NEDENLERİ NELERDİR?
İmplantasyon kanaması;
İmplantasyon embriyonun rahime yerleşmesi, yuvalanması demektir.Tüplerde döllenen yumurta yaklaşık gün içinde rahime ulaşıseafoodplus.info içine ulaşan embryo gerekli besinleri anneden alabilmek için rahim iç duvarına gömülmeye başseafoodplus.info dönemlerde lekelenme tarzında birkaç gün süren kanamalar seafoodplus.info döneminde karşılaşılan kramp tarzı ağrılar, bulantı,hafif bel ağrısı,göğüslerde gerginlik şikayetleride eşlik seafoodplus.info dönem genellikle beklenen adet zamanına denk geldiği için, gebe kaldığını bilmeyen birçok kadın adet göreceğini düşüseafoodplus.info kanamalar,daha açık pembe-kahverengidir ve lekelenme tarzında seafoodplus.infoğin gidişatını ve bebeğin sağlığını olumsuz yönde etkilemez.
Düşükler
Gebeliklerin yaklaşık %15 i İlk 3 ayda kendiliğinden düşseafoodplus.info engellenemeyen düşüseafoodplus.infoikle bebekteki bir probleme bağlıdıseafoodplus.infoa bağdaşmayan bir problem yaşayan embriyoyu rahim atacaktır(doğal seleksiyon).Lekelenme tarzında başlayıp artan bir kanama veya aniden fazla miktarda kanama,şiddetli kramplar ve parça düşürme şeklinde görülebilir.
Çoğul gebelikler
İkiz veya çoğul gebelikler gebeliğin ilk 3 ayında kanama olasılığını arttırıseafoodplus.info kanamaların çoğu implantasyon kanamasıdır ve genellikle gebeliğin gidişatını olumsuz etkilemez.Özellikle tüp bebek tedavileri çoğul gebelik şansını arttırdığı için ,infertilite tedavisi görenlerde daha sık görülür.
Ektopik(dış) gebelik
Embriyonun rahim dışında bir yerde,sıklıkla tüplerde yerleşmesi ile oluşan seafoodplus.info yada şiddetli kanamayla birlikte, bıçak batar tarzda keskin karın ağrısı, şiddetli kramplar, bulantı,kusma, baygınlık hissi görüseafoodplus.info dönemlerde teşhis edilebilirse tıbbi tedavi, anne sağlığını tehdit eder düzeydeyse cerrahi yöntemlerle tedavi edilmelidir.
Molar(üzüm) gebelik
Genetik bir takım hatalara bağlı, plasental dokuların anormal gelişmesi sonucu oluşseafoodplus.infoüs hiç oluşseafoodplus.info gebelikte 1 görüseafoodplus.info kanamalara yol açseafoodplus.info içinin vakum kürtaj ile dikkatlice boşaltılması gerekir ve sonrasında tıbbi tedavi önerilebilir.
Subkorionik kanamalar
Plasentanın hafifçe ayrılmasına bağlı, gebelik kesesi ve rahim duvarı arasına kanayıp,oluşmuş hematomlardır .Genellikle hafif kanamalar şeklinde olup,bir problem oluşseafoodplus.info çok büyük hematomlar , gebeliğin ilk ayında düşük riski oluşturabilir.
Enfeksiyon
Özellikle vajinal mantar enfeksiyonları ,gebelikten tamamen bağımsız olarak vajinal irritasyona ve hafif lekelenme tarzı kanamalara neden seafoodplus.infok hormonları rahim ağzı(serviks) ve vajinayı hassas hale getirdiği için,enfeksiyon olmaksızın servikal polipler, servikal erozyonlar da kanamaya eğilim seafoodplus.info nedenle cinsel ilişki ve ağır fiziksel egzersizlerden sonrada hafif lekelenme tarzında,çok kısa süreli kanamalar görülebilir.
Uzmanlar, sağlıklı gebelikte kanama yaşanmayacağını belirterek, özellikle son üç ayda görülen kanamaların anne adayı ve bebek için hayati risk taşıyabildiği, sezaryenle doğumun da sonraki gebeliklerde kanama gelişme riskini artırabildiği uyarısında bulundu.
Türk Alman Jinekoloji Eğitim, Araştırma ve Hizmet Vakfı (TAJEV) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Cem Demirel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gebelik döneminin sağlıklı tamamlanmasının hem anne hem de bebek açısından çok önemli olduğunu söyledi.
Gebelikte kanamanın ciddi sağlık sorunu olduğuna dikkati çeken Demirel, kanama sorunlarının ilk üç ve son üç ay şeklinde ele alınabileceğini belirtti. Demirel, "Gebeliğin ilk üç ayı içerisinde yüzde 30 oranında kanama sorunlarıyla karşılaşıyoruz. Özellikle ilk üç ay içinde görülen kanamalar sık yaşanabilen bir durum." diye konuştu.
Bu dönemdeki kanamaların genellikle düşük tehdidinden kaynaklanabildiğine işaret eden Demirel, kanama yaşayan annelerin çoğunda gebeliğin bir sorun olmadan devam edebildiğini vurguladı.
Gebeliğin son üç aylık periyodunda yaşanan kanamaların çok daha ciddi olduğunun altını çizen Demirel, bu süreçte karşılaşılan kanamanın, "bebeğin anne karnında ihtiyaç duyduğu hemen her türlü kaynağı sağlayan yapı" olarak tanımlanan plasentanın yerleşimiyle ilgili olduğunu aktardı.
Demirel, bu durumun hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Son üç ayda görülen kanamalar, plasentanın önde yerleşmesine ya da ayrılmasına bağlı kanamalardır. Bu durum, hem anne adayı hem de bebeğin hayatını tehdit etmektedir. Kanamaya en kısa sürede müdahale edilmesi, nedeninin ortaya konması ve kanamanın durdurulması gerekir. Böylesi bir sorun yaşandığında gebeliğin erken sonlandırılarak hem bebeğin prematüre ile karşılaştırılmaması hem de zamanında müdahale edilerek anne ve bebeğin hayatının korunması lazım. Çünkü bu kanamalar bazen acil doğumu gerektirir, bu durum da prematüreye yol açar."
Sağlıklı gebelik sürecinde son üç ayda kanama probleminin olmaması gerektiğine vurgu yapan Demirel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tedavi kanamanın nedenine göre yapılır. Eğer ilk üç ay içinde gelişmişse ve düşük tehdidi varsa bebeğin yaşayıp yaşamadığına, kan pıhtı miktarının ne kadar olduğuna bakılır. Bu durumdaki anne adayı bilgilendirilerek, dinlenmesi tavsiye edilir. Ancak burada önemli olan anne adayının dinlenmesinin düşük riski ile ilgili olmadığıdır. Çünkü, bebek kanamadan değil genetik bir problem olduğu için düşmektedir. Kanama da bu durumun bir bulgusudur. Bebek düşecekse düşer, bunun dinlenmekle geçeceği ya da ayakta durmakla artacağı bilgisi de doğru değildir. Düşük riskini önlemek için, gerekli görüldüğünde rahmi gevşetme, plasentayı desteklemeyi sağlayan progestron iğnesi yapılır."
Demirel, son üç ayda ise yapılan değerlendirme sonrasında kanamanın devam etmesi halinde anne adayının kan tablosunda olumsuzluk gelişmesi durumunda gebeliğin sonlandırılabildiğini aktardı.
Kimi zaman bebeğin eşinin zamanından önce ayrılmasına bağlı gelişen kanamalarda bebek ve anneyi kurtarmak için doğumun başlatıldığına değinen Demirel, "Kanama az, bebek ve annenin sağlığı iyi ise takipte tutularak gebeliğin tamamlanması beklenir." ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Demirel, sezaryenle doğum oranlarının arttığına değinerek, şunları kaydetti:
"Kanama gelişiminde sezaryenle gerçekleştirilen doğumlar da etkili. Fazla sezaryen olduğunda sonraki gebeliklerde plasentada yerleşimde anormallik ihtimali artıyor ve kanama riski yükseliyor. İlk gebelik sezaryenle yapılmışsa, sonraki gebelikte plasentanın yerleşimi bozulur. Artan sezaryenlere bağlı plasenta rahmin altına yerleşebilir ya da plasenta dokusu rahme yapışabilir. Bu durum kanama ve doğum sırasında anne adayı için hayati riske yol açar. Kimi zaman çok ciddi kanamalara neden olabildiğinde hekimin anne adayının rahmini bile alması gerekebilir. Bunun yanı sıra kürtaj, miyom, polip ameliyatları da gebelikte kanama için neden olabilir. Düşük ise genellikle bebekte genetik problem olduğundan gerçekleşir. Anne adaylarının çok az kısmında rahimdeki şekil bozuklukları, endokrin bozukluklar ya da anne-babadaki genetik rahatsızlıklar düşüğe neden olabilir."
Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.Gebelikte kanama sıklıkla meydana gelen ve çoğunlukla sorun teşkil etmeyen bir durumdur. Ancak yine de gebeliğin hangi haftasında meydana gelirse gelsin vajinal kanama mutlaka doktor değerlendirmesi gerektiren bir durumdur. Kanamanın çok hafif olması ya da bir süre sonra kendiliğinden kesilmesi, doktor kontrolünden vazgeçmek için bir neden teşkil etmemelidir.
Gebeliğin herhangi bir döneminde kanama ortaya çıkması ender görülen bir durum değildir, ancak neden mutlaka ortaya çıkarılmalıdır.
Kanamanın nedeni basit bir serviks (rahim ağzı) enfeksiyonu olabileceği gibi, ablatio placenta (ablasyo plasenta okunur-plasentanın erken ayrılmasıdır) ya da placenta previa (plasenta prevya okunur, "eşin" önde gelmesidir) gibi anne adayı ve bebek açısından hayati tehlike taşıyan bir durum olabilir.
Gebeliğin ilk yarısında meydana gelen kanamalarda çoğunlukla ciddi bir neden söz konusu değilken, bazı durumlarda düşük tehdidi veya düşük, ender durumlarda da dış gebelik veya mol gebeliği söz konusu olabilir. Serviks (rahim ağzı) lezyonları (enfeksiyonlar, erozyon ("yara"), CIN (rahim ağzında kanser öncüsü lezyonlar) gibi durumlar) özellikle cinsel ilişki sonrasında tahrişe bağlı olarak kanamaya neden olurlar.
Bazı durumlarda idrar yollarından gelen bir kanama ya da hemoroid (basur) nedeniyle oluşan bir rektal kanama (makattan gelen kanama) anne adayı tarafından vajinal kanama sanılabilir.
Gebeliğin birinci yarısında ortaya çıkan kanamaların değerlendirilmesinde ve tedavisinde fetus henüz "yaşama sınırına", yani doğduğunda yaşayabilecek gebelik haftasına ulaşmadığından tedavinin tek odağı anne adayının hayatının korunmasıdır.
Gebeliğin ikinci yarısında ve özellikle de gebelik haftasından sonra ortaya çıkan kanamaların değerlendirilmesi ve tedavisinde ise anne adayının hayatının korunması birinci planda olmakla beraber, fetusun sağlık durumu da yeni bir odak noktası teşkil eder.
Gebeliğin ilk 10 haftalık dönemi kanamanın nispeten sık meydana geldiği bir dönemdir ve sağlıklı bebek doğurmuş olan annelere sorulduğunda yaklaşık %'u az veya çok miktarda bir kanamalı dönem geçirdiklerini hatırlarlar.
Bebeğin henüz ana rahmine düştüğü ve anne adayında adet gecikmesi bile olmayan bir dönemde lekelenme tarzında oluşan kanamalar "implantasyon (rahim içine yerleşme") esnasında rahimdeki yerleşme alanında kılcal bir damar çatlaması sonucu oluşan kanamalardır ve bunu adet gecikmesi ve nihayet gebelik takip ettiğinde bu tanı doğrulanmış olur.
Gebelik haftalar arasındayken ise yumurtalıklardan salgılanan progesteron hormonunun salgısının bebeğe devir edilmesi esnasında bir "plasental shift (devir teslim) kanaması" görülebilir. Sıklıkla ağrısız ve hafif olan bu kanama anne adayının panik olmasına neden olur, ancak her şey yolunda seyreder..
Yine ilk haftalarda "nedensiz" kanamalara sıklıkla rastlanır ve çoğu durumda gebelik sağlıklı bir şekilde devam eder.
Ancak yukarıda bahsedilen selim tabiyatlı kanamalar yanında ciddi durumlara bağlı oluşan kanamalar da söz konusu olabilir ve aşağıda anlatılmıştır.
Gebeliğin özellikle ilk 12 haftası düşüklerin en sık görüldüğü dönemdir. Ağrıyla birlikte ya da tek başına olan bir kanama özellikle "parça düşürme" söz konusuysa düşük habercisi olabilir. Yapılan muayene ve ultrasonda bebek canlı ve rahim ağzı kapalı ise düşük tehdidi'nden bahsedilir.
Düşük tehdidi düşük olup olmayacağının belirsiz olduğunu ifade etmek için kullanılan bir terimdir.
Düşük (Abortus) ve Tekrarlayan Düşükler
Gebelik ürününün rahim dışında bir yerde yerleşmesi durumunda dış gebelik'ten bahsedilir. Dış gebelik en sık tüplerde yerleşir. Gebeliğin yerleştiği bölge bebeğin büyümesiyle birlikte gerilmeye başlar. Özellikle tüpler gerilmeye çok dayanıklı olmayan yapılar olduklarından bir süre sonra yırtılırlar ve hem karın içine hem de vajinadan dışarıya kanama başlar. Bilinen bir gebelikle ya da adet gecikmesiyle beraber şiddetli ağrı ve/veya kansızlık belirtileri (bayılma, solukluk, halsizlik) ve/veya vajinal kanama durumlarında dış gebelik söz konusu olabilir.
Ektopik Gebelik (Dış Gebelik)
Anormal bir gebelik şekli olan mol gebeliğinde rahim içi üzüm salkımı benzeri yapılarla doludur. Genellikle erken dönemlerden itibaren vajinal kanama gözlenir. Kanama ve beraberinde üzüm tanesi gibi parçalar düşürülmesi mol gebeliğini akla getirir.
Mol (Üzüm) Gebeliği
gebelik haftasından sonra tüm anne adaylarının yaklaşık %4'ünde değişen şiddetlerde vajinal kanama meydana gelir. Bu dönemde meydana gelen kanamalarda en sık görülen nedenler placenta previa (plasenta prevya okunur, "eşin" önde gelmesidir) ve ablatio placenta'dır (ablasyo plasenta okunur-plasentanın erken ayrılmasıdır). Diğer nedenler arasında ise yine rahim ağzına ait lezyonlar ve idrar yollarından gelen ya da hemoroide bağlı meydana gelen kanamalar yer alır.
Nadir görülen nedenler arasında ise vasa previa (vaza prevya okunur, kordona ait damarların doğum kanalının girişinde yer alması) ve marjinal sinüs rüptürü (plasentanın en uç noktasından hafifçe ayrılması) yer alır:
Plasenta prevya ve ablasyo'dan sonra en sık görülen üçüncü trimester kanama nedenidir. Plasentanın alt kenarının hafifçe yerinden kalktığı ve az miktarda kanamanın olduğu selim bir olaydır.
Plasentadan bebeğe uzanan kordon damarları normalde amnion sıvısının içinden geçerler. Vasa previa durumunda ise damarlar amnion zarı üzerinde dallanma gösterirler. Bu dallanma genelde rahim ağzı hizasında olur. Üzerlerinde koruyucu Wharton jeli tabakası olmayan bu damarlar kese açıldığında kolaylıkla yırtılıp kanamaya neden olurlar. Kaybedilen kan fetusun kanı olduğundan fetal distres gelişimine ve kısa zamanda bebeğin ölmesine neden olabilir. Kanama olmasa bile bu damarlar basıya duyarlı olduklarından sıklıkla fetal distrese neden olurlar.
Vaza prevya yaklaşık gebelikten birinde görülür. Çoğul gebeliklerde daha sıktır.
Kanama ya da fetal distres olduğunda acil sezeryan gerekir.
Hafif kanamayla birlikte mukus tarzı bir akıntı gelmesi şeklindedir ve doğuma yakın dönemde rahim azğı tıkacının atılmasından ibarettir. Nişan gelmesini takiben ilk günlerde genelde doğum başlar.
Kan Nakli ve Riskleri
Kan kaybı belli bir dereceye kadar vücudun refleks olarak aldığı çeşitli önlemlerle tolere edilir. Bu yüzden kan bağışı gibi durumlarda verilen mililitre kanın sağlıklı bir insan üzerinde hiç bir olumsuz etkisi yoktur.
Gebelik esnasında kan hacmi yaklaşık %50 artar. Bu nedenle gebelikte meydana gelen kanamalarda nispeten fazla miktarlarda kan kaybı bile hiçbir belirti vermeyebilir.
Kan kaybı belli bir miktarı aştığında vücutta bazı refleks mekanizmalar devreye girer. Bu refleks mekanizmaların amacı yaşamsal organlar olan beyin ve kalbe giden kan miktarı ve oksijeni yeterli sınırlarda tutmaktır. Bu amaçla ilk önce kalp atım hızı artar. Böylece var olan kan daha fazla çalıştırılarak sorun giderilmeye çalışılır. Daha ileri aşamalarda idrarla atılan sıvı azaltılır. Bunun amacı da damariçi sıvı miktarını sabit tutmaktır.
Kan kaybının devam etmesi durumunda belli bir aşamadan sonra vücudun alabileceği önlemler biter. Tansiyon düşmeye başlar. Soğuk terleme, ağız kuruluğu, nabzın ileri derecede hızlanması, tansiyonun düşmeye devam etmesi gibi belirtiler şok gelişmekte olduğuna işaret eder. Preşok (şoköncesi) adı verilen bu dönemde vücut dışarıdan yardım beklemektedir. Sıvı tedavisi ve kan nakli yapılmazsa hasta şoka girer.
Şok, vücudun aldığı önlemlerin yetersizliğinin bir ifadesidir. Kan hacminin yetersiz olması organlara giden oksijeni azalttığından başta böbrekler olmak üzere tüm organlarda yetersizlikler ortaya çıkmaya başlar. Plasentaya giden kan azaldığında fetal distres veya fetal ölüm ortaya çıkabilir. Organ yetersizliği ilerlediğinde tedavi edilmezse hasta kaybedilebilir. Bu yetersizlikler ortaya çıkmaya başladığında tedavi başlatılsa bile organ yetersizlikleri tümüyle engellenemeyebilir. Özellikle böbrekler kansızlığa çok duyarlı organlar olduklarından hayatı kurtarılan hastalarda kalıcı böbrek yetersizlikleri görülebilir.
Tüm bu nedenlerle kanaması olan anne adayları dikkatlice değerlendirilir ve hem bebeğin hem de annenin hayati tehlikesi göz önünde bulundurularak bir an önce tedaviye başlanır. Bir yandan eksilen kan yerine konur öte yandan kanamaya yol açan etken (plasenta prevya gibi) ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Rahim ağzı, bazı enfeksiyonlar, kanser öncüsü lezyonlar ya da erozyon ("yara") gibi olaylara bağlı olarak çok hassas bir dokuya dönüşebilir. Bu durumlarda özellikle cinsel ilişki sonrası ve bazen de kendiliğinden kanama ortaya çıkabilir.
Gebeliğin hangi döneminde olursa olsun kanama ortaya çıktığında mutlaka tam jinekolojik muayenede spekulum (vajinadan yerleştirilen ve vajina içi ve rahim ağzını gözlemeye yarayan alet) ile rahim ağzının değerlendirilmesi büyük önem taşır. Beraberinde vajinal ultrasonografi yapılması gerekebilir.
Spekulum muayenesi veya vajinal ultrasonografinin düşüğe veya erken doğuma neden olduğuna dair bir bilimsel veri yoktur.
İdrar yolu enfeksiyonları, idrar yollarında taş, polip gibi oluşumlar, böbrek kisti gibi durumlar idrarla birlikte kanama gelmesine neden olabilir. Bu kanama anne adayı tarafından vajinadan geliyor sanılabilir.
Hemoroid (basur) anne adaylarında sıklıkla rastlanan bir durumdur. Ağrı yanında kanama belirtisi yaptığında anne adayı kanın vajinadan geldiğini sanabilir.
İLGİLİ KONULAR:
GEBELİKTE DİĞER SORUNLAR: