vücudumdaki yara izleri geçmiyor / Vücuttaki Beyaz Çatlak İzleri Nasıl Geçer? - Dr. Mustafa Karataş

Vücudumdaki Yara Izleri Geçmiyor

vücudumdaki yara izleri geçmiyor

CİLT PROBLEMLERİ, YARA VE LEKELER NEDEN OLUŞUR, NASIL GEÇER?

Cilt Problemleri, Yara ve Lekeler

Lazer cerrahisi ile birçok farklı tipte lezyon ve cilt problemi tedavi edilmektedir. Sizin bu işlemler için uygun bir aday olup olmadığınıza doktorunuz karar verecektir. Aşağıda yaygın görülen bazı cilt rahatsızlıklarına kısa bir genel bakış sunulmuştur: 


Porto şarabı lekeleri

Porto şarabı lekeleri, doğuştan mevcut kılcal damar problemlerdir. Bu doğum lekesinin rengi genellikle pembe, kırmızı veya mordur. Her çocuktan 1'inden azı (% 0,03) porto şarabı lekesiyle doğar. Çocuk büyüdükçe iz koyulaşabilir. Porto şarabı lekeleri vücudun herhangi bir yerinde görünebilir ve boyutları değişebilir. Lazer tedavisi gerçekleştirilebilir.

Hemanjiyomlar

Hemanjiyomlar, yaygın bir vasküler doğum lekesidir. Ülkemizde her 10 kişiden en az 1'inde hemanjiyom görülmektedir. Hemanjiyomlar, kırmızı, kabarık yapılardan daha derin, mor alanlara kadar şekil değişikliği gösterebilir. Hemanjiyomlar genellikle yaşamın ilk ayında ortaya çıkar. İlk yıl hızla büyürler ve genellikle 9 yaşında kaybolurlar. Hemanjiyomların yarısı 5 yaşına kadar doğal olarak küçülür . Hemanjiyomlar ya sadece deri yüzeyinde ya da derindedir. Çocuğunuzun büyük , büyüyen veya bulundukları yer nedeniyle sorunlara neden olan hemanjiyomları varsa ameliyat veya ilaca ihtiyaç duyabilir. Yaşlılık hemanjiyomları ise çok sayıda, daha minik ve kiraz rengindedir. Lazer tedavisi ile tek seansta kaybolabilmektedir.

Café au lait macules

Bunlar vücudun herhangi bir yerinde görülebilen sütlü kahve renginde lezyonlardır. Lezyonların boyutu farklılık göstermektedir. Bu lezyonlardan bazıları çok büyük olabilir. Bu lekelerin tedavisi için çeşitli lazerler kullanılmaktadır. Leke tedavi sonrasında lekeler sık sık tekrardan oluşma eğilimindedir. 

Telenjiektaziler

Telanjiektaziler, cilt yüzeyinin altında bulunan küçük kan damarlarıdır. Damarlar kırmızı, mor veya mavi renkte görünebilir. Bu yapılar en sık yüz, üst göğüs ve boyunda görülmektedir. Bu yapılar bacaklarda örümcek damarlar adı verilen yapıları oluşturabilir. Tedavisi genellikle kozmetik nedenlerle yapılır.

Kalıtım, güneş hasarı, sıcak ve baharatlı yiyecekler, duygular, hormonlar, bazı ilaçlar dahil olmak üzere telenjiektazinin birçok nedeni vardır. Bu lezyonların tedavisi lazerleri veya damarlara ilaç enjekte etmek için küçük bir iğnenin kullanıldığı ve bunların küçülmesine neden olan bir prosedürdür olan skleroterapiyi içerebilir. Lezyonların altında yatan nedene bağlı olarak, kişinin yaşamı boyunca yeni damarlar gelişmeye devam edebilir.

Kırışıklıklar

Kırışıklıkların giderilmesine yardımcı olmak için lazerlerin kullanılması, kozmetik plastik cerrahideki en büyük gelişmelerden biridir. Bu tür kırışıklık giderme işlemi, deneyimli bir doktor tarafından yapıldığında kırışıklıkları gidermenin diğer yollarından daha güvenlidir . Lazer peeling ile daha az yara izi, şişme ve kabuklanma oluşması riski vardır. Prosedürden önce, doktorunuz cildinizi hazırlamanıza yardımcı olması için size yüz temizleme ilaçları yazabilir. Bu ilaçları lazer peeling öncesinde 4 ila 6 hafta süreyle kullanabilirsiniz . Lazerle peelingin ardından doktorunuz, kabuk oluşumunu ve enfeksiyonu önlemek için cildinize nasıl bakım yapacağınızı size anlatacaktır. 

Siğiller

Siğiller, kanser olmayan deride et rengi büyüme gösteren çıkıntılı lezyonlardır. Siğiller, insan papilloma virüsünden kaynaklanır ve genellikle tam tedavileri zordur. Siğil tedavisi için ameliyat, ilaçlar ve siğilin dondurulması dahil olmak üzere bir çok yöntem kullanılmaktadır. Siğil gidene kadar birden fazla tedaviye ihtiyacınız olabilir. Bulaşıcıdır ve kişiden kişiye geçebilir.

Yara izleri

Yara izleri enfeksiyonlar, ameliyatlar, yaralanmalar veya doku iltihabı gibi birçok farklı nedenden dolayı oluşabilir. Yara izi, vücudun doğal iyileşme ve kaybolan veya hasar görmüş cildi değiştirmesi sonucunda oluşur. Yara izleri vücudun herhangi bir yerinde oluşabilir. Yara izleri düz, yumrulu, renkli, ağrılı, kaşıntılı veya bunların bir kombinasyonu halinde olabilir. Yara izine neyin sebep olduğuna bağlı olarak, doktorunuz yaranızı farklı şekilde tedavi edebilir. Doktorunuz, bir yara izini düzeltmek, anormal rengi düzeltmek veya yara izini düzleştirmek için lazer kullanabilir. Yara izleri için gerçekleştirilen lazer tedavisi; steroid enjeksiyonları, özel sargıları ve bandajları içeren diğer tedavilerle birlikte yapılır.

Cilt Problemleri, Yara ve Lekeler Neden Oluşur, Nasıl Geçer? Hakkında Bizimle İletişime Geçin

Sivilce İzleri (Sivilce Lekeleri) Neden Olur? Sivilce (Akne) İzleri Geçer mi?

Sivilce ya da akne, her ne kadar ergenlikle ilişkilendirilen ve daha çok bu dönemlerde ortaya çıkan bir cilt rahatsızlığı olarak düşünülse de günümüzde her yaştan insan için olağan bir problemdir. Sivilce (akne) izleri bir diğer adı ile sivilce (akne) lekelerin neden oluştuğu hep bir merak konusudur. Bununla ilgili çeşitli bilimsel araştırmalar yapılmaktadır.

Bilimsel araştırmalara göre gençlerin %80’i (1), yetişkin insanların ise %40’ı hayatlarının bir dönemlerinde sivilce (akne) problemini yaşıyor. Fakat hem gençleri hem de yetişkinleri sivilceden (akneden) daha çok korkutan bir şey varsa muhtemelen o da sivilce (akne) izleridir.

Sivilce (akne) izleri, temelde diğer yara izlerine benzer. Nasıl ki derin yaralar, yara izlerine sebep olursa; derin ve iltihaplı sivilceler (akneler) de ciltte sivilce (akne) izlerine neden olabilir. Sivilce (akne) problemi yaşayanların pek çoğu herhangi bir kalıcı leke oluşmadan bu sorundan kurtulsa da orta şiddette veya ağır sivilce (akne) problemi yaşayan bireylerin ortalama %30’unda sivilce (akne) izleri oluşumu görülebilir. (2)

Sivilce izleri (sivilce lekeleri) hakkında detaylara girmeden önce temel olarak bilinmesi gerekenler şöyle:

