Ornidazol Ve Alkol

Antibiyotik tedavisi, çeşitli etiyolojilerin enfeksiyonlarından kurtulmaya yardımcı olur. Bununla birlikte, bu tedavi yöntemi, normal yaşam tarzına belirli kısıtlamalar getirir: bazı antibakteriyel ilaçlar vücudun ultraviyole radyasyonun etkilerine karşı duyarlılığını artırdığı için birçok gıda ürünü ve hatta güneş banyosu yasaklanmıştır.

Hastalar, özellikle alkollü içki içmeye gelince, doktor tavsiyelerini her zaman katı bir şekilde takip etmeyi başaramazlar. Antibiyotik alırken alkol alırsanız ne olur ve bu şekilde karıştırıldığında etil alkol ne kadar tehlikelidir?

Penisilinin keşfinden bu yana tıp camiası alkol ve antibiyotiklerin etkileşimi ile ilgilenmiştir. Alkollü içeceklerin ve antibiyotik ilaçların uyumluluğunu belirlemeye yönelik ilk büyük ölçekli çalışmalar yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır.

Hayvanlarda ve gönüllülerde yapılan laboratuar testleri, alkolün birçok antibiyotiği önemli ölçüde etkilemediğini göstermiştir. İkincisi, performans göstergelerini her iki grupta da korudu: hem deney hem de kontrol gruplarında. Başlangıç \ub\ubhızında absorpsiyon mekanizmalarında önemli bir sapma yoktu. farmakolojik etkiyoğunluğu ve süresi.

Bununla birlikte, alkol ile kesinlikle uyumsuz olan antibiyotikler vardır. Örneğin, kloramfenikol ve alkol nöbetlere, hatta ölüme neden olabilir.

Böyle bir kombinasyonun ana tehlikesi nedir?

Antibiyotik tedavisi ve alkol alımının kombinasyonunun ana yan etkileri disülfiram benzeri reaksiyon, ilaç hepatiti ve merkezi sinir sistemine toksik hasar ile kendini gösterir.

1. Antibiyotikler, etil alkol metabolizmasına müdahale ederek vücutta asetaldehit birikimine katkıda bulunur. Artan zehirlenme, dispeptik bozukluklar ve solunum yetmezliği ile kendini gösterir. Disülfiram benzeri bir reaksiyonun gelişmesiyle birlikte hastanın durumunun ciddiyeti, sık kusmanın dehidrasyona (artan zehirlenme) ve elektrolit dengesizliğine (bozulmuş kalp ritmi, artmış CNS depresyonu) yol açması gerçeğiyle artar. Bu tür komplikasyonların sıklığı açısından en tehlikeli olan sefalosporinler ve nitroimidazol türevleridir.
2. Toksik karaciğer hasarı, sitokrom P 2C9 enzimine bağlanmak için ilaç ile etil alkol arasındaki çatışmadan dolayı antibiyotik metabolizmasının ihlali sonucunda ortaya çıkar. Bu enzim, alkol metabolitlerinin ve bazı ilaçların (erythromycin®, ketoconazole®, voriconazole®, vb.) Vücuttan atılmasından sorumludur. Çatışmanın bir sonucu olarak, sadece etil alkol atılır ve vücutta ilaç metabolitleri birikerek ciddi zehirlenme ve karaciğer hasarına neden olur.
3. Merkezi sinir sisteminin toksik depresyonu, alkolün yatıştırıcı etkisi ve bazı antibiyotiklerin birleşiminden kaynaklanmaktadır. Çoğu zaman yaşlı ve zayıflamış hastalarda gelişir.

Antibiyotikli şarap içebilir misin? Veya sert alkol?

Batılı uzmanlar, antibiyotik tedavisi sırasında alınabilecek alkol miktarını hesapladılar. Birleşik Krallık Sağlık Bakanlığı, erkeklere maksimum 40 ml, kadınlara 30 ml etanol içmelerini tavsiye etmektedir. Bu miktarda saf alkol, yaklaşık ml votka veya konyakta (güç yüzde kırktır) ve ml şarapta (güç yüzde on ikidir) bulunur.

Sağlıklı bir kişinin karaciğeri, ml güçlü alkolden etkilenmez, ancak böyle bir dozun beyin aktivitesi ve merkezi sinir sistemi üzerinde zararlı bir etkisi vardır. Gerçek şu ki, bazı antibiyotikler kan-beyin bariyerini aşabilir. Alkol serebellar dendritlere zarar verir ve nöronlar arasındaki bağlantıyı bozar ve buna antimikrobiyal ilaçlar ilave edilerek beynin, kan damarlarının işleyişini etkiler ve vestibüler bozuklukları tetikler.

Bir antibiyotik ile kombinasyon halinde yüksek alkol konsantrasyonları, serebral kortekste inhibisyon süreçlerinin inhibisyonuna, toksik etkinin artmasına neden olur. gergin sistem, polinöropatiler, iltihaplı hastalıklar periferik sinirler vb.

Güçlü alkollü içecekler antibiyotiğin etkisini nötralize eder ve ayrıca floranın enzimatik aktivitesinin inhibisyonunu artırır. gastrointestinal sistem, bu da dysbiosis'e yol açar. Tekrarlanan kullanımla votka ve konyak, enflamatuar süreçleri aktive ederek hastanın genel refahını kötüleştirir. Vücudun dehidrasyonu, tam iyileşmeyi ve patojenin ortadan kaldırılmasını erteler.

Antibiyotik alırken bira içebilir miyim?

Bira düşük alkollü bir içecektir, bu yüzden antibiyotik tedavisi sırasında onu içme isteği çok fazladır. Az miktarda bira gerçekten sağlığa ciddi bir zarar vermez. Tehlike, bir kişinin nadiren kendini yarım litrelik bir şişeyle sınırlaması, çok daha fazla içmesi gerçeğinde yatmaktadır. ml güçlü bira içerken vücuda yaklaşık ml saf alkol girer.

Etil alkol, küçük miktarlarda bile olsa, vücut hücreleri üzerinde zararlı etkisi olan bir zehirdir. Gastrointestinal sistemin mukoza zarlarını yakar, kan damarlarının spazmodik kasılmalarına neden olur ve damlalara neden olur. tansiyon.

Antimikrobiyal ilaçlar sadece şartlı patojenik florayı değil aynı zamanda yerli olanları da yok eder. Bu dengesizlik, disbiyozun nedeni haline gelir. Bağırsaklarda yaşayan mikroorganizmaların değişmiş bileşimi, bira içmek için kontrendikasyonlardan biridir ve bu sadece hastalığın seyrini kötüleştirecektir.

Alkollü içecek karbondioksit (karbondioksit) içerdiğinden, bu farmakolojik grubun bir ilacı ve biranın bir ikilisi tehlikelidir. Bu renksiz gaz toksik maddelerin emilimini hızlandırır ve kimyasal reaksiyonların hızı artar.

Alkolsüz bira ve antibiyotikler: uyumluluk ve etkileri

Alkolsüz bira aslında% 0,2 ila% 1 saf etil alkol içerir. Bununla birlikte, hastalar alkol içeriğinin küçük bir yüzdesini tüketilen büyük miktarda alkolle telafi ettikleri için uzmanlar böyle bir simbiyoz konusunda temkinli davranmaktadır.

Ayrıca, düşük alkollü bir içecek, antimikrobiyal maddenin nefrotoksisitesini artıran bir diüretiktir. Aktif farmasötik bir içerikle kimyasal reaksiyona giren alkol, aşağıdaki komplikasyonlara neden olabilir:

• baş ağrısı;
• dispeptik bozukluklar;
• halsizlik, uyuşukluk ve halsizlik.

Antibiyotikler ve alkol: uyumluluk ve sonuçlar

Şimdi bu iki kavrama ayrı ayrı bakalım.

Uyumluluk

Alkollü içkilerin kesinlikle tabu olduğu tedavisinde antibiyotikler olduğunu unutmayın. Aşağıda antibiyotiklerin ve alkolün uyumluluğunu gösteren bir tablo bulunmaktadır.

* n - uyumsuz;
* d-bir doktora danıştıktan sonra izin verilir.

Erythromycin ®, Metrogyl ®, Tinidazole ®, Flagil ®, Moxalactam ®, Bactrim ®, Trimethoprim-sulfamethoxazole ® ve sefalosporinlerle gerçekleştirilen tedavi, sarhoş edici içeceklerin tamamen reddedilmesini gerektirir.

Etkileri

Alkol ve antibiyotiklerin uyumsuzluğu, etanol metabolizmasının azaldığı disülfiram benzeri bir reaksiyonun gelişmesiyle doludur. Vücut, vücudun zehirlenmesini artıran asetaldehit biriktirir. Kusma, epigastriyumda hoş olmayan bir rahatsızlık hissi, nefes darlığı, yüksek kan basıncı ve taşikardi görülür. Alkolizm tedavisinde kullanılan disülfiram ilacı da benzer bir etkiye sahiptir.

Antibiyotikler ve etanol birlikte alındığında metabolik süreçler bozulur. Gerçek şu ki, etil alkol ve farmakolojik ajanlar aynı enzimlerin (enzimlerin) etkisi altında ayrışır. Alkol tüketildiğinde, antibiyotiklerin oksidatif biyotransformasyonu yavaşlar ve enzimler vücudu alkolden detoksifiye etmeye odaklanır.

Antibiyotiklerle birlikte alkol, güçlü bir yatıştırıcı etkiye sahiptir.

Merkezi sinir sistemi depresyonu ve azalmış konsantrasyon, yüksek oranda psikomotor reaksiyonları içeren potansiyel olarak tehlikeli faaliyetlerde bulunanlar ve bu faaliyetlerde bulunanlar için yaşlılar için tehlikelidir.

Ayrı olarak, antibiyotik tedavisi sırasında bira içmenin sonuçlarını vurgulamakta fayda var:

• alerjik reaksiyonlar (anafilaksi, deri döküntüleri, ısırgan ateşi, Jarisch-Herxheimer reaksiyonu, alerjik kaynaklı bronşiyal astım);
• ülseratif lezyonlar;
• koklear nörit;
• kulak çınlaması;
• sık bağırsak hareketleri;
• enterokolit;
• intrakraniyal hipertansiyon;
• hemoglobin ve trombosit seviyesinde azalma;
• dispepsi;
• merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler sistem disfonksiyonları;
• toksik böbrek hasarı.

Antibiyotik alırken neden alkol içmemelisiniz?

1. İlaçların inaktivasyonu veya toksisitesinde artış gözlenir.
2. Toksik metabolitler, antimikrobiyal ilaçların etkisine müdahale eder.
3. Etanolün yarı ömründe bir artış var.
4. Alerjik reaksiyon riski artar.
5. Karaciğerin filtrasyon ve detoksifikasyon fonksiyonları bozulur.
6. Ksenobiyotiklerin vücut tarafından nötralizasyonu yavaşlar.

Antibiyotik aldıktan sonra ne kadar süre alkol içebilirsiniz?

Antibiyotik tedavisini tamamladıktan sonra, doktorunuza danışmadan güçlü içecekler içmemek daha iyidir. Antibiyotik aldıktan sonra ne kadar süre alkol içebileceğinize dair gerekli tüm bilgiler, ilacın tıbbi kullanım talimatlarında yer almaktadır. Aşağıdaki noktaları dikkatlice okuyun:

• tedavi süresi;
• ilaçların etanol ile uyumluluğu;
• antibiyotiklerden sonra ne kadar içmemeniz gerektiğine dair bir bölüm.

Ortalama olarak, alkollü içeceklerden uzak durma 3 ila 7 gün sürer.

Sürenin süresi, farmakolojik ajanın türüne ve artış hızına bağlıdır. Ek açıklama etil alkol ile uyumluluk hakkında bilgi içermiyorsa, tedavi bittikten sonra en az 24 saat alkol almayı bırakın. Örneğin tinidazol alırken en az 72 saat uzak durmalısınız.

Zaman zaman tüm insanlar hastalanır ve çoğu antibiyotik kullanmak zorunda kalır. Toplumda bu ilaçların alkol ile uyumsuz olduğuna inanılıyor, ancak tedavi süresi tatillere denk gelirse ne olur? Gerçek nerede ve antibiyotiklerin alkollü içeceklerle etkileşimi konusundaki anlayışımızdaki efsaneler nerede?

Antibiyotikler ve alkol

Antibiyotikler ilaçlarbakterilerle savaşmak için tasarlanmıştır. Patojenik mikroorganizmalara nüfuz ederler veya metabolizmalarına müdahale ederek onu tamamen veya kısmen bozarlar.

Doktorlar hala antibiyotiklerin alkolle uyumluluğunu ve tedaviden sonra ne zaman içebileceğinizi farklı şekilde tedavi ediyorlar. Bundan kaçınmak için hastaların tedavi sırasında alkolü tamamen ortadan kaldırmasını şiddetle tavsiye eden birçok doktor var. Bunu, bu ilaçların etanol ile birlikte karaciğeri tahrip etmeleri ve tedavinin etkinliğini olumsuz etkilemesiyle açıklıyorlar.

Bugüne kadar, sonuçları güvenli bir şekilde iddia etmeyi mümkün kılan birçok çalışma gerçekleştirildi: farmakolojik etki çoğu antibiyotik alkolün etkisi altında kötüleşmez ve karaciğer üzerindeki yük artmaz.

Ancak alkol tek başına zehirlenmeye ve dehidrasyona neden olur. Çok miktarda alkol içeren antibiyotikler içerseniz, vücut zayıflar ve bu durumda tedavinin etkinliği elbette azalır.

Etanol ile disülfiram benzeri reaksiyona giren bir dizi antibiyotik de ayırt edilir. Alkol ile eşzamanlı alımları kontrendikedir, çünkü bulantı ve kusma, kasılmalar eşliğinde zehirlenmeye neden olur. Çok nadir durumlarda ölüm mümkündür.

Mitler ve gerçeklik

Tarihsel olarak, toplumda antibiyotik tedavisi sırasında alkol aldıktan sonra ortaya çıkan komplikasyonlar hakkında efsaneler vardır.

Ana efsaneler aşağıdaki gibidir:

• Alkol, antibiyotiklerin etkisini etkisiz hale getirir.
• Alkol ve antibiyotikler karaciğer hasarını artırabilir.
• Alkollü içecekler deneysel tedavinin etkinliğini azaltır.

Aslında, bu tezler yalnızca kısmen doğrudur ve bu, çok sayıda uyumluluk çalışmasının sonuçlarıyla doğrulanmaktadır. Özellikle mevcut veriler, alkollü içecek alımının çoğu antibiyotiğin farmakokinetiğini etkilemediğini göstermektedir.

ve yüzyılın başında, antibakteriyel ilaçların ve alkolün ortak etkisi üzerine çok sayıda araştırma yapıldı. Deneyler, insanları ve laboratuvar hayvanlarını içeriyordu. Antibiyotik tedavisinin sonuçları deney ve kontrol gruplarında aynıydı, ancak ilaçların aktif maddelerinin vücuttan emilimi, dağılımı ve atılımında önemli bir sapma yoktu. Bu çalışmalardan elde edilen veriler, antibiyotik alırken alkol alabileceğinizi göstermiştir.

'de Fin bilim adamları, gönüllüler arasında bir dizi deney yaptılar, sonuçları penisilin grubunun antibiyotiklerinin etanol ile herhangi bir reaksiyona girmediğini, bu yüzden alkolle tüketilebileceklerini gösterdi. 'de İspanyol araştırmacılar amoksisilini alkolle uyumluluk açısından test ettiler: bir grup denekte, maddenin emilim oranında ve gecikme süresinde yalnızca önemsiz değişiklikler ortaya çıktı.

Ek olarak, farklı zamanlarda, farklı ülkelerden bilim adamları, eritromisin, sefpirom, azitromisin ve diğer birçok antibakteriyel ilaç hakkında benzer sonuçlar çıkardılar. Ayrıca, bazı antibiyotiklerin, örneğin tetrasiklin grubunun farmakokinetik parametrelerinin, alkolün etkisi altında önemli ölçüde azaldığı da bulunmuştur. Ancak, bu etkiye sahip daha az ilaç tespit edildi.

Alkolle birlikte alkollü içeceklerin karaciğer hasarını artırdığı yönündeki yaygın inanç, dünyanın dört bir yanındaki bilim adamları tarafından da reddediliyor. Aksine, alkol, antibakteriyel ilaçların hepatoksisitesini artırabilir, ancak yalnızca çok nadir durumlarda. Bu gerçek, kuralın bir istisnası haline gelir.

Bilim adamları ayrıca etanolün deneysel sıçanlarda deneysel pnömokok enfeksiyonunun tedavisinde kullanılan antibiyotikler azitromisin, travofloksasin ve seftriaksonu etkilemediğini kanıtladılar. Moksifloksasin ile yapılan deneyler sırasında ilginç sonuçlar elde edildi: İlaç alımı sırasında küçük dozlarda alkol alan sıçanların daha hızlı iyileştiği ortaya çıktı.
Alkol ve antibiyotiklerin uyumsuz olduğunu söylemek neden gelenekseldir:

Uyumsuzluğun nedenleri

Çoğu antibiyotiğin alkol ile eşzamanlı uygulanmasının güvenliğinin kanıtlanmış olmasına rağmen, bir dizi ayırt edilir. Bunlar, aktif maddeleri etil alkol ile disülfiram benzeri bir reaksiyona giren ilaçlardır - öncelikle nitroimidazoller ve sefalosporinler.

Hem antibiyotik hem de alkolü aynı anda alamamanızın nedeni, yukarıdaki ilaçların bileşiminin etanol metabolizmasını değiştirebilecek özel moleküller içermesidir. Sonuç olarak, vücutta biriken ve zehirlenmeye yol açan asetaldehit atılımında bir gecikme olur.

Sürece karakteristik semptomlar eşlik eder:

• yoğun baş ağrısı;
• kalp çarpıntısı;
• kusma ile bulantı;
• yüz, boyun, göğüs bölgelerinde ısı;
• nefes almada zorluk;
• konvülsiyonlar.

Alkolizm kodlanırken disülfiram benzeri bir reaksiyon kullanılır, ancak bu yöntem yalnızca bir uzmanın sıkı gözetimi altında kullanılmalıdır. Nitroimidazoller ve sefalosporinlerle tedavi sırasında az miktarda alkol bile zehirlenmeye neden olur. Bu durumda alkol kötüye kullanımı ölümle sonuçlanabilir.

Doktorlar penisilinler, mantar önleyici ilaçlar ve bazı geniş spektrumlu antibiyotiklerle tedavi edilirken biraz alkol tüketimine izin verir. Bu ilaçları alırken bir miktar kuvvetlendirilmiş içecek, tedavinin etkinliğini etkilemeyecek ve olumsuz sağlık etkilerine neden olmayacaktır.

Ne zaman yapabilirsin

Alkol çoğu antibiyotik için kabul edilebilir olsa da, aynı zamanda bunlara izin verilmez. Talimatlarda belirtilen bu tür ilaçları içmek daha iyi. Örneğin, eritromisin ve tetrasiklinlerin etkinliği, alkali maden suyu ve sülfonamidler, indometasin ve reserpin - süt ile içmeyi arttırır.

Antibiyotik etanol ile disülfiram benzeri bir reaksiyona girmezse, alkol içebilirsiniz, ancak ilaçtan en geç 4 saat sonra. Bu, antibiyotiklerin sırasıyla kanda dolaştığı minimum süredir ve ilacı aldıktan sonra ne kadar içebileceğiniz sorusunun cevabıdır. Her durumda, tedavi süresi boyunca, sadece küçük bir doz alkol almasına izin verilir, aksi takdirde vücutta dehidrasyon başlar ve antibakteriyel ilaç basitçe idrarla atılır.

sonuçlar

Antibiyotiklerin ve alkolün uyumsuzluğu efsanesi geçen yüzyılda ortaya çıktı ve oluşumunun nedenleri hakkında birkaç hipotez var. Bunlardan birine göre efsanenin yazarı, hastalarını sarhoşluğa karşı uyarmak isteyen zührevi bilim adamlarına aittir.

Efsanenin Avrupalı \ub\ubdoktorlar tarafından icat edildiği varsayımı da var. Penisilin, 'larda kıt bir ilaçtı ve askerler, idrar söktürücü etkisi olan ve ilacı vücuttan atan bira içmeyi severdi.

Artık alkolün çoğu durumda antibiyotiklerin etkinliğini etkilemediği ve karaciğer hasarını artırmadığı kanıtlanmıştır. İlacın etken maddeleri etanol ile disülfiram benzeri bir reaksiyona girmezse, tedavi sırasında alkol içebilirsiniz. Ancak 2 ana kurala uyulmalıdır: alkolü kötüye kullanmayın ve onunla antibiyotik içmeyin.

İngiliz doktorlar, klinik hastaların alkol ve antibiyotikler arasındaki etkileşim hakkında ne düşündüğünü bulmaya çalıştı. 'den fazla hastayla yapılan bir anket, ankete katılanların% 81'inin emin olduğunu gösterdi: alkollü içeceklerin etkisi altında antibiyotiklerin etkisi azaldı. Ankete katılanların yaklaşık% 71'i, antibiyotiklerle tedavi edilirken bir veya iki kadeh şarap içerek, kendilerini artan bir yan etki riskine soktuklarını varsaydı.

Şaşırtıcı bir şekilde, çoğu durumda durum böyle değildir. Antibakteriyel ilaçlar, izole durumlar dışında alkolle etkileşime girmez. Tüketicilerin zihninde kök salmış uyumsuzluk efsanesi nereden geldi?

Bu efsanenin zührevi bilimciler tarafından hastalarını neşeli bir alkolik yaşamdan korumak ve tedavi sırasında istenmeyen cinsel ilişkiden korumak için icat edildiği varsayılmaktadır. Daha az komik olmayan başka bir hikaye bizi geçen yüzyılın 40'larına geri götürüyor. II.Dünya Savaşı sırasında, hayati penisilin o kadar azdı ki, Avrupa'da antibiyotikle tedavi edilen askerlerin idrarından elde ediliyordu. Ancak askerlere bira verildiği için idrar hacmi arttı ve içindeki penisilin konsantrasyonu düştü. Bu yüzden doktorlar diüretik içeceği endüstriyel amaçlarla yasakladı.

Bugün, popüler söylentiler alkol ve antibiyotikleri tamamen “uyumsuz” olarak etiketledi. Ayarlamalar yapalım ve bu tabağı gerçekten alkolle içilemeyen birkaç uyuşturucuya taşıyalım.

Uyumsuzluk Durumları: Yalnızca Gerçekler

Alkol ve antibakteriyel ilaçlar arasında üç tür uyumsuzluk vardır.

1. Disülfiram benzeri reaksiyon. Bazı antibiyotikler, vücudun tamamlanmamış bir metabolizma ürünü olan asetaldehit biriktirmesinin bir sonucu olarak etil alkolün ayrışmasını önler. Kusma, mide bulantısı, nefes almada güçlük ile kendini gösteren zehirlenmeyi kışkırtan kişidir. Aynı etkiye, alkolizm tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir ilaç - bu tür etkileşimin adının geldiği disülfiram da sahiptir.

Alkolün normal olarak metronidazol, ornidazol, tinidazol, sefalosporin antibiyotik sefotetanın ayrışmasına izin vermeyin. Bu ilaçlardan herhangi birini alıyorsanız, alkol tamamen kontrendikedir. Uzmanlar, metronidazol ile tedavinin bitiminden sonra en az 24 saat ve tinidazol ile 72 saat alkolden uzak durulmasını önermektedir.

Nadiren, disülfiram benzeri bir reaksiyon, popüler birleşik sülfonamidin alkol ile birlikte kullanımından kaynaklanabilir. eş trimoksazol.

2. Metabolik bozukluklar. Karaciğere giren etil alkol, sitokrom P 2C9 enziminin etkisi altında ayrışır. Aynı enzim, örneğin bazı ilaçların metabolizmasında rol oynar. eritromisin, simetidin, antifungal ilaçlar (vorikonazol, itrakonazol, ketokonazol). Karaciğerde aynı anda alkol ve uyuşturucu alımıyla, sitokrom P 2C9'dan paylarını talep ederken, kaçınılmaz olarak bir çatışma çıkıyor. Çoğu zaman, kaybeden ilaçtır. İlaç vücutta birikerek zehirlenmeye neden olabilir.

3. Merkezi sinir sistemi (CNS) üzerinde toksik etki. Bazen antibiyotiklerin merkezi sinir sistemi üzerinde uyuşukluk, sedasyon ve baş dönmesi ile kendini gösteren belirli yan etkileri vardır. Ve herkes alkolün sakinleştirici etkisini bilir - Semyon Semyonich'in "Diamond Hand" den gelen hafif eli ile neredeyse her ev hanımı "evde, aile için" bir şişe konyak tutar.

Ancak, iki sakinleştiricinin bir antibiyotik ve alkol formunda eşzamanlı kombinasyonu, merkezi sinir sistemini baskılayabilir, bu da özellikle faaliyetleri son derece dikkat gerektiren yaşlılar, sürücüler ve çalışanlar için tehlikeli olabilir. Alkol ile birlikte kullanıldığında merkezi sinir sistemini baskılayan ilaçlar şunları içerir: sikloserin, etiyonamid, talidomid ve diğerleri.

: yasak değil, izin veriliyor mu?

Bu nedenle, antibiyotiklerin alkolle tam uyumsuzluğu nadir durumlarda ortaya çıkar. Doktorlar bu ilaçları bolca bilirler ve hastaları tedavi sırasında alkollü içecek almanın kabul edilemezliği konusunda uyarırlar. Neredeyse “tek bardakta” \ub\ubalkolle kombine edilebilen antibiyotiklerin listesi oldukça geniştir. Öyleyse, örneğin zatürreyi tedavi ederken bir kadeh şarap - normal fenomen? Oldukça çıkıyor.

Yerli doktorlar, antibiyotik dozları arasında güvenle alınabilecek alkol hacmini hiçbir şekilde düzenlemiyorlar, ancak Batılı meslektaşları uzun zamandır her şeyi saydılar. Bu nedenle, İngiliz Sağlık Bakanlığı, antibiyotik kullanan erkeklerin birimden fazla alkol içmemesini ve kadınların porsiyonla sınırlandırılmasını önermektedir.

Alkolün bir kısmının ml şampanya veya% 13, ml bira (% 4,9) veya 30 ml alkollü içkiler (% 40) içeren 10 gram saf etanol anlamına geldiğini hatırlatmama izin verin. Bu nedenle gram konyak çoğu antibiyotik ile uyumlu bir dozdur. Ancak önerilen dozların aşılması, enfeksiyondan kurtulmaya katkıda bulunmayan dehidrasyona ve zehirlenmeye neden olabilir. Bu nedenle, bu konudaki ana şey, norm ve fazlalık arasındaki ince çizgiyi geçmemektir.

Marina Pozdeeva

Fotoğraf seafoodplus.info