Düşük tansiyon, tıbbi terim olarak hipotansiyon olarak bilinir ve kan basıncının normal seviyelerin altına düşmesi durumunu ifade eder. Kan basıncı, kanın kalp tarafından pompalanmasıyla damarlara uyguladığı basınçtır. Normal bir kan basıncı genellikle /80 mmHg (milimetre civa) olarak kabul edilir. Ancak, herkesin doğal olarak farklı kan basıncı düzeyleri vardır ve düşük tansiyon olarak kabul edilebilecek değerler kişiden kişiye değişebilir.
Düşük tansiyonun bazı durumlarda tedavi gerektirdiği söylenebilir. Tedavi, altta yatan nedenin belirlenmesine dayanır. Eğer düşük tansiyonunuz ciddi sağlık sorunlarına veya semptomlara yol açıyorsa, sağlık uzmanımızla görüşmeniz önerilir.
Düşük tansiyon (hipotansiyon), genellikle belirgin semptomlara yol açmayan bir durum olabilir. Ancak bazı kişilerde düşük tansiyonla ilişkili belirtiler ortaya çıkabilir. Bunlar şunları içerebilir:
Düşük tansiyonun belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve bazı insanlarda hiçbir semptom ortaya çıkmayabilir.
Tansiyon düşmesi (hipotansiyon), birkaç farklı nedenle ortaya çıkabilir. Bazı yaygın nedenler şunlardır:
Tansiyon düşüklüğü, bazı insanlar için normal bir durum olabilir ve semptomlara neden olmayabilir. Ancak, sürekli düşük tansiyon yaşayan veya semptomları olan kişilerin bir sağlık uzmanına danışmaları sağlık açısından oldukça önemlidir.
Düşük tansiyon (hipotansiyon) genellikle ciddi komplikasyonlara yol açmayabilir ve birçok insan için normal bir durumdur. Ancak, bazı durumlarda düşük tansiyonun neden olduğu sorunlar ortaya çıkabilir. Düşük tansiyonun potansiyel komplikasyonlarından bazıları:
Düşük tansiyonun potansiyel komplikasyonları kişiden kişiye değişebilir. Eğer düşük tansiyon semptomları yaşıyorsanız veya endişeleriniz varsa, bir sağlık uzmanıyla görüşmeniz önemlidir.
Düşük tansiyonun tedavisi, altta yatan nedenlere ve semptomlara bağlı olarak değişir. Tedavi planı, bir sağlık uzmanı tarafından belirlenmelidir. Düşük tansiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılan bazı yöntemler:
Doktorunuz, sizin durumunuza ve semptomlarınıza en uygun tedavi planını belirleyecektir. Tedavi, bireysel olarak kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu nedenle, düşük tansiyon semptomları yaşıyorsanız, sağlık uzmanımıza danışmanız önemlidir.
Atardamarların içindeki kan basıncına tansiyon denir. Kalp kası kasıldığında atardamarlara kan pompalanır. Bu esnada ölçülen basınç sistolik basınçtır.
Kalp kası gevşediğinde ise kan damarda durulur; bu esnada ölçülen basınç diastolik basınçtır. Tansiyon ölçümünde sistolik (büyük) ve diyastolik (küçük) kan basınçlarına bakılır.
İdeal tansiyon, kişiden kişiye göre değişebilir. Ortalama olarak büyük tansiyonun , küçük tansiyonun ise arasında olması normal kabul edilir. Gençlerde ve çocuklarda tansiyonun düşük değerleri normal kabul edilebilir.
DÜŞÜK TANSİYONUN NEDENLERİ NELERDİR?
Hipotansiyon çok belirgin olmadıkça hastada belirti vermez ve sakıncalı değildir. Kalp damar hastalıklarına yakalanma riskinde azalmaya neden olduğu için olumlu kabul edilir. Ani tansiyon düşmesi baş dönmesi, halsizlik ve baygınlığa neden olabilir.
Tansiyon gün boyunca vücut pozisyonuna, solunum ritmine, stres seviyesine, fiziksel duruma, kullanılan ilaçlara, yenilenlere, içilenlere ve günün saatine bağlı olarak değişir. Tansiyon genellikle geceleri en düşük seviyededir ve uyanma sırasında keskin bir şekilde yükselir.
Düşük tansiyona neden olabilecek bazı kalp rahatsızlıkları arasında son derece düşük kalp atış hızı (bradikardi), kalp kapağı problemleri, kalp krizi ve kalp yetmezliği sayılabilir.
Endokrin problemleri de tansiyon düşüklüğüne neden olabilir. Tiroid sorunları, paratiroid hastalığı, Addison hastalığı adlı böbreküstü bezi yetmezliği, düşük kan şekeri (hipoglisemi) ve bazı durumlarda diyabet düşük tansiyona neden olabilir.
Vücudunuz aldığından daha fazla su kaybettiğinde, susuzluğa bağlı halsizlik, baş dönmesi ve yorgunluk görülebilir. Ateş, kusma, şiddetli ishal, diüretiklerin aşırı kullanımı ve yorucu egzersizler dehidrasyona neden olabilir.
Büyük bir yaralanma veya iç kanama gibi çok fazla kan kaybetmek, vücudumuzdaki kan miktarını azaltır ve dolayısıyla tansiyonda ciddi bir düşüşe neden olur. Bunun yanı sıra vücuttaki herhangi bir enfeksiyon kan dolaşımı sistemine girerse, kan basıncında septik şok ya da septisemi adı verilen, şiddetli enfeksiyondan kaynaklı hayatı tehdit eden bir düşüşe yol açabilir.
Normal beslenmede alınması gereken B ve folat vitaminlerinin eksikliği vücudun yeterli kırmızı kan hücresi (anemi) üretmesini engelleyerek düşük tansiyona neden olabilir.
DÜŞÜK TANSİYONA KARŞI NELER YAPILABİLİR?
Bol su için: Günde su bardağı su içmeye çalışın. Su tüketimini gün içine yayın. Özellikle sıcak havalarda buna daha çok dikkat edin. Su tüketmek kan hacmini artırarak, tansiyonun düşmesine engel olacaktır.
Tuz tüketimini artırın: Yüksek tansiyon sorunu olanlarda tuz kısıtlaması önerilir; çünkü tuz vücutta su tutulmasına neden olarak kan basıncını yükseltir. Bunun tersi de doğrudur: düşük tansiyonlu kişiler de tuz alımını artırarak, tansiyonlarının biraz daha yüksek seyretmesini sağlayabilirler. Normalde önerilen günlük tuz tüketimi 1 çay kaşığı kadardır. Tansiyonu düşük olanlarda ise ihtiyaca göre, tuz tüketimi günde 2, çay kaşığına yükseltilmelidir.
Uzun süre ayakta durmaktan kaçının: Uzun süre ayakta ve özellikle de hareketsiz, kalmak kanın bacaklarda göllenmesine, kalbe az kan dönmesine, kalbin pompaladığı kan miktarının azalmasına ve dolaysı ile de kan basıncının düşmesine neden olur.
Kademeli doğrulun: Yataktan kalkarken veya uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkarken acele etmeyin. Önce oturarak, bacakları hareket ettirerek vücudun tansiyonu düzenlemesine zaman verin.
Alkolü az kullanın: Alkol damarları gevşettiği için tansiyonu düşürecektir. Ayrıca bazı alkoller idrar çıkışını da artırdığı için vücudu susuz bırakır. Bu nedenle alkol tüketiyorsanız sınırlı olmaya ve yanında bol su almaya özen gösterin.
Sıcaktan kaçının: Sıcak hava, sauna-hamam gibi sıcak ortamlar, sıcak duş, çok sıcak tutacak şekilde giyinmek; bunlar damarlarınızı gevşeterek ve aynı zamanda terle vücuttan sıvı kaybına neden olarak tansiyonunuzu düşürür.
Göğsünüzü, boynunuzu, belinizi sıkacak biçimde giyinmeyin: Korse gibi göğsünüzü sıkan kıyafetler göğüs içindeki basıncı arttırarak; beli sıkan kıyafetler bacaklardan kanın rahat dönmesine engel olarak kalbe dönen kan miktarını azaltabilir. Boynu sıkan kravat, sıkı yakalı kıyafetler de kısmen beyne kanın rahat gitmesini engelleyerek ve bazen de şah damarına baskı yapıp doğrudan tansiyonu düşürerek olumsuz etkilerler.
Yatağınızın baş kısmını yükseltin: Yatağınızın baş kısmını cm kadar yükseltmek, beyne ve böbreklere kan akımını etkileyen bazı kompleks mekanizmalar ile düşük kan basıncı ve buna bağlı yakınmalarda iyileşmeye neden olur. Burada önemli olan yalnız başı değil, gövdenin üst kısmını yükseltmektir.
Ağır egzersizlerden kaçının: Özellikle ağırlık kaldırmak ve uzun süreli ağır egzersizler yapmaktan kaçının; bunlar tansiyonunuzu düşürebilir. Bununla birlikte hareketsiz kalmak da kondisyon kaybına ve tansiyon düşmesine yol açar. Gün içinde mümkün olduğu kadar aktif ve ayakta olmak, vücudun tansiyon dengeleyici mekanizmalarının iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca kas kitlesini arttırmak da kasların damarlara masaj etkisini arttırarak kan dolaşımını, kanın kalbe dönüşünü iyileştirir. Kas kitlesini arttırmak için yüksek ağırlıklar kullanmak yerine, düşük ağırlıklarla çok tekrarlı çalışmak daha uygun olacaktır.
Sık sık ve azar azar yemek yiyin: Çok miktarda yemek yemek vücudun kan akışını sindirim sistemine yönlendirerek tansiyonu düşürür ve beyne giden kan akışını azaltır.
Kullandığınız ilaçları ve takviyeleri gözden geçirin: Kullanmakta olduğunuz pek çok ilaç ve bitkisel takviyeler, hatta marketten aldığınız bitki çaylarının bile tansiyonu düşürücü etkisi olabilir.
Evde uzun süreli ayakta durma egzersizleri yapın: Eğer özellikle uzun süre ayakta kalmayı tolere edemiyorsanız ya da ani ayağa kalkmalarda göz karaması yaşıyorsanız ve yukarıdaki önlemlere rağmen şikayetler sürüyorsa evde alıştırma egzersizleri çok faydalı olabilir. Her gün günde iki kez olmak üzere bir duvara yaslanarak ayakta durun; ilk başta tolere edebildiğiniz süre ile ( dakika) başlayıp, yavaş yavaş artırarak günde iki kez 30 dakikaya kadar artırın. Ayakta durduğunuzda bayılmaya kadar varan şiddetli şikayetleriniz varsa bu alıştırmayı lütfen evde yalnızken yapmayın. Düştüğünüzde zarar görmeyeceğiniz bir ortamda çalışın.
Şikayetleriniz günlük yaşamınızı etkileyecek kadar şiddetli ve sıksa, kendi başınıza baş edemediyseniz mutlaka bir doktora başvurun.
ARŞİV: TANSİYON ÖLÇMENİN PÜF NOKTALARI
“Tansiyon neden düşer?” Tansiyon düşüklüğünün sinsi ve gizemli yüzü ile tanışmaya hazır mısınız? Çoğu zaman fark edilmeyen ancak yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilecek bu durum her yaştan insanı tehdit eder. Gerek yaşamsal faaliyetler için gerekse günlük işlerde enerji ve canlılık gerektiren hareket kabiliyeti için tansiyonun önemi yadsınamaz. Ancak tansiyon düşüklüğünün nedenleri ve belirtileri hakkında yeterli bilgi sahibi olmayanlar için durum daha karmaşık ve tehlikeli olabilir. Bu nedenle siz değerli okuyucularımız için uzman görüşlerini ele alarak tansiyon düşmesinin altında yatan faktörleri aydınlatmayı amaçladık. Yazının devamında; genetik yatkınlık, hormonal dengesizlikler, ilaç kullanımı gibi pek çok faktörün etkisi altında düşen tansiyonun detaylarını ve bu durumun nasıl daha iyi yönetilebileceğini inceleyeceğiz. Ayrıca tansiyon düşüklüğü yaşadığınızı nasıl anlayacağınıza dair ipuçları verirken, önerilen yaşam tarzı değişiklikleri ve doğal yöntemlerle sağlıklı bir tansiyona ulaşabileceğinizi göstereceğiz.
Tansiyon kanın damarlarda oluşturduğu basınca denir. Tansiyon ölçümü sırasında iki değer elde edilir: Büyük tansiyon (sistolik) ve küçük tansiyon (diyastolik). Büyük tansiyon, kalbin kasılma anındaki kan basıncını; küçük tansiyon ise kalbin gevşeme anındaki kan basıncını gösterir. Peki hipotansiyon nedir? Normal tansiyon değerleri yaşa ve cinsiyete göre değişkenlik gösterebilir. Genel olarak kabul edilen normal değerler büyük tansiyon için mmHg arasında ve küçük tansiyon için mmHg arasındadır. Bu değerlerin altında kalan tansiyon düşüklüğüne hipotansiyon adı verilir.
“Tansiyon düşerse ne olur?” sorusu pek çok kişinin merak ettiği bir konudur. Tansiyon düşmesi ya da hipotansiyon kan basıncının anormal derecede düşük olması durumudur. Bu durumda kalp, oksijen ve besin maddelerini hücrelere taşıyacak kadar kan pompalayamaz ve bu da çeşitli sağlık sorunlarına yol açar. Düşük tansiyonun belirtileri genel olarak aşağıdaki gibidir:
Tansiyon düşmesi günümüzde birçok bireyi etkileyen yaygın ve önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki tansiyon neden düşer ve bu duruma ne tür faktörler sebep olabilir? İşte hipotansiyon nedenleri yani tansiyon düşüklüğüne yol açan başlıca durumlar:
Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının tansiyon üzerinde büyük etkisi vardır. Dengesiz ve sağlıksız bir beslenme şekli “Küçük tansiyon neden düşer?” sorusunun cevaplarından biri olarak gösterilebilir. Ayrıca uzun süre ayakta kalma ya da ani hareketler yapma gibi fiziksel aktiviteler de kan basıncının düşmesine yol açseafoodplus.infoğer yandan bazı hastalıklar ve rahatsızlıklar da tansiyon düşüklüğünün altında yatan sebepler arasında yer alır. Örneğin; kalp yetmezliği, Parkinson hastalığı veya anemi gibi kronik hastalıklar hipotansiyona zemin hazıseafoodplus.info ek olarak bazı ilaçların yan etkileri de tansiyon düşüklüğüne neden olabilmektedir. Hipotansiyon ilaçları başta olmak üzere; antihipertansif (yüksek tansiyonu düşürmeye yönelik) ilaçlar, diüretikler veya antidepresanlar gibi bazı ilaç grupları tansiyonun aniden düşmesine sebep olabileceği gibi, uzun vadede de hipotansiyon riskini artırıseafoodplus.infoç olarak tansiyon düşüklüğünün altında yatan nedenler oldukça çeşitli olup, yaşam tarzından hastalıklara ve ilaç kullanımına kadar geniş bir yelpazede değerlendirilmelidir. Eğer siz de tansiyon düşüklüğünden şikayetçiyseniz, mutlaka bir uzmana başvurarak durumunuzu değerlendirmeli ve gerekli önlemleri almaya özen göstermelisiniz. Tansiyon düşmesine neden olan faktörler aşağıdaki gibi özetlenebilir:
“Hamilelikte tansiyon neden düşer?” sorusu da merak edilen konular arasında. Gebelik döneminde folik asit ve B12 gibi vitamin eksiklikleri, anafilaktik şok, kalp rahatsızlıkları, hipotiroidizm gibi endokrin problemler, uzun süre ayakta kalma ve enfeksiyonlar sırasında gelişen septik şok gibi nedenlerle tansiyon düşebilir.
“Tansiyon neden düşer ne iyi gelir?” diye merak ediyorsanız ilk olarak yaşam tarzında değişiklik yapmanız gerektiğini bilmelisiniz. Öncelikle düşük tansiyonun altında yatan sebepleri belirlemek önemlidir. Bu durum genellikle yaşam tarzı faktörlerine bağlıdır. Siz de kronik hipotansiyon problemi yaşıyorsanız bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve doğru hipotansiyon ilaçları ile bu durumu kontrol altına alabilirsiniz. Uzun vadede sağlık için önerilen tedbirler arasında düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ve stresi yönetmeye çalışmak bulunmaktadır. Düzenli egzersiz hem kan dolaşımını artırarak tansiyonu dengelemeye yardımcı olur hem de genel sağlık durumunu iyileştirir. Ayrıca kilo vermeye yardımcı olarak tansiyon problemlerini azaltabilir.
Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek de önemlidir. Tuz tüketimini azaltarak, potasyum açısından zengin gıdalar tüketerek ve işlenmiş yiyeceklerden kaçınarak tansiyon dengesini koruyabilirsiniz. Bunun yanında düşük tansiyonu olan bireylerin yeterli sıvı alımına dikkat etmeleri ve öğünlerini daha küçük porsiyonlarda tüketmeleri önerilmektedir. Stres yönetimi de hipotansiyon problemlerine çözüm sunabilir. Stres tansiyon üzerinde olumsuz bir etkiye sahiptir ve rahatlama teknikleri ile stres seviyelerini düşürmek tansiyon dengesini sağlamaya yardımcı olacaktır. Bunun yanında yoga, meditasyon veya derin nefes alma gibi tekniklerle stresi azaltarak tansiyonunuzu kontrol altında tutabilirsiniz.
Eğer bu yaşam tarzı değişikliklerine rağmen hala düşük tansiyon problemi yaşıyorsanız doktorunuzla görüşerek uygun hipotansiyon ilaçları kullanmaya başlayabilirsiniz. Bu ilaçlar genellikle kan damarlarını daraltarak kan basıncını artırır ve böylece tansiyonu dengelemeye yardımcı olurlar. Doğru tedavi yaklaşımı ile uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmek mümkün olacaktır.
Düşük tansiyon tanısı konulmasında öncelikle doktorunuz sizinle detaylı bir görüşme gerçekleştirecektir. Bu süreçte hipotansiyon belirtileri gözlemi için yaşam tarzınız ve alışkanlıklarınız hakkında bilgi edinmeye çalışacaktır. Bunun yanında “Ortostatik hipotansiyon nedir?” gibi sorulara da yanıt aranır.
Doktorunuz tansiyon ölçümünüzü yaparak değerlerinizin normal seviyelerden düşük olup olmadığını kontrol edecektir. Eğer düşük tansiyon şüphesi varsa daha detaylı incelemeler yapılabilir. Hipotansiyon ilaçları kullanımı ise sadece doktor tavsiyesi üzerine gerçekleştirilmelidir. Tanı sürecinde kan testleri yapılabilir ve böylece anemi veya elektrolit dengesizliği gibi durumlar kontrol edilebilir. Ayrıca kalp ritmi ile ilgili problemlerin olup olmadığını anlamak için EKG testi de uygulanabilir. Doktorunuz eğer uygun görürse ortostatik hipotansiyonu kontrol etmek amacıyla özel bir test uygulayabilir. Bu testte hastanın uzanırken, otururken ve ayakta olan tansiyon değerleri ölçülerek farklı pozisyonlardaki tansiyon değişimleri incelenir.
Düşük tansiyon teşhisi konulduktan sonra doktorunuz sizin için en uygun tedavi planını oluşturacaktır. Bu süreçte yaşam tarzı değişiklikleri ve öneriler dikkate alınarak düşük tansiyonun etkilerini azaltmak ve sağlığınızı iyileştirmek hedeflenir. Sonuç olarak düşük tansiyon tanısı için doktorunuzla yakın bir iş birliği içinde olmanız önemlidir. Tüm şikayetlerinizi ve endişelerinizi paylaşarak en doğru değerlendirmeye ulaşılmasını sağlayabilirsiniz. Unutmayın düşük tansiyon ile ilgili herhangi bir tedavi veya ilaç kullanımına başlamadan önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız.
Tansiyon düşüklüğü bazı bireylerde yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. “Tansiyon neden düşer ve tansiyon düşerse ne yapılır?” gibi sorularının cevapları ise tansiyon düşüklüğünden muzdarip olanlar için büyük önem taşır. Öncelikle küçük tansiyon neden düşer ya da genel olarak hipotansiyonun sebeplerini anlamak gerekir. Bu durum dehidrasyon, hormonal dengesizlikler, sinir sistemi hastalıkları veya bazı ilaçların yan etkisi gibi pek çok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Hipotansiyon tedavisi öncelikle altta yatan sebeplerin belirlenmesiyle başlar. Eğer tansiyon düşmesine neden olan spesifik bir faktör tespit edilebilirse bu faktörün ortadan kaldırılmasıyla tansiyon düzeyleri normale dönebilir. Örneğin dehidrasyona bağlı olarak meydana gelen hipotansiyonda yeterli sıvı alımını sağlamak tansiyonun normale dönmesine yardımcı olacaktır. Bazı durumlarda ise doktorlar tansiyon düşüklüğünün semptomlarını kontrol altına almak ve daha ciddi komplikasyonları önlemek amacıyla hipotansiyon ilaçları reçete edebilir. Bu ilaçlar tansiyonu yükseltmek için kan damarlarının daralmasına veya kalp atış hızının artmasına neden olacak şekilde çalışır. Hipotansiyon ilaçları kullanırken doktorunuzun belirttiği dozaj ve süreye dikkat etmeniz önemlidir. Yine de tansiyon düşüklüğünün tedavisi bireysel bir yaklaşım gerektiren bir süreçtir ve herkesin ihtiyaç duyduğu tedavi yöntemi farklı olabilir. Bu nedenle tansiyon düşüklüğü yaşayan kişilerin kendileri için en uygun çözümü bulmak adına doktorlarıyla iş birliği içinde olmaları büyük önem taşır.