Kalp ve dolaşım sistemi bir bütün oluştururlar. Özellikle kalp damarları, kol ve bacak damarları damar sertliği ve damar tıkanmalarının daha çok görüldüğü bölgelerdir. Bu üç bölgede dolaşım sisteminin daha fazla etkilenmesinin nedeni yardımcı damarların fazla olmayışıdır. Diğer bölgelerde meydana gelen bozukluklar bölgeye giden diğer damarlar tarafından dengelenir. Hasta belirgin bir rahatsızlık duymaz. Ancak kalp, kol ve bacak damarlarında meydana gelen değişiklikler bu damarların suladığı bölgelerde çok daha kısa süre içerisinde hissedilir.
Kalp ve dolaşım sisteminin görevi vücuda kan pompalamaktır. Kanın görevi dokulara oksijen ve diğer gerekli besinlerin verilmesi ve dokuda bu besinler kullanıldıktan sonra artık zehir haline gelmiş artıkların toplanması ve temizlenmesidir. Bir bölgeye yeterince kan gitmediği takdirde bölge hem beslenemez hem de zehirli artıklar orada kalarak o dokuda tahribata yol açarlar. Kanla beslenememeye bağlı olarak ortaya çıkan oksijensizlik ve tahribat ağrı şeklinde baş gösterir.
Kan, atardamar adı verilen borucuklarla vücuda taşınır. Bu damarlar üç tabakadan meydana gelir. En içteki ince tabaka kan ile temas eden tabakadır. Kanın içinde bulunan alyuvarlar, akyuvarlar ve trombositler (kan pulcukları) bu tabaka ile temas halindedir. Normal, sağlıklı insanda bu elemanlar damarın iç yüzüne yapışmazlar. Yapışmayı engelleyici çeşitli mekanizmalar sürekli olarak hareket halindedir.
Buna karşın bir çok nedene bağlı olarak damar yüzeyine yapışma ve birikme başlayabilir.
Bu birikime pıhtı adı verilir. Bu pıhtılar yavaş yavaş damar yüzeyini kaplayarak damar cidarının kalınlaşmasına yol açarlar. Böylelikle damar eski esnekliğini yitirir. Damar sertliği dediğimiz durum ortaya çıkar. Damar sertliği daha da gelişerek damarların tümüyle tıkanmasına neden olabilir. Birçok etken damar sertliğinden sorumlu tutulmuştur. Aşırı yağlı yiyecekler, sigara, aşırı stres gibi faktörlere bağlı olarak kan kimyası yeterince düzelememekte ve bu maddeler damar cidarında birikerek tıkanmaya yol açmaktadır.
Diğer organlar gibi kalbin de kendi damarları (koroner damarlar) vardır ve bu damarlardan gelen kanla beslenir. Bu damarlarda meydana gelen değişiklikler iki şekilde ortaya çıkmaktadır. Birincisi kalbe giden damarlarda damar sertliği ve daralmanın yavaş yavaş gelişmesidir. Buna bağlı olarak gittikçe daha az kan almaya başlar. Hasta dinlenme halinde iken fazla rahatsızlık çekmez. Yürüdüğü zaman ağrısı artar. Buna anjina pektoris ya da vitrin hastalığı adı verilir. Diğer ise kalbe giden damarların ani olarak tıkanmasıdır. Kalp krizi ya da miyokard enfarktüsü dediğimiz durumdur. Ani olarak gelişen bu olay hastanın yaşamını yitirmesine bile yol açabilir.
Anjina Latince boğulma anlamındadır. Yani kalbe giden damarların artık kalbi yeterince besleyememesine bağlı olarak kalbin oksijensiz kalmasıdır. Erkeklerde 30 yaşından sonra, kadınlarda daha seyrek ve daha geç olarak ortaya çıkar. Şişmanlık, şeker hastalığı, aşırı sigara kullanma ve kalıtsal özellikler bu hastalıktan sorumlu tutulmaktadır.
Bu nedenlere bağlı olarak kalbe giden damarlarda çeşitli maddelerin birikmesi sonucu damarlar zamanla daralır. Kalbe yeterince kan gidemez hale gelir. Kalbe kan gidememesi kalbin yeterince kanı vücudun diğer bölgelere pompalayamaması ve diğer bölgeleri de oksijensiz bırakması ile sonuçlanır.
Hasta istirahat halinde iken durumundan yakınmaz. Ancak fazladan bir iş yaptığında, yürüdüğünde, merdiven çıktığında kalbin kapasitesi yetersiz hale gelmektedir. Kalp kasında oksijensizliğe bağlı olarak biriken atık maddeler yine kan tarafından temizlenir. Kalbin görevini yeterince yerine getirememesi nedeniyle bu maddeler birikirler. Bu birikim ağrı olarak ortaya çıkar. Anjina ağrısı çok şiddetli, boğulma hissine benzer bir ağrıdır. Göğüsün tam ortasında hissedilir. Hasta dinlendiğinde geçer. Bu tip hastalar ağrılarını belli etmemek için vitrine bakar gibi yaparak yolda dinlendiklerinden vitrin hastalığı adı verilmektedir. Ağrı sol kola, sırta, omuz ve boyuna ve çeneye vurabilir. Bazı hastalarda sağ omuza da vurabilir. Anjinanın önlenmesinde önce hastanın kendini koruması gelir. Çeşitli damar genişletici ilaçlar ile geçici sürelerle rahatlama sağlanabilir. Çok ileri boyutlara varan şikayeti olan hastalarda by-pass gerekebilir.
Miyokard enfarktüsü kalbi besleyen damarlarda ani olarak tıkanmaya bağlı olarak gelişir. Kalp özellikle sağ ve sol koroner damarlar ve bunların dalları tarafından beslenir. Her bir dalın daha alt dalcıkları vardır. Eğer dalcıklardan birisi tıkanırsa olay fazla büyümeden önlenir. Büyük damarların birisi tıkanmışsa hastanın yaşamını tehlikeye sokacak olaylar gelişir.
Kalbin bir bölgesine kan gidememesi kalp kasının beslenmemesine ve bir bölgenin tahrip olmasına yol açar. Buna enfarktüs adı verilir.
Kalp kasının bir bölgesinin tahrip olması kalbin pompa görevini yerine getirmesini kısıtlar ya da tümüyle engeller. Tümüyle engellediği takdirde hasta yaşamını kaybeder. Özellikle orta ve ileri yaşlardaki erkeklerde görülmektedir. Aşırı yorgunluk, stres, gerilim, aşırı sigara kullanma gibi etkenler sorumlu tutulmaktadır. Ağrı kolaylıkla tanınabilecek kadar şiddetlidir. Batıcı ve sıkıştırıcı tarzdadır. Sol kol, boyun ve çeneye yayılır. Ağrının yanı sıra bulantı, kusma, soğuk terleme, gittikçe artan bir tedirginlik, baş dönmesi ortaya çıkabilir. Önlem alınmadığı takdirde hastanın durumu saat saat kötüleşir. Miyokard enfarktüsü başlar başlamaz önce ağrının derhal dindirilmesi gerekir. Aksi takdirde ağrıya bağlı olarak vücutta meydana gelecek değişiklikler hastanın durumunun daha da kötüleşmesine yol açacaktır.
Tıkanan damarların beslediği bölgeler büyükse ani kalp yetmezliği ve şok gelişerek ölüme yol açabilir.
Miyokard enfarktüsünün iyileşmesi aylarca sürer. Hastanın bu dönem içerisinde çok dikkat etmesi gerekir.
Kalbe Bağlı Ağrılardan Kaçınmak İçin Önlemler
Koruyucu önlemlerin alınması kalp krizi ve anjina pektorisin önlenmesi için önemlidir.
Kalbin dışında dolaşım sisteminde diğer damarların tıkanıklarında ilk belirtilerden birisi yine ağrıdır. Damar tıkanıklığına bağlı ağrılar hastanın hekime başvurmasında uyarıcı bir rol oynarlar.
Damarlar, atardamarlar yani dokuya kanı götüren damarlar ve toplardamarlar yani oksijensiz kanı dokudan alıp akciğerlere temizlenmek için gönderilmek üzere kalbe taşıyan damarlar olarak ikiye ayrılır. Atardamarların tıkanmalarında ani olarak ağrı başlar. Ağrı çok şiddetlidir. Tıkanma ile birlikte tıkanan kısmın alt tarafında morarma, renk değişikliği, şişme başlar. Müdahale edilmediği takdirde hastanın bacağı gangrene gider. Damar sertliğine bağlı olarak yavaş yavaş tıkanıklık gelişebilir. Böyle hastalarda yürüyünce artan, istirahatla azalan bir ağrı vardır. 40 yaşın üzerinde özellikle sigara içenlerde ve erkeklerde sık görülür.
Hipertansiyonlu ve şekerli hastalarda damar sertliği çok daha kolay geliştiği için özellikle böyle hastaların sigara içmemesinde yarar vardır.
Toplardamar tıkanmaları ise erken dönemde hafif ağrı ve ateşe neden olur. Ağrı zamanla şiddetlenir. Hareketle arttığı için bacağı hareket ettirmek güçleşir. Tıkanma ile birlikte bacak şişer. Kan dolaşımı azalır. Bu durum ağrının daha da şiddetlenmesine neden olur.
Atardamar tıkanmalarında cerrahi girişimle pıhtının çıkarılması düşünülebilir. Toplardamar tıkanmalarında ise hastanın bacağını yukarıya kaldırarak dinlenmesi, alkol ve ılık pansuman gereklidir.
Sigara dumanında bulunan nikotinin damar cidarını tahrip edici etkisi vardır. Uzun yıllar çok miktarda sigara içenlerde özellikle kol ve bacak damarlarında belirgin harabiyet belirir. Ağrı en önemli bulgulardan birisidir. Hastalar özellikle uzun süre yürüdükleri zaman bacakta ağrı görülür. Hasta dinlenme gereksinimi duyar. Ağrı en çok ayak tabanı ve baldırı tutar.
İlerleyen dönemlerde el ve ayak parmak uçlarında karıncalanma, uyuşukluk hissi gelişir. Sigaranın bırakılması ile hastanın şikayetlerinde belirgin gerileme olur. Sigaraya devam edildiği takdirde kol ve bacağın gangreni ve kesilmesine dek varan değişiklikler ortaya çıkar.
Sol kol uyuşması pek çok nedenle yaşanabilir. Uyuşmanın sıradan ve geçici nedenleri olabileceği gibi kalp krizi ve felç durumuna da işaret edebilir. Sol kol uyuşmasında yoğun bir karıncalanma hissi yaşanır. Omuz bölgenizden elinize kadar yayılabilen bu uyuşmayla birlikte kolda his kaybı da görülebilir. Diğer etkiler ise iğne batması hissi ve sol kolda kuvvet kaybı şeklindedir.
Birçok sağlık sorunu sol kol uyuşmasına neden olabilir. Önemsiz bir nedene bağlı olan uyuşukluklar kısa zamanda geçme eğilimindedir. Bunlara örnek olarak migren ataklarında yaşanan uyuşmaları ve yanlış bir pozisyonda uyumanın neden olduğu uyuşmaları gösterebiliriz.
Bazı sol kol uyuşmalarının ardında ise çok daha önemli sağlık sorunları bulunabilir. Bu sorunları şöyle sıralayabiliriz…
Kalp krizi
Kalp krizi aort damarının ilk dalları olarak tanımlayabileceğimiz kanı pompalayan kalbin kendisini beslemek için kullandığı koroner atar damarlarda yaşanan tıkanmalar nedeniyle gelişir. Tıkanıklıkla birlikte kan akışı yavaşlar ve kalp, ihtiyacı olan yeterli kana kavuşamaz. Kalp krizi sırasında yetersiz kan akışı göğüs ağrısı yanı sıra sol kolda uyuşmaya da neden olabilir. Kalp krizi sırasında boyun, göğüs, sırt ve yüz civarında bir baskı ve ağrı da görülebilir. Bu belirtilere nefes darlığı, mide bulantısı, baş dönmesi de eşlik edebilir.
Felç
Hayati sağlık sorunlarından biri olan felç durumu beyindeki bir damarın tıkanması ya da patlaması nedeniyle oluşur. Tıkanma ya da patlamanın etkisiyle beynin ilgili bölgelerine kan ve dolayısı ile o bölgeyi besleyecek oksijen ulaşamaz. Beynin beslenemeyen bölgeleri kan ve oksijen eksikliği nedeniyle zarar görmeye başlar. Zarar gören bölgelerin sorumlu olduğu vücut işlevlerinde bozulmalar görülür. Felcin etkileri arasında sol kol uyuşmasının yanı sıra vücudun başka bölgelerinde de yaygın uyuşmalar görülebilir. Felcin diğer belirtileri konuşma bozukluğu, denge sorunu, vücudun tamamını ya da belirli yerleri hareket ettirememe, zihin bulanıklığı ve baş ağrısı da bulunur. Öte yandan inme belirtileri sıklıkla vücudun sağ ya da sol bölümünü etkiler.
Omurga Problemleri
Omurgada yaşanan sorunlar sol kol uyuşmasına neden olabilir. Bunun nedeni omurga sorunu nedeniyle boyun bölgesindeki sinirlerinizin sıkışmasıdır. Boyun bölgesindeki sıkışma ayrıca boyunda ağrı, sertlik, spazm, kas güçsüzlüğü, baş dönmesi ve baş ağrısı da yapabilir. Kol uyuşmasına neden olabilecek omurga sorunları şunlardır:
Sinirlerle İlgili Sorunlar
İnsan vücudundaki sinirlerin görevi beyinden gelen sinyalleri bedenin ilgili noktalarına iletmek olduğu kadar çevrede olup bitenlerin bilgisini beyine getirmektir.. Sinirlerde oluşan hasarlar bu sinyallerin iletilmesinde aksamalara neden olur. Bunun sonucunda da sol kol uyuşmasına neden olabilir. Bu tarz sorunlarda uyuşmaya; karıncalanma, yanma hissi, kas zayıflığı ve dokunma karşısında aşırı duyarlılık ya da dokunmayı hissetmeme gibi durumlar eklenebilir.
Sol kol uyuşmasına sebep olabilecek sinir problemleri şunlardır:
Yaralanma
Yaralanma nedeniyle yaşanan travmalar sol kol uyuşmasına neden olabilir. Örneğin bir kaza nedeniyle darbe alarak sol kolunuzda kemik kırılırsa ya da herhangi bir nedenle yanık durumu yaşanırsa uyuşma görülebilir. Her iki durum da yaşanan travma nedeniyle sinirlerin hasar görmesinden kaynaklanır.
Kan Dolaşım Sorunu
Atardamar ya da toplardamarlarda yaşanan sağlık sorunları da sol kol uyuşmasına neden olabilir. Vasküler rahatsızlıklarda kolda uyuşma ve karıncalanma oluşabilir. Bu duruma başka belirtiler de eşlik edebilir. Bu belirtiler arasında sol kolunuzdaki tenin mavimsi ve soluk bir renge bürünmesi, tırnakların geç uzaması, etkilenen uzvun kıllarının dökülmesi bulunur.
Alerjik Etki
Alerji atağı sırasında bedeninizin farklı yerlerinde uyuşmalar görülebilir ve buna sol kol uyuşması da dahildir. Mesela bir sol kolunuzu ısıran bir böcek nedeniyle gelişen alerji kolunuzda karıncalanma ve uyuşma hissi yaratabilir. Bu belirtilere şişme, kaşıntı ve kırmızı görünüm de eklenebilir.
Multipl Skleroz
Multipl Skleroz adı verilen merkezi sinir sistemi hastalığının öncül belirtileri arasında kol uyuşması ve karıncalanma hissi bulunur. Bu hastalık nedeniyle bir sinir tahribatı yaşanması durumunda sol kolda uyuşma ve hissizlik görülebilir. Multiple Skleroz’un diğer belirtileri arasında denge güçlüğü, yorgunluk ve baş dönmesi de bulunur.
Lyme Hastalığı
Bakteri kökenli lyme hastalığı sıklıkla kene ısırması nedeniyle yaşanan bir hastalıktır. Bu hastalıkta vücudun bazı bölgelerinde uyuşmalar görülebilir. Lyme hastalığının diğer belirtileri arasında vücutta ağrı, boyun tutulması, baş ağrısı ve yüksek ateş bulunur. Özellikle bu hastalığın bulunduğu bölgelere seyahat etmiş olanlarda risk vardır.
Kurşun Zehirlenmesi
Bilindiği üzere kurşun toksik etkilere sahip bir metaldir. Kurşunun kazara yutulması ya da solunması durumunda oluşan kurşun zehirlenmesi ileri seviyedeyse kollarda ve bacaklarda uyuşukluk görülebilir. Kurşun zehirlenmesinin diğer belirtileri arasında ağızda metal tadı, kaslarda güçsüzlük, kusma, yorgunluk, baş ağrısı, davranışlarda farklılık görülebilir.
Sol kolda uyuşma pek çok nedenden yaşanabileceği için sadece bu belirti ile kalp krizi teşhisi konulamaz. Yaşanan sorunun yarattığı belirtilerin tamamının bir doktor tarafından toplu olarak değerlendirilmesi ve gerekli diğer tahlillerle sorunun nedeni bulunabilir. Kalp krizinin diğer belirtileri arasında nefes darlığı, baş dönmesi ve mide bulantısı bulunur. Bu belirtiler eşlik etmese de sol kolunuzda bir uyuşma varsa zaman geçirmeden bir doktor muayenesi yapılmalıdır.
Sol kol uyuşmasının tedavisi nedenine bağlı olarak belirlenir. Altta yatan sorunun tespitinin ardından tedavi aşamasına geçilir. Yine de başka belirtileriniz yoksa uyuşmayı rahatlatmak için soğuk ve sıcak su ile yıkayabilir, masaj yapabilir ya da hafif egzersizlerden fayda görebilirsiniz.
Sol kol uyuşmasına aşağıdaki belirtilerden biri eşlik ediyorsa hızla bir hastaneye ulaşmanızda fayda olabilir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Kol Ağrısı Neden Olur, Nasıl Geçer?
Uzman doktorların açıklamalarına göre vücutta beliren kol ağrılarına iki farklı nedeni bulunur. Bunlardan ilki fiziksel ikincisi ise psikolojik nedenler olarak öne çıkar. Fiziksel ve psikolojik nedenler de kendi içerisinde başlıklara ayrılabilir. Kol ağrısının fiziksel nedenleri;
Yaşadığınız kol ağrısını geçirebilmek için yapabileceğiniz en akılcı çözüm uzman bir doktorun yardımını almak olacaktır. Uzman doktor tarafından detaylı bir muayene geçirdikten sonra hastalığınızın tanısı kolay bir şekilde konulabilir. Yoğun olarak acısını çektiğiniz kol ağrılarını geçirebilmek için uygulayabileceğiniz bir diğer yöntem ise daha sağlıklı bir psikolojik ortama hayatınızda yer vermek olacaktır. Özellikle sizi aşırı derecede yıpratan, üzen ve sıkıntılar çekmesi neden olan koşulları ortadan kaldırarak bu sorunun önüne geçebilirsiniz. Bunun için;
Sol ve Sağ Kol Ağrısı Hangi Hastalıkların Belirtisidir?
Kol ağrısının bilinen başlıca nedeni boyun fıtığı olup genellikle hareketsiz kalan kişilerde yaygın olarak görülen bir durumdur. Özellikle masa başı çalışan ve gün boyunca hareket etme imkanı bulamayan kişiler kol ağrısı ile sıklıkla karşılaşılır. Bu durumun önüne geçebilmek için mesai esnasında sık ama kısa molalar vermek size yardımcı olacaktır. Buna ek olarak güne başlarken veya yatmadan önce hafif egzersizler yapmak daha sağlıklı bir beden bütünlüğü oluşturmanıza imkan tanır.
Omuz patolojileri de sağ ve sol kol ağrısı çeken kişilerde yaygın olarak görülen bir durumdur. Alınabilecek en iyi önem ise daha hareketli bir yaşam biçimi benimsemektir. Gün boyunca vücudun ihtiyaç duyduğu hareketi sağlamak ve yeteri kadar egzersiz yapmak kol ağrılarının ortadan kalkmasını sağlayacaktır.
Tenisçi dirseği olarak da bilinen lateral epikondilit sağ ve sol kol ağrısı çeken kişilerde yaygın olarak görülen belirtilerden biridir. Dirseklerini herhangi bir nedenden ötürü yaygın olarak kullanan kişilerde bu patolojik rahatsızlık sıklıkla görülür. Dirsek bölgesinde yoğun olarak yaşanan bu ağrı üst kola doğru çıkmayıp sadece bu bölgede yoğunlaşır.
Kol ağrıları kimi zamanlar kalp hastalıklarının belirtisi olabilir. Özellikle sol kolda yoğunlaşan ve istisnai durumlarda sağ kolda beliren bu ağrılar kalp hastalıklarının habercisi olmaktadır. Herhangi bir şekilde kendi başınıza tanı koymadan önce yapılabilecek en doğru şey uzman bir doktora muayene olmaktır. Nitekim hastalık teşhisi koyabilmek için birçok tahlil ve gözlem yapılması gerekir. Kalp damarlarındaki bir tıkanıklığın belirtisi olan bu durum kollardan önce göğüs ağrısı olarak gözlemlenir. Ayrıca sağ ve sol kolda gözlemlenen bu ağrı çene ve sırt bölgelerinde görülebilir.
Yukarıda yer alan belirtilerden herhangi birisi sizde mevcutsa yapabileceğiniz en doğru şey kısa zaman içerisinde muayene olmak olacaktır. Uzman doktor tarafından yapılacak gözlemde kol ağrısının süresi, yoğunlaştığı bölge, ağrı çeşidi ve diğer belirtiler yakında izlenir. Daha sonra her hasta için farklı bir tedavi yöntemi uygulanacağından kendi başına teşhis koymamak oldukça mühimdir.
KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.
1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları
Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde; sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:
Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:
İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.
2. Kişisel Verilerin Aktarılması
Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.
3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi
Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi;
Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız
Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca;
Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.
5. Veri Güvenliği
Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.
6. Şikayet ve İletişim
Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak;
Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.