1) Aynı bölgede sıklıkla sivilce (akne) probleminin görülmesi, tıkanıklık veya bakteri artışı iltihaplanmaya sebep olur. İltihabın deri üzerinde yayılması ise deri altında hasara, bu hasarlar da zaman içerisinde deri bütünlüğünde bozulmaya ve sonrasında da lekelere ve hatta kalıcı derin izlere neden olur.
2) Sivilce (akne) lekelerinin önüne geçmek için kişisel olarak yapabilecekleriniz ise şöyle: cilt bakımınıza dikkat etmek, sivilce (akne) problemi ile karşılaştığınızda sivilceyi (akneyi) sıkmamak ve sivilce (akne) geçtikten sonra kabuk oluşursa eğer kabukla oynamamak(a
3) Son olarak ise, her ne kadar bunun tersi bir inanış olsa da sivilce lekeleri (akne lekeleri) doğru yöntemler ile hem önlenebilir hem de yok edilebilir.

Sivilce (Akne) İzi Nasıl Oluşur?

Sivilce (akne), yukarıda da belirtildiği gibi geçici bir sorunken sivilce (akne) izleri kalıcı olabilir. Aslında sivilce (akne) izleri sivilcenin (aknenin) iyileşme sürecinin doğal bir parçasıdır, tabii söz konusu sivilce (akne) iltihaplanarak deriye zarar vermeden veya yaraya dönüşmeden önce.

Sivilce (akne) izleri çoğunlukla papül, püstül veya kist gibi iltihaplı bir lezyonun ürünüdür. Kısaca süreçten bahsetmek gerekirse, gözeneklerin yağ ve hücrelerle tıkanması sonrasında oluşan sivilce (akne) , içerideki bakteriyel artış sebebi ile iltihaplanır. İltihaplanarak kızaran ve şişen sivilce (akne), cildi esneterek folikül duvarlarında yırtılmalara sebep olur. İltihaplı lezyonun boyutuna ve cildin esnekliğine göre bu yırtılmanın boyutu değişir. Eğer meydana gelen yırtılma büyükse ve alt deri (dermis) zarar görmüşse, sivilce (akne) problemi bir başka probleme, yani sivilce (akne) izine dönüşmeye başlamış demektir.

Cildin onarım mekanizmasında, alt deri zarar gördüğünde vücudumuz kolajen salgılar. Kolajen lifli bir proteindir ve deri tarafından oluşturulur. Cildin yırtıklara karşı dayanıklılığını ve esnekliğini sağlayan kolajen, onarma sürecindeki en önemli yapıtaşıdır. İltihaplı sivilceler (akneler) iyileşirken kolajen proteini onarıma başlar. Onarım tamamlandığında, ciltte bazı hasar ve pürüzler görülebilir; bilinen ismi ile sivilce (akne) izleri (3)

Sivilce (Akne) İzi Çeşitleri Nelerdir?

Sivilce (akne) izlerinin oluşma ihtimali ve sivilce (akne) izinin türü, kişiden kişiye ve dolayısı ile ciltten cilde değişir. Sivilce (akne) izleri temelde iki çeşittir: Hipertrofik ve atrofik izler.

Cilt, sivilcenin (aknenin) deride oluşturduğu hasarı iyileştirirken bu süreçte bazen çok fazla kolajen üretir. Bu da cildin yüzeyinde sert, kabarık, yığın benzeri bir dokuya, yani izlere sebep olur. Genellikle kırmızı/pembe renkte, yumuşak veya sert şişlikler şeklinde oluşan bu izler, hipertrofik skar veya keloid olarak adlandırılır (4).

Bazı durumlarda ise sivilcenin (aknenin) iyileşme sürecinde, ciltte doku kaybı oluşur. Doku kaybı ise cilt üzerinde atrofik izler olarak adlandırılan izlere sebep olur. Atrofik sivilce (akne) &#;izlerinin, sık görülen 3 çeşidi vardır. Küçük fakat derin çukurluk şeklinde izlere “Icepick”; kenarları dik, genellikle yuvarlak çöküntülere “Boxcar” adı verilir. Üçüncü iz çeşidi olan “Rolling” oluşumu ise ciltte dalgalanma benzeri bir görüntü yaratır.

