İbrhm Suresi - . Ayet Tefsiri
﴿٣٥﴾
﴿٣٦﴾
﴿٣٧﴾
﴿٣٨﴾
﴿٣٩﴾
﴿٤٠﴾
﴿٤١﴾
﴾35﴿
İbrhim şyle dua etmişti: “Rabbim! Bu şehri gvenli kıl, beni ve ocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut!﴾36﴿
Rabbim! Putlar insanlardan biroğunun sapmasına sebep oldu. Bundan byle kim bana uyarsa o bendendir; kim de bana karşı gelirse artık sen ok bağışlayan, pek esirgeyensin.﴾37﴿
Ey rabbimiz! Ben zrriyetimden bir kısmını, senin kutsal evinin (Kbe) yanında tarıma elverişli olmayan bir vadiye yerleştirdim. Bunu yaptım ki rabbim, namazı kılsınlar. İnsanların gnllerini onlara meylettir ve eşitli rnlerden onlara rızık ver ki şkretsinler.﴾38﴿
Rabbimiz! Şphesiz ki sen gizlediğimizi de aıkladığımızı da bilirsin. Yerde ve gkte hibir şey Allah’a gizli kalmaz.﴾39﴿
Yaşlılığıma rağmen bana İsmil’i ve İshak’ı armağan eden Allah’a hamdolsun! Şphesiz rabbim duaları kabul edendir.﴾40﴿
Rabbim! Beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle; rabbimiz, duamı kabul et.﴾41﴿
Rabbimiz! Hesap kurulacağı gn beni, anamı, babamı ve mminleri bağışla.”Hz. İbrâhim’in, güvenli kılmasını Allah’tan istediği şehir Mekke’dir. Allah Teâlâ önceki âyetlerde () genel olarak insanlığa verdiği nimetleri hatırlatmıştı. Burada da, Hz. İbrâhim’in duasını kabul etmek suretiyle özel olarak Mekkeliler’e vermiş olduğu nimetleri hatırlatmakta ve bu nimetlere şükretmelerinin gereğine dikkatlerini çekmektedir. Ayrıca Allah’ın verdiği sayısız ve sınırsız nimetlerin şükrünü yerine getiren bir kulun yani Hz. İbrâhim’in Allah’a karşı tutumu, kulluğu, O’na nasıl yalvarıp yakardığı ve O’ndan istedikleri dile getirilmekte, kurtuluşun, Allah’ın birliği ilkesine dayanan Hz. İbrâhim çizgisinde olduğuna işaret edilmektedir.
âyette “putlar” diye çevirdiğimiz esnâm (tekili sanem) kelimesi, Allah’tan başka kendisine ilâhî güç veya nitelikler yakıştırılarak tapınma duygusu içerisinde değer verilen ve şirke vasıta kılınan her şeyi ifade eder. “Putlar”dan maksat, onları yapanlar, puta tapmayı icat edip uygulayanlardır. Bu mânada putlar (putperestlik) birçok insanın sapmasına yol açmıştır. Can ve mal güvenliğinin bulunmadığı bir yerde dinî ve dünyevî görevler yerine getirilemeyeceği için Hz. İbrâhim öncelikle beldenin güvenli kılınmasını, sonra da insanlığı mânevî felâketlere sürükleyen putperestlikten hem kendisini hem de soyundan gelenleri korumasını yüce Allah’tan niyaz etmiştir. İbrâhim aleyhisselâm bu şirk vasıtalarından korunan müminleri kendi dininin mensuplarından ve kurtuluşa erenlerden saymış, kendisine karşı gelip isyan edenler hakkında ise, “Sen çok bağışlayan, pek esirgeyensin” diyerek onları Allah’ın af ve bağışına havale etmiştir. Bu durum Hz. İbrâhim’in şefkat ve merhametinin enginliğini göstermektedir.
Hz. İbrâhim’in Hâcer’den İsmâil adında bir oğlu olmuştu; Hz. İbrâhim Allah’tan aldığı bir işaretle Hacer ve oğlu İsmâil’i Mekke’ye götürüp Kâbe yakınlarında tarıma elverişli olmayan, çorak bir vadiye yerleştirdi. Bu esnada Hz. İbrâhim bu vadinin yerleşim merkezi ve güvenli bir belde haline gelmesi için Allah’a dua etti (Bakara 2/). Müfessirlere göre İbrâhim bu âyetlerde bildirilen duasını da Mekke yerleşim merkezi haline geldikten ve İsmâil ile birlikte Kâbe’yi inşa ettikten sonra yapmıştır (İbn Kesîr, I, ). Allah Hz. İbrâhim’in duasını kabul ederek Mekke’yi güvenli bir şehir haline getirmiş ve dünyanın muhtelif yerlerinde yetiştirilen ürünlerin gerek hac ve umre gibi ibadetler, gerekse panayır vb. ticarî vesilelerle buraya getirilmesini sağlamıştır (krş. Kasas 28/57; Ankebût 29/67; Mekke ve Kâbe hakkında bilgi için bk. Âl-i İmrân 3/96).
âyetteki “İnsanların gönüllerini onlara meylettir” diye çevirdiğimiz cümle, “İnsanlardan bazılarının gönüllerini onlara meylettir” şeklinde de tercüme edilebilir. Bu takdirde sadece müminlerin gönüllerinin meylettirilmesi istenmiş olur. âyet dikkate alındığında Hz. İbrâhim’in bu duayı, eşi Sâre’den olan oğlu İshak’ın dünyaya gelmesinden sonra yaptığı anlaşılmaktadır. Rivayete göre Hz. İbrâhim, oğlu İsmâil doğduğu zaman doksan dokuz yaşında, İshak doğduğunda ise yaşında bulunuyordu (İbn Kesîr, I, ). Tevrat’ta bu bilgi 86 ve yaş şeklinde geçer (Tekvîn, 16/6; 21/5). Hz. İbrâhim’in daha önce yapmış olduğu duasının kabul olunup (Sâffât 37/) yaşlılığına rağmen kendisine bu iki çocuğun lutfedilmesini Allah’a hamd ve şükürle karşıladığı görülmektedir. (Hz. İbrâhim’in müşrik olan anne ve babasının affı için dua etmesi hakkında bk. Tevbe 9/).
Diyanet İşleri Başkanlığı Kur'an-ı Kerim Portalında Kur'an hakkında istediğiniz biligilere ulaşabileceksiniz
Hz. İbrahim (as)ın Duası
Peygamberler Allah tarafından seçilmiş en iyi örneklerdir. Peygamberlerin örnekliliği dua konusunda da geçerlidir. Onlar nasıl ve ne şekilde dua etmemiz gerektiği konusunda rehberlik ederler.
Hayat rehberimiz olan Kuran-ı Kerim dua konusunda da peygamberlerin dualarını ayetlerle bizlere ışık tutar. Bu dualardan biri de ululazm peygamberlerden biri olan Hz. İbrahim (as)’ın duasıdır. Hz. İbrahim (as)’ın dualarından bazıları şunlardır.
Bu dua Kur’an-ı Kerim’de Şura suresi Ayette geçmektedir.
Duanın Latin alfabeyle yazılış ve okunuşu: Rabbi! Heblî hukmen ve elhıknî bis-sâlihîn.
Duanın Türkçe Meali:Ey Rabbim! Bana hikmet ver ve beni salihler arasına dahil et.(şura,26/83)
Hz. İbrahim (as.)’ın diğer bir duası da çocukları ve soyu için yaptığı duadır. Bu dua da yine Kur’an-ı Kerim’de İbrahim suresi Ayette geçmektedir.
Duanın latin alfabesiyle yazılış ve okunuşu: Rabbicalnî mükîmes-salâti ve min zürriyyetî, Rabbenâ ve tekabbel duâe.
Anlamı:Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazını dosdoğru kılanlardan eyle! Ey Rabbimiz! Duamızı kabul et.! (İbrahim,14/40
Diğer bir dua da yine Kur’an-ı Kerim’de İbrahim suresi 41 ayette geçmektedir. Bu duada da yine hz. İbrahim (as) anne ve babası için dua etmektedir.
Duanın latin harfleri ile yazılış ve okunuşu:RabbeneğfirlÎ veli-valideyye velil müminîne yevme yekûml-hısâb.
Anlamı:Ey Rabbimiz! Herkesin hesaba çekileceği günde beni,ana-babamı ve müminleri bağışla!(İbrahim,14/41)
alıntıdır