rum suresi 21 ayet diyanet / Rûm Suresi 21. Ayet - Türkçe Kuran Meali

Rum Suresi 21 Ayet Diyanet

rum suresi 21 ayet diyanet

Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde Verilen Mesajlar Nelerdir?

Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlar yine kulluğun gereklilikleri olup hakiki manada Müslüman olabilmek için yerine getirilmesi gereken emirlerden oluşmaktadır.

Kur’an’ı Kerim’in bütün ayetleri, insanlık için yol gösterici rehberdir. Ayetler, insanların nasıl yaşamaları gerektiği doğrultusunda mesajlar içerirler. Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlar hakkında bilgilere geçmeden önce ayetleri aktaralım.

Rum suresi 18. ayet: Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. Gündüzün sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah’ı tespih edin.”

Rum suresi 19. ayet: “Allah, diriyi ölüden çıkarır, ölüyü de diriden çıkarır. Ölümünden sonra yeryüzünü diriltir. Siz de (mezarlarınızdan) işte böyle çıkarılacaksınız.”

Rum suresi 20. ayet: Sizi topraktan yaratması, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra bir de gördünüz ki siz beşer olmuş (çoğalıp) yayılıyorsunuz.''

Rum suresi 21. ayet: Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.''

Rum suresi 22. ayet: Göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır.''

Rum suresi 23. ayet: Geceleyin uyumanız ve gündüzün O’nun lütfundan istemeniz de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.''

Rum suresi 24. ayet: ''Korku ve ümit kaynağı olarak şimşeği size göstermesi, gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi, O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda aklını kullanan bir toplum için elbette ibretler vardır.''

Rum suresi 25. ayet: ''Emriyle göğün ve yerin (kendi düzenlerinde) durması da O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Sonra sizi yerden (kalkmaya) bir çağırdı mı, bir de bakarsınız ki (dirilmiş olarak) çıkıyorsunuz.''

Rum suresi 26. ayet: ''Göklerde ve yerde kim varsa yalnızca O’na âittir. Hepsi O’na boyun eğmektedirler.”

Rum suresi 27. ayet: ''O, başlangıçta yaratmayı yapan, sonra onu tekrarlayacak olandır. Bu, O’na göre (ilk yaratmadan) daha kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce ve eşsiz sıfatlar O’nundur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

Rûm Suresi 18-23. Ayetlerde verilen mesajlar

Rûm Suresi 18. Ayette verilen mesaj: Yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsi Allah’a (c.c) hamd ederler yani şükrederler. Öyleyse siz de gündüzün sonunda yani akşam vakti ile yatsı vaktinde Allah’ı (c.c) tespi edin (Akşam ve yatsı namazlarını kılın) ve öğle vakti geldiğinde ise Öğle namazını kılın ve akşam olmadan da ikindi namazını kılın.

Rûm Suresi 19. Ayette verilen mesaj: Bu ayette, Allah-u taala kendi büyüklüğünü ifade etmektedir. “O ölüden diri çıkarır, diriden ölü çıkarır.” Yani hem öldürme gücü hem de diriltme gücü O’na aittir. “Yeryüzünü ölümden sonra o canlandırır.” Yeryüzü bilindiği üzere mevsimlerin değişimine uğrar. Kış geldiğinde ağaçlar yaprak döker, topraklar kuraklaşır bahar mevsiminden itibaren ise yeniden yeşermeye başlar. işte tüm bunları yöneten ve yönlendiren Allah’tır (c.c).

Rûm Suresi 20. Ayette verilen mesaj: “Sizi topraktan yaratması O'nun delillerindendir.” Allah (c.c) insanı topraktan yaratmıştır ve ona ruh üfleyerek canlı hale getirmiştir. İşte bu, Allah’ın gücünün her şeye yettiğinin delilidir.  “Sonra birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız.” İnsanın yeryüzüne dağılması ve güç bulup yeryüzünden iş yapmaları da Allah’ın (c.c) izni ile olmaktadır.

Rûm Suresi 21. Ayette verilen mesaj: “O'nun delillerinden biri de, içinizden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranıza muhabbet ve rahmet koymasıdır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır.” Allah (c.c) insanı tek başına bir cinsten yaratıp dünyaya göndermemiştir. İnsanların huzur bulabilmesi için bir de karşıt cins yaratmıştır. Bu sayede insanların birbirleri ile kaynaşması ve muhabbetlerinin olması sağlanmıştır. Gerçekten düşünen insanlar için burada birçok ibret vardır. Mesela insan tek bir cinsten olsaydı dünya nasıl bir yer olurdu, insanlar nasıl çoğalabilirdi. İşte tüm bunlar, Allah’ın (c.c) delillerindendir.

Rûm Suresi 22. Ayette verilen mesaj: Allah’ın varlığına birçok delil vardır. Bir delil de ayet-i kerimede belirtildiği gibi “O'nun delillerinden biri de, göklerin re yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin ayrı ayrı olmasıdır. Şüphesiz bunda, bilenler için ibretler vardır.” Yerleri ve gökleri yaratması ve her ikisinin de bir düzen içinde olması, insanların renklerini ve dillerini ayrı yaratması da Allah’ın varlığının delillerindendir ve bu şekilde muazzam bir sistemi düşünen insanlar, bundan birçok ibret alabilirler.

Rûm Suresi 23. Ayette verilen mesaj: Allah (c.c) insanlara birçok ikramda bulunmuştur. Mesela insanların gece uyuması ve gündüzleri de yeryüzüne dağılarak Allah’ın verdikleri rızıklardan yararlanmaları da Allah’ın gücüne işaret eden delillerden biridir. “O'nun delillerinden biri de, geceleyin uyumanız, gündüz de O'nun lütfundan rızık aramanızdır. Şüphesiz, bunda işiten bir toplum için ibretler vardır.” Yine bu ayetin sonunda da düşünen insanlar için birçok ibretin olduğundan bahsedilmektedir.

Rûm Suresi 24. Ayette verilen mesaj: “O'nun delillerinden biri de, size korku ve ümit veren şimşeği göstermesi, gökten su indirip ölümden sonra yeri diriltmesidir.” Yeryüzünde insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesi için en temel olarak ihtiyaç duydukları şey yağmurdur. Zira yağmur olmazsa insanlar ve diğer canlılar yaşayamazlar. Bu ayette verilen mesaj da bunu ifade etmektedir. Şimşek hem yağmurun habercisi olarak bir müjdedir hem de korku vermesi ile azabı ve şiddeti hatırlatan bir şeydir. Gökten su indirip, ölmüş hale gelen toprağı yeniden diriltmesi Allah’ın varlığı ve gücüne işaret eder. Bunu düşünen insanlar için büyük ibretler vardır.

Rûm Suresi 25. Ayette verilen mesaj: Yine Allah (c.c) kudretinden söz ederken yerin ve göğün kendi emrinde olduğunu bildiriyor. Yani gökyüzünden gerçekleşen her şey (yıldızların kayması, güneşin doğup-batması, yağmurun yağması vs.) hepsi O’nun emri ile gerçekleşir ve insanın ölümünden sonraki gücüne işaret eden bir delil de İnsanları öldürdükten sonra yeniden diriltip hesaba çekmesidir. Bunun için de sadece çağırması yeterlidir.

Rûm Suresi 26. Ayette verilen mesaj: Yukarıdaki ayetin başlangıcının devamı niteliğinde olan 26. Ayette “Göklerde ve yerde olanlar O'nundur, hepsi O'na boyun eğmiştir” denmektedir. Yani tüm bunlar (göklerde ve yerde yaratılanlar) hepsi Allah’a (c.c) boyun eğerler. Düşünen insanlar, şunu derler; “Madem canlı ve cansız tüm varlıklar Allah’a boyun eğerler, öyleyse bizim eğmememiz için bir nedenimiz yok.”

Rûm Suresi 27. Ayette verilen mesaj: Allah (c.c) hem yaratan hem de öldürendir. Bu O’nun için zor değildir. O istediğini yaratır, mühleti dolduğunda ise öldürür yani O’nun (c.c) için zor olan hiçbir şey yoktur. Hikmet sahibi olan ve güçlü olan da sadece O’dur.

Rûm Suresi 18-27. Ayetlerde verilen mesajlartamamı, Allah’ın gücü ve kudreti ile ilgilidir. İnanan yani Müslüman olan insanlar, bu ayetlere bakarak kendilerinin ne kadar güçsüz olduklarını ancak Allah’ın dilemesi ile tüm her şeyin gerçekleştiğini görebilirler ve bu yüzden hamd ve şükrün sadece Allah’a (c.c) olduğunu anlarlar.

Rûm Sûresi 21. Ayet Tefsiri




Rûm Sûresi Hakkında

Rûm sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 60 âyettir. İsmini, 2. âyetinde yer alan اَلرُّومُ  (Rûm) kelimesinden alır. Mushaf tertibine göre 30, nüzûl sırasına göre 84. sûredir.

Rûm Sûresi Konusu

Rûm sûresi, çok mühim bir gaybî hâdiseyi haber vererek başlar. Bu hâdise, Bizanslılarla İranlılar arasında meydana gelecek savaşta Bizanslıların galip gelmesidir. Kur’ân-ı Kerîm’in haber verdiği şekilde gerçekleşen bu hâdise, Kur’an’ın en büyük mûcizelerinden biri olup Peygamberimiz (s.a.s.)’in getirdiği vahyin doğruluğunu ispat eder. Rûm sûresinde; bir taraftan mü’minleri seven, onlara yardım eden, onları zafere eriştireceğini va‘deden ve onları cennetle müjdeleyen; diğer taraftan da âhirete inanmayıp hayatı sadece dünyadan ibaret sayan kâfirleri cehennemle korkutan Yüce Allah’ın varlığının, birliğinin, nihâyetsiz kudret ve azametinin delilleri peş peşe serdedilir. İnsanlar böyle bir Allah’ın dinine girmeye ve o dinin itikâdî, amelî ve ahlâkî gereklerini yapmaya davet edilir. Bu münâsebetle şirkin tutarsızlığı misallerle izah edilirken, şirke bulaşmış hastalıklı ruhların içler acısı halleri ortaya konur. Bunların tedavisi için açık ve anlaşılır reçeteler sunulur. Yine mecbûri istikâmet olan âhiretin varlığı, tabiatta ve insanlarda durmadan cereyan eden ölme ve yeniden dirilme delilleriyle ispat edilir. Mahşerdekilerin diliyle dünyanın bir gün, hatta bir saat gibi çok kısa olduğuna temas edildikten sonra, gönüller o dehşetli ve sonsuz âhiret âleminin manzalarını ibretle temâşâya, kulaklar da, bütün bu hususlarda en doğru bilgiyi ve misalleri veren Kur’ân-ı Kerîm’i dinlemeye yönlendirilir.

Rûm Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada otuzuncu, iniş sırasına göre seksen dördüncü sûredir. İnşikak sûresinden sonra, Ankebût sûresinden önce Mekke’de inmiştir. 17. âyetinin Medine’de nâzil olduğuna dair bir rivayet de vardır (nüzûl sebebi için bk. 2-6. âyetlerin tefsiri).

وَمِنْ اٰيَاتِه۪ٓ اَنْ خَلَقَ لَكُمْ مِنْ اَنْفُسِكُمْ اَزْوَاجًا لِتَسْكُنُٓوا اِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُمْ مَوَدَّةً وَرَحْمَةًۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ ﴿٢١﴾

Karşılaştır 21: O’nun varlığının delillerinden biri de, kendileriyle ülfet edip huzura ermeniz için size kendi cinsinizden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesidir. Şüphesiz bunda, sistemlice düşünen bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır.

TEFSİR:

Eşlerin kendilerine has fizikî ve ruhî hususiyetleri olmakla birlikte, aynı zamanda çiftler arasında mükemmel bir âhenk mevcuttur. Birinin fizikî ve ruhî ihtiyaçları, tam mânasıyla diğerinin fizikî ve ruhî ihtiyaçlarına denk gelir. Böylece bir bütünü kâmil mânada tamamlamış olurlar. Ayrıca insanlık tarihi boyunca dünyanın her bir yanında doğan çocukların erkeklik ve dişilik nispetlerinin belli bir denge içinde olması da dikkatleri çeken ilâhî bir kudret tecellisidir.

İslâm toplumunun esasını âile, ailenin temelini de erkek ve kadının sahih bir nikâhla birleşmesi teşkil eder. Birbirine yabancı iki farklı insanın Allah’ın emriyle tanışıp bir araya gelerek, belki anadan babadan ve kardeşten daha sıcak bir muhabbet ve şefkatle kaynaşmaları ne müthiş bir hâdisedir. Bunun gerçekleşmesi için Cenâb-ı Hak, eşler arasına şu üç mühim fizikî ve rûhî kanunu koyduğunu beyân eder:

  Eşler hem bedenen hem rûhen sükûna ve huzûra ermek için birbirine muhtaçtırlar.

  Allah eşler arasına birbirlerini sevip kaynaşmalarını ve sağlam bir beraberlik oluşturmalarını sağlayacak kuvvetli bir muhabbet koymuştur.

  Eşlerin birbirini koruyup gözetmeleri ve ihtiyaçlarını gönüllü olarak karşılamaları için aralarına güçlü bir merhamet ve şefkat hissi yerleştirmiştir.

Bu his zamanla gelişerek, eşlerin birbirine son derece nezaketli, zarafetli ve müsâmahalı davranmalarını sağlar. Öyle ki, yaş ilerledikçe eşlerin birbirine duydukları şehevî arzularda bir düşme yaşanırken, zamanla artan bu şefkat ve merhamet hissiyâtıyla eşler birbirlerine gençliklerinde olduğundan daha fazla bağlı hâle gelirler. İşte bunlarda Allah Teâlâ’nın insanları yaratıp, değiştirip, kemale erdiren kudretiyle beraber rahmetine ve husûsiyle insanlar üzerinde cereyan eden rahmânî nusret ve rabbânî hükümlerine delâlet eden nice deliller vardır. Ancak bu deliller, üzerinde derin derin ve sistemlice tefekkür edilerek anlaşılabilir. Üstelik bu kudret tecellileri üzerinde sadece fert olarak değil, toplum olarak düşünmek, bunlardan kastedilen maksadı iyi idrak edip fert, aile ve toplum hayatını ona göre planlayıp tanzim etmek lâzımdır. Çünkü bu deliller, bir taraftan insanlığın yüksek bir ahlâk ve ihtişamlı bir medeniyete hazır; nimet ve saadet dolu bir hayata namzet olarak yaratıldığını gösterirken, bir taraftan da hayatın ayrılmaz bir rüknü olan kadının zilletten korunup lâyık olduğu ulvî mevkiye oturtulması için muhabbet ve şefkat hisleriyle mükemmel bir içtimâî nizam takib etmek gerektiğini öğretir.

Üçüncüsü gökler, yer ve bunlarda vuku bulan ilginç olaylardır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Rûm Sûresi Ayetler:

1 - 5 6 7 8 - 10 11 - 13 14 - 16 17 - 18 19 20 21 22 23 24 25 - 27 28 - 29 30 - 32 33 - 35 36 37 - 38 39 40 41 - 42 43 - 45 46 - 47 48 - 50 51 - 53 54 55 - 57 58 - 60


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/nas-suresinin-fazileti-191872-m.jpg
Nas Suresinin Fazileti

Nâs sûresi Mekke’de inmiştir. 6 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm bu sûre ile sona ermektedir. İsmini, 4. âyet hâriç, âyetlerinin sonlarında tekrarlanan ve “ins ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2018/04/hafızayı_güclendiren_1-702x336.jpg
Dilek ile İlgili Ayetler

Dilek kelimesi sözlükte, “olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temenni” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de istek, dilemek, temenni vs. hak ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/05/felak-suresi-118220-m.jpg
Felak Suresi Okunuşu ve Anlamı

Felâk suresi, Medine döneminde nüzul olmuştur. Felâk suresi, 5 âyettir. Felâk, “sabah aydınlığı” demektir. FELAK SURESİ ARAPÇA Felak Suresi Arapça ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/felak-suresinin-fazileti-191847-m.jpg
Felak Suresinin Fazileti

Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/devlet-yonetimi-ile-ilgili-ayetler-191864-m.jpg
Devlet Yönetimi ile İlgili Ayetler

Devlet kelimesi sözlükte, “belli bir toprakta veya toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun olu ...


Copyright © 2019 Kuran ve Meali. Hiçbir ticari kaygısı yoktur.

kuranvemali.com altında yayınlanan içeriklerin tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi içeriklerin tamamı izinsiz kullanılamaz.

Rûm Suresi 21. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir