Genellikle östrojen hormonunun neden olduğu ve iyi huylu tümör olarak bilinen miyomlar, üreme dönemindeki her 5 kadından 1’inde görülmektedir.
Oldukça yaygın olarak rastlanılan miyomlar, rahmin kas tabakasından kaynaklı ortaya çıkar. İyi huylu tümör olarak adlandırılır ve çok ender vakalarda kansere dönüştüğü görülmüştür. Avrasya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, miyom ile ilgili merak edilenleri cevapladı.
Miyom nedir?
Miyom, doğurganlık çağında rahimde sıkça ortaya çıkan anormal dokudur. Sıkça rastlanılan bir kadın hastalığıdır ve rahmin kas tabakasından kaynaklanır. İyi huylu tümör olarak bilinir ve kansere dönüştüğüne çok vakada rastlanılmıştır.
Tıp dilinde fibroid ya da leimyoma olarak bilir ve 30 ila 40 yaş arasındaki kadınlarda daha fazla görülür. Tam olarak neden olduğu anlaşılmayan bu dokuları önlemek mümkün değildir. Bununla birlikte östrojen hormonunun, miyom büyümesini hızlandırdığı düşünülür. Genel olarak kişilerde belirtilere yol açmayan miyom hormanal değişikliklerle kendisini gösterebilir. (Adette düzensizlik, adet arası kanama vs..) Boyutları 1, cm arasında değişir, pembe renkli ve yuvarlak şekillidir.
Belirtilerin şiddeti; miyomun sayısı, boyutu ve konumuna göre değişir
Çoğunlukla belirti göstermeyen iyi huylu tümör olan miyomlar, başka bir şikayetle, yapılan jinekolojik muayene sırasında ya da hamilelik nedeni ile yapılan ultrasonlarda rastlantı sonucu tespit edilirler. Kadınlar bir ömür boyunca miyomu olduğunu fark etmeden sağlıklı bir şekilde yaşayabilir. Miyom varlığında karşılaşılan belirtileri sıralayacak olursak;
Neden rahimde miyom oluşur?
Hormonal değişimler
Östrojen hormonunun miyom gelişiminde önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. Adet döngüsü içerisinde değişiklik gösteren östrojen, miyomların büyüme hızını da doğru orantıda etkiler. Menopoz dönemin olan kadınlardaki miyomların küçülme eğiliminde olması da aynı durum ile açıklanabilir.
Genetik
Ailede miyom bulunması, kişide de miyom bulunma olasılığı artırır.
Gebelik dönemi
Gebelikte, östrojen ve progesteron hormonlarının üretiminde artış görülür. Bu nedenle de miyomlar bu dönemde artış gösterebilir.
Çevresel faktörler
İlk adeti küçük yaşta görmek, doğum kontrol hapı kullanmak, D vitamini eksikliği, kırmızı et tüketiminde aşırıya kaçmak ve alkol tüketmek gibi etkenlerin miyom oluşunda etkili olduğu düşünülmektedir.
Şikayetlerin şiddeti tedavi gerekliliğini ediyor olabilir
Herhangi bir şikayete yol açmayan be tamamen rastlantısal olarak tespit edilen miyomlar herhangi bir tedavi gerektirmez. Ancak düzenli periyotlara takip edilmesi gerekir.
Eğer tespit edilen miyomlar belirtilere yol açıyorsa ve belirtilerin şiddeti artmışsa tedavi edilmesi gerekebilir. Tedavi, genelde cerrahi yöntemler ile uygulanır. Ameliyat kararında hastanın yaşı, şikayetleri, miyom sayısı ve yerleşimi, hastanın çocuk sahibi olup olmadığı önemli etkenlerdir.
ETİKETLER: avrasya, doktor, hasta, hastane, insan, kadın doğum, sağlık, şifa
Üreme çağındaki kadının normal adet süresi 28 günde bir (ilk adet kanamasının başladığı ilk günden diğer adet kanamasının başladığı ilk güne kadar geçen süre) olduğunu belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen, “Normal adet kanaması gün arası devam eder. İlk günlerde nispeten daha fazla kanama olur, yavaş yavaş azalır ve en geç 7 günde tamamen biter. Bunun dışındaki tüm kanamalar düzensiz adet kanaması olarak adlandırılır.” dedi.
Düzensiz adet kanamalarını, “az ve gecikmeli kanamalar” “sık, uzun ve fazla kanamalar” olarak ikiye ayırdıklarını söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen, düzensiz ve aşırı adet kanamalarının nedenlerini şöyle sıraladı:
Adet Düzensizliğinin Belirtileri Nelerdir?
Regl kanamalarının gün arası sürmesi durumunda normal olarak değerlendirdiklerini belirten Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen, “Bir reglin başlangıcından diğer reglin başlangıcına kadar geçen süresinin gün arası olmasını bekleriz. Bu rutin döngülerin dışındaki sürelerde meydana gelen adet kanamalarına düzensiz ve anormal kanama olarak bakarız. Menopoza yaklaştıkça ve yeni adet görmeye başlanılan yaşlarda vücut hormonal düzenini sağlamaya çalıştığı için oluşan adet düzensizlikleri normal olarak görülebilir.
Ancak, iki adet dönemi arasındaki sürenin 21 günden kısa, 35 günden uzun olması; reglin 2 günden az, 7 günden fazla olması; kanama durumunun şiddetli olması; ağrı, kramp ve kusma görülmesi, sürekli yorgunluk hali, baş dönmesi, kansızlık, sık sık adet görme veya uzun bir süre hiç adet görmeme gibi durumları aşırı ve düzensiz adet kanaması belirtisi olarak sayabiliriz.
Daha çok kimlerde görülür?
Üreme çağındaki kadınların % 10’unda, menopoz dönemine yakın kadınların % 30’unda düzensiz ve aşırı adet kanaması görülebileceğini belirten Op. Dr. Bahar Besen, genel olarak ise kadınların ortalama %20’sinde görülen bir durum olabileceğini söyledi.
Adet kanaması düzensizliklerinin ardında yatan ciddi hastalıklar olabilir mi?
Düzensiz ve fazla kanamaların altında yatan ciddi hastalıklar olabileceğinin altını çizen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen, “Teşhis ve tedavi edilmeyen kanamalar vücut sistemini bozan ciddi hastalıklara yol açabilir. Kanser, hormon düzensizliği ve başka sistemik hastalıklardan kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle, yıllık jinekolojik kontrollerin düzenli olarak yapılması erken teşhis açısından oldukça önem taşıyor. En ufak bir aksamada hemen bir doktora başvurulmasında fayda var.” dedi.
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Adet kanamalarına düzensizlik ev anormal kanamaların tedai yöntemleri hakkında bilgi veren Medicana Çamlıca Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bahar Besen, “Öncelikle, her düzensizlik tipinin kendine özgü nedenleri ve tedavi şekli olduğu için, doğru tanı koyma aşamasında hastanın doktora mevcut düzensizliği iyi tarif edebilmesi çok önemli. Medikal ve cerrahi tedavi olmak üzere iki türlü tedavi uygulanıyor. Tedavi seçenekleri teşhise göre değişiyor. Hormonal bozukluklara bağlı kanamalarda veya enfeksiyondan dolayı meydana gelen durumlarda ilaç tedavisi uygulanıyor. Büyük miyomlar, yumurtalık kistleri veya medikal tedaviye cevap vermeyen kanamalarda ise cerrahi tedavi devreye giriyor.” dedi.
Bu Belirtiler Varsa Mutlaka Uzman Bir Hekime Başvurulması Gerekir
Kadın vücudu, hamilelik için her ay bir adet yumurta hücresi olgunlaştırır ve rahim iç yüzeyini embriyonun tutunabileceği şekilde hazırlar.
Hamileliğin gerçekleşmemesi durumunda ise yumurta hücresi ile birlikte rahim iç tabakası vajinal kanama yoluyla dışarı atılır. Ortalama 28 günde bir gerçekleşen bu kanama, adet kanaması olarak adlandırılır. Adet kanaması ergenlik dönemindeki genç kızlarda, yaklaşık yaşlarında başlar ve yaşlarında menopoz ile son bulur.
Kanama miktarı her kadında birbirinden farklı olabilse de bazı kişilerde aşırı miktarlarda olabilir. Aşırı adet kanaması (menoraji) olarak adlandırılan bu durum genellikle bir sağlık sorununu işaret eder.
Vücuttan aşırı kan kaybı kansızlık başta olmak üzere çeşitli sorunları da beraberinde getirebildiğinden mutlaka önemsenmesi ve hekime başvurulması gereken bir durumdur. İşte aşırı adet kanaması ile ilgili bilinmesi gerekenler
Adet kanaması, sağlıklı bir kadının günde bir yaşaması gereken doğal bir durumdur. Her kadının menstruasyon döngüsünün gün sayısı birbirinden farklıdır.
gün aralığındaki adet döngüleri normal kabul edilir. Bunun yanı sıra bir adet kanaması döneminde gerçekleşen toplam kanama miktarı da her kadında farklıdır.
Adet kanamalarında ortalama kanama hacmi ml olarak belirtilir. Bazı kadınlarda bunun üzerinde olabilse de tüm kadınların %90ında 80 mlden daha az kanama gerçekleşir.
Bazı kadınlarda ise kanama miktarı aşırı denebilecek kadar fazladır. Adet kanamasının ml ve üzerinde olması, aşırı adet kanaması veya menoraji olarak adlandırılır.
Bir kadının adet kanamasının kaç mililitre olduğunu ölçmesi elbette ki mümkün değildir. Fakat adet kanaması her ay gerçekleşen olağan bir durum olduğundan kadınlar önceki aya göre aşırı artmış olan kanama miktarını kolaylıkla fark edebilirler.
Böyle bir durumla karşılaşan kadınlar yaşadıkları sorunu fark etmeleri ile birlikte muayene için sağlık kuruluşlarına başvurmalıdır. Aşırı adet kanamalarının en yaygın nedeni jinekolojik hastalıklardır. Bu nedenlerden bazıları şunlardır:
Yukarıdaki durumlara ek olarak alınan bazı tedaviler ve kullanılan ilaçlar da aşırı adet kanamalarına yol açabilir. Özellikle antikoagülan (kan sulandırıcı) ilaç kullanımı, kanser hastalarına uygulanan kemoterapi ve bazı durumlarda da doğum kontrolü amaçlı tüplerin bağlatılmış olması aşırı kanamaya neden olabilecek durumlar arasındadır.
Normal şartlarda bir adet döneminde gelen kanama miktarı kadından kadına değişir. Bazı kişilerde adet kanaması gün sürerken bazı kadınlarda gün sürebilir.
Bu durum da kanama miktarını etkileyecek faktörlerden bir tanesidir. Bunun yanı sıra kadınlar kendi vücut düzenlerini ve olağan kanama miktarlarını bildiğinden bir adet döneminde aşırı miktarda gelmeye başlayan kanamayı kolaylıkla fark edebilir.
Böyle bir durumun fark edilmesi halinde en doğru seçenek hekime başvurarak sağlık kontrolünden geçmektir. Kanamanın azaltılması için bilinçsiz ilaç kullanımı veya içeriği bilinmeyen bitkisel ürünlerin kullanımı ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebileceğinden bu tür davranışlardan mutlaka kaçınılmalıdır.
Aşırı adet kanamasının durdurulmasına yönelik önlemleri araştırmadan önce gerçekten olağan dışı bir kanama olduğunun tespit edilmiş olması gerekir.
Bu konuda yapılan en büyük yanlışlardan biri kadınların adet kanaması miktarı ve kanamanın kaç gün devam ettiği gibi konularda kendilerini çevrelerindeki diğer kadınlarla karşılaştırmalarıdır.
Aşırı kanama ancak kadının kendi önceki adet dönemlerine göre artmış olan bir kanama ile tespit edilebilir. Aşırı kanama yaşadığını düşünen kadınlar vakit kaybetmeksizin jinekoloji uzmanlarına başvurarak muayeneden geçmelidir.
Aşırı adet kanaması ve ağrı sorunu yaşayan kadınlarda tedavi amaçları arasında aşırı kanamanın azaltılması ve durdurulması, aşırı kanamaya yol açan sağlık sorununun teşhis edilmesi ve buna yönelik tedavi uygulanması, aşırı kanamanın yol açtığı kansızlık (anemi) gibi sorunların ortadan kaldırılması ve yaşam kalitesinin arttırılması yer alır.
Kanamanın durdurulması için bazı durumlarda ilaç kullanımı gerekli olabilir. Ek olarak kan sulandırıcı kullanılıyorsa, bunun gerekliliği konusunda yeniden değerlendirme yapılabilir. Gerekli görülmesi halinde diğer tıbbi birimlerin uzmanlarından görüş alınabilir.
Aşırı adet kanaması hamilelik ile ilgili bir kanamanın adet kanaması ile karıştırılması halinde de gelişebilir. Bu nedenle hastalar bu açıdan da değerlendirilir.
Bazı durumlarda aşırı kanamaya yol açan soruna da bağlı olarak doğum kontrol yöntemlerinin uygulanması gerekebilir. Bu konuda en doğru bilgi sizi muayene edecek olan uzman tarafından verilebilir.
Aşırı adet (regl) kanaması, vücuttan olağan dışı bir kan kaybına neden olduğundan birtakım olumsuzlukları da beraberinde getirir. Bunlardan en önemlisi anemi (kansızlık) problemidir.
Kansızlık dolayısıyla aşırı adet kanaması bayılma, cilt renginde solukluk, nefes darlığı, çabuk yorulma gibi sorunlara da neden olur. Kanamanın fazlalığına bağlı olarak vücuttan önemli miktarda sıvı kaybı da gerçekleşir.
Bunun sonucunda derideki nem kaybı ile birlikte cilt elastikiyeti azalır. Baş dönmesi, vücut ısısında artış, koyu renkli idrar, baş ağrısı ve uyku hali buna bağlı olarak gelişebilen olumsuzluklardan bazılarıdır.
Aşırı regl kanaması yaşayan kadınların birçoğunda aşırı adet sancısı problemi de mevcuttur. Ağrı ve kanamanın fazlalığı günlük yaşamı önemli ölçüde olumsuz etkilediğinden çoğunlukla tedavi gerektirir.
Menoroji sorunu, kadınlar tarafından hissedildikten sonra hastanelerin kadın hastalıkları birimlerine başvuru yapılmalıdır. Bu şikayetle polikliniklere başvuran hastalarda öncelikli olarak detaylı tıbbi muayene alınır.
Menoraji sorunu olan kadınların birçoğunda adet kanamasının 7 günden uzun sürdüğü, saat başı veya en fazla iki saatte bir ped değiştirme ihtiyacı bulunduğu görülür.
Ayrıca aşırı adet kanaması parça gelmesi olarak tanımlanan büyük pıhtıların sık gelmesi sorununu da beraberinde getirir. Tüm bu durumların hekim tarafından değerlendirilmesi ile birlikte menoraji teşhisi konulabilir.
Ardından bu duruma neden olan faktörlerin tespit edilmesi için muayeneler yapılmalıdır. Eşlik eden hastalıklar ve kullanılan ilaçlar değerlendirilir.
Jinekolojik muayene, ultrason ve kan testlerine başvurulabilir. Jinekolojik hastalıkların teşhis edilmesi halinde bunlara yönelik tedavi başlatılır. Kadın üreme sistemine ilişkin herhangi bir sorunun tespit edilememesi halinde hastalar farklı tıbbi birimlere de yönlendirilebilir.
Aşırı adet kanaması tedavisine başlanırken öncelikle bu soruna neden olan durum tespit edilmelidir. Bunun için aşırı adet kanaması nedenleri araştırılmalı ve gerekli tanı testleri uygulanmalıdır.
Hastalarda hormonal bozukluk veya jinekolojik bir hastalık tespit edilirse bunlara yönelik gerekli tedavi planı başlatılır. Ek olarak aşırı kanamanın azaltılmasına yönelik de ayrıca tedavi uygulanabilir.
Bazı hastalarda hormon içeren ilaçlar, doğum kontrol hapları veya aynı zamanda bir doğum kontrol yöntemi olan hormonlu spirallerin yerleştirilmesi önerilebilir.
Hormon ilaçlarının birçoğu progesteron hormonu içerir.
Bazı durumlarda bunlar iğne şeklinde de uygulanabilir. Bir diğer tedavi seçeneği non-steroid antiinflamatuar ilaçlardır. Bu ilaçlar steroid içermeyen antiinflamatuar ilaçlar olarak da adlandırılır ve kan kaybını % oranında azaltabilir.
İbuprofen, naproksen ve mefenamik asit bunlara örnek olarak verilebilir. İlaç tedavilerine yanıt alınamaması halinde cerrahi operasyonlara başvurulması gerekebilir.
Endometrial ablasyon adlı yöntemle rahim iç tabakası kazınabilir, bazı durumlarda kist ve miyomlar cerrahi operasyonlar yardımıyla çıkartılabilir.
Daha ileri olgularda özellikle de kötü huylu oluşumların varlığı halinde histerektomi adı verilen operasyonla rahmin alınması gerekebilir.
Bu yöntemlerden hangisinin veya hangilerinin uygulanması gerektiğine hekim tarafından yapılacak detaylı muayeneler ve tanı testlerinin ardından karar verilir.
Eğer siz de adet kanamalarınızın normalden fazla olduğunu düşünüyorsanız, fazla miktarda gelen kanamalara ve aşırı adet ağrısına ne iyi gelir diye merak ediyorsanız bir kadın sağlığı uzmanının muayenesinden geçmenizde fayda vardır.
Bu sayede kansızlık sorunu gelişmeden bu sorunun önüne geçebilir, altta yatan farklı bir hastalığınız mevcut ise buna yönelik tedavilerinize erken dönemde başlayabilirsiniz.
İlaçlar
Prosedürler