istiklal marşı 3 4 kıtası / İstiklal Marşı'nın 10 Kıtası - Türkçe Bilgi

Istiklal Marşı 3 4 Kıtası

istiklal marşı 3 4 kıtası

İstiklal Marşı 10 Kıta ve Sözleri - İstiklal Marşı'nın 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 Kıtası ile Anlamı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2023 15:39

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

İstiklal Marşı milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış ve Osman Zeki Üngör tarafından günüzdeki okunuşu bestelenmiştir. İstiklal Marşı Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletlerinin resmi marşıdır. İstiklal Marşı'nın anlamı ve önemi oldukça büyüktür. İstiklal Marşı'nın ilk 2 kıtası törenlerde milli marş olarak okunmaktadır. Toplamda 10 kıta olan İstiklal marşı'nın tüm 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 10. kıta sözleri ile detayları..

Haberin Devamı

İstiklal Marşı milli şair Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılmış ve Osman Zeki Üngör tarafından beslenmiştir. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin milli marşıdır.

İstiklal Marşı 10 Kıtası ve Sözleri

İstiklal Marşı'nın 10 kıtası ve sözleri kıta kıta aşağıdaki gibidir.

İstiklal Marşı 1. Kıta

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

İstiklal Marşı 2. Kıta

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, Hakk'a tapan, milletimin istiklal!

İstiklal Marşı 3. Kıta

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Haberin Devamı

İstiklal Marşı 4. Kıta

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

İstiklal Marşı 5. Kıta

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

İstiklal Marşı 6. Kıta

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

İstiklal Marşı 7. Kıta

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

İstiklal Marşı 8. Kıta

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

İstiklal Marşı 9. Kıta

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

İstiklal Marşı 10. Kıta

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Haberin Devamı

İstiklal Marşı'nın Anlamı ve Önemi

Bağımsızlığımızı ve kurtuluşumuzu anlatan İstiklal Marşı milletimiz açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Mehmet Akif Ersoy her kıtada okuyan kişilere oldukça hisli duygular oluşturan ve anlamı çok etkileyici olan bir şiir kaleme almıştır.

İstiklal Marşı Tarihçesi

İstiklal Marşı'nın tarihçesi hakkındaki bilgiler

İstiklal Marşı ne zaman kabül edildi? İstiklal Marşı'nın kabülü ve tarihi

İstiklal Marşı 12 Mart 1921 tarihine Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilmiştir.

İstiklal Marşı neden, ne zaman ve kaç yılında yazıldı?

İstiklal Harbi'nin kazanılmasını cesaretlendirmek amacıyla yapılan yarışma için yazılmıştır. Şair şiir içerisinde milletinin özgürlüğünü ve kurtuluşunu elde edeceğine olan inancını dile getirir.

İstiklal marşı nerede yazılmıştır?

İstiklal Marşı Mehmet Akif Ersoy tarafından Tacettin Dergâhı'nda yazılmıştır.

Haberin Devamı

İstiklal Marşı ne zaman bestelendi?

Osman Zeki Üngör 1930 yılında tarafından bestelenmiş, Edgar Manas tarafından 1932 yılında orkestrasyon haline getirilmiştir.

İstiklal Marşı'nın ilk bestecisi kimdir?

Ali Rıfat Çağatay İstiklal Marşı'nın ilk bestecisidir.

İstiklal Marşı Hakkında Genel Bilgiler

Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın sözü kime aittir?

Mehmet Akif Ersoy tarafından söylenmiştir.

istiklal Marşı'nın nefes yerleri nerelerdir? İstiklal Marşı okunuşu

İstiklal Marşı'nın okunuşu ve nefes yerleri konusunda detaylı bilgi almak için tıklayınız

İstiklal Marşı kaç kıta?

İstiklal Marşı toplamda 10 kıtadan oluşmaktadır.

İstiklal Marşı'nın bestecisi kimdir? İstiklal Marşı bestecisi

İstiklal Marşı'nın güncel kullanılan bestesini besteleyen kişi Osman Zeki Üngör'dür.

Bugünün Birincisi Sensin 3. ve 4. Kıtalar

9. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım;

Mısraının 'ben' ile başlamasının hikmeti ne olabilir?

Şöyle düşünebiliriz: Biz, inananların oluşturduğu bütünlüğün harikuladeliğine başka herhangi bir ideoloji, bir sistem, bir inanç etrafında oluşturulmuş hiçbir bütünlük yaklaşamaz bile. Ben, biziz. İstiklal Marşı'mızın tamamının aynı ruhta birleşmiş insanlardan oluşan Türk Milleti tarafından yazıldığını düşünürüz; buna inanırız. 'Ben', milletimizin ta kendisidir.

'Ben', sadece İstiklal Harbi zamanında görülmüş değildir. Geçmişte de, ezelden beri hür yaşamamızı sağlayan bir ideolojik bütünlük olarak kudretini devam ettirmiştir. Aynı zamanda da hep hür yaşamamızı sağlayacak bir bütünlük olarak varlığını sürdürecektir.

Hürriyete yönelik derin sevdamız biz inananların oluşturduğu bütünlüğün özüdür. Bu öz bizi istiklale sıkı sıkıya bağlar. Biz özümüzü gürleştirmek'ten yana duranlardanız. Bu özü kanımızın derinliklerinde taşıdığımız için ezelden beridir hür yaşadık, daima taşıyacağımız için de hep hür yaşarız.

'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.' demek Türklüğü vurgulamaktır. Burada yüce bir özgüven, kesin bir teslimiyet sergilenmektedir. Bu mısraımızda, kafirle çatışmayı göze alarak, doğrudan çatışarak ezelden beri hür yaşamış ve hep de hür yaşayacak bir 'ben' dile gelmektedir.

Ali Özdemir bugünün birincisi sensin. Zorlu rakiplerin vardı; ama seni birinci yapan yazdıklarınla bizde milletin milletle konuşması fikrini canlandırmış olmandır. Özü hürriyet olan biri istiklâle kıskançlıkla bağlı olan arkadaşına “Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım” diyor ve arkadaşı onu aynı sözlerle karşılıyor. Bu vakıayı gören dışımızdakilerden bazıları “Ne yaptınız da Türklerin eski dini İslâm’a yakındı” diyen şizofrenik şamana hürriyet izafe ettiniz diye soruyor. Diğer bazıları da kapıkulluğu ile hürriyeti nasıl bağdaştırıyorsunuz diye soruyor. Oysa millet milletle konuşuyor ve dışardakilerin hiçbir sorusuna cevap vermiyor.

10. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Bugünün birincisi sen değilsin; benim. Ey İstiklâl Marşı Derneği üyesi arkadaş durumun vahametini sen kavramadıysan, kim kavrayacak? Ortada, ne höt deyince kaçıverecek bir düşman, ne de onu yüksek sesiyle def edebilme yeterliğine erişmiş cesamet var. 1921’de yoktu. 2007’de yok. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım demek, şu demektir: Hele vurmaya yeltenilen zincir bize gösterilsin; o vakit görelim Mevlâm n’eyler. Kaderime razıyım, yani esarete razı değilim.

11. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.

Bu mısranın en calib-i dikkat ifadesi "bent" kelimesidir.Şairin "bendimi çiğner,aşarım" deyişi,Allah(C.C.)'ın çizdiği sınır ve çektiği bentten başkasının ölçü kabul edilemeyeceğinin ve böyle bir sınır çekme hevesinde olanların "kükremiş bir sel"de boğulmak zorunda kalacaklarının ilanıdır.Kükremiş sel,Firavun'u ve askerlerini Kızıldeniz'de boğduğu gibi, İslam'ı yeryüzünden kazımak isteyenleri de hiç şüphesiz boğacaktır.Zira bu millet,yine Mehmed Akif'in ifadesiyle rüku haricinde,yani Allah'a kulluk beyanının dışında hiçbir şahıs,ordu ya da düşünce karşısında eğilmemektedir,eğilmemelidir.Bu ifade,anlamını Enfal Suresi 17.Ayeti'nde bulmaktadır:"Onları siz öldürmediniz. Fakat Allah öldürdü. Attığın zaman sen atmadın. Fakat Allah attı. Böylece mü'minleri güzel bir şekilde imtihan etmek istedi." Buradan da anlaşılacağı üzre,Alemlerin Rabbine iman eden ve milliyeti ile hürriyeti bu itikatta mündemiç olan Türk milleti,atacağı her adımda Allah(C.C.)'ın inayetinin kendi üzerinde olacağından kuşku duymamaktadır.
 
