tahliye taahhütnamesi pdf / Tahliye Taahhütnamesi ()

Tahliye Taahhütnamesi Pdf

tahliye taahhütnamesi pdf

Tahliye Taahhütnamesi

Tahliye taahhütnamesi, kısaca, kiracının kiralananı belirli bir tarihte boşaltacağına dair sunduğu irade beyanıdır. Diğer bir ifadeyle tahliye taahhütnamesi ile kiracı, belirli bir sürenin tamamlanması ile kiralananı boşaltacağını ifade ederse kiraya verenin belirlenen süre sonunda kiracıyı çıkarma hakkı bulunur. Tahliye Taahhütnamesi sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda belirtilmiştir. Kanunun maddesinde düzenlenen bu husus, kanunun kira sözleşmeleri kısmında, Konut ve Çatılı İş Yerleri Kiralarında Sözleşmenin Sona Ermesi başlığı altında ele alınmıştır. Konut ve çatılı işyerlerinin kiralarında sözleşmenin sona ermesi;

  • Bildirim yoluyla,
  • Dava yoluyla gerçekleşebilmektedir.

Dava yoluyla kira sözleşmesinin bitmesi ise; kiraya verenden kaynaklanan sebeplerle ya da kiracıdan kaynaklanan sebeplerle meydana gelebilir. Kiraya verenden kaynaklanan sebepler;

  • TBK madde ’ de belirtilen; gereksinim, yeniden inşa ve imar nedeniyle kira sözleşmesi sona erebilir. Kiraya veren, kira sözleşmesini; kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa yahut kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir denmektedir.
  • TBK madde ’ de belirtilen; yeni malikin gereksinimi nedeniyle kira sözleşmesi sona erebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, onu kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut veya işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa, edinme tarihinden başlayarak bir ay içinde durumu kiracıya yazılı olarak bildirmek koşuluyla, kira sözleşmesini altı ay sonra açacağı bir davayla sona erdirebilir. Kiralananı sonradan edinen kişi, dilerse gereksinim sebebiyle sözleşmeyi sona erdirme hakkını, sözleşme süresinin bitiminden başlayarak bir ay içinde açacağı dava yoluyla da kullanabilir.
tahliye taahhutnamesi nedir

Tahliye Taahhütnamesi Nedir?

Tahliye taahhütnamesi, kısaca, kiracının kiralananı belirli bir tarihte boşaltacağına dair sunduğu irade beyanıdır. Tahliye taahhüdü hususu, kira sözleşmesinin kiracıdan kaynaklanan sebeplerle dava yolu ile bitmesi durumunda işlerlik kazanır. Türk Borçlar Kanunun maddesinin birinci fıkrasında; Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği halde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir denmektedir.

Tahliye taahhütnamesi, kiracının kiralanan taşınmazı belirli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği tek taraflı hukuki işlemdir. Kiracının bu beyanı, aşağıda belirtilen geçerlilik şartlarını sağlaması koşulu ile, yasal olarak geçerlilik kazanacak ve kiralananın tahliye edilmemesi durumunda kiralayan yasal yollara başvuru yaparak kiracıyı icra ile çıkarabilecektir. Tahliye taahhütnamesi yaparken;

  • Taahhüt yazılı olarak yapılmalı ve kiracının imzasını taşımalıdır. Birden fazla kiracı varsa tahliye taahhüdünü bütün kiracıların imzalaması gerekir. Hangi sözleşme ilişkisi kapsamında hangi konut ya da iş yerinin tahliye edileceği açıkça anlaşılır olmalıdır. Tahliye taahhüdü, herhangi bir şarta bağlı olmamalıdır.
  • Tahliye taahhütnamesinde iki tarih bulunur: Düzenleme tarihi ve tahliye tarihi. Taahhüdün düzenleme tarihi, kira sözleşmesinden sonraki bir tarih olmalıdır. Kira sözleşmesinden önce ya da sözleşmeyle aynı tarihteki taahhüt geçersizdir. Tahliye tarihi, düzenleme tarihinden sonraki herhangi bir tarih olabilir.
  • Tarih kısmı boş olan tahliye taahhütlerinin ev sahibi tarafından sonradan doldurulmasını Yargıtay, hukuka uygun görmektedir; ancak taahhüdün geçerliliği TBK 27&#;deki şartlara bağlı olup irade bozukluğunu iddia ve ispat etmek teorik olarak her zaman mümkündür.
  • Kiralanan yerin aile konutu olarak kullanılması halinde, kira sözleşmesinde ismi yazılı olan eşin tek başına tahliye taahhüdünü imzalaması yeterli değildir. Her iki eşin de imzası bulunmayan tahliye taahhüdüne dayanılarak aile konutu tahliye edilemez.
  • Taahhüt edilen tarihten itibaren bir ay içinde tahliye talebiyle icra takibi başlatılmalı ya da doğrudan tahliye davası açılmalıdır. Bu süre kaçırılırsa, tahliyeye ilişkin talep hakkı düşer. Bir aylık dava açma süresi içinde kiracıya bildirimde bulunularak dava açılacağı ihtar edilirse, dava açma süresi o kira yılı boyunca uzamış olur.
  • Kiracı, kendisine gönderilen tahliye emrine itiraz ederken tahliye taahhüdündeki imzaya ve/veya taahhüdün düzenleme tarihine itiraz etmemişse, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde dava açılmalıdır. Kiracı, tahliye taahhüdündeki imzaya ve/veya taahhüdün düzenleme tarihine itiraz ederse ve taahhüt noterde yapılmamışsa, bu itirazın kaldırılması için icra mahkemesinde dava açılamaz. Sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açılması gerekir.

Tahliye Taahhütnamesi Şartları

Maddede belirtilen, kiracının kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlenmesi durumu tahliye taahhüdünü oluşturur. Tahliye taahhüdü, maddeden de anlaşılacağı üzere bir takım şartlara tabidir. Kısaca bunlar;

  • Tahliye taahhüdünün yazılı şekilde yapılması,
  • Taahhüdün kiracı ya da yetkili temsilcisi vasıtasıyla verilmesi,
  • Tahliye taahhüdünde tahliye tarihinin belirtilmiş olması,
  • Taahhüdün kiralananın teslim edilmesinden sonra verilmesidir.

Söz konusu yazılı tahliye taahhüdü var ise kiralayan bu belgeye dayalı olarak kira akdini iki şekilde sona erdirebilir;

  • İcra takibi yoluyla tahliye takip etmek,
  • Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açmaktır.

İcra takibi yoluyla tahliye süreci sayılı İcra ve İflas Kanunu ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Tahliye emri ve münderecat başlıklı İİK maddesine göre,  mukavelename ile kiralanan bir taşınmazın müddeti bittikten bir ay içinde mukavelenin icra dairesine ibrazı ile tahliyesi istenebilir. Talep üzerine, icra memuru bir tahliye emri tebliği suretiyle taşınmazın on beş gün içinde tahliye ve teslimini emreder. Tahliye emrinde ise, kiralayanın ve kiracının ve varsa mümessillerinin isim, şöhret ve yerleşim yerleri ve mukavele tarihi ve kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itirazı varsa yedi gün içinde daireye müracaatla beyan etmez ve itirazda bulunmaz veya kendiliğinden tahliye etmezse zorla çıkarılacağı yazılır.

Düzenlenen tahliye emrine müddeti içinde itiraz olunmaz veya itiraz kaldırılırsa kiralanan taşınmaz sürenin bitiminde zorla tahliye ve kiralayana teslim olunur. Ancak tahliye emrindeki müddetin geçmesi lazımdır. İtiraz etmek isteyen kiracı itirazını tahliye emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya şifahen icra dairesine bildirmelidir. Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur.

İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe resen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye dayanan ve kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi ret olunduktan sonra kiracının veya kiralayanın genel hükümlere göre mahkemeye başvurma hakları bulunmaktadır.

Önemli

Yazılı tahliye taahhüdünün icraya konu olması halinde imzaya itiraz edilmemiş ise kiracı açılacak itirazın kaldırılması davasında imza itirazın- da bulunamaz. Zira icra hukuk mahkemesinde açılacak dava takip hukukuna ilişkindir. Kiracı icra dairesine bildirdiği itirazları ile bağlıdır. Ancak sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açılması halinde kiracı icra dairesindeki itirazları ile bağlı değildir.

Tahliyesi istenen yerde kiracıdan başka bir şahıs bulunur ve işgalde haklı olduğuna dair resmi bir vesika gösteremezse derhal tahliye edilir. Mahalde bulunan, kiracı olmayan ama kiracı gibi davranan başka şahıs, resmi bir vesika gösterememekle beraber daireye ya da meskene ibraz olunan mukavele tarihinden önceki bir zamandan beri orayı işgal etmekte bulunduğunu beyan eder ve bu beyanı icra memuru tarafından mahallinde yapılacak tahkikatla doğrularsa, memur, tahliyeyi erteleyerek üç gün içinde keyfiyeti icra mahkemesine bildirir.

tahliye taahhutnamesi kiraci

Geçerli Tahliye Taahhütleri

  • Yazılı tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin imzalanmasından sonra ve kira ilişkisi devam ederken verilmelidir.
  • İlk kira sözleşmesini takip eden temdit nitelikli kirada yer alan tahliye taahhüdü geçerlidir.
  • Kiracı tarafından boşa atılıp imzalanıp verilen tahliye taahhüdünde tarihlerin sonradan tarafından doldurularak yazıldığı iddia edilemez.
  • Tanzim tarihi ve tahliye tarihi yazılı olmalıdır. Ancak yazılı tahliye taahhüdünün kiralananda oturduğu sırada verildiği anlaşılıyorsa tanzim tarihinin olmaması yazılı tahliye taahhüdünü geçersiz hale getirmez.
  • Kiracı vekilinin asil tarafından yetkilendirmesi şartı ile imzalanan tahliye taahhüdü geçerlidir.
  • Şartlı olarak düzenlenen tahliye taahhütleri geçerlidir. Örneğin; kiralananın önünde ana yol açılması tarihinde tahliye edileceğine ilişkin tahliye taahhüdü geçerlidir.

Geçersiz Tahliye Taahhütleri

  • Kira sözleşmesinin imzalanması sırasında verilen tahliye taahhütleri geçersizidir. Kira akdini tarihli ise yazılı tahliye taahhüdünün tanzim tarihide tarihi ise düzenlenen tahliye taahhüdü geçersiz olur.
  • Kiracı sayısı birden fazla olmasına rağmen sadece bir kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdü geçersizdir.
  • Yetkisi olmayan vekilin düzenlediği tahliye taahhüdü geçersiz olur.
  • Şirket yetkili olmayan ortaktan alınan tahliye taahhüdü geçersiz olur.
  • Kiracının iradesi fesada uğratılmak suretiyle alınan tahliye taahhütleri geçersizdir. Ancak böyle bir durumda kiracı iradesinin fesada uğradığını sayılı TBK&#;nın Maddesi gereği tahliye taahhüdünün geçersizliği ve iptaline ilişkin dava açması gerekir.
  • Tahliye taahhüdü imzalanıp kiralayana verildikten sonra aynı taşınmaza ilişkin olarak yeni bir kira sözleşmesi imzalanmış ise tahliye taahhüdü geçersiz hale gelir.

Önemli

Yazılı tahliye taahhüdü adi nitelikli olabileceği gibi noter tarafından düzenlenen tahliye nitelikli de olabilir. Adi nitelikli tahliye taahhüdün- de imzaya itiraz edilebilir. Noter tarafından düzenlenen tahliye taahhüdünde imzaya itiraz edilemez. İtiraz edilmesi halinde itirazın reddine karar verilmesi gerekir. Adi nitelikli tahliye taahhüdünde imzaya itiraz halinde itirazın kaldırılması ve tahliye talebi ile icra hukuk mahkemesine tahliye davası açılamaz. Açılacak dava (imza incelemesi yapılacağından) sulh hukuk mahkemesinde &#;itirazın iptali-tahliye davası&#; olmalıdır.

Önemli

Kiracı tarafından yazılı tahliye taahhüdü imzalandıktan sonra kira konusu taşınmaza ilişkin yeni bir kira sözleşmesi imzalanmış ise artık imzalanan tahliye taahhüdüne dayalı olarak taşınmazın tahliyesi talep edilemez. Örneğin; başlangıç tarihli ve beş yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmış, iş bu sözleşmeye göre tahliye taahhüdü verilmiş ise aynı kişiler arasında akdedilecek yeni bir kira sözleşmesi ile imzalanan tahliye taahhüdü geçersiz hale gelecektir.

Tahliye Taahhütnamesi ile Kiracı Nasıl Çıkarılır?

Tahliye taahhütnamesi kişiye tek başına kiracıyı direkt çıkaramaz. Kiracının tahliyesini sağlamaya yönelik hukuki yolları kullanma hakkı tanır. TBK m düzenlemesi elinde geçerli bir tahliye taahhütnamesi bulunan kişiye iki imkan tanımaktadır; Bunlardan birincisi dava açmak suretiyle kiracı çıkarmadır. Bu davanın adı tahliye davasıdır. Kanunda belirtildiği üzere bu dava, tahliye taahhütnamesinde kiracının taşınmazı boşaltmak için beyan ettiği tarihten başlayarak mutlaka bir aylık  süre içerisinde açılmalıdır.

Diğer imkan icraya başvurmaktır. İcra dairesi kanalıyla tahliye taahhütnamesine dayanılarak kiracının tahliyesi sağlanır. Her iki süreç de teknik hukuki bilgiye dayanır. Bu nedenle ilgili süreçlerin bir avukatın hukuki yardımı eşliğinde sürdürülmesinde her zaman yarar bulunur. Hatta bir tahliye taahhütnamesi hazırlanırken bile hukuki destek almak olası problemlerin önüne geçer. Bu süreçte yapılacak hatalı yahut ihmali bir işlem burada anlattığımız hızlı ve etkin kiracı tahliyesi imkanından kişiyi mahrum bırakabilir.

Tahliye Taahhütnamesi ile Tahliye Ne Kadar Sürer?

