ÜRE NEDİR?
Kronik böbrek hastalığı, pek çok farklı duruma bağlı olarak gelişebilir. Hastalık sonucu böbrekte meydana gelen hasar, böbrek fonksiyonlarında bozulmaya neden olur. Dolayısıyla böbrek; vücuttaki atık maddeleri, zararlı bileşikleri ve fazla sıvıyı süzme görevini tam olarak yerine getiremez.
Üre, proteinlerin yıkımı sonucu oluşan azotlu bir bileşiktir. Proteinlerin yıkımı sonucu oluşan azot, zararlı bileşiklere dönüşerek vücutta toksik madde birikimine yol açabilir.
Üre, vücuttaki fazla azotun böbreklerden süzülerek idrarla atılmasını sağlar.
ÜRE DEĞERİ KAÇ OLMALI?
Rutin kan testleri ya da kanda sabit olarak bulunan üre azotunun ölçümü için kullanılan BUN (Blood Urea Nitrogen) testinde normal değerler yetişkinlerde 10 mg/dL mg/dL arasındadır. Çocuklarda ise bu değerler 5 mg/dL ile 18 mg/dL arasında normal kabul edilmektedir.
Normal aralıklar, testin yapıldığı laboratuvar tarafından kullanılan referans aralığına göre küçük farklılıklar gösterebilir. Ayrıca testi yaptıran kişinin yaşına bağlı olarak da referans aralıkları değişebilmektedir.
Üre değerlerinin yaşla birlikte artış eğiliminde olduğu kabul edilmektedir. Bebeklerdeki seviye yetişkin insanlara göre daha düşüktür.
Normal hamileliklerde de üre değerlerinde bir miktar yükselme normal kabul edilebilmektedir. Sonuçları uzman bir doktorun değerlendirmesi gerekir.
ÜRE YÜKSEKLİĞİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Ürenin yüksek olması başta böbrek hastalıkları olmak üzere birçok sağlık sorununa işaret edebilir. Bu yüzden mutlaka kontrol altına alınmalıdır. Yüksekliğe neden olabilecek belirtilerden bazıları şu şekildedir:
-Kas zayıflığı
-Düzensiz uyku
-Halsizlik ve yorgunluk
-Mide bulantısı ve kusma
-Şuur bulanması
-Nefeste amonyak kokusu
-Ağız kuruluğu
-Ağızda yanma
-Baş ağrısı
-İştah kesilmesi
-Kilo kaybı
-Solunum düzensizliği
-Devam eden hıçkırık
-Anemi.
ÜRE DÜŞÜKLÜĞÜ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Nadiren yaşanan düşüklük, genellikle proteinden fakir beslenme veya aşırı su tüketiminden kaynaklanır. Düşüklük halinde oluşan semptomlar çoğunlukla ürenin düşmesine yol açan hastalıkların şikayetleri ile bağlantılı olsa da, sık tuvalete çıkma ve köpüklü idrar yaygın görülen belirtilerdendir.
BUN, koldan şırınga kullanılarak alınan kan örneği üzerinden, laboratuvar araştırmaları sonucunda elde edilmektedir. Teste girecek olan kişinin, kan vermeden 1 gün önce yüksek protein içeren tüm gıdalardan uzak durması gerekmektedir.
BUN Nedir?
BUN testi, ağırlıklı olarak böbrek fonksiyonlarının kontrol edilmesine imkân veren bir tetkiktir. Bu test sonucuna göre; böbreğin normal çalışıp çalışmadığı, mevcut böbrek hastalıklarının ilerleme durumu veya böbrek tedavisinin başarı durumu incelenebilmektedir.
Böbrek fonksiyonlarının yanı sıra su kaybının riskli seviyelere ulaştığı da BUN testi ile takip edilebilmektedir. Vücuttaki su kaybı arttıkça kanda yer alan BUN miktarı, kreatinin değerinin oldukça üstüne çıkmaktadır. Aynı sebepten dolayı, böbrek hastalarının sonuçlarında da BUN değeri kreatininden fazla çıkmaktadır.
BUN Kaç Olmalı?
BUN miktarının referans aralığı, testin yapıldığı laboratuvara göre ufak farklılıklar içerebilmektedir. Ancak genelde mililitre kan için üre azotunun 6 miligram ile 20 miligram arasında olması beklenmektedir. Bu değer 1 litrelik kan için ile milimol olarak tarif edilmektedir. Kandaki BUN değerleri kreatinin test sonuçlarına göre de yorumlanabilmektedir. Bu kapsamda BUN değerinin kreatinin değerine oranı 10/1 ile 20/1 arasında olduğunda sonuçlar normal kabul edilmektedir.
BUN Yüksekliği ve Düşüklüğü Nedenleri
Kan tahlillerine göre elde edilen BUN seviyesinin referans aralığının üstünde ya da altında olası farklı uzaman yorumlarını beraberinde getirmektedir. Bu kapsamda BUN yüksekliği; çeşitli ilaçlar, yüksek protein içeren diyetler, kalp yetmezliği ve ciddi yanıklar sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple test aşamasında kullanılan ilaç ve yapılan diyetler hakkında mutlaka hekimin bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Test sonuçlarında BUN ve kreatinin oranının yüksek çıkması da BUN yüksekliği olarak isimlendirilmektedir. Bu durum hasta çok su kaybettiğinde ortaya çıkmakta ve akut böbrek yetmezliğini de beraberinde getirmektedir. BUN ve kreatinin oranında rastlanılan düşüklük ise bazı hastalıklarla bağdaştırılmaktadır. Kanser ve akciğer hastalıkları bu oranın düşük çıkmasına neden olan başlıca faktörlerdir.
BUN düşüklüğünün sebepleri ise; düşük protein içeren diyetler, aşırı su tüketimi ve cinsiyet ile doğrudan etkileşim halindedir. Buna bakılarak erkeklerdeki BUN seviyesinin genellikle kadın ve çocuklarınkine kıyasla daha yüksek olduğu görülmektedir. Bu yüksekliğin sebebi erkek vücudunun proteini daha etkili bir şekilde yıkıma uğratabilmesidir.
Böbreklerin salkl çalmasn engelleyen BUN (kan üre azotu) idrar yolu ile dar atlyor. Dar atlmas için gerekli tedbirlerin alnmas ve bol su tüketimi gerektiriyor. Kan üre azotunun yükselmesi ve vücuttan atlmamas farkl hastalklara sebep oluyor. Peki BUN (kan üre azotu) nedir? BUN deeri kaç olmal? Konu hakknda merak edilen tüm bilgileri yazmzda sizin için derledik.
Proteinin insan vücuduna alnmas gereken orannn üzerinde alndnda sindirim sistemi besinleri parçalamak için yeterli gücü bulamaz. Güçsüz kalan sindirim sistemi ile böbrekler zorlanarak ilevi yarm kalr. Vücut içindeki proteinin amino asitler ile parçalanmas sonucu amonyak ortaya çkar. çinde azot bulunan amonyak, zamanla vücudun besin yaylma yolu olan kan ile böbreklere ulaarak üreye dönütürülür. Salkl çalan böbrekler vücut için zararl olan azotu kan yolu ile ayrtrr. Belli bir döngü salanarak bu durum böyle devam eder. Kan üzerinde buluna sabit bir üre azotu vardr. Üre azotu, böbreklerde sorun çkmas halinde vücuttan atlamaz ve daha fazla yükselir. Yükselen üre azotu, bata böbrek yetmezlii gibi önemli böbrek rahatszlklar olmak üzere, sindirim sistemi sorunlar, tiroit hormon bozukluklar ve kalp yetmezlii gibi birçok ciddi salk problemlerinin habercisi olabilir. BUN deerinin yüksek olmas, karacier üzerinde üre azotu oluumunun yüksek olduunu gösterir. Bu da azotun kandan ayrmakta yetersiz olduunu ortaya koyar.
Kanda üre azotu olarak da bilinen BUN deeri kaç olmal? sorusunun cevab yetikinlerde 10 mg/dL ile 20 mg/dL 'dir. Çocuklarda ise 5 mg/dL ile 18 mg/dL deerinde olmaldr. Kan üzerinde bulunan üre azotu yani BUN deerleri sonuçlarna göre kronik böbrek hastalklarnn habercisi olabilir. Böbrek yetmezlii gibi çok daha ciddi rahatszlklarn belirtisi olmasnn yan sra farkl hastalklara sebebiyet vererek vücut içi organlarn daha fazla hasar görmesine neden olur. BUN deerinin yüksek olmas, vücut için gerekli olan su miktarnn yok denecek kadar az tüketilmesi ya da hiç tüketilmemesi durumuna bal olarak deikenlik gösterebilir. Bunun yan sra BUN yükseklii, uzun süre idrar tutmaya bal olarak da meydana gelir. Ciddi kalp rahatszlklarna sebep olan BUN deeri dengesizlii sonucu, böbrek fonksiyonlarnn düzgün çalp çalmadn anlamak için BUN testi yaplmasnda fayda vardr. Bunun dnda farkl testler de gerektirebilir.
BUN deeri yükseklii, kiinin ya, cinsiyet ve benzeri özelliklerine bal olarak farkllk gösterecektir. BUN seviyesi yetikin bir erkekte 0,6 ile 1,2 mg/dl olmalyken, yetikin bir kadnda ise bu deer 0,5 ile 1,1 mg/dl olarak 10 mg/dL ile 20 mg/dL aralndadr. Ancak yenidoanda BUN deeri yetikinlere göre daha farkldr. Yenidoan bir bebein 0,2 mg/dl kreatin deeri olmaldr. Ayn zamanda tek böbree sahip olan kiilerde deer 1,8 ile 1,9 mg/dl aralndadr. Bu deerlerin üzerinde bir sonuç ortaya çktnda insan vücudunda bir sorun olduu anlamna gelir. Böbrek ilevini yeterli bir ekilde kullanamaz ve bir hekim kontrolü gerektirir.
Sindirim sistemi, mide ve ince barsak yardm ile protein içeren besinlerin parçalanmas salanarak amonyak maddesini ortaya çkarlr ve kan yolu ile karaciere aktarlr. Üre azotunun belli bir ksm ter yolu ile vücuttan atlabiliyorken büyük bir ksm böbrekler tarafndan süzülüp vücut dna atlr. Bu oran yaklak %10 kadardr. Bu azot miktarnn ölçümü ise BUN testi olarak bilinen kan üre azotu testi ile yaplr.
Vücut üzerindeki BUN düüklüü; yetersiz ve dengesiz beslenmenin yan sra az su tüketimi sonucu meydana gelir. Buna ek olarak BUN düüklüü, antibiyotik ve anabolik steroid türü ilaçlarn kullanm sonucunda ortaya çkabilir. Karaciere hastalklarna yakn hastalklar, sindirim sistemine ait emilim problemleri, diyabet, siroz ve verem gibi hastalklar da BUN deerinin dümesine yol açabilir.
Yine vücut üzerinde meydana gelen BUN yükseklii ise; kalp ve kan dolam problemlerine bal olarak görülebilir. Metabolizmann son ürünü olan üre azotu, idrarda köpük, idrar yaplrken ar, yorgunluk ve hâlsizlik gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Ar egzersiz ve dengesiz protein alm BUN deerini artrrken, ayn zamanda stres, uzun süreli açlk durumu, ateli hastalk ve enfeksiyon gibi durumlar da BUN düzeyinin yükselmesine sebep olur.
Vücut üzerinde bulunan BUN deerinin yüksek olmas durumunda baz uygulamalar ile bu sonuçlar düürülerek denge salanr. Salk açsndan tehlike arz eden BUN yüksekliini düürmek için protein tüketimi azaltlabilir, diyette sklkla kullanlan lifli gdalar kontrollü kullanlabilir, ortaya çkan soruna bal olarak su tüketimi azaltlabilir ya da artrlabilir. Bu süreçte yaptnz youn egzersizler de olumsuz etkileyebileceinden bir süre ara verilmesinde fayda vardr.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Kan üre azotu (BUN) testi, kandaki azot yani nitrojen miktarının belirlenmesi için uygulanan bir kan testidir. Üre, karaciğerde vücuttaki proteinler parçalandığında üretilerek kan dolaşımı ile böbreklere salınan ve daha sonra böbrekler tarafından filtrelenerek vücuttan idrarla atılan atık bir üründür. Seviyelerindeki anormallikler, böbreklerin çalışma düzeninin bir göstergesidir.
Kanda az miktarda üre olması normaldir. Çünkü bu süreç bir döngü halinde sürekli devam etmektedir. Ancak çok fazla üre azotu olması, uygun şekilde filtrelenmediğini gösterirken; böbreklerde olası bir soruna işaret edebilir. Böbrekler normal olarak kandaki üreyi çıkaramazsa, BUN seviyesi yükselir. Her BUN yüksekliği böbreklerde bir sorun olduğu anlamına gelmez. Çünkü kalp yetmezliği, dehidrasyon veya yüksek protein içeren bir diyet de kandaki üre azotu seviyelerini yükseltebilir. Ayrıca karaciğer hastalığı veya hasarı da BUN seviyelerini düşürebilir.
BUN testinin doğru tanı koymak için çoğunlukla kan kreatinin testi gibi farklı kan testleriyle birlikte uygulanması gerekir. Kan üre azotu testi yapılmasını gerektiren diğer durumlar şu şekilde sıralanabilir;
Ayrıca kan üre azotu testi diyaliz tedavisinin ne kadar etkili olduğunun belirlenmesi için de uygulanabilir. Genellikle hastanede yatmayı gerektiren sağlık koşullarında veya diyabet tedavisi esnasında düzenli kontroller ile faydalı bilgiler sağlar.
Kandaki üre azotu seviyelerini ölçen BUN testi değerleri, şayet normal aralığın dışındaysa bu bir hastalığın belirtisi olabilir. Ancak değerler hastalığın nedeni hakkında bir bilgi sağlamaz. Bunun yanında serum (kandaki) BUN testi günümüzde böbrek fonksiyonunun değerlendirilmesi için kullanılan tarama testlerinden en yaygın kullanılandır. Kan üre azotu normal değerleri şu şekildedir;
Normal değerler ayrıca yetişkinlerde 60 yaşına kadar mg / dL, 60 yaşın üzerindekilerde 8 mg/dL olarak bildirilmektedir. Ancak, bu aralıklar muhtemelen laboratuvardan laboratuvara değişir.
Kan üre nitrojen (BUN) testi yaptırırken rutin kan testinde olduğu gibi kol veya parmaktan kan numunesi alınır. Ancak önceki 24 saat içinde çok fazla et veya başka protein tüketilmemelidir. Çünkü yanlış sonuçlar alınmasına yol açabilir. Kan numunesi vermeden 12 saat öncesi aç kalınması gerekip gerekmediği testin yapıldığı laboratuvara göre değişir ancak genelde aç kalınması istenmez. Değerlendirme yapılırken genelde kan kleransı değerleri de alınır ve iki değer klinik bulgularla birlikte bir bütün olarak değerlendirilerek hastalık tanısı konulur.
Hamilelikte kan üre azotu düşüklüğü, bu süreçte sıklıkla yaşanan bir durumdur. Böbrek fonksiyonları bu süreçte hızlanır. Hamilelik sürecinde böbrek glomerüler filtrasyon ve kan akımı hızında yaşanan %50’lik artış neticesinde idrarda artar. Dolayısıyla içeriğindeki BUN ve kreatinin gibi atık maddelerin seviyeleri kanda düşer. Bunun yanında hamilelikte kan üre azotu normal aralığı; doğum ağırlığı veya gebelik yaşına göre değişebilmektedir. Mesela gebeliğin haftasında g'ye eşit veya daha büyük bir doğum ağırlığı, BUN değerlerinin mg/dl veya daha düşük seviyelerde olmasına neden olabilir.
Hamileliğin ikinci veya üçüncü trimesterinde düşük BUN seviyesi normaldir ve hemen hemen herkeste ortaya çıkabilir. Bu dönemde kordon üre azotu normal seviyeleri ise mg/dL olarak bildirilmektedir. Gebelik yaşına göre normal referans aralığı şu şekildedir;
Bu dönemde elde edilen test sonuçlarındaki değerler; klinik bulgular, gebelik yaşı ve doğum ağırlığı gibi diğer faktörlerle bir bütün olarak değerlendirildiğinde değer kazanır.
Bebeklerde kan üre azotu değerleri yenidoğan dönemde düşük olurken yaşla birlikte artmaya başlar. Bebeklerin, diğer yaş gruplarına göre daha düşük seviyelere sahip olması normaldir. Ancak elde edilen klinik bulgular diğer test sonuçları karşılaştırıldıktan sonra ilerleyen süreçte değerlerde artış gözlenmiyorsa bir sorunun habercisi olabilir. Bebek ve çocuklarda normal referans aralığı şu şekildedir;
Kandaki üre seviyelerindeki düşüklük nadiren görülen bir durum olmasının yanında nedeni genelde yetersiz veya düzensiz beslenmedir. Bu düşüklüğün diğer nedenleri arasında şunlar bulunur;
Kan üre azotu düşüklüğü belirtileri altta yatan nedenlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Ancak sık idrara çıkma ve köpüklü idrar gibi belirtiler yaygın olarak şikâyetler arasındadır. Kadınlar ve çocuklar fizyolojik olarak erkeklerden daha düşük BUN seviyelerine sahip olma eğilimindedir.
Kan üre azotu seviyeleri düşüklüğünde altta yatan nedenlerin tedavisi ile iyileşme sağlanır. Çoğunlukla yetersiz beslenme sonucu oluşan bu durum, diyet düzenlemeleri ile tedavi edilir. Bunun yanında aşırı su tüketiminin altta yatan nedeni doğru bir şekilde tespit ve tedavi edilmelidir. Seviyelerin düşmesine sebep olan birden çok sebep veya farklı bir durum söz konusu ise multidisipliner bir yaklaşımla altta yatan nedenin tedavi edilmesi gerekebilirken, hastalığa göre ilaç veya farklı tedavi koşulları şeklinde olabilir.
Kan üre azotu seviyelerini yükseltmek için alınan tedavi yanında diyette özelikle protein açısından zengin gıdalar tüketilmeye çalışılmalıdır. Bu gıdalar arasında kırmızı ve beyaz et, süt, baklagiller, yoğurt, kabak çekirdeği, peynir, yumurta sayılabilir. Ayrıca karbonhidrat bakımından zengin gıdaların tüketimine sınır getirilmesi değerlerin yükseltilmesine yardımcı olur.
Kan üre azotu seviyeleri yükseltilmesine yönelik bir diyet düzenlemesi yapılmaz veya tedavi uygulanmazsa altta yatan hastalıklar daha ciddi sorunlara neden olabilir. Mesela karaciğer, pankreas sorunları yetmezliğe varan ciddi seviyelere ulaşabilir. Bunun yanında protein alımı yetersiz olduğu için kas ve kilo kaybı yaşanırken saçlarda kırılma ve dökülmeler görülebilir. Ayrıca zamanla orantısız bir vücut profili oluşma riski vardır.
Kan üre azotu yüksekliği kritik değerleri> mg/dL civarında ise bu ciddi düzeyde böbrek fonksiyon bozukluğunu gösterir. Ancak her yüksek sonuç böbrek hastalığının bir işareti olmayabilirken, yaş ile birlikte genelde seviyelerde artar. BUN seviyelerinin yüksek olmasının neden ve hastalıkları şu şekilde sıralanabilir;
Yüksek BUN değeri, genel olarak böbrek ve karaciğer hastalığının ilk işaretlerinden biri olabilir. Seviyelerin yükselmesine neden olan karaciğer ve böbrek sorunlarına ilişkin belirtiler şu şekilde sıralanabilir;
BUN seviyelerinde yüksekliğin tedavi edilebilmesi için altta yatan nedenlere yönelik bir tedavi planı başlatılmalıdır. Mesela böbrekte oluşan bir taştan dolayı yaşanan tıkanıklık dolayısıyla değerler yükseliyorsa, taşın kırılması veya alınmasına yönelik tedavi uygulanmalıdır. Yüksek protein içeren diyet kaynaklı bir kan üre azotu yüksekliği yaşanıyorsa diyette protein alımı azaltılmalı ve seviyeler takip edilmelidir. Bunun yanında alınan ilaçlardan kaynaklı bir değer yüksekliği söz konusu ise ilaçların değiştirilmesi veya doz ayarlaması yapılması gerekebilir.
Kan üre azotu seviyeleri düşürülürken potasyum ve protein oranı düşük olan besinlerin seçilmesi faydalı olur. Bu da diyetin sebze ve meyve ağırlıklı olması anlamına gelir. Bunun yanında tuz kullanımın kontrollü olması gerekir. Maydanoz, rezene çayı, enginar yaprağı, semizotu ve karbonhidrat bakımından zengin pirinç tüketimi de kan üre azotu seviyelerini düşüren besinler arasındadır.
Kan üre azotu seviyeleri tedavi edilmezse böbrek ve karaciğer sorunları ileri evreye atlayarak organ yetmezliğine kadar gidebilir. Ayrıca bu hastalıklarla beraber yüksek tansiyon, şeker ve kalp rahatsızlıkları gibi pek çok ciddi hastalığı tetikleyebilir veya semptomlarını daha ciddi hale getirebilir.