Sivilce (Akne) İzleri Nasıl Geçer?

Sivilce (akne) probleminin arkasından gelen sivilce (akne) izlerinin önüne geçmek ve sivilce (akne) izlerinden kurtulmak için elbette bazı çözüm önerilerinden bahsetmek mümkün. Fakat, burada önemli olan konu tüm bu çözüm önerilerinin uzman bir dermatolog tarafından, size ve cildinize özel olarak onaylanmış olmasıdır.

Sivilce (akne) izlerinin oluşma ihtimalini en aza indirgemenize yardımcı olabilecek bazı öneriler şöyle:

1. Cildinizi, güneşten koruyun.

Sivilce (akne) probleminden veya sivilce (akne) sonrası izlerden kurtulmak için kullanılan ürünler, cildin üst katmanını soyduğu için ciltte güneşe karşı hassasiyet meydana gelir. Güneş ışınlarının aktive ettiği melanin pigmenti ise, cilt üzerinde pembe veya kırmızı renkteki sivilce (akne) izlerinin renk değiştirerek, kahverengi veya mor lekelere dönüşmesine sebep olur.

Bu nedenle sivilce (akne) &#;problemine karşı uyguladığınız bakım rutininde, güneş koruyucu yer almalı ve cildinizi güneşe karşı korumalısınız.

2) Cildiniz, karma, yağlı ve sivilce (akne) eğilimli ise doğru cilt bakım rutinini oluşturun.

Sivilce (akne) izleri ile başa çıkmanın en iyi yolu hiç şüphesiz, izlere sebep olan sivilce (akne) oluşumunun önüne geçmektir. Bu amaçla, karma, yağlı ve sivilce (akne) eğilimli bir cilde sahipseniz, doğru cilt bakım rutinini oluşturmak ve cildinize uygun sivilce (akne) karşıtı ürünleri kullanmak son derece önemlidir.

3) Sivilceleri (akneleri) sıkmayın, patlatmayın veya yolmayın.

Sivilceleri (akneleri) patlatmanın zararlı olduğu halen pek çok kişi tarafından anlaşılamamış olsa da sivilceleri (akneleri) sıkmak içindeki iltihabın, bakterilerin ve yağın yayılmasına ve yaranın kötüleşmesine sebep olur. Özellikle nodüller ve kistler gibi derin, iltihaplı sivilceler (akneler) için bu durum geçerlidir ve iyileşme sürecinin uzamasına, kalıcı bir iz kalmasına yol açabilir.

Yapmanız gereken ise oldukça basit, sivilceyi (akneyi) sıkmamak. (5)

4) Sivilce (akne) kabuğu veya yarası ile oynamayın.

Yukarıda anlatıldığı gibi sivilceleri (akneleri) sıkmaktan kaçınmanız sivilce (akne) izlerini önlemekte ne kadar önemli ise, sivilcenin (aknenin) geride bıraktığı yara ile oynamaktan kaçınmanız da en az o kadar önemlidir.

Sivilcenin (aknenin) geçtiği bölgede oluşan kabuk, yara iyileşirken onu koruyan doğal bir bandaj gibidir. Bu bandajı yara iyileşmeden çıkarmak, iyileşme sürecini uzatacak ve yara izi, yani sivilce (akne) izi kalma riskini arttıracaktır.

5) Cildinizde iltihaplı sivilceler (akneler) ya da büyük ve derin yaralar oluşuyorsa uzmana başvurun.

Sivilcelerin (aknelerin) oluşmasını önlemek ve sivilce (akne) izlerinden nasıl kurtulabileceğiniz konusunda, internette bilimsel yaklaşımdan hayli uzak pek çok kaynağa ulaşabilirsiniz. Fakat, bunların birçoğu muhtemelen sizi tatmin edecek sonuçlar vermenin ötesinde cildinize daha fazla zarar verecek ve problemin daha da derinleşmesine sebep olacaktır. Bu sebeple, bu tip uzman onayından geçmemiş önerilerin çoğu, bir çözüm olarak değerlendirilmemeli ve uygulanmamalıdır.

Eğer cildinizde uzun zamandır bir sivilce (akne) problemi yaşıyorsanız ve bunun da ötesinde bu sivilceler (akneler), sivilce (akne) izlerine de sebep oluyorsa, kendiniz ve cildiniz için yapabileceğiniz en büyük iyilik, bir uzman dermatoloğa başvurmak ve onun yaptığı yönlendirmeler neticesinde çözümler aramaktır.



“Söz konusu içerik yalnızca genel bilgilendirme amaçlıdır ve tıbbi tavsiye niteliğinde değildir. Lütfen uzman görüşüne başvurunuz”.


Yara izi nasıl ge&#;er? Yara izlerinin iyileşme s&#;reci nasıldır, ka&#; g&#;n s&#;rer?

Yara izi doğal yöntemler ile birlikte geçmektedir. Bu yöntemleri evde uygulayarak kısa süre içerisinde yara izlerinden kurtulmak mümkündür. Üstelik bu yöntemler cilt sağlığı açısından da son derecede faydalı olan yöntemlerdir.

Yara izi nasıl geçer?

Limon: Limon cilt sağlığına iyi geldiği gibi ayrıca yara izlerinin de geçmesini sağlamaktadır. Yara izinin olduğu yerde tedaviye başlamadan önce limon ile birlikte temizlenmesi gerekir. Daha sonra limon suyunu bir pamuğa döktükten sonra yara izinin olduğu bölgeye sürebilirsiniz. Bu şekilde hızlı bir yara izi iyileşmesi sağlanacaktır. Ovma işlemini bu şekilde 10 dakika yaparak yara izlerinden kurtulabilirsiniz.

Bal: Bal ile birlikte yara izlerinizden kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz? Bal en etkili doğal tedavi seçenekleri arasındadır. Öyle ki bal tedavisi ile birlikte yara izlerinden kurtulmak mümkündür. Bal ile birlikte kabartma tozunu karıştırın. Elde edilen karışımı yara izi olan bölgeye sürünüz. Bu şekilde yara izlerinden kısa süre içerisinde kurtulabilirsiniz.

Soğan: Soğanın cilde iyi geldiği bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla soğan kullanarak yara izlerinizden kısa süre içerisinde kurtulmanız mümkündür. Soğanın özünü ezdikten sonra yara izi olan bölgeye sürün. Bu şekilde bir süre ovduktan sonra yara izlerinden kısa sürede kurtulduğuna sizler de şahit olacaksınız. Fakat soğan tedavisi uygulamadan önce cildinizin soğana alerji olup olmadığını iyi bilmeniz gerekmektedir. Soğan tedavisi hassas cilde sahip olan kişilerde olumsuz yan etkileri doğurabilmektedir.

Yara izlerinin iyileşme süreci nasıldır?

Yara izleri kimi zaman kalıcı olabilmektedir. Dolayısıyla yara izlerinin kalıcılığını bir müddet geçirmek için bitkisel olan bu çözüm metotlarını kullanabilirsiniz. Yara izlerinin iyileşme süreci zamanla olan bir durumdur. Kimi yara izleri hızlı bir şekilde iyileştiği gibi, daha derin olan yara izlerinin iyileşme süreci biraz daha zaman almaktadır. Yara izleri için kullanılan bitkisel tedavinin de sürece doğrudan etkisi olduğu bilinmektedir.

Hastanın yaşı da yine yara izlerinin geçmesi açısından önemli bir faktördür. Daha genç yara izine sahip olan kişilerde yaşlılara göre yara izlerinin iyileşme süreci daha hızlı olacaktır. Özellikle ciltte bazı yerlerde ortaya çıkan yaralar daha da fazla kalıcı olabilmektedir. Omuz ve göğüs kısmında ortaya çıkan yara ilerinin iyileşme süreci de uzun olabilir.

Genetik yatkınlık da yine yara izlerinin iyileşme sürecini etkiler. Genetik olarak yara izlerinin kalıcı olmaya meyilli olan kişilerde yara izleri daha kalıcı olabilmektedir.

Kaç gün sürer?

Yara izlerinin iyileşme süreci yaradan yaraya değişkenlik göstermektedir. Kimi yaralar 1 hafta gibi kısa süre içerisinde iyileşirken, kimi yara izleri ise aylar süren bir iyileşme süreci içerisinde olabilirler. Bu tamamen kişide ki genetik yatkınlık ve yaşına göre değişen bir durum olarak bilinmektedir. Durum farklılık gösterebilir.

İyileşmeyen yara neyin belirtisi?

Bir yara 3 ay gibi bir süre içerisinde iyileşmiyorsa Tıp’ta bu tarz yaralar ‘kronik yara’ olarak adlandırılıyor. Kronik yarası olan hastaların büyük çoğunluğunu şeker hastalığına bağlı ayak yaraları oluşturuyor. Bu yaralar özellikle açlık kan şekeri düzensizliği olan, ayak bakımını yapmayan, şeker hastalığına bağlı damar tıkanıklığı gelişmiş kişilerde meydana geliyor.

Erken dönemde fark edildiğinde basit medikal tedavilerle iyileştirilebilecek iken geç kalındığında uzuv kayıpları ve ölüm ile sonuçlanabilen kronik yaraların tedavisi hakkında bilgi veren Türk Cerrahi Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin dikkat edilmesi gerekenleri şöyle anlattı.

KRONİK YARALAR GENELDE EŞLİK EDEN HASTALIKLARLA BİRLİKTE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ BOZUYOR

Kronik yaralar, belirli bir zaman içinde iyileşmeyen ve genellikle tekrar etme eğiliminde olan yaralardır. Bir yara üç ay gibi bir süre içerisinde iyileşmiyorsa kronik yara olarak adlandırılabilir. Kronik yara kapsamında diyabetik ayak yaraları, bası yaraları, venöz ülserler, iskemik ülserler, çeşitli vaskülitlere bağlı yaralar bulunur. Yumuşak doku alanlarını kapsayan radyoterapi sonrası gelişen yumuşak doku yaraları ile bazı kemoterapi ilaçlarının ekstravazasyonu (sıvının bir damardan doku aralıklarına sızması veya boşalması hali) gibi nedenlerle de kronik yaralar gelişebilir. Kronik yaralar genellikle ileri yaş grubundaki, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, damar yetmezliği, beslenme problemi olan hasta gruplarında gözlenir. Bu hasta grubunda yaralar, genellikle eşlik eden hastalıkları ile birlikte bağışıklık sisteminin işleyişinde bozukluklara yol açarak enfeksiyonlara ve ölümcül olabilecek tablolara zemin hazırlamaktadır.

ŞEKER HASTALARININ DÖRTTE BİRİ, YAŞAMLARI BOYU BİR KEZ AYAK VE BACAK YARALARI İLE KARŞILAŞIYOR

Kronik yarası olan hastaların büyük çoğunluğunu şeker hastalığına bağlı ayak yaraları oluşturmaktadır. Özellikle açlık kan şekeri düzensizliği olan, ayak bakımını yapmayan, şeker hastalığına bağlı his kaybı oluşmuş ya da şeker hastalığına bağlı damar tıkanıklığı gelişmiş kişilerde meydana gelir. Şeker hastalarının dörtte biri yaşamları boyu bir defa şeker hastalığına bağlı ayak ve bacak yaraları ile karşılaşmaktadır. Şeker hastaları için ayak bakımlarını yapmaları, kendi kendilerine ayak muayenelerini yapmaları, tırnaklarını düz şekilde kesmeleri, ayakları ile ilgili karşılaştıkları dermatolojik en ufak belirtide bir hekime başvurmaları, diyabetik ayak yarası oluşumunun önlenmesinde önem arz etmektedir. Şeker hastalarında meydana gelen bu çok küçük yaraların bile kısa sürede, farkedilmeden ilerleyebileceği, ayak veya bacakların kesilmesi hatta ölüm ile sonuçlanabileceği unutulmamalıdır. 

YATAĞA BAĞIMLI HASTALARDA UYGUN ÖZELLİKTE BİR YATAK KULLANILMALI 

Kronik yara hastalarından özellikle nörolojik bozuklukları nedeniyle yatağa bağımlı kalan hastaların hareket kısıtlılığı sonucunda bir haftadan kısa süre içerisinde bile yatak ile temas eden kemik çıkıntıları üzerinde tedavisi zor yaralar açılabilmektedir. Bu yaralara “bası yarası” adı verilmektedir. Sürekli aynı pozisyonda yatan hastaların yumuşak dokularının uzun süreli basıya maruz kalmasıyla bu dokularda kan akışı engellenir ve bunun sonucu olarak bası yarası oluşur. Bu yaraların üzerindeki ölü dokular cerrahi olarak temizlenmeli, apse varsa boşaltılmalı, hastalara uygun antibiyotik başlanmalı ve uygun kapama yöntemleri ile yara yüzeyleri kapatılmalıdır. Bu tür hastalarda bası yaralarının önlenmesi için havalı veya viskoelastik yatak kullanılması, yeterli beslenmenin sağlanması ve sık pozisyon değiştirilmesi gerekmektedir.

İLTİHAPLI ÜLSERLER ERKEN DÖNEMDE İLAÇLA TEDAVİ EDİLEBİLİYOR

Bacaklarda toplar damar yetmezliği olan hastalarda, toplar damar kanının yerçekiminin etkisi ile bacakların aşağı kısımlarında göllenmesi sonucunda oluşan yaralara “venöz ülser” denilmektedir. Bu ülserlerin kenarları düzensiz, kalınlaşmış ve iltihaplıdır. Yaranın etrafındaki cilt ise kahverengi ve ödemlidir. Daha çok ayak bileğinin kenarlarında ortaya çıkmaktadır. Venöz ülserler erken dönemde ilaçlar ile tedavi edilebilirken, derin ve gecikmiş ülserler kemik iltahabı ve kanserleşmeye neden olabilmektedir. İlaç tedavisi şansı olmayan ülserler, lazer, köpük tedavisi, radyo frekans ablasyon yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir.

Bacaklardaki atar damarlarda ortaya çıkan yetmezliğe bağlı dokuların oksijen ve enerji ihtiyacının bozulması neticesinde dokuların işlevlerini yitirmesi ile oluşan ülserler de kronik yaralara örnektir. Atar damar yetmezliğinin şiddeti ile paralel olarak kladikasyo intermitans (yürüyüş esnasında bacaklardaki ağrı nedeniyle durup dinlenme ihtiyacı duyulması), istirahatte oluşan bacak ağrısı ve ülserler meydana gelebilir. İstirahatte oluşan bacak ağrıları bu hastalar için önemlidir. Hastaların tedavisinde, görüntüleme yöntemleri veya cerrahi yöntemlerle tıkalı olan damarların açılması işlemleri hayat kurtarıcıdır. Damarların açılamadığı durumlar ise etkilenmiş olan uzvun kesilmesi ile sonuçlanmaktadır.

KRONİK YARALARI ERKEN DÖNEMDE FARK ETMEK UZUV KAYIPLARINI ÖNLÜYOR!

Kronik yaralar erken dönemde fark edilirse basit medikal tedavilerle iyileştirilebilecek iken geç kalındığında uzuv kayıpları ve ölüm ile sonuçlanabilecek önemli bir sağlık sorunudur. Özellikle şeker hastalığı olan kişilerin bu tür yaralardan şüphelenmeleri halinde bile hekime başvurulmaları son derece önemlidir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir