AKP'li Cumhurbakan Recep Tayyip Erdoan'n tutuklu i insan Osman Kavala için kulland 'Soros art" ifadesini kullanm ve "Bu Kavala denilen Soros artyla ilgili olarak Türkiye'yi adeta burada mahkum etmek istiyorlar. 10 tane büyükelçi bu açklamay niye yapar? Bu Soros artn savunanlar, bunu nasl braktrrz gayreti içindeler. Söyledim Dileri Bakanmza, bizim bunlar ülkemizde arlamak gibi bir lüksümüz olamaz" demiti.
Erdoan'n bu sözlerinin ardndan AKP'li Cumhurbakannn ylnda, Babakan olduu dönemde ABD'li milyarder George Soros'la yapt görüme gündem konusu oldu.
O dönem Babakan Yardmcl görevinde olan CHP'li vekil Abdüllatif ener, kendisinin de yer ald görümeye ilikin Halk TV'de katld yaynda öyle konutu:
"Soros'un bulunduu sadece bir toplantda yer ald. O da Ankara'daki Babakanlkta yaplan toplantdr. Toplantnn yapld salon benim odama bitiik bir salondur. Özel kalemden yarm saat bir saat önce aradlar u saatte bir toplant var dediler. Kapdan çkp toplant salonuna girerken fsltlardan Soros ve yanndakilerin geleceini örendim. Hatrladm kadaryla da bu toplantda hiç görü bildirmedim, hiç konumadm. Sadece konuulanlar dinledim. Konumalarda bir sohbet havas vard.
O srada biliyorsunuz Türkiye için Avrupa Birlii süreci önemliydi. Müzakerelerin yaklat bir tarihti sanyorum. Bununla balantl olarak hükümetin insan haklarna, hukukun bamszlna, demokratik deerlere verdii önemi anlatan bir konuma oldu. Nötr eylerdi, somut güncel hiçbir konu konuulmad."
Yazıyı Paylaş:
Sermet Toprak
Haziran Direnişinin üzerinden 9 yıl geçti geçmesine. Ancak AKPde açtığı yara kapanmak bir yana, kalıcı bir hasar bıraktı. Ülkeye giydirilmek istenen gerici ve piyasacı diktatöryel yapının gömleği, yırtılıp atıldığı o dönemden beri dikiş tutmadı.
Halk tokadını esaslı şekilde yiyen AKP iktidarı, bu gerçeği ters yüz etmek için yargı sopasına sarıldı. Hukuksuzca açılan Gezi Parkı Davası ile birlikte Haziran Direnişindeki eylemler yargılanmak istendi. Yıllarca devam ettirilen ve isnat edilen suçlar dışında her şeyin olduğu bu davada AKP iktidarı, verdiği hükme gerekçe olarak kullanmakta ustası olduğu aracı çıkardı çekmesinden. Soros! Eylemleri finanse etmekle suçlanan Osman Kavala üzerinden milyonlarca yurttaşın katıldığı direniş Soros şebekesine bağlanmaya çalışıldı.
Adaletsizlik timsali bu davayı bir kenara bırakalım ve asıl sorumuza gelelim. Peki, halkın direnişine o zamana dek adını bile duymadıkları isimlerle kara çalmaya çalışan iktidarın Sorosla geçmişteki ayan beyan alışverişleri ne olacak?
Haydi Sorosu kısaca tanıyalım önce. Macar asıllı bu ABDli para babasının başat özelliği, keskin emek düşmanlığı ve anti-komünistliği elbette. Doğu Avrupa’da gerçekleşen renkli devrimlerin simgesi olan Soros, yılında kurduğu Açık Toplum Vakfının 70e yakın ülkede temsilciliklerini de açtı. Türkiyede resmi olarak faaliyetlerine ise AKPnin iktidara gelişinden 1 sene önce Açık Toplum Enstitüsü temsilciliği açarak başladı. Sorosun kuruluşu, Türkiye sermaye sınıfının önde gelen isimlerince kurulmuş TESEV başta olmak üzere birçok yapıyla beraber faaliyet yürüttü. Ortak amaç ise Cumhuriyetin tasfiyesi sürecine girişilen sözkonusu dönemde siyasette ve sivil toplum çalışmalarında patronların yumuşak gücü olup liberalizmin fikri altyapısını oluşturmaktı.
İşte böylesi bir yıkım döneminde Tayyip Erdoğan ve partisinin yöneticileri, Sorosla doğrudan temaslarda da bulunmuştu. Bunlardan kamuoyuna yansıyanlara göre ilki yılında Davos zirvesinde oldu. Abdullah Gül’ün kısa süreli başbakanlığı döneminde danışmanlığını yapan gazeteci Ahmet Takan, bir otel odasında yapılan o görüşmeyi şu sözlerle anlatmıştı:
Soros, kata geldiğinde Erdoğan’ın korumaları ve adamları apar topar Erdoğan’ın odasına aldı. Arkada da beni görünce içlerinden biri işaret parmağını dudaklarının üstüne götürerek bana sus işareti yaptı. Gül’ü uyandırmaya vaktimiz vardı. Soros, Erdoğan ile otel odasında görüşmesini yaptı ve geldiği gibi sessizce otelden ayrıldı.
ERDOĞANI MEMNUN EDEN MESAJLAR
Gül’ün eski başdanışmanı Ahmet Sever de yıllar sonra T24te yayınlanan yazısında o görüşmeye dair George Soros ile burada bir görüşme yaptınız ve desteğini istediniz: Türkiye’nin açık toplumu biziz. Bizi destekleyin… Soros da destekledi demişti. Sever bununla da sınırlı kalmayıp Açık Toplum Vakfı ve British Councilin girişimiyle kurulan Bağımsız Türkiye Komisyonunun Erdoğanla yaptığı görüşmelere işaret etmiş ve şunları dile getirmişti:
Siz bu komisyon üyelerini Ankara’da kırmızı halıda karşılıyordunuz Yakın dostunuz Can Paker de, Türkiye’deki Açık Toplum Vakfı’nın Yönetim Kurulu Başkanı’ydı Ve size Soros’un mesajlarını da getiriyordu O dönem, Soros destekli ve sizin Osman Kavala için kullandığınız “Soros bağlantılı” bu faaliyetlerden çok memnundunuz
Cumhuriyetin kurumlarını patronların çıkarları doğrultusunda adım adım yok etme politikalarını devreye alan AKP iktidarı, bu noktada açık desteğini gördüğü Sorosu daha sonra bizzat Başbakanlıkta ağırladı. yılında yapılan o toplantının içeriğine dair, dönemin Başbakan Yardımcısı, bugün ise CHPde milletvekili olan Abdullatif Şener de geçen sene şu açıklamayı yapmıştı:
Konuşmalarda bir sohbet havası vardı. O sırada biliyorsunuz Türkiye için Avrupa Birliği süreci önemliydi. Müzakerelerin yaklaştığı bir tarihti sanıyorum. Bununla bağlantılı olarak hükümetin insan haklarına, hukukun bağımsızlığına, demokratik değerlere verdiği önemi anlatan bir konuşma oldu. Nötr şeylerdi, somut güncel hiçbir konu konuşulmadı.
BAŞ TACIMIZ
Bu iki görüşmenin dışında AKP ve Erdoğan ile Sorosun doğrudan ya da dolaylı olarak birçok kez temas kurduğu biliniyor. Öyle ki bugünün küskün AKPlilerinden eski Meclis Başkanı Bülent Arınç, geçen sene bir TV kanalında yaptığı açıklamada, Açık Toplum Vakfı’nın ’deki Türkiye Danışma Kurulu Başkanı olan Nafiz Can Paker ile yaptıkları görüşmelerden ederek “Can Paker bana belki 5 defa gelmiştir yanında diğer araştırmacılarla birlikte. O zaman baştacı ettiğimiz, şu anda da bir yerlerde baştacı olan insanların Sorosçu diye suçlanması Kendimize saygımız olmalı. Ben hükümetteyken yaptığımız her şeyi savunurum, bugün de savunurum. Neden? Çünkü bunu beraber yaptık; inanarak yaptık” ifadelerini kullanmıştı.
Netice olarak Açık Toplum Vakfı, yılında gördüğü lüzum üzerine Türkiyedeki çalışmalarına son verdiğini açıkladı. TESEV ise yoluna devam ediyor. Ancak bitirirken, Sorosun ve vakfının üstlendiği işlevi bu alanda tek olarak görmenin büyük bir yanılgı olacağını söylemek gerek. Bugün Sorosla bağlantılı olmasalar da benzer yapıda olan ve iktidar bloğuyla birlikte CHPden HDPye düzen muhalefetinde de şu ya da bu biçimde çalışmalar yürüten yerli yabancı çok sayıda aktör bulunuyor. Emperyalizme karşı tavizsiz, kamuculukta ısrar eden ve gericiliğe pabuç bırakmayan sol siyasete verilecek güçle ortak kutsalı serbest piyasa ve sermayenin çıkarları olan bu yapıların faaliyetleri boşa çıkarılacaktır.