seni terk edene nasıl davranmalı / Ayrılık acısını atlatmak için psikolog onaylı 6 ipucu | Independent Türkçe

Seni Terk Edene Nasıl Davranmalı

seni terk edene nasıl davranmalı

Eski sevgilinizin sizden ayrılma kararından pişmanlık duymasını istiyorsanız, yapmanız gereken birkaç şey var. Bunlardan bazıları, onun size dönme ihtimalini arttıracak şeylerken, yine bazıları sizi rahatlatacak ve ayrılık acısını geride bırakmanıza yarayacak şeyler.

Eski sevgilinizin sizden ayrıldığı için pişmanlık duymasını istiyorsanız, yapmanız gereken ilk şey, ona ayrılığı yaşatmak olmalı. Bunun için de eski sevgilinizin ayrılık kararına karşı çıkmayı hemen bırakın. Eğer şu ana kadar onu kararından döndürmek için uğraştıysanız, bunu yapmayı hemen bırakın.

Eski sevgilinize mesaj atmayı, onu aramayı, onu hedef alan manalı sosyal medya paylaşımlarını, onun hakkında arkadaşları ile  ya da ailesi ile konuşmayı bırakın. Eski sevgilinize, kendi kararı olan ayrılığı verin.

“İyi de, bu onun kararından pişman olmasını nasıl sağlayacak?”

Öncelikle karşınızda bir matematik formülü yok. Kendi istek ve arzuları olan bir insan var. Yapacağınız hiçbir şey sizin onun kararlarını 100% etkileyebilmenizi sağlamaz. Burada ancak, onun kararından pişman olma ihtimalini en yüksek seviyeye çıkarmaktan bahsedebiliriz.

Eski sevgiliniz, ayrılıktan hemen sonra bir rahatlama hisseder çünkü ayrılık gibi bir süredir kafasını yiyen zor bir şeyi sonunda yapmıştır. Eski sevgiliniz birgün yataktan kalkıp “ben bugün sevgilimden ayrılacağım ve bu da çok güzel bir hareket olacak” diye karar vermedi. Bu ayrılığı haftalardır ya da aylardır düşünüyordu. Belki başlarda bir süre ya da son ana kadar buna karşı savaş bile verdi.

Bir ilişkiyi bitirmek insanların yapmayı dört gözle beklediği ya da öyle bir tuşa basarak yapabilecekleri bir şey değil. Eski sevgiliniz sizden ayrılmayı istiyor olabilir ama ayrılığın kendisi zor bir şey. Hele de ayrılık konuşması hiç kolay değil.

Bu nedenle eski sevgiliniz ayrılı konuşması gibi stresli bir eşiği geçince, rahatlama evresine girecektir. “Zor oldu ama yaptım. Artık kendime ve geleceğime odaklanabilirim.” diye düşünecektir. Bu dönemde eski sevgiliniz arkadaşlarıyla dışarıda eğlenmeye dalabilir. Bir ihtimal yeni insanlarla flört etmeye hatta rebound ilişkiye girebilir.

Fakat eski sevgilinizin rahatlamasına olanak veren bir şey daha var. Terk eden taraf olduğu için bilinç altında daha güçlü taraf olduğunu ve isterse size kolayca yeniden ulaşabileceğini düşünür. Belki bunu istemiyordur ama bunu görece kolay bir şekilde yapabileceğini düşünür. Özellikle de siz ayrılık sonrası, onu bu kararından vazgeçirmek için uğraştıysanız.Daha da kötüsü, bu aynen sizin bilinçaltınızda olan bir düşüncedir. “Ben terk ettim ben güçlüyüm, istenenim” düşüncesi “o terk etti, güç onda ve istenen o, istenmeyen benim” şeklinde sizin kafanızda da mevcut. Eski sevgilinizin zihninin bir yerinde siz, bir mesaj ya da arama uzaklığındasınız. Eğer isterse bir mesaj, bir arama ve biraz özür ve hooop … yeniden berabersiniz.

Eski sevgilinizin ayrılık kararından pişman olması için, onun böyle düşünmesine izin vermemelisiniz. Eğer onun pişman olmasını ve hatta geri dönmesini istiyorsanız, böyle düşünmesi sizin aleyhinize. Aslına bakarsanız pişmanlık ve geri dönme birbirleri ile alakalı şeyler.

Eğer onu ayrılık ile başbaşa bırakırsanız, ikinizin de kafasındaki güç dengesinden  beklenene göre hareket etmezseniz,onun peşinden koşmazsanız, eski sevgilinizin kararından pişman olma ihtimali ciddi bir şekilde artar.

Şimdi bunu okuyup eski sevgilinizi arayarak “ben senin peşinden koşmayacağım, senin elinin altında değilim, al ayrılığını” gibi şeyler söylemeye kalkmayın. Bunları söze dökmek tam tersi etki yaratır ve sizin büyük bir kuyruk acısı içinde olduğunuzu, onu kolay kolay unutamayacağınızı söyler!

Eski sevgiliniz için için sizin peşinde koşmanızı istese de elbette bunu kabul etmeyecektir. Aslında terk eden ve bir daha da dönmeyi düşünmeyenlerin çoğu bile terk edilenin peşlerinden koşmasını isterler. Ya da en azından bunu beklerler. Burada motivasyon yeniden birlikte olmak değil, egonun terk eden bile olsanız terk edilenin sizi kolayca bırakıp gitmesinden kaynaklanacak ego yaralanmasıdır. Başka açıdan ego tatmini de diyebilirsiniz.

Bu nedenle “eğer eski sevgilim peşinden koşmamı istiyorsa ben de hemen koşayım” demeyin. Zira bu konuda sizden beklenildiği gibi davranmak, bir araya gelme ihtimalinizi azaltır. Zira siz bunu yaparak farkında olmadan “güçlü – istenen taraf o ve güçsüz istenmeyen taraf benim” dengesizliğini beslemiş olursunuz.

Bir kişi bir şeyi istiyor diye o şeyi hemen ona vermek birçok durumda yanlış bir harekettir. Özellikle de verdiğiniz şey sizseniz. Sizi terk eden eski sevgilinizin peşinde koşmak sizi alçaltır. Sizi reddedenin peşinde koşmak, sizi küçük düşürür. Sizi reddedenin, sizi terk edenin peşinde koşmak sizin kendinize saygı duymadığınızı gösterir. Sizi reddedenin, sizi terk edenin peşinde koşmak, sizin kendinize güvenmediğinizi, başkasını bulamayacağınızı düşündüğünüzü, terk edeni ödül olarak görürken kendinizi ödül olarak görmediğinizi gösterir. Sizi terk edenin peşinde koşmak, size ilgi kırıntıları vermesi için terk edene yalvarmaktır.

“Bana ne onun ya da birinin ne düşündüğünden, ben bunu aşkım adına yapıyorum, falan da filan, yandan soldan …”

İyi de burada asıl problem şu. Siz sizi terk edenin peşinde koşarken,  öncelikle kendinize yukarıda anlattığımız gibi görünüyorsunuz. Siz kendi kendinizi daha alçakta, kendine güvensiz, birini bulamayacak, onu hak etmeyen biri konumuna düşürüp buna inanıyorsunuz. Siz kendinizi böyle görmeye başlıyorsunuz. Evet karşınızdaki de aynen böyle görüyor. Siz kendinize değer vermemeyi öğreniyorsunuz ve siz kendinize değer vermiyorsanız, kendine değer veren biri gibi davranmıyorsanız, size başkası neden değer versin ki?

Eski sevgilinize ulaşmayı tamamen bırakın. Sizin terk edenin peşinde koşmanız sizi değersizleştirir ve sizi terk edenin bir şey kaybetmediğini düşünmesine ve gizli gizli sizin de böyle düşünmenize neden olur. O ödül siz de ona ulaşmaya çalışan yarışmacı olarak kalırsanız, onu dışarda kendi ödülünü bulmaya itersiniz. Zira siz ödül değilsiniz. Öyle olsanız onun peşinde koşmazdınız.

Bu hem erkekler hem de kadınlar için geçerli. Siz hem ödül olmalısınız hem de bir ödül ile beraber olmalısınız. Yani birbirinizi elde tutmak için karşılıklı çaba göstermelisiniz. Eğer bir taraf, diğer tarafın elde tutmak için çaba göstermesi gerekmeyeceği birine dönüşürse, diğer taraftan soğumaya başlar. Bu soğuma yüzünden diğer taraf paniğe kapılıp daha da peşinden koşmaya başlarsa, soğuma daha da hızlanacaktır.

Terk edenin rahatlığının nedenlerinden biri de eğer siz peşinde koşuyorsanız, onun sizden geriye kalacak olan boşluğu hissedemeyecek olması. Ayrılığı hissedemeyecek olması. Siz eğer mümkün olan en erken zamanda iletişimi keserseniz, rahatlama evresi sizin boşluğunuz ve ortadan kaybolmanızla merak evresine geçecektir.

Sizin neden arayıp sormadığınızı, nereye kaybolduğunuzu ve ne yaptığınızı merak edecektir. Eğer iletişimi kesmeye devam ederseniz, o size ulaşana kadar ona ulaşmazsanız, bir noktada terk eden bu ilişkinin gerçekten bittiğini zira artık o istese de sizinle olmayabileceğini hissetmeye başlar. Bu aşamada terk eden, sizi kaybettiğini ilk defa hissetmeye başlar. Bu da muhtemelen korku yaratır. İlla yaratmayabilir ve terk eden “oh kurtuldum” da diyebilir ama sizi kaybetmek korku yaratacaksa o korku ancak bu şekilde yaratılır. Bu korku olmadan pişmanlık olmaz.

Sizin burada yapmanız gereken bir şey daha var. Bu çok önemli. Ayrılık anından itibaren ve eğer böyle yapmadıysanız en azından hemen şimdi ayrılık acısından iyileşmeye ve eski sevgilinizi geride bırakmaya başlamalısınız. Kendinize birinci hedef olarak onun geri gelmesini değil, sizin başkasını bulmanızı koyun.

Biliyorum ilk başlarda ondan başkasını istemiyorsunuz. Onca aylık ya da senelik ilişkiynin başka biriyle başlayacağınız ilişkiden daha üstü olacağını düşünüyorsunuz. Bu tamamen saçmalık olsa da siz böyle hissediyorsunuz.

Burada anahtar kelime hissetmek. Siz böyle hissetseniz bile böyle davranmayın. Kimse kendisinden daha iyisini bulamayacağını düşünen bir insanı terk ettiği için pişman olmaz. Çoğunlukla geri de dönmez. Eski sevgilinizle ya da başka biriyle birlikte olmanızın tek yolu, her geçen gün eski sevgilinizi geride bırakmaktır. Öyle ki eğer eski sevgiliniz geri dönmekte geç kalırsa artık onu istemeyeceğiniz bir aşamaya doğru yürümelisiniz.

Merak etmeyin. İletişimi kes kuralını istikrarlı bir şekilde uygulayıp da en kötü 5 – 6 ay içinde eski sevgilisini 90% unutmuş olmayan pek kimseyle karşılaşmadım. Çoğu insan hisleri ile davranışlarının önceliğini karıştırıyorlar.

Siz onu unutamadığınız için arkanızı dönüp gidemediğinizi ve başkalarına yönelemediğinizi sanıyorsunuz ve bunları yapmak için onu unutmayı bekliyorsunuz. Ama aslında arkanızı dönüp gitmediğiniz ve başkalarına yönelmediğiniz için onu unutamıyorsunuz.

“Onu unutamadığım için sürekli sosyal medya hesaplarına bakıyorum.” Hayır! Sürekli sosyal medya hesaplarına baktığın için onu unutamıyorsun.

“Sürekli onu düşünüyorum, buna engel olamıyorum.” Engel olamıyorsun zira kafanı başka maceralarla doldurmuyorsun. Doldursan onu düşünecek yer azalır ve biter.

Burada işin püf noktası hissetmeseniz bile arkanızı dönün ve yeni limanlara yol alın. Ona ulaşmayın ve ondan size ulaşan bilgiyi kesin. Zamanla hislerinizin bu davranışlarınızı takip etttiğini göreceksiniz.

Siz bunu başarabilirseniz, o da sizin gittiğinizi fark edecektir. Terk edildiğiniz anda onu kaybettiniz, o ödül ve onu siz istiyorsunuz. Onu kaybetmiş değil de yeni bir hayata yelken açmak için özgür kalmış, kendini de ödül gördüğünden peşinde koşmayan ve başka bir hayatı isteyen biri gibi davranırsanız, zamanla öyle biri olacaksınız. Öyle biri de eski sevgilinizin istese de ulaşamayacağı ya da en azından elini çabuk tutmazsa kaybedeceği biri olacaktır. Bırakın elini çabuk tutmama ve sizi istese de geri alamama riskini yaşasın.

Acındırma Taktikleri

Tam tersi durumda kalırsanız eski sevgiliniz sizin için en fazla üzülür ve vicdan azabı duyar. Bazı insanlar bunun işe yarayacağını sansa da (özellikle sosyal medya paylaşımlarında arabesk moda geçenler böyle düşünüyorlar), birine acımak ona olan duygusal ve cinsel arzunuzu düşürür. İlişki bağlamında bunlar sizi itici yapar.

Yanlış anlamayın. Zaten çekim duyduğunuz birinin başına bir felaket gelmesi ve bu nedenle onun için üzülmeniz, sizin ona olan duygularınızı öldürmez ve o insanı itici yapmaz. Bu farklı bir durum. Zira buradaki üzülme sizin acınası birisi olduğunuz hissinden kaynaklanmıyor. Ama elde edemediğiniz eski sevgilinizin peşinde koşmanız ya da peşinden koşmasanız bile ayrılığın sizin hayatınızı mahvettiğini reklam etmeniz acınası bir durumdur ve cinsel çekiciliğinizi mahveder.

O nedenle “terk ettin gittin zalım”, “seni benden çok sevecek kimseyi bulamazsın” vs. dokundurmaları sizi daha itici ve acınası yapar. Arabeske bağlamayın. Onun sizin için üzülmesini sağlamaya çalışmayın. Bu tür paylaşımlar karşınızdakini üzebilir ama sizi terk ettiği için pişman etmez. Zayıf ve acınası birini terk ettiği için kimse pişman olmaz.

Tam tersi siz eğer ayrılığı hızlıca atlatma yoluna girerseniz ve arkanızı dönüp giderseniz, bu eski sevgilinizin içinde merak ve daha sonra kaygı ateşleyebilir.

Kızgınlık ve Küskünlük

Eski sevgilinizin pişman olmasını istiyorsanız, kızgınlık ve küskünlük duymayın. En azından sırf sizi terk etti diye. Başka bir şey daha varsa (mesela aldatma) o ayrı konu.

Birçok insan iletişimi kes kuralını yanlış anlıyor. Diyelim ki iletişimi kestiniz ve onun peşinde koşmuyorsunuz. Kendinize odaklanmıyorsunuz. Kafanız belki hala orada ama vücudunuz kendinize odaklı şeyler yapıyor ve kafanız da adım adım size geri geliyor.

Bu aşamada pat diye eski sevgili arıyor. Tam bu noktada birçok insan eski sevgilisine karşı soğuk ve kızgın davranması gerektiğini ve bunun oldukça karizma bir şey olduğunu düşünüyor. Eski sevgilisinin mesajını, beni rahat bırak diye cevaplayabiliyor ya da daha kötüsü ona hakaret edebiliyor. Birçok kişi böyle davranmayı güçlü durmak sanıyor.

Oysa böyle davranmak zayıflık ve kuyruk acısı gösterir. Bu şekilde yapabileceğiniz tek şey, terk edilmenin size ne kadar koyduğunu göstermektir. Eski sevgilinize bunları göstermek istemezsiniz. Daha da kötüsü, kendinize bunları göstermek istemezsiniz. Onu yeniden isteseniz de istemeseniz de bunları yapmak istemezsiniz.

Böyle davranırsanız, eski sevgilinizin sizi bir daha arama ihtimali azalır. Bazı insanlar iletişimi kes sürecinde eski sevgililerine kaba davranıp onları görmezden gelmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Böyle davrandıktan haftalar sonra da eski sevgililerinin neden bir daha aramadığını merak edip duruyorlar. Oysa sebebi açık: eski sevgilileri kendilerini aradığında ya da mesaj attığında ona kötü davranmaları. Eski sevgili belki de bir  zeytin dalı uzatmak istiyordu ama bunu ellerinin tersleri ile ittiler.

Eski sevgiliniz size ulaştığında ona kaba, soğuk veya kızgın davranmanız, onun sizi terk ettiğine pişman olmasını sağlamaz. Tam tersi, sizin gibi zayıf, negatif bir insanı hayatından çıkararak doğru bir karar verdiklerini düşünmesine neden olur. Sizi duygusal olarak kolayca etkileyebilmiş olması, onun kendisini size karşı daha güçlü hissetmesine neden olacaktır.

Kızgınlık göstererek kuyruk acısı gösteriyorsunuz. İlişki içinde olduğunuz kişinin davranışlarından bir miktar etkilenmeniz normal. Ama artık bu insanla ilişki içinde değilsiniz, o nedenle onun karşısında kendinizi ve duygularınızı kontrol edebilmeniz lazım.

Eski sevgiliniz sizi duygusal olarak etkileyip sarsamamalı. Bunu kendinize ve ona göstermemelisiniz. Kendinize ve ona güçlü olduğunuzu gösterecek şekilde davranmalısınız: sakin, rahat, kibar ve neşeli.

Sakin, rahat, kibar ve neşeli bizim kültürümüzde güçlü olarak bilinmeyen ruh halleri ama biraz düşünürseniz eğer siz eski sevgilinizi unuttuğunuzda ona böyle davranacağınızı kavrarsınız. Unutmuş gibi davranmak böyle davranmaktır.

Unutmayın, aşkın zıttı nefret değil umursamamaktır. Umursamamak ise soğuk davranmak değil kendi modunu bozmamaktır. Sizin kibar, sakin ve neşeli olmanız umursamamaktır. Soğukluk arka plandan “ben seni çok umursuyorum” diye bağırır.

Oysa sakin, kibar ve neşeli davranırsanız, eski sevgiliniz sizin onu aşmakta olduğunuzu görecek ve bu da sizin onun sandığından daha değerli, daha ödül ve daha elde edilesi biri olduğunuzu gösterir. Bir insan ancak böyle birini kaybediyor olduğunda pişmanlık duyabilir.

Yeni Limanlar

Kızgınlık duymamak için geleceğe olumlu bakmalısınız. Gelecekte daha iyisini bulabilirsiniz ve eğer bu süreci daha da güçlenerek atlatırsanız bunun olma ihtimali çok yüksek. Dünyada uyumlu bir birliktelik geçirebileceğiniz tek kişi o değil.

No Contact Kuralına başlar başlamaz bunu yapamayabilirsiniz ama 2 – 3 hafta içinde artık siz de arkanızı dönüp gitmeye başlamalısınız. Gerçekten gitmeye başlamalısınız. Sürekli arkanıza bakmanıza gerek yok.

Peki bunu nasıl yapacaksınız? O aklınızdan çıkmıyor ki?

Merak etmeyin. Sizin tek yapmanız gereken ona ulaşmamak, ondan size bilgi akışını kesmek ve kendinizle ilgili şeylerle uğraşmak. Hissiyatınız üç – dört hafta geriden gelse de bu davranışlarınızı takip edecektir.

Onsuz yaşayabileceğinizi anlamanın yolu, onsuz yaşayamam dediğiniz zamanlarda bile başkalarına yönelmektir. Unutmayın, sizin birlikteliğiniz bitti ve bitiren de siz değilsiniz. Bunu yapmaya sonuna kadar hakkınız var.

Onu kafanızdan atmakla uğraşmak yerine kafanıza yaptığınız işleri ve yeni ilişki denemelerini doluşturun. Bunların kalabalığı kısa süre içerisinde eski sevgilinizi eskisi gibi düşünmenize engel olacaktır.

Eski sevgilinizi pişman etmenin en iyi yolu, sizin ayrılığı atlatıp arkanızı dönerek gitmenizdir. Bu yola girin. Siz onu tamamen unutmadan o sizi gelip çevirmezse diye korkmayın. Onu unuttuğunuzda bu umrunuzda bile olmayacak.

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

Karımı nasıl geri getiririm

Haberin Devamı

Bunların hepsinin yalan olduğunu anladılar mı, anlamadılar mı, orasını da tam bilmiyorum. Sonuç olarak bunlar da pek işe yaramadı. Ben yalnız, mutsuz ve kötü bir adam haline geldim. Böyle birini kim ister, kim sever ki... Ben olsam ben de istemem zaten.

ÇOK DÖVÜNDÜM AMA...

Karım bir süre idare etti beni, yani hemen vazgeçmedi benden ama sonunda öyle bir şey yaptım ki kadıncağıza çekip gitmekten başka çare bırakmadım. O gün onunla çok kavga ettik. Belli ki bıkmış benden. Ağzına geleni söyledi bana, tabii ben de ona. Önümde duran cam kül tablasını öyle bir fırlatmışım ki, kadının başına gelse ne olurdu, ben bile korktum. Ben ne yaptım diye çok dövündüm ama iş işten geçmişti. Karım ertesi gün evi terk etti. O gün işe de gidemedim, evin içinde sıkıntıdan ve öfkeden bir aşağı, bir yukarı gezinirken kim bilir kaç kilometre yol yürüdüm.

Karımı nasıl geri getiririm

KIYMETİNİ BİLEMEDİM

Şimdi aradan 7 ay geçti. Eşim hemen boşanma davası açtı ama ben direniyorum. O da giderse ben ne yaparım, bu hayat nasıl geçer bilmem ki...

Şimdi her gün kapısını aşındırıyorum, mesaj üstüne mesaj yazıyorum, özrün her türlüsünü diliyorum ama beni affetmiyor. Yanımdayken kıymetini bilmedim, şimdi aklım başıma geldi ama bu sefer de bunu ona anlatamıyorum.

İlk darbe karımdan geldi. Şimdi sıra bizim direktörde. O da beni istemez de işime son verirse işte o zaman bittim ben. Zaten işimde başarılı olabilseydim evde de böyle olmazdım da, olmadı işte.

Sizce ben karımı nasıl ikna eder, onu nasıl geri getiririm? Lütfen bana bir yol gösterin hocam. Eğer yazdıklarımı okuduysanız şimdiden çok teşekkür ederim.

Saygılar.

YOKLUKTAN VARLIĞA GEÇMİŞ BİRİ İÇİN...
ÇARELER ASLA TÜKENMEZ

Sevgili okuyucularım,

Yapılan araştırmalar, evrimsel olarak erkeklerin varoluşlarını ve başarı hissini en yoğun olarak çalışma hayatlarında ve iş hayatındaki ilişkilerinde; kadınların ise sosyal ilişkilerinde ve özellikle aile hayatlarında gerçekleştirdiklerini gösteriyor. Bu nedenle iş hayatında aksaklıklar olması, sosyal ortamda başarılı olamama gibi durumlar erkekleri, kadınlara nazaran daha derinden yaralıyor ve kendilerine güvenleri giderek azalıyor. Ve genelde bunun acısını aile hayatından, eşlerinden, kimi zaman çocuklarından çıkarıyorlar. İşyerinde müdürüne, çalışma arkadaşlarına gösteremediği öfkeyi ve tepkiyi, bazen kavga ederek, bazen de susarak evde ailelerine gösteriyorlar.

ŞİDDETİN BAŞ NEDENİ

Kadınlara ve çocuklara karşı artan şiddetin bence en önemli nedenlerinden biri de bu zaten. İşyerinde ezilen ya da işsiz kalan erkek işinde ve sosyal yaşamında daha başarılı olan kadın karşısında eziliyor. Erkeklerin iç dünyalarında hissettiği bu eziklik ve örselenmişlik duygusu, özel hayatında bir kadın tarafından terk edilmeye karşı onların hassasiyetini arttırıyor ve erkek adeta paniğe kapılıyor. Son zamanlarda sıkça gördüğümüz terk eden eşe ya da sevgiliye yönelik, cinayete kadar gidebilen erkek şiddeti vakalarının büyük bir artış gösteriyor olmasının en önemli nedenlerinden biri de bu.

GURUR MESELESİ OLUYOR

Kız çocukları daha fazla eğitim alıp işgücüne katılırken, erkeklerin tahtlarının sallanması onları olumsuz etkiliyor. Ya iş bulamıyor ya da kadın kadar başarılı olamayabiliyor. Zayıf, işsiz ya da işyerinde ezilen erkek, bir de eşinin ya da sevgilisinin elinden kayıp gitmesine tahammül edemiyor. Bunu gurur meselesi yapıyor.

Sadece ülkemizde değil tüm dünyada giderek artan erkeğin kadına uyguladığı şiddetin özünde, erkek zayıflarken kadının güçlenmesi yatıyor.

İsmail Bey’in hikâyesinin temelinde de bu çatışma, bu rekabet yatıyor. Bir yandan kendi eksikliklerini biliyor, bir yandan da eşinin hem iş hem de sosyal hayatındaki başarısı ve becerikliliği karşısında kendini zayıf hissediyor.

Hani bana soruyor ya “Eşimi nasıl ikna ederim?” diye, eşi geri dönse onun hayatında ne değişecek ki... O zaten eşinin bir gün onu terk edeceği korkusuyla yaşamış hep. Şimdi de işinden kovulacağı günü bekliyor. Bu tür korkular yani terk edilme, sevilmeme, reddedilme ve başarısızlık korkuları bizim kaderimizi yazar aslında. Bir tarafı, böyle devam ederse eşinin onu terk edeceğini biliyor ama buna o kadar inanmış ve saplanmış ki, ne yaparsam yapayım bu kaderi değiştiremem diyor sanki. Hayata teslim olmuş adeta.

KANDIRIYOR KENDİSİNİ

İsmail Bey kendi gerçeklerinin bir kısmını çok iyi bilen biri. Hal böyleyken, o değişmedikten sonra eşi geri gelse ne olacağını hayal ediyor acaba? Aklım başıma geldi ama çok geç dese de, İsmail Bey’in aklı hep başındaymış zaten. Bu zamana kadar hep doğruları görürken şimdi nasıl da kandırıyor kendini. Sanki tek sorunu eşini geri döndürmekmiş gibi bir bahaneyle kendi gerçeklerini bir kenara itivermiş. Oysa aklı ona yine oyun oynuyor.

BİR TERAPİSTLE GÖRÜŞMELİ

Oysa değişmeyi, bu katı inanç ve korkularından kurtulmayı, bir gün kendine güvenmeyi, kendiyle barışmayı eğer gerçekten çok istiyorsa bunları mutlaka bir terapistle görüşmeli.

Nasıl bir ailede büyüdü, doğduğu, evde ona hayatı ve kendini nasıl tanıttılar, nasıl örnekler üzerinden aktı hayata, bunları yazmamış. Ancak farkındalığı bu kadar yüksek birinin terapiden çok faydalanacağını düşünüyorum.

Ülkemizde bu tür erkeklerin sayısının çok olduğunu tahmin ediyorum. Bunlar sadece ailelerini mutsuz etmekle kalmıyor, kendileri de mutsuz, yalnız, hayata küsmüş, sevilse de buna hiç inanmamış, kendine olan öfkenin nedenini en yakınlarında arayan, kırık bir kalple yaşıyorlar bu hayatı.

DÖNMESE DE MÜHİM DEĞİL

Eğer İsmail Bey kendini keşfeder, hayatla ve kendiyle barışır, kendine güvenmeyi başarırsa karısı geri döner muhtemelen ya da dönmezse de çok mühim değil çünkü artık İsmail Bey kendi hayatında var olmayı başarabilmiş olacak. Yokluktan varlığa geçmiş biri için ise, çareler hiç tükenmez.

HAFTAYA YENİDEN GÖRÜŞMEK ÜZERE

Sizlerin de mektuplarını bekliyorum.

Bana [email protected] adresinden yazabilirsiniz.

Hoşça kalın...

Sevgiyle kalın...

#Boşanma#Kadına Şiddet#Kadın Erkek İlişkileri

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir