İKİNCİ KEZ ANNE OLAMAMA: NEDENLERİ, ÇÖZÜMLERİ, ÖNERİLER
Daha önceden doğum yapmış bir kadının ikinci kez anne olmasını engelleyebilecek başlıca faktörleri şöyle sıralayabiliriz.
•Annenin yaşı
Hiçbir kadının doğurganlığı sonsuz değildir. Kadınların çocuk yapmak için yaşlarını dikkate almaları gerekir. Bilinmelidir ki 35 yaşından sonra doğurganlık azalmaya başlamakta, 40 yaşında bu azalış çok belirginleşmekte ve genelde yaşlarında bitmektedir. Dikkat edilir ise doğurganlıkta bahsediyorum, adet görmekten değil, yani kadın adet görmeye devam edebilir ancak doğurganlığı daha önceden seafoodplus.info başka anlatımla kadınlar adetten kesilmeden yıl önce doğurganlıkları biter yani düzenli adet görmek hamile kalınacağı anlamına gelmez
•Erkek sperm sayısının az olması ya da erkekteki sperm sayısının zamanla bozulması
Yumurtanın döllenebilmesi için belli sayı ve fonksiyonda sperm gerekmektedir. Sperm sayısı travma, alkol, sigara, kullanılan ilaçlar ve metabolik hastalıklar ve yaşla değişkenlik göstermektedir. Zaman içerisinde yaşam tarzı ve değişik etkenlerden dolayı sperm değerleri ve spermin dölleme yeteneği kaybolabilmektedir. Dolayısı ile ikinci çocuk sahibi olamayan çiftlerden biz ilk önce erkeğin sperm tahlilini isteriz. Bu durumda sıklıkla şu sıkıntıyı yaşarız, kadın ve erkek beraberce “ Doktor bey , bizim bir çocuğumuz var, spermde problem yok” diye cevap veririler . Ben de hemen çocuğu kim doğurdu diye ironik bir soru sorarım, kadın “tabii ki ben” diye cevap verince , cevabım hazırdır “ o zaman sizde de bir şey yok, doğurduğunuza göre doğurabildiğiniz ispatlamışsınız”. Doğan bebek anne ile babanın ortak mahsuludur, dolayısı ile daha önce ailenin çocuk sahibi olmuş olması ikinci bebek istediğinde çiftlerden herhangi birinde sorun olmayacağı anlamına gelmez.
Maalesef burada kadın doğurganlığı azaltan sebebin kendinden kaynaklanacağı ön yargısında olup, bunu peşinen kabullenmiş ve bu yükü de sırtlamıştır. Halbuki nasıl kadında doğurganlığı azaltan olaylar doğumdan sonra ortaya çıkabilir ve tedavi gerektir ise aynı durum erkek içinde geçerlidir. İster ilk ister 2. çocuk için hekime gelinsin araştırmaya erkeğin sperm tahlili ile başlanır, zira bu basit bir testtir ve olası sebeplerin yaklaşık % 50 sini bize ekarte ettirebilmektedir. Erkek normal ise bu sefer kadına ait testlere başlarız.,
Halk arasında çukulata kisti olarak bilinen hastalıktır. Batın içinde yapışıklıklara neden olmakta ve endometriozis odaklarından salgılanan salgılar tüplerin ve overlerin sağlıklı çalışmasını engellemektedir. Her ne kadar halk arasında “ doğum yapınca vucut yenilenir, doktor gebeliği önerdi” yolunda inanışlar olsa da bunlar doğru değildir. Tıbben gebeliğin iyi geldiği ve hastalığı gerilettiği tek durum endometriozistir, bu yüzden biz hekimler yalnızca endometriozisi olan kadınlara doğum yapmalarının sağlıkları için iyi olacağını söyleriz.
Endometriozisi olan kadınlara 2. doğumları geç kalmadan yapmalarını ve çok ara vermemelerini öneririz. Burada iki kazancımız olur birincisi hastalığın ilerlemesi durur ve hastalık gebelikle kaybolabilir , ikinci kazanç ise gebelik aralığı çok olduğunda endometriozis ilerlemesi ve kadının normal yoldan gebe kalma şansı azalması, ameliyat ve tüp bebek gibi maddi ve manevi külfeti olacak işlere yol açabilecek bir durumun önüne geçilmesi olacaktır.. Sırf gebelik aralığını az tutulması ile bir taşla iki kuş vurulmuş olacaktır.
•Yumurta kalitesinin bozulması, yumurta kapasitesi, yumurtlamasının azalması
Anne yaşıyla paralellik gösteren bir başka konuda budur. Gebelik için sağlıklı yumurta gerekli olup ve sağlıklı şekilde döllenmesi gerekmektedir bunun içindir ki; üretilen yumurtanın kaliteli ve döllenme kapasitesinin yüksek olması gerekmektedir. Kadınların yumurtalarında bulunan yumurta hücresi sayısı doğumdan itibaren azalmaya başlamaktadır, bu azalma 35 yaş altı çok önemli değil iken bu yaştan sonra gebe kalma şansını olumsuz etkileyebilmektedir. Daha da önemlisi bu sayısal azalma beraberinde kalitesel azalmayı da getirmektedir. Yani sayısı azalan yumurtanın döllenmesi, gelişmesi ve sağlıklı gebelik oluşturma şansı da azalmaktadır. Önemli bir nokta da yumurta yaşı her zaman kadının kronolojik yaşı ile uyumlu lmamaktadır, yani kadının yaşı 30 olabilir ancak yumurtalık yaşı 40 dır. Bu durum erken menopoza yol açan bir durumdur.
•Enfeksiyonlar, vajinal ya da cinsel yolla bulaşan mikroplar
Enfeksiyonlar sperm kalitesini bozması yanı sıra kadın üreme organları over, tüp ve rahimde hasara neden olarak da gebeliğe engel olmaktadır. Vajinal akıntı ve lokal infeksiyonlar , geçici manta r infeksiyonları çok büyük problem oluşturmaz iken özelikle tüp ve yumurtalıkları içine alan infeksiyonlar gebe kalma şansını önemli ölçüde ortadan kaldırmaktdır. Yine karın içinde ki diğer organların infeksiyonları da üreme organlarını indirekt olarak etkileyebilir, örneğin apandisit patlar ve infeksiyonu tüplere bulaşır ise bu da gebe kalmaya engel olabilmektedir.
•Miyomlar veya yumurtalıklardan kaynaklanan kistler
Myomlar ve yumurtalık kistleri yerleşim yerine göre değişmekle beraber embriyonun sağlıklı olarak rahime yerleşmesini bozmakta ve oluşan gebeliğin sağlıklı bir şekilde doğum safhasına gelmesine engel olabilmektedir. Ancak myomlar ile gebe kalamama arası ilişki çok net değildir, çoğu kadın myomu ile hamile kalıp normal doğum yapabilir. Eğer gebe kalmaya engel bir myom var ise bu ameliyat ile çıkarılarak gebe kalma şansı verilir. Yumurtalık kistleri çoğu zaman masumdur ve kendiliğinden kaybolur, ama bazen de gebelik şansını azaltabilirler.
•Kilo, stres ve sigara
Aşırı kilo,aşırı zayıflık, aşırı stres ve sigara kullanımı kadının düzenli ve sağlıklı yumurtlamasını bozmakta ve düşüklere neden olabilmektedir. Aşırı kilo alınması veya verilmesi yumurtlamayı bozarak gebelik şansını azaltabilirler. Sigara antiöstrojeniktir, sigara içen kadınlarda menopoz daha erken yaşlarda olmaktadır.
Teşhis koymada nasıl bir yol izlenir
İlk önce neden gebe kalınamıyor sorusuna cevap arıyoruz. Sebebin bulunmadan yapılacak tedaviler deneme yanılma yöntemi olacaktır. Yapılan jinekolojik ve genel değerlendirmeyi takiben önce erkeğin sperm tahlilini istiyoruz., sonra anne adayına kan tahlili yapılıp hormonları değerlendirilip, daha sonra görüntüleme yöntemleri olan ultrason ve rahim filmiyle rahim yumurtalıklar ve tüpler değerlendirilmektedir . Bu yöntemlere neden hamile kalınamadığı sorusuna cevap bulduktan sonra tedavi planlanmaktadır.
Başarıya ulaşma oranları
Başarıya ulaşma oranı her çift için farklıdır, çünkü her çiftin çocuk sahibi olamama sebebi aynı değildir. Yumurtlaması olmayan bir bayanda basit bir yumurtlama tedavisi ile hemen hamilelik elde edilebilirken( % lük bir başarı), erken menapoza girmiş veya yumurtalık rezervi çok çok azalmış bir kadında çok düşük(% 5) gebelik oranı elde edilmektedir. Ancak çocuk olmama nedeninin araştırılıp ona yönelik yapılacak tedavilerin başarı şansı daha yüksektir. Maalesef günümüzde deneme yanılma yöntemi ile çeşitli tedavi alternatiflerinin denenmesi olmaz ise diğer yönteme geçilmesi hem boş yere zaman kaybına hem de başarısızlığa yol açmaktadır. Problem odaklı tedavilerin başarısı daha yüksek olacaktır. Çiftlerin doktora “neden hamile kalamıyoruz, sorunun çözüm aşamaları nedir ve beklenen başarı oranları nedir” sorularını tedavinin başında sorarak öğrenmeleri ve buna göre bir yol haritası çıkarmaları tedaviye uyumları için şarttır.
Ailelere tavsiyeleriniz
En önemli tavsiye çocuk doğurma yaşının geciktirilmemesi diyebiliriz. Günümüzde çalışma hayatının içine yoğun olarak giren kadın çocuk doğurma yaşını ertelemektedir. Ancak kadının doğurganlığının sınırı olduğundan bu şansı daha sonra bulamamaktadır. Kadınlar için ideal doğurganlık yaşları 35 yaş sonrası hızla azalmaktadır. Genelde aileler bir çocuk bize yeter diyerek ikinci gebeliği düşünmemektedirler. Ancak çocuk okul çağına geldiğinde kreş ve okul da arkadaşlarının kardeşleri olduğunu görünce aileye “neden benim kardeşim yok, bende kardeş istiyorum” demeye başlar aile bu yüzden ikinci çocuğu düşünür. Bu esnada aile çocuğa haksızlık ettiğini ileride kendileri hayattan göçüp gittiklerinde çocuğun tek başına kalacağını düşünerek çocuk yapmaya karar vermektedirler. Bu geç karar sonucu kadının yaşı 40 lara ulaştığında gebe kalma şansını çok azaltmaktadır.
Çiftlerin aile planını bunları düşünerek yapması lazım, ben doğum yaptırdığı tüm aileleri bu konuyu açarak ikinci doğumu ne zaman düşünüyorsunuz diye sorarım. Aile “asla, bir tane yeter” dese de eninde sonunda 2. gebeliği düşüneceklerini, çocuğun okul çağı geldiğinde onlara kardeş için baskı yapacağını hatırlatarak, kardeş zamanlamasının gebe kalma şansı azalmadan yapmalarını öneririm.
İki doğum arasında olması gereken ideal süre nedir?
İki doğum arasında ki ideal süre 2 yıl olsa da bu çok net değişmez bir kural değildir. Burada gaye anne vücudunun toparlanarak 2. gebeliğe hazır olması için düşünülen tahmini bir süredir. Ama emzirirken hamile kalan hiçbir anneye sırf iki gebelik arası süre kısa olacak diye gebeliği sonlandırılması önerilmez. Sezaryen içinde bu öneriler benzer olmakla beraber, önemli bir neden yok ise sezaryen ile doğuran annelerin bu süreye riayet etmeleri önerilir
Tedavi aşamasında ailelerin psikolojik destek alması gerekiyor mu, etkileri nelerdir?
Özel bir psikoloğa ciddi bir sorun olmadığında gerek yoktur, ancak çevre ve yakınlarından bu desteği alması tedavi başarı şansını artıracaktır. İkinci çocuğa sahip olamayıp bu amaçla tedaviye başlayan çiftlerde genelde bu işi çok ertelemenin verdiği pişmanlık ve panik olmaktadır. Örneğin geçen hafta 42 . yaşında çocuk sahibi olmak için tedaviye başlayan bir hastam tedavi yaşından dolayı başarısız olunca dedi ki “mimar oldum, mühendis oldum, kariyer yaptım, büyük binalar yaptım, projeler geliştirdim. Ancak hepsi boş imiş keşke her şeyden önce bir çocuk yapsaydım”. Bu örnekte olduğu gibi ile geç kalmışlık , yoksunluk ve herkesin rahatlıkla elde ettiği bir konuda tedaviye muhtaç kalma gibi duygulanımlar içerisinde olan bu çiftlere psikolojik destek verilmelidir.