Televizyonun hayatımıza girmesiyle bambaşka hayatları keşfettik. Bilmediğimiz ülkeler, bilmediğimiz hayatlar, renkler, çiçekler, yüzler evimizin içinde baş köşeyi aldı.
Evimizin en güzel köşesine oturttuk televizyonu, en güzel dantel işlemeleriyle süsledik, sildik temizledik. Uykudan uyandığımız gibi gidip açtık onu, işten-okuldan dönünce ilk önce kumandayı aradı ellerimiz açtık televizyonu. Mutfakta, banyoda, balkonda onun sesi yokken bir eksik var dedik; halbuki eksik olan çocuklarımızın, eşimizin, dostumuzun sesiydik onları aramadık.
Yıllar geçti. Teknoloji ilerledi en son modeller, incecik televizyonlar hayatımızda yerini aldı. Onlarla birlikte duygularımızda, ilişkileriniz de inceldi fark etmedik. Onlar da yetmedi tablet ve telefonlar da hayatımızda en merkeze gelip konuldular. Olmasınlar demiyorum, olsunlar elbette dozunda ihtiyaç halinde olsunlar; mesela haberleri izledikten sonra kapatalım televizyonu oturalım ailece günümüz hakkında konuşalım. İş yazışmaları bittikten sonra kaldıralım telefonları çocuklarımızla doyasıya oynayalım. Bitince araştırmalarımız ya da ara verelim, eşimizle karşılıklı kahve içip sohbet edelim.
Televizyon hayatımıza girince bıraktık anneliğin -babalığın bazı sorumluluklarını televizyona bıraktık çocuğun susturuculuğunu. Acıkan çocuğu,televizyon karşısında yedirdik doyduğunu hissettirmeden, damak zevki gelişmeden.
İşerimiz varken çocuğu saatlerce televizyona emanet ettik. Uyumayan çocuğu televizyon karşısına oturttuk uyuya kalsın diye. Çocuğu hayata getirip hayatın içinden çıkarıp mekanik olan bir bakıcının eğitimine bıraktık. Saymakla bitmez televizyonun zararları!
Soğuk, mimiksiz, hareketli, ruhsuz, empati yanı olmayan, söylenenlere, duygulara yanıt vermeyen biri. Bunları okurken içiniz ürperdi değil mi ? Evet işte çocuğunuz bu bakıcıya emanet. Oysa ki unuttuğumuz bir şeyler vardı. Çocuk gelişiminin en önemli ayağını sıcacık bir dokunuş taşır. Çocuk hayatı dokunarak yaşayarak öğrenir. Etrafındaki yetişkinlerin içten sesini , göz göze gelerek sohbet ederek, gerçek oyuncaklarla, arkadaşlarla oynayarak gelişimlerini sağlıklı bir şekilde ilerletebilir.
1-) Ekrandaki renkli ve hızla değişen görüntüler çocuklarda dikkat dağınıklığına hareketliliğe ve dürtüselliğe neden olur. 2-) Televizyon tek taraflı bir iletişim aracıdır. Konuşmalarına karşılık bulamayan çocuğun dil gelişimi sekteye uğrar. Konuşma bozukluklarına neden olur. 3-) yaş arasındaki çocuklar gördüklerini bir akıl süzgecinden geçirmeden alır, çocukların öğrenmelerinin çoğunu bilinçaltı oluşturur, çocuğa rahatsızlık veren görüntüler korkulara, davranış bozukluklarına neden olur. 4-) Çocuklarda üst benlik gelişmediği için televizyonda izledikleri şiddet, aldatma, kandırma, alay,küçümseme değerlerini direk alırlar. 5-) Televizyon çocuğun hayatında soyut dönemde kalır. Çocukların 12 yaşına kadar hayatı dokunarak, bir şeyleri deneyerek yapmaya öğrenmeye ihtiyaç duyarlar. Televizyon çocuğun öğrenmesi önündeki en büyük engeldir. 6-) Ekranın renkli çekiciliği nedeniyle çocuk sokaklara çıkıp oynamayı, okula gitmeyi reddedip televizyon karşısında kalmayı seçerek, sosyalleşemez. 7-) Çocuk etrafındaki yetişkinlerin ne söylediklerinden daha çok ne yaptıklarına bakarak öğrenir. Gününü televizyon karşısında geçiren ebeveynlerin çocukları da televizyon seyreder ve günün çoğunu buna ayırır. 8-) Televizyon karşısında harcanan vakit çocukta ruhsal yorgunluklara neden olduğundan dolayı çocuğun ödev yapma duygusunu engeller, bu da derslerdeki başarıyı azaltır. 9-) Televizyon aile sohbetlerini, aile olabilme duygusunu elinizden alır.
Televizyonsuz gün haftasının en güzeel sloganı olan ‘’televizyonu kapat, hayatı aç’’ sloganını hayatımızın her gününe taşıyalım.
1-) Her gün çocuklarınızın ve sizin birlikte vakit geçirdiğiniz özel saatleriniz olsun. 2-) İzlenecek şeyler kısa olması Şartıyla izlendikten sonra televizyon kapatılsın. 3-Yemek sofrasındayken televizyon kapalı olsun, telefonlar masada olmasın, yemek sofranız ailenizle gününüzü de paylaştığınız yer olsun. 3-) Akşamları birlikte kitap okuma saatiniz olsun. Kitap okuyan evlatlarınız olsun istiyorsanız onlara örnek olun. Unutmayın sözden daha çok davranışlarınız tesir eder. 4-) Televizyon yerine alternatif aktiviteleriniz olsun, sinemeya gitmek, ailecek yürüyüşe çıkmak, oyun oynamak, şarkı söylemek gibi 5-) Çocuğunuz ödev yaparken siz kendi araştırmalarınızı ya da kitap okumalarınızı yapabilirsiniz. 6-) Televizyonu yaş arasındaki çocukların gün içinde 1 saatten , 5 yaş ve üstü çocukların da gün içinde 2 saatten fazla televizyon izlemelerine izin verilmemelidir. 7-) Televizyon izleme saatinin dışında televizyonun açılmamasına dikkat edilmeli. 8-) Diziler gibi çocukların üstbenline zarar veren düzeydeki programlar çocuklara izletilmemeli. 9-) Çocukların yaş düzeylerine uygun programların tercih edilmesi gerekir. Aile önceden araştırdığı çizgi filmleri çocuklarına izletmeli( yaş aralıkların televizyon izleme saatlerine dikkat edilmeli). ) Çocuk televizyon karşısında pasif bırakılmamalı. Gerekirse birlikte televizyon izlenmeli ve ara ara görüntüler hakkında konuşulmalı.
Her gününüz televizyonsuz geçsin. Aile birlikteliğinizin arttığı, bol neşe, bol kahkahalı geçen günleriniz olsun
Psk. Özlem TURAN
Geçmişten günümüze kadar insanoğlu bir çok buluş ve icadın altına imzasını atmıştır ve teknolojinin gelişmesi ile artan bilgi birikimi sayesinde her geçen gün insan yaşamı buluşlar ve icatlar sayesinde daha kolay bir hale gelmiştir. Bu buluşlar ve icatlar insanlığa büyük faydalar sağlarken aynı zamanda bir takım zararlar da vermeye başlamıştır. Bu buluş ve icatlardan birisi de televizyon olmuştur. Televizyon için Ağacı oymuşlar içine dünyayı koymuşlar. tabiri de kullanılmaktadır. Çünk televizyon sayesinde dünyanın her yerini görebiliriz. Peki televizyonun yararları ve zararları nelerdir?
Televizyonun Yararları:
Televizyonun Zararları:
Televizyonun Faydaları ve Zararları Hakkındaki Yazımız İçin Yorum ve Fikirlerinizi Yorum Alanından Hemen Bize Yazın.
Günümüzde bir çok insan televizyona sahiptir. Ve bir çok insan ortalama 3 saatten fazla zamanı televizyon başında geçirmektedir. Peki televizyon iletişimin doğru kullanarak mı geçirmektedirler? Cevabı tabi ki hayır. Birçok tv programı insanların sadece hoş vakit geçirmeleri için tasarlanmış olup, insanları farkında olmadan hantallığa ve zayıf bir beyne iten otomatik makine haline getirmektedirler. Şöyle izah edeyim, diyelim akşam de en sevdiğiniz dizilerden bir tanesi var ve bu dizi ortalam 3 buçuk saat sürüyor. Siz bütün hayatınızı bu sevdiğinizi dizilere doğru yönnlendiriyorsunuz. Bu yönlendirmeniz içine, çocuklarınız, anneniz, babanız ve bütün sevdikleriniz giriyor. Siz onlarla ilgilenmek yerine zamanınızı o sevdiğiniz filmlere harcıyorsunuz. Ee diyeceksiniz ki, "bunun zararı neresinde stres atıyoruz". Evet stres atacaksınız, ama zamanınızın çoğunu boş bir kutuya bakarak, zamanınızın çoğunu tv başında geçirmek stres atmaktan çok, stres yaratmaya yöneliktir. Şöyle açıklayalım, araştımalara göre bilim adamları, TV nin yaydığı leptin ve ghrelin ışınlar hormonları etkileyerek vücutta hormonal dengeziliklere yol açar, ve buda insan vücudundaki hem piskolojik hemde fiziksel hastalıklara yol açmaktadır. Buda stres oranını artırmaktadır.
Gelin televizyonun zararlarını maddeler halinde inceleyelim;
– Bütün günü televizyon başında geçirmek insanın bağışıklık sistemine zarar vermektedir, ayrıca teleizyondan yayıyılan ışığın melatonini azaltması nedeniyle hormanol dengesizliklerin yanı sıra kansere bile yol açmaktadır.
– Çok televizyon izleyen çocukların ruhsal dengesizlik yaşaması, ayrıca erken ergenlikle karşıkarşıya kalmaktadırlar.
– Günümüzde artık çok rahat etkisini gösteren, şiddet, cinsellik, uygunsuz haber ve seviyesiz programlar insanların piskolojik rahatsızlıklara itmetedir. Bu ise bilinçsiz ve geri kalmış bir topluma hazırız demek anlamına gelmektedir.– Bir çok programcı kendi reytingleri uğruna insanların zaaflarını kullanarak bizleri bir nevi "aptal" durumuna düşürmektedirler.
– Çok televizyon başında durmak, imsomnia gibi uyku problemine yol açmaktadır.
– Televizyon görsel içerik olduğundan, insanlara izlerken düşünme imkanı vermez. Beyinin tek lob'unu çalıştırdığı için, zeka gelişimine katkıda bulunmaz. (Belgesel tarzı bilgi içerikli yayınlar hariç.)
– Göz bozulmalarına neden olur.
– Dikkat dağınıklığı ve unutkanlığa yol açar.
– Çocuklarda televizyon karakterini örnek alarak, suç oranı artabilir. (Örnekleri vardır.)
– İnsanları gerçekten koparma ve hayalciliğe yönelik yaşam oluşturur. Bu ise büyük bir pisikolojik rahatsızlık haline gelebilmektedir.
– Kendi kültürünü unutma.
Çocukların televizyon izlemesini önlemek çok zordur. Bazı evlerde televizyon izleyen kimse olmasa da daima açıktır. Anne babalar bazen Televizyon'yi yedek çocuk bakıcısı olarak kullanmaktadır. peki Televizyon izlemek gerçekten çocukları nasıl etkiliyor?