Romantizm (Fr. romantisme) veya Coşumculuk, ve yılları arasında Avrupa'da edebiyatı, müziği, felsefeyi ve sanatı etkileyen entelektüel bir akımdı. Bir ölçüde Sanayi Devrimi'ne, Aydınlanma Çağı'na aristokratik sosyal ve siyasi düzenine, doğanın bilimsel rasyonalizasyonuna ve klasisizme tepki olarak doğan, doğaya ve duygulara verdiği önemle bilinen bir akımdır.[1] Ortaya çıkışında ise Fransız İhtilali sonrasındaki toplumsal, siyasal ve düşünsel yapının etkileri vardır.[2]
Romantizm bir edebiyat akımı olmanın ötesinde, yüzyıl sonu ile yüzyıl başlarında Avrupa'da yer etmiş belli bir duyarlılığı belirtir. Fransa'da doğan bu hareket Güney Avrupa ülkelerine (İtalya ve İspanya) biraz daha geç girmiştir. Klasik edebiyat akımına tepki olarak yüzyılın sonlarında doğan ve Victor Hugo'yla birlikte büyük ün kazanan romantizm, insanın yaratma özgürlüğü önündeki her şeye karşı durur. "En iyi kural, kuralsızlıktır" diyen romantikler, insanın duygularını, düş gücünü hayata geçirmesini ve insanı düzeltmenin toplumu düzeltmekle olabileceğini savunurlar. Romantizmin değerlerine göre hiciv ilgi hak etmeyen bir tarzdır.
Romantizm edebiyattan gelen bazı motiflerin üstünde duruyor: geçmişin ruh çağrısını ya da kınanmasını, çocuklar ve kadınlarla ilgili hassasiyete verilen önem, sanatçının ve anlatıcının yalnızlığı ve doğa saygısı gibi motifler Romantik edebiyatında sıkça kullanılır. Ayrıca, Edgar Allan Poe ve Nathaniel Hawthorne gibi bazı Romantik yazarların yazıları doğaüstü ve insan psikolojisi ile ilgili tesisler üstüne kurulmuş.