İlk kurulduğu andan itibaren milli hareket olarak görülen Temsil Heyeti, tarihte büyük bir öneme sahiptir. İtilaf devletlerinin ülke topraklarını ele geçirmesinin ardından, geçici olarak Temsil Heyeti kurulmuştur. Büyük bir tarihi öneme sahip bu heyet, ülkenin kurtuluşu açısından fayda sağlamıştır. Ayrıca bu heyet, Millet Meclisi'nin kurulmasında da büyük bir rol oynamıştır.
Başka bir deyişle Heyet-i Temsiliye, İtilaf devletlerinin ülkeyi işgal etmesi sonucunda oluşan ulusal direniş sırasında kurulmuştur. Bu kurul, TBMM kurulana dek Millî Mücadele'nin yürütme organı şekliyle görevini sürdürmüştür. Temsil Heyeti bir milli hareket bilinciyle, halkı temsil etme görevini üstlenmektedir. Halk adına en doğru kararların verilmesinde rol oynayan bu kurul, halkın refah seviyesini arttırmıştır. Aynı zamanda kongreler ve toplantılar düzenleyerek, devlet sorunlarını tartışmak ve bu sorunlara çözüm aramak gibi görevleri üstlenmiştir.
O dönemde varlığını sürdüren İstanbul Hükümeti'ne karşı alternatif bir hükümet kurmak gerekiyordu. Bu sebeple 27 Aralık 'da Temsil Heyeti kurulmuştur. Ülkenin kurtuluş mücadelesinde önemli bir yere sahip bu heyet, Millet Meclisi'nin kurulmasında aktif bir rol oynamıştır. Bunun sonucunda ülkenin farklı yerlerinden vekillerin gelmesine olanak sağlamıştır. TBMM'nin kuruluşuna dek devam eden Temsil Heyeti, bu noktada büyük önem taşır.
Temsil Heyeti ilk olarak Erzurum Kongresi'nde ortaya çıkmıştır. Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kurulan bu heyete katılan üyeler doğu illerini temsil etme görevini üstlenmiştir. Erzurum Kongresi, kendi kararlarını uygulamak amacıyla seçilen 9 delegelik bir heyet olarak kurulmuştur. Daha sonra Sivas Kongresi ile birlikte üye sayısı arttırılarak ülkenin yükünü hafifletme kararı alınmıştır. Yurdu temsil eden 16 delege, Mustafa Kemal'in önderliğinde geçici olarak kurulmuştur.
Temsil Heyeti öncelikli olarak, doğu illerini temsil etmek üzere Erzurum'da kurulmuştur. Bu kongre, 23 Temmuz – 7 Ağustos arasında toplanmış ve bu süreçte tüzük gereği 9 kişilik bir temsilci kurul seçilmiştir. Bu dokuz temsilci üyenin liderliğini sürdüren Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişliği görevini üstlendiği sırada, 8 Temmuz 'da askerlik mesleğinden ayrılmıştır.
Mustafa Kemal ile birlikte Temsil Heyeti üyeleri, 29 Ağustos 'da Erzurum'dan ayrılarak Sivas Kongresi'ne katılmıştır. Sivas Kongresi ise Eylül tarihinde gerçekleşti. Seçilen üyelere ek olarak yenileri de eklendi ve üye sayısı 15'e çıkartıldı.
Temsil Heyeti'nin görevi, TBMM'nin açılmasıyla beraber sona ermiştir. Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki kurul, Sivas Kongresi'nin ardından 27 Aralık 'da Ankara'da sürdü. Kurulacak yeni meclisin çalışmaları burada yürütüldü. Ankara'nın iç kesimlerde olması, dışarıdan gelen tehlikelere karşı son derece korunaklıydı. Aynı zamanda diğer şehirlerle iletişimi çok daha kolay olacaktı. Bu sebeplerden ötürü Ankara, Millî Mücadele'nin merkezi olarak kararlaştırılmıştır. Böylece Temsil Heyeti, burada Millet Meclisi'nin kurulmasında büyük rol oynamıştır. Temsil Heyeti'nin Ankara'ya gelmesiyle birlikte burada ikinci bir hükümet kurulmuş ve Temsil Heyeti sona ermiştir.
Efendiler, Erzurum Kongresi 14 gün sürdü. Çalışmalarının sonucu, tespit ettiği tüzük ve bu tüzükteki hükümleri ilân eden bildiri maddelerinden ibarettir.
Bu tüzük ve bildiri metni, zaman ve ortamın gerektirdiği bazı önemsiz ve ikinci derecede düşünce ve görüşler atlanarak incelenirse, birtakım köklü ve geniş çaplı ilkeler ve kararlara varmış oluruz.
Müsaade buyurursanız, bu ilkelerin ve kararların bence, daha o zaman, nelerden ibaret olduğuna işaret edeyim:
1 — Millî sınırlar içinde bulunan vatan parçaları bir bütündür. Birbirinden ayrılamaz (Bildiri, madde 6; Tüzük madde 3ün açıklaması: Tüzük ve bildirinin linci maddeleri lûtfen okunup incelensin)
2 — Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı ve Osmanlı Hükûmetinin dağılması halinde, millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir. (Tüzük madde 2 ve 3; Bildiri, madde 3)
3 — İstanbul Hükûmeti vatanı koruma ve istiklâli elde etme gücünü gösteremediği takdirde, bu gayeyi gerçekleştirmek için geçici bir hükûmet kurulacaktır. Bu hükûmet üyeleri millî kongrece seçilecektir. Kongre toplanmamışsa bu seçimi Heyet-i Temsiliye (38) yapacaktır. (Tüzük, madde 4; Bildiri, madde 4)
4 — Kuva-yı Milliyeyi (39) tek kuvvet olarak tanımak ve millî iradeyi hâkim kılmak esastır (Bildiri, madde 3).
5 — Hristiyan azınlıklara siyasî hâkimiyet ve sosyal dengemizi bozacak imtiyazlar verilemez (Bildiri, madde 4).
6 — Manda ve Himaye kabul olunamaz (Bildiri, madde 7).
7 — Millî Meclisin derhal toplanmasını ve hükûmetin yaptığı işlerin Meclis tarafından kontrol edilmesini sağlamak için
çalışılacaktır (Bildiri, madde 8).
Bu ilkeler ve bu kararlar çeşitli şekillerde yorumlanmışsa da, gerçek niteliklerini hiç değiştirmeden uygulanma imkânı bulabilmişlerdir.
Efendiler, biz Kongrede özetlediğim bu kararları ve bu ilkeleri ortaya koymaya çalışırken, Sadrazam Ferit Paşa da basında birtakım demeçler yayınlıyordu. Bu demeçlere, Sadrazamın milleti jurnali dense yeridir. 23 Temmuz tarihli basın, dünyaya şunu ilân ediyordu: «Anadoluda karışıklık çıktı. Kanun-ı Esasîye (40) aykırı olarak Meclis-i Mebusan adı altında toplantılar yapılıyor. Bu hareketin askerî ve sivil memurlar tarafından önlenmesi gerekir.
Buna karşı gereken tedbirler alındı ve Meclis-i Mebusanın toplantıya çağrılması istendi (Belge: 39).
Ağustosun yedinci günü, Kongre, toplantısına son verirken üyelerine:
«Önemli kararlar alındığını, bütün dünyaya milletimizin varlık ve birliğinin gösterildiğini» söyledim ve «tarih, bu kongremizi ender görülen büyük bir eser olarak kaydedecektir» dedim (Belge: 40).
Sözlerimde isabetsizlik olmadığını zaman ve olayların ispatlamış olduğuna inanıyorum, Efendiler.
Erzurum Kongresi, tüzüğü gereğince bir Heyet-i Temsiliye seçmişti.
Dernekler Kanununa göre, dilekçe yerine geçmek üzere, Erzurum Valiliğine verilen 24 Ağustos tarihli yazıda, Heyet-i Temsiliye üyelerinin adları ve kimlikleri şu şekilde gösterilmiştir:
Mustafa Kemal Eski 3üncü Ordu Müfettişi, askerlikten ayrılmış.
Rauf Bey Eski Bahriye Nâzırı (41).
Raif Efendi Eski Erzurum Milletvekili.
İzzet Bey Eski Trabzon Milletvekili.
Servet Bey Eski Trabzon Milletvekili.
Şeyh Fevzi Efendi Erzincanda Nakşî Şeyhi.
Bekir Sami Bey Eski Beyrut Valisi
Sadullah Efendi Eski Bitlis Milletvekili.
Hacı Musa Bey Mutki Aşiret Beyi (Belge: 41).
Efendiler, sırası gelmişken arz edeyim ki, bu kimseler hiçbir vakit bir araya gelip birlikte çalışmış değillerdir. Bunlardan İzzet, Servet ve Hacı Musa Beyler ile Sadullah Efendi hiç gelmemişlerdir. Raif ve Şeyh Fevzi Efendiler Sivas Kongresine katılmışlar fakat ondan sonra biri Erzuruma öteki Erzincana dönerek bir daha Heyet-i Temsiliyede bulunmamışlardır. Rauf Bey ve Sivas Kongresinde aramıza katılan Bekir Sami Bey İstanbulda Meclis-i Mebusana gidinceye kadar, bizimle birlikte bulunmuşlardır.
38) Temsil Heyeti, yani 23 Temmuz dan 23 Nisan ye kadar Anadoluda geçerli olan hükûmet.
39) Millî kuvvetler, millî güçler.
40) Anayasaya.
41) Deniz Kuvvetleri Komutanının görevini yapan bir Deniz Kuvvetleri Bakanı, Donanma Bakanı.
Mondros Mütarekesi’nden sonra devletin kurtuluşu adına temsil heyeti önemli bir yer tutar. Tarihi açısından büyük bir öneme sahip olan bu yapılanma, ülkenin kurtuluşu noktasında güçlü bir düzen sağlama imkanı vermiştir. Tabii aynı zamanda heyet-i temsiliye olarak da bilinen temsil heyetinin ne olduğu, internet üzerinden de sık araştırılıyor.
Temsil Heyeti Nedir?
Mondros mütarekesinin ardından itilaf devletleri tarafından Anadolu toprakları işgal edilmişti. Daha sonra ulusal direnişin başlaması ile beraber, Ulusal bir meclis (TBMM) kurulana dek bir yürütme organı gerekiyordu. Bu doğrultuda Milli Mücadele'yi yürütme organına Temsil Heyeti denmektedir.
Daha doğrusu heyet-i temsiliye olarak ifade etmek mümkün. Böylece 23 Nisan tarihine kadar, heyet-i temsiliye önemli görevlerde bulunmuş ve mücadeleye güçlü bir katkı sağlamıştır.
Heyet-i Temsiliye Ne Zaman Kurulmuştur?
Kurtuluş mücadelesinin en önemli safhalarından biri olarak öne çıkan Temsil Heyeti döneminin, hangi tarihte ve ne zaman kurulduğu merak edilen konulardan biridir. O dönem İstanbul hükümeti'ne karşı alternatif bir hükümet kurmak gerekiyordu. İşte bu doğrultuda 27 Aralık tarihinde, heyet-i temsiliye kuruldu. Özellikle Millet Meclisi'nin kurulması açısından oldukça önemli ve aktif bir rol oynamıştır. Böylece ülkenin birçok farklı yerinden vekilin bir araya gelmesinde önemli bir katkı sağladığını söylemek mümkün. Kurtuluş mücadelesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulana kadar düzenli bir şekilde devam etmesi konusunda oldukça etkili bir yapıdır. Daha sonra yerini 23 Nisan tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bıraktı.