kaynağı değiştir]
Genelkurmay Başkanlığı Karargâhında yılından yılına kadar Deniz Müsteşarlığı olarak temsil edilen Deniz Kuvvetleri, Yüksek Askerî Şûra'nın 15 Ağustos günü almış olduğu tarihi bir kararla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olarak teşkil edilmiştir. Bu yeni teşkilatlanma, Türk Deniz Kuvvetlerinin çağdaş ve güçlü bir yapıya kavuşması yönünde önemi bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten itibaren Deniz Kuvvetinin tüm yönetimini üzerine alan Deniz Kuvvetleri, mevcut kaynaklarını en rasyonel şekilde kullanarak her geçen gün daha da büyümüş, dünyadaki tüm gelişmeleri takip ederek, emin ve kararlı adımlar atmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin 18 Şubat tarihinde Kuzey Atlantik Savunma Paktı (NATO)’na üye olması ile birlikte, Türk Deniz Kuvvetleri de NATO’ya üye olan ülkelerle ilişkilerini artırmış; kuvvet yapısını, eğitim doktrinini, imkân ve kabiliyetlerini geliştirmiş ve NATO standartlarında harekât icra edebilen bir hüviyet kazanmıştır.
Bu dönemde, 4 Nisan tarihinde TCG Dumlupınar denizaltısının Çanakkale Boğazı’nda İsveç şilebi Naboland ile çarpışması sonucu 81 denizaltıcı ölmüştür.
Deniz Kuvvetlerinin büyüyen ve gelişen ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığı:
şeklinde beş ana ast komutanlık olarak yeniden teşkilatlandırılmıştır. Deniz Eğitim Komutanlığının ismi yılında Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığı olarak değiştirilmiştir.
Kıbrıs Sorunu 'lı yıllarda yoğun olarak ülke gündemini işgal etmeye başladığında çeşitli ihtimaliyat planları yapılmış ve güçlü bir Çıkarma Filosunun tesis ve idamesi bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler paralelinde, yurt içinde amfibi gemi ve araçlarının inşasına öncelik verilirken, yurt dışından da özellikle tank çıkarma gemisi tedariki yönünde planlamalar yapılmıştır. Türk Deniz Kuvvetleri, yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nda kilit rol oynamış ve amfibi harekâtı başarı ile gerçekleştirerek, amfibi ve kara birliklerinin emniyetle Kıbrıs’a çıkmasını sağlamış; aynı zamanda hem Kıbrıs’a yönelik düşman takviyesini engellemiş hem de kara harekâtına deniz top ateş desteği sağlayarak, askerî ve siyasi hedeflerin ele geçirilmesinde büyük rol oynamıştır. Türk Deniz Kuvvetleri, harekât sırasında 67 mensubunu (54 denizci, 13 deniz piyadesi) ve TCG Kocatepe (D) muhribini kaybetmiştir.
'li yıllar Türk Deniz Kuvvetleri'nin Cumhuriyet dönemindeki gelişiminin tepe noktasına doğru ivme kazandığı yıllar olmuştur. Bu yıllarda, muhtelif modernizasyon projeleri gerçekleştirilmiş; Deniz Kuvvetlerinin harp silah ve araçlarında tek kaynağa bağlı kalmamak hedefine yönelik önemli adımlar atılmıştır. Gölcük Tersanesinde yılında inşa edilen tonluk Ay Sınıfı denizaltı, Türk denizaltıcılığının gelişim sürecinde önemli dönüm noktalarından birisini teşkil etmiş; yine Gölcük’te yılında inşa edilen ilk modern fırkateyn olan TCG Fatih (F), Gölcük Tersanesinin uluslararası arenadaki prestijini daha da artırmıştır.
Bazı alanlardaki imkân ve kabiliyetlerini 'li yıllarda istenilen seviyeye çıkaramayan Türk Deniz Kuvvetleri, 'lı yılların sonunda gerçek anlamda bir açık deniz kuvveti hüviyeti kazanmıştır. Türk Deniz Kuvvetleri bu yıllarda harbe hazırlık seviyesi ve harekât kabiliyetini önemli ölçüde geliştirmiştir. Bu dönemde, Kara ve Hava Kuvvetleri ile yapılan müşterek harekâta yönelik büyük ilerlemeler kaydedilmiş; Hava Kuvvetleri uçakları ile Orta ve Doğu Akdeniz de dahil olmak üzere, açık denizlerde müşterek harekât icra edebilme yeteneği artırılmıştır.
Bu dönemin en önemli gelişmelerinden birisi de, yılında Aksaz Deniz Üssü’nün Ege ile Akdeniz’i buluşturan stratejik bir mevkide tesis edilmesi olmuş; böylece, hem Türk Deniz Kuvvetleri hem de dost ve yabancı ülke gemilerini üs ve liman kolaylıkları açısından desteklemek üzere ilave bir yetenek kazanılmıştır.
Mudanya Mütarekesi'nin 11 Ekim tarihinde imzalanması ile birlikte 14 Kasım tarihinde Kasımpaşa'daki Bahriye Nezareti binası İstanbul Bahriye Kumandanlığı karargâhı haline getirilmiş ve küçük tonajlı harp gemilerinin (Burakreis, Sakız, İsareis ve Kemalreis gambotları ile Taşoz sınıfı üç muhrip) bakım ve onarımlarının yaptırılarak harekâta hazır hale getirilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
Ayrıca, bu çalışmalar paralelinde okul gemisi olarak kullanılması planlanan TCG Hamidiye Kruvazörü onarıma alınmıştır.
Lozan Antlaşması gereği, Boğazlar bölgesinin özel bir komisyon tarafından idare edilecek tarafsız bir statüde olması nedeniyle Marmara Denizi içinde Donanmaya ait üs teşkil edecek bir liman yapılmasına karar verilmiş ve bu maksatla en elverişli bölge olan İzmit Körfezi'nde uygun yerlerin fizibilite çalışmaları yapılmıştır. yılında Marmara Üssü Bahri ve Kocaeli Müstahkem Mevki Kumandanlığı adı altında yeni bir komutanlık İzmit'te teşkil edilmiş ve aslında kilise olan Fransız okul binası satın alınarak, Komutanlık Karargâhı bu binaya nakledilmiştir. İzmit Bahriye Kumandanlığı ise bu Komutanlığa bağlanmıştır.
İzmir Bahriye Kumandanlığı Karargâhı, İstiklal Harbi'ni takiben Kordon Boyu'nda kiralanan bir bina içinde kurulmuştur. Bu komutanlık deniz emniyet ve müdafaa işlerini yürütmüştür. Emrine Mayın Grubu, Müstahkem Mevki Bahriye Müfrezesi, Uzunada İşaret İstasyonu, İzmir Atölyeleri ve Tayyare Bölüğü verilmiştir.
Donanma Komutanlığı, İstanbul Bahriye Komutanlığı binasında küçük bir bölümde faaliyet göstermiştir. Gemilerin hemen hepsi hurda durumda olduğundan bu Komutanlık öncelikle çalışmalarını gemilerin bakım ve onarımı üzerinde yoğunlaştırmıştır.
Cumhuriyet'in ilanından bir yıl gibi kısa bir süre sonra Mustafa Kemal Atatürk, 11 Eylül Eylül tarihleri arasındaki Karadeniz seyahatini Cumhuriyet Donanması'nın denize çıkan ilk gemisi olan Hamidiye Kruvazörü ile yapmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk, Deniz Kuvvetleri gibi çok pahalı bir yatırım ve zaman gerektiren bir gücün bir anda oluşturulamayacağını çok iyi bilmekteydi. Bu nedenle, Deniz Kuvvetlerinin mevcut durumunu geliştirecek ve geleceğini planlayacak özerk bir Vekaletin kurulması gerekliliğine içtenlikle inanmaktaydı. Mustafa Kemal Atatürk'ün bu açık ve kesin desteğinden sonra, Kastamonu Milletvekili Ali Rıza Bey'in önerisi ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden 30 Aralık tarihinde Bahriye Vekaleti (Denizcilik Bakanlığı) yasası çıkarılmıştır. Bahriye Vekaleti, Millî Müdafaa Vekaleti'nden ayrı bir kuruluş olarak görev yapmaya başlamış, eğitim, tatbikat, denetleme gibi alanlarda Erkan-i Harbiye-i Umumiye Reisliği (Genelkurmay Başkanlığı)'ne bağlanmıştır.
Bağlı olduğu birim
Diğer birimler
Daha fazlası
Herkese yeniden merhaba
Dün benim için çok önemli bir gündü. Çünkü askerlik yaptığım Erdek Türk Silahlı Kuvvetleri Özel Eğitim Merkezi Komutanlığını tezkere almamdan 11 yıl sonra yeniden ziyaret etmeye karar vermiştim. Bu kez asker olarak değil de, sivil olarak Erdek Askeri Kampına gidecektim. Sakın her sivilin girebileceğini sanmayın. Eğer askeri bir aileden geliyorsanız kampa girebiliyorsunuz. Benim ailem de askeri kökenli olduğu için şanslıydım. Kampa girip nostalji yapabilirdim.
Eğer askeri kartınız varsa muhakkak Balıkesire bağlı Erdekteki kampı ziyaret etmelisiniz. Yanlış hatırlamıyorsam orası Türkiyenin en büyük askeri tatil kampları arasında üçüncü sırada Askerdeyken hiç üşenmezdim; subay tarafındaki en uçtaki resepsiyonda görevli olduğum halde öbür ucun astsubay tarafının en uzak noktası olan spor bölümüne bakan arkadaşımı bile ziyarete giderdim yürüye yürüye Bu sayede 63 kiloya kadar düşmüştüm. Şimdi askerlik anılarıma girmeyeyim. 5 ay 5 günlük vatani görevim süresince yaşadığım anılar yazmakla bitmez. Anlat anlat bitmez. Kim bilir uzun dönemlerin anılarını dinlemek zorunda kalanlar ne yapıyordur? diye düşünürüm bu yüzden Sadece kampın ne kadar büyük olduğunu anlatmaya çalıştım. Örneğin dün astsubay tarafında günübirlikçilerin denize girdiği sahilden yüzerken subay tarafındaki kaydırakların ne kadar küçük göründüğünü fark ettim. Ve hiç üşenmeden yine askerlik günlerimi yad etmek üzere bir uçtan öbür uça yürümeyi de ihmal etmedim tabii ki 11 yılda değişen şeyler de var. Mesela bazı restoranlar konsept ya da el değiştirmiş. Bakkal ve çamaşırhanenin bulunduğu minik bir bina vardı. Orayı göremedim. Büyük ihtimalle orayı yıkıp otoparkı genişletmiş olabilirler. Zaten başka bir yerde çamaşırhane gördüm. Büyük ihtimalle de yanlış hatırlamıyorsam orada asteğmen lojmanı vardı eskiden Eski soyunma kabinleri mühürlenmiş ama plajda birkaç tane yeni soyunma kabini var duşakabinlerin yanında
Kampta yok yok Oyun salonları, barlar, canlı müzik, fast food, sulu yemek, havuz, Erdekteki denizin en güzel kısmı (Marmara olduğu halde Ege denizine benzetiyorum ben), moteller, yazlık sinema, çarşı, market, cafeler, barlar, çay bahçeleri, çamaşırhane, seyyar mısırcılar ve midyeciler, kuaförler, berber, v.s. Zamanında ne anılarım oldu oralarda Dün de yeni anılar eklendi. Askerlere denize girmek yasaktı. Ancak çarşı izninde Erdekin merkezinde normal halkın girdiği plajlardan denize girebiliyorduk. Bu arada askeri kartınız yoksa bile en azından Erdek Çarşısını, normal sahili görmeniz lazım. Çok hoş bir yer Neyse, yazlık sinemaya da girmemiz yasaktı. Birkaç arkadaş sinemanın çatısına çıkardık ve gizli gizli film seyrederdik. Babam ve Oğlum filmini orada seyretmiştim mesela Ayrıca gündüz de dev hoparlörden Usher gibi sanatçıları (mesela Yeah) açar dans ederdik. Yunus diye bir arkadaş vardı. Çok iyi bir sokak dansçısıydı. Hip-hop danslarını, breakdancei çok iyi yapardı. Ben de kendimce Michael Jackson figürleri yapardım. Bir keresinde komutana yakalanmıştık da Durmayın, devam edin. Ben de izleyeceğim. diye bizi şaşırtmıştı. Asker yemekhanesinde çıkan yemekleri beğenmediğimiz için biz de kampçıların yedikleri yerlerden yerdik. Yemekler ucuzdu da Zaten askeriyelerde ucuz olur her şey Daha sonra komutanlar bunun su istismar edildiğini düşünerek yasakladı. Biz yine de gizli gizli yemek satın alırdık ve mutfağın arkasında bulunan depo gibi olan barınakta çaktırmadan yerdik. Eyvah, yine askerlik anılarına girdim. 😀 En iyisi siz askerlik anılarımı #MustafaKemalAtatürkAnısına yaptığım sayfada paylaştığım Soldier klibinde izleyin. Gerçi kısa bir süreliğine o videoda teknik bir arıza var, yakında halledilecek ama şimdiden izlemek isterseniz seafoodplus.info adresini de ziyaret edebilirsiniz.
Neyse, tabii ki yaz sezonunda kampta boş oda bulmanız biraz zor olabilir. Garantiye almak için aylar, haftalar öncesinden 10 gün süren kamp dönemlerine başvuru yapmanız gerekli Tüm odalar dolar, dolmayanlar da yedekler tarafından anında kapılır, birileri gelmezse ya da erkenden odasını boşaltırsa da yakın pansiyonlarda ya da otellerde kalan asker aileleri tarafından köşe kapmaca oyununa tabi tutulur, sürekli resepsiyona boş oda olup olmadığı sorulur. Boşalan birkaç oda için de referanslarınızın sağlam olması gerekebilir. Evet, dediğim gibi kampın yakınındaki otel, motel ve pansiyonlarda da tetikte bekleyen kampçılar olduğundan dolayı yoğun dönemlerde çevredeki yerlerde de yer bulamayabilirsiniz. Ben bu konuda şanslıydım. Bir arkadaşım hemen Harita Komutanlığının karşısında bulunan ve pek kimselerin bilmediği Harmony Pine Hosteli işletiyor. Oradan oda ayırttım. Eğer çevredeki otel tarzı yerlerde yer bulamazsanız bahsettiğim pansiyona rezervasyon yaptırmak için seafoodplus.info adresini ziyaret edebilirsiniz. Çam ağaçları içinde çok şirin bir yer Pansiyonun etrafında sincap gibi hayvanlar görmeniz mümkün. Ben sincap gördüm mesela Etrafta zeytin ağaçları ve çiçekler var. Gece orada kaldım ya? Sabaha karşı kuş cıvıltılarıyla uyandık. Gerçekten de kuşlar penceremize kadar gelip kafalarını içeri uzatmışlardı meraklı gözlerle Hele hele pansiyonun Yılışık adında kulübede yaşayan öyle cana yakın bir kedisi var ki, bir kedisever ve kedi sahibi olarak çok sevdim onu Kafa dinlemek için harika bir yer İyi ki de kampta boş oda bulamamışım. Bu sayede keşfetmiş oldum. Keşke web siteme yazmasaydım. Böylece başkalarının da keşfetmesine neden olup bir daha yine gelmeye kalkışırsam bu pansiyonda da boş oda bulamayabilirim diye düşündüm ama yapacak bir şey yok. Gezi yazarlığına soyunmamın bedeli bu İnsanlara biraz yol göstermek de lazım
Peki Erdeke nasıl arabasız nasıl gelinir? Çok kolay Eğer İstanbuldaysanız metro ile Yenikapıya gidin. Orada Bandırma feribotları ve deniz otobüsleri kalkıyor. Yaya olarak da girebilirsiniz. Bandırmaya vardığınızda bir büfeden Balıkesirde geçen Akıllı Balkart alın. İstanbuldaki İETT İstanbulkart ya da İzmirdeki kentkart gibi akbil görevi gören bir kart Ve Erdeke giren otobüslerin nereden geçtiğini sorun. Fazla yürümezsiniz durağa Otobüsler kampın önünden de geçiyor. Fakat ben Sarozdaydım. Benim gibi farklı şehirlerden gelenler için de yollar var. Mesela ben önce Geliboluya gittim. Oradan Lapseki feribotuna bindim. İskelenin hemen karşısında otogar var. Oradan Bandırma otobüsüne bindim. Bandırmadan da yine dediğin gibi Balkart alıp kendimi hatıraların kucağına attım. Kısacası limanı olan herhangi bir yere gittiğinizde kendinizi kolay ve ekonomik bir şekilde Bandırma ya da Erdeke atabilirsiniz.
Yazımı sonlandırırken dün Maçkada PKK’lı teröristlerle girilen çatışmada şehit düşen 41 yaşındaki Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Ferhat Gedik ve 16 yaşındaki Eren Bülbülü saygıyla anıyorum. Daha önceki yazılarımda gelmiş, geçmiş, gelecek tüm şehitlerimizi aynı eşitlikte andığımı vurgulayıp toptan taziye mesajı yazmıştım hatırlarsanız Ama işin rengi masum bir çocuk olunca biraz daha değişiyor. Allah sevdiklerine sabır versin.
Article Categories:
Seyahat