Bu sebeple onun önünde ilaçları içmemeye ve ağzınızla paketleri açmamaya dikkat etmelisiniz.
Dikkatini başka bir objeye yönlendirmek yine uygulayabileceğiniz yöntemlerden biridir. O ağzına bir şey sokmaya çalışırken siz bir oyuncağını alıp onu şaşırtabilir ve bu sayede ağzına götürmeye çalıştığı şeyi o anlamadan alabilirsiniz.
Her şeyi ağzına götürme, genellikle normal bir gelişim aşamasıdır. Ancak yine bu hareketin fiziksel, duygusal ya da psikolojik bir sorundan kaynaklandığını düşünüyorsanız vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmalısınız.
Yayınlanma: - 21 Kasım Güncellenme:
Sıkça söylediğimiz ya da duyduğumuz bir cümledir “Çek elini ağzından.” Bazen bir anne ya da baba çocuğunu uyarır bu konuda, bazen trafikte sıkışıp kaldığımızda elleri ağzında görürüz bir yetişkini, bazen de bir bakmışız ki elimiz ağzımıza doğru gitmekte kaygıdan, sıkıntıdan. Tırnak yeme çocuk, ergen, yetişkin fark etmeksizin oldukça sık rastlanan, neredeyse her iki çocuktan birinde görülen bir durumdur. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'na yapılan başvurular incelendiğinde tırnak yemenin en sık görülen yakınmalar arasında sinirlilik ve okul başarısızlığından sonra üçüncü sırada yer aldığı görülmüştür. Peki, tırnak yeme davranışı ne zaman başlar, nedenleri nelerdir ve nasıl engellenebilir?
Ne zaman başlar?
Tırnak yeme alışkanlığına yaşlarından önce sıklıkla rastlanmaz. Nadiren 15 aylık gibi erken bir dönemde görülebilir. Genellikle çocukluk yaşlarında başlayan bu alışkanlık yetişkinlik dönemine kadar devam edebilir. Çocuğun hayatında meydana gelen okula başlamak, yeni bir kardeşin doğumu, okul başarısızlığı, taşınma gibi kaygıya neden olan değişiklikler tırnak yeme davranışını tetikleyebilir.
Tırnak yeme davranışının nedenleri nelerdir?
Tırnak yeme davranışının temelinde kaygı ve güvensizlik duyguları vardır. Yoğun kaygı yaşayan birey nasıl baş edeceğini bilemez, kendisini rahatlatmak için tıpkı bir bebek gibi elini ağzına götürerek kendini rahatlatmaya çalışır. Bu kaygının altında aile içinde aşırı baskıcı ve otoriter bir eğitimin uygulanması, çocuğun sürekli azarlanarak eleştirilmesi, kıskançlık, özgüven eksikliği, yetersiz ilgi ve sevgi, performans kaygısı gibi çeşitli nedenler bulunabilir. Aile içinde tırnak yiyen bir modelin olması da tırnak yeme davranışını tetikleyebilir. Kaygıyla nasıl baş edeceğini bilemeyen çocuk ebeveynleri ya da kardeşini örnek alarak tırnak yeme davranışını taklit edebilir.
Uyarmak işe yarar mı?
Oldukça sık kullanılmasına rağmen “Çek elini ağzından!” gibi uyarı cümleleri davranış değişikliği oluşturmaya yardımcı olmaz. Hatta aksine tırnak yeme davranışının pekiştirilmesine neden olur. Çünkü olumsuz da olsa davranış ebeveynler tarafından bir geribildirim almış ve davranışın altı çizilmiştir. Yoğun bir şekilde anne ve babadan ilgi alma arayışında olan çocuk bu ihtiyacını karşılamak için en olumsuz davranışları bile bu ilgiyi almak için gösterebilir. Bu noktada anne ve babaların olumsuz davranışları pekiştirip çocuğa olumsuz ilgi vermemeleri çok önemlidir. Tırnak yediğinde değil, yememeyi başardığında çocuğu ödüllendirmek davranış değişikliğine yardımcı olacaktır.
Tırnak yeme davranışı nasıl engellenebilir?
Erken çocukluk döneminde görülen tırnak yeme davranışı olumsuz ilgi ile pekiştirilmemeli, çocuk bu konuda uyarılmamalıdır. Bunun yerine çocuğun tırnak yemediği zamanlarda, ilgi gösterilerek ödüllendirilmesi önerilir. Tırnak yeme davranışının özgüven eksikliği kaynaklı olabileceği de hatırda tutularak çocuğun olumlu ve güçlü yönlerine dikkat çekilmesi, özgüveninin pekişmesine katkı sağlayacaktır. Tırnak yeme davranışının gözlemlendiği zamanlarda ise hissettirmeden çocuğun elini meşgul edecek bir davranışa yöneltilmesi yararlı olabilir. Örneğin oyun hamuru, top gibi nesneler çocuğun eline verilerek tırnak yeme davranışını gerçekleştirmesi engellenebilir.
Çocukluk ve yetişkinlik döneminde ise tırnak yeme davranışının hangi durumlarda artıp azaldığını belirlemek için bir davranış çizelgesi tutulup davranışın hangi saat ve durumda gerçekleştiği not edilebilir. Böylece kaygının hangi alanda yaşandığı belirlenmiş olur ve o alanda bireyi destekleyecek yöntemler geliştirilebilir. Örneğin yabancılarla konuşurken tırnak yediği gözlemlenen birey bu alanda yaşadığı kaygı azaltacak önlemler alabilir.
Alışkanlık haline gelen tırnak yeme davranışını azaltmak için bazı davranışçı yöntemler de kullanılabilir. Örneğin acı oje sürülerek tırnak yeme deneyimi olumsuz bir deneyim ile eşleştirilir ve böylece rahatlatıcı etkisini kaybeder. Tırnak bakımına özen göstermek de hatırlatıcı bir görev görebilir ve kişinin tırnaklarını yememe konusundaki motivasyonunu arttırabilir. Ayrıca parmağı yara bandı ile sarmak tırnak yeme davranışının azalmasına katkıda bulunabilir ancak tamamen yok olmasını sağlamaz.
Tırnak yeme davranışının bir semptom yani bir belirti olduğu yani kaygının bir dışavurum şekli olduğu unutulmamalıdır. Bu yüzden en kalıcı çözüm bu davranışın altında yatan nedeni belirlemektir. Özellikle tırnak yeme davranışı parmak uçlarına zarar verdiği ve enfeksiyona neden olduğu zamanlarda bir uzmandan yardım alınmalı ve bireyin kaygı ile baş etme becerileri bir uzman yardımıyla desteklenmelidir.
Uzman Klinik Psikolog
Ece Uçar
İstanbul Erkek Liseliler Eğitim Vakfı'nda Psikolojik Danışman
[email protected]
aileannebabaBebekÇocukistanbulİstanbul Üniversitesiokul
Bugünkü yazımın konusunu, kendisi de bir anne olan Twitter takipçim Esra belirledi. Esra, 20 aylık kızımı herşeyi ağzına sokmaktan nasıl vazgeçirebilirim? diye sormuş.
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, aynı durum bizde de var. 9 aylık oğlum Can da gözünün eriştiği herşeyi ağzına almaktan hoşlanıyor. Televizyon kumandası, yerde bulduğu bir çorap, kendi ayak parmakları (izin versek bizimkiler bile), benim pek kıymetli dergilerim, biraz sonra altına bağlayacağım hazır bez ve daha nice garip şey bir yolunu bulup o minik ağızla buluşuyor Emzikler, diş kaşıyıcılar ve oyuncaklar gibi ağzına almasını beklediğimiz şeyleri elbette saymıyorum. Bununla beraber Esranın endişesini anlıyorum. Bebeklerin ağızlarına aldıkları cisimler kimi zaman tehlikeli ve sağlığa zararlı olabiliyor.
Bu yazımda, önce, bebeklerin bu davranışlarının nedenlerini vereceğim. Sonra güvenlik ve sağlık açısından yapılması gerekenleri anlatıp, herşeyi ağıza almanın faydalarını ve zararlarını özetleyeceğim. En sonunda da, bebeği bundan vazgeçirmek için uygulanabilecek stratejilerden bahsedeceğim.
Bebeklerin hemen herşeyi ağzına sokmalarının birçok sebebi var:
Bebeğinizin sağlığı ve güvenliği açısından, ağzına aldığı cisimlere dikkat etmeniz gerektiğini elbette biliyorsunuz. İşte bu konudaki bazı pratik ipuçları:
Bebeğin herşeyi ağzına götürmesinin fayda ve zararları aşağıdaki tabloda özetlenebilir:
Faydalar | Zararlar |
|
|
Demek faydaları ve zararları ölçtünüz, biçtiniz ve küçük yaramazın herşeyi ağzına almasının artık sona ermesi gerektiğine karar verdiniz. İşte size bazı taktikler:
Kaynaklar
Baby Centre Why does my baby put everything in her mouth?
Baby Zone- Chew on This—Whats OK for Baby to Put in Her Mouth
Journal of Medical Case Reports Pica in iron deficiency: a case series
What to Expect Why Babies Mouth Everything
Wikipedia Psychosexual development
Önemli not: Bu blogdaki yazılar bir anne olarak kişisel tecrübelerimden oluşmaktadır. Doktor veya tıbbi ehliyete sahip bir kişinin tavsiyesi niteliğinde değildir. Lütfen sağlık konularında karar vermeden önce araştırmalarınızı yapın, sağduyunuzu dinleyin ve doktorunuza danışın.
Tahmini Okuma Süresi: 1 Dakika 50 Saniye
1,5 yaşında şirin mi şirin bir kız çocuğu, meraklı gözlerle etrafı inceliyor. Restoranda yanımızdaki masada oturuyorlardı. Anne ve babası ile birlikte yemek yemeye, ev dışında farklı bir gün geçirmeye gelmişlerdi. Bizim küçük kız halinden oldukça memnundu, ama aynı şeyi anne ve babası için söylemek pek mümkün değildi.
Meraklı ve en büyük amacı etrafı keşfetmek olan küçük kız, masanın üzerinde ne varsa tek tek eline alıyor, eline almakla kalmıyor, her birinin de tadına bakıyordu.
Islak mendil, çatal, kaşık, tuzluk ne varsa tek tek ağzına götürüyordu. Her seferinde anne babası bir hışımla uzanıyor ağzına götürdüğü nesneyi elinden sert bir şekilde alıyor ve “Kızım koyma şunları ağzına” diyordu.
Bir süre sonra anne çantasından çocuğa ait bir oyuncak çıkardı ve kızın eline verdi “Al buna bak, bununla oyna” dedi. Annenin amacı kızın ağzına bir şeyler götürmesini engellemekti, ama küçük kız ne yaptı annesinin verdiği oyuncağı da hemen ağzına götürdü, ve işte orada resmen anne için film koptu.
Anne sinirli ve bıkmış bir şekilde kızına kızmaya başladı. “Sana oyna diye verdim, bunu da mı ağzına koyuyorsun, yeter ya vallahi bıktım” diyerek serzenişte bulunurken kızının ne kadar korkuttuğunun farkında değildi.
Küçük kız annenin bu sert çıkışından sonra ağlamaya başladı. O anda düşünmeye başladım bu küçük kız çok mu kötü bir şey yapmıştı…
yaş dönemime “Oral dönem” denir. Oral dönemde olan çocuk, kendi bedeninin, anne babasının ve çevresindekilerin bedenini, oyuncakları, nesneleri ağız yolu ile tanır.
Anne karnında bile bu böyledir. Bazı ultrason fotoğraflarında görürüz, bebekler parmaklarını emerler. Doğumdan sonra da devam eden bu emme refleksine bir de ağız yolu ile nesne tanıma evresi eklenince, ağız çocuklar için tanıyıcı, tarayıcı bir organ haline gelir.
Çocuk ellerini, parmaklarını, hatta ayak parmaklarını bile ağzına sokar. Anne babası elini tutunca onların elini de ağzına alır. Birkaç ay sonra eline çıngırak, oyuncak verince ilk yaptığı hareket ona bakmak incelemek değildir, önce ağzına sokar.
Bu davranış, çocuk gelişim evreleri göz önüne alındığında olağan bir davranıştır. Anne babalar çocuk hasta olacak, mikrop alacak endişesi ile buna engel olmaya çalışırlar ama, bu nafile bir çabadır. Çünkü engel olmaya çalıştığınız her an, bu davranış daha da artar.
Peki çocuklar oyuncak, nesne ya da benzeri şeyleri ağızlarına sokunca ne yapmalıyız?
İlk Yayın Tarihi: 14 Haziran @
1,5 yaşında şirin mi şirin bir kız çocuğu, meraklı gözlerle etrafı inceliyor. Restoranda yanımızdaki masada oturuyorlardı. Anne ve babası ile birlikte yemek yemeye, ev dışında farklı bir gün geçirmeye gelmişlerdi. Bizim küçük kız halinden oldukça memnundu, ama aynı şeyi anne ve babası için söylemek pek mümkün değildi.
Meraklı ve en büyük amacı etrafı keşfetmek olan küçük kız, masanın üzerinde ne varsa tek tek eline alıyor, eline almakla kalmıyor, her birinin de tadına bakıyordu.
Islak mendil, çatal, kaşık, tuzluk ne varsa tek tek ağzına götürüyordu. Her seferinde anne babası bir hışımla uzanıyor ağzına götürdüğü nesneyi elinden sert bir şekilde alıyor ve “Kızım koyma şunları ağzına” diyordu.
Bir süre sonra anne çantasından çocuğa ait bir oyuncak çıkardı ve kızın eline verdi “Al buna bak, bununla oyna” dedi. Annenin amacı kızın ağzına bir şeyler götürmesini engellemekti, ama küçük kız ne yaptı annesinin verdiği oyuncağı da hemen ağzına götürdü, ve işte orada resmen anne için film koptu.
Anne sinirli ve bıkmış bir şekilde kızına kızmaya başladı. “Sana oyna diye verdim, bunu da mı ağzına koyuyorsun, yeter ya vallahi bıktım” diyerek serzenişte bulunurken kızının ne kadar korkuttuğunun farkında değildi.
Küçük kız annenin bu sert çıkışından sonra ağlamaya başladı. O anda düşünmeye başladım bu küçük kız çok mu kötü bir şey yapmıştı…
yaş dönemime “Oral dönem” denir. Oral dönemde olan çocuk, kendi bedeninin, anne babasının ve çevresindekilerin bedenini, oyuncakları, nesneleri ağız yolu ile tanır.
Anne karnında bile bu böyledir. Bazı ultrason fotoğraflarında görürüz, bebekler parmaklarını emerler. Doğumdan sonra da devam eden bu emme refleksine bir de ağız yolu ile nesne tanıma evresi eklenince, ağız çocuklar için tanıyıcı, tarayıcı bir organ haline gelir.
Çocuk ellerini, parmaklarını, hatta ayak parmaklarını bile ağzına sokar. Anne babası elini tutunca onların elini de ağzına alır. Birkaç ay sonra eline çıngırak, oyuncak verince ilk yaptığı hareket ona bakmak incelemek değildir, önce ağzına sokar.
Bu davranış, çocuk gelişim evreleri göz önüne alındığında olağan bir davranıştır. Anne babalar çocuk hasta olacak, mikrop alacak endişesi ile buna engel olmaya çalışırlar ama, bu nafile bir çabadır. Çünkü engel olmaya çalıştığınız her an, bu davranış daha da artar.
Peki çocuklar oyuncak, nesne ya da benzeri şeyleri ağızlarına sokunca ne yapmalıyız?
İlk Yayın Tarihi: 14 Haziran @