çukurova pamuk tarlaları / Çukurova’da “beyaz altın” bereketi - İllerden - Tarım TV

Çukurova Pamuk Tarlaları

çukurova pamuk tarlaları

&#;ukurova’nın beyaz altını

Pamuk rotası, Türkiye’nin güneyindeki pamuk havzası Adana’dan dev antik heykelleriyle ünlü son Hitit şehri Karatepe’ye, ortaçağ kaleleri, yerel pazarlar ve zengin sofralar eşliğinde sıcak Akdeniz güneşine doğru yolculuk demek. Tıpkı benim yaptığım gibi…
Rotamızın başlangıç noktası olan Adana, Türkiye’nin Akdeniz Bölgesi’nin doğu kıyısında kurulmuş bir sanayi şehri. Burası, geçmişten günümüze önemli bir pamuk üretim merkezi olarak tanınıyor. Arkeolojik buluntularsa pamuk tarımının ilk defa günümüzden 7 bin yıl kadar önce Hindistan’da yapıldığını ortaya koyuyor. Eski çağlarda pamuğun Hindistan üzerinden önce Anadolu’ya, oradan da Mısır’a geçtiği biliniyor. Bol güneş alan alüvyonlu toprakları sevmesi nedeniyle pamuk, Türkiye’de çok hızlı bir gelişim göstermiş. Pamuğun Türkiye’deki tarihi, MÖ 4’üncü yüzyıla kadar gitmesine karşın, asıl büyük gelişme 11’inci yüzyıldan itibaren yaşanmaya başlamış.

Cumhuriyetin ilanından sonraysa pamuk tarımına büyük önem verilmiş. Batı Anadolu’nun önde gelen sanayi şehirleri Bursa ve Denizli’nin yanı sıra, Adana pamuk üretiminin lokomotif kentine dönüşmüş. Günümüzde halen Türkiye’deki toplam pamuk rekoltesinin yaklaşık yüzde 15’lik bölümünü Adana havzası karşılıyor. ’lü yılların ilk yarısından itibaren Doğu Akdeniz’in en önemli pamuk havzalarından birine dönüşen Adana’da ‘beyaz altın’ olarak nitelenen pamuğu ve beraberinde getirdiği tekstil üretimini dünyayla buluşturabilmek için kurulan demiryolu hattının geçmişi Osmanlı dönemine uzanıyor.

Çukurova’nın beyaz altını




Çarşılara açılan sokaklar
Adana’nın girişindeki 14 gözlü Taş Köprü, 4’üncü yüzyıldan kalma. Şehrin merkezindeki tarihi Büyük Saat Kulesi, Adana’yı gezmeye başlamak için iyi bir başlangıç noktası. 32 metre yüksekliğindeki bu kule, ’de inşa edilmiş. Kesme taştan kare planlı olarak yapılan kulenin çevresine yayılan sokakların her biri, kalabalık çarşılara açılıyor. Tekstilden baharata, oyuncaktan elektronik eşyaya her türlü ürünün satıldığı Adana çarşıları zengin birer Doğu pazarı görünümünde. Darbuka, klarnet, bağlama ve kemandan oluşan yerel orkestraların şenlendirdiği kebapçıların sıralandığı Kazancılar Çarşısı, Adana usulü yemekile gece hayatını birleştiriyor.

Son yıllarda pamuk üretim alanlarının yaklaşık yüzde 30’luk artış gösterdiği Adana’da, bu kez şehir dışına uzanıyorum. Kent merkezine 25 kilometre uzaklıktaki Yakapınar sapağından ulaşılan Misis Antik Kenti, Sirkeli Köyü sınırları içinde. Adını Troya Savaşı’na katılan Kilikyalı kahraman Mapsos’tan alan kent, Tarihi İpek Yolu’nun önemli duraklarından biri olarak biliniyor. Adana pamuğunun Hindistan’dan Çin’e uzanan uzun yolculuğunun önemli duraklarından biri olan Misis, Hititlerden beri yerleşim alanı olarak kullanılmış. Günümüzde Sirkeli Köyü’nün girişindeki müzede sergilenen Bizans mozaiklerinin en ilginç olanı, Nuh Peygamber’in tufandan kurtuluşunu tasvir eden 6’ncı yüzyıl tarihli yer mozaiği.

Çukurova’nın beyaz altını



Pamuk tarlaları arasında
Misis’ten geriye kalan en önemli yapı antik köprü Misis Köprüsü adı verilen Ceyhan Nehri üzerindeki 4’üncü yüzyıldan kalma dokuz gözlü taş yapının bir de efsanesi var: Bir zamanlar ölümsüzlük iksirini bulup son anda kaybettiği rivayet edilen Lokman Hekim adında eski bir Anadolu bilgesi yaşarmış. Bitkilerden yaptığı ilaçlarla çevresine şifalar dağıtan Lokman, günün birinde bir dağ çiçeğinden ölümsüzlüğün sırrını öğrenmiş. Sevinç içinde Misis Köprüsü üzerinde koşarken formülü yazdığı kâğıt parçası, rüzgârla Ceyhan Nehri’ne uçmuş. Böylece insan, sonsuza kadar ölümlü kalmaya mahkûm olmuş. Lokman Hekim’in keşfettiği ölümsüzlük iksirinin yapımında pamuk tohumları kullanması bir başka rivayet… Misis’ten sonra Ceyhan köyleri arasından kıvrıla kıvrıla çıktığım ince uzun otoyolda, Çukurova’nın doğusuna doğru ilerliyorum. Uçsuz bucaksız pamuk tarlaları yoluma eşlik ediyor. Dik bir kaya kütlesinin üzerinde yükselen Yılankale, ortaçağ şatolarını anımsatan görüntüsüyle Ceyhan Nehri’nin karşı kıyısından bana bakıyor. Şahmeran Kalesi olarak da anılan heybetli yapı, Ceylan Ovası’na hâkim dört kaleden ilki. İçinde bir kilise ve su sarnıcı kalıntıları bulunan 11’inci yüzyıl tarihli kaleye ulaşmak için, yarım saatlik bir tırmanışı göze almalısınız.

Son Hititler
Toros Dağları’nın eteklerine doğru uzanıp giden pamuk tarlalarının çekiciliğine kapılıp Kadirli yönüne dönüyorum. 15’inci kilometrede karşıma, Doğu Kilikya’nın kutsal kenti Kastabala çıkıyor. Antik dönemde Artemis Tapınağı ile önem kazanan kent, kor haline gelmiş ateşler üzerinde dans gösterisi yapan din adamlarıyla nam salmış. Ören yerinin doğusundaki sarp bir kayalığın üzerindeki Bodrumkale ise 13’üncü yüzyılda inşa edilmiş. Ceyhan Nehri’ne paralel uzanan yol, 30 kilometre sonra Karatepe Milli Parkı’na ulaşıyor. Aslantaş Baraj Gölü’nün kıyısına kurulan 7 bin hektarlık bu ören yeri, pamuk diyarı Çukurova civarındaki en büyük mesire alanı. Kral Asativatas tarafından MÖ 8’inci yüzyılda kurulan Anadolu’daki son Hitit kentinin kalıntıları, milli park sınırları içinde. Karatepe Açık Hava Müzesi adıyla hizmet veren ören yerinde Hitit ve Frigya döneminden kalma anıtsal kapılar, sfenksler, kabartmalar, yazıtlar ve Fırtına Tanrısı Baal’ın meşhur heykelini görebilirsiniz.

Gezerken okuyun
Yılanı Öldürseler (Yaşar Kemal)
Bereketli Topraklar Üzerinde (Orhan Kemal)
Çukurova Yaşar Kemal Edebiyatının Temelleri (Barry Charles Tharaud)
Çukurova Çeşitlemeleri (Adnan Yücel)
False


ÇİFTÇİ BROŞÜRÜ

Sayı: Mart    

PAMUK YETİŞTİRİCİLİĞİ

TEŞEKKÜRLER

Merkezimizin faaliyetlerini maddi ve manevi destekleyen Çukurova Üniversitesi Rektörü Sayın seafoodplus.info Yalçın KEKEÇ’e, pamukla ilgili yapmış olduğu çalışmalarından yararlandığımız Sayın seafoodplus.info Oktay GENCER’e teşekkür ederiz.

Pamuğun Gelişim Evreleri

Çukurova’nın tarihten gelen geleneksel tarım yapısı içinde önemli bir yeri olan pamuk, Adana’nın simgesi durumundadır. Adana, Türkiye’nin pamuk tarımı potansiyeli en yüksek olan ili iken, bu önemi giderek azalmaya başlamıştır. Nitekim, bir zamanlar Çukurova’nın “beyaz altını” olarak değerlendirilen pamuk, artık Çukurova bölgesi için gün geçtikçe daha az alanda yetiştirilen bir ürün haline gelmektedir.

Pamuk, sahip olduğu özellikleri nedeniyle stratejik bir üründür. Uluslararası ticaretteki yerinin büyük olması, pamuğun stratejik ürün olma özelliğini daha da artırmaktadır. Tarım ürünlerimiz içinde önemli bir yeri olan pamuğun, yıllar geçtikçe ekim alanlarında ve üretim miktarında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Yıllardan beri ekim alanlarında ve üretimdeki azalmaların başlıca nedenleri, pamuk için belirlenen alım fiyatlarının düşük oluşu ve bir de ürün bedellerinin zamanında ödenmemesidir.

Toprak Hazırlığı

Pamuk bitkisi her türlü toprakta yetişebilen bir bitki olmakla birlikte,yüksek verim ve kaliteye ulaşabilmek için toprağın derin profilli ve alüviyal olması gerekir. İşlenmesi ve sulanması kolay topraklar pamuk tarımı için ideal topraklardır.

Tarlanın pamuk ekimine hazırlanması sürecinde ilk yapılacak işlemler ,tarla temizliği ve toprak altı işlemesidir. Uzun yıllar pamuk yetiştirilen topraklarda zamanla pulluk altı, yada taban taşı denilen sert bir tabaka oluşur. Bu tabaka bitki köklerinin gelişmesine engel olacağı için kırılması gerekir. Bu iş için Subsoiler (dipkazan) adı verilen aletler kullanılır. Bu aletle toprağın üst yapısı bozulmadan toprak 90 cm derinliğe kadar işlenir. Bu işlemi sonbahar ve kış sürümleri ile tohum yatağının hazırlanması işlemleri izler. Eğer pamuktan sonra yeniden pamuk ekilecekse sonbahar aylarında saplar kesilip toprak cm derinliğinde sürülmelidir. Tarla otlu ve toprak tavı da uygun ise kış aylarında sürüm işleminin tekrarlanması yararlıdır. Eğer tahıldan sonra pamuk ekilecekse hasadın ardından toprak tavlı iken hemen sürülmelidir. Pamuk tarımında son sürüm tohum yatağını hazırlamak için yapılan ilkbahar sürümüdür. Bu sürümde 15 cm derinlik genellikle yeterlidir.

Ekim

Yüksek verim ve kaliteli ürün elde etmek için genetik saflığı yüksek tohum kullanımı çok önemlidir. İyi bir tohumlukta aranan özelliklerin başlıcaları şunlardır:

  • Tohumluk çiğit iri, dolgun, büyüklüğü, biçimi ve rengi bir düzende olmalıdır. İçinde fazla çıplak, yeşil ve esmer, seyrek havlı çiğit bulunmamalıdır.
  • Selektörlermiş ve iyi temizlenmiş olmalıdır. İçinde boş ve kırık çekirdek, yaprak gibi yabancı maddeler olmamalıdır.
  • Tohumlar kuru ve sert olmalıdır.
  • Çimlenme gücü %80 ve daha fazla olmalıdır.
  • Sawgin çırçır fabrikasında çırçırlanmış olmalıdır.
  • Havı alınmış olmalıdır.

Pamuğun ekim zamanı iklim koşullarına göre belirlenir. Ekim için toprak sıcaklığının, 15oC’ye ulaşmış olması gereklidir. Bölgelere göre ve yıldan yıla ekim zamanı değişiklik göstermekle birlikte, Çukurova Bölgesinde 25 Mart Nisan tarihleri genellikle en uygun ekim zamanıdır.

Ekim işlemi mibzerle sıraya yapılır. Ekim derinliği, toprak koşullarına bağlı olmakla birlikte genellikle cm’dir. Tohumun çimlenmesi normal koşullarda 5 ila 10 gün içinde gerçekleşir. Erken çimlenme sağlamak için tohum ekimden birkaç saat önce ıslatılmalıdır. Yetersiz çimlenme görülmesi durumunda hemen ikinci bir ekim yapılması önerilir.

Bakım

Pamuk yetiştiriciliğinde bakım işleri seyreltme, çapalama ve uç almadır. Bitkinin iyi gelişmesini ve çabuk olgunlaşmasını sağlamak için seyreltme işleminin yapılması gerekir. Bitkiler henüz 4 yapraklı iken (yaklaşık 10 cm) cm ara ile hafif bir seyreltme (tekleme) yapılır. Genellikle ilk seyreltme ilk çapa, ikinci (tam) seyreltme ise ikinci çapa ile birlikte yapılmalıdır. Ekimden sonra görülen yabancı otların elle veya kazayağı ile çapalanarak yok edilmesi gerekir. Çapalama sayısı tarladaki yabancı ot durumuna göre değişir. Kozalar açmaya başladıktan sonra bitkinin tepesinden cm kısmının kırılmasına uç alma işlemi denir. Bu işlem, geç ekilmiş veya fazla sulanmış tarlalarda uygulanır. Bu işlem bazı büyüme düzenleyicileri aracılığı ile de yapılabilir. Gelişmesi normal olan bitkilerde, uç almaya ya da büyüme düzenleyicisi kullanılmasına gerek yoktur.

Sulama

Pamuk bitkisinin su ihtiyacı, değişik iklim ve toprak koşullarına göre ile mm kadardır. Pamuk yetiştirilen bölgelerde yıllık yağış miktarı genellikle yetersiz olduğundan, pamuk bitkisinin iyi gelişmesi için gereken su miktarı, sulama yoluyla verilmelidir. Sulama pamuk üretiminde verimi etkileyen faktörlerin başında gelir. Sulama zamanı ve verilecek su miktarı bitkinin su isteği belirtilerine ve topraktaki nem durumuna bakarak saptanır. Sulama aralığı ve sulama sayısı, yetiştirilen pamuk çeşidine, toprak özelliklerine, taban suyu yüksekliğine, yağış miktarı ve dağılımına, gelişme dönemindeki sıcaklık ve havanın nisbi nemine bağlı olarak değişir. Bölgemizde yetiştirilen çeşitlerin orta bünyeli topraklarda ve normal iklim koşullarında genellikle gün aralıklarla kez sulanması uygundur. Sulama yöntemi olarak yüzey sulama(karık,border) yöntemlerini, çukurova çiftçileri için önerebiliriz..

Salma SulamaYağmurlama Sulama

Hastalık ve Zararlılarla Mücadele

Pamuk yetiştiriciliğinde hastalık ve zararlıların olumsuz etkileri, iklim koşulları ve uygulanan tarımsal mücadele ile yakından ilgilidir. Yüksek nem ve sıcaklık , hastalık ve zararlıların ortaya çıkması için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bu nedenle, özellikle Çukurova bölgesinde kez ilaçlama yapmak zorunluluğu ortaya çıkar.

Gübreleme

Pamuk tarımında kullanılacak gübre miktarı, iklim ve toprak koşullarının yanı sıra sulamaya, pamuk çeşidine göre değişir. Kullanılacak gübre çeşidi ve miktarının belirlenmesinde toprak analizleri mutlaka yaptırılmalıdır. Bununla birlikte bölgemizde uygulanacak gübre çeşit ve miktarları genel olarak şöyledir:

Azotlu gübreler:Dekara kg saf azot
Fosforlu gübreler:Dekara kg saf fosfor
Potaslı gübreler:Ülkemiz toprakları potas bakımından zengin olduğundan potaslı gübrelemeye gerek yoktur. Ancak bu durum toprak analizleri ile belirlenmelidir.
Diğer gübreler:Yine toprak ve bitki analizleri ile belirlenmelidir

Hasat Harman

Kozaların olgunlaşması ile birlikte pamuk hasadına başlanır. Hasadın başlama tarihi, yörenin iklim koşullarına, ekim tarihine ve sulama koşullarına göre değişir. Hasat, Çukurova bölgesinde Ağustos sonlarında başlayıp Kasım başına kadar devam eder.


Makineli Pamuk Hasatı

Pamuk hasadı, ülkemizde genellikle kez ve elle toplanarak yapılır. Birinci elde toplanan pamuk, iyi kalite özelliklerine sahiptir. Ülkemiz genelinde görülen tarım sektöründeki işgücü sıkıntısı, pamuk hasadının elle yapılmasını ekonomik olmaktan çıkarmıştır. Bundan dolayı pamuk hasadında mekanizasyona geçiş kaçınılmazdır. Burada en önemli faktör, makineli hasada uygun pamuk çeşitlerinin ve tarım tekniklerinin tatbik edilmesidir. Ülkemizde son yıllarda makine ile hasada ilişkin bir çok çalışma ve uygulama yapılmaktadır.

Ç.Ü. Tarımsal Yayım, Arş. ve Uyg. Merk.Müd. 
seafoodplus.info Yaşar GÜRGEN 

Telefon ve Faks: 0 67 46 

Çukurova’da “beyaz altın” bereketi

Tarımda "beyaz altın" olarak adlandırılan ve geçmişten günümüze bereketli Çukurova topraklarıyla özdeşleşen pamukta bereketli bir hasat yaşanıyor. Yaptığı alımla çiftçiyi teşvik ederek rekolte artışında katkısı olan ÇUKOBİRLİK tesislerinde de hareketlilik başladı.
Çukurova’da “beyaz altın” bereketiAdana'da pamuk üretiminin son yıllarda artış göstermesi, pamukların işlendiği Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (ÇUKOBİRLİK) tesislerinde de hareketlik yaşanmasını sağladı. 

Çukurova'da "beyaz altın" pamuğun yıllarca en büyük alıcı kurumlardan, çiftçiye ilaç ve tohumluk desteği verirken ortaya koyduğu fiyatla da piyasada denge unsuru olan ÇUKOBİRLİK tesislerine traktör ve kamyonlarla pamuk gelmeye başladı.
Kütlü pamuğun çekirdeklerinden ayrılıp balya haline getirilmesi işlemlerinin yapıldığı çırçır tesislerinde pamuklar, içindeki çiğit adı verilen çekirdek miktarına göre kalitesi belirlenip depolara alınıyor.
ÇUKOBİRLİK Yönetim Kurulu Başkanı Seçgin Sakar, Adana denince akla gelen tarımsal ürünlerin başında pamuğun yer aldığını söyledi.

Bir dönem eski günlerinden uzaklaşan pamuk üretiminin son yıldır toparlandığının altını çizen Sakar, "Pamuğa dönüş başladı.Katma değerinin çok yüksek olmasından kaynaklanan piyasadaki yansımaları önemli. Girdi maliyetleri, destekleme fiyatları önemliydi." dedi.

Pamuk ekimindeki artışın kendilerini de olumlu etkilediğini ve tesislerde hareketlilik yaşandığını vurgulayan Sakar, şunları söyledi:

"Biz hedef olarak kurumumuza gelen pamuğun tamamını almaya çalışacağız. Altyapıyı o şekilde hazırladık. Üreticiden geçmiş yıla göre en az yüzde daha fazla ürün alacağımızı tahmin ediyorum. Geçen yıl üreticiden yaklaşık 27 bin ton kütlü pamuk, bin ton civarında soya ve ayçiçeğinin alımını yaptık. İnşallah bu rakamlar bu yıl artacak." 

Sakar, üretimin artmasının yanı sıra ÇUKOBİRLİK'in alım politikasıyla da kendisine güvenen pamuk üreticisine kazandırdığını belirtti.

Pamuk üreticileriyle yeniden iyi ilişkiler oluşturulduğunu aktaran Sakar, "Artık üretici 'Bu kurum iyi yönetiliyor. Kar ediliyor, bu kardan biz de payımızı alıyoruz.' diye düşünüyor. Şu anda daha fiyat açıklaması yapmadık, fiyatlar belirgin değil, hasadın başındayız ama yaklaşık bin ton civarında alımımız var. " diye konuştu.

adanabeyaz altın çukobirlikpamukbalya

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir