soğuk algınlığı ingilizce / RELAX YOUR GRIP/HOLD | Cambridge İngilizce Sözlüğü’ndeki anlamı

Soğuk Algınlığı Ingilizce

soğuk algınlığı ingilizce

 Erken gelen grip salgını, “Eyvah!” dedirtti



10 Ekim Pazartesi

Mevsimsel ge&#;işler hızla etkisini g&#;sterirken soğuk algınlığı gibi &#;ş&#;tmeye bağlı bulaşıcı hastalıklar da ortaya &#;ıkmaya başladı. &#;zellikle son g&#;nlerde iyice artış g&#;steren grip t&#;revi hastalıklardan korunmanın yollarını İstanbul Gelişim &#;niversitesi Beslenme Uzmanı Tuğba T&#;rkcan anlattı.


Hava sıcaklıklarındaki ani değişiklik ve mevsimsel geçişler son dönemde iyice etkisini gösterirken, soğuk algınlığı gibi hastalıklara yakalanma riski de artış gösterdi. Bulaşıcı hastalıklara karşı korunmanın yolunun bağışıklığın güçlendirilmesinden geçtiğini vurgulayan İstanbul Gelişim Üniversitesi Beslenme Uzmanı Arş. Gör. Tuğba Türkcan, bağışıklık güçlendirici çorba tarifi verirken vitaminlerin de ne sıklıkla kullanılması gerektiğini anlattı.

Haberin kaynağına erişmek için tıklayınız. 

Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. (sımsıkı) kavrama(k), tutma(k), yakalama(k).
    get/take a good grip of/on sth: bir şeyi sımsıkı

    tutmak/kavramak.
    He took a grip on the tooth and pulled it out. She gripped my hand in fear. He gripped the nail and pulled it out.

  2. tutma/kavrama kuvveti.
  3. kontrol, hâkimiyet, hüküm, tahakküm.
    He kept a firm grip on his children. Don't get into the grip

    of moneylenders. Keep a grip on yourself (=Don't act hastily).


    Lose one's grip on affairs: işlerin yakasını/ipin ucunu bırakmak, işi oluruna terketmek.
  • el çantası.
  • anlama, (zihnen) kavrama, anlayış, kavrayış, idrak.
    have/get a good grip of the situation/subject:

    durumu/konuyu iyice kavramak.
    to have a good grip on a problem: bir sorunu iyice anlamak.

  • el sıkma.
    Members of the club use the secret grip.
  • pençe, el, maşa, bir şeyi tutan/kavrayan şey.
    a hair grip: saç maşası.
  • tutak, tutamaç, tutamak, kabza, kulp, sap, bir şeyin tutulacak yeri.
  • sancı, ânî/şiddetli ağrı.
  • (bkz: grippe ).
  • sahne görevlisi.
  • (ilgi(sini)/dikkatini çekmek, zihinde yer etmek, etkilemek, tesir etmek, sarmak.
    The story gripped

    the reader

    : Hikâye, okuyucuyu sardı.
    to grip the mind: zihinde yer etmek.
    The picture gripped my imagination: Resim, muhayyilemde yer etti.
  • manàsını anlamak/kavramak.
  • kenetlemek, kavrama/kenet vb. ile tutturmak/bağlamak.
  • Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

    Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

    Türkçe-Ingilizce Çeviri

    Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

    Türkçe Sözlük (Kubbealti Lugati)

    1. Kışın salgın hâlini alabilen, şiddetli nezle, hastalık, paçavra hastalığı, enflüanza
     

    "soğuk algınlığı" kelimesinin İngilizce'e çevirisi

    common cold, cold, chill , "soğuk algınlığı" ifadesinin İngilizce içine en iyi çevirileridir. Çevrilmiş örnek cümle: Grip ve soğuk algınlığı çok bulaşıcı. ↔ The flu and the common cold are very contagious.

    +Çeviri ekleEklesoğuk algınlığı

    • Grip ve soğuk algınlığı çok bulaşıcı.

      The flu and the common cold are very contagious.

      seafoodplus.info

    • Bu öğleden sonra havuza gelmiyorum çünkü soğuk algınlığı ve öksürüğüm var.

      I'm not coming to the pool this afternoon because I have a cold and a cough.

      GlosbeMT_RnD

    • Zavallı kardeşim Ernest şiddetli soğuk algınlığı yüzünden Paris'te aniden öldü.

      Poor brother Ernest is carried off suddenly in Paris by a severe chill.

      GlosbeMT_RnD

    • Glosbe
    • Google

    Örnek ekleEkle

    Soğuk algınlığına yakalanadığını biliyordum!

    I knew you had caught a cold!

    OpenSubtitlesv3

    Gerçekten, alt tarafı soğuk algınlığı.

    And, honestly, it is just a little cold.

    OpenSubtitlesv3

    Şimdi bir soğuk algınlığım var.

    I have a cold now.

    Tatoeba

    O, soğuk algınlığından dolayı maratona katılmaktan vazgeçti.

    He gave up taking part in the marathon on account of his cold.

    Tatoeba

    Soğuk algınlığıyla uğraşıyorum.

    Uh I been fighting a cold.

    OpenSubtitlesv3

    Kızkardeşim şimdi kötü bir soğuk algınlığı geçiriyor.

    My sister is suffering from a bad cold now.

    tatoeba

    O, soğuk algınlığından dolayı okulda yoktu.

    She was absent from school with a cold.

    Tatoeba

    Soğuk algınlığı için en iyisidir.

    It's the best thing for a cold.

    OpenSubtitlesv3

    Sadece bir soğuk algınlığıydı, hepsi bu.

    I just had a cold, that's all.

    OpenSubtitlesv3

    Bununla karşılaştırıldığında, AIDS normal soğuk algınlığı gibi kalır.

    Makes HIV look like a common cold by comparison.

    OpenSubtitlesv3

    Tom soğuk algınlığı nedeniyle hastalandı ve okula gidemedi.

    Tom came down with a cold and couldn't go to school.

    Tatoeba

    Çocukta soğuk algınlığı var.

    No doubt because the kid has a cold.

    OpenSubtitlesv3

    Senin soğuk algınlığının kendine özgü bir aklı mı var?""

    Your cold has a mind of its own?""

    Literature

    Muhtemelen elinde bir soğuk algınlığı virüsü tutabilirsin böyle daha iyi.

    You could probably hold a common cold virus in your hand quite comfortably now.

    QED

    Deliğe girdiğinde, soğuk algınlığı kaptı

    When he was in the hole, he got a cold

    opensubtitles2

    Beni soğuk algınlığı yakaladı.

    I've caught a cold.

    tatoeba

    Ana-babası sigara içen çocuklar, daha fazla soğuk algınlığı, grip, bronşit, astım ve zatürreye yakalanabilirler.

    Children with parents who smoke have more colds, influenza, bronchitis, asthma, and pneumonia.

    jw

    Soğuk algınlığı belirtiniz varsa yaşlılarla ve kronik hastalığı olanlarla temas etmeyin ve maske takmadan dışarı çıkmayın.

    If you have symptoms of the cold, don't have any contact with the elderly and the chronically ill and don't go out without wearing a mask.

    Tatoeba

    Ölüme yalnızca önemsiz bir rahatsızlık, bir başbelası gibi davranıyorsunuz, sanki soğuk algınlığı gibi!""

    Treating death as if it were nothing more than a mild inconvenience, a nuisance, like a cold in the head!”

    Literature

    Arkadaşları ara sıra soğuk algınlığı veya nezle gibi hastalıklar geçirirken o, yıllarca kemoterapi de dahil ağır tedaviler gördü.

    While her friends have dealt with the occasional cold or flu, Emily has endured years of intense medical treatment, including chemotherapy.

    jw

    Soğuk algınlığı için iyi bir ilacın var mı?

    Do you have some medicine good for a cold?

    Tatoeba

    Aslında depresyon “zihni etkileyen sıradan bir soğuk algınlığı” olarak adlandırılmıştır.

    In fact, depression has been called “the common cold of the mind.”

    jw

    O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.

    She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

    Tatoeba

    Ben iyi değilim, soğuk algınlığıyla uğraşıyorum ve yorgunum.

    I'm coming down with this cold and I feel lousy.

    OpenSubtitlesv3

    Soğuk algınlığı ilacı.

    Common cold medication.

    OpenSubtitlesv3

    En kullanışlı sorgu listesi: 1K, ~2K, ~3K, ~4K, ~5K, ~K, ~K, ~K, ~K, ~kK, ~K, ~1M

    nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir