neden sinirleniyorum / Ani Sinirlenme Belirtileri ve Tedavisi

Neden Sinirleniyorum

neden sinirleniyorum

Arşiv Bağlantısı

Sinirli olmanızın altında yatan sebepler

Sinirlenmek çok normal ve insanın doğasında olan bir durumdur. Fakat herhangi bir neden yokken içinizde sinirden beslenen bir canavar büyütüyorsanız ne yapacaksınız? Sizi rahatsız edenin ne olduğunu ve neden hep sinirli hissettiğinizi bir de uzmanlar tarafından dinleyelim


Sinirlilik halinin çok da eğlenceli olmadığını biliyoruz fakat Psikoterapist Jothi Ramesh'e göre sinirlenmek aslında gayet sağlıklı ve doğal. Çoğu insan ise bunu yanlış anlayarak negatif bir şeymiş gibi görüyor. Öfkeyi insanların hayatta kalması için gerekli olan bir duygu olarak belirten Ramesh, sinirlenmenizin sizi rahatsız eden bir şeylerin olduğunu işaret ettiğini anlamanız gerektiğini belirtiyor. Sinirlenmek ne kadar doğal bir duygu olursa olsun bazen kontrolü kaybedebiliyoruz. Bununla başa çıkmanın tek yolu ise sinirinizin nereden kaynaklandığını bulmak. Psikoterapist Julie Freedman'a göre ise sinirimizi tetikleyenlerin ne olduğunun farkında olmak, onlardan uzak durmamızı ve eğer uzak durmamız mümkün değilse de onlarla başa çıkabilmemizi sağlıyor.



İngiltere Ulusal Sağlık Sistemi açıklamalarına göre güçsüz, tehdit altında veya saygı duyulmayan biri olarak hissetmek insanlar için siniri tetikleyen faktörler. Bu faktörler yine de kişiden kişiye göre değişmekte. Örneğin trafikte kalmak, yapılan bir planın iptal olması ya da iş yerinde kötü muameleye maruz kalmak da insanları sinirlendiren sebepler arasında yer almakta.


Freedman, sinirlenmenize sebep olabilecek risk faktörlerinin sizi sabırsızlığa ve daha kolay hırçınlaşmaya itebileceğini söylüyor. Eğer açsanız, öncesinde sinirinizi bozacak başka bir olay yaşadıysanız, stresliyseniz, dinlenmediğinizi veya önemsenmediğinizi hissediyorsanız ya da yorgunsanız sinirlenmeniz dahay kolay oluyor. Bunların hiçbiri size uygun değilse sinirlenmenize sebep olacak diğer faktörlere (çevrenizdeki insanlara, yerlere ve olaylara) bakmanızda fayda var. Ramesh'e göre insanları sinirlendiren sebepler gayet açık ve kendileri de bunların farkında. Yine de bu sebepler tam olarak siyah ve beyaz diye kolaylıkla ayrılamıyor. Konuyu karmaşıklaştıran ise bir duruma neden az ya da çok sinirlendiğinizi ve benzer durumlara neden hep aynı şekilde tepki veremediğinizi anlayamamak.

Durduk yere sinirlendiğinizi düşünüyor olabilirsiniz fakat bu pek doğru bir düşünce değildir. Çünkü bahsettiğimiz iki psikoterapist de içinizde yatan öfkenin bir sebebi olduğunu söylüyor. Freedman bu konuda "Öfke bizim zırhımız gibidir. Kırılmamıza sebep olacak diğer duyguları hissetmeyi engellemek için onu kullanırız" diyor. "Bir olay yaşadığımızda ilk olarak kırılmış veya korkmuş hissedebiliriz fakat sinirlilik ikincil bir duygudur, ortaya hızlı bir şekilde çıkar". "Bu yüzden sinirimizin altında yatan birincil duyguyu anlamaya çalışmak sakinleşmenizi ve 'kavga et ya da kaç' hissinden uzaklaşmanızı sağlar" diye de ekliyor.




Sinirinizi tetikleyen şeylerin farkına varın: Eğer sizi neyin sinirlendirdiğini anlayabilirseniz duygularınız sizi ele geçirmez ve o durumu daha kolay kontrol altına alırsınız. Freeman bu konuda sizi sinirlendiren olayı arasında derecelendirmenizi ve sinirlenmenize değip değmeyeceğine karar vermenizi öneriyor.


Nefes almayı öğrenin: Freeman derin nefes almanın kalp atışını düzenleyerek sakinleşmeye yardımcı olduğunu ve stres hormonunu azalttığını belirtiyor. Ramesh ise bunu yaptıktan sonra daha mantıklı bir şekilde düşünmeye başladığımızı ekliyor.


İç konuşmanız pozitif olsun: Kendi içinizde kendinizle yaptığınız diyalogların nasıl hissettiğinizi çok fazla etkilediğini biliyor muydunuz? Freedman bu konuda kendinizle pozitif bir şekilde konuşmanızı "Bunu kişisel algılamayacağım" veya "Bununla başa çıkabilirim" şeklinde cümleler kurmanızı ve duruma farklı bir pencereden bakmanızı öneriyor.


Günlük tutun: Ramesh "Eğer öfkenizi kontrol altına almak istiyorsanız günlük tutmak yardımcı olabilir" diyor. "Hissettiklerinizi yazmak öfkenizi kontrol altına almaya yardımcı olabilir ve sonrasında sinirlendiğiniz kişiye veya olaya daha mantıklı bir şekilde yaklaşmanızı sağlar" diye de ekliyor.


Sorunu giderin: Ramesh, hiçbir sorunun çözülmeden kalmaması gerektiği konusunda insanları uyarıyor. Aksi taktirde öfkenin ve hayal kırıklıklarının birikeceğini belirtiyor.


Siniriniz bir sorun haline geldiğinde bu sadece kişisel ilişkilerinizi değil fiziksel ve ruhsal sağlığınızı da etkiler. Araştırmalara göre sürekli sinirli olmak felç ve kalp krizi riskini artırırken sindirim sisteminizin de zayıflamasına sebep oluyor. Öfke tek başına bir akıl hastalığına sebep olmasa da depresyon ve anksiyeteyle de yakından ilişkili. Bu yüzden öfkenizin bir sorun oluşturduğunu düşünüyorsanız bir uzmanla görüşmenizde fayda var.




Kaynak: Khoo,Isabelle. (). Why Am I So Angry?. Şuradan alınmıştır: seafoodplus.info

Çok çabuk sinirleniyorsanız dikkat!

Yayınlanma: 22 Haziran

Sebepsiz yere sinirlenip hemen her şeye parlıyor musunuz? Peki çok çabuk yorulup, sık sık tatlı yeme ihtiyacı mı duyuyorsunuz? Bütün bunların nedeni kan şekerinizin düşüklüğü olabilir…

9

Yemek sonrası yaşadığınız halsizlik, enerji düşüklüğü, yorgunluk, baş dönmesi, tatlı yeme isteği kan şekeri düşüklüğüyle ilgilidir. Bu durum iş veriminizi düşürdüğü gibi, sizi öfkeli, sabırsız ve kızgın yapar. Kan şekerinizi ölçtürmeniz gerekebilir…

3

Kendinizi test edin

Aşağıdaki belirtilerden hangilerinin sizde olduğunu kontrol edin:

1- Gün içinde acıkma ataklarınız oluyor mu?
2- Şekerli gıdaları tüketmek için fazla istek duyuyor musunuz?
3- Genellikle öğleden sonra başınızda ağrı oluyor mu?
4- Sabaha karşı uyanıyor musunuz ve sonrasında uyumanız zor oluyor mu?
5- Devamlı bir yorgunluk haliniz mevcut mu?
6- Öğle yemeği yedikten sonra şiddetli tatlı ya da kahve krizleriniz oluyor mu?
7- Zaman zaman yoğun baş dönmeleri yaşıyor musunuz?
8- Yemek vaktiniz geçtiğinde sinirli oluyor musunuz?
9- Yemek yediğinizde sakinleşiyor ancak belli bir süre sonra halsizleşiyor musunuz?
Yemek vaktiniz geciktiğinde elleriniz ayaklarınız boşalıyor ve terlemeye başlıyor musunuz?
Gün boyu uyuklama ya da uyku haliniz var mı?

Bu soruların çoğuna evet cevabı veriyorsanız kan şekeri düşüklüğünüz olabilir. O nedenle en yakın sağlık kuruluşuna giderek öncellikle şikayetiniz olan konuları hekiminize aktarmanız gerek. Daha sonra da hekiminizin yönlendirmesi sonucunda tedavinize başlamalısınız.

1

İşte nedenleri&#;

Kan şekeri düşüklüğünün başlıca nedeni sağlıksız beslenmedir. Yani fazla karbonhidratlı rafine ürün bakımından yoğun, aşırı kafein içeren, uzun açlık aralıklarının olduğu bir beslenme şeklidir. Ailede şeker hastalığının olması, fazla kilolu olmak, düzensiz bir beslenme meyli içinde olmak, egzersiz yapmamak, tek besin grubuna bağlı beslenmek de önemli etkiler arasındadır. Kan şekeri düşüklüğü genellikle iki saatte bir kendini yoğun olarak hissettir.

8

Kuşluk diye adlandırdığımız ve saatleri arasında bu hastalar daha sinirli, hafif baş ağrısından yakınan, yorgun ve yemek düşünür durumda olurlar. Bu durumu düzeltmek için yapılan en büyük hata yanlış yiyeceklere saldırmak ve kendinizi bir kısır döngünün içine atmaktır. Hemen hemen dinlediğim bütün hipoglisemi öykülerinde ilk tüketilmek istenilen yiyecek çikolata, kek, pasta, kurabiye ve bisküvidir. Bu yiyecekler başlangıçta hipoglisemik kişiyi çok mutlu etse ve açlığını giderse de, kısa bir süre sonra açlık tatlı isteğiyle tekrar geri döner ve alınan yanlış besimler enerji yerine yağ olarak vücudumuzda depolanır.

5

Nasıl beslenmek gerekir?

Hipoglisemik reaksiyonları yaşamamak için aşağıdaki şekilde beslenmeniz gerekir:

1-Asla öğün atlanmamalıdır. Üç ana, dört ara öğün mutlaka ikişer saat arayla yenmelidir. Ana öğünlerden sabah kahvaltısının çok geç olması hipoglisemik bir birey için bütün günün halsiz, sağlıksız ve biraz da sinirli geçmesine neden olabilir.
2- Hipoglisemik kişilerin besin çizelgeleri, proteinden zengin, glisemik indeksi düşük besinlerden oluşturulmalıdır.
3- Beslenme programında, tam tahıllı ekmek, sebze, glisemik indeksi düşük meyvelere dayalı bir çizelge yer almalıdır.
4- Meyve asla öğün olarak tek başına yenmemelidir. Ara öğünde yenilen meyvenin yanına mutlaka hem kalsiyum desteği hem de şekeri dengelemesi açısından yarım çay bardağı diyet süt, bir çay bardağı diyet ayran, yarım çay bardağı yoğurt yenmelidir veya meyvenin yanında adet diyet bisküvi veya beş adet tuzsuz badem olabilir.
5- Su çok önemli bir temizleyici ve dengeleyici olduğu için mutlaka günde bardak arasında içilmelidir. Gazlı ve şekerli içecekler tüketilmemelidir.
6- Yatmadan önce bir su bardağı diyet kefir veya diyet süt içimeli.

4

Wir haben von Ihrer IP-Adresse ungewöhnliche Aktivitäten festgestellt und den Zugriff zur Website blockiert.

Bitte bestätigen Sie, dass Sie kein Roboter sind:

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir