Tıbbi Sülük Nasıl Beslenir

Sülükler yıl içerisinde 2 kere üreyen canlılardır. İlkbahar ve sonbahar mevsimlerini tercih ederek üremelerini gerçekleştirir.

Sülük Nasıl Ürer? Nasıl Çoğalır?

Sülükler en çok araştırılan canlılar arasında yer alıyor. Bazı tedavi yöntemlerinde kullanılan sülükler, kişilerin merak ettiği canlılardır. Sülüklerin üremesi hakkında da farklı araştırmalar yapılabiliyor. Nasıl üredikleri konusunda bilgi edinmek isteyenler, sülüklerin üremesini araştırabiliyor. Sülükler yıl içerisinde genellikle 2 kere yumurta bırakıyor. Sülüklerin yumurtasına koza ismi veriliyor. Sülüklerin yumurta bırakmak için uygun ortamın oluşmasını bekler. Yumurta bırakılacak olan ortamın sıcak olması, sülükler için oldukça önemli bir konudur.

Yumurtalar bırakıldığında, yaklaşık 30 gün geçmesi gerekiyor. Yumurtalardan çıkacak olan sülükler 30 gün sonra yumurtadan çıkıyor. Yumurtalar çıkan sülükler arasında bazıları yaşamına devam edemiyor. Sülüklerin yumurtaları hakkında yapılan araştırmalarda, %35 ile %40 arasında fire verildiği bilgisi bulunuyor. Yumurtadan çıkan sülüklerin neredeyse yarısı, ölü olarak yumurtadan çıkıyor.

Sülükler Ne İle Ürer?

Sülüklerin erkek ve dişi cinsiyetleri bulunuyor. Erkek sülükler spermlerini, dişi sülüklere aktararak yumurtalama işlemlerini başlatır. Sülüklerin üreme süresi yumurtalama süresiyle birlikte yaklaşık olarak 30 gündür. Sülükler senede en fazla 2 kere üreme yapıyor. İlkbahar ve sonbahar aylarını tercih eden sülükler, sıcaklığa hassas canlılardır. Yumurta yapılacak zamanda havaların sıcak olması gerekiyor. Sülüklerin üretilmesi için, tüm dünyada kurulan bazı tesisler bulunuyor. Tesisler sülüklerin üremesi adına çalışma yaparak, sülük üreme işlemlerini gerçekleştiriyor.

Sülük Nedir ?

Sülükler Hakkında Bilgi

′den fazla türü bulunan Annelida filumundandır. Çoğu ektoparazit olup, kan emerek beslenen canlılardır. Bunların yaklaşık ′den fazla türü Hirudinea sınıfındadır. Bu sınıfta genellikle deniz, tatlı su ve kara sülükleri yer alır.

Hastalıklarda tedavi edici özelliği bulunan sülüklerin birkaç türü olup H. Medicinalis, Hirudo Verbana bunlardandır. Bu sülüklere “tıbbi sülük” adı verilir.Tıbbi sülüklerin birkaç türü olup, Türkiye’de H. Medicinalis ve H. Verbana’nın yaşadığı bilinmektedir. Sülüklerin anatomisi dikkat çekecek derecede tek örnektir. Vücut tipik olarak dorso-ventral yassılaşmıştır. Segmentler anterior ve posteriorde çekmen biçimine dönüşmüştür. Anterior çekmen genellikle posterior çekmenden daha küçüktür ve üç çeneli ağzın etrafı çekmenle çevrilidir. Çenelerde bir sıra halinde dizilmiş diş bulunur. Posterior çekmen, sekiz segmentin birleşmesiyle oluşmuş, disk şeklinde ve ventrale dönüktür, çekmenler yapışmaya ve harekete yardımcı olur. Vücutları daima sabit sayıda 34 segmentten oluşur. Sülüklerin ağzı ön uçta, ya bir çekmenin dibinde veya kaşık şeklinde bir üst dudağın altındadır.

Sülük tedavisi ile ilgili ilk kaynaklar MÖ. yüzyılda yaşamış Babil’li hekimlere kadar gitmektedir. İbn-i Sina’nın kitaplarında da sülük tedavisi yerini almıştır.

Ülkemizde en çok görülen cinsi Hirudo Verbana &#;dır. Sülük tedavisi, doğal ortamlarında yetiştirilmiş tıbbi sülüklerin insan vücudunda hastalığa göre veya şifa amaçlı belirli noktalara ( akupunktur noktaları ) tutturularak yapılan bir tedavi şeklidir.

Günümüzde Sülükler

Günümüzde sülük tedavisi biyolojik etkileri açısından “benzeri olmayan” bir tedavi yöntemi olarak nitelendirilmektedir. Almanya’da ′ü aşkın Hirudoterapi Kliniği vardır. Hirudo Medicinalis, Alman Tıbbi İlaçlar Kanunu’nun (TİK) seafoodplus.infoinin seafoodplus.info gereği ilaç olarak kabul edilmiştir. Daha sonra ilave edilen seafoodplus.info ile de hazır tıbbi ilaç  olarak tanımlanmıştır. Bunun, uygulama olarak, enjektöre çekilen ilaçtan farkı , ‘’ bu ilacın enjeksiyon şeklinde bizim tarafımızdan değil, Hirudo Medicinalis adı verilen  canlının ağzından bizzat verilmesidir “. Sadece Avrupa yılda milyon sülük kullanmaktadır. Amerika’da sülük tedavisi uygulayan hekimlerin kurduğu derneğin ′den fazla üyesi vardır ve ′ de Amerikan İlaç ve Gıda Dairesi (FDA) sülük tedavisini akredite etmiş ve Avrupa’daki gibi eczanelerde satılmasına izin vermiştir.

Bütün sülükler kan emici değildir. Bazı türleri omurgasızları, Annelida’ya ait diğer sınıfların bireylerini, salyangozları ve böcek larvalarını yerler. Kan emenler balık, kurbağa, kaplumbağa, salyangoz ve kabuklu su canlıları ile omurgalı hayvanlarda ektoparazit olarak yaşarlar. Omurgalıların hemen her grubu konakçı olmasına karşın, balıklar en çok saldırıya uğrayan gruptur. Sivrisineklere benzer şekilde, ağrı oluşturmadan deriyi ağızlarında yer alan üç adet çenenin üstünde bulunan keskin dişleriyle ensize ederek kan emmeye başlarlar ve salyasındaki çeşitli mediatörleri (lokal anestezik, histamin benzeri vazodilatatörler, pıhtılaşmayı engelleyici maddeler, yayılma faktörleri, antibiyotikler vb.) bu bölgeye salarlar.

Sülükler vücut ağırlığının katı kadar kan emer

Sülük nedir açıklamamıza devam edecek olursak, sülüklerin vücudu muhtelif renklerde görünebilen ince ve düz bir örtü ile sarılmıştır. H. Medicinalis’in sırtı bozumsu zeytin renginde olup, az çok belirgin altı tane boyuna uzanan kırmızımsı-sarı şeride sahiptir. Kenarlar açık zeytin rengindedir. Karnın her iki yanında düz siyah birer şerit bulunur. H. Medicinalis’in sindirim kanalı florasında bir cins bakteri olan Aeromonas hydrophila bulunur. Bu ekstraselüler simbiontun emilen kanın sindirimine yardım ettiği, ürettiği antibiyotiklerle diğer bakterilerin ölümünü sağladığı ve diğer bazı faydaları olduğu bildirilmektedir. H. Medicinalis’in boyu cm olup, 34 segmentten oluşur. Ağırlığı g’dır. Vücut ağırlığının katı kadar kan emer vücut ağırlığı arttıkça emdiği kan miktarı da artar ve bir yıla kadar beslenmeksizin yaşamını sürdürebilir.

Yapılan bir çalışmada insandan kan emme süresi ortalama 68±26 dk; emilen kanla artan vücut ağırlığı % olarak bulunmuş, bu türün diğer bazı sülük türlerine göre (örn. Macrobdella decora) crude ekstraktlarından daha fazla antitrombotik ünit hirudin ihtiva ettiği bildirilmiştir. Hermafrodit olan sülüklerin çoğu yaklaşık bir yıl kadar yaşarlar. Baharda yumurtadan çıkan sülükler, takip eden yılda olgunlaşırlar. Hayat devri, beslenme alışkanlıkları ile yaşam ortamına bağlıdır. H. Medicinalis diğer türlere göre daha uzun yaşar. Bazı sülükler denizlerde olsa da çoğu akuatik türler yüzeysel bitki bulunan havuz, göl ve hafif akan çayların kenarı gibi tatlı sularda yaşarlar. Sülükler dünyanın her tarafına yayılmışlarsa da (kutup okyanuslarından çöllerdeki su kaynaklarına kadar) daha çok ılıman göl ve havuz sularında bulunurlar. Kuzey Amerika sülük faunasının çoğu Avrupa ile benzerdir.

Ülkemiz, sülük türleri açısından dünyanın en zengin yerlerinden biridir. H. Medicinalis ve H. Verbana’ya yurdumuzda ve bölgemizde yaygın olarak rastlanmaktadır. Sülüklerin koku ve tat alma duyusu vardır. Görme ve işitme organı yoktur. Termoreseptör, baroreseptör sistemleri ve sonar donanımı mevcuttur.

Sülük nedir ve sülük tedavisi hakkında bilgi almak için bize ulaşabilirsiniz.

Sülük insanlık tarihi kadar eski geleneksel bir tedavi şeklidir ve asırlardır pek çok hastalığa şifa vermeye devam ettiği gibi günümüzde de öneminden bir şey kaybetmiş değildir.

Peki; incelendiğinde insanı hayretler içinde bırakan sülük nasıl bir yaratıktır?

Sülüğün ağzında üçgen yıldız şekline benzer iz bırakan üç adet çene ve bu çenelerin her birinin üzerinde ise yaklaşık minik diş mevcuttur. Ayrıca kuyruk kısmında sülüğün yapışmasını ve sağlam bir şekilde durmasını sağlayan bir organ vardır. Baş bölgesinde ışığa hassas beş çift görme organı bulunmaktadır. Sivrisineklere benzer bir şekilde 3 adet çenenin üzerinde bulunan keskin dişleriyle ağrısız bir şekilde cildi delerek emmeye başlarlar. Emme sırasında ise salyasındaki çeşitli etkenleri (lokal anestezik, histamin benzeri vazodilatatörler, pıhtılaşmayı engelleyici maddeler, yayılma faktörleri, vb.) bu bölgeye salarlar.

İşitme organları bulunmamaktadır. Sülükler bölgenin kanlanmasına bağlı olarak birkaç dakikadan birkaç saate kadar ortalama ml kadar kan emebilirler. Emme işi bittiğinde ise kendi ağırlıklarının 10 katına kadar ulaşabilirler. Emdikleri kan ile bir yıla kadar yeniden beslenmeye ihtiyaç duymadan yaşayabilirler.

Canlı ilaç: Sülük

Bilindiği gibi sülük sağlık alanında kullanılmaktadır. Tedavi amacıyla kullanılan sülük bu esnada insan bedenine biyoaktif maddeler salgılar. Sayıları ’ü bulan bu enzimlerin hepsi eriticidir; onlar vücuttaki eritilebilen birikintileri, tıkanıkları eritir ve pis kanı emerler. Bir bölgede toksinler çok birikmişse sülükle onlar eritilir ve kanama ile dışarı atılır.

Sülüklerin salgıladığı biyoaktif maddeler; ağrı kesici (analjezik), ateş düşürücü (antipiretik), antibakteriyel ve bakteriostatik (antibiyotik yani zararlı mikropları yok edici), antienflamatuar (iltihap kurutucu), vazodilatatör (damar genişletici), yüksek tansiyonu (kan basıncını) düşürücü, antikoagülan (kanın koyuluğunu azaltıcı), hasarlı organ ve dokuların damar geçirgenliğini artırıcı, kapiller ve venöz sirkülasyon bozukluklarını giderici, ödem çözücü özelliklerinin yanı sıra hipoksiyi (oksijenlenmeyi) düzenleme, immun (bağışıklık) sistem direncini artırıcı özelliklere sahiptirler.

Tedavi için yaratılan canlı

Her canlıyı pek çok hikmet ve fayda için yaratan Allah (cc), o canlıya yaptıracağı hizmete göre bir iştah ve ihtiyaç verip o işe koşturur. O canlı da kendi ihtiyacını karşılarken yeryüzü ekosisteminde çok önemli görevler ifa eder.

Konumuz olan sülükte de böyledir. Sülük adlı canlı, yaratılıştan verilen bir özellik olarak temiz kan içmez. Temiz kan içmedikleri gibi problem olmayan bölgeden de kan emmezler. Hatta öyle ki, temiz kan içtikleri takdirde ölürler. Bu sebeple de sadece ölü deriyi, hastalıklı ve kirli kanı içerler. Sülüklere takdir edilen besin budur ve böylelikle de şifaya vesile olurlar.

Sülüklere adeta radar gibi, problemli yerleri bulma kabiliyeti de verilmiştir. Tedavi sırasında sülük, deri üzerinde serbest bırakılır. Bu şekilde sülük de içgüdü ile değil sevk-i ilahi ile problemli olan en önemli noktayı bulur ve orayı tutarlar. Çünkü bu akıllıca işi bu akılsız canlı yapamaz. Zaten bu önemli işi ve bu canlının bizim için faydalı olacak şekilde yaratılışını Allah’a vermek istemeyenler, içgüdü derler ve bir anlamda yine o canlının yapmadığını ifade etmiş olurlar. Evet dediğimiz gibi sülük, sevk-i ilahi ile problemli olan en önemli noktayı bulur ve orayı tutar. Hem de öyle bir tutar ki, o noktadan en önemli bölgelere enzimler akar. Üstelik hortumlarıyla 5 cm kadar içeriye de inerler.

Bizi tanımayan, bize ilgisi olmayan canlıları, bizim için böyle faydalarla yaratan ve sevk eden Rabbimize şükürler olsun. Derdi olan ve sülükle sağlığına, rahatına kavuşanların dilleriyle şükürler olsun…

KAYNAKLAR:

1. Son Söz. Gerçek Tıp Dersleri. Cilt II. Aidin Salih. Yitik Şifa Yayınları,

2. Tıbbi sülükler ve tıbbi sülük salyasının özellikleri. Sert E., Sakarya A.A., Yüksel Ş.B., Sert A., Tüfekçi S. Integr Tıp Derg. ;3(2)