< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi enoelroc -- 27 Mayıs ; > < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
|
Çok değil birkaç yıl öncesine kadar ülkemizde psikiyatrik destek delilik tedavisi olarak görülüyordu. İnsanlar psikologlara ve psikiyatri uzmanlarına deli doktoru gözü ile bakıyordu. Bu yüzden bu tedavilerde kaçılıyordu. Günümüzde ise Sağlık Bakanlığının son verilerinde psikolojik sorunu olup doktora başvuran sayısının bundan yıl öncesine nazaran 3 kat arttığını vurgulandı. Uzmanlar bu durumu bilinçlenmeye bağlayarak,”Delilik etiket olmaktan çıktı. Artık psikiyatri kliniklerinde kapıdan akıllı insanlar giriyor.”vurgusunu yaptı
Psikolojik ya da psikiyatrik destek almanın artık ülkemizde de ‘normal’ kabul edildiğini belirten Madalyon Psikiyatri Merkezi Başkanı, Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülseren Budayıcıoğlu,” Dünya Sağlık Örgütü, sağlığı ‘Bedensel, ruhsal ve sosyal anlamda tam iyilik hali’ olarak tanımlıyor. Ruhen sağlıklı olmak konusunda bireylerin kendilerini önemsedikleri, psikolojiyi bilim olarak gördükleri bir döneme girdik.
Uzun yıllar boyunca ‘Avrupa’da herkesin bir psikoloğu varmış.’ diyerek iç çektiğimiz durum, günümüzde her yaş aralığı için geçerli olmaya başladı. Her gün yüzlerce kişinin bireysel destek almak için kliniğe geldiğini ve eskisi gibi ‘delilik etiketi’ korkusu yaşamadan herkesin gönül rahatlığıyla destek aldığını görüyoruz. Sadece büyükşehirler değil, Anadolu’nun birçok bölgesinden her yaştan danışan psikolojik destek almaktan çok memnun oluyor artık. “dedi.
Kapıdan akıllı insanlar giriyor…
İnsanların sorunlarının farkında olarak iç dünyalarına destek almak için psikiyatriye başvurduklarına değinen Dr. Gülseren Budayıcıoğlu,”İç dünyaları için destek almaya gelen insanlar farkındalığı yüksek, gelişmiş bir akla sahip kişiler. Problemleri saptayabilmiş, hayatı sorgulayabilen kişiler. Herkes yaşamsal zorluklar yaşar ve baş etmede zorlanabilir. Geçmişten getirdiği alışkanlıklar nedeniyle yaşamı daha stresli algılayan bir birey destek aldığı zaman, kendisine yeni bir yol çizebiliyor ve daha olumlu bir yaşama başlayabiliyor. Eskiden insanlar birbirlerine biraz da acıyarak ‘Bakırköylük oldun’ diyorlardı. Şimdi psikoloğa ya da psikiyatriste giden insanlara hayranlıkla bakılıyor.”şeklinde konuştu.
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Eski alışkanlıkların hala devam ettiği durumlar da var. Ben kendi sorunumu kendim çözerim diye düşünen kişiler, buldukları çözüm yollarıyla içlerindeki sıkıntıyı daha da büyütüyor olabilirler. Biz de zaten kişilerin kendi sorunlarını kendilerinin çözebilmelerini istiyoruz. Kimsenin sorununu alıp çözüp geri vermiyoruz. Kendi potansiyeline güvenen insanlarla çok daha iyi işbirliğine girebiliyoruz. Özel hayattaki karmaşalar, sürekli terk edilen insanlar, çok çalıştığı halde başarıyı yakalayamayan insanlar, sürekli fedakarlık yapanlar, arkadaş grubunda dışa itilen ya da içe çekilenler, çevreden istediği ilgiyi bulamayanlar, yaşlı anne babasıyla ya da yöneticisiyle sorunu olanlar…
Herhangi bir tanı almayan ama hayatın içinden sorunlarla baş etmek için destek almak isteyen danışanlarımızın sayısı gerçekten çok fazla. Psikiyatri tedavisi deyince akla sadece psikiyatrik ilaç kullanımı gelmemeli. Hastayı kendi iç dünyasıyla buluşturan ve kendi çözümlerini kendisine gösteren psikoterapilerle çok hızlı yol kat edildiğini gösteriyoruz.”dedi.
Ülkemizde ve Dünyada moral bozan olaylar insanların psikolojisine yansıyor…
Ülkemizde ve Dünyada moral bozan olaylar insanların psikolojisine yansıdığına değinen Dr. Gülseren Budayıcıoğlu,”Dünyada moral bozacak olayların ardı arkası kesilmiyor. Başta güvenlik olmak üzere, en temel yaşamsal ihtiyaçlarında tehdit hisseden insanların kendilerine ve psikolojik dayanıklılıklarına güvenmeye ihtiyaçları var. Psikiyatri insanların bu ihtiyacını karşılıyor. İnsanlar da psikiyatriye güveniyor. Sonuçta herkesin amacı; stres toleransı yüksek, pozitif ilişkiler kurabilen, iç görüsü olan sağlıklı bireylerle birlikte güzel bir dünyada yaşamak.”ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanlığ’nın yıllarını kapsayan istatistiklerinde tüm Türkiye’de psikolojik şikayetlerle doktora başvuran kişi sayısının 3 milyondan 9 milyona çıktığı görülüyor.
Psikiyatri Uzmanı Dr. Gülseren Budayıcıoğlu
Soru: Ben memurun. Psikyatriste gittim, bana anksiyete teşhisi kondu. Memurluğum tehlikeye girer mi?
Cevap: Çoğu kişi psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle muayene olmaktan çekinmekte ve rahatsızlığını gizleme eğilimi göstermektedir. Çevrenin vereceğini düşündüğü olumsuz tepki algısı bu duruma yol açmaktadır. Diğer taraftan ise sayıca az da olsa psikolojik sorunlarını bir kalkan olarak kullanıp, sorumluluk almaktan kaçma eğilimi gösterenler de bulunmaktadır.
sayılı Kanunun maddesine göre akıl hastalığı olarak ifade edilen psikolojik rahatsızlıklar engelli statüsünde personel alımlarında bir sorun oluşturmamaktadır.
Normal statüdeki memur alımlarında bu türden rahatsızlıkların sorun oluşturması ancak rahatsızlığın görevin devamlı yapılmasına engel oluşturması halinde söz konusudur.
Bu durum Kanunun maddesinde "53 üncü madde hükümleri saklı kalmak kaydı ile görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı bulunmamak." şeklinde ifade edilmiştir. Madde hükmüne göre her türlü akıl hastalığı değil, sadece görevin devamlı yapılmasına engel olabilecek nitelikteki rahatsızlıklar memur olmaya engel görülmüştür.
Memuriyete atanma koşulu olarak aranan bu şartın görevdeki memurlara etkisi ise Kanunun maddesi bağlamında ortaya çıkmaktadır. Memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşınmadığının sonradan anlaşılması veya memurluk sırasında bu şartlardan herhangi birinin kaybedilmesi memuriyeti sona erdiren nedenler arasında sayılmıştır. Bu düzenlemeye göre memuriyette iken "görevini devamlı yapmasına engel olabilecek akıl hastalığı" ortaya çıkanların görevine son verilmesi gerekecek midir? Bu soruya vericelcek cevap hayır şeklindedir.
Engelli statüsünde memur alımlarında bu koşul aranmadığına ve memuriyete engelli statüsünde girmemekle birlikte sonradan engelliliğe ilişkin sağlık kurulu raporu ile yüzde 40 ve daha üzeri engelli olduğu ortaya çıkanlar kurumlarca yüzde 3 oranındaki kontenjana dahil edilerek engelli statüsü kapsamına alındığına göre memuriyete son verilmeyecek, bu durumdaki personel engelli istihdamı kapsamına alınacaktır.
Erişkinler İçin Engelli Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik eki Engel Oranları Klavuzunun Zihinsel, Ruhsal, Davranışsal Bozukluklar bölümünde anksiyete bozukluğu tedavi ile düzelen tipte ise engel oranı verilmemekte, tedavi ile kısmen düzelen nitelikte ise yüzde 20, tedavi ile düzelmeyen nitelikte ise yüzde 40 engel oranı verilmektedir.
Burada bahsettiğimiz örnekler uç örnekler olup, çoğu psikolojik rahatsızlık görevin devamlı yapılmasına engel oluşturacak mahiyette olmadığından, böyle olsa bile bu durumdakilerin engelli kontenjanına dahil edilmesi mümkün olduğundan kişinin memuriyeti sona erdirilemeyecektir.
Psikolojik rahatsızlıklar da dahil tüm sağlık sorunlarının memuriyetin sona ermesine yol açması tek bir durumda söz konusudur. "Devlet Memurlarına Verilecek Hastalık Raporları ile Hastalık ve Refakat İzinlerine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 6. maddesine göre, hastalık sebebiyle verilen raporlara istinaden kullanılan hastalık izinlerinde uzun süreli tedaviye ihtiyaç gösteren hastalıklarda toplamda 36 ay, diğer hastalık hallerinde toplamda 24 aylık süre sonunda iyileşme sağlanamaması halinde kişi hakkında emeklilik hükümleri uygulanmaktadır.
Diğer taraftan, idarelerin sayılı Kanunun maddesine göre memurları görev ve unvan eşitliği gözetmeksizin aynı sınıfta veya farklı sınıftaki bir kadroya atama yetkileri bulunduğunu, hastalığın mevcut unvanda görev yapmasına engel olduğunu düşündüğü durumlarda idarenin memuru mevcut unvanından alarak eşit dereceli başka bir kadroya atayabileceğini belirtmek isteriz. Ancak idarenin her işlemi gibi bu da yargı denetimine tabi olacaktır.
normal hocam, bana su tabancası bile satmayacaklar neredeyse, bence doğru olanı buGoriath demiş ki:
Bulundurma ruhsatı alırken, 7 yıl önceki birkaç psikiyatr randevumdan dolayı ruhsatı vermemişlerdi.
Başka konular için bir problem yaratır mı seafoodplus.info kayıtları görüyorlar.Hepsini görmek için tıklayın
hocam bazı alımlarda evet engel olurnurti demiş ki:
Memur alımlarında psikiyatriye gitmeniz değil de yazdırdığınız ilaçlar karşınıza çıkıyor. Zaten ilaç ve hastalık arasındaki ilişkiyi düşünürsek aynı kapıya çıkıyor. İlaç kullanmayı düşünmediğiniz takdirde rica ederseniz tanıyı işlemiyorlar. Bu adımları yakından takip etmek durumunda kaldım. Olur da kırmızı reçete ilaçlarda da aile büyüklerinin adına yazdırabilecek samimiyette bir doktor bulursanız sorun olmaz diye düşünüyorum. Tabii ki bu durum çok saçma. Hadi major rahatsızlıkları geçtim neredeyse nüfusun tamaminda anksiyete ve adhd var. Bir hakimlik sınavında bu sorununu çözmeye uğraşmamış anksiyete hastası adayın sorunu çözmeye çalışandan üstün olması tuhaf gerçekten.
Hepsini görmek için tıklayın