Bu yazımızda geçmişte ve günümüzde yapılan evler arasındaki farklar nelerdir kısaca olarak bilgi aktaracağız.
Geçmişten günümüze kadar insanlar barınma ihtiyacı çeşitli şekillerde karşılamıştır. Mağaralardan, çadır kurmaya, kerpiç evlerden, betonarme binalara kadar birçok çeşitte mimari, imar ve iskan anlayışı geliştirilmiştir.
Ev yapımında dikkat edilmesi gereken şey çevre şartlarıdır. Çevre şartlarını coğrafik şartlar belirler. Coğrafik şartlar gereğince iklim, yeryüzü şekilleri, toprak özellikleri bakımından evlerin genel hatları oluşturulur.
Geçmişte ve günümüzde yapılan evlerin arasındaki farklar şu şekildedir:
*Eskiden evler ahşaptan yapılırdır.
*Eskiden evler kerpiç tuğlalardan yapılırdı.
*Eskiden evler pişirilmiş tuğlalardan yapılırdı.
*Günümüzde evler sıkıştırılmış gazlı beton tuğlalardan yapılmaktadır.
*Günümüzde beton, çimento, kireç sıklıkla kullanılmaktadır.
*Günümüzde betonarme inşaat bir endüstri haline gelmiştir.
*Geçmişte evler, bahçeli, çok odalı ve çok katlı olurdu.
*Geçmişte evler, müstakil olurdu.
*Günümüzde evler, binalar şeklinde dairelerden oluşmaktadır.
*Az odalı ve tek kat olarak kullanılmaktadır.
Aile büyüklerinizin çocukluğu ile kendi çocukluğunuz arasındaki benzerlik ve farklılıkları yazınız.(benzerlikler/farklılıklar) a ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz.
Aile büyüklerinizin çocukluğu ile kendi çocukluğunuz arasındaki benzerlik ve farklılıkları yazınız.(benzerlikler/farklılıklar)
3. Sınıf Meb Yayınları Hayat Bilgisi Ders Kitabı Sayfa 49 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz.
Harika bir değişim hikayesine konuk oluyoruz. Çanakkale'de yaşayan Dilan Hanım, yeni taşındığı evin banyosunu pek sevememiş. Birçok parçası eskiyen bu banyonun, değişime ihtiyacı olduğunu düşünmüş.
Ne yapılmalı, edilmeli diye araştırırken banyoyu komple yıkıp yeniden yapma fikrine ısınmış. İyi bir usta bulunca da işlere girişmiş.
Seramikler, lavabo, klozet, dolaplarKısacası banyodaki her şey değişmiş. Eski banyoda olan kullanışsız küvet çıkarılmış. Yerine duşakabin gelmiş. Duşakabin alırken Dilan Hanım, ilk etapta siyah istemiş. Satın alınan yerde siyahını bulamayınca gümüş çerçeveli olanı almış. Sonucundaki görünümü görünce de, bu durum içten içe hoşuna gitmiş.
Yeni banyo için seçilen ahşap dolap, beyazla kaynaştırılmış. Aynadan yayılan gümüş parıltılar da seramiklerden yansıyan parlaklıkla birleştirilmiş. Sonucunda da oldukça ferah bir alan elde edilmiş.
Eski evde antrede kullanılan ayakkabı dolabı, yeni evin banyosunda depolama alanı olarak yer almış. Havlu ve diğer eşyaların konakladığı bu dolap, alana oldukça iyi uyum sağlamış.
Evde çocuk olmadığı için çok ıslanmayan banyo için boyut olarak büyük denebilecek bir kilim seçilmiş. İnce olduğu için kolaylıkla kaldırılabilen bu kilim, alanın İskandinav ruhuna da çok yakışmış.
Banyo değişimi için 10 bin TL harcayan ev sahibimiz, bütün değişim sonucunda birçok kişiye ilham veren bir banyoya kavuşmuş.
Öncesi ve sonrası karelerle buluşacağınız banyomuza geçmeden önce şuraya bir not bırakalım:
Takip etmek isteyenler için ev sahibimizin Instagram adresi: @atasevlerindilan
Buyurun konuk olalım.
Banyo, Siyah, Beyaz, Ahşap Mobilya, Banyo dolabı, Banyo rafı, Duvar rafı, Duvar dekorasyonu, Banyo paspası, Hasır sepet, Duşakabin, Banyo seramikleri, Öncesi / Sonrası
Banyo, Beyaz, Siyah- Beyaz, Banyo aynası, Banyo dolabı, Banyo paspası, Banyo rafı, Banyo seramikleri, Zigzak desen, Vazo, Ev Aksesuar, Yapay çiçekler, Banyo aksesuarları
Beyaz, Banyo rafı, Tablo, Duvar dekorasyonu, Banyo aksesuarları, Banyo, Banyo seramikleri
Zigzak desen, Siyah- Beyaz, Beyaz, Hasır sepet, Banyo dolabı, Banyo
Banyo dolabı, Banyo, Beyaz, Havluluk, Vazo, Ev Aksesuar, Yapay çiçekler, Banyo seramikleri
Hasır sepet, Banyo seramikleri, Banyo, Beyaz
Öncesi / Sonrası, Banyo tadilat, Tadilat
Siz de paylaşın!
Evinizin dekoru ile ilgili siz de fikir ve yorum almak ister misiniz?
HEMEN PAYLAŞ5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Cevapları 2. Ünite başlıklı bu yazımızda 5. sınıf MEB sosyal bilgiler ders kitabındaki birinci ünitenin içindeki soruların cevaplarını hazırladık.
Ders: Tarih Ekibi tarafından hazırlanan 5. Sınıf Sosyal Bilgiler Ders Kitabı Cevapları 2. Ünite hakkında eklemek istediklerinizi aşağıdaki yorum bölümünü kullanarak bize iletebilirsiz.
Bu Yazının İçindeki Başlıklar:
5. Sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabının ikinci ünitesi olan Ülkem, Kültürüm ve Tarihim, beş kazanımdan oluşmaktadır. Aşağıda bu beş kazanıma yönelik soruların cevapları bulunmaktadır.
Resme bakıldığında günümüzle arasında çok fark olduğu görülmektedir. Bunun nedeni teknolojinin hızlı gelişmesidir. Resme bakıldığında orada gözüken taşıtın atlar tarafından oluşturulduğu görülmektedir. Ancak günümüzde motor denilen yapılarla bu iş götürülmektedir. Bir taşıtın sürücüsü olması ve taşıtın tekerleğinin olması günümüze benzer taraflarıdır. Ancak bunlardan özellikle tekerlek noktasında fiziksel olarak günümüzde değişiklikler olmuştur. Bir diğer taraftan farklılıkları ise motorun günümüzde bulunması, benzin-mazot ve elektrik ile aracın gidebiliyor olması gibi özellikler olarak söylenebilir. Aynı zamanda eskiden araçlar at gücü ile gidiyordu ancak şu an durum öyle değil. Atların olması aynı zamanda konfor ve güvenliği de etkiliyor. Eskiden yapılan araçlar ile günümüzdeki araçlar karşılaştırıldığında günümüzdekiler daha konforlu ve güvenlidir.
Yazının bulunması bir ihtiyaç üzerine oluşmuştur. Bu zamana kadar bütün medeniyetler sahip oldukları hazine veya alet-edevatları kayıt altında tutma ihtiyacı hissetmişlerdir. Bu noktada aslında yazının keşfi gerçekleşmiştir. İlk başlarda harfler çok daha farklı şekillerde olsa da medeniyetten medeniyete ve yıldan yıla harflerin şekil ve biçimleri değişmiştir. Yazının kullanım nedeni de aynı şekilde medeniyetten medeniyete ve yıldan yıla değişmiştir. İlk başlarda bulunan eşyaların kayıt altına alınmasıyla başlamış daha sonrasında bilgilerin kaydedilmesine kadar devam etmiştir. Eğer yazı olmasaydı günümüzde sahip olduğumuz pek çok şeye şu an sahip olamayacaktık. Çünkü insanlar yazı aracılığıyla pek çok şeyi sonraki nesillere aktarmışlardır. Böylelikle yazı ile beraber yeni icatlar insanlığı daha ileriye taşımıştır. Yazı olmasa bunların hiçbirine erişemezdik.
Günümüzde yaşamaktan gayet memnunum bunun nedeni teknolojinin gelişmiş ve ihtiyaçlarımı daha rahat karşılıyor olabilmem. En basitinden eskiden sağlık hizmetlerini o kadar kolay sahip olunmuyordu hatta belki de herkes kendisi hastalığının üstesinden geliyordu. Ancak günümüzde ilaçlar var. O dönemde çözülemeyen hastalıklar şu anda çözülebilecek durumda. Üzerine ulaşımı düşündüğümüzde daha hızlı olduğunu söyleyebiliriz. Eskiden o kadar yükü atların sırtına yükleyerek taşıyorlardı. Bu durum hayvanlar içinde büyük bir eziyetti. Alınacak yol daha uzun sürüyordu. Ancak şu anda kısa zamanda istediğimiz yere gidebiliyoruz. Yemek gibi şeylere daha hızlı erişebiliyoruz. Eğitimimiz daha kaliteli ve daha efektif bir şekilde oluşturulan materyalleri kullanmak daha kolay ve en önemlisi de hayatımız daha kolay bir şekilde işliyor.
Metinde Babiller ile ilgili belirli durumlar ifade edilmiştir. Babillerin kurallarına sadık olması aslında karşımıza çıkan Hammurabi Kanunlarının işlevini ve sürdürülebilirliği ile ilgili orantılı olarak bilgi vermektedir. Üst seviyedeki kişiler tarafından belirlenen bu kanunlar insanların davranışlarını büyük ölçüde etkiliyordu. Çünkü insanlar kanunlara fazlasıyla sadıklardı. Aynı zamanda kanunlarda belirtilen suçlar yapıldığı taktirde kimsenin kendisine olmasını istemeyeceği sonuçlar doğurabiliyordu. Bu nedenle kanun maddesi de aslında Babillerin kanunlarına ne kadar önem verdiklerini ve kanunların hayatların içindeki yerlerini ifade etmektedir. Aynı zamanda o dönemlerde geçim ve beslenme kaynağı olarak tarım çok fazla ön plandaydı. Buna örnek ve kanıt olarak yine bu kanunu gösterebiliriz çünkü kanunda tarımın önemi ve hayattaki yerinden de bahsetmek mümkündür.
Bilindiği üzere insanlar Mezopotamya’da pek çok geçim faaliyeti yapılmaktaydı. Ancak duvar panosunda ön planda olan ekonomik faaliyetler gösterilmiş. Bu doğrultuda Mezopotamya’da halkın hayvancılık ve dokumacılıkla ilgilendiği çok açık bir şekilde gösterilmiştir. O dönemde belirli bir süre sonra tarım da çok ön plandadır ancak henüz o zamanları panoda göremiyoruz. Aynı zamanda birlikte yapılan ve ortak olunan üretim faaliyetleri de gösterilmiştir.
Üst sırada oturan kişiler din adamları ve ülkeyi yöneten kral, kraliçe olabilir. Kısacası toplum içerisinde saygınlığa ve rütbeye sahip olan kişilerdir denilebilir.
Elinde müzik yapmak için kullanılan bir alet varmış gibi duruyor. Dönemin çalgı çeşitleri ve popülaritesine bakarsak bu çalgının lir olduğu söylenebilir.
Bakıldığında kanalın kurulması için belli amaçların olması gerekir ki bu doğrultuda kanal inşası oluşturulsun. Bu bağlamda aslında kanalın su ile ilişkili bir amaç doğrultusunda yapılabileceğini söylemek mantıklıdır. Kanal halkın suya erişim ihtiyacını karşılıyor olabilir. Ancak içme suyundan çok bu kanal suyu tarım için sağlıyor olabilir. Kısaca, daha verimli tarım ürünleri için kanal halka su sağlıyor olabilir diyebiliriz.
Urartular için eserler çok önemli bir yerdedir. Bu parçaları gözü gibi saklamak isteyen pek çok kişi vardır. Hatta bu durum kendini öyle göstermiştir ki bu durum kanunlara ve inanç unsurlarına dahi işlemişlerdir. Bu eserleri yıkan ya da silen kişiler için halk tanrının gazabına uğrasınlar diye dua ederlermiş.
Frigler sanatla uğraşmış bir medeniyettir. Sanatın sadece tek bir alanı da değil, birçok alanıyla uğraşmışlardır. Habere bakıldığında ve Frigler’in uğraştığı sanatlar göz önünde bulundurulduğunda uğraştıkları sanat dallarını mozaik, heykeltıraş, kilimcilik, taş işlemeciliği ve heykeltıraşlığı sayabiliriz.
Frigler’in kültürel mirasa ayrı bir duyarlılıkları vardır. Onlar bu miraslara gözleri gibi bakar ve asla bir yerine hasar gelsin istemezlerdi. Bu bağlamda aslında günümüzdeki ülkelere baktığımızda Frigler gibi miraslarını korumakta kararlı olan ülke sayısı çok azdır ve hatta hiç yoktur. Özellikle Türkiye kapsamında durum incelendiğinde daha olumsuz bir tablo ortaya çıkmaktadır. Günümüzde insanların mirasa karşı saygılarının kalmadıklarını ve bu bağlamda kültürel mirasa pek çok kez zarar verildiği gibi birçok örnek bulunabilmektedir.
İnsanlar parayı kullanmadıkları yani paranın icat edilmediği zamanlarda paranın yerini tutan pek çok yöntem kullanılıyordu. Bunlardan biri takas usulü kurulan bir yapıydı. En basit örneğiyle bir kişiye kumaş lazım ise o kişi kumaşa ihtiyacı olana kumaş verip ona buğday veriyordu. Ya da aynı şekilde bir kişinin buğdaya ihtiyacı varsa o kişiye buğday veriliyor ve veren kişinin ihtiyacına göre alan kişi veren kişiye bir şey veriyordu. Bu şekilde işleyen bir sistem en yaygın kullanılan yöntemdi. Bir diğer yöntem ise para yerine ya da takas yerine çivi ya da demir vermek. Bu da çok işlevsel bir yöntemdi çünkü o zamanlarda bu tarz şeyler çok değerliydi ve ihtiyaca göre bakıldığında en ihtiyaç duyulan şeylerden biriydi.
Friglerden başlayarak İyonlar, Hititler, Lidyalılar ve Urartular medeniyetlerine ait eserler müzede sergilenmektedir.
Müzede sergilenen eserlere bakıldığında uygarlıklardan kalan pek çok irili ufaklı eser göze çarpmaktadır. Genel olarak burada hayvan figürleri, ev ve mutfakta bulunan eşyalar, kazan ve çömlek gibi eşyalar, mühürler, kil tabletler ve süs eşyalarının yanında bir de inanç un surlarını temsil eden figürleri görmekteyiz.
Aslında eserlerin tümü güzel ve ilgi çekiciydi. Günümüze kadar korunabilmiş olması fazlasıyla etkileyici.
Burada bulunan korumalar ile tarihi eserlere daha az zarar gelmektedir. Böyle olunca tarihi eserler daha iyi korunabilmektedir.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde pek çok arkeolojik buluntu bulunmaktadır. Bu buluntularda pek çok ipucu bulunmaktadır. Bu buluntulardan yola çıkılarak söylenebilecek ilk şey Anadolu Medeniyetleri’nin hayvancılıkla ilgilenmiş olması. Bu noktada müzede pek çok buluntu var. Bununla beraber madenlerden de faydalanılmış yani madencilik yapıldığı söylenebilir. Aynı zamanda toprağı biçimlendirmekle de ilgilenmişler. Bunu toprağı ısıtarak yapmışlar. Buluntulara bakıldığında en çok karşılaşılan bir diğer şey de günlük hayatlarından ipuçlarıdır. Günlük yaşamlarında ne yaptıkları nelerle beslendikleri ve ne giydikleri ile ilgili pek çok bilgiye bu buluntuları inceleyerek ulaşabiliriz. Aynı zamanda günlük hayat içerisinde kullandıkları eşya ve malzemeleri de bu buluntuları inceleyerek görmek fazlasıyla mümkündür. Kısacası, buluntuların incelenmesi ile günlük hayatları noktasında bilgi sahibi olunabilir.
Sümerler’in devleti ilk kurulan devlettir.
Varlığı en uzun süren devlet: Sümerler
Varlığı en kısa süren devlet: İyonyalılar
Lidyalılar devleti günümüze daha yakın bir tarihte kurulmuştur.
Hititler daha uzun yaşamıştır.
Yazı: Nesilden nesile bilgi aktarımı gerçekleşemezdi ve böylelikle şu anda sahip olduğumuz tüm bilgi birikimi, kültürel miras ve icatlardan mahrum olurduk. Bu da şimdiki halimiz kadar gelişemediğimiz bir uygarlık senaryosunu bizlere gösterecektir.
Tekerlek: Tekerlek olmasaydı şu an ulaşım diye bir şey olmazdı. Daha doğrusu verimli ve güvenli ulaşımın temeli tekerlek ve tekerlek olmasa özellikle uzak mesafelerdeki yol asla kat edilecek şekilde olamazdı. Aynı zamanda savaşlar vesaire de kötü etkilenirdi.
Baraj: Enerji noktasında sıkıntı çekilirdi.
Okul: Eğitim kötü bir şekilde verilirdi.
Kütüphane: Eser korunumu olmazdı ve zarar görürlerdi.
Takvim: Tarımda vesaire zaman önemli bu noktada zamanı kontrol edemezdik.
Madencilik: Ham madde sıkıntısı çekilirdi.
Kanunlar: Toplum ve işleyişte düzen olmazdı.
Para: Ticaret ve yaşamı devam ettirmek noktasında sıkıntı olurdu.
Seramik: Mutfak eşyaları konusunda sıkıntı çekerdik.
Ülkemiz bugüne kadar pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir coğrafyadır. Pek çok medeniyetin bulunduğu bu topraklarda her medeniyet kendini hatırlatacak birçok iz bırakmıştır. Ya bir eşya ya da bir yapı olarak karşımıza çıkan bu miraslar ülkemizin zenginliğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda pek çok turist ülkemizin kültürel miraslarını görmeye ve keşfetmeye gelmektedir. Bunların yanında ülkemizin bir de doğal güzellikleri var. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamızın da özellikle yaz ayları için payı büyük. Mevsim ve hava şartlarından dolayı oluşan doğal güzellikler turistlerin çok fazla ilgisini çekmektedir. Ülkemizde bulunan plajlarda özellikle ılıman iklim kuşağında bulunan tatil yerlerinde fazlasıyla turist popülasyonu bulunmaktadır.
Tarihi eserler genel olarak medeniyetlerin bıraktığı ve bizim keşfettiğimiz yapılardır. Doğal varlıklar ise doğada kendiliğinden oluşmuş yapılardır. Bunlara ülkemizden ve hatta dünyadan pek çok örnek verilebilir.
Doğal Varlıklar:
Göller
Ormanlar
Denizler
Şelaleler
Mağaralar
Dağlar
Bitki örtüsü
Kayaçlar
Tarihi Eserler:
Müze
Cami
Kale
Para
Türbe
Saray
Medreseler
Genel olarak ülkemizde tarihi eserlere diğer ülkeler kadar değer verilmiyor ve yağmalanıyor ya da tarihi eserlerin olduğu yerlere çöpler atılıyor ve görüntü kirliliği oluşturuluyor. Bu bağlamda haberlerde bunla ilgili her yıl pek çok haber görülüyor.
Tarihi eserleri korumak çok önemli ve meşakkatli bir iştir. Bunun için belirli sensörler yapılarak tarihi eserler çerçevesinde koruma sağlanabilir. Ancak bunlardan önce bence ilk başta halkın yani toplumun bu konuda bilinç oluşturmasını sağlamak gerekmektedir. Bu doğrultuda tarihi eserlerin korunmasıyla ilgili bilinçlendirme eğitimleri verilebilir. Kampanyalar düzenlenebilir ve hatta belirli yasalar çıkarılabilir. Tarihi eserlerin zarar verilmesi büyük sonuçlarla cezalandırılabilir. Bununla beraber tarihi eserlerle ilgili il bazında şubeler kurulabilir ve bu şubeler tarihi eserler kapsamında çalışmalar yapabilir.
Tanıtılan yer ile günümüzü karşılaştırdığımızda her ne kadar farklılık olsa da benzerlikler de görülmektedir. Benzerliklerden bahsetmek gerekirse denizin olması söylenebilir. Bununla beraber caminin olmaması da benzerlikler arasına girmektedir. Daha sonrasında yerleşim yerlerinin sınırları içerisinde bulunma durumu da yine benzerlikler arasına girmektedir. Farklılıkları hakkında konuşmak gerekirse denizin olmaması ve daha sonrasında farklı coğrafyalarda olmak bu duruma örnek verilebilir bir unsurdur.
Tarihi Cami | Var | Çoban Mustafa Paşa Cami Külliyesi | İbadet amacı ile yapılmıştır. | Yavuz Sultan Selim’in kızı olan Hanım Hatun’un eşi isminden de anlaşılacağı üzere Çoban Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır |
Kale | Var | Eskihisar Kalesi | Bizanslar tarafından limanı korumak amacı ile yapılmıştır. | Bizanslı din adamı ve tarihçi olan Georgios Akropolitis tarafından ilk kez yılında söz edilmiştir. |
Tarihi Saat Kulesi | Var | İzmit Saat Kulesi | Sultan seafoodplus.infoülhamid’in tahta çıkmasının XXV.yıl dönümünü anmak amacı ile yapılmıştır. | İzmit’in Kemalpaşa Mahallesi’nde bulunur. |
Antik Kent | Var | Dakibyza (Gebze) Antik Kenti | Yerleşim yeri olarak kurulmuştur. | Gebze’deki ilk kurulan yerleşim yeridir. |
Medrese | Var | Çoban Mustafa Paşa Külliyesi | Eğitim amaçlı kurulmuştur. | Çoban Mustafa Paşa Külliyesi’nde bulunan birçok yapıtlardan birisidir. |
Türbe | Var | Sultan Baba Türbesi | Önemli din ile ilgili insanların cesedini gömmek amacı ile yapılmıştır. | Halk arasında kutsal bir yer olarak ele alınmaktadır. |
Han | Var | Balkapanı Hanı | Ticaret amaçlı kurulmuştur. | Adı baldan değil balyostan geldiği düşünülmektedir. |
Tarihi Ev | Yok | |||
Tarihi Çeşme | Var | Beyzade Mehmet Efendi Çeşmesi | Su ihtiyacı amacı ile yapılmıştır. | M. yılında yapılmış klasik tarzda bir çeşmedir. |
Tarihi Hamam | Var | Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı | İnsanların temizlenmesi amacı ile yapılmıştır. | Sultanahmet’te yer alır ve ilk Haseki Hamamı’dır. |
Kervansaray | Var | Büyükçekmece Kervansarayı | Askeri yolda bulunan menzil yerlerinden biridir, askeri depo, konaklama gibi ihtiyaçlar için yapılmıştır. | Bir diğer ismi Kurşunlu Han’dır. |
Göl | Var | Sapanca Gölü | Canlıların beslenme ihtiyacı karşılamaktadır. Su, içinde barındırdığı balıklar ve daha birçok canlı ile. | Sakarya’da yer alan en büyük göllerden birisidir. |
Deniz | Var | Marmara Denizi | Bazı insanlar buradan avladığı deniz ürünleri satarak geçimini sağlamaktadır. Diğer canlılarında besin kaynağını barındırabilmektedir. | Türkiye’nin büyük oranda sanayii sektörünü kapsayan denizdir. |
Mağara | Var | Yarımburgaz Mağarası | Eski insanların barınma yeri olarak kullandığı bir yerdir. İnsanların barınmasına faydalı olmuşseafoodplus.info olarak dini amaç ile de kullanıldığı düşünülmektedir. | Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biridir. |
Orman | Var | Ormanya | Bulundurduğu ağaçlar sayesinde canlılar oksijen almaktadır. | Doğal yaşam parkıdır. |
Dağ | Var | Samanlı Dağlar | İnsanların ve diğer canlıların beslenme ihtiyaçlarını karşılayacak başka canlılar barındırmaktadır. | En yüksek noktası Kel Tepe’dir. |
Irmak | Yok | |||
Şelale | Var | Değirmençayırı Şelalesi | Birçok canlıya ev sahipliği yapmaktadır. | İstanbul’un Şile ilçesinde bulunur. |
Benzer: Metinde ilk anlatılan bayram kutlamaları ile bizim ki tıpatıp aynı fakat ikinci metinle benzer bir yön yok.
Farklı: İlk metin ile farklı bir yer yok fakat ikinci metin de yapılan muhtar konuşması, dönme dolap şenlikleri biz de yok.
İlk metindeki gibi aile, akraba, komşu ve arkadaşlar bir araya gelir. Büyüklerin elleri öpülür, büyükler bayram harçlığı verir. Başka şehirde olan akrabalarımız ziyaret edilir.
Yaşadığım yerde çinicilik el sanatı yapılmaktadır. Bunun nedeni yaşadığım yerin bağlı olduğu ilin yani Kütahya’nın çinisi ve porseleninin meşhur olmasıdır. Halk eğitim yerlerinde ebru da yapılmaktadır.
El yapımı dokuma halı bulunmaktadır.
Ebru ilgimi çekiyor. Çünkü onu yaparken zevk alıyorum ve kendime özgün şekiller ortaya çıkarabiliyorum.
Evet yapılıyor. İznik ve Çanakkale illerimizde de yapılmakta.
Orada yetişen, oranın farklı ihtiyaçlarından veya aynı ihtiyaçlarından olabilir.
Afişler hazırlanabilir veya şehirlerde reklam tablolarına yansıtılabilir bu sayede tanıtılıp, yaşatılabilir.
Halk oyununun adı: Harmandalı
Oyunun özellikleri: Bir erkek ve bir kadın birlikte oynar. Erkek biraz daha sert oynarken kadınların rolü biraz daha yumuşak, zariftir.
Oyunda giyilen kıyafetler: Kadınlar çiçekli başlık, gömlek, çorap, etek, şalvar, ayakkabı. Erkekler fes, çorap, terlik, dizlik ve gömlek giyerler.
Oyunda kullanılan müzik aletleri: Davul, bağlama, darbuka, def
Benzerlikler: Zeybekle benzerdir çünkü diğerlerine göre daha yavaştır. Fakat diğerleriyle benzerliği yoktur.
Farklılıklar: Harmandalı daha yavaş ve el ele değil bireysel olarak oynanır. Zeybek genellikle sadece erkek topluluklarından oluşur.
Düğün: Düğünlerde eski dostlar ve küsler bir araya gelir insanların arasındaki bağlar güçlenir. Yeni insanlar tanışır. Erkek tarafı ile kız tarafı tartışırlar veya kavga ederler. Ama evlenen kişiler kendi çocukları olduğu için onların üzülmesini istemezler bu yüzden barışırlar.
Bayram, din, düğün. Bayramlarda insanlar birbiriyle yakınlaşır, küsler barışır bir araya gelir. Aynı dine inanan insanlar birbirlerini tanımasalar bile din sayesinde tanışabilirler. Örneğin; Müslüman insanlar camiye namaz kılmaya gittiğinde tanımadıkları bir sürü insanlar karşılaşırlar ve sohbet edebilirler. Düğünler ise birbirine küs insanları bir araya getirebilir örnek olarak mesela gelin olacak kişinin iki arkadaşı birbirine küs olabilir ama ikisi de düğüne gelir ve orda barışabilirler. Bu üç öge insanlık bağlarının güçlenmesine ve bir arada yaşamasında önemli rol oynamaktadır.
Benzerlik: Beypazarı evleri ile çatı yapıları benzemektedir. Fakat Antalya evleri ile benzerliği yoktur.
Farklılık: Yaşadığım yerdeki evler kerpiçten yapılmış evlerdir. Bu evler ise daha çok taş, ahşap kullanılarak yapılmış evlerdir. Pencereleri böyle değil sadece bir kare şeklindedir üstünde çizgiler yoktur ve genellikle balkonları olmaz. Ve Antalya evleri gibi öne çıkık bir yerleri olmaz.
Yaşadığınız il: Kütahya | Seçtiğiniz il: Afyonkarahisar | |
Yemekler | Bulgur ve tarhana daha çok tüketilir fakat börek gözleme gibi şeylerde haşhaşta çokta kullanılmaktadır. | Bükme, katmer gibi yiyeceklerin hamuru haşhaşlı olur. Yapılan bu bükmeler genellikle mercimekli olur. Hamur işi yemekler genellikle tüketilir. |
El sanatları | Çini | Keçe ve mermer işleme |
Geleneksel giysiler | Geleneksel erkek kıyafeti zeybekte giyilen giysilere benzer kadınlar ise üç etek denilen şalvar üstüne bağlanan parçalardan ceket ve başına örtülen bezden oluşan giysi giyerler. | Şalvar ve normal bir üstten olur genellikle. Kadınlar düğünlere giderken pullu sıkma denilen pullu şalvar giyerler ve her sene yeni bir modeli çıkar. |
Halk oyunları | Yasemen dalı, Paça günü. | Afyon zeybeği, cemilem. |
Türküler | Dağ başında kestane. Genellikle efe oynanan bir türküdür. Aynı şekilde bağlama, tef gibi müzik aletleriyle çalınır. | Ben giderim oduna. Bağlama, tef gibi müzik aletleriyle çalınır. |
Tarihi yapılar | Çinili Camii | Frig Vadisi |
Festival ve şenlikler | Hisarcık kültür ve sanat festivali. | Klasik müzik festivali. |
Benzerlik: Hala köy düğünlerinde olan yemeklerde yerde yenilebiliyor. Altlarında serili olan halı da hala evlerde kullanılmaktadır. Kıyafetler çok değişmiştir benzerlik yoktur. Bu yerlerde bir sofranın üzerinde yemek yemek genellikle düğün yemeklerinde görülür. Herkes bir tabaktan yemek yer. Altlarına serdikleri örtü yani halı hala Uşak ilinde işlenmektedir. Bazı insanlar süs olarak büyük bir miktar para değerinde alabilmektedir. Üstlerine giydikleri şey halk arasında giyilmese de Osmanlı ile ilgili tarihi yerlerde giyilmektedir. Buna benzer olarak cemaatlerde de üstlerine herkes ceket giymektedir.
Farklılık: Kafalarına taktıkları şapka artık kullanılmıyor. Herkes benzer şeyler giyerken günümüzde herkes farklı şeyler giymektedir. Ve hizmetli görevli insanlarda yok. Şapka olarak güneş şapkaları kullanılabiliyor. Bunlardan tamamen farklı olarak yüzüne güneş gelmesini engelleyen bir yeri bulunuyor.
Ayran, üzüm ve vişneden bahsedilmektedir. Evet hala günümüzde de tüketilmektedir. Ayran kebapların yanında, üzüm şarap yapımında veya yazın sofralarda, vişne de Ramazan Bayramı’nda hoşaf olarak yapılır. Sofraları şenlendiren ürünlerdir.
Ortaya çıkan yeni ürünler veya yeni bulunan meyveler, sebzeler sonucunda yapılan yeni yemekler diğer eski şeylerin yerine geçerek eski yemekleri unutturmuşlardır. Bu yüzden günümüze kadar gelmemiştir. Yeni kişiler yeni buluşlar yapmıştır. Yeni karışımlar deneyerek ortaya yeni ürünler çıkarmışlardır. Bunun sonucunda eski yemekler değerini kaybetmişlerdir.
Lokum günümüzde çayın yanında, bayramlarda misafirliklerde özellikle Afyon’da ailelerini ziyarete giden kişiler geri kendi şehirlerine dönerken arkadaşlarına hediye lokum götürürler. Lokum bir çok içeceğin yanında ikram edilmektedir.
Okulumuzun geleneği olduğu için gördüğümüz herkese selam veriyoruz. Yabancı dil öğretmenlerine onların branşlarının dilinde selam veriyoruz. Genellikle merhaba, selam, günaydın, iyi akşamlar, iyi günler, hi, hello, hallo kullanıyoruz.
Kültürel Unsurlar | Geçmişte nasıldı? | Günümüzde nasıl? | Süreklilik mi gösteriyor? | Değişim yaşamış mı? |
Giyim | Herkes aynı şeyin farklı renklerini giyerdi. Uzun ceketler, şalvarlar. | Herkes birbirinden farklı ve eskisi gibi uzun değil kısa giysiler giyiliyor. | Evet | Bazı giysilerde değişim yaşanmıştır. Örnek olarak şalvarlar yerine daha düz ama bol altlar tercih edilmektedir. |
Ulaşım | Atlar ve eşekler aracılığıyla veya yaya olarak. | Daha modern, rahat bazıları insansız sürme özelliğine sahip ve daha kolay ulaşım sağlanmaktadır. | Evet
| Evet. Atlar artık bir eğlenme aracı olarak kullanılmaktadır. Tatil yerlerinde faytonlar ile geziliyor ama sırf eğlenme amaçlı. Eskiden ise ulaşım amaçlı kullanılmaktaydı. |
Mimari Yapı | Eski mimari yapılar kerpiç, taş, ahşapların ana madde olarak kullanımı ile yapılmıştır. | Şuan ki yapılar betonerme yapılardır. Daha çok katlı ve moderndir. Ahşap, taş şuan ki evlerde ana malzeme olarak değil süsleme amaçlı olarak kullanılmaktadır. | Evet | Evet yaşamıştır. Eski evler köylerde çok az görülmektedir. Genellikle yeni tip evler, çok katlı evler görülmektedir. |