Tahliye taahhüdüne dayanan bir tahliye davası genellikle uzun sürmemektedir. Ancak buna rağmen bu soruya net cevap vermek güçtür. Çünkü bazı durumlarda taahhütnamenin geçerliliğine veya taraflara ilişkin bekletici mesele yapılacak durumlar yahut başkaca araştırmalar gerekebilmektedir. Bununla beraber hatalı yahut ihmali işlemler de süreci uzatabilir. Tüm bunların yanında mahkemenin iş yükü ve yoğunluğu sürecin uzamasına etki etmektedir. Ayrıca icra takibi ve tahliye davası prosedürlerinin avukat desteği ile sürdürülmesi hız bakımından önem taşır.

İcra mahkemesi, tarafları dinleyerek icabına göre tahliyeyi emreder veya taraflardan birinin yedi gün içinde mahkemeye müracaat etmesi lüzumuna karar verir. Bu süre içinde mahkemeye müracaat edilirse, davanın neticesine göre hareket olunur. İcranın geri bırakılması için verilecek sürenin düzenlendiği İİK madde hükümleri burada da uygulanır. Dava etmeyen taraf iddiasından vazgeçmiş sayılır.

Tahliye Taahhütnamesi İptal Edilebilir mi?

Geçerli bir tahliye taahhütnamesinin iptal edilmesi için iki tarafında bu konuda iradesinin uyuşması ve anlaşma yapması gerekir. Bu sözleşme yazılı olmak durumunda değildir. Ancak ispat kolaylığı olması açısından yazılı olarak yapılabilir. Böyle bir durumda tahliye taahhütnamesinden geçerli bir şekilde dönülmüş olur. Yahut yazılı tahliye taahhütnamesini kiraya veren kişi kiracıya vererek bu sözleşmeyi sonlandırabilir.

Bununla beraber irade sakatlığı ile verilen tahliye taahhütnameleri irade sakatlığı (hata, hile, korkutma) dolayısıyla geçersizdir. Burada bu sözleşmelerin hukuki niteliği için “iptal edilebilirlik” tabiri kullanılır. Bunun anlamı iradesi sakatlanan kişi eğer bir yıllık süre içerisinde bu sözleşmeyi iptal ettiğini tek taraflı olarak beyan etmez ise sözleşme geçerli olarak devam eder. Yani tahliye taahhütnamesini kiracı böyle bir durumda iptal edebilir.

İrade sakatlığı dışında başka bir neden dolayısıyla geçersiz olan tahliye taahhütnamesinin zaten iptal edilmesine gerek yoktur. Yani yukarıda saydığımız geçerlilik şartlarını taşımayan bir taahhütname zaten geçerli olmadığı için iptal edilmesine de gerek yoktur. Buna dayanılarak başlatılan bir tahliye sürecinde bu geçersizliğin öne sürülmesi yeterli olacaktır.

Tahliye Taahhütnamesine İtiraz

Tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunu düşünen kiracı buna yönelik itirazını her zaman ileri sürebilir. Kendisine karşı başlatılan hukuki prosedür içerisinde bu itirazını ileri sürebileceği gibi geçersizliğin tespiti için bir tespit davası da açabilir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi kimi zaman kötü niyetli kiraya verenler tahliye taahhütnamesini sanki kiralanan taşınmazın tesliminden sonra almış gibi tarih yazmaktadır. Böyle bir durumda zor durumda kalan kiracıya karşı bir zorlama durumu söz konusu olacaktır.

Kiracı bu durumu her türlü delille ispat ederek tahliye taahhütnamesinin geçersizliğini ileri sürebilir. Dava açarak bunun tespitini sağlayabilir. Yahut açılmış bir davada belirttiğimiz üzere senetle ispat kuralına bağlı olmaksızın her türlü ispat aracı ile sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilir.

Tarihi İnkar Edilen Tahliye Taahhüdüne Dayalı İtirazın Kaldırılması

TBK m. &#;nci maddesi ile kiralanan taşınmazın belirli bir tarihte boşaltılmasının yazılı şekilde taahhüt edilmesi durumunda kiracının tahliye edilebileceği düzenlenmiştir. Yazılı bu taahhüte, tahliye taahhüdü denir.

Tahliye taahhüdünün geçerli kabul edilebilmesi için kiralanan taşınmazın teslim edildiği tarihten sonra ve yazılı olarak düzenlenmiş olması gerekmektedir. Kiralanan taşınmaz teslim edilmeden önce, kira sözleşmesi imzalanırken, düzenlenen yazılı tahliye taahhüdü geçerli değildir. Kiracı taahhüde rağmen taşınmazı boşaltmazsa taahhüt edilen tarihten başlayarak 1 ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle kiracının tahliye edilebilmesi mümkündür. Bilindiği üzere uygulamada, konut kiralama işlemlerinde mülk sahipleri tarafından boş tahliye taahhütnamesi alınabilmektedir. Kira sözleşmesinin akdiyle birlikte alınan bu boş tahliye taahhütnameleri, ev sahibi ile kiracının uyuşmazlık yaşaması halinde icraya konulmakta ve kiracılar tahliye taahhüdüne dayalı başlatılan takibe itiraz edebilmektedir. Takibe itiraz nedenleri arasında zaman zaman taahhütte tarih yer almadığı ve kira sözleşmesi ile aynı gün verildiğine ilişkin itirazlar yer alabilir.

Kiracının tahliye taahhüdüne itiraz etmesi halinde kiraya veren icra hukuk mahkemesine başvurarak kiracının tahliyesini sağlayabileceği gibi sulh hukuk mahkemesine başvurarak tahliye davası da açabilir.  İİK m. &#;e göre, tahliye talebi noterlikçe res’en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi 

Yargıtay&#;da pek çok kararında, tahliye taahhüdüne dayalı icra takibinde, dayanak tahliye taahhütnamesi noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş olmadıkça seafoodplus.info maddesi ve tarih, 11/26 Sayılı İBK gereğince imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı itirazın kaldırılmasının istenemeyeceğine hükmetmiştir.

Bu nedenle, eğer tahliye taahhüdündeki tarihe itiraz edilmişse tahliye tarihi artık çekişmeli hale geldiğinden icra hukuk mahkemelerinde itirazın kaldırılması davası açılamaz ancak sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açılması mümkündür.

Tahliye Taahhütnamesi Örneği

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ

KİRACI         :

(Taaahhüt Eden)

TC KİMLİK NO     :

KİRAYA VEREN   :

(Mal Sahibi)

TC KİMLİK NO     :

MECURUN ADRESİ:

TAAHHÜT TARİHİ :

TAHLİYE TARİHİ   :

Halen kiracı olarak kullanmakta olduğum yukarıda adresi yazılı taşınmazı hiçbir ihtar ve ihbara gerek kalmadan kayıtsız ve şartsız olarak, sayılı Türk Borçlar Kanunu&#;nun , ve maddeleri gereğince, belirtilen tarihte boş ve sağlam olarak tahliye edeceğimi, yukarıda adı geçen mal sahibinin icrai takibata geçerek yapacağı tüm masrafları ve tahliyeyi geciktirmemden dolayı uğrayacağı zararı ihtar ve gerek kalmadan nakden ve peşin ödeyeceğimi beyan, kabul ve taahhüt ederim. &#; / &#; / &#;..

                Kiracı (Taahhüt Eden)

                              İmza

Tahliye Taahhütnamesi Nedir? Tahliye Taahhütnamesine İlişkin Emsal Kararlar

Delil Hukuk Bürosu

Makale İçeriği:

  1. Kira Sözleşmesi Nedir?

  2. Kiracının Kiralanan Taşınmazdan Tahliye Edilmesi Yolları Nelerdir?

  3. Tahliye Taahhütnamesi Nedir?

  4. Tahliye Taahhütnamesinin Hukuki Dayanağı Nedir?

  5. Tahliye Taahhütnamesinin Geçerlilik Şartları Nelerdir?

  6. Kira Sözleşmesi Yapılırken Kiracıdan Alınan Tahliye Taahhüdü Geçerli Olur Mu?

  7. Tahliye Taahhütnamesinin İptal Edilmesi

  8. Tahliye Taahhütnamesi ile Kiracının Çıkarılması Mümkün Müdür? Mümkünse Nasıl Çıkarılabilir?

  9. Tahliye Taahhütnamesi Verilmiş Olması Halinde İhtarnameye Gerek Var Mıdır?

  10. Tahliye Taahhütnamesine Dayalı İcra Takibi ve Tahliye Davasında Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreler

  11. Tahliye Taahhütnamesi Örneği

  12. Tahliye Taahhütnamesine İlişkin Yargıtay Kararları

Kira Sözleşmesi Nedir?

Kira sözleşmesi: Kiralayanın, yani kiraya verenin kira konusu şeyin kullanılmasını veya kullanma ile birlikte söz konusu şeyden yararlanılmasını da kiracıya bıraktığı, buna karşılık kiracının da sözleşme ile kararlaştırılmış olan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir ve Türk Borçlar Kanunumuzun ve devamındaki maddelerinde düzenlenmiştir.

Kiracının Kiralanan Taşınmazdan Tahliye Edilmesi Yolları Nelerdir?

Kiracının tahliyesi için ödenmeyen kira borcu nedeniyle tahliye talepli icra takibi başlatılabileceği gibi, çeşitli sebeplerin varlığı halinde tahliye davası açılması da mümkün olmaktadır. Kiracının tahliyesi için açılacak olan tahliye davası sebeplerini kısaca sayacak olursak:

  1. 10 yıllık kira süresinin dolmuş olması sebebiyle tahliye davası,

  2. İhtiyaç, gereksinim nedeniyle tahliye davası,

  3. Tahliye taahhüdüne dayalı tahliye davası,

  4. Tadilat nedeniyle tahliye davası,

  5. Özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle tahliye davası,

şeklinde sayılabilir. Kiralanan taşınmazların tahliyesine ilişkin daha detaylı bilgi için konuya dair makalemizi okuyabilirsiniz: Kiralanan Taşınmazın Tahliyesi

Görüldüğü üzere tahliye taahhüdü, kiracının tahliyesi için açılacak olan tahliye davasının sebeplerinden birini oluşturmaktadır. Bu makalemizde öncelikle tahliye taahhüdüne ilişkin genel hukuki bilgileri paylaşacağız, sonrasında da uygulamada tahliye taahhüdüne dair uyuşmazlıklarda Yargıtay'ın verdiği emsal kararları inceleyeceğiz.

Tahliye Taahhütnamesi Nedir?

Tahliye taahhütnamesi, kira hukukuna ilişkin çok önemli bir soruna çözüm olarak hukuk dünyamıza girmiştir, ancak uygulamada çoğunlukla suistimal edilmekte olan bir hukuki müessesedir. Hukuk sistemimizde bir kira sözleşmesinin belirli süreli kira sözleşmesi şeklinde yapılması, taşınmazın belirlenmiş olan sürenin sonunda kiracı tarafından tahliye edileceği sonucunu doğurmaz, bu durum kendisini özellikle konut ve çatılı iş yeri kirasında gösterir. 10 yıllık kira süresinin sonunda kiralananın tahliye edilmesi durumu hariç olmak üzere, kiracının kira sözleşmesini sona erdirme hakkı mevcut iken, kiraya veren kira sözleşmesini sona erdirme konusunda bu kadar geniş bir hakka sahip değildir. Türk Borçlar Kanunumuzda yer alan kira sözleşmelerine ilişkin düzenlemelerin, kiracı lehine ağır basan niteliğe sahip olmaları nedeniyle kiracının kiralanan taşınmazı boşaltacağına dair tek taraflı olarak tahliye taahhüdü vermesi ve böylece her iki taraf açısından da hukuki öngörülebilirliğin sağlanması amaçlanmıştır.

Uygulamada tahliye taahhütnamesinin hukuka aykırı olarak kira sözleşmesi ile birlikte alındığı, aksi takdirde kiracı ile kira sözleşmesi akdedilmeyeceğinin ifade edildiği görülmektedir. Bu neviden bir uygulama, hem kanun metninde yer alan düzenlemeye aykırılık teşkil etmekte, hem de Yargıtay tarafından verilmiş olan emsal kararlara göre: Kiracının iradesinin, sözleşme yapılmaması tehdidi ile baskı altına alınıyor olmasından dolayı geçersiz kabul edilmektedir.

Makalemizin devamında detaylı olarak ifade ettiğimiz üzere, usulüne uygun olarak düzenlenmiş olan bir tahliye taahhütnamesi, taahhütname içeriğine uygun olacak şekilde geçerli olarak hukuki sonuçlarını doğurur ve kiracının daha sonra bu taahhüdüne uygun davranmaması ve kiralanan taşınmazı tahliye etmemesi halinde kiraya veren tarafından tahliye davası açılabilir.

Tahliye Taahhütnamesinin Hukuki Dayanağı Nedir?

Tahliye taahhütnamesinin hukuki dayanağını sayılı Türk Borçlar Kanunumuz ve sayılı İcra ve İflas Kanunumuz ile sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun oluşturmaktadır diyebiliriz. Ancak sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun, tarihli ve sayılı Kanunun maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Türk Borçlar Kanunumuzun /1. Maddesine Göre: "Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir."

Türk Borçlar Kanunumuzun maddesi, genel olarak kiralananın kiracıdan kaynaklanan sebeplerle tahliye edilmesine ilişkin düzenlemeleri içermektedir, maddenin ilk fıkrası yukarıda alıntılamış olduğumuz haliyle tahliye taahhütnamesini ihtiva eder. Buna göre kiraya veren tahliye taahhüdünde belirtilmiş olan tarihten itibaren bir ay içerisinde icra yoluyla veya tahliye davası açmak suretiyle kira sözleşmesini sona erdirebilecektir. İcra yoluyla tahliyeye ilişkin olarak, İcra ve İflas Kanunumuza göre, tahliye taahhütnamesinin noterlikçe düzenleme veya onaylama şeklinde yapılmış olması şartı aranmaktadır; bu şart tahliye taahhütnamesi nedeniyle icra takibi başlatılmasına engel teşkil etmiyor olmasına rağmen, eğer kiracı icra dairesi tarafından kendisine gönderilmiş olan tahliye taahhüdüne itiraz ederse sonuçlarını doğuracaktır. Çünkü bu halde icra yoluyla tahliye talebinin reddi gerekecektir.(Bakınız Yargıtay 8. Hukuk Dairesi / E., / K. sayılı kararı)

Tahliye Taahhütnamesinin Geçerlilik Şartları Nelerdir?

Türk Borçlar Kanunumuzun yukarıda alıntılamış olduğumuz maddesinin 1. fıkrası ile Yargıtay'ın bu konuda vermiş olduğu emsal kararlar, tahliye taahhütnamesinin geçerlilik şartlarının çerçevesini oluşturmaktadır.

Tahliye taahhütnamelerinin geçerlilik şartlarını kısaca sayacak olursak:

  • Tahliye taahhüdünün kiralananın teslim edilmesinden sonra verilmesi,

  • Tahliye taahhüdünün kiracı tarafından verilmesi,

  • Tahliye taahhüdünün, kiraya verene verilmiş olması,

  • Tahliye taahhüdünün yazılı olarak verilmiş olması,

  • Tahliye taahhüdünün imzalanması ve verilmesi aşamasında herhangi bir suretle manevi cebir uygulanmış olmaması(örneğin aksi takdirde kira sözleşmesinin yapılmayacağı ifade edilmiş olmamalıdır)

  • Eğer tahliye taahhüdüne dayanılarak icra yoluyla tahliye talebinde bulunulacaksa, söz konusu tahliye taahhüdünün noterde düzenleme veya onaylama şeklinde hazırlanmış olması(aksi halde tahliye talebine itiraz edilmesi halinde, ilgili İcra ve İflas Kanunu hükümleri mucibince tahliye talebinin reddi gerekecektir. Konuya ilişkin olarak makalemizin en sonunda bulunan Yargıtay kararlarını inceleyebilirsiniz.)

Kira Sözleşmesi Yapılırken Kiracıdan Alınan Tahliye Taahhüdü Geçerli Olur Mu?

Tahliye taahhüdünün geçerlilik şartlarından biri de, tahliye taahhüdünün sözleşmenin kurulmasından ve kiralananın teslim edilmesinden sonra verilmesidir. Bunun arkasında yatan mantık, Yargıtay'ın emsal kararlarında da gözlemlenebildiği üzere: Kiracının manevi baskı altında tutulmaksızın tahliye taahhüdünü vermesidir. Çünkü kiracıya tahliye taahhüdü vermemesi halinde kiralananın kendisine kiralanmayacağının ifade edilmesi gerçekten de kiracıya manevi cebir uygulamak anlamını taşımaktadır.

Uygulamada bu durumun tahliye taahhüdünün geçersizliğini doğuracağı konusunda bir tartışma bulunmamaktadır ve bu konuya ilişkin içtihat birliği bulunduğunu söylemek de yanlış olmayacaktır. Ancak burada esas mesele, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi yapılmadan önce veya sözleşmenin kurulması aşamasında alınmış olduğuna ilişkin iddiaların ispat külfetinin hangi taraf üzerinde olduğunun belirlenmesidir.

Yargıtay'ın daha önceki kararlarında, tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin yapılmasından ve kiralananın kiracıya teslim edilmesinden sonra düzenlenmiş olduğunun ispatı kiraya veren üzerine bırakılmaktayken; son zamanlarda verilen daha güncel kararlarda bu hususa ilişkin ispat külfetinin kiracı üzerine bırakıldığı görülmektedir.(Örneğin bakınız: Yargıtay Hukuk Genel Kurulu / E., / K. sayılı kararı)

Ancak bu durum da değişiklik gösterebilir. Çünkü henüz konuya ilişkin olarak verilmiş olan bir içtihadı birleştirme kararı mevcut değildir. İçtihadı birleştirme kararları, her bir somut olay açısından çok daha etkili sonuçlar doğuracak nitelikte kararlardır. Yani Yargıtay kararları nezdinde gözlemlenen bu bakış açısı, önümüzdeki günlerde değişiklik gösteredebilir. Örnek vermemiz gerekirse, kendisine yönelik tahliye taahhüdünden kaynaklı olarak açılan bir tahliye davasında kiracı tarafından tahliye taahhüdü üzerindeki tarih ve yazılar bilirkişi raporu tanzim edilmek üzere bilirkişiye gönderilebilir ve taahhüt genelinde yer alan metnin yazımı için kullanılan mürekkep ile, tahliye taahhüdü üzerinde yer alan tarihin yazılması için kullanılan mürekkebin ve yazılış tarihinin farklı olduğu da tespit edilebilir. Dolayısıyla her somut olay açısından konunun üzerinde dikkatle durulmalı, Yargıtay'ın güncel kararlarında ve görüşünde somut olayın gereklerine göre değişikliğe gidebileceği unutulmamalıdır.

Bunun yanında, yukarıda bu başlık altında paylaşmış olduğumuz bilgiler, genellikle tahliye davasına ilişkindir. Oysa tahliye taahhüdüne dayalı olarak icra yoluyla tahliye istemlerinde, yukarıdaki diğer başlıklar altında belirtmiş olduğumuz gibi çok daha teknik bir süreç söz konusu olmakta ve en ufak bir hata ya da eksiklik talebin reddiyle sonuçlanmaktadır. Örneğin tahliye taahhüdüne dair tahliye talebi kendisine tebliğ edilen kiracı, söz konusu tahliye talebine ve üzerindeki imzaya ilişkin itirazda bulunduğu takdirde, itirazın kaldırılması için talebe konu tahliye taahhüdünün noterde düzenleme veya onaylama şeklinde hazırlanmış olması şartı aranacaktır.

Tahliye Taahhütnamesinin İptal Edilmesi

Tahliye taahhüdünün iptal edilmesi, tarafların karşılıklı irade birliği içerisinde olmalarını gerektirmektedir. Tahliye taahhüdünü usulüne uygun bir şekilde düzenleyerek kiraya veren kişiye teslim eden kiracının, söz konusu taahhüdünden tek taraflı olarak dönmesi mümkün değildir. Kiraya verenin de bu durumu onaylaması gerekmektedir. Bu durumun istisnası olarak irade sakatlığı halleri(Örneğin korkutma, aldatma, yanılma gibi) sayılabilir.

Tahliye Taahhütnamesi ile Kiracının Çıkarılması Mümkün Müdür? Mümkünse Nasıl Çıkarılabilir?

Türk Borçlar Kanunumuzun yukarıda alıntılamış olduğumuz maddesinin 1. fıkrasına göre, elinde kiracı tarafından hazırlanıp kendisine verilmiş olan usul ve esasa uygun bir tahliye taahhüdü bulunan kişi(kiraya veren), tahliye taahhüdüne dayalı olarak, taahhütte belirtilmiş olan tahliye tarihinden itibaren 1 ay içinde icra takibi veya tahliye davası yoluyla kiracıyı kiralanandan çıkarabilir.

Tahliye taahhüdünden kaynaklı olarak açılacak icra takibi veya tahliye davalarında Hukuk Muhakemeleri Kanunumuz, Türk Borçlar Kanunumuz ve İcra İflas Kanunumuz'un ilgili hükümleri uygulanacak olup; usul ve esasa olabildiğince özen gösterilmelidir. Aksi takdirde geri dönülmesi güç hak kayıpları ile karşılaşılabilecektir. Dolayısıyla bu hususa ilişkin olarak alanında uzman bir emlak avukatı ile görüşülmesini ve hukuki danışma ile dava temsil desteği temin edilmesini tavsiye etmekteyiz.

Tahliye Taahhütnamesi Verilmiş Olması Halinde İhtarnameye Gerek Var Mıdır?

Kiracı tarafından tahliye taahhütnamesinin geçerlilik şartlarını ihtiva edecek şekilde ve usulüne uygun olarak hazırlanıp kiraya verene teslim edilmiş olması halinde, kiraya veren Türk Borçlar Kanunumuzun maddesinin 1. fıkrası uyarınca taahhütte belirtilen süreden itibaren 1 ay içerisinde icra takibi veya dava yoluyla kiracının tahliyesini talep edebilir. Buna istinaden herhangi bir ihtarname şartı öngörülmemiştir.

Ancak ihtarname, tahliye taahhüdüne ilişkin olarak başlatılacak olan tahliye davasını 1 kira yılı olacak şekilde uzatacak niteliktedir. Bunun sebebi de Türk Borçlar Kanunumuzun maddesinde yer alan düzenlemedir.

Türk Borçlar Kanunumuzun "Dava süresinin uzaması" Başlıklı Maddesine Göre: "Kiraya veren, en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse, dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılır. "

Tahliye Taahhütnamesine Dayalı İcra Takibi ve Tahliye Davasında Zamanaşımı veya Hak Düşürücü Süreler

Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibi ve tahliye davası için Türk Borçlar Kanunumuzun maddesine göre, kural olarak tahliye taahhüdünde belirtilmiş olan tarihten itibaren 1 aylık süre öngörülmüştür. Ancak Türk Borçlar Kanunumuzun maddesinde bu kurala bir istisna getirilmiştir, buna göre: 1 aylık süre içerisinde dava açılmasa dahi, bu süre içerisinde kiraya veren tarafından dava açılacağı yazılı olarak kiracıya bildirilmişse, yani kiracıya yazılı ihtarname gönderilmişse dava açma süresi bir kira yılı için uzamış sayılacaktır. Bu şekilde ihtarname ile dava açma süresinin uzatılması usulü yalnızca dava yoluna ilişkin olarak öngörülmüş olup, icra takibi açısından aynı sonuçları doğuracağını söylemenin doğru olmayacağı kanaatindeyiz.

Tahliye Taahhütnamesi Örneği

Aşağıda PDF ve DOCX(Word) formatlarında tahliye taahhüdü örneklerini siz değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz. Ancak yine de kendi somut olayınıza uygun düşecek çözüm önerileri için mutlaka alanında uzman bir avukattan hukuki danışma ve evrak düzenleme hizmeti almanızı tavsiye ederiz.

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ

.pdf

Download PDF • KB

TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİ

.docx

Download DOCX • 13KB

Tahliye Taahhütnamesine İlişkin Yargıtay Kararları

  • Tahliye taahhüdünün kira sözleşmesi kurulmadan önce veya kuruluş esnasında manevi cebir altında kiracıdan alınmış olması halinde geçersiz olacağına dair karar,

  • Tahliye taahhüdünün kira sözleşmesinin yapılmasından önce veya kuruluşu esnasında manevi cebir altında kiracıya imzalatıldığına ilişkin ispat yükünün kiracı üzerinde olduğuna dair karar

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu / E., / K. sayılı kararı"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi 1. Taraflar arasındaki “taahhüt nedeniyle tahliye” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, 2. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda önce onanmış, davacı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine ise bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir. 2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü: I. YARGILAMA SÜRECİ Davacı İstemi: 4. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı ’un dava konusu taşınmazda başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık TL kira bedeli ile kiracı olduğunu, davalının dört yıldır kiracı olarak bulunduğu işyerini son dönem başından sonra verdiği taahhütname ile tarihinde boşaltacağını kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini, yazılı taahhüdüne uymayan davalıya 1. Noterliğinin tarihli ve yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, davalının ihtar ve uyarılara rağmen yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Cevabı: 5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi müvekkiline manevi cebir altında imzalattığını, bu şekilde imza edilen taahhüt tarafların gerçek iradelerini yansıtmaktan uzak olduğundan geçerli olmadığını, davacının aynı taşınmaz ile ilgili olarak başka hukuksal nedene dayalı olarak 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde müvekkili aleyhine tahliye davası açtığını ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.

Mahkeme Kararı: 6. 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin tarihli ve / E., / K. sayılı kararı ile; gerek davacı vekilince dosyaya sunulan içeriği doldurulmuş tarihli tahliye taahhütnamesinin, gerekse davalı vekilince dosyaya sunulan içeriği doldurulmamış ancak tarafların isim ve imzalarını taşıyan tarihsiz tahliye taahhütnamesinin basılı (matbu), bilgisayar çıktısı olarak düzenlenmiş olmaları ve imzaları taraflarca inkâr edilmeyen (asılları da bulunan) bu iki belgenin mevcut olması, diğer taraftan gerek davacı tanığı 'in yeminli beyanı, gerekse davacı asilin duruşma sırasındaki isticvabında bizzat söylediği “tahliye taahhütnamesini sözleşmeyi yaparken aldığı, bu taahhütnameyi almadan sözleşme yapmadığı” yönündeki ifadesi karşısında, tarihli “tahliye taahhütnamesi” başlıklı belgenin, sözleşmenin yapıldığı

Özel Daire Bozma Kararı: 7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuş, Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin tarihli ve / E., / K. sayılı kararı ile kararın onanmasına karar verilmiş, bunun üzerine davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

8. Yargıtay (Kapatılan) 6. Hukuk Dairesinin tarihli ve / E., / K. sayılı kararı ile; “…Davacı vekili dava dilekçesinde; başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli sözleşme ile kiracı olan davalının tarihli tahliye taahhütnamesi ile kiralananı tarihinde tahliye edeceğini taahhüt etmesine rağmen bu tarihte tahliye etmediğini belirterek tahliye taahhütü nedeniyle kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinin imzalanmasından önce boş ve tarihsiz olarak alındığını, davacının ön şart olarak taahhütnameyi imzalatmak istediğini belirterek manevi cebir altında alınan tahliye taahhütnamesinin geçersiz olduğunu ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece kiralananın yargılama sırasında tahliye edilmesi sebebiyle dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davacının dava açmakta haklı olmadığı gerekçesiyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. nun Maddesi uyarınca ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olup, mahkemece ispat yükümlülüğü ters çevrilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı bu defaki incelemeden anlaşılmakla davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.” gerekçesi ile karar bozulmuştur.

Direnme Kararı: 9. 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin tarihli ve /85 E., / K. sayılı kararı ile; davalının “tahliye taahhütnamesi” başlıklı, içeriği doldurulmamış ancak tarafların isim ve imzalarını taşıyan belge ve tanık delili ile “davacıya verilen tahliye taahhütnamesinin sözleşme ile birlikte başlangıçta içeriği boş olarak verilen bir belge olup sözleşme yapmama baskısı ile alındığı” yönündeki savunmasını büyük ölçüde kanıtladığı, davalı asilin isticvap beyanında ifade ettiği “sözleşme ile birlikte iki boş taahhütname imzalatıldığı, birinin kiracı olarak kendisinde kaldığı, diğerini kiralayana verdiği” yönündeki ifadesinin kabule şayan olduğu, tarihli duruşmada davalı vekilinin kendilerinde bulunan boş taahhütnamenin aslını sunduğu ve yapılan karşılaştırmada dosyadaki fotokopi belge ile aynı olduğunun gözlemlendiği, davacının elindeki taahhütnamenin matbu kısımları dışındaki boş yerlerinin sonradan kalemle doldurulduğu yönünde bir karine oluştuğunun kanaatine varıldığı, davacının, “sözleşme başlangıcında kiracıdan mutlaka tahliye taahhütnamesi aldığını ve bu belgeyi almadan sözleşme imzalamadığını” açıkça itiraf ederek davalının savunmasını doğruladığı, tarihli, boş kısımları kalemle doldurulmuş belgenin, sözleşme ile aynı tarihte değil de gerçekten belgede yazılı tarihte düzenlenip kiralayana verildiği yönündeki iddianın kanıtlanması ile ilgili olarak ispat yükünün yer değiştirdiği, davacı taraf dilekçesinde “her türlü yasal delil” diyerek yemin deliline de başvurduğu için duruşmada kendilerine karşı tarafa yemin teklif edip etmeyecekleri hususunun hatırlatıldığı, yemin teklifi yapmayacaklarını ifade etmeleri üzerine davalı savunması doğrultusunda karar vermek gerektiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

Direnme Kararının Temyizi: Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda, tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalının bu iddiasını ispat etmekle yükümlü olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre ispat yükünün ters çevrilip çevrilmediği noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE Uyuşmazlığın çözümü için “taahhüt nedeniyle tahliye" davaları hakkında açıklama yapılmasında yarar vardır.

Tahliye taahhüdü nedeniyle tahliye davaları sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’un ( sayılı Kanun) 7. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde düzenlenmekte iken sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiştir. Buna göre: “Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir.” Görüldüğü üzere TBK’nın /1. maddesinde “boşaltmayı yazılı olarak üstlenme” kavramına yer verilmiştir. Kira sözleşmesinin yazılı tahliye taahhüdü ile sona erdirilmesi TBK öncesinde daha çok Yargıtay kararları ile şekillenmiştir.

Türk Borçlar Kanunu’nun maddesinin 1. fıkrasında belirtilen “kiralananın teslim edilmesinden sonra” ifadesi, sayılı Kanun’un 7/1-a maddesinde bulunmayan ve Yargıtay içtihatları ile şekillenip hukuken geçerli hâle gelmiş olan yazılı tahliye taahhüdünün “kiralananın tesliminden sonra hüküm ifade edeceğine” dair Yargıtay uygulamasının kanunlaşması hâlidir (Kanık, Hikmet: Yargıtay Uygulamasında Kira Hukuku Davaları, Ankara , s. ). Tahliye taahhüdü yalnızca konut ve çatılı işyerleri kira sözleşmesine konu yerler için verilir. Konut ve çatılı işyerleri kira sözleşmesine konu yerler dışındaki taşınmazlar hakkında tahliye taahhüdünde bulunulamaz (Ceran, Mithat: Kira Sözleşmesi ve Tahliye Davaları, Ankara , s. ).

Taahhüt nedeniyle tahliye davalarına ilişkin bu açıklamalardan sonra ispat hukuku kavramı ve hukukî niteliği üzerinde durulması yerinde olacaktır.

sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur. İspat yükünü düzenleyen sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) maddesi

“(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. (2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir.

Yukarıda belirtilen maddenin birinci fıkrasında, ispat yükünün belirlenmesine ilişkin temel kural vurgulanmıştır. Buna göre, bir vakıaya bağlanan hukukî sonuçtan kendi lehine hak çıkaran taraf ispat yükünü taşıyacaktır.

Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddi hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.

Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6).

Kira sözleşmesinin yapılması sırasında tarihleri boş olan ve kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdü alınması durumunda, bu belgenin kiralananın teslimi öncesinde tarihlerinin boş olarak verildiği ve anlaşmaya aykırı olarak sonradan tamamlandığına ilişkin savunmanın kanıtlanması gerekir. Bu şekilde yani düzenleme ve boşaltma tarihlerinin sonradan tamamlanması belgenin geçersizliğini gerekmediği gibi bu tarihlerin anlaşmaya aykırı olarak tamamlandığına ilişkin iddia kiracı tarafından ispatlanmalıdır (Kanık, s. ).

Yapılan açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacı vekili davalı ’un dava konusu taşınmazda başlangıç tarihli kira sözleşmesi gereğince aylık TL kira bedeli ile kiracı olduğunu, davalının dört yıldır kiracı olarak bulunduğu işyerini son dönem başından sonra verdiği tarihli taahhütname ile tarihinde boşaltacağını kayıtsız ve şartsız olarak kabul ettiğini, davalının yazılı taahhüdüne uymadığını ileri sürerek taahhüt nedeniyle kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davaya dayanak yapılan tahliye taahhüdünün davacı tarafça kira sözleşmesinin imza edildiği tarihten önce alındığını, davacının, taşınmazın kiracı sıfatıyla kullanılabilmesinin ön şartı olarak ileri sürdüğü taahhütnameyi müvekkiline manevi cebir altında imzalattığını, bu şekilde imza edilen taahhüt tarafların gerçek iradelerini yansıtmaktan uzak olduğundan geçerli olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuş ise de yukarıda da belirtildiği üzere TMK’nın 6 ve HMK’nın maddesi gereğince ispat yükü, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Tahliye taahhütnamesinin kira sözleşmesinden önce imzalatıldığını iddia eden davalı kiracı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu durumda mahkemece ispat yükümlülüğü ters çevrilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, tarihli ve /20 E., /28 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, ilk kira sözleşmesi ile birlikte verilmiş olan tahliye taahhüdünün serbest iradeye dayanmadığından geçerli olmadığının belirtildiği, kiraya verenlerin bu İçtihadı Birleştirme Kararını aşmak için düzenleme ve boşaltma tarihleri boş olan ve kiracı tarafından imzalanan tahliye taahhüdü aldıklarını, tahliye taahhüdü noterde düzenlenseydi ispat yükünün davalıda olacağını ancak tahliye taahhüdü adi yazılı olduğu için ispat yükünün davacıda olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması gerektiği yönünde görüş ileri sürülmüş ise de bu görüş yukarıda açıklanan nedenlerle Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.

Hâl böyle olunca; mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. IV. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı, sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun maddesi gereğince BOZULMASINA, İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, Aynı Kanun’un maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

  • Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine ilişkin olarak taahhütte bulunan imzaya ya da taahhüt içeriğine itiraz edilmesi halinde, icra takibine dayanak olan tahliye taahhüdünün noterlikçe düzenleme veya onaylama şeklinde yapılmamış olması halinde itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği ve tahliye talebinin reddinin gerekeceğine ilişkin karar

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi / E., / K. sayılı kararı"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Hukuk Mahkemesi hükmüne karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi'nce istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, bu kez davalı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyizi üzerine Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR

Davacı kiralayan tarafından davalı kiracı hakkında tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılmış olan icra takibi nedeniyle düzenlenen tahliye emrine davalı kiracının yasal süresinde itiraz etmesi üzerine davacı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması, takibin devamı ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemesince, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin /05/ tarihinde başladığı, tahliye taahhüdünün bu tarihten sonraki bir tarihte /08/ tarihinde düzenlendiği, davalının tahliye taahhüdündeki tahliye tarihine ve imzaya herhangi bir itirazının bulunmadığı, borçlunun itirazında haksız olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalı tarafından takibe yapılan itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, takibe itirazın kaldırılmasına karar verilmiş olduğundan tahliye talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, davalının takibe itirazında taşınmazı ilk kiraladığı esnada davacının kendisine bir evrak imzalattığını, kira bedellerini düzenli olarak ödediğini, borcu bulunmadığını beyan ettiği, davalının tahliye taahhütnamesindeki imzaya, taahhütnamenin içeriğine ve tarihe açık bir itirazının bulunmadığı, her ne kadar duruşmadaki beyanında taahhütnamedeki tarihin sonradan doldurulduğunu iddia etmiş ise de, İİK'nin Maddesi hükmüne göre itiraz eden kiracının itirazın kaldırılması duruşmasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebebini değiştiremeyeceği ve genişletemeyeceği, bu durumda tahliye taahhütnamesinin usul ve yasaya uygun olduğu, Mahkemece itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile tanzim ve tahliye tarihli adi yazılı belgeye dayanarak taşınmazın tahliyesini istemiştir. Davalı kiracı süresi içinde yapmış olduğu itirazında, burada yaklaşık yıllık kiracı olduğunu, burayı ilk kiraladığı esnada kendisine formalite diye evrak imzalattırıldığını belirterek, tahliye taahhüdündeki tarihe itiraz etmiştir. İcra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdü noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş değildir. seafoodplus.info maddesi ve tarih, / sayılı İBK gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemeyeceğinden uyuşmazlığın halli yargılamayı gerektirir. Somut olayda davalı kiracı tahliye taahhüdünün taşınmazın ilk kiralandığı esnada imzalandığını ileri sürerek tahliye taahhüdündeki tanzim tarihine karşı çıkmış olmakla uyuşmazlığın yargılamayı gerektiği gözetilerek itirazın kaldırılması ve tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü ve itirazın kaldırılması kararına ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı sayılı HMK'nin / maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, dosyanın Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

  • Tahliye taahhüdünde açık ve net bir şekilde tahliye tarihinin yazılmamış olması halinde Türk Borçlar Kanunumuzun maddesinde yer alan şartların sağlanmamış olmasından dolayı taahhüdün geçersizliğine ilişkin karar

Yargıtay Hukuk Dairesi / E., / K. sayılı kararı"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Alacaklı tarafından tahliye taahhüdüne dayalı ilamsız icra takibine başlandığı, borçluya örnek 14 numaralı tahliye emrinin tebliğ edildiği, borçlunun sair itirazları ile birlikte Türk Borçlar Kanununun maddesine uygun olarak verilmiş bir tahliye taahhütnamesi olmadığından bahisle takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce takibin durdurulduğu, alacaklı tarafından icra mahkemesine başvurularak itirazın kaldırılması ve tahliye talebinde bulunulduğu mahkemece; İİK’nun maddeleri hükümlerine göre sözleşmede yazılı kira müddetinin bitiminde kiracının mecurdan tahliye edilebilmesi için sayılı Kira Kanuna tabi olmayan taşınmazlardan olması gerektiği, taşınmazın belediye sınırları kapsamında kaldığından bahisle davanın reddine karar verildiği, davacı-alacaklı tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında başlangıç tarihli 3+2 yıl süreli kira sözleşmesinin kurulduğu, sözleşmenin 5. maddesine göre, sözleşme bitiminde kiracının taşınmazı boşaltarak kiraya verene kayıtsız ve şartsız teslim edeceğinin kararlaştırıldığı, bu haliyle söz konusu hüküm, kiralananın kira süresi sonunda tahliye edilmesini amaçlayan, tahliyeye zorlayan tahliye taahhütnamesi niteliğinde olduğu, davalının taşınmazda başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren oturmaya başladığı, daha sonra başlangıç tarihli yeni bir kira sözleşmesi yapılsa dahi, yargılamaya konu tahliye taahhüdünün kira ilişkisi devam ederken (kiralananda otururken) verilen tahliye taahhüdü niteliğinde olması sebebiyle geçerli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, itirazın kaldırılmasına ve tahliyeye karar verildiği anlaşılmaktadır. Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; sayılı Türk Borçlar Kanununun maddesinin birinci fıkrasında; “Kiracı, kiralananın teslim edilmesinden sonra, kiraya verene karşı, kiralananı belli bir tarihte boşaltmayı yazılı olarak üstlendiği hâlde boşaltmamışsa kiraya veren, kira sözleşmesini bu tarihten başlayarak bir ay içinde icraya başvurmak veya dava açmak suretiyle sona erdirebilir” hükmünü içermektedir Somut olayda; taraflar arasında tarihli ve tarihli kira sözleşmeleri bulunduğu, davalı tarafından sözleşmelerdeki imzanın inkar edilmediği, 01/05/ başlangıç tarihli sözleşmenin 1. maddesinde sözleşmenin, taraflar arasında 01/02/ tarihinde yapılmış olan kira sözleşmesinin kira süresinin uzatılması, yeni dönem kira bedelinin belirlenmesi ve değişen şartlara uyarlanması amacıyla yapıldığının belirtildiği, 5. maddesinde “Kira süresi tarihinden başlayarak 3+2 yıl olarak kararlaştırılmış olup bu sürenin sonunda kiracı mecuru boşaltarak kiraya verene kayıtsız şartsız teslim edecektir.” şeklinde taahhüdün yer aldığı,davalının 01/02/ tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren kiralanan taşınmazda bulunduğu, söz konusu taahhüdün kira ilişkisi devam ederken verilen tahliye taahhüdü olduğu ancak taahüdün belli bir tarihi içermediği görülmüştür. Tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi belli (açık) bir şekilde yer almadığından Türk Borçlar Kanununun maddesinin aradığı anlamda bir tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemez. O halde, ilk derece mahkemesince belirtilen gerekçe ile davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nin 18/10/ tarih ve / E. - / K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, sayılı Kanun ile değişik İİK'nun /2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken sayılı HMK'nun /2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/03/ gününde oy birliğiyle karar verildi.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir