Yumurta kabuu zar, yumurtann kabuk ksm ile beyaz ksm arasnda bulunan ince bir zardr. Pek çok ilaç yapmnda kullanlan yumurta kabuu zar son yllarn en çok merak edilen konusudur. Birçok aratrmaya konu olan yumurta kabuu zar, kas ve eklem sorunlarn çözecek kadar etkilidir.
Yumurta kabuu zar faydas hakknda yazlan bilgileri okuduunuzda çok aracaksnz. Yllarca yumurta kabuunu atanlar, artk atmaya son verecek. Bakn yumurta kabuu zar nelere iyi geliyor?
Eklem Arlar Neden Olur? Ne yi Gelir?
Kas Ars Nedenleri ve Belirtileri Nelerdir? Kas Arsna Ne yi Gelir?
Kemik Erimesine Ne yi Gelir? yi Gelen Besinler, ifal Besinler
Menisküse yi Gelen 5 Bitkisel Tedavi Yöntemi
Cildinizi Besleyecek 6 Yumurta Sars Maskesi
Yumurtann Sars M Daha Salkl Beyaz M?
Bozuk Yumurta Nasl Anlalr? 4 Basit Yöntem
Yumurta Kabuunun Hiç Duymadnz 6 Faydas
Yumurta Ak Maskesi ile Cilt ve Saç Bakm Önerileri
Bu yıl Londra'da 16'ıncısı düzenlenen Avrupa'nın en büyük Romatoloji Kongresi olan EULAR 'da, Türkiye'de 8 üniversite hastanesinde, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Nurten Eskiyurt koordinatörlüğünde, hastada gerçekleştirilen bilimsel araştırma kabul gördü. Çift kör, plasebo kontrollü, kanıta dayalı bilimsel araştırma sonucunda NEM (Naturel Eggshell Mambrane)'in yani doğal yumurta kabuğu zarının kireçlenme tedavisinde ağrı ve tutukluğu gidermeye yardımcı olduğu kanıtlandı.
Dünyadaki romatizmal hastalıklarla ilgili olarak laboratuvar ve klinik çalışmaların en yeni tanı ve tedavi yöntemlerinin paylaşıldığı EULAR 'ya katılan 16 bin uzman, en doğal çözümler için bir araya geldi. Türkiye'de 8 üniversite hastanesinde, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Nurten Eskiyurt koordinatörlüğünde hastada gerçekleştirilen bilimsel araştırma uzmanlarla paylaşıldı. Çift kör, plasebo kontrollü, kanıta dayalı bilimsel araştırma sonucunda; doğal yumurta kabuğu zarının kireçlenme tedavisinde ağrı ve tutukluğu gidermeye yardımcı olduğu kanıtlandı.
ESKİYURT YUMURTA ALERJİSİ OLMAYAN HERKES BUNU RAHATLIKLA KULLANABİLİR
Prof. Dr. Nurten Eskiyurt konuyla ilgili şu açıklamada bulundu Yaptığımız bu klinik araştırma kanıta dayalı tıp bağlamında çok değerli bir çalışmadır. Biz akademisyenler olarak çok gururluyuz. EULAR, ACR olsun tüm bu toplantılarda her yıl tanı tedavi kılavuzu çıkarılır. 'lı yıllardan sonra çıkarılan kılavuzlarda olmazsa olmazımız ilaç dışı tedavilerdir. Osteoartrit halk arasında bilinen adıyla kireçlenme eklem kıkırdağının hastalığıdır. Kroniktir, sakatlıkla sonuçlanabilir. Oluşan ağrı hareket zorluğu yaratır. Yumurta kabuğu zarının kireçlenme üzerindeki olumlu etkisi ABD'de at ve köpeklerin beslenmesinde tesadüfen bulundu. Bizde Türkiye'de 8 üniversite hastanesinde NEM (Naturel Eggshell Mambrane) yani doğal yumurta kabuğu zarı ile ilgili çalışmayı hasta ile yaptık. Ülkemizde ilk kez yapılan randomize, plasebo kontrolü, çift kör çalışmaydı. Çift kör kanıta dayalı çalışma demek hem hasta hem de doktor kullanılan materyali bilmez. Ancak sonuçlar takip eden etik kurul tarafından Bu değerlendirilir. Bu da çalışmanın güvenilir olması açısından önemlidir. Her kimyasal ilacın bir yan etkisi ve kullanım süresi vardır. 40 yaş üstü insanlarda çok ilaç kullanımı olduğu için ilaçlar arası etkileşim olabilir. Ancak yumurta kabuğu zarı doğal bir polimer ve besin kaynağıdır. Yumurta alerjisi olmayan herkes bunu rahatlıkla kullanabilir. Çalışma yılları arasında yapıldı. Etik kurul kararıyla 'te tamamlandı. Ölçülebilen skalalar ile ağrı ve yaşam kalitesine bakıldı. Hastaların yaşam kalitesinde yüzde arasında bir artma, 1 hafta ile 10 gün arasında ağrının geçtiği görüldü.
SARIDOĞAN ÜÇ AYLIK KULLANIM SONRASINDA HASTALARDA VAR OLAN HAREKET KISITLILIĞI VE AĞRI AZALDI
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Merih Sarıdoğan çalışma ile ilgili şu açıklamada bulundu Kıkırdağın yaşlanması doğal bir süreçtir. Hastayı çok sıkıntıya sokan, ağrılı, hareketlerini, günlük aktivitelerini kısıtlayan, zorlanmaya neden olan bir hastalıktır. Bu hastalıktan kaçış yoktur. Hastanın eklemlerini düzgün kullanması, bir takım korunma önlemler almasına bağlı olarak hastalığın gelişimi değişebilir. Fizik tedavi uzmanları için kireçlenmeden korunma, başlangıç yaşını ileri atma çok önemlidir. Tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da geciktirebiliriz. Hasta günlük yaşamını daha rahat yapabilir. NEM yani doğal yumurta kabuğu zarı, doğal bir polimer olması nedeni ile içinde birçok faydalı bileşeni taşıdığı ayrıca proteinden zengin olmasının da etkisi ile kireçlenme tedavisinde ağrı ve tutukluğu gidermeye yardımcı olur. Yaklaşık bir yılda tamamlanan çalışmamızla etkinlik bir kez daha kanıtlandı. Bu çalışmanın en önemli yönü kanıt düzeyi ve hasta sayısı yüksek olmasıdır. Yani plasebo kontrollü, çift kör yani hastada doktorda ne verildiğini-ne kullandığını bilmez. Üç aylık kullanım sonrasında hastalarda var olan hareket kısıtlılığı ve ağrı azaldı. Hasta günlük yaşam ve hareketlerini rahatlıkla yapabilir hale geldi. Fizik tedavi hekimleri olarak hastalara ilaveten eklemlerini düzgün şekilde kullanmalarını önerirsek hastalığı durdurmak, geciktirmek çok daha kolay olacaktır.
DHA
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Her eklem yaşlanır. Diz ve kalça eklemi gibi ciddi ağırlık altında kalanlar daha da erken yaşlanır. Yaşlanıp yıpranan bir eklem ise kolay ve sık ağrır. Genelde önce diz eklemlerinde başlayan bu ufak tefek ağrılar, ilerleyen zamanda kalça eklemlerine, omuz, el, bilek, dirsek ve hatta sırt eklemlerine kadar yayılır.
Bu tatsız gelişmenin pek çok sebebi var. İlki yaşlanmayla birlikte eklemlerde yastık görevi yapan kıkırdak dokusunun aşınması. Kıkırdak yapısının bozulması ve zamanla yok olması, eklem yüzeylerinin sürtünmesine, aşınmasına, harap olmasına kırılmasına neden oluyor. Can yakan ağrıların bir başka nedeni de, yıpranmış eklem yüzeyindeki sürtünmeler.
Bütün bunlar aynı zamanda erkeklerde 50, kadınlarda ise 40 yaş civarında başlayan yaşlılık romatizmasının da ilk işaretleri.
Özeti şudur: İleri yaşları ağrısız ya da çok hafif şikayetlerle karşılamak istiyorsak, eklemlerimize de iyi bakacağız: Peki neler mi yapmalıyız? İlk 5’te bakın neler var
Eklem dostu 5 öneri
◊ KİLO ALMAYACAĞIZ:
Alacağınız her kilo diz, kalça ve bel eklemlerinize yük bindirir, vereceğiniz her kilo riskinizi azaltır.
◊ EKLEMLERİMİZİ
DESTEKLEYECEĞİZ:
Besinlerle yeterli miktarda kalsiyum, C ve D vitamini, omega 3 ve kolajen aldığınızdan emin olun. C vitamini osteoartrit riskini neredeyse üç kat azaltır, D vitamini kemiklerin sağlığını korur. Omega 3 ekleminizi yağlar. Kolajen kıkırdaklarınızı yeniler, bağlara güç katar. Kalsiyum kemiklerin ana dolgu maddesi olarak görev yapar.
◊ YARALANMALARA KARŞI DİKKATLİ OLACAĞIZ:
Erken yaşlarda dizlerini yaralayanlarda ileri yaşlarda osteoartrite yakalanma olasılığı iki-üç kat artıyor. Yaptığınız egzersizlerin eklemlerinizi zorlamadığından, onlara zarar vermediğinden emin olun. Eklemlerinizi çarpma ve düşmelerden koruyun.
◊ EKLEM
YARALANMALARINI
CİDDİYE ALACAĞIZ:
Yaralı bir eklem için tedavide gecikme ya da yanlış tedaviler, ileriki yıllarda ekleminizde osteoartrit oluşmasına neden olabilir. Eklem yaralanmalarında size önerilen tedavileri ihmal etmeyin, ciddiye alın.
◊ EGZERSİZ YAPACAĞIZ:
Eklemlerinizi daha güçlü tutarak daha güçlü kaslar ve kirişlere sahip olmak eklem sağlığı ile yakından bağlantılı. Düzenli yürüyüş ve/veya bisiklet, yüzme gibi kardiyo egzersizleri direnç egzersizleri ile birleştirildiğinde eklemleri daha dirençli kılıyor.ü
Kısa süreli açlık kürü nasıl yapılır?,
Eğer sağlıklı ama “fazla kilolu” biri iseniz her ayın iki-üç haftasının bir veya iki gününü kısa süreli aralıklı açlık kürleri ile geçirmeniz sadece kilo yönetiminizi kolaylaştırmada değil, sağlığınızı olumlu yönde etkilemede de işe yarayabilir.
“8 saat ye 16 saat yeme”, “5 gün ye 2 gün diyete gir”, “ye-dur-tekrar ye”, “savaşçı diyeti” ya da “öğün atlama” gibi çok farklı aralıklı/ kısa süreli açlık kürü denemeleri var.
Size hangisinin daha uygun olduğunu ise yaşınız, sağlık durumunuz, işiniz, imkanlarınız belirliyor, son kararı ise doktorunuza bırakmanız gerekiyor.
Ben en kolay olan ve klinikteki uygulamalarımızda da kullandığımız “8 saat ye 16 saat yeme” metodunu severim.
Yaşasın Hayat İF modeli
Bizim tercih ettiğimiz İF (İntermittent Fasting/ Aralıklı Oruç) yaklaşımını özetleyelim: Biz haftanın günü ya da her gün saati (sadece su ve bitki çayı içerek) kalori içeren herhangi bir şey yiyip içmeden geçirmeyi, gün içindeki yeme-içme işini “8 saatlik bir zaman dilimi” ile sınırlamayı öneriyoruz.
8 saatlik süreye 2 veya 3 öğün sığdırabilir, iki ana bir ara öğün de yapabilirsiniz. Doğrusu iki öğün ile yetinmektir. Mesela son yemeğinizi akşam ’de yediyseniz o son lokmadan sonra sadece su ve/ veya şekersiz sıvı (çay, bitki çayı, sebze suyu)içecek, yiyecek olarak kalori içeren hiçbir gıda tüketmeyeceksiniz.
Ertesi öğlen 12’ye kadar herhangi bir şey yemezseniz 16 saat aç kalmış olursunuz. Metodu kadınlarda saat açlık süresi ile sınırlı tutuyoruz.
Bize göre kahvaltıyı atlamak yerine ilk öğünü sabah 8’de almak, kalan 8 saati şekersiz çay, kahve ve de su ile geçirip akşam üzeri civarında akşam öğününü (en geç 18’de) yemek, sonrasında da ertesi sabah ’a kadar aç kalmak daha iyi.
Biz “kahvaltıyı atlama”yı pek tavsiye etmiyoruz. 8/16 metodunu haftada gün 8 hafta süreyle ısrarla uyguladığımızda mükemmel sonuçlar alabilirsiniz.
Burada da beslenme ayarlanırken yüzde 30 protein, yüzde 30 yağ, yüzde 30 karbonhidrat metodunu uyguluyor, toksik/çöp karbonhidratları (şeker, un) değil tam karbonhidratları tercih edip (sebze, bakliyat), günlük kalori tüketimini erkekler için , kadınlar için civarında tutuyoruz.
#Osman Mftoğlu#Kelebek#Yazar
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği’nin bu yıl 25’incisini düzenlediği Ulusal Kongresi’nde kas-iskelet sağlığı için en yeni doğal çözümler açıklandı. Dünya ve ülkemizden bin fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanının katıldığı konferansta Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, Prof. Dr. Nurten Eskiyurt ve Prof. Dr. Cihan Aksoy en dikkat çekici bilimsel araştırmaların yumurta kabuğu zarı ile ilgili olduğu görüşünde birleşti.
İki yılda bir düzenlenen 50 yıldır devam eden Ulusal Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kongresi’nde Türkiye’den ve dünyadan bin uzman katıldı. Türkiye Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Derneği Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Ketenci, “ Amacımız kas-iskelet sağlığında en doğal çözümleri paylaşmak. Bu amaçla konferansa katılan uzmanlar teorik ve pratik yaklaşımlarını güncelledi, en doğal çözümleri, bilimsel araştırma sonuçlarını paylaştı.
“Kireçlenme hastalığını öngörmek artık mümkün”
Kireçlenme yaş aldıkça vücudumuzu kullandıkça yavaş yavaş yıpranmasıdır. Normalde 60 yaşını geçtikten sonra çoğumuzun kaderi diyebilirim. Keşfedilen yeniliklerden birisi kireçlenmeyi artık önceden öngörmeye başladık. Bazı muayene yöntemleri, radyolojik değerlendirme ileride kireçlenme ve geleceğimizin nasıl olacağını önceden görüp, erken tedbir alma şansımız var.
Hastalığı hissettiğimiz zaman erken dönemde önlemini alabilmek için doktora gitmek gerekir. Destek tedavileri de son derece önemli. Antalya’da düzenlenen kongrenin en dikkat çeken bilimsel araştırması yumurta kabuğu zarı oldu. Bilim artık destek tedavilere yöneldi. Amaç osteoartrit yani kireçlenme gibi kronik hastalıklarda ağrısız bir yaşamın hedeflenmesidir. Yumurta kabuğu zarı ile ilgili bilimsel araştırma sonuçları ağrısız bir yaşamın olabileceği konusunda umut vericidir” dedi.
“Birinci ayın sonunda ağrıda yüzde 50 azalma…”
İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Nurten Eskiyurt , ağrı ve tutukluğun giderilmesinde, yumurta kabuğu zarının etkisinin bilimsel araştırmalar ile ortaya çıkarıldığını belirtti
“40 yaşın üstünde birçok insanda kas-iskelet sisteminde olan şikayetlerden bir tanesi de osteoartrittir. Sabahleyin yataktan kalkıp bastığınız andan itibaren dizinizle zor yürüyorsanız, ağrı ve sabah tutukluğu yürüdükçe, hareket ettikçe açılıyorsa osteoartrit tanısından söz edebilirsiniz. Eğer fiziksel aktivite azsa, kilo ve beslenmesi yerinde değilse özellikle diz kireçlenmesi kaçınılmazdır. Bu hastalığın bildiğimiz ilaçlarla tedavisi yan etkileri dolayısıyla kısa süreli oluyor. İlaç dışı tedavilerle; kilo azaltılması, beslenmeye dikkat edilmesi, egzersiz, fizik tedavi yöntemleri kullanılarak giderilmeye çalışılır ama osteoartrit bilinen adıyla kireçlenme kronik bir hastalıktır. İlaçlar yan etkilerinden dolayı uzun süre kullanılamaz.
Destekleyici tedavilere ihtiyaç duyulur. Artık insanlar aktarlara gidiyor. Otları kaynatıp şifa niyetine içiyor ama bunları bilinçsiz yaptıkları zaman diğer hastalıklar için kullandıkları ilaçlarda etkileşim olabiliyor. Bu yüzden destekleyici tedaviler için artık kanıta dayalı çalışmalar yapılıyor. Amerika’da tesadüfen yumurta kabuğunun altındaki zarın atların eklem sağlığına iyi geldiği fark edildi. İnsanlarda yapılan faz 3 yani kanıta dayalı çalışmalar da var. Çalışmalar birinci ayın sonunda yüzde oranında sabah tutukluğunun, yüzde 50 oranında da ağrının geçtiğini gösteriyor .”
“Yumurta kabuğu zarı zarar vermeden onarıyor”
Konferansın tamamlayıcı ve destekleyici tıp konusunda oturum başkanlığı yapan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, Ağrı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihan Aksoy ise şunları söyledi:
“Rehabilitasyonda; hareket sistemi ağrılı hastalıkları ve fonksiyon bozukluklarında destek tedavileri bilmek lazım. Rehabilitasyon hekimi rehabilite eder. Mevcut potansiyelinin en üst düzeyde kullanabilmesi için cihaz mı, egzersiz mi lazım, destek mi, ilaç mı gerekir buna karar verir, insanın kendi kendine yetmesini sağlar. Hastayı kullandığı ilaçlara göre yönlendirmek lazım. Kireçlenme vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Eklem kıkırdağı yıllar içerisinde bozulur ve yıpranan kıkırdağa destekleyici bir şeyler vermek lazım. Yumurta kabuğu zarından elde edilmiş, saf özel bir işlemden geçirilmiş doğal destek ile bu şansı elde ettik. Yumurtayla kabuğu arasındaki küçük zarın kireçlenme dediğimiz dönemde yıpranma sürecini yavaşlattığını gördük. Oradaki iltihabı baskılıyor ve güzel olan bunu baskılarken bir yerlere zarar vermeden yapıyor.”