Salih Karaduman bugünün birincisi sensin. Haddi aşmama titiziliği gösteremeyenlerin önüne engel olarak konan bendi asla aşamayacaklarını bize hatırlatışının kıymetini biliyoruz. M.Akif’in İstiklâl Marşı metnine emek sarf ederken neye taşıyıcılık yaptığını akıldan çıkarmamız tamiri imkânsız bir hata olurdu.

12. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Durmuş Küçükşakalak
Bu mısra, Türklüğün niçin ve nasıl olupta diğer müslümanlara teşmil edilebileceğine işaret eder. Taşan, fazlalıktır.Kaynamanın olduğu yer kaynak-menbadır. Kaynayanın, fazlalığı taşar. Kaynaklar yükseklerde olur.Oradan taşan alçaklara (enginlere) akar. İnsanların madenler gibi olduğunu söyleyen hadisten, milletlerinde madenler gibi olduğunu anlıyoruz. Türk milletinin rüçhaniyyet kaynağı Allah'a kulluktur. Bu kaynaktan beslenerek engindeki kültürleri eritip yüksek bir kültür, yüksek bir dil vücuda getirdiler. (Enginlere sığmam, taşarım)Taşan köpüğü bile dost-düşman komşu kültürlerin işine yaradı.
 
Durmuş Küçükşakalak bugünün birincisi sensin. Senin sözlerinden İstiklâl Marşı’nın milletin gücünü dile getirirken “Var mı bana yan bakan?” sorusuna benzer bir ifadeye yer vermediğini; Türklüğün gücünü kan bağından veya kültür gelişkinliğinden almadığını; hem bütün insanların, hem de bütün Müslümanların onsuz edemeyeceği bir şeyden bahsedildiğini anlıyoruz. Fark etmemiz gereken bir böbürlenmenin değil bir işlevin dışa vurulduğudur. Biz Türkler neyin nesi olduğumuzu hareket halindeyken bilebiliriz.

13. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar.

Burada ‘‘Garp’’ derken aslında hâkim küfür medeniyetini anlıyoruz. Garp dediğimiz bu âlemin bütün tasavvuru gözle görülenden ibaret. Onun maddiyatın ötesini görebilme gibi bir kabiliyeti yok. Bize dayatılmaya çalışılan veya bizimle çatışmaya çalışan bu medeniyetin, Ahiret’e inanan ve hesabın burada bitmediğini bilen biz Türklere verebileceği hiçbir şey yok. Yararlı bir şey veremeyeceği gibi zarar da veremez. Yeter ki biz kendi elimizdeki potansiyelin ve de hazinenin kıymetini bilelim. İnanıp iman ediyorsak üstün ve aziz olan biziz.
 
Mustafa Karanfil bugünün birincisi sensin. Garbın bir cihet değil bir vaziyet olduğunu belirtmenle kendi vaziyetimiz hususunda bilincimizin beslenmesine yoğunlaşıyoruz. Çelik zırhlı duvar bir emniyet sahasını değil, bir yadırgatıcı alanı işaret ediyor. Batılının kendinden batılı olarak söz etmesi merkez olma hakkını kendinde görmeyen bir tuhaflık. Garbın yararlı bir şey veremeyeceği gibi bize zarar da veremeyişi, insanların edindikler putların yaratılıp duran nesneler oluşlarıyla kıyaslanabilir.

14. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Bir yerde Hak diri ise Batıl’ın payına düşen, hepimizin malumudur. Mesele, Batıl’ın karşısına Hakk’ı çıkarabilmektir. Zehiri bertaraf, panzehirle mümkündür. Putları devirecek, vesvese imparatorluğunu yıkacak güç, Yakin’in berraklığından kotarılır ancak. Niceliği alt edecek olan niteliktir. ’20 kişinin 200 kişiye, 100 kişinin 1000 kişiye galebe etmesi’* edebilmesi bunun ispatıdır. ’Abdullah olalım bu yeterli’ diyen Batıl’ın canına okumanın yolunu göstermekte ve yönüne işaret etmektedir. Güneşe yol açan, kar ve buzulu eritmek isteyenin ta kendisidir çünkü.

*El Enfal/65

Mehmet Sait Ekinci bugünün birincisi sensin. Türkçe bir İslâm dilidir. Yani güzel bir Türkçe ile dediğimiz zaman ihlâsla, sadakatle, vakar ile demiş oluruz. Türkçede göğüs dediğimiz şeyin bir adı da “iman tahtası”dır. Biz Türkler bir şeye göğüs gerdiğimiz zaman zulmün, cehaletin, küfrün rağmına bir duruşu seçmiş oluruz. Göğsümüzün berisi dâr-ül-İslâm, ötesi dâr-ül-harb sayılır.

15. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,

Ulumak, köpek başta olmak üzere köpekgillerin diğer türleri olan kurt, çakal ve tilkinin ortak özelliğidir. Köpek, kurt, çakal ve tilki gibi uluyor garp.

Garp niye ve nasıl uluyor peki?

Niye? sorusunu korkutup sindirmek ya da şamata çıkararak planlarını gözden kaçırmak için diye cevaplandırabiliriz. Nasıl uluyor? Kendince realist, cahilller için gözalıcı tanım ve yorumlarla. Millet, din, bilim, teknoloji, medeniyet, ortaçağ, ekonomi, demokrasi gibi kavramlarla ilgili tanım ve yorumlarını oldukça etkileyici ama hakikatten uzak bir içerikle yayıyorlar. Bölgesel, küresel "öngörüleri" hiç bitmiyor. Dünyanın merkezinde "beyaz adam" oturmuş herkesi kendi değer yargılarıyla "bilimsel" ölçekte yargılayıp duruyor. Hangi iktidarin legal, hangilerinin illegal olduğuna onlar karar veriyor. Kimlerin barbar, kimlerin medenî olduğunu onlar tespit ediyor. Tüm bu yaptıklarını, "ulumak" olarak nitelendirdiğimizde büyüleri bozuluyor.

Bu mısradan elde ettiğim sonuç onların tüm bu şamatalarına imanın vermiş olduğu firaset ve güç ile karşı durabileceğimizdir. Önemli olan bizim "böyle bir iman" diyebilecek kadar iman etmiş olmamızdır. Vesselâm.

Adem Yıldırım bugünün birincisi sensin. Hasmı küçümsemek akıl kârı değil ve fakat kendi güç kaynağından bihaber kalanlar felâketin büyüğüne uğrayacaktır. Türk’ün aklı nahoş durumlarda geliyor. Böyle de olsa, nihayet Türk’ün aklı başına geliyor. Oysa ulumak aklı başında olmanın bir belirtisi sayılmaz. İmandaki sekinet gulguleye pabuç bırakmayanların uhdesindeki şeydir.

16. 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Mısramızda vaziyetten çok bir vaat öne çıkmaktadır. Denilmektedir ki mümeyyiz vasfı canavarlık olan garbî medeniyet, Türk milletine diş geçiremeyecek; Türk’ün savleti, canavarın dişlerinde demir leblebi etkisi yapacaktır. Yeter ki Türk, düşmana karşı İslam’ın izzet ve şerefinin hizasına mevzilensin ve imanın otağı olan göğsünü de düşmana siper etsin. (Anadolu’da ahalinin sürülerine musallat olan kurtlara canavar denilmektedir. Başından itibaren Garbî medeniyetin de “öteki”yle kurduğu ilişki canavarcadır.)

Besbelli ki boğazın iki yakasını tutup payitahtı işgal eden ehli salibin bütün dişleri yerli yerindedir. Türk’ü tarih sahnesinden uzaklaştırma gayretinin iştah ve hevesiyle ağızlarından canavarlara özgü salya akıtmaktadırlar. Milletimizin ise düşmana, onların silahlarının mümasili silahlarla karşılık verebilmesi imkan dahilinde görünmemektedir.

Ancak Türk milleti, aslının icabını ihraz edip kendisine bahşedilen Allah’ın kılıcı olma rolüne sahip çıktığında, "Gevşemeyin, üzülmeyin; inanıyorsanız, üstün gelecek olan sizsiniz." (3:139) vaadinin hak olduğunu bir kez daha görecektir. Çünkü, yerkürede küfrün galebe çalması muvakkattir; oysa Türklüğün icabını ihraz eden Türk’ün Allah’ın indindeki yeri ebediyyen münhasırdır.

Fatih Özkan bugünün birincisi sensin. Tebrik ederim. Ne eksik, ne fazla...

3. VE 4. KITALARIN BİRİNCİSİ

Dadaşhan Celâleddin Kavas ikinci iki kıtanın birincisi sensin. İstiklâl Marşımız kırkbir mısra ve bugünün birincisi sensin programına katılan kırkbirinci isim seninki. Halbuki önceden sen bu programda yer almayacağını bildirmiştin. İtirazlarını geri almış olmanı derneğin bütün diğer kuruluşlara rağmen önemini fark etmene hamlediyorum. Fuat Dik aramıza katılan kırk ikinci isimdir. O da hayırda yarışmaya “medeniyet” mısraı ile başladı.

İSMET ÖZEL

İstiklal Marşı 10 Kıtası: İstiklal Marşı 2 Kıtası, Sözleri, Bestecisi

İstiklal Marşı Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'te kurulmasından iki yıl önce, 12 Mart 1921'de resmen Türkiye'nin milli marşı olarak kabul edildi. Milli Mücadele'de savaşan birliklerle yeni marş, savaştakiler için motivasyon kaynağı ve henüz kurulmamış bir ülke için ilham verici bir ilahi görevi gördü. Döneminin en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilen Mehmet Akif Ersoy tarafından yazıldı. O tarihten sekiz yıl sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın tanınmış bestecisi ve şefi Osman Zeki Üngör İstiklal Marşı'nı besteledi. İki yıl sonra yetkililer, Üngör'ün bestesinin orkestra versiyonunu düzenlemesi için Ermeni asıllı Türk besteci ve orkestra şefi Edgar Manas'ı görevlendirdi. Manas'ın düzenlemesi, bugün devlet ve askeri etkinliklerde, spor etkinliklerinde ve okul törenlerinde duyduğumuz halidir. İşte İstiklal Marşı'nın 10 kıtasının sözleri ve anlamı....
İSTİKLAL MARŞI 10 KITASI'NIN SÖZLERİ VE ANLAMI

1. KITA: Kurtuluş Savaşlar'a ilişkin;


Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

2. KITA: Atatürkçü döneme ilişkin;

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

3. KITA: Devrimlerden sonra yaşananlarla ilgili;

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

4. KITA: Ulusun birliğine ilişkin;

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

5. KITA: Geleceğe ilişkin;

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettigi günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.


6. KITA: Yabancıların etkisinden kurtulmakla ilgili;

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

7. KITA: Milli duygulara ilişkin;

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

8. KITA: İstiklal Marşı'nın gücüne ilişkin;

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

9. KITA: Bölücü hareketlerin yağmalamasından korunma ile ilgili;

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arsa değer belki başım.

10.KITA: Gelecek nesillere ilettirmekle ilgili. 

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

İSTİKLAL MARŞI 10 KITASININ ANLAMI

Kuruluşundan bu yana Türkiye Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını, bütünlüğünü ve dirliğini koruyan Türk Milleti'nin en önemli sembolü olan İstiklal Marşı, 10 kıta halinde yazılmıştır. Bu marş, Türk halkının milli mukaddesatlarına sahip çıktığı bir ifadedir. Her kita, Türk Milleti'nin bağımsızlık mücadelesinin önemli bir aşamasını simgeler.

Rik'a hatlı Osmanlıca İstiklal Marşı güftesi ve "İstiklal Şairi" Mehmet Akif Ersoy.

İSTİKLAL MARŞI 2 KITASI 


İstiklal Marşı, Türk halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesi olarak kabul edilen bir şiirdir. Şiirin 10 kıtası vardır ve bu 10 kıtanın 2'si İstiklal Marşı olarak bilinir. İstiklal Marşı'nın 2 kıtası şu şekildedir:

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

İSTİKLAL MARŞI'NIN ANLAMI NEDİR?

İstiklal Marşı, Türk Milleti'nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü simgeleyen bir şarkıdır. İstiklal Marşı, 10 kıtadan oluşmaktadır ve her kıtası bağımsızlık için verilen mücadeleleri temsil etmektedir. İstiklal Marşı'nın 2 kıta olması ise Türk Milleti'nin iki yönünü simgeler; gökyüzündeki yıldızlar ve yeryüzündeki insanlar.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Gündem

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir