PROJE KAPSAMINDA SUNULAN BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ
Göçmen Sağlığı Merkezleri
Göçmen Sağlığı Merkezleri, Türkiye'de yaşayan Geçici Koruma altındaki Suriyelilere birinci basamak sağlık hizmeti sunulması amacıyla Türkiye aile hekimliği standartlarında GKaS için bir birim olacak şekilde tasarlanmış merkezlerdir.
Merkezlerde istihdam edilen Suriyeli sağlık personeli ve Arapça ve Türkçe bilen hasta yönlendirme personeli sayesinde dil ve kültür bariyerinden kaynaklanan sorunları aşabilmek ve etkin sağlık hizmeti sunabilmek hedeflenmiştir. Bu sayede Suriyelilerin sağlık hizmetlerine erişimi artırılmıştır. SIHHAT Projesi kapsamında göçmen nüfusun yoğun olduğu 29 ilde Göçmen Sağlığı Merkezi faaliyetlerini sürdürmekte ve Göçmen Sağlığı Biriminin kurulması planlanmaktadır.
Güçlendirilmiş Göçmen Sağlığı Merkezleri
Suriyeli sayısının 20 binin üzerinde olduğu yerleşim yerlerinde Güçlendirilmiş GSM’ler ile hizmet sunulmaktadır. Güçlendirilmiş GSM’lerde; birinci basamak sağlık hizmetlerinin sunulduğu GSB’lere ilave olarak dâhiliye, çocuk, kadın-doğum, ağız-diş sağlığı ve psikososyal destek hizmetlerine ek olarak laboratuvar ve röntgen hizmetleri de sunulmaktadır. Böylelikle, hizmetlere erişimin artırılması, hastanelerin yükünün azaltılması amaçlanmaktadır.
PROJE KAPSAMINDA DESTEKLENEN İKİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİ
Geçici Koruma altındaki Suriyelilerin yoğun olarak yaşadıkları illerde artan ihtiyaca etkin yanıt verebilmek için, Sağlık Bakanlığı tarafından açılan sağlık tesislerinin tıbbi ekipman, demirbaş ve mefruşat ihtiyaçları SIHHAT Projesi kapsamında desteklenmektedir. Bu bağlamda; kamu hastanesi için adet medikal cihaz/ ekipman ve mikroskop alımı yapılmıştır.
Ayrıca; Geçici Koruma altındaki Suriyelilerin yoğun olarak yerleştiği illerde yoğun bakım ünitesi ihtiyacı ve yükünün artması bu alanda yeni yatırımları gerekli kılmıştır. Yoğun bakım üniteleri uzman bakımı sunulması için gelişmiş teknoloji ve eğitimli çalışanları bir araya getiren önemli sağlık birimleridir. SIHHAT Projesi kapsamında ikinci basamak sağlık hizmeti sunan tesislerin yoğun bakım kapasitesini artırmak ve yoğun bakıma erişimde yaşanan eşitsizlikleri azaltmayı hedeflemektedir. İkinci basamak sağlık hizmeti sunan tesislere yeni doğan, çocuk ve erişkin yoğun bakım üniteleri kurulmuştur.
TOPLUM RUH SAĞLIĞI MERKEZLERİ
Göçün bireylerin ruh sağlığı üzerindeki etkileri çok yönlü olarak ortaya çıkmaktadır. Bu etkiler göçmen nüfusa sunulacak sağlık hizmetleri kapsamında ruh sağlığı problemlerine dair müdahaleleri elzem kılmaktadır. Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri, kronik ruh sağlığı problemlerine sahip olan kişiler için birinci ve ikinci basamak sağlık hizmetleri sunan merkezler olarak tasarlanmıştır. Kronik psikiyatrik hastaların tıbbi tedavi aldığı ve zamanlarını rekreasyonel faaliyetlerle geçirdiği gündüz hastaneleri görevi görürler. SIHHAT Projesi kapsamında, 10 Toplum Ruh Sağlığı Merkezi kurulmuştur. Bu merkezler ev sahibi topluluklar ile birlikte Geçici Koruma altındaki Suriyelilerin de psikolojik iyilik hallerinin geliştirilmesine katkı sağlamaktadır. Bu faaliyet kapsamında:
Raportör: Nilay Etiler
Çalışma grubunda ortaklaşılan noktalar, öneriler ve kararlar şunlardır:
I- Yaşanan sorunlar, mevcut durum
Beş yılı aşan sürelerle Türkiye’de bulunan hekim ve diğer sağlık çalışanlarının bir kısmı, mesleki bilgi ve becerilerini kullanamadıkları alanlarda, niteliksiz işlerde çalışmaktadır (örneğin, taksi şoförü, tekstil işçisi, fırın işçisi vb). Bazıları ise Suriyelilerin açmış oldukları derneklerde sağlık hizmeti vermeye devam etmektedir. Bu faaliyet, Suriye vatandaşlarının kendi kültürlerinden hekimlere tedavi olmak istemelerinin doğal sonucu olmakla birlikte, gerçekte ilgili mevzuata uygun değildir. Daha az sayıda hekim ise, legal sağlık sistemi kapsamındaki sağlık kuruluşlarında illegal ve dolayısıyla ucuz emek gücü olarak çalışmaktadır. Kilis, Antep gibi güney illerinde bazı hekimlerin günübirlik Suriye’ye geçerek orada çalışmaya devam ettikleri gözlemlenmektedir.
Savaş sonrası başlayan zorunlu göç ile toplamda hekim Türkiye’ye gelmiş, bunların yarısı Avrupa ülkelerine gitmiştir. Şu anda Türkiye’de civarında hekim, eczacı, civarında sağlık çalışanı vardır. İstanbul’da sağlık hizmeti veren 65 dernek vardır; bunlar yetersiz koşullarda, niteliksiz hizmet vermektedirler.
Hekimler genellikle vaka başı ücretlendirme ile gelirlerini temin etmektedirler; bu da oldukça düşük bir gelir anlamına geliyor. Bu koşullarda sağlık sigortası ve sosyal sigortaları zaten yoktur.
Suriyelilerin kendi dillerinde hizmet almaları, yani “anadilde sağlık hizmeti” evrensel bir haktır. Bu bağlamda Suriyeli hekimlerin Türkiye’deki sağlık sistemi içinde olmaları önemlidir. Çünkü geçici koruma kapsamında sağlık hizmetlerinden yararlanması için kayıtları olsa da, Suriyelilerin dil engeli nedeniyle sağlık sisteminden yeterince yararlanamadıkları, dernek adı altında illegal faaliyet gösteren sağlık kuruluşlarına başvurdukları gözlenmektedir.
II – Diploma denkliği ve entegrasyon
Hekim ve sağlık çalışanlarının denklik sorunları en kısa sürede çözülmeli, denklik süreçleri başlatılmalıdır.
yılına kadar Suriyeli hekimlerin YÖK’e başvurmasıyla denklik yapılıyordu. Ancak daha sonra bu prosedür durduruldu. Avrupa’ya giden hekimler, ilk 3 yıl dil eğitimi, sonraki 2 yıl mesleki eğitim + denklik olacak şekilde 5 yıllık programlara alınmışlardır; bugün çoğu bu programları tamamlamış durumdadır.
Suriye’de lise eğitiminden sonra tıp fakültesi 6 yıl, uzmanlık 5 yıl (beyin cerrahisi 7 yıl) hemşirelik fakültesi 4 yıl, teknisyen yetiştiren okullar 2 yıl eğitim vermekteydi.
Denklik süreci açısından bakıldığında, hekimlerin çoğunun orta yaş ve üzeri olması hem tıbbi sınavda hem de Türkçeyi öğrenmede zorlayıcı olmaktadır.
Tüm hekimler Suriye Tabipleri Birliği’ne kayıt olmak zorunda olduğu için hekimlerin kayıtlarına bu yolla (hatta web sayfasından) ulaşmak mümkündür. Hemşirelerin kayıtları ise Suriye Sağlık Bakanlığı web sitesinde mevcuttur. Ayrıca, Arap ülkelerinde yaygın olarak kullanılan Dataflow adlı veritabanı da kayıtları teyit etmek amacıyla kullanılabilir.
Türkiye’nin Suriye ile sorunları nedeniyle kayıtlara ulaşılması yolu tercih edilmedi; ancak bu mümkündür. Ayrıca, ’den önce mezun olanlar için tıp eğitimi müfredatı YÖK’ten alınabilir. Bu arada YÖK tarafından denkliği kabul edilen Suriye’deki tıp fakülteleri belirlenmelidir.
Denklik süreçlerinde kişilerin çalışamayacak olmaları nedeniyle gelir kaybına uğramamaları için bir bütçe ayrılmalıdır. Bu süreç Türkiye’de uzmanlık eğitimini alan hekimlerle benzer olarak yürütülebilir. Denklik sürecinde TSM ve ASM’ler işlev görebilir; buralardaki hekimler gönüllülük temelinde süpervizyon verebilirler.
Ayrıca, tıp alanındaki Suriyeli ve Türkiyeli akademisyenlerden oluşacak bir komisyon ile mesleki deneyimleri incelenebilir.
III - Sağlık Bakanlığı’nın Göçmen Sağlığı Merkezleri Projesi
Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği ile başlattığı programda Suriyeli hekim ve sağlık çalışanlarının göçmen sağlığı merkezlerinde görev yapmalarını planlamıştır.
Bu projede gerekli belgelerin temin edilmesinin ardından 5 günlük sağlık sistemini tanıtan kuramsal eğitimi ve 6 haftalı uygulamalı eğitimi tamamlayanlara geçici belge verilmiştir. Toplamda hekim, sağlık çalışanı bu eğitimi almış olmasında karşın, şu anda hekim ve sağlık çalışanı göçmen sağlığı merkezlerinde göreve yapmaktadır.
Bu sistemde her ne kadar sağlık sistemi öğretiliyor olsa da, dil engeli nedeniyle Türkiye’deki sağlık kayıt sistemini kullanamamaları gibi sorunlar yaşanmaktadır (örneğin, göçmen sağlığı merkezinde yapılan aşıların girilmesi vb).
ÖNERİLER