“ElFatiha” sözün duyunca önce Peygamber Efendimize salavat getirmek sonrasında ise Fatiha Suresini okumak gerekir. Fatiha suresi Kuran-ı Kerimdeki ilk suredir. Bir işin başında, sonunda ya da ölüleri yad etmek için okunur. Salavat bir çok şekilde getirilebilir.
Cevap: Kurân, ölülerin ruhuna okunmak için inmemiştir. Kurân, dirilerin okuyup uygulayacakları bir prensipler, yüksek ahlâk ve değerler kitabıdır. Fatihanın da mesajı dirileredir. Ne Peygamberimiz, ne de sahâbîleri, ölmüşlere Fatiha veya Kurân okumamışlardır.
* Kabir ziyareti yapan bir kimse ayakta, Esselamü aleyküm, ya Ehle dar-il kavm-ilmüminin! İnna İnşaallahü an karibin biküm lahikun der ise sonrasında ise, besmele ile 11 İhlas suresi ve bir Fatiha okur.
Mezarlıkta Fatiha okumak, güç işlerin kolay olması, ferah ve sürura delâlet eder. Rüyasında mezar başında Fatihayı okuyan kimsenin rızkı çoğalır, kazancı artar, bütün kötülük kapıları kapanır.
7- Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yolunu değil! Âmin. elFatiha denilince Fatiha süresi okunur. Vaaz, dua veya Kuran-ı Kerim okunduktan sonra ya da taziye evlerinde / yerlerinde elFatiha dendiği zaman Fatiha suresini okumak şart değildir.
ÜÇ İHLAS BİR FATİHA NASIL OKUNUR? Önce: Euzu besmele çekerek üç defa İhlas Sûresi okunur ardından bir defa Fatiha Suresi okunur.
Mümin ruhların berzah âleminde birbirleriyle görüştüklerini Peygamberimizin hadislerinden anlamaktayız. Ayrıca ölülerin hayattakilerden haber aldıkları ve kabirlerinin başına giden kimseleri gördükleri yine rivayetlerde vardır. Onlar için yapılan dua ve manevi hediyelerin kimlerden geldiğini bilebilirler.
Ölüler kimin gönderdiğini bilmeseler de kendilerine gönderilen manevi hediyelerden haberdar olur. Mesela; yaşayan bir Müslüman bir fatiha okusa ve bütün vefat etmiş Müslümanlara bunun sevabını bağışlasa bu fatihanın sevabı bütün vefat eden Müslümanların ruhuna aynı şekilde ulaşır.
Peygamberin ve Allahın veli kullarının kabirlerini ziyaret için yolculuğa çıkmak menduptur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur: “Kim, beni öldükten sonra ziyaret ederse, sanki hayatımda iken ziyaret etmiş gibi olur.”(Mansur Ali Nasif, et- Tâc, el-Câmiul-Usûl, II/).
Kabirleri ziyaret eden kimse, kıbleye veya ölülerin yüzüne karşı dönerek es Selâmu aleyküm yâ ehlel kubûr. Ve innâ inşâallahu biküm le-lâhikûn (Ey kabir halkı! Allahın selâmı üzerinize olsun.
Fatiha Suresi sabah kalkarken, gece uyurken her vakit okunabilir. Mezarların önünden geçildiğinde rahmet amacı niyetiyle okunabilir. Ayrıca namaz içerisinde Fatiha okunur. Bunun dışında Fatiha Suresi şu vakit okunmalı, hayrı daha fazla demek mümkün değildir.
Rüyada sure okumak, rüya gören kişinin dualarının kabul edileceği anlamana gelir. Bu rüya hayırlara, güzelliklere yorulmaktadır. Rüyada sure okuduğunu gören kişinin hayatının olumlu şekilde değişeceğine ve çıkacağı hayırlı bir yolculuğa işaret edilir. Bu yolculuk hac ya da umre olabilir.
Taziyeye genelde toplu olarak gelinir. Gelenler arasında hoca veya güzel Kuran okumasını bilen biri varsa Kurandan bir sure okur ve ardından erkek ise merhum kadın ise merhume nin ruhu için el Fatiha der, orada bulunanlar fatiha okurlar. EI fatiha diyen kişinin amin demesi ile amin denilerek eller yüze sürülür.
Elhamdülillahillezi kale fi kitabihil kerim. Küllü nefsin zaikatülmevti, sümme ileyna türcaun. Vessalatü vesselamü ala rasuline Muhammedin kale fi şanihi; İnneke meyyitun. Ve ala elihi ve sahbihillezine ize esabethüm musibetün kalu inne lillahi ve inna ileyhi raciune. Meali, Yarabbel alemin!
Hasta bir kimsenin şifa bulması için okuruz. Vefat eden bir kişinin arkasından okuduğumuz Fatiha suresini ruhlarına hediye edip sevap kazandırmak niyeti ile okuruz. Taziyelerde edilen dualardandır.
Değerli kardeşimiz,
- Fatiha suresi de Kur’an’ın bir parçasıdır. Ölülere Kur’an okuyup ruhlarına sevabını göndermenin hükmü Fatiha için de geçerlidir.
Mezar taşlarında "Ruhuna el-Fatiha" yazılması, o mezarı ziyaret edenlerin Fatiha suresini okumalarına vesile olmak içindir.
Kur'an'ın en faziletli sûresi Fatiha olduğu gibi, en faziletli âyeti de yine Fatiha'nın bir âyetidir.
Diğer taraftan, Fatiha suresi, Kur'an'ın bir özetidir. Tevhid, ahirette ceza ve mükafat, sadece Allah'a ibadet, sırat-ı müstakim yani hidayet ve saadet yolu, geçmiş toplulukların ibret alınacak kıssalarını hedef edinen Kur'an'ın bu ilk suresinde bütün bunlara temel teşkil eden hususlar vardır.
Ayrıca Fatiha suresi her namazın her rekatında okunur.
Bu ve benzeri faziletlerinden dolayı, Fatiha suresi her vesile ile okunur ve sevapları vefat edenlerin ruhlarına bağışlanır.
- Hanefî mezhebine göre, bir insan akrabasının veya yakın dostunun kabri başında Kur’an okusa güzel olur. (V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/49)
Şu ifadeler de Hanefî alimlerine aittir:
“Ehl-i Sünnet ve cemaate göre, bir insan namaz, oruç, Kur’an’ın okumak, zikir, hac gibi işlediği güzel amellerinin sevabını başkasına hediye edebilir." (bk. Fethu’l-kadîr, 6/; el-Bahru’r-Raik,7/ Şamile-; Reddu’l-Muhtar, 2/)
- Malikî mezhebinde ise -şartsız olarak- kişinin, kendi kabri üzerinde Kur’an okunmasını tavsiye etmesi caizdir. (V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/51)
- Şafii ve Hanbelî mezhebine göre, kişinin kendi kabri üzerinde Kur’an okumayı vasiyet etmesi caizdir. Çünkü, şu üç durumda Kur’an okumanın sevabı ölüye ulaşır:
- Kabrin yanında okumak,
- Okumadan sonra dua etmek,
- Sevabını ölünün ruhuna niyet ederek okumak. (bk. V. Zuhaylî, el-Fıkhu’l-İslamî, 8/51)
İmam Nevevî’nin el-Memu'unda da (15/) şu bilgilere yer verilmiştir: Şafii mezhebinde daha çok şöhret bulmuş görüşe göre, Kur’an’ın sevabı ölüye ulaşmaz. Ancak, tercih edilen görüşe göre bu sevap -özellikle arkasından dua edildiği zaman- ölüye ulaşır.
- Bazı Şafii alimlerine göre, kabrin sahibi, -arkasından dua okunsun, okunmasın- kabri üzerinde okunan Kur’an sevabından faydalanır. (Yusuf el-Erdebilî, el-Envar, 1/)
- “Bir mezarlıkta okunan ve oradaki bütün ölülerin ruhuna hediye edilen Kur’an’ın sevabı, bölünerek mi, yoksa bölünmeden mi onların ruhuna gider?” şeklindeki bir soruya karşılık, Şafii alimlerinden İbn Hacer; “Her ölüye okunan Kur’an’ın sevabı bölünmeden tam olarak ulaşır, bu Allah’ın geniş rahmetine en uygunudur.” diye cevap vermiştir. (bk. Buğyetu’l-musterşidîn, s)
Bediüzzaman Hazretlerinin şu ifadeleri de bize bu konuda ışık tutmaktadır:
"Fâtır-ı Hakim nasıl ki, unsur-u havayı; kelimelerin, berk (şimşek) gibi intişarlarına ve tekessürlerine (yayılma ve çoğalmalarına) bir mezraa (tarla) ve bir vasıta yapmış ve radyo vasıtasıyla bir minarede okunan ezan-ı Muhammedi (a.s.m.) umum yerlerde ve umum insanlara aynı anda yetiştirmek gibi; öyle de okunan bir Fatiha dahi, meselâ, umum ehl-i imanın emvâtına (ölülerine) aynı anda yetiştirmek için hadsiz kudret ve nihayetsiz hikmetiyle manevî âlemde, mânevî havada çok manevî elektrikleri, manevî radyoları sermiş, serpmiş; fıtri telsiz telefonlarda istihdam ediyor, çalıştırıyor."
"Hem nasıl ki, bir lamba yansa, mukabilindeki binler aynaya, her birine tam bir lâmba olur. Aynen öyle de, Yâsin-i Şerif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, her birine tam bir Yâsin-i Şerif düşer." (bk. Şualar, s. )
Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet