Bebeklerde ve çocuklarda ateş, aileleri en çok endişelendiren durumlardan biridir. Ateş, aslında vücudun bakteri ve virüslere karşı bir savunma mekanizmasıdır. Bununla beraber dehidratasyon yani sıvı kaybı, ortamın ısısının yüksekliği, romatolojik inflamatuvar ya da endokrinolojik (hormonal) durumlar da ateşe neden olabilir. Normal koşullarda gün içinde vücut ısısı derece değişir. Akşam üzeri vücut ısısı günün en yüksek seviyesindeyken, sabaha karşı en düşük seviyededir. Ateşin gerçekten var olduğunu anlamak için uygun yerden ve uygun termometre ile ölçülmesi gerekir. Yetişkinlerin değişimleri pek önemsemez ama bebeklerde ve çocuklarda ateş korkuya, hatta paniğe neden olur. İşte ateş ve ateşin yükselmesiyle ilgili merak edilen sorular ve cevapları…
Bebeklerde yüksek ateşin en sık görülen nedeni; bakteriyel veya viral enfeksiyonlardır. Genellikle birinci sırada üst solunum yolu enfeksiyonları; ikinci sırada alt solunum yolu enfeksiyonu, ishal (bağırsak enfeksiyonu), idrar yolu enfeksiyonu, kulak enfeksiyonu gelir. En çok korkulan ise menenjit denilen beyin zarı iltihaplanmasıdır. Bununla beraber enfeksiyona bağlı olmayan, sıvı kaybı özellikle yenidoğanlarda ateşe sebep olur. Sıvı kaybı, yeterince beslenememeye ve ishale bağlı gelişir. Güneş çarpması, diş çıkarma, aşı uygulamaları, bazı romatolojik hastalıklar ve genetik hastalıklarda da ateş yükselebilir.
Yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar bütün bebeklik ve çocukluk çağında vücut sıcaklığı, makattan (rektal) ölçüldüğünde 38’nin üzerindeyse ateşin yükseldiği kabul edilir. Tabii ki ateşin ölçüm yeri ve şekline göre ateşin varlığı değişir. Kulaktan, koltukaltından ve makattan ölçümler birbirine yakın sonuçlar verir. O nedenle yenidoğan dönemi dışında kulaktan ölçüm daha çok tercih edilir. Sonuç derecenin üzerindeyse ateşin varlığı kabul edilir. Yenidoğanlarda ve haftalık bebeklerde koltukaltı ve kulaktan ölçüm daha çok tercih edilir. Özetle; kulaktan ölçümle ve koltukaltından ölçümle derece ateşin çıktığını gösterir.
Ateş aslında bir savunma mekanizmasıdır ve aynı zamanda da bir semptomdur. Dolayısıyla vücutta bir enfeksiyon ya da bir durumu işaret eder. Amaç; ateşi kontrol altına almaktır. Ateşe neden olan hastalığı tespit edip tedavi etmek hedeflenir. üzerindeyse ciddi enfeksiyonları araştırmak gerekir ve ileride olumsuz komplikasyonları da engellemek için hekim muayenesi şarttır. Ayrıca yüksek ateş, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyip vücudun savaşma gücünü düşürür. O nedenle yüksek ateşin nedeni bulunup tedavi edilmelidir.
Havale; beyindeki elektrik boşalmaları nedeniyle vücut kaslarının istemsiz kasılmasıdır. Havale, ateşli ve ateşsiz olmak üzere ikiye ayrılır.
Çocuk havale geçirmeye başladığında kol ve bacaklarında kasılma, gözünün bir yere sabitlendiği görülür. Ağzından da köpük gelmeye başlar. Soluk alma güçlüğü gibi sorunlar da görülür. Bu tablo ailenin en korktuğu durumdur. Bu durumun uzun sürmesi oksijen alımı açısından sorundur. Yapılacak şey; mevcutsa doktorun önerdiği bir havale durdurucu fitil uygulamaktır. Hava yolunu açarak mümkünse ağızın kilitlenmesini engellemek önemlidir. En kısa sürede en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Ateş varsa da hemen ateş düşürücü verilmelidir.
*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.
Bebeğinizin diş çıkardığını nasıl anlarsınız? Bu dönemde bebekler hangi yöntemler ile rahatlatılabilir? Anne ve babalar bu zorlu süreçte neler yapmalılar? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Sevinç Çabukoğlu, bebeklerin diş çıkarma evresinde en çok merak edilenleri açıkladı.
Sağlıklı bir bebekte, diş çıkarma dönemi ortalama aylıkken başlar, ancak bu süreç bebekten bebeğe değişkenlik gösterir. Bebeklerde diş çıkarma genetik faktörlerle ilişkilidir. Anne ve babanın varsa diğer çocuklarının ilk dişlerini çıkarma zamanı, bebeğin ilk dişini ne zaman çıkaracağı konusunda etkilidir. 2 aylıktan 14 aylığa kadar, diş çıkarma dönemine yeni giren bebekler olabilir. Diş çıkarma dönemi, 20 süt dişi tamamlanana kadar, aylığa kadar devam eder. Bebeklerin dişleri tek tek, ay ara vererek ya da aynı anda da çıkabilir. Diş çıkarma döneminde bebeklerde iştah azalır, bebek genellikle sulu gıdalar tercih eder, eğer emiyorsa sürekli memede kalmak isteyebilir.
Bu belirtiler diş çıkarma habercisi!
Diş çıkarma döneminde bebekte gördüğümüz en sık belirtiler;
şeklindedir.
Bu dönemde bebekler nasıl rahatlatılabilir?
Bu evrede bebeğe; diş etlerine sürülen ve bebeğin diş eti ağrısını hafifletici jeller kullanılabilir. Bebeğin ağzı içinde eriyen, içeriğinde kalsiyum ve papatya bulunan ve diş etlerini rahatlatan granüller de kullanılmaktadır. Diş kaşıyıcılar halen kullanılmaktadır ancak boyalı ve kötü malzemeden olmamasına dikkat edilmelidir. Havuç, kereviz sapı gibi sert gıdalar diş etlerini kaşıması amaçlı bebeğin eline verilebilir. Ancak bunlar bebeğinizin elindeyken mutlaka yanında bir büyük olmalıdır, aksi takdirde bebek bu yiyecekleri boğazına kaçırabilir.
“Bebekler bu dönemde enfeksiyonlara yatkın olurlar”
Eğer bebeğin koltuk altından bakılan ateşi 38 derece ve üzerindeyse, ishali çok sulu ve çok sıksa, öksürük, burun akıntısı, kusma gibi şikayetler eşlik ediyorsa; mutlaka doktorunuza başvurun, çünkü eşlik eden bir enfeksiyon olabilir. Diş çıkarma dönemlerinde, bebeklerin bağışıklık sistemleri zayıfladığı için enfeksiyonlara da daha yatkın olurlar.
Ağız içinde çıkan beyaz renkli içi su dolu küçük yaralara aft denir. Aft denilen rahatsızlık genel olarak insanların dilinde, dudağında, damağında, yanak içlerinde görülür. Bu rahatsızlığı olan kişi afttan dolayı canı acıdığı için rahat bir şekilde yemek yiyemez ve su içemez.
Devamı
Ağız kuruluğu; tükürüğün yeterli miktarda ağızda bulunmaması veya bulunamaması durumuna denir. Bu iki şekilde olabilir. Birinci neden tükürük yeteri kadar üretilemez. İkinci neden ise tükürüğün ağıza gelmesini engelleyen bir faktör vardır.
Devamı
Ağız kokusu, gün içinde istenmeden ortaya çıkarak kişiyi ve çevresini rahatsız edebilir. Ağızda koku olmasının sebebi çoğu zaman kişinin ağız hijyenini tam anlamıyla sağlayamamasından kaynaklanır.
Devamı
Dil kullanımı açısından gündelik yaşamda önemli bir yere sahiptir. Yemek yeme, tat alma sıklıkla yaptığımız işlemlerdir. Kabarcıklar bu sebeple bu görevleri de etkileyeceği için yaşam kalitesini etkileyecektir. Bu yüzden tedavi edilmesi gerekir. Dilde oluşan kabarcıklar toplumda sıklıkla görülen bir sağlık problemidir. Bu kabarcıklar farklı nedenlerle oluşmakla birlikte ciddi sağlık problemlerine yol açmaz.
Devamı
Bebeklerin 20 süt dişinin genellikle aylarda başlayıp aylarda biten bir süreç olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Ancak ilk diş yaşı ay kadar erken olabildiği gibi 15 aylıkken ilk dişini çıkaran bebekler de vardır. Diş çıkarma belirtileri de bebekler arasında değişkendir. Anne babanın diş çıkarma yaşları, genetik ve hormonal yapı kadar beslenme durumu da bu konuda etkilidir” dedi.
Bebeklerde genellikle ilk çıkan dişin alt ön kesici dişler olduğunu dile getiren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “İlk diş sonrası 6 ayda sırasıyla alt ve üstte 4’er kesici diş çıkar. Genelde kesici dişler simetrik çiftler olarak çıkarlar. Daha sonraki aylık dönemde 4 adet birinci süt azı dişleri çıkmaya başlar. Bir sonraki 6 aylık dönemde yani 18 ile 24 arasında 4 adet köpek dişleri çıkar. Son 6 aylık dönem yani aylar arasında ise 4 adet ikinci süt azı dişleri çıkarak tamamlanır.
Böylece bebeklerin süt dişlerinin tamamlanması 2, yaşını bulabilmektedir. Ayrıca 6 aylık sapmalar normal kabul edilebilir” şeklinde konuştu. Dişlerin bahsedilen çıkış sırasının bozulduğu durumların da görüldüğünü söyleyen Dr. Sokullu, “Üst dişlerin önce çıktığı, köpek ve azı dişlerinin eşzamanlı çıktığı çocuklar da görülebilir. İlk ayda hiç diş çıkarmamış olan bebeklerin sistemik bir sorun açısından değerlendirilmesi gerekir” açıklamasında bulundu.
Diş çıkarma aşamasında damak kenarında şişkinlik, gerginlik ve ele gelen sertlik olabileceğini söyleyen Dr. Ayşe Sokullu, “Morumsu bir şişlik de gelişebilir. Buna ‘sürme kisti’ denir, dişin diş eti içerisinde hareketi sürecinde kılcal damar açılmaları ile oluşan kabarık yapıdır. Bunun için o bölgeye masaj uygulanması ya da diş kaşıyıcıları buzdolabında bekleterek soğuk ama donmamış olarak çocuğa vermek rahatlatıcı olabilir” dedi.
Bebeklerde ilk dişlerin eğri dizilimli çıkabildiğini, diş dizisi oluşup yan yana sıralanma gerçekleşene kadar bu durumun doğal olduğunu belirten Dr. Sokullu, “Ancak diş etinde şişkinlik ve hassasiyet, morluk gibi belirtilere rağmen devam eden aylarda diş çıkmazsa diş hekimine başvurmak gerekir. Diş çıkarma süreçlerinde şişlik genellikle hafta ile sınırlıdır. Giderek artan şişlikler, dişeti kanamaları, tekrarlayan aftlar gibi durumlar çocuk hekimine danışılmalı. Dişeti hastalıkları ve tekrarlayan aftlar bazen bağışıklık bozukluğu ile seyreden hastalıkların ilk habercisi olabilir” uyarısında bulundu.
Diş çıkarma döneminde hafif ateş görülebildiğinin, ancak günden uzun sürmediğinin altını çizen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Ateş derecenin üzerine çıkmaz. 38,5 derece ve üzeri ateşler, özellikle 3 günün üzerinde devam ediyorsa ve eşlik eden kusma, ishal, döküntü gibi ek belirtiler de varsa diş çıkarma dönemine denk gelen bir enfeksiyon olasılığı açısından çocuk doktoruna başvurulmalı” açıklamasında bulundu.
Bebeklerde aylıktan itibaren tükürük bezlerinde salgı artışı ve eş zamanlı olarak ellerini ağza götürme, yumruğunu emme şeklinde hareketlerin yoğun olduğu bir dönem yaşandığını vurgulayan Dr. Ayşe Sokullu, “Salya artışı hemen diş çıkacağını göstermez. 15 aylık ilk dişini çıkaran bebekler bile aylıkken bu periyottan geçer. Diş çıkarma sırasında iyice artarak kendini gösterir” dedi. Diş çıkaran bebeklerde normalde var olan kaka kıvamının da biraz cıvık olabileceğini söyleyen Dr. Sokullu, “Ancak ciddi sıvı kaybettiren ishal diş çıkışına bağlanamaz. Kusmalar üst ön dişlerin çıkış ve değişme dönemlerinde kolay uyarılabilir. Viral enfeksiyonlar açısından değerlendirme gerekir” açıklamasında bulundu.
İlk dişlerin çıkışından itibaren diş temizliğine önem verilmesi gerektiğini vurgulayan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Sokullu, “Değişecek olsalar da süt dişlerinin çürük olması genel sağlığa, ağız florasına ve kalıcı dişlerin sağlığına zarar verir. İlk aylarda temizleme mendilleri, arka dişler çıktıktan sonra küçük diş fırçaları temizlik için kullanılabilir.
Diş macununa ilk 3 yaşta gerek yoktur ve yutma/aspirasyon sebebi ile tehlikeli olabilir. 3 yaş sonrası diş macunu mercimek büyüklüğünde kullanılabilir. Fluorürlü bir diş macunu tercih edilir. Diş temizliğinde asıl olan macun değil doğru fırçalamalıdır; diş etlerini hırpalamayacak şiddette ama yeterli temizliği sağlayacak sürede fırçalama çocuklara öğretilmeli” dedi.
Araştırmalar, çocukların en geç bir yaşından itibaren düzenli olarak diş hekimi kontrollerine gitmeleri ve günde en az iki kere dişlerini fırçalamaları gerektiğini gösteriyor. Bu nedenle çocukların ağız ve diş sağlığının devamı için siz de harekete geçin. İlk ağız ve diş muayenesi, çocuğun ilk dişi çıktıktan sonra 6 ay ile 1 yaş arasında olması gerekiyor.
İlk diş hekimi ziyaretinin bu kadar erken başlamasının en önemli nedeni, bebeklik döneminde dişlerin nasıl temizlenmesi gerektiğini ebeveynlere gösterebilmek ve yanlış beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak çok küçük yaşlarda oluşabilen biberon çürüklerinden bebeklerin korunmasını sağlamak.
Bebeklerde ilk diş çıktığı andan itibaren bebeklerin dişlerinin düzenli olarak fırçalanmaya başlanması gerekiyor. Temizleme işlemi, her beslenmenin sonrasında bebekler için özel olarak üretilmiş diş fırçalarıyla yapılabiliyor. 0 ile 3 yaş arası fluorid içerikli diş macunu kullanımı önerilmemekle beraber, bu yaşlar arasında sadece su kullanarak diş fırçalamak temizlik için yeterli oluyor. Ayrıca çocuklar için özel olarak üretilmiş fluorid içermeyen diş macunları da kullanılabiliyor. Çocuğun dişleri 3 ile 3,5 yaşından itibaren 12 yaşına gelinceye kadar düşük oranda fluorid içeren çocuk diş macunlarıyla fırçalanabilir.
Süt dişlerinin birinci görevi beslenmenin sağlanmasıdır. Süt dişlerinde oluşan çürükler beslenme sırasında ağrıya neden oluyor ve bunun sonucunda çocuk beslenmeyi reddediyor. Bu da çocuğun büyüme gelişimini olumsuz yönde etkiliyor. Bakteriler, çürük lezyonlarında sağlam diş yüzeylerine oranla daha çabuk ürüyor. Ağızdaki bakteri sayısının artışı, çocukların ağız ve diş sağlıkları için olduğu kadar, genel sağlıkları için de tehdit oluşturuyor.
Süt dişleri, arkalarından gelen dişler için rehber görevini üstleniyorlar. Buna bağlı olarak süt dişlerinin erken kaybında diş dizisinde çapraşıklıklar ve çene gelişiminde bozukluklar meydana gelebiliyor. Çocuk, çok sayıda erken süt dişi kaybı sonucunda, görünümündeki ve konuşmasındaki bozukluklara bağlı olarak psikolojik sorunlar da yaşayabiliyor.
Bebeklerde diş çıkarma sırasında ateşli olması demek her ateşte diş çıkarıyor anlamını taşımamaktadır. Bebeklerde gözlemlenen ateş başka hastalıkların da belirtisi olabilmektedir. Bebekte aşırı ateşlenme gözlemlenmiş ise bu bebeğin muhtemelen hasta olduğunun belirtisidir. Her bebeğin diş çıkarma süreci farklı şekillerde gözlemlenebilmektedir. Bazı bebekler aşırı huysuz olurken, bazı bebekler ise diş çıkardığına dair belirti göstermeyebilirler.
Bebek Ne Zaman Doktora Götürülmelidir?
Eğer bebeğin diş ateşi yaklaşık 72 saatten uzun sürmüş ise ve beraberinde ishal, kusma gibi problemler yaşanıyorsa mutlaka doktorunuza götürmelisiniz. Bebeğin mevcut ateşi 40 santigrat dereceyi gösteriyor ise hiç zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir. Ateş dışında bebek sürekli olarak ağlıyor ise, tüm gün uykulu geçiyor ve halsiz ise, idrarda azalma, dudaklarda kuruluk oluşmuş ise doktora gitmenizde fayda vardır.
Bebeklerde Diş Çıkarma Ateşi Nasıl Olur, Kaça Kadar Yükselir ve Kaç Gün Sürer?
Diş çıkarma zamanlarında bebeğin ateşi 37 santigrat dereceye kadar yükselmesi oldukça normal bir durumdur. Bebeğin ateşi 38 santigrat derece ve daha üzerinde ise, ishal durumu varsa diş çıkarıyor olsa bile doktora danışmakta fayda vardır. Yüksek ateş ve ishal başka hastalıkların da belirtisi olabileceğinden dolayı doktor kontrolü oldukça önemlidir. Bebeklerin diş çıkarma ateşleri 37 ile 38,5 santigrat dereceler arasındadır. Bu derecelerin üzerinde gözlemlenen ateş değerleri başka hastalıkların habercisi olabilmektedir.
Bebeklerde ortalama olarak gözlemlenen diş çıkarma, ilk 4 ile 7. aylar arasında çıkmaya başlar. Bazı çocuklarda ise 3. aydan itibaren erken diş çıkarma gözlemlenebilmektedir. Bazı bebeklerde ise ayda ve daha sonrasında diş çıkarma gerçekleşebilmektedir. İlk olarak ön dişler çıkar. Dişin çıktığı bölgede hassasiyet meydana gelir ve bebeğin dişlerinde kaşınma gerçekleşir. Hassasiyet sebebi ile şişlik ve kızarıklık meydana gelebilmektedir.
Bebeklerde 20 adet süt dişi çıkar ve bunlar toplamda 3 yaşa kadar tamamlanmaktadır. Kalıcı olan dişler ise yaklaşık 6 yaşlarında çıkar. Diş çıkarma olaylarında genelde kalıtsal faktörler rol oynamaktadır.
Bebeklerde Diş Çıkarma Belirtileri
Ağrı
Bebeklerde Diş Ateşi
Salya akması
İshal
Huzursuzluk (Bazı bebeklerde huzursuzluk haftalarca sürebilmektedir.)
Kulak Çekiştirme
Yanak Kaşıma
Uykusuzluk
İştahsızlık
Diş etlerinde meydana gelen kanama ve morarma